18 Kıbrıs’ta Mülkiyet <strong>ve</strong> <strong>Siyaset</strong>Viyana Nüfus Mübadelesi Anlaşması’ <strong>ve</strong>ya ‘Gönüllü Nüfus Düzenlemesi Anlaşması’ olarakanmaktadır <strong>ve</strong> bu metni esasen ‘güneyde yaşayan Kıbrıslı Türklerin, eğer isterlerse, kuzeyetaşınmasına izin <strong>ve</strong>recek <strong>ve</strong> kuzeyde yaşayan Kıbrıslı Rumların da, yine arzu etmeleri halinde,güneye taşınmasına izin <strong>ve</strong>recek’ 26 bir anlaşma olarak kabul edegelmiştir. Oysa Kıbrıslı Rumlaraynı anlaşmadan ‘III. Viyana (İnsani) Anlaşması’ olarak söz etmektedir. Onlara göre bu anlaşma,gereken şekilde uygulansaydı, ‘20.000 Kıbrıslı Rum <strong>ve</strong> Maronitin işgal altındaki KarpazYarımadası’nda <strong>ve</strong> Maronit köylerinde kalmasına <strong>ve</strong> normal bir hayat sürmesine olanak<strong>ve</strong>recekti.’ 27Kıbrıs Rum tarafının bu anlaşmayı, şartların baskısı altında <strong>ve</strong> Türk tarafının ‘taksim’ hedefineyardım edebileceği yolunda o sırada duyduğu genel rahatsızlığa rağmen kabul etmiş olduğununaltını çizmek gerekir. Kıbrıslı Rumlar anlaşmayı kabul ettiler, çünkü kuzeyde kalan 10.000 KıbrıslıRumun Türkler tarafından güneye ‘sürülmesini’ önlemek için tek çarenin bu olduğuna karar<strong>ve</strong>rdiler. Ayrıca, Türk kontrolündeki kuzeye geçmeye çalışan Kıbrıslı Türklere Kıbrıslı Rummilislerce saldırılmayacağını gü<strong>ve</strong>nce altına almak istediler, çünkü bu türden saldırıların Türkordusunun güneye doğru daha da ilerlemesini tetikleyebileceğinden korkmaktaydılar. 28Kıbrıs Rum siyasi partilerinden EDEK’in (Sosyal Demokratlar Hareketi) o zamanki lideri Dr.Vassos Lyssarides anlaşmaya karşı çıkan Kıbrıslı Rum liderlerden biriydi. Dr. Lyssarides’in itirazı,‘Kıbrıslı Türklerin kuzeye gitmesine müsaade ederek, çözümün iki-bölgeli bir federasyona dayalıolacağını <strong>ve</strong> bunun tüm göçmenlerin evine dönmesine bir engel oluşturacağını zımnen kabuletmiş olduk’ 29 şeklindeydi.Gerçekten de, sonuçta Kıbrıs Türk tarafının anlaşmayı yorumlayışı tam anlamıyla böyleolmuş <strong>ve</strong> bu durum bugüne dek sürmüştür. Önde gelen bir Türk hukuk profesörü ile bir KıbrıslıTürk eski Yüksek Mahkeme yargıcının birlikte kaleme aldığı aşağıdaki açıklama, Kıbrıs Türktarafının bu konudaki yaklaşımını gayet iyi özetlemektedir:BM Genel Sekreterinin himayesi altında varılan <strong>ve</strong> Eylül 1975’te BM gözetimi altındauygulanan bu anlaşma Türk Barış Harekâtı sonucunda ulaşılan barışı pekiştirdi.Nüfusların gönüllü olarak yeniden gruplandırılması Kıbrıs’taki iki halkın kendi bölgelerindetam bir gü<strong>ve</strong>nlik içinde yaşamalarını olanaklı kıldı. Anlaşmanın uygulanmasından bu yana26 Cyprus Issue, Main Negotiations, KKTC Enformasyon Dairesi internet sitesi,http://www.trncpio.com/ingilizce/ingilizcesayfa.htm , son erişim 11 Aralık 2005. Ayrıca bakınız Kenan Atakol,Turkish&Greek Cypriots: Is Their Separation Permanent? (Ankara: METU Press, 2002), s. 100-201.27KC’nin ABD’deki Büyükelçiliği, ‘The Cyprus Problem in Perspecti<strong>ve</strong>’, www.kypros.org/Embassy/ (11 Aralık 2005’teerişildi).28 Clerides, s. 295–299.29A.g.y.
Tarafların Çatışan Talepleri: Nedenler <strong>ve</strong> Amaçlar19Kıbrıs’ta hiç bir toplumlararası çatışma <strong>ve</strong>ya şiddet olayı meydana gelmedi… Türk BarışHarekâtıyla elde edilen barış, adanın kalıcı bir özelliği haline geldi. 30Burada – Kıbrıslı Rumlar tarafından, ancak hakaret olarak algılanabilecek bir şekilde – imaedilen fikir şudur: Türk müdahalesi yoluyla yalnızca barış elde edilmemiş, aynı zamanda adanınbölünmesi de BM onayıyla gönüllü olarak ‘sonuca bağlanmıştır’.Bu bakışa göre anlaşma, ‘iki-bölgeli federal bir Cumhuriyetin kurulması yönünde bir ilk adımolmak üzere nüfus mübadelesi için yapılmıştı.’ 31 Bu anlaşmayla ‘iki toplumun hukuki <strong>ve</strong> ikibölgelistatüsü tesis edilmiş’ <strong>ve</strong> böylece ‘güneyde mahsur durumdaki Türklerin Kuzeye geçmeözgürlüğü <strong>ve</strong> Kuzeyde yaşayan Rumların Güneye taşınma özgürlüğü toplumlararasıgörüşmeciler tarafından kabul edilmişti.’ 32 Dolayısıyla, bu anlaşma ‘hem Klerides [1975] <strong>ve</strong>Makarios [1977] tarafından <strong>ve</strong> hem de daha sonra 1979’da Kipriyanu tarafından kabul edilmişolan, iki toplum için iki-bölgeli bir çözümün esas temelidir’. 33Tekrar mülkiyet sorununa dönecek olursak, tüm bunların Kıbrıslı Türkler için anlamı açıktı:doğal olarak iki taraf bu mübadele sonucunda her iki topluma ödenmesi gereken tazminatımüzakere edecekti. 34 Hatta aslında Viyana Anlaşması ‘karşılıklı mülkiyet hak iddialarının globaltakas <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya tazminat aracılığıyla çözülmesini öngörmektedir’. 35Kıbrıs Türk tarafının bu anlaşmayı kabul edilmiş iki-bölgelilik ilkesinin <strong>ve</strong> dolayısıyla mülkiyetdüzenlemeleri bakımından yapılması gerekenlerin ‘hukuki’ temeli olarak yorumluyor olması,açıkça <strong>ve</strong> tam anlamıyla yanıltıcıdır. Öyle görünüyor ki Kıbrıs Türk tarafı bu anlaşmayı, Türkiye<strong>ve</strong> Yunanistan arasındaki 1923 Lozan Mübadele Antlaşması benzeri bir metin olarak anlamayıtercih etmiş <strong>ve</strong> biraz da bu nedenle olsa gerek, ‘Nüfus Mübadele Anlaşması’ olarak30 Turhan Feyzioğlu <strong>ve</strong> Necati Münir Ertekün, The Crux of the Cyprus Question (Lefkoşa, 1987), s.39; vurgulareklenmiştir. (Ertekün, 1964 öncesi KC Yüksek Anayasa Mahkemesi eski yargıcı, Kıbrıs Türk Yüksek Mahkemesi eskibaşkanı <strong>ve</strong> eski Kıbrıslı Türk dışişleri bakanlarındandır.) 1974’ten sonra Kıbrıslı Rumların güneye taşınmasınıngönüllülük temelinde olduğu yönündeki Kıbrıs Türk iddiasına ilişkin olarak KKTC Anayasa Mahkemesi’nin Haziran2006’da <strong>ve</strong>rdiği bir kararı kayda değerdir. Yerinden edilmiş Kıbrıslı Rumların ‘taşınmaz mallarının tazmini, takası <strong>ve</strong>iadesi’ konusundaki KKTC yasasının anayasaya uygunluğuna ilişkin kararında Mahkeme, KKTC Anayasası’nıuluslararası hukuk çerçe<strong>ve</strong>sinde yorumlamaktadır. Ancak yine de Mahkeme, yerinden edilmiş Kıbrıslı Rumlarınkuzeydeki mülkiyet hakları meselesini tartışırken, ‘Kuzey Kıbrıs’ta birçok Rum, 1975 Exchange of PopulationsAgreement’e uygun olarak Kuzey’de mallarını <strong>ve</strong> gayrimenkullerini bırakıp kendi istekleri ile Güney’e göç etti’ ifadesinikullanmıştır (vurgular eklenmiştir).31 Ertekün, Inter-communal Talks, s. 17.32Kıbrıs Türk Federe Devleti Yasama Meclisi’nin 1 Sayılı Kararı; 5 Kasım 1976’da oybirliğiyle kabul edildi.33 Bakınız Rauf Denktaş’ın 21 Mart 1981 tarihli açıklaması, Ertekün, In Search of, s. 40-41.34A.g.y.35 Rauf Denktaş’ın BM Genel Sekreteri’ne mektubu (A/55/986–S/2001/575), 31 Mayıs 2001. Diğer toplumun temelkaygılarına karşı aşırı bir duyarsızlıkla <strong>ve</strong> yalnızca kendi tarafına hizmet edecek şekilde yapılmış bu tür tek yanlıyorumları içeren ‘siyasal gerçeklik inşa etme’ örnekleri her iki tarafta da mevcuttur. Bu konu üzerine aydınlatıcı birtartışma için bakınız Michael Moran, ed., Rauf Denktash at the United Nations: Speeches on Cyprus, Eothen Press,Huntingdon, 1997, s. 93-100. Burada yazar, Kıbrıs’taki iki tarafın III. Viyana Anlaşması’na ilişkin zıt yorumlarının <strong>ve</strong>1975 Temmuz’unda Kıbrıs’ta ‘iki ayrı <strong>ve</strong> farklı yönetim’ bulunup bulunmadığı konusunda aynı şekildeki zıt görüşlerininbir analizini yapmaktadır.