Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
2 -> 72<br />
Hakikat ödünç alınamaz. O kitaplardan çalışılamaz. Hiç kimse sana onun hakkında bilgi veremez. Senin<br />
zekânı keskinleştirmen zorunludur, bu sayede sen varoluşun içine bakarsın ve onu bulursun. Eğer bir<br />
çocuk açık, alıcı, uyanık bırakılırsa ve araştırmak için arzu verilirse onun psikolojik özgürlüğü olacaktır.<br />
Ve psikolojik özgürlük ile birlikte muazzam bir sorumluluk gelir. Ona bunu öğretmek zorunda değilsin; o<br />
psikolojik özgürlüğün gölgesi gibi gelir. Ve o sana müteşekkir olacak. Aksi taktirde bütün çocuklar anne<br />
babalarına kızgındır çünkü onlar onu mahvetti: Onun özgürlüğünü yok ettiler, zihnini koşullandırdılar. O<br />
bir soru dahi sormadan önce hepsi, kendi deneyimlerine dayanmadığı için sahte olan cevaplarla zihnini<br />
doldurdular.<br />
Bütün dünya psikolojik esaret altında yaşıyor.<br />
Ve üçüncü boyut, beden olmadığını bildiğin, zihin olmadığını bildiğin, sadece saf bilinç olduğunu bildiğin<br />
nihai özgürlüktür. Bu bilgi meditasyon aracılığıyla gelir. O seni bedenden ayırır, o seni zihinden ayırır ve<br />
nihai olarak saf bilinç, saf farkındalık olarak sen oradasın. Bu ruhsal özgürlüktür.<br />
Bunlar birey için üç temel özgürlük boyutudur.<br />
Kolektif olanın ruhu yoktur, kolektif olanın zihni yoktur. Kolektifin bedeni de yoktur; o sadece bir isimdir.<br />
O sadece bir sözcüktür. Kolektif için özgürlüğe ihtiyaç yoktur. Tüm bireyler özgür olduğunda kolektif olan<br />
özgürleşecektir. Ancak biz sözcüklerden çok etkileniriz, o kadar çok bu böyledir ki sözcüklerin bir<br />
maddesinin olmadığını unuturuz. Kolektif olan, toplum, topluluk, din, kilise; bunların hepsi laftır. Onların<br />
ardında gerçek hiçbir şey yoktur.<br />
Küçük bir öykü aklıma geldi. Alice Harikalar Diyarında masalında, Alice kraliçenin sarayına gelir.<br />
Vardığında kraliçe ona sorar, "Yolda bana doğru gelen bir haberciye rastladın mı?"<br />
Ve küçük kız, "Hiç kimseye," der.<br />
Ve kraliçe, "Hiç kimse"nin birisi olduğunu düşünür ve sorar, "Fakat o zaman niçin Hiç Kimse buraya<br />
ulaşmadı?"<br />
Küçük kız, "Hiç kimse hiç kimsedir" der.<br />
Ve kraliçe der ki, "Aptal olma! Anlıyorum: Hiç Kimse Hiç Kimse olmak zorunda ama o sen buraya<br />
gelmeden önce burada olmalıydı. Anlaşılan Hiç Kimse senden daha yavaş yürüyor."<br />
Ve Alice der ki, "Bu kesinlikle yanlış! Hiç kimse benden hızlı yürüyemez."<br />
Diyalog bu şekilde devam eder.<br />
Tüm diyalog boyunca "hiç kimse" birisi olur ve Alice'in kraliçeyi bu "hiç kimse"nin hiç kimse olmadığına<br />
ikna etmesi mümkün olmaz.<br />
Kolektiflik, toplum; tüm bunlar sadece laftır. Gerçekten var olan bireydir; aksi taktirde bir sorun olacaktır.<br />
Bir Rotary kulübünün özgürlüğü nedir? Lions kulübünün özgürlüğü nedir? Bunlar sadece isimdirler.<br />
Kolektiftik çok tehlikeli bir fikirdir. Kolektif olmak adına birey, gerçek her zaman kurban edilmiştir. Ben<br />
kesinlikle ona karşıyım.<br />
Uluslar bireyleri ulus adına kurban ediyor; ve "ulus" sadece bir laftır. Haritanın üzerine çizdiğin çizgiler<br />
yeryüzünde hiçbir yerde yoktur. Onlar sadece senin oyunundur. Fakat haritanın üzerine çizmiş olduğun bu<br />
çizgiler için savaşmak adına milyonlarca insan ölmüştür; gerçek insanlar gerçek olmayan çizgiler için<br />
ölüyor. Ve sen onları kahraman yapıyorsun, ulusal kahramanlar yapıyorsun!<br />
Kolektiflik fikri tamamıyla yok edilmelidir; aksi taktirde şu veya bu şekilde bireyi kurban etmeye devam<br />
edeceğiz. Bireyi din adına bile, din savaşlarında kurban etmiş durumdayız. Dini savaşta ölen bir Müslüman<br />
kendisinin cennetlik olduğunun garanti olduğunu bilir. Ona imamı tarafından, "Eğer İslam için ölürsen