10.07.2015 Views

Komutanın maymunu - Kitabxana

Komutanın maymunu - Kitabxana

Komutanın maymunu - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bir öğle vakti, önceden Namık müellim ile Televizyon Radyo Komitesinde birlikte çalışanEbülfet Misiroğlu, Komitenin bahçesinde karşılaşırlar. Hal hatır sorduktan sonra EbülfetMisiroğlu, onu evine, öğle yemeğine davet eder. Namık müellim de eski mesai arkadaşına uyar.Ev sahibi, misafir sofrasının zengin olması için yol üstündeki manava uğrar. Ebülfet Misiroğlu,epeyce sebze meyve alır, ama aldıklarının parasını ödemek istediğinde, parasının yetmediğinianlar. Aslında becerikli bir adam olan Ebulfet Misiroğlu, Namık müellimi satıcının yanındarehin kalmaya razı eder ve seslenir:– Gardaş, on dakikaya kadar bu taksiciye parayı verip senin yanına gönderiyorum. Sofrayıkurdurup seni bekleyeceğim, oyalanma, tez gel!Açlık nasıl zor bir şeyse, Ebülfet Misiroğlu, eve vardıktan sonra borcunu ve rehin bıraktığı Namıkmüellimi unutur. Öğle yemeğini yiyip biraz dinlenmek için divana uzanır ve uykuya dalar. Yaklaşık bir saatsonra, sıçrayıp uykusundan uyanır. İşe geç kaldığını gören Ebülfet Misiroğlu alel acele üstünü başınıdüzeltir, evden çıkar ve mesaiye zor yetişir. O, akşam işten eve dönerken, bindiği otobüsünpenceresinden bakarken gözü, öğleyin alış veriş yaptığı manav dükanına ilişir ve Namık müellimi dükanınönünde görünce yüreğine iner. Hemen otobüsü durdurup yere atlar ve utandığından elini yüzüne tutarakdükkâna yaklaşır. Uzun süre dil döktükten sonra, onu sakince dinleyen rehin cevap verir:– Ebülfet, bu manav, senden daha düşünceli bir adammış. Onunla çok güzel sohbet ettik. O, burehineye öğle yemeği de ısmarladı. Beni buraya çivileyen yoktu elbette, ancak, acaba ne zaman benihatırlayacaksın diye, bekliyordum…Evet, Namık müellim, hoşuna giden, yüreğinin ısındığı bir adamın yanında rehin kalmaya bilerazıydı.Dağılmakta olan Sovyetler birliğinin yıkılan viraneleri altında kalanlardan biri de Namık müellimdi.Komünist rejiminin çökmesi için özellikle seçilen, 1988 yılından başlayarak gittikçe kızışan Karabağhadiseleri, onun da sıkıp suyunu çıkartıyordu. Kaos ve kargaşa içinde, Namık Abdullayev gibilerinihatırlayan kimdi? Ömrünün çoğu gidip azı kalmış, güçten takatten düşmüş, bir hırka, bir lokma, yarındanümitsiz, evsiz eşiksiz, komünist hükümete olan altmış yıllık ümitleri boşa çıkmış bir insan, başka nasılolabilirdi ki?!Bakü’de hâkimiyet kavgası başlamıştı. Âlemi, bağımsızlık ateşi ve savaş bürüyordu. Gönül açıcı hiçbir şey yoktu.Namık müellimin dedikleridir:– Şimdi de yeniler, boş vaatlerde bulunup milletin aklını çeliyor. Bir kâse sıcak bozbaş, benim içinbu vaatler hepsinden daha kıymetlidir!www.kitabxana.net – Milli Virtual <strong>Kitabxana</strong> 138

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!