You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Küreselleşme ve<br />
İslam İlişkisi<br />
SELMAN BAHAR<br />
Küreselleşme, 19. yüzyılın sonlarında Sanayi<br />
Devrimi ile teknolojik faaliyetlerin başlamasıyla<br />
sosyal bilimlerin araştırma konusu<br />
olmuş bir kavramdır. 20. yüzyılın başlarında<br />
ve ortasında yaşanan iki büyük Dünya Savaşı<br />
ile askeri teknolojide yaşanan büyük ivmenin<br />
sivil teknolojiye yansıması ve kitlesel iletişimin<br />
adım adım gelişmesiyle Küreselleşme<br />
kavramı üzerine bilimsel araştırmalar artmaya<br />
başlamıştır. Yine yirminci yüzyılın sonlarında<br />
Soğuk Savaş’ın fiilen bitmesi ama teknoloji sahasında<br />
icatlar ve keşifler üzerine bir savaşın<br />
devam etmesi teknolojinin oldukça hızlı ilerlemesine<br />
sebep olmuştur. Bu durum bilginin<br />
yayılmasını ve iletişimin tarihte görülmüş en<br />
hızlı boyutlara ulaşmasını sağlamıştır. Tam anlamıyla<br />
olmasa da iletişim ve bilgiye ulaşma<br />
hızıyla alakalı olan Küreselleşme kavramı günümüz<br />
dünyasında sosyal bilimlerin en fazla<br />
araştırdığı kavram olmuştur.<br />
İslam’la ilişkisini anlatabilmek için Küreselleşme<br />
kavramını en kısa ve en yalın haliyle<br />
şöyle tanımlayabiliriz. Zaman’da daha hızlı<br />
akış, Mekan’da daha soyut sınırlar, Kişi’nin toplumla<br />
daha fazla etkileşim halinde olması...<br />
Varılacak bir noktaya yürüyerek gidilmesindense<br />
otomobillerle daha kısa sürede<br />
varılması zamanın hızlanmasına, bir odada<br />
otururken internet vasıtasıyla başka bir<br />
ülkede olan insanlarla muhabbet edilebilmesi<br />
mekanın sınırlarının soyutlaşmasına ve<br />
günümüzde hızlı akan zamanın ve soyutlaşmış<br />
sınırların bir gereği olarak toplumsal olaylarla<br />
ve toplumla daha fazla iç içe yaşamamız<br />
gerekmesi de kişilerin toplumla etkileşiminin<br />
artmasına örnek olarak verilebilir. Bu durumda<br />
Küreselleşme’nin etkilediği birçok değerden<br />
biri de dinsel yaşam olacaktır.<br />
Ne için yaşamak ve nasıl yaşamak? Bu sorular<br />
Küreselleşme’nin İslam üzerindeki etkisini<br />
anlayabilmek adına kişilerin kendilerince<br />
cevaplamaları gereken iki sorudur. Çünkü bu<br />
sorular her insanda farklı bir cevap bulabilir.<br />
Daha net olarak bu sorular Küreselleşmenin<br />
iyi yönde mi yoksa kötü yönde mi İslam’a etki<br />
ettiğini anlayabilmek için cevaplanması gereken<br />
iki önemli sorudur. Çünkü Küreselleşme<br />
İslam›ın doğrularına yani Kur’an-ı Kerim’e ve<br />
Hz. Muhammed (sav) Efendimizin sünnetine<br />
hükmedecek değildir. Küreselleşen yaşam<br />
standartları sadece kişilerin İslam’ı yaşama<br />
şekline hükmedebilir. Yani insanoğlu ne kadar<br />
müsamaha gösterirse Küreselleşme insanoğlunun<br />
yaşantısına o derecede etki edecektir.<br />
Bu yüzden biz Küreselleşme’nin yaşantılara ne<br />
anlamda etki ettiğini anlayabilmek için «Ne<br />
için yaşamak?” ve “Nasıl yaşamak?” sorularını<br />
cevaplamak zorundayız.<br />
Dediğimiz gibi, bu soruların herkes için<br />
farklı cevabı vardır. Bir ateist için ilk sorunun<br />
cevabı, “Hiç bir şey için” iken ikinci sorunun<br />
cevabı, “Tesadüfler üzerine yaşamak” olabilir.<br />
Bu noktada ateist, günümüzde hızlı akan zamanı<br />
ve ortadan kalkmaya başlayan sınırları,<br />
Bizbiriz Dergisi<br />
8