07.10.2014 Views

1929 polemikleri 'tıp tarihi notları' - Türk Tabipleri Birliği

1929 polemikleri 'tıp tarihi notları' - Türk Tabipleri Birliği

1929 polemikleri 'tıp tarihi notları' - Türk Tabipleri Birliği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

57<br />

<strong>1929</strong> POLEMİKLERİ TIP TARİHİ NOTLARI<br />

EK 3<br />

Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Refik Saydam’ın Ankara Hıfzıssıhha<br />

Mektebi’nin 2 Kasım 1936 <strong>tarihi</strong>ndeki açılışında yaptığı konuşma<br />

Sayın hocalar ve arkadaşlarım,<br />

Bugün senelerden beri takip ettiğimiz idealin bir merhalesine daha erişmiş<br />

bulunuyoruz. Türk Hıfzıssıhha Mektebi açılıyor. Bu vesileden istifade ederek<br />

halk hayat ve sıhhatiyle ilgili işlerde Sağlık Bakanlığının takip ettiği prensiplerden<br />

de bahsetmek fırsatını bulduğum için ayrıca sevinç duyuyorum.<br />

Ben 1921’de bakan olarak işe başladığım zaman -ki henüz milli mücadele<br />

bütün şiddetiyle devam ediyordu- meslek hayatında disiplini kötü bir yenilik<br />

addeden zümrelerle karşılaştım. Çünkü, Türkiye’de tıp sanatını icra etmekte<br />

olduğu kadar halk sıhhat işlerinde de idarede de bu meslek mensuplarının kendi<br />

yollarını seçmekte serbest olduğu hakkında bir fikir vardı. Yani tıp tahsilini yapan<br />

her meslektaş, tedavide olduğu kadar koruyucu tedbirlerin alınmasında da<br />

yalnız kendi bilgi ve görgüsünü kafi görüyordu.<br />

O devirde bir vilayet merkezinde çıkan ufak bir gazetede Sağlık Bakanının<br />

halkın sıhhatının korunması veyahut mevcut bir hastalıkla mücadele için devlet<br />

sıhhat memurlarına usul göstererek yaptığı bir genelge tenkit ediliyor ve bunların<br />

bilinmez şeyler olmadığı ve her tabibin bunları bildiği gibi tatbik edebileceğinden<br />

buna karışmanın mesleğe bir tecavüz olduğu yazılarak mesleğe yeni bir<br />

kötülük sokulmaması talep ediliyordu.<br />

Yani bunu yazan arkadaşlar milli sıhhat işlerinin çerçevelenmesini, devlet<br />

sıhhat idaresinin herhangi bir direktifini ilimlerine, sanatlarına karşı, adeta şahsi<br />

hürriyetlerini tahdit eden bir tecavüzmüş gibi telakki ediyorlardı.<br />

Bunun sebepleri vardı: Gördüğümüz tahsil saf ilim halinde idi, dershanelere<br />

yalnız tedavicilik zihniyeti hakimdi (abç). Arada hamle gösteren bir iki<br />

hocanın sesi herhangi bir harekete kafi gelemiyordu. Binaenaleyh, yetişen nesil<br />

de kendini yetiştiren nesle uyuyordu. Bundan dolayı karşısında halk hayat ve<br />

sıhhatını, muayyen prensipler dahilinde korumaya yönelik herhangi bir harekete<br />

bittabi boyun eğemezdi; fakat dünya gidişi başkalaşmış, koruyucu tıp usulleri<br />

yepyeni bir safhaya girmişti.<br />

Bir asırdan fazla bir müddetten beri yeni usulde tıp tahsilini kabul etmiş o-<br />

lan Türk tıp mektebi arada vukua gelen inkılaplardan haberi yokmuş gibi görünüyordu.<br />

Yani halk hayat ve sıhhati için medeni dünya tıp mensuplarının kendi<br />

memleketleri idare teşkilatları üzerinde yaptıkları hayırkar tesirleri ve bundan<br />

husule gelen müsbet neticeleri görüyor, okuyor fakat geleneklerine çok bağlı<br />

kalarak memleketimiz idare şubeleri üzerine etkili olmaya bir türlü<br />

başlayamıyordu. Bundan dolayı da kendisinin yetki sınırı hasta koğuşundan<br />

veya tedavi ettiği hasta odasından dışarı çıkamıyordu (abç).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!