04.11.2014 Views

PDF SAYI 24 - Hayat Online

PDF SAYI 24 - Hayat Online

PDF SAYI 24 - Hayat Online

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

iyografi<br />

Ýnsanlar vardýr, dini hayatýmýz<br />

için kendilerini<br />

ne kadar öne çýkartsak<br />

azdýr. Kendimizi ona nisbet<br />

eder, kendisinin takipçisi<br />

olduðumuzu ifade ederiz.<br />

Hayranlýkla kendisine bakar,<br />

menkibelerini birbirimize<br />

anlatýr, ama aslýnda<br />

kendisini, misyonunu, dini<br />

hayatýmýzdaki belirginliðinin<br />

sebebini bilmeyiz. Þüphesiz<br />

geldiðimiz çevredeki<br />

insanlarýn çoðunluðunun<br />

mezhep imamý olarak kabul<br />

ettiði Ýmam-ý Azam Ebu<br />

Hanife de þüphesiz bu önde<br />

giden þahsiyetlerden biridir.<br />

Mezhep Ýmam’ý olduðu<br />

Hanefi mezhebinin geldiðimiz<br />

çoðrafyadaki yaygýnlýðýndan<br />

dolayý kendisi þüphesiz<br />

hayýrla yad edilen bir<br />

kiþi, insanýmýz da kendisine<br />

sevgi beslemekte. Bu sevgi<br />

ise genelde Ebu Hanife’nin<br />

eserine, sahih rivayetlerle<br />

belirginleþen kiþiliðine, metoduna<br />

ve olaylara yaklaþýmýna<br />

deðil, daha çok menkibevari,<br />

aslen Ebu Hanife’nin<br />

hayatýnda yeri olmayan<br />

hikayelerle beslenmekte.<br />

Kendisine gerçek sevgi<br />

ve saygý göstermek ise bilinçsiz<br />

bir hayranlýk ile deðil,<br />

kendisini hakkýyla tanýmakla<br />

olur.<br />

Doðduðu ve<br />

büyüdüðü çevre<br />

Ebu Hanife lakabý ile ün<br />

bulan Nu’man b. Sabit b.<br />

Zuta hicri 80 yýlýnda Kufe’de<br />

dünyaya gelmiþtir.<br />

Dedeleri Arab olmayýp, Kabil<br />

bölgesinde yaþayan Farisoðullarý’na<br />

mensub olduklarý<br />

rivayet edilir. Kufe’ye<br />

Ebu Hanife’nin dedesi<br />

azatlý köle Zuta, Hz. Ali’nin<br />

halifeliði döneminde yerleþir.<br />

Ebu Hanife’nin babasý<br />

Sabit, akýllý ticaretle uðraþan<br />

varlýklý bir zattý. Ayný<br />

yola oðlu Numan’da gençliðinde<br />

atýldý ve asýl ilim<br />

tahsilinden önce ticaretle<br />

meþgul oldu.<br />

Ebu Hanife’nin hayatýnda<br />

Kufe’de doðup büyümesinin<br />

ve oradaki ilim çevresinden<br />

yararlanmasýnýn<br />

þüphesiz büyük etkisi oldu.<br />

Kufe ilim çevresinin temel<br />

taþlarý daha Hz. Ömer’in<br />

devrinde atýlmýþtý. Hicri 17<br />

tarihinde Hz. Ömer Irak ordusunun<br />

karargâhý olarak<br />

kurdurtmuþtu þehri Sad bin<br />

Ebi Vakkas’a. Abdullah ibni<br />

Mesud’u da kadý ve beytü’l-mal’den<br />

sorumlu olarak<br />

Kufe’ye göndermiþti ve<br />

böylece hem Kufe þehrinin,<br />

hemde Ýmam Azam’ýn geliþimindeki<br />

belirleyici olacak<br />

olan unsurlarýn ilk taþlarýný<br />

yerine oturtmuþtu. Kufe’de<br />

15 sene kalan Ýbni Mesud,<br />

sonra hilafet merkezini buraya<br />

alan Hz. Ali þüphesiz<br />

bu þehrin ilmi geliþimine<br />

damgalarýný vurmuþlardý.<br />

Yeni kurulmuþ olan bir<br />

þehir olarak Kufe, çevresindeki<br />

insanlar için cazibe haline<br />

gelmiþti. Farklý kabileler,<br />

deðiþik ülkelerin, özellikle<br />

Yemen, Nezir ve Kuzey<br />

ve Doðu’dan gelmiþ insanlarý<br />

þehre yerleþmeye<br />

baþlamýþtý. Daha önceleri<br />

birbirlerini uçsuz bucaksýz<br />

sahralarýn, uzun mesafelerin<br />

ayýrdýðý farklý kültürleri,<br />

farklý örfleri Kufe’de sadece<br />

bir sokak ya da cadde<br />

ayýrmaktaydý. Özellikle yeni<br />

fethedilen bölgelerden<br />

insanlar buraya yerleþmeye<br />

Ýslam’la tam manasýyla burada<br />

tanýþmaya, sorularýný<br />

bu çevrede yöneltmeye baþlamýþlardý.<br />

Ýmam-ý Azam’ýn<br />

ilme yöneliþi<br />

Kufe’de Ýbni Mes’ud ile<br />

baþlayan Ýlim silsilesi,<br />

Ýmam-ý Azam’a kadar kesintisiz<br />

ulaþmaktadýr. Alkame<br />

bin Kays, Mesruk bin<br />

el-Ecda, Kadý Þureyh ve Ibrahim<br />

en-Nehai ibni<br />

Mes’ud’un ilmini Ýmam-ý<br />

Azam’ýn hocasý Hammad<br />

bin Ebu Süleyman’a kadar<br />

taþýmýþlardý. Ýmam-ý<br />

Azam’ýn Hocasý Hammad<br />

aslen Ýranlý idi. Alkame bin<br />

Kays’dan ders alan Hammad,<br />

hocasýnýn vefatýndan<br />

sonra Hocasý’nýn halkasýný<br />

devr alýr ve <strong>24</strong> sene ders<br />

okutur. Hammad’ýn ders<br />

halkasýna Ebu Hanife, hocasýnýn<br />

vefatýna kadar tam<br />

18 yýl devam eder. Hammad<br />

bin Ebu Süleyman dýþýnda<br />

her ne kadar baþka<br />

isimlerde Ýmam-ý Azam’a<br />

hoca olarak izafe edilse de,<br />

Ýmam-ý Azam’ý etkileyen ve<br />

eðiten þüphesiz Hammad’dýr.<br />

Bunun yaný sýra tabiiki<br />

Ebu Hanife baþka âlimler<br />

ile görüþmüþ, kendisi ders<br />

okutmaya baþladýktan sonrada<br />

dahi bunlardan yararlanmýþ,<br />

çok farklý görüþler-<br />

Gerçekler “<strong>Hayat</strong>”ýn Ýçinde Gizlidir<br />

hayat<br />

“Bilinmeyen” imam;<br />

“Ýmam-ý Azam Ebu Hanife”<br />

Ocak-Januar 2008 / Muharrem 1429<br />

29<br />

de olan âlimlerden faydalanmaktan<br />

çekinmemiþtir.<br />

Ýmam-ý Azam hakkýnda<br />

anlatýlan bazý menkibelerin<br />

aksine çocukluktan beri sürekli<br />

bir ilim tahsilinde bulunmamýþtýr.<br />

Evet, o dönem<br />

gerekli olarak görülen ilmi<br />

tahsil etmiþtir. Ama gençliðinde<br />

babasý Sabit’in mesleði<br />

olan ipek tüccarlýðýný<br />

devralmýþ ve ticarette ilerlemiþtir.<br />

Ticareti sýrasýnda karþýlaþtýðý<br />

ilim adamlarý Genç<br />

Numan’ýn berrak zekasýný<br />

ve kabiliyetini farketmekte<br />

geç kalmadýlar. Ebu Hanife<br />

Ebu Amr Þa’bi ile olan bir<br />

karþýlaþmasýný þöyle naklediyor.<br />

“Günün birinde<br />

Þa’bi’nin yanýndan geçiyordum.<br />

Beni yanýna çaðýrdý<br />

ve bana:<br />

-Nereye devam ediyorsun?,<br />

dedi.<br />

Ben de:<br />

-Çarþý pazara, dedim.<br />

-Maksadým o deðil, ulemadan<br />

kimin dersine devam<br />

ediyorsun, dedi.<br />

-Hiç birinin dersinde devam<br />

üzere bulunamýyorum,<br />

dedim.<br />

-Ýlmi ve ulema ile görüþmeyi<br />

sakýn ihmal etme, ben<br />

senin uyanýk ve canlý bir<br />

genç olduðunu görüyorum,<br />

dedi. Onun bu sözü benim<br />

içimde iyi bir tesir býraktý.<br />

Çarþý-pazar iþlerini býraktým.<br />

Ýlim yolunu tuttum.<br />

Allah’ýn inayetiyle,<br />

Þa’bi’nin sözünün bana çok<br />

faydasý oldu. ”<br />

Bu tavsiyelerden sonra<br />

Genç Numan ilim tahsiline<br />

yönelmeye baþlar. Ama ticaret<br />

hayatýnda ve hayatýn<br />

kendi içinde kazandýðý tecrübeler<br />

kendisini ömür boyu<br />

farklýlaþtýran bir unsur<br />

olmuþtur. Eðitimine akaid<br />

ve cedel ilmi ile baþlayan<br />

Ebu Hanife, bu alanlarda<br />

hýzlý bir þekilde ilerlemiþ ve<br />

dönemindeki inkarcý ve bidatçý<br />

fýrka müntesibleriyle<br />

birçok münakaþalara katýlmýþtýr.<br />

Bir süre sonra bunlarý<br />

yetersiz ve hayattan, insanlarýn<br />

ihtiyaçlarýndan uzak<br />

görmüþ olmalý ki, fýkýh ilmini<br />

öðrenmeyi karar verir.<br />

Hocasý Hammad bin Süleyman’ýn<br />

ders halkasýna katýlmasý<br />

da böyle olur. Hicri<br />

102 yýlýnda Hammad’ýn<br />

halkasýna katýlan Ebu Hanife<br />

on sekiz yýl boyunca bu<br />

halkaya devam etmiþ, hocasýnýn<br />

120 yýlýnda vefatý ile<br />

hocasýnýn yerine geçmiþ ve<br />

vefatý ettiði Hicri 150 yýlýna<br />

kadar ders okutmaya devam<br />

etmiþtir.<br />

Ebu Hanife’nin ders halkasýna<br />

Ýslam ülkesinin her<br />

tarafýndan öðrenciler katýlmaya<br />

baþlamýþtý. Birkaç bini<br />

bulan öðrencilerinin arasýndan<br />

kýrka yakýný, içtihat<br />

derecesinde olan âlimlerdi.<br />

Ebu Hanife ilmi çalýþmalarýna<br />

baþladýktan sonra dahi<br />

ticareti býrakmamýþtýr. Her<br />

ne kadar iþlerinin çoðunu<br />

ortaklarý üzerinden yürüse<br />

de, kendisi hiç bir zaman ne<br />

ticari hayattan, ne de halkla<br />

alýþ-veriþten uzak durmuþtur.<br />

Böylece ilmi tedrisatýnýn<br />

yanýnda toplumsal hayatý<br />

da bizzat gözlemlemekten<br />

ve takip etmekten<br />

hiçbir zaman uzak kalmamýþtýr.<br />

Ýmam’ýn ilim anlayýþý<br />

Bu hayatýn içinde kalýþý,<br />

verdiði fetvalar ve yaptýðý<br />

içtihatlara haliyle yansýmýþtýr.<br />

Ebu Hanife’ye göre doðru<br />

amel ancak saðlam bir<br />

bilginin üzerine bina edilebilir.<br />

Hayýrlý insan olmak<br />

için sadece hayýr iþlemek<br />

deðil hayrý ve þerri bilmek<br />

gerekir. Kötüden kaçýnmak<br />

ancak kötünün zararlarýný<br />

bilerek olur. Ebu Zehra’nýn<br />

Ebu Hanife biyografisinde<br />

ifade ettiði þekilde, itikadi<br />

konularda temel görüþleri<br />

þu iki noktada birleþtirilebilir:<br />

“Doðru amel doðru düþünce<br />

üzerine kurulur, dürüst<br />

iþ kararlý ve sabit amele<br />

dayanýr. Ýlim kati ve kesin<br />

olmalýdýr. Ýtikat meselelerinde<br />

tereddüt olmaz.”<br />

Her ne kadar bazý rivayetler<br />

Ebu Hanife’nin Kelam<br />

ilmini eleþtiren ifadelerinden<br />

de bahsetse de, bunlara<br />

fazla itibar edilmemesi gerekir.<br />

Hem ilimlerin daha<br />

farklý bölümlere ayrýlmamasý,<br />

hem de Ebu Hanife’nin<br />

her ne kadar hayatýnýn<br />

uzun bir bölümünde Fýkýh’la<br />

uðraþmýþ olsada, bunun<br />

kendisinin Akaid ile ilgilenmediði<br />

manasýna gelmez.<br />

Özellikle de kendisinden<br />

rivayet edilen ve talebelerine<br />

yaptýðý tavsiyeleri<br />

ihtiva eden son iki eseri<br />

olan el-Vasýyye ve er-Risale’nin<br />

daha çok itikadi konulara<br />

dair olmasý da, Ebu<br />

Hanife’nin Kelam’dan uzak<br />

kalmadýðýný gösterir.<br />

Akaid’deki görüþleri<br />

Akaid konusunda Ebu<br />

Hanife ilk etapta Kur’an’ý<br />

esas almýþ ve hükümlerini<br />

onun üzerine bina etmiþtir.<br />

Kur’an’a aykýrý hükümleri<br />

ihtiva ettiðini tespit ettiði<br />

hadisleri uydurma olarak<br />

deðerlendirmiþ ve dikkate<br />

almamýþtýr.<br />

Ýmam’ýn akaide dair görüþleri<br />

talebeleri Ebu Yusuf,<br />

Ebu Muti elBelhi ve Ebu-<br />

Mukatil esSemerkandi tarafýndan<br />

özellikle el‘Alim ve’l<br />

müte’allim, elFýkhü’lekber,<br />

elFýkhü’lebsat, erRisale ve<br />

elVasýyye adlý eserleri yoluyla<br />

bize ulaþmýþtýr. Eserlerin<br />

günümüze ulaþmasýna<br />

kadar bunlara bazý ilavelerin<br />

yapýldýðýný kabul<br />

etmek zorunda olsak da,<br />

eserlerin ana hatlarý ile Ebu<br />

Hanife’nin hükümlerini ifade<br />

ettikleri kesindir.<br />

Ýmam Azam Akaid’deki<br />

görüþleri ile Ehli Sünnet<br />

akaidinin oluþmasýna yön<br />

vermiþtir. Bunda þüphesiz<br />

görüþlerinin itidalli olmasý,<br />

Ebu Hanife’nin aþýrýlýklardan<br />

uzak durmasýndan<br />

kaynaklanýr. Nitekim birkaç<br />

konu haricinde diðer üç<br />

mezhep imamý Malik bin<br />

Enes, Ýmam Þafii ve Ýmam<br />

Ahmed bin Hanbel’de<br />

onun görüþlerine uymuþlardý.<br />

Daha sonralarý Ebu<br />

Hanife’nin akaid konusundaki<br />

görüþleri Ebu Mansur<br />

elMaturidi tarafýndan ele<br />

alýnmýþ ve bu güne kadar<br />

Maturidiyye adý altýnda taþýnmýþtýr.<br />

Ebu Hanife’nin Akaid’deki<br />

görüþlerini tam olarak<br />

vermek bu yazýnýn sýnýrlarýný<br />

aþsa da, bazý örnekler<br />

vermek mümkündür.<br />

Ýmam’a göre her insan<br />

Allah’ýn var olduðunu düþünerek<br />

idrak edebilir. Bütün<br />

varlýklar Allah tarafýndan<br />

yoktan var edilmiþtir.<br />

Göklerin ve yerin þaþmaz<br />

bir düzene sahip olmasý,<br />

tüm varlýklarýn bir halden<br />

bir baþka hale dönüþmesi,<br />

çocuðun ana karnýndaki<br />

geliþmesi bilgi ve hikmet<br />

sahibi ulu bir yaratýcýnýn

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!