20.06.2013 Views

Kargaflan›n kavramlar› Kavramlar›n kargaflas› - IGMG

Kargaflan›n kavramlar› Kavramlar›n kargaflas› - IGMG

Kargaflan›n kavramlar› Kavramlar›n kargaflas› - IGMG

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gündem<br />

ya konulmad›¤›n› söyledi: Hatta Müslümanlar<br />

da kendi dinlerine h›ristiyan<br />

kökenli kavramlarla bakmaya bafllam›fllar.<br />

“Protestan Müslümanl›k” kavram›<br />

da bu aç›dan örnek bir sorun olarak<br />

karfl›m›za ç›kmaktad›r. Neyin “Protestan<br />

Müslümanl›k” oldu¤u konusunda iki görüfl<br />

var. Birine göre Vahhabilerin ve ‹hvan-›<br />

Müslimin’in do¤uflu bir “protestanlaflma”<br />

hareketi olarak anlafl›lmal›,<br />

di¤erine göre ise, ‹slam’›n da, h›ristiyanl›k<br />

gibi bir reformdan geçmesi gerekiyor.<br />

Ama bu tür de¤erlendirmeler ‹slam<br />

dünyas›nda var olan geliflmeleri<br />

göz ard› etmekte ve mesela kilise gibi,<br />

olmayan öncüllerden yola ç›kmaktad›r.<br />

Hatta Müslümanlar, kendi tarihlerini<br />

de¤erlendirirken de, h›ristiyan gelenek<br />

taraf›ndan belirlenen <strong>kavramlar›</strong> kullanmaktalar.<br />

Bugün, Müslümanlar›n “haçl›<br />

seferler”inden bahsettikleri görülülür.<br />

Asl›nda bu seferlere “haçl› seferleri” demeleri<br />

de ilginçtir. O dönemin Müslüman<br />

alimleri ise “haçl› seferi” gibi bir<br />

kavram› kullanm›yorlard›. Mesela Selahaddin<br />

Eyyubi dönemindeki Müslümanlar<br />

için Avrupal›lar, h›ristiyan de¤ildi.<br />

Onlardan “Frenk” diye bahsedilmekteydi.<br />

O günkü Müslümanlar›n perspektifinden<br />

bak›ld›¤›nda, gelenler, h›ristiyan<br />

de¤il, Müslüman, h›ristiyan ve yahudilerin<br />

topraklar›n› iflgal eden yabanc›<br />

“Frenkler” idi. Bugün ise kendi kavram<br />

dünyam›z ve bu çat›flmalara bak›fl›m›z<br />

Avrupa’n›n tecrübesi taraf›ndan belirlenmekte.<br />

Müslümanlara düflen görev,<br />

bu tarih dilimine alternatif bir rekonstrüksyon<br />

oluflturma görevidir. Bunu<br />

da, sadece terminolojiyi de¤ifltirerek<br />

de¤il, olanlara fark› bir bak›fl aç›s›yla<br />

yaklaflmalar›yla gerçeklefltirmelidirler.<br />

“‹slam’da gelene¤i olmayan terimlerin<br />

devral›nmas›yla Müslümanlar, var<br />

olan, geçmiflte sorunlar›n›n çözümü için<br />

kulland›klar› terminolojilerini gözard›<br />

etmekteler,” diyen Alatas flöyle devam<br />

etti: “Burada amac›m›z “yabanc›” konseptlere<br />

karfl› toplu bir red de¤il, çünkü<br />

Müslümanlar her zaman faydal› bulduklar›<br />

“yabanc›” konseptleri alm›fllard›r.<br />

Ama, var olan ‹slamî miras, sadece<br />

bir veri kayna¤› olarak de¤il, sosyolojide<br />

konseptler için de bir kaynak teflkil etmeli.<br />

Ama biz Birûnî ya da ‹bn Haldun’u inceledi¤imizde,<br />

ilgimizi sadece o dönemin<br />

hayat› ile ilgili veriler çekmekte, kon-<br />

10<br />

<strong>IGMG</strong> PERSPEKTIVE<br />

Prof. Çi¤dem<br />

septleri ya da bak›fl aç›lar›n› de¤il.”<br />

Helsinki Üniversitesinden sempozyuma<br />

kat›lan Dr. Amr Sabet “‹slam’›n<br />

siyaseti mi, Siyaset’in ‹slam’› m›?”<br />

konulu bir tebli¤ sundu. Sunumunda<br />

‹slam’›n siyasetinin her zaman Siyaset’in<br />

‹slam’› ile örtüflmedi¤i gerçe¤ine<br />

dikkat çeken Sabet, “Ama ilki, sonrakini<br />

en az›ndan temellendirebilir, ama<br />

alt›n› da oyabilir” dedi: “Temellendirme<br />

için yap›c› konsept ve teorilerin olmas›<br />

gerekir. Ama, yap›c›l›c›l›k, yo¤un bir flekilde<br />

problem bilincine ve alternatif aray›fllar›na<br />

ba¤l›. Bunun için de gerekli<br />

olan sahih bir içtihadd›r. Kendi kendine<br />

konulan s›n›r ve özgüven eksikli¤i ise<br />

buna engel oluyor.”<br />

Anlayabilmek için konseptlere ve<br />

entellektüel tecrübeye ihtiyaç oldu¤unu<br />

söyleyen Sabet, soyutlaman›n<br />

konseptlefltirmek demek oldu¤unu,<br />

bunun sonucunun da anlama oldu¤unu<br />

ifade etti ve “Ben bilinci ve gerçek<br />

birbirine uymad›¤›nda, topyekün bir<br />

medeniyete zarar verebilecek kriz hissiyat›na<br />

yol açmaktad›r. Bugün ‹slam’›n<br />

sürekli de¤iflen bir dünyan›n sorunlar›yla<br />

karfl› karfl›yad›r,” dedi. Sabit’e göre,<br />

var olan eflitsizlik ve kafa kar›fl›kl›-<br />

¤›n›n Müslümanlar›, nerede hata<br />

yapt›k sorular›na sevk etmekte. Bu<br />

sorularla Müslümanlar daha 19. Yüzy›ldan<br />

beri ç›rp›nmaktalar. Doyurucu<br />

bir cevap bu güne kadar bulunamad›,<br />

hatta bu sorular daha çok savunmac›,<br />

ba¤lant›s›z soyut bir düflünceye sebep<br />

olmufltur. Bir zamanlar ‹slam<br />

dünyas›nda “Sosyalist ya da liberal-demokrat<br />

fikirlerin temel ‹slamî fikirler<br />

olarak yeniden paketlenip piyasaya sürülmeleri<br />

ola¤an d›fl› de¤ildi” tesbitinde<br />

bulunan Sabet, klasik ‹slamî düflüncenin<br />

temel sorununun, içerikte de¤il,<br />

usulde oldu¤unu ifade etti. “Hedef, di-<br />

nî ve sekuler bilginin uyumlu hale getirilmesi”<br />

diyen Dr. Sabet, düflüncenin<br />

sömürgeci anlay›fltan kurtuluflunun,<br />

bilgiyi, siyaseti, ekonomiyi ve toplumu<br />

anti-emperyalist ve çokkültürlü<br />

bir reformdan geçirilmesi ile mümkün<br />

olabilece¤ini ifade etti: “Buna, ‹slam<br />

destek olabilir ve tafl›yabilir. Ama<br />

bugün ‹slam dünyas› ne yaz›k ki, daha<br />

çok bir kargafla görüntüsü sergilemektedir”.<br />

Bir sonraki sunumda Padova Üniversitesin’den<br />

Prof. Dr. Stefano Allievi<br />

“Kamuoyundaki ‹slam Tart›flmalar›<br />

Ba¤lam›nda Müslümanlardaki Din Alg›s›<br />

De¤iflimi”ni ele ald›. Bat› dünyas›nda,<br />

son 30 y›lda, Müslümanlar› alg›lay›flta<br />

büyük bir de¤iflimin gerçekleflti-<br />

¤ini ifade eden Allievi, “Önceden göçmenlerden<br />

bahsedilirken, bugün ayn›<br />

insanlardan sadece Müslüman olarak<br />

bahsediliyor,” dedi. Allievi flöyle devam<br />

etti: “Ne zaman ki göçmenler burada<br />

kalmaya karar verdiler, o zaman,<br />

Müslüman oldular. Kamuoyu da bu insanlar›<br />

iflci, aile, çocuk, ö¤renci olarak<br />

de¤il, sadece Müslüman olarak alg›lamaya<br />

bafllad›. Bu tav›r yabanc› alg›s›n›<br />

güçlendirdi ve uyumsuzluk tart›flmalar›n›<br />

körükledi. Böylelikle, toplumsal korkuyu<br />

kullanarak ‹slam’›n tehlike olarak<br />

yan›st›lmas›na bafllan›ld›. Bu korkuyu<br />

ise, baz›lar› siyasî ve maddî rant kazanmak<br />

için kulland›. Bu zaman zarf›nda<br />

karfl›m›za tepkisel insanlar da ç›kmaya<br />

bafllad›; hiç bir flekilde dindar olmamas›na<br />

ra¤men, ‹slam’›n karfl›s›nda kendisinin<br />

h›ristiyanl›¤›n› keflfeden insanlar.<br />

Ayn› tutumu, Müslümanlar aras›nda da<br />

görebiliriz.”<br />

‹slam’›n Avrupa’daki varl›¤›, ‹slam<br />

hakk›nda tart›flmalara, ayn› zamanda<br />

böylece, Avrupa’n›n temelleri<br />

ve d›fla aç›kl›¤› hakk›nda da tart›flmalara<br />

sebep oldu¤unu söyleyen Allievi<br />

flöyle devam etti: “Genelde de bunlar,<br />

‹slam ve Müslümanlar hakk›nda ço¤unluk<br />

toplumunun içinde geçen iç tart›flmalar<br />

olmaktayd›. Müslümanlar s›k s›k<br />

çat›flmalar üzerinden tan›mlanmaktad›r.<br />

Dindar bir Müslüman›n sakal›, bir de<br />

bak›yorsunuz, bir afl›r›n›n üniformas›<br />

olarak alg›lanmaktad›r.”<br />

Prof. Allievi Müslümanlar›n da<br />

kendi dinlerini alg›lamada sorun yaflad›klar›na<br />

dikkat çekti. “Her türlü ha-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!