04.11.2014 Views

PDF SAYI 24 - Hayat Online

PDF SAYI 24 - Hayat Online

PDF SAYI 24 - Hayat Online

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dosya<br />

Hicret, Ýslâm tarihinde<br />

tam bir dönüm<br />

noktasý olan en<br />

önemli olaydýr. Çünkü, Hicret,<br />

Müslümanlar üzerinde<br />

tatbik edilen zulüm cenderesinin<br />

kýrýlmasý, söndürülmek<br />

istenen Ýslam güneþine<br />

yeryüzünü aydýnlatma fýrsatý<br />

veren bir doðuþ ve<br />

Ýslâm inkýlâbýna ulaþtýran<br />

ve kemale erdiren yepyeni<br />

bir baþlanðýçtýr. Bundan dolayýdýr<br />

ki, hicretten onyedi<br />

sene sonra alýnan bir kararla<br />

Ýslam Takvimi diyebileceðimiz<br />

“Hicrî-Kamerî Takvim”in<br />

“takvim baþlangýcý”<br />

olarak kabul edilmiþtir.<br />

Peygamber Efendimiz<br />

(as), bugün Arabistanýn Hicaz<br />

bölgesi olarak bilinen<br />

bölgenin Mekke þehrinde<br />

dünyayý þereflendirmiþ, yine<br />

bu mukaddes þehirde<br />

Yüce Rabbimiz, O’nu peygamber<br />

olarak görevlendirmiþtir.<br />

Peygamberlik görevi gereði<br />

olarak, “(Önce) en yakýn<br />

akrabalarýný uyar.” [Þuarâ,<br />

214] âyet-i kerimesi<br />

uyarýnca, akrabalarýndan<br />

baþlayarak, çevresindeki insanlarý<br />

Ýslâm dinine inanmaya<br />

davet etmiþti. Kendilerini<br />

Ýslâm’a da’vet ettiði<br />

kimseler O’nu, el-Emin =<br />

güvenilir kiþi olarak tanýyorlardý.<br />

O güne kadar zaten<br />

O’nu bu sýfatý ile tanýyan<br />

insanlarýn bir kýsmý,<br />

O’na inanarak etrafýnda<br />

toplanmaya baþladýlar. Yeni<br />

dinin mensubu olan bu insanlarýn<br />

sayýsý hergün artýyor<br />

ve Ýslam hýzla yayýlýyordu.<br />

Fakat o güne kadar toplum<br />

üzerinde hakimiyet<br />

kurmuþ olan, kimi Mekke<br />

ileri gelenleri, zulüm iktidarýný<br />

kaybetme endiþesiyle<br />

O’nun Hakk’a çaðýrýlarýna<br />

engel olmaya baþlamýþlardý.<br />

Daha da ötesi, Peygamberimiz<br />

ve O’na inanan insanlara<br />

karþý amansýz birer düþman<br />

olmuþlardý. Bilhassa<br />

fakir, köle ve arkasýnda güçlü<br />

kabilesi olmayan Müslümanlara<br />

zulmediyorlar ve<br />

akýl almaz iþkenceler tatbik<br />

ediyorlardý. Ancak bu yýldýrma<br />

hareketleri ne Hz.<br />

Peygamber (as)’ý ne de o ilk<br />

kutlu insanlarý yýldýramadý.<br />

Sadece Allah Rasulü (as)’ý<br />

birgün mutlaka doðarak<br />

bütün dünyayý aydýnlatacaðýna<br />

inandýðý Ýslam güneþinin<br />

doðacaðý baþka ufuklar<br />

araþtýrmaya sevketti. Ýnanmayan<br />

zorbalarýn zulmü altýnda<br />

ilk þehidler verildi;<br />

þartlar daha da zorlaþýnca o<br />

gün adil bir idarenin yönetimi<br />

altýnda olan ve hemen<br />

Kýzýldeniz’in karþý kýyýsýndaki<br />

Habeþistana iki göç<br />

gerçekleþtirildi. Ne çare ki<br />

Mekke’de kalan diðer müslümanlara<br />

yapýlan zulüm<br />

eksiksiz devam ediyordu.<br />

Bu durum karþýsýnda<br />

Peygamber Efendimiz (as),<br />

davet çalýþmalarýný Mekke’de<br />

yerleþik kabilelerin<br />

dýþýndan çeþitli vesilelerle<br />

Mekke’ye gelen civar kabile<br />

ve þehir ahalisinden olan insanlara<br />

yöneltti. Biribiri ardýnca<br />

konuyu teblið etmek<br />

üzere onlarca kabileye müracaat<br />

etti, ama her defasýnda<br />

red cevabýný aldý. Fakat<br />

asla umudunu kaybetmedi.<br />

Sonunda beklediði cevabý<br />

Medine’li Evs ve Hazreç kabilelerine<br />

mensup kutlu insanlarda<br />

buldu. Az-çok eski<br />

dinlerin ve son bir peygamberin<br />

geleceði bilgilerine sahip<br />

olan Medineliler hemen<br />

bu yeni dini kabul ettiler ve<br />

Ýslam’ýn yayýlmasý görevini<br />

üstlendiler. Hz. Mus’ab b.<br />

Umeyr (ra)’ý onlara öðretmen-mübellið<br />

olarak gönderen<br />

Peygamberimiz (as),<br />

bu süreci daha da hýzlandýrmýþ<br />

oldu.<br />

Mekke’de iþkence ve<br />

zulmün artýk çekilmez boyutlara<br />

ulaþtýðý günlerden<br />

bir gün Efendimiz (as) “Sizin<br />

hicret edeceðiniz yerin<br />

iki kara taþlýk arasýnda hurmalýk<br />

bir yer olduðu bana<br />

gösterildi...” (El-Buhârî,<br />

4/255; Tecrid-i Sarih tercemesi,<br />

10/86) buyurarak<br />

Müslümanlarýn Medine’ye<br />

hicret etmelerine izin verdi.<br />

Böylelikle Peygamberliðin<br />

13. yýlý Muharrem ayýnda<br />

(Temmuz 622) nurlu þehir<br />

Medine’ye, Mekke’den<br />

hicret=göç baþlamýþ oldu.<br />

Bundan sonra Müslümanlarýn<br />

büyük bir kýsmý peyderpey<br />

gizlice ve küçük gruplar<br />

halinde Medine’ye hicret<br />

ettiler. (Prof. Dr. Muhammed<br />

Hamidullah; Ýslâm’a<br />

Giriþ, Çev. Cemal Aydýn,<br />

T.D.V.Yayýnlarý, Ankara<br />

1996, s, 13,14.)<br />

Kýsa bir müddet sonra<br />

da Mekke’li Müslümanlarýn<br />

hemen hepsi Medine’ye<br />

ulaþtý. Bütün komutanlarýn<br />

yaptýðý gibi geride sadece<br />

Peygamber Efendimiz (as)<br />

kendisi ve has yardýmcýlarý<br />

Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ali<br />

(ra) efendilerimiz kaldýlar.<br />

Gerçekler “<strong>Hayat</strong>”ýn Ýçinde Gizlidir<br />

hayat<br />

Bir doðumun sancýsý: Hicret<br />

M. Hulusi ÜNYE • mhulusiunye@hotmail.com<br />

Durumun bu þekle geliþi<br />

Kureyþli müþrikleri daha da<br />

telâþlandýrdý. Çünkü bu göçün<br />

neticesi Medine-i Münevvere,<br />

güçlü bir Ýslâm<br />

merkezi haline gelecek, bu<br />

da onlarýn aleyhlerine olacaktý.<br />

Konuyu tartýþmak ve<br />

bir çare bulmak üzere<br />

“Dâru’n-Nedve” denilen<br />

meclislerinde toplandýlar.<br />

Uzun uzun görüþtüler. Neticede<br />

kurtuluþ yolununun<br />

son nur halkasý, dünya ve<br />

ahiretin mutluluk rehberi,<br />

Yüce Peygamber (as)’ýn hayatýna<br />

son vermeye karar<br />

verdiler. Akýllarýnca son<br />

derece gizli bir karar aldýlar<br />

ve kusursuz bir plân yaptýlar.<br />

O’nu hak peygamber<br />

olarak gönderen Allahu zülcelalin<br />

planlarýný bozacaðýný<br />

bir türlü düþünemediler.<br />

Halbuki Cebrail (as) daha<br />

onlar bu akamete uðrayacak<br />

tuzaklarýný kurarlarken<br />

çoktan haberi Efendimiz<br />

(as)’a ulaþtýrmýþtý.<br />

Kur’an’ýmýz bundan þöylece<br />

bahis buyurmaktadýr:<br />

“Ýnkâr edenler, seni baðlayýp<br />

bir yere kapamak veya<br />

öldürmek, ya da sürmek<br />

için düzen kuruyorlardý.<br />

Allah düzen yapanlarýn en<br />

iyisidir.” [Enfâl, 30]<br />

Müþriklerin hazýrladýðý<br />

ölüm planýný Cebrâil (as),<br />

Peygamberimiz (as)’a haber<br />

verdi ve : “Bu gece, her zaman<br />

yatmakta olduðun yataðýnda<br />

yatmayacaksýn, evini<br />

terk edeceksin...” dedi.<br />

Böylece Hz. Peygamber’e<br />

hicret için izin verildi. Peygamber<br />

Efendimiz (as) önce<br />

Hz. Ali’yi çaðýrdý: “Ben Medine’ye<br />

gidiyorum. Sen bu<br />

gece benim yataðýmda yat,<br />

hýrkamý üstüne ört. Müþrikler<br />

beni yatýyor sansýnlar,<br />

onlara bir þey sezdirme. Sabahleyin<br />

þu emânetleri sahiplerine<br />

ver. Ondan sonra<br />

sen de hemen gel” buyurdu.<br />

Hz. Ali Efendimiz gönlünde<br />

hiçbir sýkýntý duymadan<br />

adeta ölüm yataðýna<br />

yatar gibi Peygamber yataðýna<br />

yattý.<br />

Gecenin bir yarýsýnda<br />

Peygamber evinin etrafýný<br />

saran canilerin yüzüne yerden<br />

aldýðý bir avuç kumu<br />

serpen Efendimiz (as), bir<br />

taraftan onlarý uyuturken<br />

diðer taraftan “Yâ-sin “ Suresi’nin:<br />

“Biz onlarýn önlerine<br />

ve arkalarýna birer sed<br />

Ocak-Januar 2008 / Muharrem 1429<br />

23<br />

çektik, böylece gözlerini<br />

perdeledik. Onlar artýk elbette<br />

görmezler.” [Yâ-Sîn, 9]<br />

anlamýndaki âyetini okuyarak<br />

aralarýndan çýkýp gitti.<br />

Önce Kabe’yi tavaf etti.<br />

Sonra doðup-büyüdüðü<br />

topraklardan ayrýlýþýn hüznünü<br />

anlatan þu sözler mübarek<br />

dudaklarýndan yankýlandý:<br />

“Ey Mekke! Sen Allah<br />

katýnda yeryüzünün en hayýrlý<br />

ve bana en sevimli yerisin.<br />

Eðer çýkmak zorunda<br />

býrakýlmasaydým senden<br />

ayrýlmazdým.” (Ýbn-i Mâce<br />

2/1037, Hadis no: 3108; Tirmizi,<br />

5/722, Hadis No:<br />

3925) Öðleye doðru Hz.<br />

Ebû Bekir’in evine vardý ve<br />

ona Medine’ye hicret edeceklerini<br />

bildirdi.<br />

Peygamber Efendimiz<br />

(as), taktik gereði, Hz. Ebû<br />

Bekir efendimizle Mekke’den<br />

çýktýlar, Sevr Daðý’na<br />

geldiler ve oradaki maðaraya<br />

gizlendiler. Üç gün üç<br />

gece maðarada kaldýlar. Onlarý<br />

arayanlar, maðaranýn<br />

aðzýna kadar gelmelerine ve<br />

ayak sesleri ve konuþmalarýnýn<br />

içeriden duyulacaðý<br />

kadar yaklaþmalarýna raðmen,<br />

onlarý göremediler. Bir<br />

ara telaþlanarak “Ya<br />

Resûlâllah, eðilip baksalar,<br />

bizi görecekler” diyen Hz.<br />

Ebû Bekir (ra)’a Peygamber<br />

Efendimiz (as): “Korkma,<br />

Allah’ýn yardýmý bizimledir.<br />

[Tevbe, 40] Ýki yoldaþ ki,<br />

üçüncüsü Allah’týr, hiç endiþe<br />

edilir mi?” buyurdular.<br />

(El-Buhâri; 4/263; Tecrid-i<br />

Sarih tercemesi, 10/119<br />

(Hadis No: 1557)<br />

Allah (cc), Resûlü Hz.<br />

Muhammed (as)’a ilk vahyi<br />

Nur Daðýndaki Hîra maðarasýnda<br />

göndermiþti. Hiradaki<br />

maðarasý ile Sevr maðarasý<br />

arasýnda geçen müddet,<br />

Hz.Peygamberin, Peygamberlik<br />

hayatýnýn Mekke<br />

devrini teþkil etmiþti. Sevr<br />

Maðarasýndan baþlayan hicret<br />

ise, Mekke devrinin sonu,<br />

Medine devrinin baþlangýcý<br />

olmuþtur.<br />

Medine yolunda bir kaç<br />

takip ve takip edenlerin<br />

hüsraný ile neticelenen müþriklerin<br />

teþebbüsleri, Efendimiz<br />

(as)’ýn Kuba’ya ve<br />

Kuba’da bulunan müslümanlarla<br />

kucaklaþmalarý ile<br />

son bulmuþtu.<br />

Resullar Sultanýnýn Mekke’den<br />

yola çýktýðý Medine’de<br />

duyulmuþtu. Medineliler<br />

bu müjdeli geliþi gözleri<br />

ufukta günlerce beklediler.<br />

Sonunda bir Pazartesi<br />

günü öðleye doðru bu hasret<br />

sona erdi ve Medineliler<br />

Peygamberlerine, Peygamber<br />

de geliþi ile nurlanan<br />

Medine ve oradaki o ilk samimi<br />

insanlara kavuþtu. Yol<br />

güzergahýnda bölgenin ilk<br />

ve “temelinin takvâ üzere<br />

atýldýldýðý” Kur’an’da haber<br />

verilen Kuba Mescidi<br />

inþa edildi.<br />

Medine halký, Allah Rasulü<br />

(sas)’in Medine’ye geliþine<br />

sevindikleri kadar hiç<br />

bir þeye sevinmemiþlerdi.<br />

En büyük inkýlaplara gebe<br />

olan hicret hadisesi gerçekten<br />

bir dönüm noktasý<br />

olmuþtur. Hicret ederek Medine’ye<br />

gelen Efendimiz<br />

(as) bazý dini düzenlemelerin<br />

ardýndan bu gün bile bir<br />

benzeri yapýlamayan bazý<br />

dev adýmlar atmýþ ve devrimlerine<br />

baþlamýþtýr. Bu<br />

cümleden olarak Medine’de<br />

yaþayan diðer dinlere mensup<br />

cemaatlerle, dayanýþma<br />

temeli üzerine bir antlaþma<br />

imzaladý. Böyle bir antlaþmanýn<br />

bundan önce bir benzeri<br />

daha yoktu. Bu antlaþma,<br />

Ýslâm Dininin Müslüman<br />

olmayan topluluklarla<br />

barýþ içinde yaþamaya ve<br />

onlarla her zaman iyi iliþkiler<br />

içinde olmaya ne büyük<br />

bir önem atfettiðini göstermektedir.<br />

Örneði olmayan<br />

diðer bir antlaþma da Sevgili<br />

Peygamberimiz (as)’ýn<br />

Mekke’den gelen muhacirlerle<br />

Medine’li Ensar Müslümanlarýn<br />

arasýnda kurmuþ<br />

olduðu kardeþlik antlaþmasýdýr.<br />

Bu kardeþlik<br />

antlaþmasýnýn en önemli<br />

maddelerinden birisi, Medine’li<br />

Müslümanlarýn, mallarýnýn<br />

yarýsýný göçmen kardeþlerine<br />

vermeleri idi ki,<br />

tarihte bu kardeþlik, dayanýþma,<br />

ve yardýmlaþmanýn<br />

bir benzerini daha bulmak<br />

mümkün deðildir.<br />

Hicret, ilk Müslümanlarýn,<br />

o sýkýntýlý, acý dolu günlerden<br />

kurtulmalarýna, temelde<br />

kardeþlik esaslarý<br />

üzerine kurulan toplum hayatýna<br />

kavuþmalarýna ve sadece<br />

kendi aralarýnda deðil<br />

hudutlarý içinde bulunan<br />

bütün insanlarýn tam bir<br />

adalet ve hakkaniyet ortamýnda<br />

yaþamalarýna vesile<br />

olmuþtur. Ayrýca Ýslâm Dini,<br />

Mekke þehri hudutlarýnýn<br />

dýþýna Hicret’le taþmýþ ve bu<br />

güneþ, dünyaya Medine<br />

ufuklarýndan yayýlmýþtýr.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!