You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ÖNSÖZ<br />
Günümüzün dünya bilim tarihi anlayışında, Batının, karanlık bir Orta Çağ<br />
döneminden sonra eski Yunan uygarlığında yatan kökenlerinin ayrımına vararak,<br />
Rönesans, Aydınlanma ve Bilim Devrimi gibi açılımları kapsayan bir süreç üzerinden<br />
çağımızın kendisiyle özdeşleşen uygarlığını ve bilimini geliştirdiği görüşü genel bir<br />
kabul görmektedir. Eski Çağ ile Yakın Çağlar arasındaki yaklaşık 1000 yıllık boşluk bu<br />
bağlamda yeterince irdelenmemekte, Batı biliminin bir yerde eski Yunan uygarlığının<br />
küllerinden yeniden doğarak gelişme sürecine girmiş olduğu düşüncesi bir açık gerçek<br />
olarak yalnızca Batı dünyasında değil onun dışında kalan coğrafyada da yaygın biçimde<br />
benimsenmektedir.<br />
Bilim tarihinin bu yazım biçimi, 19. yüzyıl ortalarından başlayarak, gene Batı<br />
kültür çevresindeki bir avuç bilim insanının Orta Çağ İslam dünyasının doğa bilimleri<br />
alanındaki eserleri üzerinde yürüttükleri çalışmaların sonuçlarının ışığında sorgulanmaya<br />
başlanmıştır. Bu öncü bilim tarihçilerinin başlattığı geleneğin günümüzdeki<br />
seçkin temsilcisi Prof. Dr. Fuat Sezgin bu konuda yaşam boyu sürdürdüğü köklü araştırmalarla<br />
Orta Çağın, Batının gözünden kaçmış olan ve büyük ölçüde İslam bilimiyle<br />
özdeşleşen, bilimsel başarılarını ve bu dönem araştırmalarının özgünlüğünü ortaya<br />
koymaya çalışmaktadır.<br />
Fuat Sezgin, bunun ötesinde, Frankfurt Üniversitesi’ndeki Enstitüsü bünyesinde<br />
eski yazma eserlerde betimlenen alet ve cihazların yeni yapım örneklerini üreterek, 9. –<br />
16. yüzyıllar arasındaki dönemde İslam coğrafyasından kaynaklanan bilimsel katkıların<br />
yer aldığı bir müze yaratmıştır. İslam bilimine ilişkin bilgi eksikliklerinin ve bu eksikliklerden<br />
kaynaklanan önyargıların düzeltilmesi bağlamında bilim tarihi açısından büyük<br />
önem taşıyan bu müzede sergilenen nesnelerin tanıtılması amacıyla F. Sezgin tarafından<br />
ayrıca beş ciltlik “Wissenschaft und Technik im Islam” başlıklı bir katalog kaleme<br />
alınmıştır. Bu eser, içeriği ve irdelediği düşüncelerle Batı odaklı bilim tarihi yazımının<br />
eleştirel bir çözümlemesini yapmakta, İslam ve Orta Çağ bilimine yeni bir bakış açısı<br />
sunarak İslam biliminin eski Yunan, ayrıca Hint, Bizans ve İran dönemlerinden devraldığı<br />
bilimsel mirası korumak ve yaymakla yetinmeyip, onu, eklediği özgün eserlerle<br />
ileri götürmüş olduğu değerlendirmesini yapmaktadır. Sezgin, bu değerlendirmelerden<br />
hareketle, bilimsel gelişmeleri ara durağan dönemleri izleyen sıçramalarla gerçekleşen<br />
bir süreç yerine, süregelen bütünleşik bir evrilme süreci olarak yorumlamaktadır. Buna<br />
göre, İslam biliminin kendisinin sönümlenme sürecine girdiği dönemde devrettiği<br />
miras onu izleyen Batı bilimine feyz ve mesnet oluşturmuştur.<br />
9