Kütahya Seramik Bodrumlularla buluştu - NG Dergi
Kütahya Seramik Bodrumlularla buluştu - NG Dergi
Kütahya Seramik Bodrumlularla buluştu - NG Dergi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
El işçiliği hüner işidir. Takı tasarımcılığı<br />
ise hem hüner hem<br />
de zevk işi. 12 yıldır takı tasarlayan<br />
Selver Saraç, gümüşe duyduğu<br />
ilginin ardından çeşitli örme tekniklerini<br />
merak etmiş, ardından da kazaziye ve<br />
telkari adındaki kaybolmaya yüz tutan iki<br />
gümüş işleme tekniği ile tanışmış.<br />
Geçmişi M.Ö 2500 yıllarına kadar<br />
uzanan kazaziye ve telkari teknikleri, Lidyalıların<br />
Anadolu insanına bir armağanı.<br />
Osmanlı İmparatorluğu döneminde birçok<br />
usta bu işleme teknikleriyle takılar<br />
tasarlamışlar. Cumhuriyet kurulduktan<br />
sonra ise kazaziye Trabzon’da, telkari ise<br />
Mardin/Midyat ve Ankara/Beypazarı’nda<br />
yaşamaya devam etmiş. Bu iki el sanatı<br />
işçiliğini devam ettirmek için canla başla<br />
çalışan Selver Saraç, İSMEK’te (İstanbul<br />
Büyük Şehir Belediyesi Sanat ve Meslek<br />
Eğitimi Kursları) dersler veriyor. Saraç,<br />
kazaziye ve telkari gibi gümüş işleme<br />
tekniklerinin kültürel mirasımıza ait olduğunu<br />
ve kaybolmaması gerektiğini söylüyor.<br />
Gelin hep birlikte kazaziye ve telkari<br />
tekniklerini Selver Saraç’tan dinleyelim:<br />
Tamamen el emeği ürünü olan kazaziye,<br />
0,08 mikron inceliğinde, 24 ayar altın<br />
veya 1000 ayar gümüş telin ipek tel üzerine<br />
özel bir yöntemle sarılarak kalınlaştırılması<br />
ve sağlam tel haline getirilen gümüş<br />
telin dikiş iğnesine takılarak örülmesi sonucunda<br />
ortaya çıkar. Çok dayanıklı ve<br />
insan gücü ile kırılmaz yapıya sahip olan,<br />
tamamıyla el yapımı ve el örgüsü kazaziye<br />
el örgüleri, kişilerin kendi isteklerine<br />
göre yapılabilmektedir.<br />
Kazazlık sanatı, Osmanlı İmparatorluğu<br />
zamanında Anadolu’nun farklı<br />
yerlerinde yaşayan bir el sanatıydı. O<br />
yıllarda özellikle İstanbul’da, Osmanlı<br />
sarayının taleplerine cevap veren çok sayıda<br />
kazaziye yapan esnaf vardı. Cumhuriyet<br />
kurulduktan sonra bu sanat,<br />
sadece Trabzon’da devam edebilme<br />
olanağı buldu. I. Dünya Savaşı sırasında<br />
Trabzon’da 50’nin üzerinde kazaz dükkanı<br />
bulunurken, bu el sanatında üretimi<br />
sürdürmeye devam eden tek şehir olma<br />
ünvanını taşıyan Trabzon’da bile şu an<br />
sınırlı sayıda sanatkar bulunmaktadır.<br />
Altın ve gümüşün yüzyıllardır dantel gibi<br />
işlendiği telkari sanatı ise ince tel haline<br />
dökülen gümüşün bükülmesiyle oluşturulan<br />
küçük motiflerin bir araya getirilmesidir.<br />
Tümüyle el işçiliğine dayalı bir sanat<br />
dalı olan telkari sanatı ile ağırlıklı olarak<br />
tütün kutusu, sigara ağızlıkları, aynalar,<br />
tepsiler, kemerler, küpeler, kolyeler, düğmeler<br />
ve yüzükler yapılıyordu. Sözcük<br />
anlamı ‘tel ile yapılan sanat’ anlamına<br />
gelen telkari’ye aynı zamanda ‘vav işi’ de<br />
denilmektedir. Bu isim, Osmanlıca ‘vav’<br />
harfinin, uygulamada motif olarak sıkça<br />
kullanılmasından dolayı verilmiştir. Fakat<br />
bu tanım, tel ile yapılan her sanatsal çalışmanın<br />
telkari olduğu anlamını doğurmaz.<br />
‘Trabzon işi’ hasır örgü bileziğe tel<br />
ile yapılmasına rağmen telkari denilmez.<br />
Yine, ağaç üzerine yollar açıp içine döverek<br />
tel gömme işinin de telkari olduğu<br />
sanılmaktadır; oysa bunun adı ‘tenzil’ sanatıdır.<br />
Telkari sanatının bir diğer anılma<br />
biçimi de ‘çift işi’dir. Bu ismin kaynağı<br />
ise, işin yapımı sırasında parçaların teker<br />
teker bir araya getirilmesinde kullanılan,<br />
cımbıza benzer ancak ucu daha ince<br />
olan ve ‘çift’ olarak isimlendirilen alettir.<br />
Malzeme olarak daha ziyade altın ve gümüşün<br />
kullanıldığı el sanatı, Türk maden<br />
işçiliğinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir.<br />
Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara<br />
göre, telkari tekniğinin, M.Ö. 3000<br />
yılından beri Mezopotamya’da, M.Ö.<br />
2500’den bu yana da Anadolu’da kullanıldığı<br />
anlaşılmaktadır. Telkari’nin asıl<br />
merkezinin 12. yüzyılda Musul olduğu,<br />
bu sanatın Musul’dan Suriye’ye, oradan<br />
da Anadolu’ya geçtiği ileri sürülmektedir.<br />
Telkari yapımının 15. yüzyıldan bu<br />
yana ise Türkler arasında yaygın olduğu,<br />
özellikle de Güneydoğu Anadolu’da çok<br />
geliştiği bilinmektedir. <br />
69