Cevap verdi:– Yalnızlık: Vahşiliktir!Yaratıcılık Evi’nin iki binası vardı. Binalardan biri, 1930’lu yıllarda, Bakü valisi olanMeşedi Ezizbeyov’un, yüksek rütbeli bir subay olan oğlundan miras kalan iki katlı, yıkık dökükbinaydı. Diğeri ise Haydar Aliyev’in özel isteği ile yapılıp 1981 yılında kullanıma sunulan yedikatlı bina... Yaratıcılık Evi’nin idari büroları eski binanın yanındaydı. Yani ben, mesai saatleriiçinde, Namık müellimle komşuydum.Ömrünün son yıllarında evsiz, barksız kalan Namık müellim, büyük bir tadilata ihtiyacıolan, eski iki katlı binada, bahçeye bakan bir odada yapayalnız yaşardı. Bu bakımsız binanınbanyosu umumi olduğundan, hiç kimse burada kalmak istemezdi. Sadece yaz aylarındaMerdekan ve Şüvelan’da kalacak yer bulamayan bazı adamlar, bu iskeleti çıkmış evdekiodaların, gecelik fiyatının çok ucuz olmasına aldanırlar ve buraya gelip zoraki tıkılırlardı. Lakinbir iki gece tahtakuruları ile savaşıp vuruştuktan sonra, komşu pansiyonlarda kendilerine yerbulup, bu köhne binadan canlarını zor kurtarıyorlardı. Bu binaya yerleşen herkes, bir iki gecedensonra kendini emin bir yere atardı. Herkes gelip geçerdi ama Namık müellim, buranın daimisakiniydi.Namık müellim artık hayattan bezmiş ve elini kalemden çekmişti. Bazen alkolün etkisiylegünlerce sarhoş gezer, niçin yazmadığı sorulunca, gözlerini açamadan, yarı uykulu cevapverirdi:– Yazacağım, aydınlığa çıkar çıkmaz yazacağım. Yazacağım eser çok güzel olacak,yazacağım konu aklımda, geriye, kafamdakileri kağıda dökmek kalıyor,” derdi.O, aslında bu sözlerle kendi kendini teselli ediyordu, bir eser yazacak hali yoktu. Kalemisusmuş, dermanı tükenmişti.Kamran İbrahimov, Azerbaycan televizyonunda yayımlanan çocuk programı için, onunayda bir defa yazdığı küçük senaryoyu koparınca büyük bir mutluluk duyardı.Korkmaz, her ayın sonuna doğru, sık sık gittiği televizyondan, “Kamram müellim sonaryoistiyor,” diye haber getirirdi. Namık müellime bu haber, çoğu zaman benim odamda verilirdi.Çünkü o sık sık, benim odama çay içmeye gelirdi. Kendisinden senaryo istendiği haberini duyarduymaz önce esip yağardı:– Olmaz! Artık çocuk programı için senaryo yazmıyorum! Ayı, keçi, köpek, kedi, tilki,kurt… bu hayvanlar hakkında daha ne kadar yalan uyduracağım?! Yeter, bıktım! Korkmaz, sengit, Kamran’a selam söyle. Artık bana güvenmesin, kendine başka bir senaryo yazan bulsun...www.kitabxana.net – Milli Virtual <strong>Kitabxana</strong> 112
Namık müellim, bizim tavrımızdan, kendisine hak vermeyeceğimizi hissedince, bu kezsigaraya hücum ederdi. O, yaktığı sigarayı adeta soğurup bitirdikten sonra, Korkmazdudaklarını şapırdatıp mahcubiyet içinde, yüzü kızararak cevap verirdi:– Namık müellim, senaryo yoksa telif ücreti de olmaz!Namık müellimin tek geliri, her ay televizyondan aldığı iki yüz manat idi. Telif ücretisözlerini duyar duymaz, duraklardı ve yeniden sigaraya dem verip duygu dolu bir sesle devamederdi:– Biliyorum, Kamran o iki yüz manata sebep her ay bana senaryo yazdırıyor. Benim aç kalmamıistemiyor. Peki, başka senaryo yazan yok mu?Sonra kesin bir tavırla ilave ederdi: “Tamam, Korkmaz,Kamran’a söyle, istediği senaryo, iki gün sonra masasının üstünde olacak...”Sonraları da Namık müellimin sert konuşmalarını duydum, ama artık onun, söylediğiniyapmaya dermanı kalmamıştı. Bir defasında Korkmaz, Namık müellime şöyle dedi:– Namık müellim, kendini düzeltebilirsin! Sana yazık oluyor. Senin iraden zayıf!Namık müellimin cevapı ders vericiydi:– İradem zayıf olsaydı, derdim yarı olurdu, benim hiç iradem olmadı ki…Namık müellim verdiği sözü tutamayınca, Kamran müellim beni aramaya başlardı. Epeymücadeleden ve tekitten sonra, Namık müellim, bir saatlik uğraştan sonra dört beş sayfalıksenaryoyu yazıp kâğıtları koltuğunun altına alıp giderdi...Aradan yıllar geçti. Bu yüzden bir sırrı ifşa edeyim. Namık müellim bazen sözünütutamaz, senaryoyu vaktinde yetiştirmezdi. Kamran İbrahimov, onun eski eserlerinden bir sentezyapar, eski eserler temelinde yeni bir senaryo oluştururdu. Böylece, aziz dostunu telif ücretindenmahrum etmezdi... Namık müellimin ise hafızası zayıflamıştı. Bazen hesabı kitabı karıştırırdı.Senaryo yazmasa bile ücret aldırdı ve bunu yazdığı senaryonun karşılığı zannederdi.Namık müellim, Yazarlar Birliğine yeni üye kabul edilmişti. Talimatlara göre, Yaratıcılık Evi’ndeyılda bir defa ücretsiz kalabilirdi. Eski binanın gecelik ücreti çok düşük olsa bile, Namık müellimin, yılboyunca ücret ödeyerek burada kalması mümkün değildi. Peki, Namık müellim Yaratıcılık Evi’ni hangihesaba göre mesken tutmuştu?Edebiyat Vakfının başkanı, uzun süre komünist parti ve devlet yönetiminde çalışmış, ihtiyatlı,suyu bile üfüre üfüre içen Adil Hacıyev’di. Namık Abdullayev’i Yaratıcılık Evi’nden kovması için, sağdansoldan Adil Hacıyev’in kulağına fısıldıyorlardı. Zannediyorum, Namık müellimin sefil, dağınık görüntüsü,Yaratıcılık Evi’nin üst düzey yöneticilerinin pek hoşuna gitmiyordu. Vakıf Başkanı, müdürümüz Eliwww.kitabxana.net – Milli Virtual <strong>Kitabxana</strong> 113
- Page 1 and 2:
www.kitabxana.netMilli Virtual Kita
- Page 3 and 4:
www.kitabxana.net - Milli Virtual K
- Page 5 and 6:
“Müdriklik anları”. Bakı “
- Page 7 and 8:
KOMUTANIN MAYMUNUCephe komutanını
- Page 9 and 10:
savaşın ise garip bir oyundu sank
- Page 11 and 12:
çekecek, fotoğraf makineleri aral
- Page 13 and 14:
elini şalvarının önünde gezdir
- Page 15 and 16:
Bu defa, onun söyledikleri hep dü
- Page 17 and 18:
Komutan dönüp karısının yüzü
- Page 19 and 20:
Komutan gönülsüzce cevap verdi:-
- Page 21 and 22:
Niyaz, bu güne kadar başından ge
- Page 23 and 24:
hatırlar, karakola varır, Komiser
- Page 25 and 26:
Komiser Lazım, akşamüstü eve ge
- Page 27 and 28:
- Bak hele, seni misafir ettim, ama
- Page 29 and 30:
KATİL İLE GÖRÜŞMEEnstitüde ö
- Page 31 and 32:
Habil hoca tekrar köpürdü:-Büt
- Page 33 and 34:
- O, bana 2’den fazla not vermezd
- Page 35 and 36:
- Bağışlayın, Rasim hoca siz mi
- Page 37 and 38:
Şaşkınlıktan parmağımı ısı
- Page 39 and 40:
Uçak iyice yükseldi, rahat uçmay
- Page 41 and 42:
Emir inadından vazgeçmedi:- Ay ga
- Page 43 and 44:
Akif’in kızı, endişe içinde s
- Page 45 and 46:
Rüstem bey Emir’i gösretip yak
- Page 47 and 48:
Ağabeyim, bahçenin diğer tarafı
- Page 49 and 50:
-Uçağın yaramazlığı tuttu, bi
- Page 51 and 52:
BÖRÜSOYKapı çalındı…Ressam
- Page 53 and 54:
yetişmez.-Börüsoy, bu kadar büy
- Page 55 and 56:
yapacaktı. Resmin ölçüleri çok
- Page 57 and 58:
Ressam kardeşler bahçe kapısın
- Page 59 and 60:
FAH…Menzile, her zaman kestirmede
- Page 61 and 62: Nara, bu iki saatlik zaman dilimind
- Page 63 and 64: hayalime robot resmini çizdiğim s
- Page 65 and 66: Sorumu Mirze müellim cevapladı:-
- Page 67 and 68: Kadir ağzında lokmayı geveleyere
- Page 69 and 70: Herkes onun ne demek istediğini an
- Page 71 and 72: - Kadir, Cep telefonu ile cenazede,
- Page 73 and 74: - Zalimin oğlu, öyle yatıyor ki,
- Page 75 and 76: Müdür, denenmiş yöntemini bir k
- Page 77 and 78: YÜZDENIRAK 12R.Tağı’yaKoğuşt
- Page 79 and 80: Aksakal elmayı dolabın üstüne b
- Page 81 and 82: Yüzdenırak, neyi var, neyi yoksa,
- Page 83 and 84: GRAFOMANDeminden beri elimdeki kale
- Page 85 and 86: oğlu, ütülü mütülü, tığ gi
- Page 87 and 88: ana çok garip gelmişti. Şimdi is
- Page 89 and 90: istedim,” diye cevap vermeyi dü
- Page 91 and 92: Grafoman, yol yorğunu olduğundan,
- Page 93 and 94: irilerine yüz suyu döküpkitaplar
- Page 95 and 96: Bir gün, şiirlerini desteleyip o
- Page 97 and 98: dostuma bir adet imzalayıp vermiş
- Page 99 and 100: Şair gülümseyerek ve o kısık s
- Page 101 and 102: Sekizinci sınıfta okurken, zeki v
- Page 103 and 104: Bir keresinde şair Habil, dostumun
- Page 105 and 106: tek bana okutturacaktı. Zavallı d
- Page 107 and 108: Süleyman Rüstem çekilip kendi ba
- Page 109 and 110: ir sanat ile uğraşsın istemişle
- Page 111: NAMIK ABDULLAYEV’İN SONUFantasti
- Page 115 and 116: - Namımk müellim, niye paltonu gi
- Page 117 and 118: Şimdi hatırladım, Yine Namık m
- Page 119 and 120: 1950’li yıllarda, Yabancı Dille
- Page 121 and 122: Ne yazık ki, ben de bu hikâyeden
- Page 123 and 124: aramızda olmadığı için, ucuz l
- Page 125 and 126: ereketli toprakları bahş ettin, r
- Page 127 and 128: nasıl da iri iri açılmıştı, d
- Page 129 and 130: - Buyurun!Namık müellim, söyledi
- Page 131 and 132: - Nasıl istiyorsan, öyle yaz!Çar
- Page 133 and 134: Kız, şaşkınlığı üzerinden a
- Page 135 and 136: Gece ilerledi, Namık Müellim mecl
- Page 137 and 138: O, son kitabının telif ücretini
- Page 139 and 140: 1990 yılının “20 Yanvar Kırg
- Page 141 and 142: kalmıştı. Onun kaldığı evin d