You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
22 -> 72<br />
olmak istersin. Özgürlük için bir özlem olduğunu bilirsin. Boşu boşuna bir özgürlük için olamaz; zengin bir<br />
şey, paha biçilmez bir şey için olmalı. Cesaret toplayabilmek için bir emin olma hali yaratıyorsun ki bu<br />
sayede bilinmeyenin içine sıçrayabilesin.<br />
... Ve senin tarzın benim en iyi dostumdur. Ancak bunlar güzel rüyalardır, bunlar umutlardır; emin olmak<br />
senin kafesindir, onun güvencesidir. Ancak odamı dolduran sahte parlaklığı süpürüp atacak yüreğe sahip<br />
değilim. Bunlar zihindeki güzel fikirlerdir.<br />
Üzerimi kaplayan kefen, toprağın ve ölümün kefenidir. Ondan nefret ediyorum ancak yine de ona<br />
sevgiyle sarılıyorum.<br />
Bedeninin öleceğini biliyorsun. Aslında bedenin ölü malzemeden yapılmıştır; o zaten ölüdür. O canlı gibi<br />
görünür çünkü onun içinde canlı bir şey vardır. O senin içindeki bir misafir yüzünden sıcaklık ve canlılık<br />
yayar. Bu misafir uzaklara uçup gittiği an bedenin gerçekliği sana kapılarını açacaktır.<br />
Rabindranath der ki bedenlerimiz tozdan ve ölümden yapılmıştır. Ondan nefret ediyorum ancak yine de<br />
ona sevgiyle sarılıyorum. Ancak sen bir kadına âşık olduğunda, o zaman iki iskelet birbirine sarılıyordur;<br />
her ikisi de cildin sadece iskeleti kaplayan bir şey olduğunu bilir. Şayet birbirinizi gerçek bir çıplaklıkta<br />
görebilseydiniz —yalnızca elbisesiz değil, cildin de olmadan çünkü gerçek elbise budur— o zaman şok<br />
olabilirdiniz ve sonsuza dek birlikte yaşamak için söz verdiğin sevgilinden son hızla kaçardın. Arkana bile<br />
bakmazdın ve hatta olayı hatırlamak bile istemezdin.<br />
Hindistan imparatorlarından Şah Cihan'ın sarayında şöyle bir olay olmuştu: O bir kadına âşık olmuştu<br />
ancak kadın onunla evlenmeye istekli değildi.<br />
O bir beyefendi olmalı ki onu ikna etmeye çalıştı; yoksa onu zorlayabilirdi. Fakat kadın onun<br />
korumalarından birisine âşık olmuştu. Ve bunu öğrendiğinde gerçekten çok öfkelendi. Her ikisi de hemen<br />
yakalanıp saraya getirildi.<br />
Şah Cihan ikisinin de kafasını hemen oracıkta kesmek üzereydi. Ancak çok yaşlı bir adam olan veziri —o<br />
babasının da vezirliğini yapmıştı ve Şah Cihan ona çok saygı duyardı— "Bunu yapma. Biraz daha bilgece<br />
davran; bu yeterli bir ceza değil. Ben onlara doğru cezayı vereceğim" dedi. Her ikisinin de sarılı ve çıplak<br />
olarak birbirine bağlanmasını ve mahkemedeki bir sütuna zincirlenmelerini emretti. Mahkemenin diğer<br />
üyeleri gözlerine inanamadı; bu nasıl bir cezalandırmaydı? Bu bir ödüle benziyordu; birbirine sarılmak hep<br />
onların istedikleri bir şeydi. Ama onlar yanılmıştı.<br />
Bu yaşlı adamın gerçekten muhteşem bir psikolojik kavrayışı olmalı. Bu iki âşık da merak etmişti: "Bu<br />
nasıl bir ceza? Bu bir ödül!" Büyük bir aşkla birbirlerini kucakladılar.<br />
Bir iple bağlanmışlardı, bu sayede birbirlerinden kaçamıyorlardı; sonra da bir sütuna bağlanmışlardı. Bir<br />
insanı ne kadar kucaklayabilirsin? Beş dakika, yedi dakika, yarım saat...? Yirmi dört saat sonra<br />
birbirlerinden nefret ettiler...böyle olmak zorundaydı, başka bir yolu yoktu. Terliyorlardı, bedenlerinin,<br />
dışkılarının kokusu tüm sarayı doldurdu... ve bir kaçış yolu yoktu. Yirmi dört saat sonra yaşlı adam, "Artık<br />
onlara elbiselerini verin ve özgür bırakın" dedi.<br />
Ve onlar elbiselerini alır almaz ters yöne doğru kaçtılar, bir daha asla bir araya gelmediler; onlar yeterince<br />
bir arada kalmışlardı!<br />
"Üzerimi kaplayan kefen, toprağın ve ölümün kefenidir. Ondan nefret ediyorum ancak yine de ona<br />
sevgiyle sarılıyorum."<br />
İnsanın şizofrenisi, bölünmüş kişiliği böyle bir şeydir. Onun evi kendisine karşı bölünmüştür; o nedenle o<br />
huzuru bulamaz.<br />
"Çok borcum var, hatalarım büyük, utancım saklı ve ağır. Ancak kendi iyiliğimi istemeye sıra geldiğinde<br />
dualarım kabul olursa diye korkudan dizlerim titrer. "