Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
26 -> 72<br />
etmeden önce hareket edebilmek için büyük bir enerjiye ihtiyaç duyacaksın. Tırtıl özümsemedir, tamdır; iş<br />
başarılmıştır. Sonra ikinci aşama başlar: bağımsızlık. Larva bırakılmıştır. Artık tek bir yerde kalmaya gerek<br />
yoktur. Keşfetmek için zaman gelmiştir, macera için zaman gelmiştir. Gerçek hayat hareketle,<br />
bağımsızlıkla başlar. Larva bağımlı, mahkûm, zincirlenmiş olarak kalır. Tırtıl zincirleri kırmıştır, hareket<br />
etmeye başlar. Buz erimiştir; o artık donuk değildir. Larva donmuş bir haldedir. Tırtıl harekettir, nehir<br />
gibidir.<br />
Ve sonra üçüncü aşama, yaratıcılık aşaması gelir. Bağımsızlık kendi başına fazla bir şey ifade etmez.<br />
Sadece bağımsız olarak tatmin olamayacaksın. Hapishanenin dışında olmak iyidir ama ne için bağımsızlık?<br />
Ne için özgürlük?<br />
Unutma, özgürlüğün iki hali vardır: Birincisi bir şeyden özgürleşmek ve ikincisi bir şey için özgürleşmek.<br />
Pek çok insan ilk türden özgürlüğe, bir şeyden özgürleşmeye erişir: Ebeveynlerden özgürleşmek, kiliseden<br />
özgürleşmek, organizasyondan özgürleşmek, şundan ve bundan özgürleşmek, her çeşidinden hapishaneden<br />
özgürleşmek. Ama ne için? Bu çok negatif bir özgürlüktür. Eğer sadece bir şeyden özgürleşmeyi bilirsen,<br />
gerçek özgürlüğü bilmemişsindir; sadece negatif halini bilmişsindir. Pozitif bilinmelidir; yaratmak için<br />
özgürlük, var olmak için özgürlük, ifade etmek için özgürlük, şarkını söylemek için özgürlük, dansını<br />
etmek için özgürlük. Bu üçüncü durumdur: Yaratıcılık.<br />
O zaman tırtıl kanatlı bir şeye dönüşür, bir bal tadıcısı, arar, keşfeder, bulur, yaratır. Kelebeğin güzelliği bu<br />
yüzdendir. Sadece yaratıcı insanlar güzeldir çünkü sadece yaratıcı insanlar hayatın ihtişamını bilir: Onların<br />
görecek gözleri ve duyacak kulakları ve hissedecek kalpleri vardır. Onlar tam olarak canlıdır; onlar en üst<br />
düzeyde yaşar. Onlar meşalelerini her iki uçtan da yakarlar. Onlar yoğunluk içinde yaşar; onlar bütünlük<br />
içinde yaşar.<br />
Veya Friedrich Nietzsche tarafından kullanılan metaforu kullanabiliriz. O der ki insanın hayatı, birbirini<br />
izleyen ruhun üç metamorfozuna bölünebilir. İlkine "Deve" der, ikincisine "Aslan" der, üçüncüsüne<br />
"Çocuk" der. Deve, aslan ve çocuk; son derece gebe metaforlar.<br />
Her insanoğlu kendi toplumunun —kültürünün, dininin, halkının— kültürel mirasını sindirmeli ve<br />
kullanmalıdır. O geçmişin var ettiği her şeyi sindirmek zorundadır. O geçmişi hazmetmek zorundadır;<br />
Nietzsche'nin deve aşaması dediği budur. Deve bedeninde çölü aşacağı zorlu yolculuk için büyük miktarda<br />
yiyeceği ve suyu depolama gücüne sahiptir. Ve bu insan bireyi için de aynıdır; bir çöl geçmek zorundasın,<br />
tüm geçmişi hazmetmek zorundasın. Ve unutma sadece hatırlamak yeterli olmayacaktır... sindirim. Ve<br />
şunu da unutma: Geçmişi hatırlayan kişi sadece sindiremediği için hatırlar. Şayet geçmişi hazmedebilirsen<br />
geçmişten özgürleşirsin. Onu kullanabilirsin ama o seni kullanamaz. Sen ona sahip olabilirsin ancak o sana<br />
sahip olamaz.<br />
Yiyeceği hazmettiğin zaman onu hatırlamana gerek kalmaz. O senden bağımsız olarak var olmaz: O senin<br />
kanın, senin kemiğin, senin iliğin haline gelmiştir; o sen haline gelmiştir.<br />
Geçmiş hazmedilmelidir. Geçmişte yanlış bir şey yok. Bu senin geçmişin. ABC'den başlamana gerek yok<br />
çünkü her birey ABC'den başlamak zorunda kalsaydı pek bir evrim olmazdı. Hayvanlar bu nedenle<br />
evrimleşmemiştir. Köpek milyonlarca yıl önceki haliyle aynıdır. Sadece insandır evrimleşen hayvan. Bu<br />
evrim nereden geliyor? O gelir çünkü insan geçmişi sindirebilen yegâne hayvandır. Bir kez geçmiş<br />
hazmedildiğinde ondan özgürleşirsin. Özgürlüğe doğru gidebilirsin ve geçmişini kullanabilirsin. Aksi<br />
taktirde pek çok deneyimin içinden geçmen gerekecek. Hayatın boşa gidecek.<br />
Babalarının ve büyükbabalarının ve onların babalarının ve onların büyükbabalarının omuzlarında<br />
durabilirsin. İnsan tüm diğer insanların omuzlarının üzerinde durur. Bu yüzden de insan bu yüksekliğe<br />
erişir. Köpekler buna erişemez, kurtlar buna erişemez; onlar kendilerine güvenirler. Onların yüksekliği<br />
kendi yükseklikleridir. Senin yüksekliğinde Buda özümsenmiştir, İsa özümsenmiştir, Patanjali<br />
özümsenmiştir, Musa özümsenmiştir, Lao Tzu özümsenmiştir. Ne kadar çok özümsersen o kadar yüksekte<br />
durursun. Bir dağın zirvesinden bakabilirsin, vizyonun çok büyüktür.<br />
Daha çok hazmet. Kendi insanların tarafından sınırlanmana gerek yok. Tüm yeryüzünün tüm halklarının