11.07.2015 Views

Kıbrıs'ta Mülkiyet ve Siyaset - PRIO

Kıbrıs'ta Mülkiyet ve Siyaset - PRIO

Kıbrıs'ta Mülkiyet ve Siyaset - PRIO

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Tarafların Çatışan Talepleri: Nedenler <strong>ve</strong> Amaçlar17Glafkos Klerides’in 21 anlattığına göre, Makarios’un 22 bu konudaki görüşü, ‘Kıbrıslı Rumlarıkuzeyde <strong>ve</strong> özellikle Karpaz bölgesinde tutmak Kıbrıslı Türkleri güneyde tutmaktan dahaönemlidir’ şeklindeydi. 23 Makarios ayrıca ‘güneyde Kıbrıslı Türklere karşı ciddi bir hadisemeydana gelmesi haline, Türkiye’nin bunu güneyde bir askeri harekât başlatmak için bir bahaneolarak kullanabilmesi’ olasılığından da çekiniyordu. 24 Daha sonra mesele, Kıbrıslı Rumgörüşmeci Glafkos Klerides <strong>ve</strong> Kıbrıslı Türk görüşmeci Rauf Denktaş arasında yapılan ViyanaGörüşmeleri’nin üçüncü turunda ele alındı <strong>ve</strong> sonuçta ortaya 2 Ağustos 1975 tarihli III. ViyanaAnlaşması çıktı.Bu anlaşma, o tarihte güneyde bulunan Türklerin (10,700 kişi) istedikleri takdirde,UNFICYP’nin yardımıyla kuzeye taşınmakta özgür olduklarını, kuzeyde yaşayan KıbrıslıRumların (10,000 kişi) ise orada kalmaya devam etmekte özgür olduklarını <strong>ve</strong> normal bir hayatsürmek için ihtiyaç duydukları olanakların kendilerine <strong>ve</strong>rilmesini öngörmekteydi. Ayrıca,kuzeydeki Kıbrıslı Rumların ‘kendi istekleriyle <strong>ve</strong> herhangi bir baskıya maruz kalmaksızın’güneye taşınmalarına da izin <strong>ve</strong>rilecekti. Buna ek olarak, ‘ailelerin yeniden birleşmesine öncelik’<strong>ve</strong>rilmesi <strong>ve</strong> bunun ‘şu anda Güneyde bulunan bir çok Kıbrıslı Rumun Kuzeye naklini deiçerebileceği’ kararlaştırılmıştı. 25Anlaşmanın uygulamadaki sonuçları çok iyi bilinmektedir. Anlaşmadan sonraki birkaç ayiçinde güneyde kalan Kıbrıslı Türklerin sayısı 130’a indi. Kuzeydeki Kıbrıslı Rum nüfus da azaldıancak bu tedrici bir şekilde oldu. 1990’ların başlarına gelindiğinde kuzeyde kalan Kıbrıslı Rumlaryalnızca 500 kişi kadardı.İki tarafın o zamanki durum <strong>ve</strong> koşullarla ilgili deneyimlerinin çok ayrı, kaygılarının iseneredeyse birbirine karşıt olduğu düşünüldüğünde, Viyana Anlaşması’nı yorumlayışlarınınepeyce farklı olması belki çok şaşırtıcı değildir. Kıbrıs Türk tarafı, söz konusu anlaşmayı ‘197521 Glafkos Klerides, 1974’ün hem öncesinde hem de sonrasında yapılan toplumlararası görüşmelerin çeşitliaşamalarında Kıbrıs Rum toplumunu temsil etmiştir. 1974’teki darbeyi izleyen Türk operasyonunun ardından kısa birsure için (o yılın Temmuz ile Aralık ayları arasında) cumhurbaşkanlığına <strong>ve</strong>kalet etmiş, 1993-2003 yılları arasındakidönemde iki kez seçilerek cumhurbaşkanı olarak görev yapmıştır.22 Başpiskopos Makarios, Kıbrıs Ortodoks Kilisesi’nin başıydı (1950-1977). 1960’ta KC’nin ilk cumhurbaşkanı seçilmiş,1977’de ölümüne kadar iki görevi birlikte yürütmüştü. Hala en çok saygı duyulan Kıbrıs Rum lideri olmaya devametmektedir.23 Glafkos Clerides, Cyprus: My Deposition (Nicosia: Alithia Publishing, 1992), s. 295-297.24 A.g.y.25III. Viyana Anlaşmasının tam metni için Ek 1’e bakınız. Bu anlaşmanın taraflar arasında bir tür centilmenlik anlaşmasıolduğunu <strong>ve</strong> her bir tarafın kendi siyasi perspektifi bakımından asıl önemli olanı vurgulamasına olanak <strong>ve</strong>recek şekildeyazıldığını belirtmek gerekir. Kıbrıs Türk tarafı için önemli olan, Kıbrıslı Türklerin gü<strong>ve</strong>nli bir şekilde kuzeyetaşınabilmesini sağlamak; Kıbrıs Rum tarafı için önemli olan ise Kıbrıslı Rumların kuzeyde kalma <strong>ve</strong> uygun şartlardayaşama özgürlüğüydü. Örneğin, bu anlaşmada Kıbrıslı Türklerin güneyden kuzeye gü<strong>ve</strong>nli bir biçimde geçmesinisağlamaya yönelik bir hüküm bulunmakta, ancak güneyde kalmak isteyen Kıbrıslı Türklerle ilgili herhangi birdüzenleme yer almamaktaydı. Bunun, Kıbrıslı Türklerin güneyde kalmak istemesinin istisnai bir durum olacağı yolundaüstü kapalı bir varsayımdan kaynaklandığı düşünülebilir. Öte yandan, kuzeyde kalmak isteyen Kıbrıslı Rumlara yönelikhükümler çok açık bir şekilde ifade edilmişti <strong>ve</strong> normal bir hayat sürmek için gereken her türlü yardımın kendilerine<strong>ve</strong>rileceği belirtilmekteydi. Burada yine, tersinden hareketle (a contrario) yapılacak bir yorumlama ile, güneyde kalmayıseçen Kıbrıslı Türklerin bu tür bir yardımdan istifade edemeyecekleri öne sürülebilir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!