10.07.2015 Views

Komutanın maymunu - Kitabxana

Komutanın maymunu - Kitabxana

Komutanın maymunu - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Şişman mahkûm söze karıştı:– Ispat edelim de aklın başına gelsin.– Benim aklım başımda! Siz aklınızı yitirmişsiniz.Akşam gelen mahkûm, bu sözleri der demez, birden ihtiyar mahkûma baktı. Busözlerim sana değil demek istiyor gibiydi. Sessizlik oldu. Akşam içeri atılan mahkûm, ikinci katranzaya çıkıp yatağına uzandı. Tavırlarından, korkmadığı anlaşılıyordu. İstediği adamla başa başkavga etmeye hazırdı. O, hakkındaki mahkeme kararını temyiz etmişti. İtirazı sonuçlanıncayakadar burada kalacaktı.Bu koğuşta, ihtiyar mahkûm da yeniydi. Altı gün önce içeri atılmıştı. Onuniçeridekilerden en büyük farkı, kodese ilk kez düşmesiydi. Hâlâ dışardaymış gibi davranıyor,kendisini dışarda sanıyordu. Mahkûmlar ona cezaevinin kurallarını öğretiyorlardı. Onun doktorolduğunu, hemen herkes anlamıştı. Cezaevinin kuralıdır, içeri yeni bir mahkûm gelince, onunhakkındaki önemli malumatlar, önce kulaktan kulağa yayılırdı. Gelen kimdir? Ne iş yapar? Niçinhapse düşmüş?İhtiyar mahkûmun hüküm giydiği kanun maddesinin hafif olması, ve onun nuraniyüzü, koğuş arkadaşları arasında daha ilk günden saygı uyandırmıştı. Dün akşam ona, sıkı birtalimat listesi vermişlerdi: “Gelen mahkûm, Yüzdenıraktır: Yani homoseksüeldir. Onunlatokalaşmak, aynı tabaktan bir şey yemek, onun herhangi bir eşyasına dokunmak, cezaevikanunlarına göre kesinlikle yasaktır. O da, hiç kimsenin, hiçbir eşyasına el süremez. El sürerseşiddetle cezalandırılacaktır. Yüzdenırağın, elinin dokunduğu her şey, isterse altın olsun, derhalçöpe atılacak…Koğuşun kapısı açıldı. İhtiyar mahkûma evden, yiyecek bir şeyler gönderilmişti.Kapı, dışardan kilitlendikten sonra ihtiyar, hediye gelen sepeti ortaya koydu ve içindekileri tektek masanın üstüne dizmeye başladı. İhtiyar, dışarda olduğu gibi içeride de eli açıktı,cömertlikten geri kalmıyordu.. Onun için getirilen yemekler, sebzeler, meyveler herkesin yemesiiçin ortadaydı. Doktor olduğu için mahkûm arkadaşlarının hastalıklarını düşünüp bazı ilaçlar dagetirmişti.Ona, altı gündür Aksakal diyorlardı. Aksakalın bu koğuşta bulunduğu altı günde,içeride bir dostluk oluşmuştu. Ama cezaevinin kuralları, her an değişebilirdi.Aksakal sepetten iri bir elma alıp, bakışları ile onu izleyen çirkin mahkûma,başıyla dün akşam gelen mahkûmu göstererek, yavaşça sordu:– Ona, bir tane elma versem, olur mu?Mahkûmlar içinde, Yüzdenıraka karşı en çok kin besleyen kişi, çirkin mahkûmdu. Aksakalbu yüzden ona soruyordu… Çirkin mahkûm gönülsüzce cevap verdi.– Olur, ancak eli eline değmesin. Dolabının üstüne bırak.www.kitabxana.net – Milli Virtual <strong>Kitabxana</strong> 78

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!