You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
en akılda kalıcı sahnelerden biri haline<br />
dönüşüyor. Suspiria’nın en tuhaf fakat bir o<br />
kadar da ilgi çekici sahnesi ise öğrencilerin<br />
hep birlikte dans salonunda uyumak zorunda<br />
kaldığı bölümdür. Beyaz çarşaflarla bir<br />
yatakhane formuna sokulan yerin etrafını, yine<br />
kırmızı ile pembe tonların hâkim olduğu bir<br />
ışıklandırmayla çevreleyen Argento, kolay kolay<br />
göremeyeceğiniz enteresanlıkta bir ortam<br />
yaratıyor. Gerçek olamayacak kadar olağandışı<br />
duran bu sahneye rağmen, Argento’nun bitmek<br />
bilmeyen sürprizleriyle filmin duygusundan bir<br />
an bile uzaklaşmanız mümkün olmuyor.<br />
Suspiria’nın kurban listesine yenilerini eklemeye<br />
kararlı olan Argento, kör piyanist sekansı<br />
ile bu kez herhangi bir katil eli ya da kesici<br />
alet olmaksızın, doğaüstü güçlerin etkisiyle<br />
gerçekleştirilen vahşi bir cinayete tanık<br />
olmamızı sağlıyor. Görkemli binaların tam<br />
ortasında beyaz bir ışıkla aydınlatılan çaresiz ve<br />
zavallı piyanistin, düşmanının ne olduğunu bile<br />
anlayamadan korkunç bir biçimde katledildiği<br />
sekanstan sonra, Argento’nun tipik meraklı<br />
kurbanlarına geliyor sıra… Özellikle Inferno’da<br />
“yok artık!” dedirtecek derecede korkusuz ve<br />
burnunu bile bile belaya sokan karakter tiplemelerinden<br />
yalnızca biri olan Sara’nın ölümü,<br />
Suspiria’nın geriliminin zirveye en yakın sahnelerinden<br />
biridir. Gizemi ilk çözenin ölmesi<br />
düsturuna uygun bir biçimde ortadan kaldırılan<br />
karakterimizden sonra açılış sekansının hava<br />
durumuyla paralel bir final gecesi yaşanıyor ve<br />
nihayetinde, renklere ve notalara bulanmış bir<br />
şiddet senfonisiyle, vahşete doymuş bir halde<br />
filmi tamamlıyoruz.<br />
Popüler oyuncularla çalışmayı sevmemesine<br />
rağmen başrolüne Jessica Harper’ı seçen<br />
Argento’nun ne kadar doğru bir karar verdiği<br />
malumunuz, ancak yan rollerdeki karakteristik<br />
yüzler de filmin en büyük tamamlayıcıları<br />
arasındaydı. Suzy’nin filmin başında sohbet<br />
ettiği Olga’dan, kadın çalışanın yanındaki<br />
sarışın çocuktan, tuhaf dişli erkek görevliye kadar<br />
performans konusunda sıkıntı yaratmayan<br />
oyuncularla çalışan yönetmenin, filmini nasıl<br />
ilmek ilmek dokuduğunu görmemek neredeyse<br />
imkânsız. Göz alıcı renklerin, Goblin’in ürkütücü<br />
notalarıyla dans ettiği, işitsel ve görsel bir<br />
ziyafete dönüşen Suspiria, müthiş bir yönetmen<br />
sineması örneği… Gösterime girdiği yıl, tüm<br />
dünyada adını duyurmayı başaran film, hem<br />
korku sinemasının hem de Argento’nun en göz<br />
alıcı işlerinden biri olarak bugün hala yerini<br />
korumaktadır.