07.10.2014 Views

1929 polemikleri 'tıp tarihi notları' - Türk Tabipleri Birliği

1929 polemikleri 'tıp tarihi notları' - Türk Tabipleri Birliği

1929 polemikleri 'tıp tarihi notları' - Türk Tabipleri Birliği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

41<br />

<strong>1929</strong> POLEMİKLERİ TIP TARİHİ NOTLARI<br />

memur edilmeleriyle fakülte biraz inişe başlamıştır. Buna rağmen arkadaşlardan<br />

birinin tavsiye ettiği gibi fakülteyi kapatmak hem acı hem gülünç olur.<br />

Fakültenin bugün en muhtaç olduğu şey nedir bilir misiniz ?<br />

Geniş laboratuvarlar idare edecek, zengin kütüphaneler vücuda getirebilecek,<br />

hakkıyla profesör ünvanına layık hocalarını kendisine başlayacak bol bir<br />

bütçe.<br />

Doktorların meslekleri haricinde başka işlerle meşgul olduklarından şikayet<br />

ediliyor. Ne kadar haklı ! Avrupa’nın hemen hiçbir yerinde doktorlar icrayı sanat<br />

veya hocalık etikleri zaman başka bir iş ile meşgul olmazlar ve olmağa da ihtiyaç<br />

hissetmezler. Bizde ise doktorlar hayatlarını çok güç temin ediyorlar. Para kazanmak<br />

için başka işlerle meşgul olmak, hoca iseler tıp fakültelerine hasredilecek<br />

fenni mesai saatlerini evlerinde hususi muayeneye hasretmek mecburiyetinde<br />

kalıyorlar.<br />

Avrupa üniversitelerinda büyük profesörleri fakülteye başlamak için her ne<br />

lazımsa yapılıyor. Almanya’da tıp fakülteleri kliiniklerinin birinci sınıf yani ücretli<br />

hastaları profesöre aittir. Burada hoca hususi hastalarını kabul, muayene ve<br />

tedavi eder ve bu suretle bütün gün klinikte bulunur, asistanlara ve talebelerine<br />

fenni araştırmalarda rehberlik eyler. Burada beş sene çalışan bir doktor değil<br />

bizdeki gibi günlük hayatını temin etsin kendisinin her sene hiç olmazsa bir aylık<br />

seyahat ve hava değişimini temin eden servet sahibi bir adamdır. Bizde mesleği<br />

ile onbeş yirmi senede zengin olmuş kaç doktor gösterilebilir ?<br />

Gerçi doktorluk ticaret değildir, manevi zevkleri olan mukaddes bir vazifedir.<br />

Fakat doktor olabilmek için senelerce çalışan, icrayı sanat ettiği müddetçe<br />

inceleme mecburiyetinde bulunan, kendisine doktorluk gibi ağır ve yorucu bir<br />

vazife yüklenen bir insanın biraz refah içinde yaşamaya hakkı vardır.<br />

Fakülteyi kapatıp o masrafla Avrupa’ya talebe göndermek fikrine gelince…<br />

Evet Avrupa’ya mümkün olduğu kadar çok talebe gönderelim. Dolaştığım<br />

memleketler üniversitelerinde yüzlerce Bulgar ve Yunanlı talebeye tesadüf ettim.<br />

Bunlara mukabil nadiren tek tük Türk talebesi görülüyor.<br />

Avrupa’ya talebe gönderelim fakat döndükleri zaman bunların görüp öğrendiklerinden<br />

istifade etmek yolunu bilelim. Bir istatistik yapılmış olsa göreceksiniz<br />

ki bugün Avrupa’da hakkıyla tahsil etmiş birçok tabiplerimiz vardır ki bunların<br />

fenni meziyetleri layıkıyla takdir edilir, bunların ilim ve fenlerinden istifade<br />

edilirse fakülteyi kapatmaktan daha hayırlı olmaz mı ?” 53<br />

Mazhar Osman, 1933 üniversite reformuyla İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

nöropsikiyatri kürsüsüne atanır. Tıp fakültesine şiddetli saldırılarda bulunan<br />

Gülhane nöropsikiyatri profesörü Nazım Şakir ise 1945 yılında Ankara’da kurulan<br />

ikinci tıp fakültesine öğretim üyesi olur. Asker kökenli bu iki hekim böylece<br />

eleştirdikleri kurumda görev almış olurlar.<br />

53<br />

Vakit, 1 Şubat <strong>1929</strong>.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!