10.07.2015 Views

Komutanın maymunu - Kitabxana

Komutanın maymunu - Kitabxana

Komutanın maymunu - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bir keresinde şair Habil, dostumun yanında tiyatro sanatçısı Ağalar Bayramov’a der ki: “MemmedAraz’ın şiirlerini Etağanın türbesine döndürdün, biraz da bizim şiirlerden oku de...”Ağalar, önce şaşırır, çünkü onun ezberinde Habil’in hayli şiiri vardır. Peki bu niye şikâyet ediyor?diye düşünür ve birden parmağını ısırır. Anlar ki, Habil, yanındaki şair ve kalem dostunun şiirlerini deokumasını istiyor. Çünkü en azından bizim Grafoman dostumuz, vatanperver şair olarak tanımış biri. O,Karabağ meselesi kızışıp milli bağımsızlık hereketi başladıktan bu yana sıradan bir vatandaş olarak millimeselelere hassasiyet göstermişti. Şiirlerinin okunması için, milli bağımsızlık hareketinin liderlerinden biriolması mı gerekir? Sıradan bir vatandaş olarak üzerine düşen vezifeleri yerine getirmek az mı?1988 yılının 17 Kasım’ından 5 Aralık’a kadar uzayan mitinglerde dostum, gecesini gündüzünekatarak halkın arasında oldu. Gündüz mitinglerine iştirak etmek şöyle dursun, şahsen ben o hadiselercereyan ederken altı geceyi Azadlık Meydanında uyumadan sabaha kavuşturmuştum. Ben, o altı geceboyunca da, mikrofonlar kapatıldıktan sonra, bu patriotu(!) azatlık meydanında özgürlük nöbeti tutandelikanlılarla kolkola gezerken, mücahitlerle sohbet ederken ve şiir okurken gördüm. O günlerde havasoğuk olduğu için sabaha kadar herkes meydanda dolaşırdı. Meydanda yakılan ateşlerin dumanıgenzimizi, boğazımızı kuruturdu. Sabahları hepimiz is kokardık. Ama o günlerde tarih yazılıyordu, başveren olaylar çok ilginçti, adeta bizim damarlarımızdaki kan, kaynıyordu. Meydandakiler, öyle azametligörünüryordu ki... Vallahi de, billahi de, milli gururdan daha etkileyici duygu olamaz. O günlerde, yapılanüç renkli bayrağımızın sapından tutmak için millet birbiri ile dövüşüyordu. Gece, meydanda yakılanateşlerin başında, insanların bağımsızlık sloganları, saz, keman, davul,zurna, garmon, klarnet sesleri,ateşli konuşmalar, tatlı şakalar insana öyle hoş geliyordu ki... bu gecelerin birinde, dostumla birliktemeydanda geziyorduk. Birden bir gürültü koptu. Önde üç dört genç arkalarında da bağırıp çağıran birgrup: “Yol verin, Ağaselim gardaş geliyor!” diye diye kalabalığı yarıp, en gür ateşin başına toplandılar.Gençlerden birisi, elinde getirdiyi tahta tabureyi yere koyar koymaz, tabureye oturan meyhaneciAğaselim, başladı:“Ay can alan, can Karabağ bizimdü,Yan, Balayan, yan, Karabağ bizimdü...Gözünden ateşler saçılan dostum heyecanla konuştu:– Milletime kurban olayım, bağımsızlık uğruna meyhanaciler da ayağa kalkmış! Zori Balayan gibiTaşnaklar, menfur arzularına ulaşamayacaklar!Mitingin son akşamı da, dostumla biz, Azatlık meydanındaydık. Sokağa çıkma yasağınınbaşlamasına başlamasına daha zaman vardı. Ama meydan, evvelki meydan değildi. İnsanlar iyiceseyrelmişti. Ortada kalanlar da yorgun– argın görünüyor, üzgün üzgün dolaşıyordu. Ordu birlikleri,meydanı kuşatmıştı. Ordunun müdahle edeceği ve meydandakileri dağıtacağı açıkça anlaşılıyordu.Yöneticiler, mitingi düzenleyenlerden, mitinge son verilmesi için daha fazla, daha ısrarcı taleplerdewww.kitabxana.net – Milli Virtual <strong>Kitabxana</strong> 103

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!