marketing europe & anatolia Sayı: 049
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Med cezir sayesinde yüzeye<br />
çıkan midyeleri toplamamak<br />
için zor tuttum kendimi<br />
Gezi<br />
üzerindeki midyeler su yüzüne çıkmış.<br />
Nefis görünüyorlar:) Onları görünce çocukluğum<br />
geldi aklıma.<br />
Yazlıkta elimizde poşetle dalar, toplayabildiğimiz<br />
kadar midye toplardık.<br />
Sonra da bakkal amcadan peynir tenekesinin<br />
üst sacını alır, yaktığımız ateşin<br />
üzerine koyardık. Sacın üzerine dizdiğimiz<br />
midyelerin kapakları açılıp, eti<br />
de turuncu renk alınca hemen atardık<br />
ağzımıza. Nefis bir tat. Hiç unutamam<br />
onları.<br />
Med cezir sayesinde yüzeye çıkan midyeleri<br />
toplamamak için zor tuttum kendimi<br />
:)<br />
Gün boyunca nefis denizin tadını çıkarıp,<br />
meyva ve kuruyemiş çöplendik. Gelen<br />
yolcu gemilerini izledik. Kotor cruise<br />
gemilerinin en popüler limanlarından<br />
biri. O yüzden körfezde sık sık devasa<br />
yolcu gemileri görebiliyorsunuz.<br />
Akşama kadar yüzdükten ve güneş<br />
banyosu yaptıktan sonra duşumuzu<br />
alıp tekar eski şehire gittik. Bu sefer kalenin<br />
en tepesine tırmanacağız.<br />
Bu masal şehrini çevreleyen kalenin üç<br />
tane kapısı var. 1555 yılında, Venedik<br />
döneminde yapılmış olan Deniz Kapısı,<br />
1540 tarihinde inşa edilmiş ve bir köprü<br />
ile Skurda Nehri’nin diğer tarafına bağlanmış<br />
olan Kuzey Kapısı (Spiljarskia<br />
Gate) ve Güney Kapısı (Gurdic Gate).<br />
Eski şehre girdikten sonra hiç vakit<br />
kaybetmeden bir harita alıyoruz ve<br />
başlıyoruz tırmanmaya.<br />
Tırmanmak oldukça zor çünkü taşların<br />
üzeri çok kaygan. Terlik ve altı kaygan<br />
ayakkabı ile tırmanmak çok zor. Sürekli<br />
ayaklarınız kayıyor. Ben hazırlıklı davranıp<br />
ayakkabı giymiştim. Ama o bile<br />
zaman zaman zor anlar yaşattı bana.<br />
Çünkü daracık taşların üzerinde kayıp<br />
düşüyordum. Aklınızda bulunsun, yukarı<br />
çıkacaksanız altı kaymayan ayakkabı<br />
giymeye dikkat edin.<br />
Kaleye çıkmak için bilet almanız gerekiyor.<br />
Ama fiyatını hiç hatırlamıyorum:(<br />
Biletlerimizi aldıktan sonra başladık tırmanmaya.<br />
Kale, 6. yy’ da imparator Justinian tarafından,<br />
St. John (San Giovanni) dağında<br />
yaptırılmış. Bizans döneminde<br />
kalan bu kale bir çok savaşta aktif olarak<br />
kullanılmış. I ve II Dünya Savaşları<br />
da dahil olmak üzere. Bu tarihi surlar,<br />
1563, 1667 ve son olarak da 15 Nisan<br />
1979’ daki depremlerde çok fazla hasar<br />
görmüş.<br />
Yukarıdan bakıldığında, kalenin surları,<br />
St. John dağının tepesi, Skurda Nehri<br />
ve Kotor Körfezi’nin en iç kısımıyla bir<br />
üçgen oluşturuyor. Kıyıdaki surlar, zamanında<br />
eski şehri su baskınlarından<br />
da korumuş. Taşan Skurda Nehri’ne ve<br />
denize karşı bir kalkan olmuş, eski şehir<br />
için.<br />
Deniz Kapısı ve Kuzey Kapısı’ nın bulunduğu<br />
burçlar, diğerlerine nazaran<br />
daha geniş ve sağlam. Yıllar için de<br />
tarafta bulunan burçlar güçlendirilmiş.<br />
Gurdic ve Bembo Bastions olarak adrılıyormuş<br />
bu burçlar. Bembo Bastion<br />
denen yer açık hava tiyatrosuna dönüştürülmüş<br />
zamanla.<br />
Kalenin en tepesinde, dağ ile aynı adı<br />
taşıyan St. John Kalesi bulunuyor. 280<br />
m yükseklikte bulunan bu kale, kale<br />
içindeki iletişi sağlamak için kullanılıyormuş.<br />
İletişim için Our Lady of Remedy<br />
Kilisesi ve St. John Kalesi kilit<br />
noktalarıymış. Artık aralarında nasıl bir<br />
düzenek kurdular bilemiyorum. Ama<br />
bilmeyi çok isterdim.<br />
Bu fantastik kalenin dış surlarının uzunluğu<br />
4,5 km. Duvarların kalınlığı ise 2<br />
ile 16 m arasında değişiyor. En yüksek<br />
duvarı ise 20 m yükseklikte.<br />
15 Nisan 1979’ daki depremde çok fazla<br />
hasar gören eski şehir ve kale, aynı<br />
yıl Dünya Kültür Mirası ve en tehlikeli<br />
bölgeler listesine girmiş. O yıldan sonra<br />
da onarılarak 2003 yılında tehlikeli<br />
yerler listesinden çıkarılmış ve turizme<br />
açılmaya başlamış.<br />
2001 yılında, Uluslararası Anıtlar ve<br />
Sitler Konseyi, kalenin yeniden canlandırılması<br />
çağrısında bulunmuş. Çünkü<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /39