17.11.2012 Views

Volume1TR

Volume1TR

Volume1TR

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

maları ve kısa bir süre sonra Rodos’u fethetmeleri<br />

düşünülemezdi 3.<br />

Kuşkusuz, özellikle Emevi saltanatının 41/661<br />

yılındaki başlangıcından itibaren bu fatihlerin,<br />

Müslümanlığa geçmiş veya geçmemiş<br />

vatandaşlarının kültür mirasını tedrici<br />

bir şekilde alarak özümsemeleri için uygun<br />

koşullar gerçekleşti. Günümüze kadar ulaşan<br />

Arapça simyaya dair elyazması, Yunan simyacı<br />

Zosimos’un (350-420) bir risalesinin 38/658<br />

yılında gerçekleştirilmiş bir Arapça tercümesi<br />

olarak karşımıza çıkmaktadır 4. Eğer biz kaydedilen<br />

bu tarihe inanacak olursak, bu şu<br />

anlama gelir: Gelecekte Emevilerin ilk halifesi<br />

olacak Muaviye’nin henüz valilik döneminde<br />

Yunanca eserlerin Arapça çevirisine<br />

yönelik ilgi uyanmıştı.<br />

Arapların böylesine erken bir dönemde<br />

yabancı kültür mirasını alarak özümsemeye<br />

hazır ve yetenekli olmalarını 1917 yılında<br />

Julius Ruska matematik tarihi çerçevesinde<br />

son derece doğru olarak şu ifadelerle dile<br />

getirmekteydi: «Önemle ve ısrarla ifade edilmelidir<br />

ki İran ve Roma’nın taşra vilayetlerine<br />

taşan Araplar ne hukuk bilimini ne de devlet<br />

yönetimi sanatını hazır ve oluşmuş bir şekilde<br />

beraberlerinde getirmişlerdi, bilakis fethedilen<br />

ülkelerin yönetim metotlarını ve hukuk<br />

formlarını büyük ölçüde değiştirmeden aynen<br />

almak zorunda kalmışlardı. Onların şaşırtıcı<br />

bir hızla daha kapsamlı ilişkilere uyum sağlayabilmeleri<br />

ve sadece devlet idaresiyle ilgili<br />

kurumları değil, aynı zamanda eski ve olgun<br />

bir kültürün diğer bütün meyvelerini alarak<br />

özümsemeleri anlamında bilinen bir olgudur.<br />

Ama bu, eğer çok yakın dönemlere kadar<br />

kabul edilegeldiği gibi, fatih konumundaki<br />

halk ile o dönemin İranlıları, Yunanları ve<br />

3 Bkz. Sezgin, F.: Fuat, Geschichte des arabischen Schrifttums,<br />

Cilt 11, s. 6.<br />

4 Bkz., a.e., Cilt 4, s. 75.<br />

GİRİŞ 3<br />

Mısırlıları arasındaki düşünsel uzaklık çok<br />

büyük olsaydı, kesinlikle gerçekleşemezdi.<br />

Bilhassa düşünsel ve politik hareketin taşıyıcıları<br />

olan şehirli Araplar, Muhammed’in ortaya<br />

çıkmasından önce komşu halkların kültürel<br />

etkilerine tamamen kapalı veya matematik<br />

tarihi açısından önem kazandıkları çağda bile<br />

neredeyse okuma yazma bilmeyen yarı vahşiler<br />

olarak tasavvur edilemez ... » 5<br />

Eski kültür merkezlerindeki sakinlerin yeni<br />

topluma uyum sağlayabilmede çok büyük zorluklar<br />

yaşamadıkları görülmektedir. Mesela<br />

ilk dönem Emevi hükümdarlarının sarayında<br />

Hıristiyan hekimler çalışmaktaydı. I. Mu �āviye<br />

(dönemi: 41/661-60/680) zamanında hizmet<br />

eden İbn Asāl’ın adı bunlar arasında geçmektedir.<br />

Ebū el-Ḥakem adlı bir başka Hıristiyan<br />

hekim daha Muʿāviye’nin hizmetinde çalışmıştır.<br />

Hükümdar ilaçların hazırlanmasında<br />

ona güvenmekteydi. 6 Emeviler devletin birçok<br />

alanında, fethedilmiş ülke sakinlerinin<br />

hizmetlerine ve desteklerine gereksinim duymuşlardır.<br />

Bu alanda işbirliğinin iyi bir şekilde<br />

işlediği görülmektedir, hatta belirli bir süre<br />

vergi ve idare uygulamasında geleneksel yaygın<br />

diller kullanılmıştır. Bunlar Mısır’da Kopt<br />

dili, Suriye’de Yunanca, Irak ve İran’da eski<br />

Farsça idi. Devlet sicillerinde Arapça’nın kullanımı<br />

daha sonraları gerçekleşti. Arapça’nın<br />

kullanımı Suriye’de 81/700 yılında �Abdülmelik<br />

b. Mervān’ın sayesinde, Irak’ta 78/697 yılında<br />

Vali el-Ḥaccāc b. Yūsuf’un emriyle, Mısır’da<br />

87/705 yılında vali ʿAbdullāh b. ʿAbdülmelik<br />

b. Mervān’ın ve kuzey doğu İran’da (Ḫorāsān)<br />

124/742 yılında Halife Hişām b. �Abdülmelik<br />

dönemlerinde gerçekleşmiştir. 7<br />

5 Ruska, J., Zur ältesten arabischen Algebra und Rechenkunst,<br />

Heidelberg 1917, s. 36-37; Sezgin, F.: a.e., Cilt 5,<br />

s. 8.<br />

6 Bkz. Sezgin, F.: a.e., Cilt 3, s. 5.<br />

7 Bkz. İbn Nedīm, Fihrist, s. 242; Sezgin, F.: a.e., Cilt 5,<br />

s. 21.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!