30.12.2014 Views

Hazar Raporu - Issue 01 - Fall 2012

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Avro Krizinin Neresindeyiz<br />

Yrd. Doç. Fatih Macit<br />

Süleyman Şah Üniversitesi<br />

Ekonomi Bölümü<br />

Bölüm Başkanı<br />

Yunanistan’ın IMF ve Avrupa<br />

Birliği (AB) ile ilk kurtarma paketi<br />

imzalamasının üzerinden iki yıldan<br />

fazla bir süre geçti. O zamanlarda<br />

Avrupa borç krizi, Yunan borç krizi<br />

ile eş görülüyordu. Piyasalar ve<br />

yatırımcılar Portekiz, İrlanda, İspanya<br />

ve İtalya hakkında çok ciddi bir endişe<br />

duymuyorlardı. Fakat daha sonraki<br />

süreçte problemin Yunanistan ile<br />

sınırlı olmadığı anlaşıldı. Yunanistan’ın<br />

kurtarma paketinden bir yıl sonra<br />

İrlanda; AB ve IMF ile 85 milyar<br />

avroluk; Portekiz ise 78 milyar avroluk<br />

kurtarma paketi imzaladı. Son dönemde<br />

borçlanma ihalelerinde oluşan yüksek<br />

faizlere bakılırsa İspanya ve İtalya borç<br />

krizinin potansiyel yeni kurbanları<br />

olarak dikkat çekiyor.<br />

Bu makalenin amacı iki önemli<br />

soruya cevap aramak olacak.<br />

Birincisi bu borç krizinin temelleri<br />

nedir<br />

İkincisi ise probleme kalıcı bir çözüm<br />

bulunabilmesi için hangi adımların<br />

atılması gerekiyor<br />

1999’da Avro’ya geçilmeden önce AB,<br />

temelinde sabit kur rejimi olan Avrupa<br />

Parasal Sistemi (APS) ile çevrelenmiş<br />

durumdaydı. Üye ülkeler para<br />

birimlerini kendi aralarında sabitlemiş<br />

ve kurların belli limitler dâhilinde<br />

dalgalanmasına müsaade etmişlerdi.<br />

Buradaki amaç sabit kur rejimi ile üye<br />

ülkeleri para ve maliye politikalarını<br />

daha uyumlu hale getirmeye zorlamak<br />

ve nihayetinde sistemin ortak bir para<br />

biriminin olacağı parasal birliğe doğru<br />

yönelmesini sağlamaktı. Fakat sistemin<br />

ilk uygulama aşamasında ülkelerin<br />

para ve maliye politikaları benzer<br />

hale gelmemiş ve bu durum özellikle<br />

Alman Markı üzerinden değer kazancı<br />

baskısının oluşmasına neden olmuştur.<br />

Bu duruma bir çözüm olması adına 1991<br />

yılında Maastricht Anlaşması önerilmiş<br />

ve anlaşma ile ülkelerin para ve maliye<br />

politikalarını benzer hale getirmelerine<br />

yönelik önemli maddeler konulmuştur.<br />

Parasal birliğe geçiş yolunda üç önemli<br />

madde Maastricht Anlaşması’nda<br />

dile getirilmiştir. İlk kural olarak üye<br />

ülkelerden sabit kur rejimine sadık<br />

kalmaları istenmiş ve para birimlerinin<br />

değerini belirlenen sınırlar çerçevesinde<br />

22

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!