marketing europe & anatolia Sayı: 069
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Tarih: Aralık 2017 <strong>Sayı</strong>: 69<br />
retorik<br />
Gerçekler yerine<br />
anlık gereklilikler...<br />
kelebeğin fırtınası<br />
Züğürde para, sıvacıya mala...<br />
satır ayracı<br />
Gen Z...<br />
Yeni Yıl Kutlu<br />
Olsun...
İçindekiler<br />
<strong>Sayı</strong>: 69 Tarih: Aralık 2017<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Eksantrik Film Prodüksiyon<br />
P.K.: 112 34725 Fenerbahçe- İstanbul - Tr.<br />
Genel Yayın Yönetmeni ve<br />
Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />
Elvin Ekşioğlu<br />
e-mail: elvineksioglu@gmail.com<br />
Haber ve Fotoğraflar<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
http://aea.eksantrik.com<br />
aeanews@gmail.com<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Nurgül Eryıldır Günay<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Seval Duban<br />
Kübra Nebioğlu<br />
Yusuf Yener Günay<br />
Danışman<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
İlan Rezervasyon<br />
Ayşe Yılmaz<br />
Yayın Türü<br />
Süreli Yayın<br />
<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Yönetim Yeri<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
e-mail: meadergi@gmail.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Agency Europe & Anatolia tarafından<br />
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />
Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir<br />
bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara,<br />
makalelerdeki görüşler ve hukuki<br />
sorumluluk yazarlara aittir.<br />
Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />
http://www.meadergi.com<br />
mobil: http://m.meadergi.com<br />
http://www.facebook.com/meadergi<br />
instagram: meadergi<br />
https://twitter.com/meadergi<br />
Kısa Kısa 04 - 07<br />
Teknoloji 10 - 11<br />
retorik 13<br />
Medya Dünyası 14 - 15<br />
Röportaj 16 - 18<br />
kelebeğin fırtanası 21<br />
Reklam dünyası 22 - 23<br />
Röportaj 24 - 26<br />
satır ayracı 29<br />
Kampanyalar 31 - 37<br />
Gezi 38 - 45<br />
Game On 46 - 49<br />
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />
Kültür Sanat 50 - 51<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1
Köşe<br />
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />
( editörden<br />
)<br />
İstikrarlı ve Huzurlu Yeni Yıllar olsun...<br />
Merhaba,<br />
Yılın son ayı Aralık geldi çattı. Reklamcı arkdaşlardan 2017 yılı değerlendirmeleri<br />
ve 2018 yılı öngörülerini yazmalarını istedim. Ocak 2018 sayımızda bu çok değerli<br />
görüşlere yer vereceğim.<br />
Her yıl olduğu gibi bu yıl da kampanyalar özel sayımızın hazırlıkları sürüyor.<br />
Reklam vermek isteyen arkadaşlar 25 Aralık tarihine kadar bize ulaşabilirler. Türkiye<br />
reklamcılık tarihinde çok önemli bir yer alan kampanyalar özel sayımızda her yıl<br />
olduğu gibi bu yıl da 2017 yılı kampanya künyelerini toplu halde okuyabilir, digital<br />
kütüphanenizde arşivleyebilirsiniz.<br />
Dergimizin okuma, görüntülenme sayılarını her sayımızda vermekten gurur<br />
duyuyorum. Çünkü Türkiye'nin en çok okunan <strong>marketing</strong> dergisi olmaktan çok<br />
mutluyum. Dergimizin okunma sayısı aylık 10.000 kişiye ulaştı :)<br />
Mutluyuz, gururluyuz :)<br />
Medya takip kuruluşlarının izleme ve ölçme değerlendirme verilerine göre<br />
sayfalarımızın değeri her geçen gün artıyor :)<br />
markteing <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>'nın bu günlere gelmesinde emeği geçen tüm ekip<br />
arkadaşlarıma, röportaj, yazı, haber isteklerimize olumlu cevap veren tüm kişi ve<br />
kuruluşlara teşekkürler.<br />
2018 Yılının tüm Türkiye'ye huzur, güven, istikrar getirmesi dileğiyle,<br />
Sevgiler,<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3
Kısa Kısa<br />
İnovasyon ve Girişimcilik Haftası...<br />
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) bu yıl altıncısını<br />
düzenleyeceği Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası,<br />
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde 6-9<br />
Aralık tarihleri arasında ICC-İstanbul Kongre Merkezi’nde<br />
gerçekleştirilecek.<br />
Bitcoin Vakfı’nın kurucu direktörü Jon Matonis, sanal<br />
paranın geldiği noktayı ve para kavramının geleceğini anlatacak.<br />
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ekonomi Bakanlığı<br />
koordinasyonunda 2012 yılından bu yana düzenlediği<br />
Türkiye İnovasyon Haftası, bu yıl girişimcilik ruhunu da<br />
kapsıyor. Yeni adıyla Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik<br />
Haftası olarak düzenlenecek etkinlik, TİM Başkanı Mehmet<br />
Büyükekşi’nin ev sahipliğinde 6-9 Aralık tarihleri arasında<br />
ICC-İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.<br />
Türkiye’de inovasyon kültürünün yaygınlaşmasında büyük<br />
rol oynayan etkinlikte, dört gün boyunca yerli ve yabancı<br />
201 konuk, 19 konferans ile 36 panelde konuşma yapacak.<br />
Bitcoin Vakfı’nın kurucu direktörü Jon Matonis, sanal<br />
paranın geldiği noktayı<br />
ve para kavramının<br />
geleceğini anlatacak.<br />
Kağıt paralar yok mu<br />
olacak?<br />
Teknolojiyle birlikte geleneksel<br />
araçlar, yöntemler<br />
değişiyor. Bu<br />
değişime ödeme yöntemleri<br />
ve para birimleri<br />
de katıldı ve sanal<br />
para artık hayatımızda.<br />
Sanal para birimlerinin ortaya çıkması finansal alanda bir<br />
çok yeniliğin ve fırsatın kapısını araladı. Bunun yanında<br />
ortaya çıkan tehditler ve güvenlik zaafları da meydana geldi.<br />
Bitcoin Vakfı’nın kurucu üyelerinden Jon Matonis, sanal<br />
paranın geldiği noktayı, fırsatları ve tehditleri, paranın<br />
geleceğini Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası’nda<br />
anlatacak.<br />
Inova Awards 2017...<br />
Beslenme ve sağlıklı yaşam alanında bilimsel bilginin<br />
iletişimi için Türkiye’nin ilk dijital bilimsel bilgi platformu Bilim<br />
Bunu Konuşuyor projesini hayata geçiren Sabri Ülker<br />
Vakfı, sosyal medya ve dijital uygulamaların Oscar’ı olarak<br />
sayılan Inova Awards 2017’de gümüş ödüle layık görüldü.<br />
Sabri Ülker Vakfı, en kapsamlı ve interaktif kurumsal web<br />
sitelerine ve dijital projelerine verilen Mercomm Inova<br />
Awards 2017’de “kâr amacı gütmeyen kuruluşlar” kategorisinde<br />
gümüş ödülün sahibi oldu. Sosyal medya ve<br />
dijital uygulamaların Oscar’ı olarak sayılan Inova Awards<br />
2017’de dereceye giren Sabri Ülker Vakfı, kurulduğu 2009<br />
yılından bugüne toplumun gıda, beslenme ve sağlıklı<br />
yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak, topluma<br />
bu konulardaki en doğru bilgiyi aktarmak ve bir referans<br />
noktası olmak hedefiyle çalışmalar yürütüyor. Ulusal<br />
ve uluslararası düzeyde pek çok bilimsel çalışmaya da<br />
destek veren Vakıf, sabriulkerfoundation.org/tr adresindeki<br />
web sitesinde yürüttüğü projelerle ilgili bilgilerin yanı sıra<br />
sağlık ve beslenme alanında bilimsel araştırmalar ışığında<br />
hazırlanan haberleri ve vakıf yayınlarını da kamuoyuyla<br />
paylaşıyor.<br />
4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Avrupa’da Dijital Reklamcılık...<br />
IAB Avrupa AdEx Benchmark<br />
Raporu’na göre Avrupa’da Dijital<br />
Reklamcılık Mobil ve Video alanlarının<br />
önemli katkısıyla büyümeye devam<br />
ediyor.<br />
IAB Avrupa’nın IHS Markit işbirliğiyle<br />
hazırladığı AdEx Benchmark 2017 ilk<br />
yarı raporu yayınlandı. Rapor, Avrupa<br />
dijital reklam pazarı değerinin 2017’nin ilk 6 ayında bir önceki<br />
yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 büyüyerek 20,2 milyar<br />
Euro’dan 22,2 milyar Euro’ya ulaştığını ortaya koyuyor. Rapora<br />
göre dijital reklam yatırımlarındaki büyümenin neredeyse<br />
tamamı mobilden geliyor. Veriler mobil displayin yüzde 45,9<br />
büyürken, masaüstü displayin yüzde 1,4 küçüldüğünü; yüzde<br />
12,8 büyüyen arama motoru reklamcılığının yanında mobilin<br />
yüzde 41,4 büyüyerek 7 milyar Euro’ya ulaştığını ve diğer tüm<br />
formatları geride bıraktığını gösteriyor. Öte yandan online videonun,<br />
non-video displaye göre 3,2 kat fazla büyüyerek 1,7 milyar<br />
Euro’ya ulaştığı, toplam displayin yüzde 20’si olduğu ve dijitalin<br />
diğer medya yatırımları arasındaki öneminin arttığı görülüyor.<br />
IAB Avrupa ve IHS Markit tarafından yayınlanan son Programatik<br />
Pazar Büyüklüğü Raporu’nda da yer alan video, yüzde 155<br />
büyüyen Programatik Satın Alma içinde önemli bir yere sahip.<br />
AdEx Benchmark yarı yıl raporu display reklamcılığın yüzde<br />
13,1 büyüyerek yüzde 12,8 büyüyen ‘search’ü geride bıraktığını;<br />
ancak displayin 8 milyar Euro’luk hacmiyle toplam online<br />
reklamcılığın yüzde 37’sini alırken, arama motoru reklamcılığının<br />
toplamın yüzde 48’ini aldığını ortaya koyuyor. Bölgelere göre<br />
değişiklik gösteren display Orta ve Doğu Avrupa’da yüzde 16;<br />
Batı Avrupa’da yüzde 12,6 büyüyor. CEE bölgesi genel olarak<br />
dijital yatırımlarda yüzde 15,9 büyürken, daha olgun bir pazar<br />
olan Batı Avrupa’nın büyüme oranı yüzde 10,9 seviyesinde<br />
gerçekleşiyor.<br />
IAB Avrupa CEO’su Townsend Feehan Raporu “Tüketicilerin<br />
mobile kaymasıyla pazarlamacıların da hedef kitleleriyle mobil<br />
cihazlar üzerinden buluştuğunu görüyoruz. Geldiğimiz noktada<br />
markalar mobilin potansiyelini de keşfederek online videoya<br />
yatırımı artırdılar” şeklinde yorumladı.<br />
IHS Markit Yönetim Kurulu üyesi Daniel Knapp ise “Avrupa’nın<br />
istikrarlı makroekonomik ortamlarında reklam yatırımları büyümeye<br />
devam ediyor. Raporun yansıttığı gibi bazı ülkelerdeki<br />
belirsizlik dahi bu büyümeyi engellememiş. Avrupa dijital pazarı<br />
2012’den beri her sene yüzde 11,5 ila 13,1 aralığında büyüyor.<br />
Raporun bir başka önemli çıktısı ise, dijital reklamın platform<br />
değiştirdiği ve artık post-masaüstü döneme girdiğimizdir” diyerek<br />
görüşlerini paylaştı.<br />
İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü...<br />
Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı adına Koç Üniversitesi’nde kurulan<br />
‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma<br />
UNESCO Kürsüsü’ nezdinde oluşturulan Prof. Dr. Çiğdem<br />
Kağıtçıbaşı ‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’ için başvuru<br />
süreci başladı. Bu yıl ikincisi verilecek olan‘İnsan Gelişimi<br />
Araştırma Ödülü’nün son başvuru tarihi ise 15 Ocak 2018<br />
olarak belirlendi.<br />
Koç Üniversitesi’nde, Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı adına kurulan<br />
ve‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma<br />
UNESCO Kürsüsü’ nezdinde oluşturulan Prof. Dr. Çiğdem<br />
Kağıtçıbaşı ‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’ başvuruları<br />
başladı. Sürdürülebilir kalkınmada büyük önem taşıyan insan<br />
gelişimini ve esenliğini desteklemeye yönelik araştırma ödülüne<br />
başvurular 15 Ocak 2018 tarihinde son bulacak.<br />
‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’, Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı<br />
tarafından Türkiye’de insan esenliğine yönelik uygulamalı insan<br />
bilimine katkı sağlayan bir araştırma ödülü olup, ödüle<br />
40 yaşını aşmamış Türk vatandaşları ve doktora derecesine<br />
sahip ya da tez aşamasında doktora öğrencisi olma kriterlerine<br />
uyan adaylar başvurabiliyor.Ödülü almaya hak kazanan<br />
araştırma sahibine 25 bin TL para ödülüde verilecek. Ödül,<br />
26 Şubat 2018 tarihinde<br />
düzenlenecek bir törenle<br />
takdim edilecek.<br />
UNESCO Kürsüsü<br />
nezdindeverilen ‘İnsan<br />
Gelişimi Araştırma<br />
Ödülü’, öncelikle psikoloji<br />
alanında insan gelişimini<br />
ya da genel olarak insan<br />
esenliğini desteklemeye yönelik uygulamalı ya da uygulamalara<br />
ışık tutabilecek bilimsel araştırma projeleriyle, sosyoloji<br />
ve eğitim bilimleri gibi diğer davranış bilimlerindeki benzer<br />
projelere verilecek. Değerlendirmeler, hem projenin değeri,<br />
hem de adayın bilimsel yetkinliği göz önünde bulundurularak<br />
yapılacak. Adayların Türkçe ve İngilizce olarak başvuru<br />
yapabileceği ödül programında, ayrıntılı bilgi ve başvuru formu<br />
https://kockam.ku.edu.tr/tr sitesinden temin edilebilecek.<br />
Hazırlanan başvuru belgeleri PDF formatında unescochair@<br />
ku.edu.tr adresine gönderilebilecek. ‘İnsan Gelişimi Araştırma<br />
Ödülü’hakkında detaylı bilgi için: https://kockam.ku.edu.tr/tr<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5
Kısa Kısa<br />
Ofisten Mutfağa…<br />
Şirket çalışanlarından oluşan ekiplerin yarışacağı eğlenceli<br />
yemek yarışması “Ofisten Mutfağa” başlıyor.<br />
Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan ve iş dünyasındaki<br />
rekabeti yemek keyfine dönüştüren “Ofisten Mutfağa”<br />
yarışmasıiçin başvurular, 20 Ocak 2018 tarihine kadar<br />
basvuru@ofistenmutfaga.com adresinden yapılabilecek.<br />
İş dünyasının profesyonelleri, “Ofisten Mutfağa” ile mutfak<br />
mesaisine başlıyor. Türkiye’de şirket içi iletişime yeni<br />
bir boyut kazandıran“Ofisten Mutfağa” yarışması, çalışan<br />
motivasyonunu artırmayı, yaratıcı bir rekabet ortamında<br />
eğlenmeyi ve takım ruhunu yükseltmeyi hedefleyen tüm<br />
şirketlerin katılımına açık…<br />
Bu yıl, yaratıcılık yarışacak<br />
Katılan firmaların oluşturduğu ekipler arasındaki<br />
yarışmalar, 5-6-7-19-20 ve 21 ŞubattarihlerindeZorlu<br />
Eataly Mutfak Atölyesi’nde gerçekleşecek. Her eleme<br />
turunda dört şirketin yarışacağı “Ofisten Mutfağa”<br />
yarışmasında; şirket ekiplerine verilen sürpriz bir kutudan<br />
çıkan malzemelerle yarışmacılarbaşlangıç, ana yemek<br />
ve tatlıdanoluşan menülerini hazırlayarak rakipleriyle<br />
yarışacaklar.<br />
Jüri tarafından belirlenen puanlama kriterlerine göre<br />
hazırlanacak puanlama sistemi üzerinden yarışma boyunca<br />
en yüksek puanı alan 4 şirket, 27 Şubat 2018 tarihinde<br />
gerçekleşecek finalde yarışmaya hak kazanacaklar. Finalde<br />
yarışan ekipler ise 2 Mart 2018tarihinde gerçekleşecek<br />
törende ödüllendirini alacaklar.<br />
Yarışmanın moderatörlüğünü, ünlü radyo-TV program<br />
yapımcısı ve sunucusu Mert Ruscuklu yapacak.<br />
Atama...<br />
Cem Sezer, Huawei Orta Asya<br />
ve Kafkasya Bölgesi Pazarlama<br />
Direktörlüğü görevine<br />
getirildi. 2014 yılından bu<br />
yana Huawei Türkiye Pazarlama<br />
Direktörü olarak görev<br />
yapan Sezer, Huawei’in Orta<br />
Asya ve Kafkasya Bölgesi’nin<br />
operasyonlarının yürütülmesinden<br />
sorumlu olacak.<br />
2004 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik<br />
Bölümü’nden mezun olan Cem Sezer, 2013 yılında<br />
Koç Üniversitesi Executive MBA öğrenimini tamamladı.<br />
Çalışma hayatına 2005 yılından Samsung Electronics<br />
bünyesinde başlayan ve pazarlama departmanı<br />
içerisinde sırasıyla Pazarlama Uzmanı ve Pazarlama<br />
Müdür Yardımcılığı pozisyonlarında görev yapan Sezer,<br />
2009 yılında markanın Mobil Ürünlerinden Sorumlu<br />
Pazarlama Müdürlüğüne getirildi. 2013 yılında Yandex<br />
Türkiye’de CMO olarak görev yaptı.<br />
Atama...<br />
Aslı Yaşasın Öztap, Boyner Grup şirketlerinden<br />
Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş.<br />
yönetici kadrosuna E-Ticaret Genel Müdür<br />
Yardımcısı olarak katıldı. Bilgi Üniversitesi<br />
Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu<br />
Öztap, aynı üniversitede İşletme yüksek<br />
lisansını tamamladıktan sonra, California<br />
Üniversitesi Irvine’da Dijital Pazarlama programına katıldı. Çalışma<br />
hayatına 2005 yılında Kariyer.net’te başladı. Kariyerinin<br />
ilk 5 senesi Hürriyet.com.tr, Fikrimuhim.com gibi web tabanlı<br />
projelerde yöneticilik yaptı.<br />
2010 yılında Türkiye’nin ilk ev, yaşam ve dekorasyon alışveriş<br />
sitesi Evmanya.com’u kuran Öztap, Mart 2012 itibariyle Doğan<br />
Online bünyesine katılan Evmanya.com’un CEO’luk görevini<br />
2016 Eylül ayına kadar yürüttü. Öztap, Evmanya.com’daki 6<br />
yıllık deneyiminin ardından, 2016-2017 döneminde Trendyol,<br />
Vivense, Simit Sarayı, Yataş gibi şirketlere dijital dönüşüm, süreç<br />
geliştirme gibi alanlarda danışmanlık verdi. Öztap, Kasım<br />
2017’de Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş. ekibine e-ticaret Genel<br />
Müdür Yardımcısı olarak katıldı.<br />
Öztap, ayrıca Kurucu Üyesi olduğu Elektronik Ticaret İşletmecileri<br />
Derneği ETİD’in Yönetim Kurulu Üyeliği’ni de yapmaktadır.<br />
6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Liderlik Zirvesi...<br />
Türkiye’nin ISO 9001 Kalite Belgesi’ne sahip ilk ve<br />
tek öğrenci kulübü olan İstanbul Üniversitesi İşletme<br />
Fakültesi İşletme Kulübü’nün gelenekselleşen ve en<br />
çok katılımcıyla gerçekleşen organizasyonlarından<br />
biri olan Liderlik Zirvesi bu sene 5-6 Aralık tarihlerinde<br />
olmak üzere iki gün boyunca birbirinden değerli<br />
konuşmacılara, ürün sponsonlarına ve katılımcılara ev<br />
sahipliği yapacak.<br />
İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü İşletme Fakül-<br />
tesi Oditoryumu’nda Sevinç SATIROĞLU ve Cüneyt<br />
TOROS’un moderatörlüğünde gerçekleşecek olan Liderlik<br />
Zirvesi’17 bu sene ; Oğuzhan CANIM, Hakan<br />
BAŞ, C.Müjdat ALTAY, Erdil YAŞAROĞLU, Can<br />
YILMAZ,Candaş Tolga IŞIK,Cem DAVRAN,Zafer<br />
ALGÖZ,Cansen BAŞARAN SYMES, NeyranBAHAD-<br />
IRLI , Nevzat AYDIN, Kıvanç&Burak, Begümhan DOĞAN<br />
FARALYALI, Irmak KAZUK, İhsan BAYÜLKEN, Emek<br />
EGE, Ozanser UĞURLU gibi değerli isimleri ağırlıyor<br />
olacak. PapaJohn’sPizza ,GloriaJeans,Nescafe,N11.com<br />
, Nestle , Çaykur,Dimes,VenüsGıda,Cosmed,PierreCard<br />
in , Tadelle , Monolab, Rebul,YvesRocher gibi markaların<br />
ürün sponsoru olarak katılacağı Liderlik Zirvesi’17, sizleri<br />
sadece değerli konuşmacıları ile değil aynı zamanda renkli<br />
bir fuaye alanı ile de bekliyor,<br />
Liderlik Zirvesi bu yıl 40’ı aşkın firma ile 2 günde toplam<br />
2.500 öğrenciyi birbirinden değerleri isim ile buluşturmayı<br />
hedefliyor. Alanlarında zirvede olan firmaların yöneticilerini<br />
ve tecrübelerini dinlerken kendi kariyer yolunda yapman<br />
gerekenleri öğrenebilirsin.<br />
Roche Türkiye’nin<br />
iletişim Cohn&Wolfe<br />
İstanbul’a emanet...<br />
Türkiye’deki faaliyetlerine<br />
1991 yılında başlayan<br />
Roche Diagnostik,<br />
biyokimya, hormon gibi<br />
rutin laboratuvar çalışma<br />
alanlarıyla birlikte,<br />
moleküler, genetik ve<br />
patoloji gibi özelleşmiş alanları da kapsayan, geniş çözüm<br />
çeşitliliğine sahip bir in vitro diagnostik şirketi olarak<br />
hizmet veriyor.<br />
2001 yılından beri iletişim sektöründe 100’den fazla<br />
saygın markaya hizmet vermiş olan, WPP Grup’un<br />
PR şirketlerinden Cohn&Wolfe İstanbul, Roche Diagnostik<br />
Türkiyeile iş birliklerine bir yenisini daha ekliyor.<br />
Cohn&Wolfe İstanbul, yenilikçi vizyonu çerçevesinde<br />
Roche Diagnostik Türkiye’nin iletişim stratejisinin oluşturulmasına,<br />
planlanmasınave uygulanmasına yön verecek.<br />
Meizu, F5 İletişim<br />
Yönetimi’ni Seçti...<br />
Meizu, stratejik iletişimçalışmaları için F5 İletişim<br />
Yönetimi’yle anlaştı. 2006 yılında girdiği akıllı telefon<br />
pazarında dünyadaki 11. büyük akıllı telefon üreticisi<br />
konumuna gelen marka,küresel pazarda 30’un üzerinde<br />
ülkede faaliyet gösteriyor.<br />
Meizu’nun iletişim çalışmalarını yürütecek olan F5 İletişim<br />
Yönetimi’nin mevcut iş ortakları arasındaKaspersky<br />
Lab, Kingston Technology, SAS, Giochi Preziosi, Hitachi<br />
Vantara, Lely, TmaxSoft, Eczacıbaşı-Lincoln Electric<br />
Askaynak, KOBIL, HyperX, Askaynak Automotion,<br />
Blesh, Armut.com, Toptalent.co, Digital Planet, Türkiye<br />
Bilişim Vakfı, TELKODER gibi önemli markalar yer<br />
alıyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7
Teknoloji<br />
Renk Körlüğüne Özel Uygulama...<br />
Samsung Electronics bugün tüm QLED TV’ler ile uyumlu<br />
SeeColors uygulamasını duyurdu. SeeColors uygulaması,<br />
renk körlüğü rahatsızlığı bulunan kişilerin kendi göz<br />
kusurlarına tanı koymalarına yardımcı oluyor. %100<br />
renk yoğunluğu sunan QLED TV’ler bu kişisel tanılama<br />
sonuçlarına göre ekrandaki renk ayarlarını düzenleyerek<br />
renk körlüğü sorunu bulunan izleyicilerin gerçek renklerle<br />
seyir keyfi yaşamasını sağlıyor. Samsung Electronics<br />
Görsel Teknolojilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı<br />
Hteongnam Kim, “Samsung olarak insanların günlük<br />
yaşamını teknoloji ve yenilikler yoluyla daha akıllı ve pratik<br />
hale getirmeye adanmış bir şirketiz. Son teknolojilerin ve<br />
ekranların yardımıyla kullanıcılara dünyanın en büyük optik<br />
güçlüklerinden birinin çözümünü sunan QLED TV SeeColors<br />
uygulaması bu misyonun en güzel ifadesidir” dedi.Dünya<br />
üzerinde yaklaşık 300 milyon insan renk körlüğü sorunundan<br />
şikâyetçi. Avrupa ve Kuzey Amerika’da gerçekleştirilen<br />
bir araştırmaya göre bu, erkeklerin %8’ini, kadınların ise<br />
yaklaşık %1’ini etkileyen bir sorun*. Ancak renk körlüğü bulunan<br />
insanların büyük bir çoğunluğu hastalıklarından ve bu<br />
hastalığın onların yaşamı üzerindeki etkisinden habersiz.<br />
SeeColors uygulaması sayesinde kullanıcılar, renk körlüğü<br />
sorunlarının tipini ve seviyesini tespit edip QLED TV<br />
ekranlarını tümüyle kendi durumlarına uygun bir şekilde<br />
yeniden ayarlayabilecekler.<br />
Kullanıcılar SeeColors uygulamasını Smart TV Uygulama<br />
Mağazası’ndan indirilebiliyorlar. Ayrıca tanılama<br />
uygulamasını Google Play’den ve Samsung Galaxy S6, S6<br />
Edge, S6 Edge+, S7, S7 Edge ve S8 modelleri için Galaxy<br />
App mağazasından da edinebiliyorlar. Galaxy serisi akıllı<br />
telefonlar QLED TV’ye bağladığında TV’nin renk ayarları<br />
tanılama sonuçlarına göre otomatik olarak ayarlanıyor.<br />
Casper VIA G1 Plus...<br />
Casper, yeni akıllı telefonu VIA G1 Plus, en yeni ve büyük<br />
ekran sayesinde teknolojisi ile son kullanıcıların karşısına<br />
çıkıyor. VIA G1 Plus cep telefonunun 5.99’’ HD Plus Full<br />
LCD Extreme Vision ekranı, yüzde 76 ekran-gövde oranı ve<br />
oval ekran kenarları ile sosyal medya dâhil her türlü okumayı<br />
kolaylaştırırken, oyun severlerin de ilgisini çekiyor.Ayrıca<br />
450 nit ekran parlaklığı ve IPS teknolojisi sayesinde ekrana<br />
hangi açıdan bakılırsa bakılsın renklerin çok canlı şekilde<br />
görülmesini sağlıyor.<br />
Yüksek performanslı ön ve arka kamera<br />
VIA G1 Plus’ın ön kamerası f2.0 diyaframa sahip ve 16<br />
Megapiksel çözünürlük sunuyor. Full frame ekranı ve selfie<br />
ışığı ile az ışıklı ortamlarda bile muhteşem selfie’ler çekmeyi<br />
sağlayan bu ön kamera 2.0μmpiksel ile daha fazla ışık yakalayabiliyor.<br />
Ayrıca telefonda yer alan 13 Megapiksel çözünürlüklü<br />
ana kamera da yine f2.0 diyafram açıklığına sahip.<br />
Casper VIA G1 Plus cep telefonu, özel yazılımlı son versiyon<br />
Android Nougat 7.1.2 işletim sistemine sahip. 4 Çekirdek<br />
işlemci ve 3GB’lık RAM’i ile de40 uygulamayı aynı anda<br />
açarak aralıksız performans sergileme imkanına sahip. Dual<br />
Pencere ile aynı anda farklı uygulamalar açabilen kullanıcılar,<br />
akıllı telefonlarını daha<br />
aktif kullanabiliyor.32<br />
GB hafızası ile yüksek<br />
depolama imkanı<br />
sunuyor. Şık metal<br />
tasarım ve parmak<br />
izi okuyucu bir arada<br />
VIA G1 Plus’ın metal<br />
kasası şık tasarımın<br />
yanında çok daha fazla<br />
sağlamlık sunuyor.<br />
Telefonun bir diğer<br />
dikkat çekici özelliği<br />
ise arka yüzeyinde bulunan<br />
ve ek güvenlik<br />
imkanı sunan parmak<br />
izi okuyucusu. Bu parmak<br />
izi okuyucu sayesinde<br />
telefon saniyenin beşte biri<br />
hızında açılırken, anında mükemmel selfieler çekmeye de<br />
imkan sağlıyor.<br />
10 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Teknoloji<br />
LG’den Akıllı Ekosistem Çözümleri...<br />
LG Electronics, entegre akıllı çözüm paketini Seul banliyölerindeki<br />
üst sınıf apartman bloklarına taşıyarak bu alanda<br />
da söz sahibi olduğunu kanıtlıyor. 5 adet 40 katlı binadan<br />
oluşan ve 2021’de tamamlanacak Seul’ün kuzeydoğu banliyösündeki<br />
Byeollae I’PARK Suite sitesi, LG’nin akıllı beyaz<br />
eşyaları ve teknolojileriyle donatılacak.<br />
Dairelerde klimalar, buzdolapları, çamaşır makineleri, kurutucular,<br />
bulaşık makineleri ve Styler giysi bakım sistemlerini<br />
de içeren LG’nin birinci sınıf akıllı cihazları bulunacak. Ev<br />
sahipleri tüm bu akıllı cihazların yanısıra isterlerse hava temizleyici,<br />
robot süpürge ve LG ThinQ Hub hoparlör gibi akıllı<br />
ekosisteme bağlanabilen ve ses komutlarıyla kontrol edilebilen<br />
akıllı cihazları da dairelerine ekleyebilecekler.<br />
I’PARK Suite için tasarlanan sistem, LG’nin en başından beri<br />
desteklediği açık akıllı ekosistem stratejisine uygun olarak<br />
diğer üreticilerin akıllı cihazlarıyla da uyumlu olacak. Bir akıllı<br />
telefon uygulaması üzerinden LG ürünleriyle birlikte diğer<br />
markaların akıllı cihazları da uzaktan yönetilebilecek. Bunun<br />
yanında asansör çağırmak, elektrik harcamasını kontrol etmek,<br />
sipariş vermek, park alanını kontrol etmek ya da kapıya<br />
gelen ziyaretçilerle iletişime geçmek gibi günlük birçok iş<br />
de aynı uygulamayla halledilebilecek.<br />
LG Electronics Satış ve Pazarlama Operasyonlarından Sorumlu<br />
Başkanı Choi Sang-gyu LG’nin bu çığır açan projesinin<br />
şirketin Güney Kore’de akıllı cihazlar alanında yıllardır<br />
süren liderliğinin bir devamı olduğunu belirterek “Bu, bir fuarda<br />
kurulan deneyimleme alanı değil; geleceğin evlerinin nasıl<br />
olacağını ve akıllı cihazların hayatımızı nasıl etkilediğini<br />
gösterecek gerçek bir deneyim.” diyor.<br />
Emporio Armani Akıllı Saat...<br />
Gelişen teknolojiyle birlikte moda dünyası evrim geçiriyor<br />
ve bu trend doğrultusunda dünyaca ünlü moda markası<br />
Emporio Armani, geliştirdiği akıllı saat modelleriyle hem<br />
modayı yakından takip edenlerin hem de saatseverlerin yeni<br />
vazgeçilmezi olan giyilebilir teknolojiyi sunuyor.<br />
Emporio Armani akıllı saat modelleriyle saat dünyasının klasik<br />
tasarımları teknolojiyle bir araya gelirken fonksiyonellik<br />
ve markanın dinamik şıklığı aynı tasarımda hayat buluyor.<br />
Bu dokunmatik kadranlı akıllı saatlerle artık her an dünyaya<br />
bağlı kalmak mümkün. Emporio Armani akıllı saat modelleri<br />
Saat&Saat mağazalarında ve www.saatvesaat.com.tr ‘de<br />
sizleri bekliyor.<br />
Teknik özellikler<br />
Referans no: ART5000, ART5002, ART5003<br />
iOS® and Android uyumlu<br />
Android Wear 2.0 tarafından geliştirilmiş<br />
Google, Qualcomm® ve Snapdragon Wear 2100 akıllı<br />
saat platformu tarafından geliştirilmiş<br />
Aktivite ölçer mevcut<br />
Batarya ömrü: 24-28 saat * kullanıma bağlı<br />
Kasa özelliği: paslanmaz çelik<br />
Uyumluluk: Android OS 4.4+, iPhone 5/iOS 8.2+<br />
Bağlantı: Bluetooth® bağlantılı<br />
Kişiselleştirme: kadranı kişiselleştirilebilir.<br />
Kadranda uyarılar mevcut<br />
Kordon özelliği: Paslanmaz çelik bilezik / değiştirilebilir deri<br />
kayış<br />
Kasa çapı: 46mm<br />
Kasa kalınlığı: 13mm<br />
Su basıncına dayanıklılık: IP67 (1 metre derinlikte 30 dakikaya<br />
kadar dayanıklılık)<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 11
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Gerçekler yerine anlık gereklilikler...<br />
Her ne kadar düşüncem bu olsa da aldığım terbiye gereği<br />
"Herkes bize yalan söylüyor. İktidarıyla, muhalefetiyle<br />
ve kendi fikrine sahip olmayıp, peşine takıldığı siyasi<br />
liderin borazanlığını yapan basın mensuplarıyla, yine<br />
kendi fikrine sahip olamayıp megafon görevi gören<br />
akademisyenleriyle birlikte bu oyunun içerisinde ye alan<br />
herkes gerçekle bağlarını koparmış iflah olmaz birer<br />
yalancı." demeyeceğim. Ben "iktidarıyla, muhalefetiyle<br />
siyasi kadrolar, medya mensupları ve akademisyenler<br />
bize gerçekleri söylemiyorlar" demekle yetinmek<br />
istiyorum.<br />
Kimse bize gerçekleri söylemiyor. Bilemiyorum belki<br />
anlayamayacağımızı düşünüyorlar, belki halkın ortak<br />
zekasına güvenmiyorlar, belki kişisel çıkarları öyle<br />
gerektiriyor, belki de devletin "ali menfaatlerini" halkın<br />
gerçekleri öğrenme hakkının üzerinde tutuyorlar.<br />
Hani olmaz, koca koca liderler, medya mensupları,<br />
akademisyenler buna tevessül etmezler ya belki de<br />
sadece bizi kandırmaya çalışıyorlar. Deyip naif bir giriş<br />
yaptıktan sonra aslında ortada dönen dolabın gerçek<br />
nedenini irdeleyeyim.<br />
Geçen yazımda da bahsetmiştim, ülkemizde iktidarın<br />
siyasi dilinde 1940'ların iletişim kavramları kullanılıyor.<br />
Medya ve akademisyenlerin büyük bir bölümü de<br />
maalesef kendilerini ilgilendiren nedenlerle tercihlerini<br />
bu yönde kullanıyorlar. Muhalefet de zaman zaman<br />
kendisini iktidarın bu rüzgarına kaptırıp kantarın topuzunu<br />
kaçırıyor. İnsan hakikat duygusunu bir kez kaybettikten<br />
sonra da maalesef dilini gerçekler değil, anlık<br />
gereklilikler yönlendirmeye başlıyor. İşte Reza Rarrab'ın<br />
bir gün hayırsever iş adamı, diğer gün casus. FETÖ<br />
lideri şarlatanın bir gün hoca efendi, ertesi gün hain.<br />
Esad'ın bir gün Kardeş Esad, ertesi gün Diktatör Esed<br />
olmasının nedeni bu anlık gerekliliklerdir. Son olarak<br />
Reza Zarrab'ın tanık olduğu mahkemenin nedenleri ve<br />
serencamı hakkında da, bize anlık gereklilikler anlatıldığı<br />
için konuyu bir türlü kavrayamıyoruz. Biri çıkıp konuyu<br />
hakikatlere dayanarak bir kez anlatsa durumu şıp diye<br />
kavrayabilecek zihinlerimiz oldukça bulanık. Örneğin<br />
iktidarın lideri çıkıp "biz Amerika'nın ambargosuna uymak<br />
zorunda mıyız, ihtiyacımız olan petrol ve doğalgazı<br />
komşumuz olan bir ülkeden almayacak mıyız?" gibi<br />
hakikat olsa geçerli olacak bir argümanı ileri sürüyor.<br />
Oysa biz zaten Amerikan ambargosuna rağmen İran'dan<br />
petrol ve doğalgaz alabiliyorduk. Bizim bu ticareti<br />
yapmamıza engel bir durum yoktu. Bizim petrol ve<br />
doğalgazı alıp ödemesini Halkbank'a bloke etmemiz,<br />
karşılığında İran'a gıda, ilaç, traktör gibi ürünler ihraç<br />
ederek ticareti yürütmemiz durumunda Amerika'nın<br />
söyleyecek bir sözü kalmıyordu. Ama devreye bir<br />
dolandırıcı girip hulle ve hayali ihracatla uluslararası para<br />
transferlerini gerçekleştirince yasal bir ticaret, yasa dışı<br />
hale gelmiş oldu. Bu süreçte birileri rüşvet alıp vermişse<br />
o da Türk adli makamlarının ve siyasetinin temizlemesi<br />
gereken bir konu olarak karşımıza çıktı ama maalesef biz<br />
bu konuyu bu sadeliğiyle siyasi liderlerimizin ağızlarından<br />
duyamadık. Çünkü iktidarın anlık gereklilikleri hakikati<br />
anlatmaya engel oldu.<br />
Muhalefet de bu kervana zaman zaman katılıyor. Man<br />
Adası belgeleriyle ilgili süreçte yaşadıklarımız buna bir<br />
örnek. Muhalefet lideri Man Adası'nda kağıt üzerinde<br />
kurulu bir şirketten Cumhurbaşkanı'nın yakınlarına<br />
para aktarıldığını gösterir belgeleri grup toplantısında<br />
sallıyor. Eğer belgeler gerçekse bu şekliyle de ahlaki<br />
olmayan bir çok ilişkiler ağının bir göstergesi olması<br />
muhtemel bu belgeleri her nedense bize anlatırken<br />
para geldi demeyi değil gitti demeyi tercih ediyor. Oysa<br />
ki başta bize bu belgelerle para gelmiş dese o zaman<br />
soracağız. Ne karşılığında gelmiş, parayı yollayanlar<br />
bunun karşılığında devletten bir menfaat elde etmişler<br />
mi, parayı alanlar karşılığında hangi mal ya da hizmeti<br />
vermişler vs. vs. Ancak muhalefet lideri bize hakikati<br />
anlatmak yerine o anda rakibinin belgeleri yalanlamasını<br />
kendine amaç edindiği için bu anlık gereklilik bize<br />
gerçekleri söylememesine neden oluyor. Olan yine zihni<br />
bulanıklaşan halka oluyor.<br />
Maalesef görevi soruları sormak, halkı bilgilendirmek,<br />
haberdar etmek olan medya mensuplarının büyük bölümü<br />
de iletişim ile medyayı birbirine karıştırdıkları, kendilerini<br />
bu siyasilerin borazanları zannettikleri için biz gerçekleri<br />
öğrenmek yerine, gerçek dışı verileri değerlendirip,<br />
gerçeğe ulaşmak gibi yeni bir refleks geliştirmek zorunda<br />
kalıyoruz. Sonuç elinde mum gerçekleri arayan koca<br />
bir halk. Yine de umutluyum. Çünkü karanlığı alt etmek<br />
için bir mum yakmak yeterlidir. Umarım gerçeği arayış<br />
çabamızda yaktığımız mumlar karanlığı alt edecektir.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13
Medya Dünyası<br />
Görev değişiklikleri...<br />
• Ciner Medya Grubu, İzmir ve Ankara matbaalarını kapatma<br />
kararı aldı.<br />
• Sancaktar Medya Grubu, yayın hayatını noktalayan<br />
Kanal A’yı satın aldı.<br />
• Star TV’de yayınlanan başrollerini Burak Özçivit, Neslihan<br />
Atagül ve Kaan Urgancıoğlu’nun paylaştığı dizi<br />
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />
• Doğan Haber Ajansı’nın Adana Bölge Müdürlüğü’ne<br />
Bekir Karakoca atandı.<br />
• Nevşin Mengü, 31 Ekim 2017 tarihinden itibaren her<br />
salı BirGün gazetesinde köşe yazmaya başladı.<br />
• Yaşar Kızılbağ, Star Gazetesi Ekonomi Müdürü oldu.<br />
• Doğan Haber Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Kemal<br />
Gülmüş’ün ajansla yolları ayrıldı.<br />
• Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Faraç, gazeteyle yollarını<br />
ayırdı.<br />
• Cumhuriyet gazetesi Reklam Grup Koordinatörü Deniz<br />
Tufan, gazetenin Reklam Direktörü oldu.<br />
• Doğan Haber Ajansı, muhabir Murat Solak, Alper Korkmaz,<br />
Ertan Kılıç ve kameraman Harun Uyanık’ı bünyesine<br />
kattı.<br />
• Sembol Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Akarslan, Gıda<br />
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı özel kalem müdür yardımcısı<br />
oldu.<br />
• Akşam gazetesinin magazin eki Life’ın yeni yazarları<br />
Ebru Yaşar, Yasemin Miras, Şenay Yangel, Çağla Gürsoy<br />
ve Sevcan Büyükturgay oldu.<br />
• Sabah gazetesi, bünyesinde köşe yazarlığı yapan Rasim<br />
Ozan Kütahyalı ile yollarını ayırdı.<br />
Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />
• FOX TV Dramalar Müdürü Özlem Yurtsever, kanalla<br />
yollarını ayırdı.<br />
• Habertürk TV editörü Mehmet Karaca, TRT Haber’e<br />
transfer oldu.<br />
• Kanal 7 Medya Grubu’nun TVT adlı yeni kanalının Genel<br />
Yayın Yönetmenliğini, Fatma Güngör yürütecek.<br />
• El Cezire çalışanı Başak Çubukçu, Habertürk TV’ye<br />
transfer oldu.<br />
• FOX TV Drama Müdürü Türkan Yurdam Doğan, FOX<br />
Türkiye Drama departmanının başına getirildi.<br />
• Özel Radyo Yayıncıları Derneği (ÖRYAD) başkanlığına<br />
Erkut Aktaş seçildi.<br />
• Habertürk TV’de görev yapan Kültür Sanat editör ve<br />
muhabiri GülnürÜykü, Yurt Haber editörü Gülden Aydın<br />
ve Spor Spikeri Kübra Ertuğ’un kanalla ilişiği kesildi.<br />
• TGRT Haber sunucularından Özlem Pala görevinden<br />
istifa etti.<br />
• Show TV gündüz kuşağında yayınlanan Gelin Evi<br />
programının yönetmeni Çetin Yılmaz, yönetmen yardımcısı<br />
İpek Özbek, editör Yasemin Özçelik ve kameramanlar<br />
Fatih Genç, Hakan Karabacak, Bilge Hakan<br />
Başçı programdan ayrıldı.<br />
• Beyaz TV, Rasim Ozan Kütahyalı ile yollarını ayırdı.<br />
• FOX TV Ana Haber muhabiri Fatih Erener, kanalla yollarını<br />
ayırma kararı aldı.<br />
• RTÜK, yaptığı toplantı sonucunda Başkanlık görevine<br />
İlhan Yerlikaya’yı, Başkanvekilliği görevine ise Esat<br />
Çıplak’ı yeniden seçti.<br />
Medya Dünyasından Diğer Haberler<br />
• Milliyet Gazetesi Gece Yazı İşleri Müdürü Haldun Tarık<br />
Dağlıoğlu, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.<br />
‘Kara Sevda’, 45. Uluslararası Emmy Ödül Töreni’nde<br />
‘En İyi Yabancı Dizi’ kategorisinde birinci oldu.<br />
• Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu tarafından, toplumda<br />
sağlık bilincinin gelişmesine yönelik yaptığı haberler<br />
ile İhlas Haber Ajansı, TBV özel ödülüne layık görüldü.<br />
• Gazeteci Nevzat Çiçek, Kanal Urfa’nın 5. İz Bırakanlar<br />
Ödül töreninde ‘’Yılın Başarılı Gazetecileri ve Televizyoncuları’’<br />
dalında ödüle layık görüldü.<br />
• 13 - 19 Kasım haftası tirajında en çok artış görülen<br />
gazeteler Fotomaç ve Habertürk olurken tirajında en çok<br />
düşüş görülen gazeteler ise Sözcü ve Posta olarak belirlendi.<br />
• Sözcü gazetesine yönelik davada tahliye olan Gazeteci<br />
Bekir Gökmen Ulu, Karşıyaka Belediyesi ve İzmir<br />
Gazeteciler Cemiyeti tarafından ‘Basın Özgürlüğü<br />
Ödülü’ne layık görüldü.<br />
• Bu sene ikincisi düzenlenecek olan Altın Turizm<br />
Ödülleri’nin sahipleri belli oldu. Yılın Kadın Haber Sunucusu<br />
ödülüne Nazlı Çelik, Yılın Haber Kanalı ödülüne<br />
Habertürk ve Yılın Müzik Kanalı ödülüne Kral Pop TV<br />
layık görüldü.<br />
• Milliyet gazetesi Spor Servisi eski yazarlarından Erdoğan<br />
Şenay, hayatını kaybetti.<br />
• TRT radyo ve televizyonlarında uzun yıllardır program<br />
yapımcılığı ve sunuculuğu yapan ünlü spiker Derya<br />
Kaya vefat etti.<br />
• Kuruluşu 1996’da gerçekleşen Kanal A televizyonu kapandı.<br />
• Kanal 7 Medya Grubu, TVT adlı yeni kanalını 1 Kasım<br />
2017 itibarıyla Türksat üzerinden izleyicisinin beğenisine<br />
sundu.<br />
• Yeşim Salkım, Mehmet Coşkundeniz ve Seçkin<br />
Piriler’in magazin konularını konuşacağı yeni program<br />
“Laf Bende Kalmasın”, 6 Kasım Pazartesi günü Lifetime<br />
TV’de başladı.<br />
• Medya Takip Merkezi’nin 23-29 Ekim 2017 tarihleri<br />
arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan gazeteler;<br />
Hürriyet, Sabah ve Sözcü oldu.<br />
• Medya Takip Merkezi’nin 23-29 Ekim 2017 tarihleri<br />
arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan televizyon<br />
kanalları; TRT, Kanal D ve FOX TV oldu.<br />
• Anadolu Ajansı’nda çoğunluğu muhabir ve editör olmak<br />
üzere 15 ismin görevine son verildi.<br />
• Cem TV kanalının kurucusu Prof. Dr İzzettin Doğan,<br />
yönetime el koyarak bütün çalışanların işine son verdi.<br />
• Milliyetçi siyasi haftalık gazete Milli Devlet, 6 Kasım<br />
Pazartesi günü yayın hayatına başladı.<br />
• Medya Takip Merkezi’nin 30 Ekim - 5 Kasım 2017 tarihleri<br />
arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan<br />
televizyon kanalları; TRT, Kanal D ve FOX TV oldu.<br />
• Medya Takip Merkezi’nin 30 Ekim - 5 Kasım 2017 tarihleri<br />
arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan<br />
gazeteler; Hürriyet, Cumhuriyet ve Sabah oldu.<br />
Kaynak: MTM Medya Takip Merkezi<br />
14 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Medya Dünyası<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 15
Röportaj<br />
2018 Yılı Dijital Dü<br />
Me Consultancy<br />
Dijital Dönüşüm Danışmanı<br />
ve Me Consultancy Kurucusu<br />
Murat Erdör<br />
Tüm dünyada öğrenmeye programlanmış<br />
yazılımların ve mobil kullanımının hızla artması,<br />
yaklaşık 2.5 milyar insanın aktif olarak kullandığı<br />
sosyal medya ağlarının çoğalması,<br />
nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi teknolojilerdeki büyük<br />
yükselişi, 2018 yılında dijital dünyada birçok şeyin yeniden şekillenmesine<br />
neden olacak.<br />
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />
- Bize biraz kendinizden bahseder<br />
misin?<br />
- TED Ankara Koleji’nde lise eğitimini tamamladıktan<br />
sonra Bilkent Üniversitesi<br />
İşletme Bölümü’nden 1999 yılında mezun<br />
oldum. Bahçeşehir Üniversitesi’nde<br />
“Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi”<br />
üzerine masterı yaptım. Finans,<br />
hizmet ve enerji sektörlerinde yerli<br />
ve yabancı birçok şirkette çalıştıktan<br />
sonra, uzun süre dijital pazarlama ve<br />
otomasyon konusunda dünyanın sayılı<br />
markalarından biri olan Emarsys’de<br />
Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini yürüttüm.<br />
Ardından Türkiye’nin lider pazarlama<br />
platformu Euromessage’da Türkiye<br />
Genel Müdürü olarak çalıştım. 20 senelik<br />
kurumsal hayata ara verip kendi firmamı<br />
kurdum. Kariyerime “dijital dönüşüm<br />
danışmanı” olarak devam ediyor,<br />
aynı zamanda “Bilgi Paylaştıkça Güzel”<br />
temalı www.muraterdor.com adlı web<br />
sayfasıyla farklı konularda yazılar yazıyorum.<br />
- Dijital dünyada 2018 yılında neler<br />
olacak?<br />
- Tüm dünyada öğrenmeye programlanmış<br />
yazılımların ve mobil kullanımının<br />
hızla artması, yaklaşık 2.5 milyar<br />
insanın aktif olarak kullandığı sosyal<br />
medya ağlarının çoğalması, nesnelerin<br />
interneti ve yapay zeka gibi teknolojilerdeki<br />
büyük yükselişi, 2018 yılında dijital<br />
dünyada birçok şeyin yeniden şekillenmesine<br />
neden olacak.<br />
- 2018 yılında dijital dünyaya hangi<br />
trendler hakim olacak?<br />
- Fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak<br />
tüketiciye en doğru yoldan ve<br />
ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayacak<br />
yöntemlerden biri olan fijital pazarlama,<br />
artık birçok alanda hizmet vermeye<br />
başlayan makineler ve yazılımlar,<br />
diğer bir deyişle yapay zeka, MIRC ile<br />
başlayan ve son dönemde Whatsapp ile<br />
hızla yükselişini sürdüren mesajlaşma<br />
aplikasyonları, cihazların cisim tanıma<br />
özelliği kullanılarak, sanal nesnelerin<br />
16 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
nya Trendleri...
Röportaj<br />
gerçek görüntülerin üzerine bindirilmesi<br />
olarak tanımlayabileceğimiz artırılmış<br />
gerçeklik, periscope ile başlayan<br />
ve Snapchat, Scorp gibi uygulamalarla<br />
devam eden kısa süreli içerik kavramı,<br />
tüm sosyal medya platformlarının “live<br />
streaming” destekli bir altyapıya dönmeleri<br />
ile birlikte Live Stream Video’lar,<br />
son dönemde teknolojisi ve popülerliği<br />
iyiden iyiye artan Virtual Reality (Sanal<br />
Gerçeklik) ve 360 derecelik videolar,<br />
yapay zeka formlarının hayatlarımıza<br />
girmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz<br />
Chatbotslar ile bitcoin ve altcoin gibi sanal<br />
paralar popülerliklerini artıracak ve<br />
dijital alanın 2018’de yükselen trendleri<br />
olacak.<br />
- Fijital Pazarlama ve AR pazarlama<br />
hakkında daha detaylı bilgi verebilir<br />
misin?<br />
- Fiziksel ve dijital dünyadaki vaatleri<br />
birleştiren; yaratıcı fikirlerin yaşama<br />
geçmesini kolaylaştıran, aynı zamanda<br />
tüketici reaksiyonlarını da ölçümleme<br />
Fijital pazarlama: fiziksel ile<br />
dijital deneyimleri<br />
harmanlayarak tüketiciye<br />
en doğru yoldan ve ölçümlenebilir<br />
şekilde ulaşılmasını<br />
sağlayacak<br />
yöntemlerden biri.<br />
fırsatı sunan “fijital”, hem markalar, hem<br />
de ajanslar açısından doğrudan pazarlamanın<br />
kurallarını tartışmasız biçimde<br />
değiştiriyor. Tüketiciler sadece dijitalde<br />
kalmayı sevmediği gibi sadece fiziksel<br />
olarak kendilerine ulaşılmasından<br />
da hoşlanmıyor. Artık herkes dijital bir<br />
çalışmanın fiziksel bir çıktısını almayı<br />
veya fiziksel bir çalışmanın dijitalde<br />
olmasını istiyor. Dünya’da bu süreç<br />
yaklaşık beş sene önce başlamış olsa<br />
da Türkiye’de fijital kavramının geçmişi<br />
henüz çok yeni. Yaklaşık 3-4 senedir<br />
Türkiye’de konuşulan fijital kavramı,<br />
fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak<br />
tüketiciye en doğru yoldan ve<br />
ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayacak<br />
yöntemlerden biri olacak.<br />
Augmented Reality (Artırılmış Gerçeklik)<br />
ise son zamanların öne çıkan,<br />
pazarlama ve reklam sektörlerinin popüler<br />
konularından biri. Cihazların cisim<br />
tanıma özelliği kullanılarak, sanal<br />
nesnelerin gerçek görüntülerin üzerine<br />
bindirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz<br />
Artırılmış Gerçeklik, müşterilerle<br />
bağlantı kurma ve katılımı artırma açısından<br />
yenilikçi ve yaratıcı bir yol olarak<br />
kabul ediliyor. Bu teknolojinin yaratacağı<br />
pazarın, 2022 yılına kadar 117.4<br />
milyar dolara ulaşması bekleniyor.<br />
- Sizin eklemek istediğiniz bir şey<br />
var mı?<br />
- Me Consultancy ile ilgili kısa bir bilgilendirmede<br />
bulunmak istiyorum. Bildiğiniz<br />
üzere bugün, dünya çapında bir<br />
ekonomiden, ticaretten, iş dünyasından,<br />
networkten bahsediyoruz. Dünya,<br />
dijital uygulamalara ve platformlara<br />
doğru inanılmaz bir hızla evriliyor. Büyük<br />
bir değişimden ve yenilenmeden<br />
söz ediyoruz. Klasik anlamdaki pazarlama<br />
araçlarının yerini dijitalleşme ile<br />
birlikte çok farklı uygulamalar alıyor.<br />
Mobil uygulamalar artık her yerde, her<br />
alanda karşımıza çıkıyor. Her gün yeni<br />
bir teknolojik platform doğuyor. Satış<br />
kanalları çeşitleniyor, alışveriş değişiyor.<br />
Artık nesnelerin internetinden, makinaların<br />
makinalarla konuştuğu bir dönemden<br />
söz ediyoruz. Bu süreçte Me<br />
Consultancy olarak, kurumların sahip<br />
oldukları verileri ve dijital altyapılarını<br />
daha sağlıklı hale getirerek, pazarlama,<br />
satış ve yönetim süreçlerini buna göre<br />
organize ediyor, kurumları geleceğe taşıyacak<br />
ve dijital dünyada referans şirket<br />
olmalarına, hedef kitlelerine dijital<br />
alanda doğrudan ulaşmalarına dönük<br />
tüm süreçleri tasarlıyor ve yönetiyoruz.<br />
18 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Köşe<br />
Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />
(<br />
kelebeğin<br />
fırtınası)<br />
Züğürde para, sıvacıya mala...<br />
Bu aralar sık sık telefon çalınma haberleri duyuyoruz.<br />
Ardından özel fotoğrafları basına sızan hatta geri almak<br />
için ödeme yapmak durumunda kalan ünlülere bile<br />
rastlıyoruz. Bu noktada bilişim uzmanlarının sorduğu<br />
soru; cep telefonunun kendi mali değeri mi, yoksa<br />
içindeki fotoğrafların, verilerin kıymeti mi büyük? Canon<br />
Eurasia'nın bu konuya cevabı şöyle; “İnsanlık tarihinin<br />
görmediği yoğunlukta saklanan ve sürekli büyüyen birer<br />
veri kaynağı haline dönüştük. Bu yüzden veri güvenliği<br />
ihtiyacımız en üst noktada...”<br />
Tekonoloji dünyası son 15 yıldır resmen çağ atladı.<br />
Özellikle cep telefonlarının marifetleri "yok artık"<br />
dedirtecek boyutlara ulaştı. Asıl işlevi konuşmak olan<br />
telefonlar zaman içinde en iyi arkadaşımız haline geldi.<br />
Yüksek çözünürlüklü kameraları sayesinde artık fotoğraf<br />
makinesi cebimizde dolaşıyoruz. Ofislerde tarayıcıların da<br />
çoktan pabucu dama atıldı. Artık belge tarama kalmadı.<br />
Evrakların fotoğraflarını çekip Whatsapp'tan gönderiyoruz.<br />
Maillerimiz, fotğraflarımız, sosyal medya hesaplarımız<br />
hepsi akıllı telefonlar sayesinde her an yanımızda.<br />
Canon Eurasia İş Çözümleri Ürün Geliştirme Müdürü<br />
Bora Şar, bu durumun donanım dünyasında bir canavara<br />
dönüştüğünü belirtiyor; “Bütün fotoğraf dünyası dijital<br />
ortama taşındı. Banka şubelerine gitmemeye başladık.<br />
Kimse ile paylaşmak istemediğimiz özel verilerimizi dahi<br />
dijital formda tutmaya, birileri ile iletişim kurmak istiyorsak<br />
dijital ortamlardan geçen sistemleri tercih etmeye başladık.<br />
Sonuç olarak insanlık tarihinin görmediği yoğunlukta<br />
saklanan ve sürekli büyüyen birer veri kaynağı haline<br />
dönüştük.”<br />
Ofis ekipmanlarında güvenlik ne kadar önemseniyor?<br />
Peki kişisel olarak önem verdiğimiz kıymetli verileri ne<br />
şekilde koruyacağız? Donanımlar artık verileri dijitale<br />
işlemek için kullanılan bir ara yüze dönüşse de veri ile<br />
ilişkide bulunan her enstrüman gibi donanımlar da güvenlik<br />
altına alınmalı. Bilgi teknolojileri dünyasında diğerleri<br />
kadar önemsenmese de çok fonksiyonlu yazıcılar bu<br />
enstrümanların içinde en çok ihmal edilen donanımlar.<br />
Ofis ekipmanından baskısını alıp dağıttığınız belge<br />
türleri özellikle bu güvenliği zorunlu kılıyor. Sözleşmeler,<br />
pasaportlar, özgeçmişler, müşteri mektupları ve<br />
anlaşmaları, bordrolar, strateji belgeleri, iş teklifleri... Bu<br />
verilerin yanlış ellere geçmemesi için son kullanıcıya<br />
uçtan uca bir güvenlik sunan sistemlere duyulan ihtiyaç<br />
da günden güne daha fazla önem kazanıyor. Bu verilerin<br />
yanlış ellere geçmemesi için Canon bir çözüm geliştirmiş.<br />
Canon MFP cihazlar, HDD şifreli olarak bulundurulan<br />
donanımları ve verileri şifrelerle koruyup son kullanıcıya<br />
uçtan uca bir güvenlik sunuyor.<br />
*****<br />
2017 yılında Twitter'da en çok ne konuşuldu?<br />
Twitter’ın 2017 verilerine göre Türkiye’de bu sene en<br />
çok konuşulan hashtag Beşiktaş oldu. Türkiye’de en çok<br />
konuşulan Twitter hesabı ise, Cumhurbaşkanı Recep<br />
Tayyip Erdoğan’a ait resmi hesap @RT_Erdogan oldu.<br />
Her gün milyonlarca kişinin duygu ve düşüncelerini<br />
paylaştığı Twitter, gündemin nabzını tutan en iyi mecra<br />
olarak, her yıl olduğu gibi 2017’de de Türkiye gündemine<br />
damga vuran “en” leri değerlendirdi.<br />
2017’de Türkiye’de en çok konuşulan ilk 5 hashtag ve<br />
hesap ise şöyle:<br />
Hashtag:<br />
1-Beşiktaş<br />
2-Kısmetse Olur<br />
3-Seçkin Özdemir<br />
4-Türkiye<br />
5-Elçin Sangu<br />
*****<br />
Hesap:<br />
1-RT_Erdogan<br />
2-TC_Basbakan<br />
3-tcbestepe<br />
4-DrRecepAkdag<br />
5-naci_agbal<br />
2017 yılı yine çok hareketli, çok çalkantılı bir yıl oldu. Her<br />
yıl biterken hepimiz geçen yılın muhasebesini yapıp, varsa<br />
hatalarımızdan ders almayı, tekrar etmemeyi, daha iyi ve<br />
daha güzel bir dünyaya kavuşmak için elimizden geleni<br />
yapmayı hedeflemeliyiz.<br />
Veeee bu yılı gülümseyerek kapatıp, yeni yıla neşeyle<br />
girmek için; Yeni yılın kellere saç, hastalara ilaç, züğürde<br />
para, sıvacıya mala, işsize iş, dişsize diş, olmayana çocuk,<br />
üşüyene gocuk, kolaya buz, yemeğe tuz, nazar değmişe<br />
şifa, evde kalmışa koca, dırdırcıya akıl, onu çekene sabır<br />
vermesini dilerim. Mutlu yıllar :)<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 21
Reklam Dünyası<br />
2018 Pirelli Takvimi...<br />
Çekimleri Tim Walker tarafından gerçekleştirilen 2018 Pirelli<br />
Takvimi New York’taki Manhattan Center’da tanıtıldı.<br />
Pirelli takviminin 45’inci edisyonunun çekimleri geçtiğimiz<br />
Mayıs ayında Londra’da İngiliz fotoğrafçı Tim Walker tarafından<br />
gerçekleştirildi. Ünlü fotoğrafçı, gösterişli setler ve<br />
romantik motiflerle yarattığı stilini uygulayarak İngiliz edebiyatının<br />
Alice Harikalar Diyarında adlı en bilinen klasik<br />
hikayelerinden birini yeniden ele aldı. Walker’ın ilham kaynağı<br />
fantastik hikaye kadar 1865 yılındaki ilk baskı için yazar<br />
Lewis Carroll’un çizimlerini bizzat emanet<br />
ettiği John Tenniel’ın illüstrasyonları oldu. Tim<br />
Walker’ın 2018 Pirelli Takviminde eşsiz bir Harikalar<br />
Diyarı yaratmak amacıyla bu illüstrasyonlar<br />
20 farklı ve olağanüstü setten oluşan 28<br />
kare haline geldi.<br />
Tim Walker takvim hakkında şunları söyledi:<br />
“Alice’in hikayesi birçok kez anlatıldı. Bense<br />
Lewis Caroll’un hayal gücünün derinlerine inmek<br />
istedim. Böylece hikayeyi en başından anlatabiliyorsunuz.<br />
Farklı ve orijinal bir açı bulmak<br />
istedim.”<br />
Walker, Alice Harikalar Diyarında ile ilgili kendi<br />
yorumunu aktarmak için tanınmış ve yeni çıkış<br />
yapan müzisyenler, oyuncular, modeller ve politik<br />
aktivistlerden oluşan 18 kişilik bir kadroyla çalıştı.<br />
2018 Pirelli Takviminin fotoğraf çekimleri, kamera arkasında<br />
yaşananlar, hikayeler ve kişilikler www.pirellicalendar.com<br />
adlı özel web sitesinde sunulurken siteyi ziyaret edenler 50<br />
yılı aşkın The Cal tarihini filmler, röportajlar, fotoğraflar ve<br />
daha önce yayımlanmamış yazılar aracılığıyla keşfedebiliyor.<br />
Lipault Paris Marka Yüzü...<br />
vanı için 92 güzel yarıştı. Amerika Birleşik Devletleri’nin Las<br />
Vegas kentinde düzenlenen Miss Universe 2017 yarışmasında<br />
jüriden en yüksek oyu, Lipault Paris’in marka elçisi 22 yaşındaki<br />
Demi-Leigh Nel-Peters aldı.<br />
Demi-Leigh Nel-Peters, son olarak Lipault Paris’in SS18 koleksiyonu<br />
için kameraların karşısına geçmişti. Güzel modeli Miss<br />
Universe unvanı için ilk kutlayanlar arasında Samsonite ve Lipault<br />
Paris ekibi yer aldı.<br />
Lipault Paris marka yüzü Demi-Leigh Nel-Peters 2017 Kâinat<br />
Güzeli seçildi.<br />
Son olarak Lipault Paris SS18 koleksiyonu için kamera karşısına<br />
geçen Güney Afrikalı güzel Demi-Leigh Nel-Peters, rekor<br />
katılımın gerçekleştiği Las Vegas’taki Miss Universe yarışmasında<br />
tacın sahibi oldu.<br />
Fransa’nın en gözde markalarından Lipault Paris’in marka elçisi,<br />
Güney Afrika Güzeli Demi-Leigh Nel-Peters, Miss Universe<br />
yarışmasında da birinci olarak Kâinat Güzeli seçildi.<br />
Bu yıl rekor düzeyde katılımın gerçekleştiği Miss Universe un-<br />
2005 yılından itibaren özgün tasarımları ve büyüleyici renkleri<br />
ile dikkat çeken Lipault Paris, 2014 yılında Samsonite bünyesine<br />
katılmıştı. Kısa sürede Paris’in en renkli markalarından biri<br />
olmayı başaran ve dünyanın dört bir köşesine yayılan Lipault,<br />
günlük el çantaları, valizleri ve sırt çantaları ve briefcaseleri ile<br />
kendinden söz ettiriyor.<br />
Lipault Paris, çanta ve valiz tercihlerinde cesur pastel ve canlı<br />
renkleri ile kadınlar için benzersiz seçenekler sunarken hafif<br />
ve dayanıklı ürünleri ile de öne çıkıyor. Lipault Paris ürünleri<br />
Türkiye’de de giderek artan bir beğeniyle tercih ediliyor.<br />
Lipault Paris, FW 17 Özel koleksiyonunda yer alan bu sezonun<br />
özel rengi olan altın sarısı özel tasarım valizleri de Samsonite<br />
ve Lipault Paris mağazalarında sayılı lokasyonlarda yer alıyor.<br />
22/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam Dünyası<br />
Çocuklar İçin Sorumlu Reklamcılık...<br />
Reklamverenler Derneği’nin Sorumlu Reklamcılık Yürütme<br />
Kurulu’nda yer alan gıda ve içecek firmaları, çocuklara sağlıklı<br />
yaşam alışkanlıkları kazandırılması ve bu alışkanlıkların toplum<br />
genelinde yaygınlaştırılması amacıyla “Ulusal Gıda ve İçecek<br />
İttifakı-Türkiye Taahhüdü”nü imzalıyorlar. Taahhüt kapsamında;<br />
RVD çatısı altındaki gıda ve içecek şirketlerinin imzasına açılan<br />
metin ile, 12 yaşın altındaki çocuklara yönelik olarak tüm mecralardaki<br />
reklam ve pazarlama çalışmalarında ortak beslenme<br />
kriterlerine uygun olmayan ürünlerin reklamı yapılmayacak,<br />
aşırı tüketim özendirilmeyecek, yeterli ve dengeli beslenme ile<br />
aktif yaşam şeklinin önemine vurgu yapılacak, mevcut ürünlerin<br />
formülasyonları geliştirilecek. Türkiye’deki yiyecek ve içecek<br />
reklam harcamalarının önemli bir bölümünü gerçekleştiren şirketler,<br />
1 Ocak 2018 itibariyle taahhütleri kapsamında tedbirlerini<br />
uygulamaya koyacaklar.Beslenme, Fiziksel Aktivite ve Sağlıkla<br />
ilgili ulusal hedeflerin geliştirilmesini desteklemek amacıyla<br />
2016’da bir taahhüt etrafında toplanan Reklamverenler Derneği<br />
üyesi, Türkiye’nin en büyük gıda ve içecek firmaları, taahhütlerini<br />
yenileyip genişletti. Türkiye’deki gıda ve içecek firmalarının<br />
birlikte hareket ederek toplumsal sorumluluk bilinciyle bugüne<br />
kadar büyük ilerleme kaydettiğini belirten Reklamverenler Derneği<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, “Ulusal Gıda ve İçecek<br />
İttifakı - Türkiye Taahhüdü, Türkiye’de izleyici kitlesi %35<br />
oranında 12 yaşın altındaki çocuklar olan tüm televizyon programlarında,<br />
çocuklara özel tematik kanallarda, yazılı basında,<br />
radyo, sinema ve dijital mecralarda yer alan yiyecek-içecek<br />
reklamlarımıza ilişkin taahhüdü temsil ediyor. Ayrıca bu taahhüt<br />
kapsamında, çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak,<br />
obezite ile mücadele edebilecek şekilde piyasaya, tuz,<br />
şeker, doymuş yağ, trans yağ asitleri azaltılmış ve/veya porsiyon<br />
kontrolü sağlayan seçenekler sunulması da yer alıyor” diye<br />
konuştu.<br />
Reklamverenler Derneği çatısı altında bulunan Sorumlu Reklamcılık<br />
Yürütme Kurulu, reklam verenleri yürütmekte oldukları<br />
pazarlama iletişimi faaliyetlerinde, tüketici hakları, çocuklara ve<br />
çocuklarla iletişimde içerik kuralları gibi konularda proaktif olarak<br />
bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla yoğun çalışmalar<br />
yürütmektedir.<br />
Ebeveynler ve kamu otoritesinin çabaları desteklenecek<br />
“Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı - Türkiye Taahhüdü”nü imzalayan<br />
şirketler, daha önce bireysel olarak almış oldukları tedbirleri<br />
bir adım öteye taşıyarak, kolektif olarak alacakları gönüllü<br />
önlemlerle; çocuklara sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırıp<br />
bu alışkanlıkların toplum genelinde yaygınlaştırılması yolunda<br />
ebeveynlerin ve kamu otoritesinin çabalarına destek olacak.<br />
Türkiye’deki yiyecek ve içecek reklam harcamalarının önemli<br />
bir bölümünü gerçekleştiren firmaların bu taahhüde imza atmaları<br />
ve birlikte hareket etmelerinin çocuklar ve Türkiye’nin geleceği<br />
için çok değerli olduğunu belirten Ahmet Pura, “Alınabilecek<br />
tedbirler taahhütle sınırlı değil. Firmalar, kendi iç politikaları<br />
dahilinde bu taahhüdün ötesinde önlemler alabilecekler. Pazarda<br />
birbirleriyle rekabet eden markaları bir araya getiren şey toplumsal<br />
sorumluluk. Bu ittifakın ve taahhüdün diğer firmalara ve<br />
sektörlere de örnek olmasını diliyorum” dedi.<br />
Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı -Türkiye Taahhüdü uyarınca;<br />
-İzleyici kitlesi %35 oranında 12 yaşın altındaki çocuklar olan<br />
programlarda, ortak beslenme kriterlerini sağlamayan ürünlerin<br />
reklamı yapılmayacak.<br />
-Reklamlar, ebeveyn otoritesine zarar vermeyecek, çocukları<br />
ürün kullanımının potansiyel faydaları konusunda yanlış yönlendirmeyecek,<br />
yeterli ve dengeli beslenme şekillerini ve fiziksel<br />
aktiviteyi özendirecek yönde hazırlanacak.<br />
-Şirketler, tüketicilerin dengeli beslenmesine katkıda bulunacak<br />
şekilde aşağıdaki bir veya birden fazla seçenek üzerinde çalışmalarını<br />
sürdürecek:<br />
a.Mevcut ürünlerin formülasyonunu geliştirmek;<br />
b.Çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak ve<br />
obezite ile mücadele edecek şekilde piyasaya tuz, şeker ve<br />
doymuş yağ ve trans yağ asitleri azaltılmış seçenekler sunmak;<br />
c.Farklı porsiyonlarda ve boyutlarda ambalajlama yaparak küçük<br />
ve/veya azaltılmış porsiyon boyutları ve/veya düşük kalorili<br />
ve kalorisiz seçeneklerle porsiyon dengesine rehberlik etmek.<br />
-Okul yönetimi tarafından eğitim amaçlarıyla özellikle talep edilenler<br />
veya kabul edilenler dışında, ilköğretim okullarında (12<br />
yaşa kadar) ürünlerle ilgili iletişim yapılmayacaktır.<br />
-Şirketler porsiyon kontrolü iletişimi için gerekli gayreti gösterecek.Pazarlama<br />
iletişimi mesajları, reklam içeriği ve medya satın<br />
alması açısından tüm medya kanalları içinde evde satın alma<br />
kararı veren tüketicilere yönelik olacak. İletişim mesajları, dengeli<br />
beslenme prensiplerine bağlı kalınarak, herhangi bir gıda<br />
veya içeceğin aşırı tüketimini özendirmeyecek; yeterli ve dengeli<br />
beslenmenin ve aktif yaşam şeklinin önemine vurgu yapacak<br />
şekilde belirlenmesi konusunda azami gayret gösterilecek.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /23
Hayatın İçi
Röportaj<br />
nden Bir Marka...<br />
Sinem Kınran Parlak<br />
Singer Türkiye Genel Müdürü<br />
Singer markası jenerik bir marka.<br />
Dünyada koruma altına alınmış 10 markadan biri.<br />
Herkesin hayatına dokunmuş,<br />
hayatın içinden bir marka ve sonuç olarak da<br />
Pazar lideri bir marka.<br />
Önümüzdeki yıllarda ki en büyük hedefimiz,<br />
bu çizgiyi bozmadan ilerleyebilmek.<br />
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />
- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?<br />
- 1978 İstanbul doğumluyum. Kültür<br />
Koleji’nde lise eğitimimi tamamladıktan<br />
sonra İstanbul Üniversitesi Mikrobiyoloji<br />
Bölümü’nü bitirdim. Sonrasında<br />
London College of Management’ta<br />
pazarlama eğitimi aldım. En son olarak<br />
da Işık Üniversitesi’nde MBA yaptım.<br />
Mezun olduktan sonra OTACI’da diyet<br />
ve kozmetik ürün müdürü olarak 1 sene<br />
görev aldım. Sonrasında Singer’de pazarlama<br />
uzmanı, ürün müdürü, pazarlama<br />
müdürü, satışve pazarlama müdürü<br />
görevlerinde bulundum. Halen Singer<br />
Türkiye’de genel müdürlük yapmaktayım.<br />
- Singer’in marka açısından konumunu<br />
nasıl tanımlarsınız ve 2018 yılı<br />
için hedefleriniz nelerdir?<br />
- Singer markası jenerik bir marka. Dünyada<br />
koruma altına alınmış 10 markadan<br />
biri. Herkesin hayatına dokunmuş,<br />
hayatın içinden bir marka ve sonuç olarak<br />
da Pazar lideri bir marka. Önümüzdeki<br />
yıllarda ki en büyük hedefimiz, bu<br />
çizgiyi bozmadan ilerleyebilmek.<br />
- Bulunduğunuz sektörlerdetüketici<br />
güveni ve sadakatini sürdürülebilir<br />
bir şekilde sağlayabilmek için nelere<br />
önem gösteriyorsunuz?<br />
- Kaliteden ve hizmetten ödün vermemek,<br />
hatta bu yönlerimizi geliştirmek<br />
bizim için çok önemli. Ürünü satana<br />
kadar verdiğimiz hizmetin ve desteğin<br />
fazlasını satış sonrası veren bir firmayız<br />
diyebilirim. Tecrübeli ve bilgili servis<br />
ağımız ile asla müşterilerimizi madur<br />
etmeden her zaman hizmete hazırız.<br />
Müşteri memnuniyeti bizim için çok<br />
önemli. Tüketicilerimiz için kullanma<br />
kılavuzlarının videolarını çektik, tüm<br />
ürünlerimizin kullanım videoları hem<br />
youtube sayfamızda hemde web sitemizde<br />
mevcut. Makinayı kutudan<br />
çıkartmak ile başlayıp makinanın tüm<br />
özelliklerini izleyebilecekleri detaylı<br />
videolar. Ayrıca youtube kanalımızda<br />
Singer TV açtık, burda haftada bir yeni<br />
bir proje dikimi gösteriliyor. Böylece<br />
“makina alacağım ama ne dikeceğim<br />
bilmiyorum” veya makinam var dikecek<br />
birşey bulamıyorum” gibi düşüncelerde<br />
olan tüketicilerimizede içerik sunuyoruz.<br />
Müşterilerimiz için teknolojiyi de<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /25
Röportaj<br />
kullanarak sürekli yeni projeler, yeni etkinlikler<br />
veya yeni ürünler geliştiriyoruz<br />
diyebiliriz. Bu da yıllardır firmaya olan<br />
bağlılığı dahada kuvvetlendiriyor. Eskiden<br />
anneanne – babanelerin evinde<br />
olan dikiş makinaları artık birçok üniversitede<br />
moda tasarım bölümleriyle<br />
gençlerin veya çalışan bayanların da<br />
evlerinde. Evde basit tadilatlarını yapabilmek<br />
için dikiş makinası satın alan<br />
bir kitle söz konusu. Bizde markamızı<br />
gençleştirecek, müşteri memnuniyetini<br />
ön planda tutan yenilikleri elimizden<br />
geldiğince hayata geçiriyoruz ve buna<br />
devam edeceğiz.<br />
- Singer’in Bir Dilek Tut Derneği ile<br />
birlikte “Singer ile Her Destek, Gerçekleşen<br />
Bir Dilek” projesi hakkında<br />
bilgi alabilir miyiz?<br />
- Dikiş makinesinin mucidi Singer<br />
olarak,biz her zaman hayata dokunanbir<br />
marka olmayı başardık. Sosyal sorumluluk<br />
projelerine büyük değer verdik<br />
ve bu anlayışı kurum kültürümüzün bir<br />
parçası olarak kabul ettik. Dolayısıyla<br />
şimdiye kadar birçok proje geliştirdik<br />
ve gerçekleştirdik. “Singer ile Her Destek,<br />
Gerçekleşen Bir Dilek” projesi de<br />
26 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Singer ile<br />
Her Destek,<br />
Gerçekleşen Bir Dilek<br />
bu yaklaşım ile hayata geçirmek üzere<br />
olduğumuz en son projemiz. Projemiz<br />
için ajansımız Med Partners Reklam ve<br />
Halkla İlişkiler’den gelen öneriler doğrultusunda<br />
ve onlarla birlikte hareket<br />
ettik. Hayati tehlikesi bulunan hastalıklarla<br />
mücadele eden çocukların hayallerini<br />
gerçekleştirmek üzere faaliyetlerde<br />
bulunan Bir Dilek Tut Derneği ile<br />
iletişime geçtik. Daha sonra da projemizin<br />
önemli parçalarından biri olan ve<br />
ülkemizin tanınan isimleri ile görüştük.<br />
Onlardan bizim için özel patch’ler tasarlamalarını<br />
istedik. Tasarlanan patch’leri<br />
ise singer.com.tr adresinden satışa çıkararak,<br />
gelirini Bir Dilek Tut Derneği’ne<br />
aktaracağız.<br />
- Singer bu proje ile kaç çocuğa ulaşmayı<br />
hedefliyor?<br />
- Amacımız çocukların umut, dayanma<br />
gücü ve sevinç duygularını güçlendirmek.<br />
Onların hayallerine yolculuk<br />
etmek. Sihirli ve mutlu anlar yaşatıp,<br />
kalplerinde taşıdıkları dilekleri gerçekleştirmek.<br />
Proje tamamlandığında ne<br />
kadar çocuğumuzun dileğini gerçekleştirirsek<br />
o kadar mutlu olacağız. Sonuçta<br />
hastalıklarla mücadele ederken<br />
onların yanında olmak, moral ve yaşam<br />
enerjisi aşılamak, gerçekleştirmeyi umduğumuz<br />
en önemli hedef.<br />
- Projeyi desteklemek isteyen vatandaşların<br />
ne yapması gerekiyor?<br />
- “Singer ile Her Destek, Gerçekleşen<br />
Bir Dilek” projemiz için Ahu Orakçıoğlu,<br />
Ayşe Kucuroğlu,Oyuncu Ayşe Tolga,<br />
Sanatçı Bengü, Derin Talu, Ezra<br />
& Tuba Çetin kardeşler, Gamze Karaman<br />
Keçeli, Mert Vidinli, Oyuncu Naz<br />
Elmas ve Sunucu Özlem Yıldız gibi tanınmış<br />
isimler birbirinden keyifli patch<br />
tasarımları hazırladılar. Bu patchler şu<br />
anda singer.com.tr adresimizde satışa<br />
çıkmış durumda. Patch’lerin satışından<br />
elde edilen gelir, Bir Dilek Tut<br />
Derneği’ne aktarılacak böylece satın<br />
alan herkes projeye ve çocukların dileklerinin<br />
gerçekleşmesine destek sağlamış<br />
olacak.
Köşe<br />
Kübra Nebioglu / nebioglukubra@gmail.com<br />
( satır<br />
) ayracı<br />
Gen Z...<br />
Daha önce jenerasyonlar ile ilgili birşey yazmayı<br />
düşünmemiştim.Endüstrü 4.0 konusu hayatımıza girmeden<br />
önce yaklaşık beş yıl tüm kongrelerin, sunumların ana<br />
konusu X ve Y jenerasyon farkı olduğundan dolayı konuya<br />
aşırı maruz kaldığımız için ek olarak ben de yazma ihtiyacı<br />
duymamış olabilirim. Fakat geçtiğimiz gün katıldığım 2018<br />
yılı iç iletişim trendlerini konuştuğumuz bir organizasyonda<br />
Gen Z kavramı minik bir ışık yaktı zihnim de. İçerisinde<br />
bulunduğumuz yıllarda Baby Boomer’lar ile Gen Z’ler iş<br />
hayatında aynı anda var olacaklar. Yaklaşık 95 doğumlular<br />
ile başlayan yeni jenerasyon iş hayatına girmeye başlıyor.<br />
Yani önümüzdeki yıllar çok neşeli olacağa benziyor.<br />
Eğenceli, renkli ama aynı zamanda da belirsiz ve biraz da<br />
kaotik. Ben kendi adıma Gen Z’yi biraz tanımak istedim,<br />
öğrendiklerimi de sizlerle paylaşmak.<br />
Yeni nesil, daha az odak olabilmelerine rağmen aynı anda<br />
birçok şey yapabiliyorlar,hızlı geçişler ile verimli çalışmalar<br />
gerçekleştiriyorlar.Bu durum ofislerde iş yapış şeklini<br />
yeniden tanımlayacak diye düşünüyorum.<br />
Gen Z’nin fırsatları değerlendirme, pazarlık yapma<br />
eğitimleri düşük seviyelerde. Zaten alışverilerini fiziki<br />
olarak biryere giderek yapma eğilimleri düşük iken diğer<br />
taraftan “hangi sitede en ucuzu var, bir bakayım indirim<br />
kuponu bulabilecek miyim, dur önce bu ürünle ilgili birkaç<br />
video izleyeyim, abi bana en son kaça olur…” düşünceleri<br />
de muhabbetleri de yok. Eğer bir ürün ve hizmete ihtiyacı<br />
olduğunu düşünüyorsa ve zevklerine hitap ediyorsa alıyor.<br />
İşte bu kadar basit.<br />
Gen Z bağımsızlığın ve özgürlüğün gerçek değerini biliyor.<br />
Çok erken yaşlarda hayata atılıyorlar. Geleneksel eğitimin<br />
yavaşlığı, sabah 8 akşam 6 çalışmanın rutinliği, büyük<br />
yatırımlar beraberinde getirdiği yıllarca bitmeyen borç<br />
ağırlığı pek eğlenceli değil. Biz konuşurken onlar çoktan<br />
yurtdışında iki tane üniversiteyi online olarak tamamlamış,<br />
bu esnada bir tane e-ticaret sitesi kurmuş sonra onu<br />
batırmış, borçlanmış, borçlarını da aynı anda yaptığı<br />
işlerdeki kazancı ile ödemiş, ikinci girişimi için çalışmalara<br />
başlamış olacaklar. Hatta her an yurtdışından gelecek<br />
bir teklifi bekliyorlar. Ya başka bir ülkeye gidecek ya da<br />
bulunduğu yerden global bir firmanın çalışanlarından biri<br />
olacak.<br />
Böylelikle girişimcilik anlayışının farklı bir boyut kazandığını<br />
görmek mümkün. Bağımsız çalışma şekilleri ile ne yapmak<br />
istediğini bilen bir nesil karşılıyor bizi. Tam da bu noktada<br />
tüketim beklentilerinden de bahsedilebilir. Gen Z’nin<br />
marka bağlılığını etkileyen en önemli tutumun sadakat<br />
olduğu rahatlıkla söylenebilir. Eğer sosyal medyada<br />
sevdiğiniz birkaç marka ya dainfluencer takip ediyorsanız,<br />
markaların bu kişilere karşı sadakatlerini ispatlamak için<br />
başvurduğunu yolları görebilirsiniz. Numune dağıtmak,<br />
tanıtım ürün göndermek mazide kaldı, bireysel iletişim hiç<br />
olmadığı kadar sıcak.<br />
Olaya kendi penceremden baktığımda eskiden marka<br />
temsilcilikleri, bloglar, yayınlanmış makaleler ve kitaplar<br />
vardı özgeçmişlerde. Şimdi bir bakmışım karşımda bir<br />
Instagram fenomeni oturuyor. Sosyal medya linkinin<br />
yanında takipçi sayısı yazıyor.<br />
Gen Z ile ilgili halen çok kapsamlı ve verimli araştırmalar<br />
bulunmuyor. Elde edilen veriler daha çok X ve Z<br />
jenerasyonunun karşılaştırılması sonucu sağlanan veriler<br />
denilebilir. Bunlardan elde edilen en belirgin verilerden biri<br />
de; ilk defa “global” olarak adlandırılan X’lerden %25 daha<br />
global bir nesil Gen Z ve daha fazla bilgisayarına, akıllı<br />
telefonuna ve hatta hayatını kolaylaştıran tüm cihazlara<br />
bağlı, bağımlı.<br />
İşte tam bu noktada şirketlerde bir kaos durumu olacak<br />
mı diye merak ediyorum? İnsan Kaynakları’nın yıllarını<br />
vererek geliştirdiği performans değerlendirme sistemlerine,<br />
gelişim planlarına ne olacak? Rol play çalışmalarının<br />
içerikleri nasıl değişecek ve hatta benim fikrim artık<br />
değişsin neden hala 10-15 yıllık senaryolar var. Yetkinlikler<br />
neler olacak, gelişim planları nasıl yapılacak, geribildirim<br />
görüşmelerinin içerikleri nasıl olacak. Mülakatlar konusuna<br />
ise girdiğim zaman çıkamayabilirim. Başka bir yazımın<br />
başlığı olsun.<br />
Sevgiler,<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 29
Kampanyalar<br />
Minik Eller Büyük Hayaller...<br />
QNB Finansbank, gönüllü finansçılarıyla birlikte toplumsal<br />
sosyal sorumluluk platformu ‘’Minik Eller Büyük Hayaller<br />
‘’ ile çocukların hayallerine güç katmaya devam ediyor.<br />
Yönetmenliğini Turgut Akaçık’ın yaptığı bu renkli reklam<br />
filmi, Rabarba imzasını taşıyor. Reklam filminin müziğinin<br />
bestesini ve seslendirmesini ise Nil Karaibrahimgil üstleniyor.<br />
QNB Finansbank’ın reklam yüzü Selma Ergeç’in de<br />
yer aldığı reklam filminde çocukların hiçbir zaman hayallerinden<br />
vazgeçmemesi gerektiği vurgulanıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: QNB Finansbank<br />
Yönetici Kreatif Direktör: Pemra Ataç Açıktan<br />
Kreatif Direktor: Murat Yaylagül<br />
Kreatif Grup Direktörü: Elif Özüdoğru<br />
Kreatif Ekip: Volkan Yanık, Burcu Köken, Ayça Eriş,<br />
Özgür Öztürk,<br />
Müşteri İlişkileri: Pelin Önal, Ceyda Pehlivan,<br />
Özde Gırgırlar<br />
Strateji: Oğuz Savaşan<br />
Prodüksiyon (ekibi): Duygu Demirkoparan<br />
Müşteri: QNB Finansbank, Armağan Engel, Nilgün Hoşgel<br />
Bosum, Zeynep Çakır, Tülin Çırak, Burcu Zorba<br />
Medya Ajansı: People İnitiative, Meral Karabıçak,<br />
Funda Kandemir,<br />
Yönetmen: Turgut Akaçık<br />
Yapım Şirketi: Kala Film<br />
Müzik: Nilin İşleri<br />
Mecra: TV / Internet<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 31
Kampanyalar<br />
Patrona İşçi, İşçiye Patron Burada...<br />
Mavi yaka ve ara kademe pozisyonlara odaklı insan kaynakları<br />
platformu Eleman.net’in dört ayrı reklam filminden<br />
oluşan yeni kampanyası yayına girdi. “Patrona işçi, işçiye<br />
patron burada” temalı kampanya, “Başlarım böyle işe,<br />
KOBİ dostu, lansman ve müşteri memnuniyeti” başlıklı<br />
renkli ve eğlenceli reklam filmlerinden oluşuyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın Başlığı: Patrona işçi, işçiye patron<br />
Reklamveren: Eleman.net<br />
Reklamveren Temsilcisi: Arif Köse<br />
Reklam Ajansı: Tezahürad<br />
Kreatif Direktör:Hakan Aydoğan<br />
Yaratıcı Grup: Murat Can Silen – Müjdat Yıldırım<br />
Müşteri İlişkileri: Sevil Bozbay<br />
Yönetmen: Hakan Kurşun<br />
Görüntü Yönetmeni: Rico<br />
Yapımcı: Fevzi Uludağ<br />
Yapım Koordinatörü: Ali Gündal<br />
Kullanılan Mecralar: TV– Sinema - Radyo – Basın – Outdoor<br />
- İnternet<br />
Kumaşı İyi Olanlar Bilir...<br />
Altınyıldız’ın yeni reklam kampanyasında, markanın bilinen<br />
ve ona yakıştırılan özellikleriyle anımsatılması dikkat çekiyor.<br />
Bu anımsama sadece kumaşın özgün anlatımıyla değil,<br />
daha çok markayı seçen insanlar ve o insanların içinde bulundukları<br />
durumlar üzerinden yapılıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
ReklamınBaşlığı: Kumaşı iyi olanlar bilir<br />
Reklamveren: Altınyıldız, Boyner Grup<br />
Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson<br />
YaratıcıYönetmen: Tuğbay Bilbay, Tayga Soysaltürk<br />
Müşteri İlişkileriGrubu: Fulya Özarı, Ece Özyurt<br />
StratejikPlanlama: Ege Demirtaş, Elif Bozovalı<br />
Ajans Prodüksiyon: Ahmet Bayık, Çağrı Erdoğan,<br />
Zeynep Türkmen<br />
YapımŞirketi: PPR İSTANBUL<br />
Yönetmen: Şenol Altun<br />
32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Mitsubishi L200...<br />
Temsa Motorlu AraçlarMitsubishi L200 için yeni bir<br />
reklam kampanyası başlattı.Reklam filmi, değişen iklim<br />
koşulları dünyanın her yerinde insanları hazırlıksız<br />
yakalaması,ülkemizin degeçtiğimiz yaz aylarında yaşanan<br />
sellerde gördüğümüz üzere bu iklim değişikliklerinde etkilenen<br />
ülkeler arasında yer almasından hareketle hazırlandı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Temsa Motorlu Araçlar<br />
Reklamveren Temsilcileri:Zeynep Özen, Duygu Şentürk,<br />
Hamza Özgören, Ufuk Karadağ<br />
Ajans: Havas Engage<br />
Yaratıcı Ekip: Ahmet Sefer, Sezgin Rızaoğlu, Betül Saykan,<br />
Neslihan Arslan, Benan Aka<br />
Müşteri İlişkileri: Berk Yılmaz<br />
Strateji: Elif Öven<br />
Prodüktör: Sıla Salgın<br />
Yapım Şirketi: Spark Film Collective<br />
Yapımcı: Tamer Üner<br />
Yönetmen: Mehdi Norowzian<br />
Zumosol Bildiğiniz Gibi Değil...<br />
Zumosol’ün “Bildiğiniz gibi değil” isimli yeni dijital reklam<br />
filmi yayına girdi. Filmde, muzip ve eğlenceli bir iletişim<br />
tonuyla rakiplerine gönderme yapan Zumosol’ün, konsantreden<br />
değil, taze sıkılmış ve su katılmamış gerçek<br />
meyve suyu olduğu vurgulanıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Sanset Gıda<br />
Reklamveren Yetkilisi: Gizem Tokgöz<br />
Reklam Ajansı: Kramp<br />
Kampanya Adı: Bildiğiniz gibi değil<br />
Kreatif Direktörler: Serkan Balak, Duygu Burunsuz<br />
Yaratıcı Ekip: Ayberk Çınar, Süleyman Utku Bozkurt, Olcay<br />
Aksel<br />
Müşteri İlişkileri: Müge Bürge, Joel Erikman, Pınar<br />
Özçakır<br />
Stratejik Planlama: Merve Alıcı Göral<br />
Prodüksiyon Şirketi: Hacıyatmaz Film<br />
Yönetmen: Ali Can Zeren<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 33
Kampanyalar<br />
Soğuk Kış Günlerinde Çayınız Hazır...<br />
Doğadan’ın, “soğuk kış günlerinde çayınız hazır” temasıyla<br />
hazırlanan yeni reklam filmi televizyon, sinema ve internet<br />
mecralarında yayınlanıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Coca-Cola Company/Doğadan<br />
Reklamveren Yetkilileri: Aylin Kosova Bilgin, Özlem Hanoğlu,<br />
Ayça Çınar, Didem Geren, Berrak Uytun, Mirey Alkaç<br />
Reklam Ajansı: Concept<br />
Kreatif Direktör: Kerem Özkut<br />
Yaratıcı Grup Başkanları: Umut Dizdar, Sedat Dündar<br />
Yaratıcı Ekip: Serkan Gültekin, Ersel Hıra, Elif Setenci, Badel<br />
Palmer, Kübra Demirkaya, Iris<br />
Marka Grup Direktörü: Yasin Özhan<br />
Marka Ekibi: Çisil Akoğul, Büşra Gülal<br />
Stratejik Planlama: Emre Sezer<br />
Ajans Prodüktörleri: Mert Turan, Hilal Kınalıada<br />
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film<br />
Yönetmen: Burak Günaydın<br />
Kullanılan Mecralar: TV – İnternet - Sinema<br />
Bebek Büyütmek Uzmanlık İster...<br />
Son iletişim kampanyasıyla “Bebek büyütmek uzmanlık ister”<br />
diyen Evolvia’nın yeni dijital reklam filmi yayında.<br />
Bebekler ile anneler için sağlıklı besin ve destek ürünler sunan<br />
Evolvia, çocuk sahibi olduktan sonra düşünüş biçimleri<br />
değişen babaları selamladığı yeni bir reklam filmi yayınladı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Evolvia<br />
Reklamveren Ekibi:Elif Arıman, Abdullah Ömeroğlu<br />
Reklam Ajansı:Havas Digital<br />
Ajans Genel Müdürü: Ceren Çubukçu Akpulat<br />
Kreatif Direktör: Serhan Acar<br />
Yaratıcı Ekip: Umut Karacaoğlu, Murat Hersan<br />
Müşteri İlişkileri: Birol Ecevit, Yasemin Yaylagül, Yiğit Uysal<br />
Sosyal Medya Ekibi: Özge Özdemir, Beyza Demir,<br />
Salih Demirci<br />
Ajans Prodüktörü: Volkan Alkan<br />
Medya Planlama Ajansı: People Initiative<br />
34 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
MAPFRE Sigorta’dan Yeni Reklam...<br />
de tanır. Kötü günde yanınızda olacak sıkı bir dosta ihtiyacınız<br />
varsa, MAPFRE Sigorta, dostun hep yanında”diyen<br />
MAPFRE Sigorta, yeni reklam filmleriyle müşterilerinin<br />
her zaman yanında olduğunu hatırlatıyor.<br />
MAPFRE Sigorta’nın gerçek dostluğu eğlenceli bir şekilde<br />
ele alan reklam filmleri yayınlandı.”İnsan dostunu böyle gün-<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: MAPFRE Sigorta<br />
Reklam Ajansı: BEING/ÇÖZÜM<br />
Reklamveren Yetkilisi: İlker Sırtıkırmızı,<br />
Berkay Saraçoğlu, Işıl Güngör, Zeynep Aktekin<br />
Yaratıcı Ekip: Being Çözüm<br />
Marka Ekibi: Yusuf Ziya Erdönmez, Elif Onat Bozkurt,<br />
Miray Akal<br />
Stratejik Planlama Ekibi: Ahmet O. Yener,<br />
YunuscanHısımcıl<br />
Ajans Yapımcısı : Neslihan Gücüm, Evrim Saraçoğlu,<br />
Dilan Davutoğlu, İrem Akalın<br />
Prodüksiyon Şirketi: Böcek Yapım<br />
Post Prodüksiyon Şirketi :1000 Volt<br />
Yönetmen: Ali Taner Baltacı<br />
Parmak Isırtan Lezzet...<br />
KFC, kampanyanın reklam filminde ise dünyanın en kıskanç<br />
Noel Babasına rol vererek tavuk severleri heyecanlı bir<br />
hikayeye davet ediyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: KFC Türkiye<br />
Reklamverenyetkilileri: Zeliha Şener, DenizTurna, Damla<br />
Günay, Ecem Pekkaya, Figen Korkut<br />
Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB<br />
Yaratıcı Bölüm Başkanı:Gökhan Erol<br />
Yaratıcı Yönetmen: Ertuğ Tuğalan<br />
Yaratıcı Ekip:Buse Şay, Hakan Bıçakçı, Fatma Öcal<br />
Marka Ekibi:Zeynep Kızılcan, Bengi Özkoca<br />
Stratejik Planlama Ekibi:Canan Pehlivanoğlu, Beliz Top<br />
Ajans Prodüktörü:Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek,<br />
Ümit Bak<br />
Prodüksiyon Şirketi: Böcek Yapım<br />
Yönetmen:Engin Erden<br />
Jingle:Ömer Ahunbay<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 35
Kampanyalar<br />
Lumberjack’ten Yeni Reklam...<br />
Dış mekanda çekilen reklam filminde Lumberjack ile kışın<br />
tüm olumsuz hava koşullarına rağmen kendinizi güvende<br />
hissedeceğiniz, her ortama kolayca ayak uydurabileceğiniz<br />
bir ayakkabı bulabileceğiniz görülüyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Veren: FLO<br />
Reklam Veren Temsilcisi: Esin Başder, Elif Köse<br />
Reklam Ajansı: Vietnam 2,0<br />
Müşteri İlişkileri: Ersin Çetinkaya<br />
Ajans Prodüktörü: Tuse Tamer<br />
Yönetmen: Tibet Salıman<br />
Yapımcı: Gamze Yavuz, Yaman Birman<br />
Post Prodüksiyon: ABT<br />
Post Prodüksiyon Koordinatörü: Ozan Altay<br />
Emsan’ın Yeni Reklam Filmi...<br />
Emsan’ın yeni reklam filmi yayına girdi. Murat Yıldırım ve eşi<br />
İmane Elbani’nin rol aldığı reklam filminin yönetmen koltuğuna<br />
Hakan Yonat oturdu. 1 aylık hazırlık sürecinden sonra<br />
çekimi 1 günde gerçekleşen reklam filminde, Emsan’ın mutlu<br />
başlangıçlara eşlik ettiği mesajı vurgulandı..<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Emsan Mutfak Gereçleri<br />
Reklamveren Yetkilisi: Galip Bağcı, Ayşe Akçelik<br />
Reklam Ajansı: Polifoni İstanbul<br />
Prodüksiyon Ekibi: Kala Film<br />
Yönetmen: Hakan Yonat<br />
Post Prodüksiyon: IPD<br />
36 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Yüzde 100 Yerliyiz...<br />
Prodüksiyon: Longwalk Production<br />
Yürütücü Yapımcı: Burak Kolcu<br />
Yönetmen: Can Fakıoğlu<br />
Görüntü Yönetmeni: Burak Barutçu,Hürcan Emre Yılmazer<br />
Reklam Müzikleri: Barlas Erinç<br />
KasapDöner’in yeni kampanyası için hazırladığı reklam filmi<br />
görücüye çıktı. KasapDöner’in arkasındaki 70 yıllık Sarıtaş<br />
Et tecrübesine ve yüzde 100 yerli sermayesine vurgu yapılan<br />
reklam filminin altında önemli isimlerin de imzası yer<br />
alıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Kasap Döner<br />
Reklam Ajansı: 25 Kare / Okan Turhan<br />
Mahall Bomonti İzmir...<br />
Mahall Bomonti İzmir, 1912 senesii tibariyle bira ve gazozfabrikası<br />
olarak faaliyet arzeden 9 adet tarihi binayı<br />
aslına sadık şekilde restore ediyor. Bu alanlar sergi salonu,<br />
müze, tiyatro ve sanat evine dönüşüyor. Cosmic Creativede<br />
Mahall Bomonti İzmir’in bu özelliğini kullanarak bir<br />
kampanyaya imza atmış.<br />
Kampanya Künyesi<br />
ReklamAjansı: Cosmic Creative<br />
YaratıcıYönetmen: Gökhan Akça<br />
ReklamYazarı: Burcu Üngör<br />
Sanat Yönetmeni: KamuranCihan Bahadır<br />
Müşteri İlişkileri: Uğur Nasraddinler<br />
Reklam Proje Koordinatörü: Attila Sezgin<br />
Yönetmen: Nadir Bekar<br />
Yapım Şirketi: Spark Film Collective<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 37
Girls Road T
Gezi<br />
rip; Yunanistan...<br />
3 kız bayram tatilini biraz uzatıp Yunanistan’ a gitmeye karar<br />
verdik. Ulaşım aracı olarak da kendi aracımızı seçtik. Hemen<br />
kaskoya uluslarası sigortayı eklettik, 15 günlük yeşil sigortamızı<br />
yaptırdık ve yola düştük. Cumartesi sabah 5’ te evden çıktık ve<br />
saat 09:30 gibi İpsala sınır kapısına yaklaştık. Sınıra 5 km kala<br />
sıraya girdik ve saat 16:30’ da gümrükten çıktık.<br />
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com<br />
3 kız bayram tatilini biraz uzatıp Yunanistan’<br />
a gitmeye karar verdik. Ulaşım<br />
aracı olarak da kendi aracımızı seçtik.<br />
Hemen kaskoya uluslarası sigortayı eklettik,<br />
15 günlük yeşil sigortamızı yaptırdık<br />
ve yola düştük. Cumartesi sabah<br />
5’ te evden çıktık ve saat 09:30 gibi İpsala<br />
sınır kapısına yaklaştık. Sınıra 5<br />
km kala sıraya girdik ve saat 16:30’ da<br />
gümrükten çıktık. Tam 7 saat gümrükte<br />
bekledik, kabus gibi olması gerekirken<br />
biz mevcut durumu piknikteyiz gibi kurguladık:)<br />
Kızlar, yola çıkmadan önce<br />
termosa çay, kahve yanına da kekler,<br />
börekler, yaprak sarmaları yapmışlar.<br />
En yakın benzincide de duraklayıp,<br />
üzerimize yazlık elbiseleri ve parmak<br />
arası terlikleri giydik mi “piknik mode on”<br />
oldu :) Öyle laylaylom şeklinde gümrük<br />
sırasında beklemeye koyulduk. Bir ara<br />
sırada bekleyen tır şöförü beylerle de<br />
tanışıp sohbet ettik. Sonrasında aracı<br />
tırların pararleline alıp onların gölgelerinden<br />
faydalandık. Yemek yedik, kitap<br />
okuduk sohbet ettik ve nihayet Yunanistan’<br />
agiriş yaptık. Yolculuğumuza da<br />
“Girls Road Trip” adını verdik :)<br />
Tatile çıkmadan önce ilk kalacağımız<br />
ve son kalacağımız yerde otel ayarladık.<br />
Gerisini gittiğimiz yerlerde ayarlarız<br />
diye salladık. Ne zaman nerede kalırız,<br />
kafamıza göre karar veririz dedik. İlk durağımız<br />
Halkidiki’ deki yarım adalardan<br />
biri olan Kassandra. İstanbul - Halkidiki<br />
arası 600 km. Fakat biz Halkidiki’ye<br />
değil, Kassandra’nın en alt kısmındaki<br />
Loutra’ya gideceğiz. Orası da 680 km<br />
civarı. İlk kalacağımız yer ise Loutra.<br />
Gümrükten çıktıktan sonra güzel manzaralı<br />
bir yerlere oturup bir şeyler içip<br />
tatile başladığımız hissine varalım diye<br />
Alexandroupoli yani Dedeağaç’ ta mola<br />
vermeye karar verdik. Orada gidilecek<br />
yerlere çalışmadığımız için hemen Foursquare<br />
açıp, iyi puan alan mekanlara<br />
baktık ve Aya Yorgi Taverna’ yı bulduk.<br />
Dedeağaç’ın merkezinden 15 km uzakta<br />
olan bu mekan deniz seyiyesinden<br />
hafif yüksek bir yer. Mekan son derece<br />
şık ve gösterişli bir yer. Önünde Beach<br />
Club var o da en az mekan kadar albenili<br />
birplaj. Hatta şöyle söyliyeyim,<br />
mekana dibimiz düştü ) Tuvaletler mis<br />
gibi lavanta kokuyor ve klimalı o derece<br />
yani. Gerisini siz düşünün. En önde<br />
güzel manzaralı bir masaya oturup siparişlerimizi<br />
verdik. O manzarada ouzo<br />
içilirdi ama hem araba kullanacağım<br />
hem de yolumuz uzun olduğu için sadece<br />
bira içebildim :)<br />
Tatilde olduğumuz için hiç kastırmadan,<br />
keyifli keyifli oturup, Dedeağaç manzarasının<br />
keyfini çıkardık sonra da Loutra’<br />
ya doğru yola çıktık. Önümüzde 380<br />
km yol var. Bir süre otobandan gittikten<br />
sonra kuş uçmaz kervan geçmez, bozuk<br />
ormanlık yollara girdik. Yollar çok<br />
dar ve bozuk, üstelik hiç aydınlatma<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39
Gezi<br />
da yok. Benim gözler faltaşı gibi açık,<br />
hem navigasyon takip ediyorum hem<br />
de yola bakıyorum çünkü yollar çok virajlı.<br />
Zifiri karanlık yollardan geçip gece<br />
1 gibi Loutra’daki kalacağımız yere vardık.<br />
Kalacağımız yer, balkonlu bir stüdyo<br />
bir daire. Ben o kadar yorulmuşum<br />
ki, duş bile almadan koltukta uyuya kaldım.<br />
Narkoz yemiş gibi sabaha kadar<br />
deliksiz uyudum. Kızlar da odalarındaki<br />
böceği dışarı çıkarmak için epey bir<br />
uğraşmışlar, bakmışlar böcek çıkmıyor,<br />
yatağı duvardan uzaklaştırıp, ışık açık<br />
uyumuşlar :)<br />
Sabah balkonda kahve keyfi yaptıktan<br />
sonra kahvaltı etmek için tekrar dışarı<br />
çıktık. Tabii yine Foursquare’dan yardım<br />
aldık.<br />
Gideceğimiz bölgeye karar verdikten<br />
sonra google maps’e yeri işaretleyip<br />
yola çıktık. Fakat google maps bizi çok<br />
zor durumda bıraktı. Ana yoldan çıkarıp<br />
orman yoluna soktu. Uzun bir süre,<br />
yusuf yusuf şeklinde ağaçların yolu kapattığı,<br />
orman yolundan gittikten sonra<br />
yağmur sularının oluşturduğu kanallardan<br />
geçip kayalık bir bölgeye geldik.<br />
Kayalardan aşağı inmek mesele değil<br />
de eğer orada yol yoksa o kayaları geçip<br />
tekrar aynı yola çıkmak mümkün<br />
40/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Yunanistan’a giriş yaptık.<br />
Yolculuğumuza da<br />
“Girls Road Trip”<br />
adını verdik :)<br />
değil. Birbirimize bakışıp, aç karınına<br />
risk alınmaz deyip, zor bela geri dönüp,<br />
ana yoldan devam ettik. Neticede, aradığımız<br />
yere sağ salim vardık.<br />
Foursquare’den aldığımız yardım sadece<br />
bölge adı (Pefkochori) ama mekanlara<br />
bakmadık. Pefkochori vardıktan<br />
sonra arabayı bir yere park edip,<br />
mekanlara bakınmaya başladık. Çok<br />
az yerde kahvaltı seçeneği olduğu<br />
için mekan seçerken çok zorlanmadık.<br />
Central Cafe adında bir yere oturup,<br />
kahvaltı siparişi verdik. Kahvaltımızı<br />
beklerken, garson kardeşten de plaj<br />
önerilerinizi aldık; Sani Beach, Molos<br />
Beach, Afitos Plage, Lefki Ammos Beach,<br />
Cabana Beach, White Bar, Camping<br />
Paliuri vs. Tüm bunları bir peçeteye<br />
yazıp, çantaya attık.<br />
Kahvaltı demişken, biraz da ondan bahsedeyim.<br />
Ben mantarlı omlet istedim,<br />
ortaya da Greek salad söyledik. Salatanın<br />
içindeki malzemeler inanılmaz,<br />
lezzetli, domates mis gibi kokuyor, içindeki<br />
peynir tam yağlı (rakı mezesi için
Gezi<br />
ideal), zeytinyağı mis kokulu vs. Omlet<br />
ayrı güzel ve hacim olarak fazla. Kahvenin<br />
kokusu ise nefis. Bence kahvaltı<br />
çok iyiyidi. Mutlu mest kahvaltıdan kalkıp<br />
etrafı dolandık biraz.<br />
Meydanın üst tarafında Lemonis Bakery<br />
diye bir pastane gördük. Bahçesi<br />
epey kalabalık olduğu için içeri girip bakınalım<br />
dedik. Aman tanrım, o da ne...<br />
İçeride binbir çeşit pasta var. Sandviçler,<br />
kurabiyeler, rengarenk pastalar.<br />
Kendimi bir an cennette sandım. Yunan<br />
kardeşler bu pastacılık işini çok iyi biliyor<br />
:) Kendimi zor attık dışarı.<br />
Etrafı kolaçan ettikten sonra bir markete<br />
girdik, su alalım diye. Ama buzdolabında<br />
Bacardi Breezer ve Smirnoff Ice’ları<br />
görünce dayanamayıp, onlardan da aldık.<br />
Arabaya gider gitmez araç tipi buzdolabını<br />
çalıştırıp içecekleri içine attık.<br />
Hava sıcak, ısınmasın nevaleler :)<br />
Temel ihtiyaçları giderdikten sonra kendimize<br />
uygun bir plaj bulmak üzere yola<br />
koyulduk. Kassandra bölgesinde lüks<br />
beach club’ların yanısıra, çadırda konaklayıp,<br />
kalabileceğiniz plajlar da var.<br />
Camping Paliouri onlardan biri mesela.<br />
Biz bir kaç plaj dolaştıktan sonra kimsenin<br />
olmadığı biz kumsala serilmeyi<br />
tercih ettik. Bagajdan, kamp sandalyeleri<br />
ve masamızı çıkarıp sahile yerleştirdik<br />
sonra da Akdeniz’in pırıl pırıl<br />
denizine bıraktık kendimizi. Engin mavinin<br />
kıyısında, tüm gün denize girdik,<br />
çekirdek çitledik, güneşlendik, sohbet<br />
ettik. Saat 18:00 gibi kalkıp otele geri<br />
döndük. Duşumuzu aldıktan sonra tekrar<br />
dışarı çıkıp, garson kardeşin önerdiği<br />
yere kahve içmeye gidelim dedik.<br />
Google maps’ten haritaya bakınırken<br />
bir de gördük ki, bizim otelin karşısıymış<br />
meğer, Villa Stasa. Dışardan bakıldığında<br />
sıradan bir kafe gibi görünüyor<br />
ancak içeri girince uçurum kısında kurulmuş<br />
mekanı ayırt ediyorsunuz. Mekanın<br />
balkonları, kayalıkların üzerine<br />
teras şeklinde yapılmış. Kademe kademe<br />
bahçenin, muhteşem bir manzarası<br />
Yunan kardeşler<br />
bu pastacılık<br />
işini çok iyi biliyor :)<br />
var. Kendimize güzel bir masa seçip, siparişlerimizi<br />
verdik ve güneşi bu muhteşem<br />
mekanda uğurladık. Yolunuz Kassandra’<br />
ya düşerse mutlaka uğrayın.<br />
Villa Stasa’da epey oturduktan sonra<br />
etrafı keşfe çıktık. Gördük ki, gezilecek<br />
hiç bir yer yok. Meğerse bizim kaldığımız<br />
yer en sakin yerlerden biriymiş. Hiç<br />
bi numara yok. Emekli yeri. Hayal kırıklığı<br />
ile otele yürürken bir bar gördük ve<br />
ona salça olduk. Bizim haricimizde bir<br />
Alman aile vardı barda, onlarla lafladık<br />
biraz sonra da otele giyip uyuduk. Ertesi<br />
gün ki rotamız Sithonia yarımadası.<br />
Kassandra yarımadası daha çok yazlık<br />
tarzında bir yer. Hele de bizim kaldığımız<br />
yer iyice sayfiye yeriydi. Hayat,<br />
adanın batı tarafında, popüler tüm mekan<br />
ve plajlar orada. Doğusu ise emeklilerin<br />
yazlığı gibi. O yüzden Kassandra<br />
adasını pas geçebilirsiniz. Olmasa da<br />
olur, olacaksa da Polychrono veya Pefkochori’<br />
yi tercih edin, konaklama için.<br />
Ertesi sabah, kahvaltıdan sonra adanın<br />
batı tarafındaki yolu takip ederek Sithonia<br />
yarımadasına doğru yola koyulduk.<br />
Fakat kalacak yer için rezervasyon<br />
yaptırmadığımız için gideceğimiz<br />
nokta belli değil. Kassandra’nın dar<br />
ve bozuk yollarında, deniz manzarasını<br />
seyrede seyrede epey bir yol<br />
aldıktan sonra Yerakini’de kahve molası<br />
verdik. Yerakini de sayfiye bir yer<br />
ve çok güzel plajları var. Uzun süre<br />
moladan sonra tekrar yola koyulduk.<br />
O sırada da nerede kalsak diye tartışıyoruz.<br />
Kampta mı kalsak acaba diye<br />
geyik yaparken iş döndü dolaştı kampa<br />
geldi. Karar, kamp ve biz yol üzerindeki<br />
kampları gezmeye başladık. Tabii onları<br />
bulabilmek için de Google üzerinde<br />
epey arama yaptık. İlk başta Camping<br />
Rea’yı bulup, görmeye gittik. Fakat yer<br />
olmadığı için Camping Mitari’yi görmeye<br />
karar verdik. Camping Rea, çok salaş<br />
bir yer ve zemin toprak. O yüzden<br />
çer çöpün çadıra dolma ihtimali yüksek.<br />
Neyse, gelelim Camping Mitari’ye. Girişteki<br />
görevli son derece gıcık tavrıyla<br />
karşıladı bizi. Daha ilk andan itibaren<br />
sevimsiz enerjiyle karşılaşınca kamp<br />
da sevimsiz geldi. Fazla resmi ve tuvaletleri<br />
pis. Üstelik tuvalet kağıdı ve peçete<br />
de yok. Orayı da beğenmedik ve<br />
rotayı Camping Castello’ya döndürdük.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /41
Gezi<br />
Ama benim kamptan yana umudum<br />
yok bir yandan da otellere bakıyorum.<br />
Camping girişine varıp, ücretleri sorduk;<br />
gayet makul geldi. Fiyat makul ya,<br />
kesin kötüdür dedim. O yüzden de ben<br />
arabada bekleyeyim, siz bakın, beğenirseniz<br />
beni de beğenmiş sayın dedim.<br />
10 dakika sonra kızlar geldi ve beni de<br />
içeri soktu. Ben ilk başta gözlerime<br />
inanamadım tabii; palmiye ağaçlarının<br />
gölgesinde bahçeler,boncuk mavisi bir<br />
deniz ve rengarenk çiçeklerle süslü karavan<br />
parkları. Camping içerisinde market,<br />
wc ve duşlar, çamaşır makinası ve<br />
ütü bulunan bir bölüm ve ayrıca da bulaşık<br />
yıkamak için bölümler var. Üstelik<br />
wc’de tuvalet kağıdı ve peçete de var.<br />
Ortam çok hoşumuza gitti ve hemen giriş<br />
işlemlerimizi yapıp, denize yakın, ön<br />
sıralardan bir yer kiraladık. Arabayı hemen<br />
yerimize parkedip, bikinileri giydik<br />
ve doğru denize :)<br />
Ege’nin, boncuk mavisi, berrak sularında<br />
doya doya yüzüp, güneşlendikten<br />
sonra akşam yemeği için kamp alanımıza<br />
geri döndük. Önce, her zaman<br />
bagajda hazır bulunan kamp malzemelerimizi<br />
aşağı indirdik. Çift kişilik çadı<br />
kurduktan sonra, hava yatağını şişirdik<br />
ve uyku tulumlarını da koyduktan sonra<br />
42 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Arabayı hemen yerimize<br />
parkedip, bikinileri<br />
giydik ve doğru denize :)<br />
uyumaya hazır hale getirdik. Kızlar çadırda<br />
kalacak ben de arabada uyuyacağım.<br />
Araba Suzuki Grand Vitara XL7,<br />
benim için oldukça geniş :) Tabii biz çadırı<br />
kurarken, etraftaki karavancılar bizimle<br />
dalga geçti, “fazla büyük değil mi<br />
o, birbirinizi kaybetmeyin içinde” diye.<br />
Konaklama kısmını hallettikten sonra<br />
sıra geldi yemeğe. Yemek için uğraşmaktan<br />
vazgeçip marketten bir sürü<br />
zeytinayağlı konserve, beyaz peynir ve<br />
Ouzo aldık. Yemekten önce serinlemek<br />
için de bira. Alış verişi bitirdikten sonra<br />
duşumuzu da alıp, masamızı hazırladık.<br />
Bagajda masa ve sandalyelerimiz<br />
de vardı, tabii :) O akşam denize karşı,<br />
müzik eşliğinde, sabaha kadar sohbet<br />
edip, içtik. Çok ama çok eğlendik :)<br />
Camping Castello, hafızamda uzun<br />
süre yer alacak bir konuma geldi. Çok<br />
şık, sevimli bir kamp alanı. Çadır neredeyse<br />
hiç yok ama konaklamanıza<br />
müsade ediyorlar. Size kiraladıkları yer<br />
10x5 metre civarında ve zemin yeşil<br />
renkli, çuval tarzı bir şey ile kaplı. Yolunuz<br />
düşerse, o bölgeye, kesinlikle kalınabilecek<br />
bir yer.<br />
Ertesi sabah kalkıp yine kamp usulü<br />
kahvaltımızı ettikten sonra yeni yerler<br />
keşfetmek için yola çıktık. Adanın etrafını<br />
dolaşıp, hoşumuza giden bir yerde<br />
denize gireceğiz sonra da kalacak yer<br />
bulacağız. Sithonia batı tarafı sahillerinden<br />
doğru yavaş yavaş, manzara izleyerek<br />
yok aldık. Kahve saatimiz gelince<br />
de Porto Koufo’da, Boukadoura diye<br />
bir yerde mola verdik. Boukadoura,<br />
filmlerde ve tatil kataloglarında gördüğümüz<br />
mekanlar gibi, beyaz badanalı,<br />
mavi çerçeveli, her tarafta minik objeler<br />
asılı, süslü, şirin bir mekan. O mekanda<br />
bulunmak bile insanı mutlu ediyor. Çok<br />
şık bir ortam, güleryüzlü, esprili garsonlar,<br />
lezzetli taze yiyecekler, gerçekten<br />
müthiş bir duygu. Uzun uzadıya oturup,<br />
frappe’lerimizi (soğuk ve buzlu kahve)<br />
koyu bir sohbet eşliğinde içerken<br />
aklımıza tatlı geldi. Menüdeki tatlıdan<br />
sipariş etmek istedik ama garson, tatlı<br />
olmadığını söyledi. Yani tatlı şiparişi<br />
almıyorlarmış. Tatlı yiyemeyince bizim<br />
suratlar asıldı tabii. Epey oturup, deniz<br />
zamanını kaçırdığımızı farkedince hesabı<br />
istedik. Hesaptan önce masaya bir<br />
tabak içerisinde 3 çeşit pasta geldi. De-
Church of the<br />
Assumption. Assumption,<br />
Hazreti Meryem’in göğe<br />
kabulü demekmiş.<br />
Gezi<br />
dik, herhalde üzüldüler bize, tatlı verdiler.<br />
Meğerse oralarda adet öyleymiş.<br />
Hesap istenince önce tatlı gelirmiş.<br />
Çok tatlı bir adet değil mi :) Tatlıları da<br />
yedikten sonra, güzel plajlarıyla ünlü<br />
Sarti’ye doğru yola çıktık.<br />
Sarti’ye vardığımızda saat 16:00’ ya<br />
varıyordu. Tatil modunda olduğumuz<br />
için hiç bir şey için acele etmiyoruz.<br />
Arabayı sahil kenarına park edip denize<br />
gireceğiz. Hemen arabanın kapılarını<br />
açıp, havluları sarınıp, havlu altından<br />
bikinileri giyip, denize attık kendimizi.<br />
Yol yorgunluğu atıp, büyük keyifle yüzdük<br />
akşama kadar. Sonra yine aynı<br />
şekil, ıslak mayoları çıkarıp, üzerimize<br />
kuru bir şeyler giyip en yakın kafeye gittik.<br />
Mekanların hepsi çok şık ve sahile<br />
sıra sıra dizili durumda. Menülere baka<br />
baka bir kaçına göz attık. Sonra menüsünde<br />
kalamar, ahtapot, papates vs<br />
olan şık bir yere oturduk. Kocaman, soğuk<br />
biralar eşliğinde yine sohbete daldık.<br />
Akşam olup da güneş batmaya yüz<br />
tutunca, kalacak yer aramız gerektiği<br />
geldi aklımıza. Sahildeki cadde üzerinde<br />
kiralık evlere baka baka yürüdük ve<br />
hoşumuza gidenleri arayıp sorduk. Sahil<br />
üzerindekilerin çoğunluğu doluydu,<br />
boş olanları da biz beğenmedik. Sonra<br />
evi dolu olan bir pansiyoncu abla, bize<br />
arkadaşının evini önerdi. Hemen yan<br />
sokakta bembeyaz duvarları olan, balkonlu<br />
bir ev. Eve çıktık baktık ve çok<br />
hoşumuza gitti. Yerleştikten sonra duşumuzu<br />
alıp, Sarti’nin gece hayatına<br />
bakınmaya çıktık.<br />
Sarti’nin de Türkiye’deki sayfiye yerlerden<br />
bir farkı yok. Gece açılan pazarlar,<br />
hediyelik eşya satan dükkanlar, salaş<br />
restaurant, dondurmacı ve kafeler.<br />
Rengarenk sokaklar, cıvıl cıvıl insanlar.<br />
Biz de tüm kadınlar gibi önce mağazaları<br />
gezdik tabii. Sonra da önümüze çıkan<br />
kiliseyi ziyaret etmeye karar verdik,<br />
Church of the Assumption. Assumption,<br />
Hazreti Meryem’in göğe kabulü<br />
demekmiş. Sarti Kilise’si diye de bilinen<br />
bu kilise, oraya yerleşen mülteciler<br />
tarafından binbir zorluklarla yapılıp, içi<br />
de göç ettikleri yerden getirdikleri kutsal<br />
eşyalarla süslenmiş. Şirin kiliseyi<br />
gezdikten sonra bir yerlere oturup bir<br />
şeyler içelim dedik ve Peponaki Karpouzaki<br />
Bar’a oturduk. Uzun bir süre bira<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /43
Gezi<br />
eşliğinde sohbet edip etrafı izledikten<br />
sonra garsondan gece kulüpleri ile ilgili<br />
bilgi aldık. Sarti’de çok fazla mekan yok<br />
ama bize Club Fact!’i önerdiler. Yürüyerek<br />
kulübe gittik ama hiç ses seda yok.<br />
İçeri girdik baktık ki, 3 – 5 kişi var sadece.<br />
Suratımız asık, çıktık mekandan.<br />
Sonra da dolana dolana gidip uyuduk.<br />
Sarti’de çok şaşalı bir gece hayatı yok.<br />
Genelde kafe ve barlardan ibaret ama<br />
mekanların hepsi çok küçücük, Club<br />
Facts! hariç. Merkez tarafında çok fazla<br />
güzel restaurant da yok, daha çok<br />
fastfood tarzında herşey. Ama en güzel<br />
hediyelik eşyalar oradaymış. Nasıl olsa<br />
diğer yerlerde vardır aynı şeylerden<br />
deyip, Sarti’den bir şey almadık. Sonra<br />
çok pişman olduk. Alış veriş yapacaksanız<br />
doğru adres Sarti. Hem uygun<br />
fiyatlı, hem çeşit çok hem de kaliteli<br />
ürünler.<br />
Ertesi sabah, balkonumuzda kahvaltı<br />
yapmak için hazırlıklara başladık. Ben<br />
bi koşu gidip, Caffe Patisserie “Pantazis”<br />
ten börek aldım. Adamlar, efsane<br />
güzel börek yapıyor. Gerçi vitrindeki<br />
herşey 10 numara 5 yıldız. Yunanistan<br />
44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Tüm gezdiğimiz yerler<br />
arasında ben en çok<br />
Sithonia yarımadasını<br />
beğendim.<br />
da bir tane börek var ama adını bilmiyorum.<br />
Normal tepsi böreği gibi ama içinde<br />
muhallebi var. Üzerine pudra şekeri<br />
ve tarçın döküp yiyiyorsunuz. Laz böreğinin<br />
şerbetsizi. Acayip güzel bir tat. Yemeden<br />
dönmeyin. Omlet, börek, peynir,<br />
zeytin vs ile nefis bir kahvaltı yaptık. Ardından<br />
da kahvemizi için kendimize güzel<br />
bir plaj bulmak için gezmeye çıktık.<br />
Sarti’de 3 tane plaj bulduk. Platanisi Beach,<br />
Platanitsi Wild Beach ve Orange<br />
Beach. Baktık en popüler olan Orange<br />
Beach, oraya gidelim dedik. Orange<br />
Beach minik bir koy ve kıyısı kayalık.<br />
Ama kayalık öyle böyle değil, rende<br />
gibi, yalın ayak basmak pek mümkün<br />
değil. Deniz muhteşem güzel, berrak<br />
ve suyun içi kum. Tabii böyle olunca da<br />
çok kalabalık. Biz hemen kıyıda soyunup,<br />
eşyaları kayanın üzerine bırakıp,<br />
kendimizi denize attık.<br />
Denizden çıktıktan sonra da etrafı keşfe<br />
çktık. Orange Beach, ormanın içinde<br />
bir bölge ve çadır kurmak mümkün<br />
ancak elektrik ve su yok. Bölge de çok<br />
minik ve eski bir kilise de var, Church<br />
Agios Nikolaos. İnternetten, sarti diye<br />
arattırdığımızda, görsellerde, deniz kıyısında<br />
ki kayalara oyulmuş bir deniz<br />
kızı heykeli görmüştük. Sahili dolanıp<br />
onu aramaya koyulduk, epey bir uğraştan<br />
sonra onu bulduk ama hayal kırıklığına<br />
uğradık çünkü tahrip edilmiş.<br />
Büyük bir kısımı kırılmış. Farkettik ki,<br />
heykel, çıplaklar plajının girişinde. Kıyıdan<br />
çıplaklar plajının o tarafa bakarken,<br />
bir yunan tanrısı fiziğine sahip bir<br />
abiyi, havlusunu silkelerken gördük.<br />
Ama abi normal plaja dönük bir şekilde<br />
duruyordu. Aklımıza, allahın bildiğini<br />
kuldan esirgemek olmaz, lafı geldi. Tabii<br />
biz uzun bir süre abinin etkisinden<br />
kurtulamadık. Yunan tanrıları belki de<br />
hala var etrafta :) Bir ara bizde yeltendik,<br />
çıplaklar plajına girmeye ama sonra<br />
vazgeçtik. Onun yerine yukarıdaki,<br />
nefis manzaralı mekana oturup, soğuk<br />
frappe içip, serinlemeyi tercih ettik.<br />
Bol bol yüzüp, serinledikten sonra tekrar<br />
yola koyulduk. Bu sefer rota Athos<br />
yarımadası. Tüm gezdiğimiz yerler<br />
arasında ben en çok Sithonia yarımadasını<br />
beğendim. Coğrafya olarak çok<br />
güzel. Sakin, huzurlu, temiz, yediğiniz<br />
içtiğiniz herşey kaliteli. Tekrar gidecek<br />
olursam ilk rotam Sithonia yarımadası<br />
olacak.Athos’a, Sithonia yarımadasının<br />
doğu tarafından doğru gidip uğramadığımız<br />
yerlere de yolculuk sırasında<br />
uzaktan baktık. Athos ve Sithonia<br />
arasında yollar oldukça virajlı ve bozuk,<br />
o yüzden yol uzun sürüyor. Epey<br />
bir süre gittikten sonra Pyrgadikia’ da<br />
mola verdik.Pyrgadikia’ nın hemen<br />
girişinde, Aigialos Coffee Restaurant<br />
diye bir yer bulduk ve oturduk. Deniz<br />
manzaralı mekanda oturup, keyifli keyifli,<br />
frappe’lerimizi içtik. Burası da sayfiye<br />
bir yer ve bir sürü restaurant var.
Gezi<br />
Hepsinden de nefis kokular yükseliyor.<br />
Yalnız burada sigara alacak bir yer bulamayınca,<br />
garsona sorduk. O da karşı<br />
restaurantı tarif etti. İçeri girip, oturan<br />
hanımlara sigara sordum. Onlar da<br />
henüz aracın gelmediğini, yarım saat<br />
beklemem gerektiğini söylediler. Sigara<br />
satılan yer yok, mekanlar, el altından<br />
sigara satıyorlar. Oldukça garip geldi<br />
bana. Ben de boynu bükük vaziyette<br />
kızların yanına geri döndüm. Birazcık<br />
Aigialos Coffee Restaurant bahsetmek<br />
istiyorum çünkü çok hoş bir yerdi ve<br />
orada geçirdiğim vaktin her saniyesinden<br />
keyif aldım. Mekan oldukça eski,<br />
ahşap, şık masaları ve sandalyeleri<br />
var. Bahçede bir sürü çeşit çiçek, alüminyum<br />
minik saksılar, tavandan aşağıya<br />
sarkıtılmış, cam şamdanlar vs.<br />
bir bütün olarak muhteşem bir mekan.<br />
Eski olmasına rağmen, tuvaletleri çok<br />
temiz, şık ve mis gibi lavanta kokuyor.<br />
Keşke Türkiye’de böyle olsa demeden<br />
edemedim.<br />
Yola çıkarken yanımıza bir sürü şey almıştık;<br />
kuruyemiş, zeytin, ve çekirdeeekkkk.<br />
Manzarayı güzel görünce, dayanamayıp,<br />
çekirdekleri çıkardık masaya.<br />
Bu arada gittiğimiz her plajda çekirdek<br />
Neyse ki bundan sonrası çok<br />
virajlı değil.<br />
Önümüzdeki sayıda<br />
Athos yarımadası<br />
ve<br />
Thasos adası olacak.<br />
çitlemişliğimiz var neredeyse. Çekirdeksiz<br />
yaz mı geçer hem:)<br />
Kahvelerimizi içip o gün ki çekirdek<br />
paketimizi bitirdikten sonra daha fazla<br />
oyalanmadan tekrar yola koyulduk.<br />
Neyse ki bundan sonrası çok virajlı değil.<br />
Önümüzdeki sayıda Athos yarımadası<br />
ve Thasos adası olacak.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /45
Game On<br />
Call of Duty:WW2.<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
İkinci Dünya Savaşı<br />
!944'de çamurlu Avrupa cephelerinde<br />
geleneksel savaşlar.<br />
Hızlı Tempo<br />
Dinamik haritalar ve klasik Call of Duty,<br />
savaş mekanikleriyle hızlı bir oyun temposu.
..<br />
GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />
Silik Bir Hikaye, Alışıldık Çoklu Nazi Zombiler<br />
Oyuncu<br />
Alıştıuğınız CoD Zombi modundan biraz<br />
Sürükleyici ama kısa ve sığ bir hikaye daha gergin bir atmosferde, arkadaşlarınızla<br />
ve çok da yenilikçi olmayan çoklu oyuncu inanılmaz zevkli bir hayatta kalma<br />
tecrübesi.<br />
mücadelesi.
Gameon<br />
Activision’ın ikonik first person savaş<br />
serisindeki yeni oyunu Call of Duty:<br />
WW 2 oyuncularla buluştu. Serinin son<br />
dönemde bilim kurguya fazla kaydığını<br />
ve özünü kaybettiği üzerine yapılan<br />
eleştirileri dinleyen Activision bu yeni<br />
oyunda, insanüstü dış iskeletletleri ve<br />
uzay boşluğunda savaşları bırakıp,<br />
serinin köküne dönmeye karar verdi.<br />
Oyun, hikayesini ve çoklu oyuncu<br />
modlarını İkinci Dünya Savaşının<br />
cephelerine taşıyor. Modern aksiyon<br />
oyunlarındaki hareket kabiliyetinize<br />
sahip olmasanız da 20. yüzyıl cephe<br />
savaşının gerginliği ve haritaların<br />
dinamikliği oyunun hızlı ritmini<br />
kaybetmemesini sağlıyor.<br />
Oyunun bu şekilde köklerine dönmesi,<br />
oyun dünyasında çok iyi karşılanmış<br />
olsa da bir oyun sadece geçtiği<br />
döneme göre değerlendirilemez;<br />
oyunu değerlendirirken birbirinden<br />
tamamen farklı üç modu olduğunu ve<br />
bu modların farklı kitlelere hitap ettiğini<br />
unutmamak gerek.<br />
Oyunun hikayesi, artık Call of<br />
Duty’den beklenir bir şekilde, İkinci<br />
Dünya Savaşında görev yapan bir<br />
askerin unutulabilir, yalın hikayesi.<br />
Activision’ı bu konuda suçlamak zor,<br />
oyuncu kitlesinin çoğu, oyunun da size<br />
başlangıçta teklif ettiği gibi, hikayeyi<br />
Sizin için deneyimleyip<br />
montajladığımız<br />
review videosunu<br />
http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />
adresinden izleyebilirsiniz.<br />
atlayıp çoklu oyuncu modlarına<br />
geçiyor. Er “Red” Daniels’ın 6-7 saatlik<br />
kısa hikayesi sizi oyunun tonuna<br />
hazırlarken, İkinci Dünya Savaşında<br />
görev yapmış bir erden bekleyeceğiniz<br />
türden bir hikaye anlatıyor.<br />
Hikayesi gibi, çoklu oyuncu modları<br />
da Call of Duty’den beklediğiniz<br />
tecrübeyi size sunuyor. Son<br />
oyunlardaki, duvarda yürüme,<br />
insanüstü sıçrama becerilerini<br />
çıkardığınız zaman elinizde kalan<br />
şey nerdeyse tıpatıp aynı, hızlı<br />
tempolu, seviye bazlı savaş. Çabuk<br />
öldüğünüz ama aynı çabuklukla<br />
öldürdüğünüz maçlar, yetenek ve<br />
seviye farklılıkları nedeniyle bazen<br />
rahatsız edici bir hal alabiliyor.<br />
Normalde yeni başladığınızda belirli<br />
bir dezavantajda olduğunuz bu<br />
seviye sistemlerini sevmesem de<br />
CoD: WW2, rakiplerinize yetişmenizi<br />
kolaylaştıracak sistemlerle donatılmış.<br />
Başlangıç seviyelerinde olmak ne<br />
kadar can sıkıcı olsa da yükselmek<br />
hızlı ve dertsiz olduğundan bu sürece<br />
katlanmayı kolaylaştırıyor.<br />
CoD: WW2, eski Call of Duty<br />
oyunlarının özünü yakalamış,<br />
ortalama bir aksiyon savaş oyunu.<br />
48 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gameon<br />
Football Manager 2018 çıktı…<br />
Football Manager 2018, SEGA<br />
ve Sports Interactive tarafından<br />
dünya çapında, dijital olarak ve<br />
mağazalarda satışa sunuluyor.<br />
Bu yıl yapılan en önemli yeni<br />
özellikler ve iyileştirmeler şunlar:<br />
•Yeni Dinamik Sistemi - Uyumlu<br />
bir kadro, sahada daha iyi<br />
sonuçlar verir. Oyuncularınız<br />
arasında - hem sahada hem saha dışında - ortaklıklar kurarak<br />
ve giyinme odası atmosferini iyi koruyarak, kadromuzdan<br />
en iyi performansları alacaksınız.<br />
-Geliştirilmiş Maç Günleri Deneyimi –Yepyeni bir grafik motoru<br />
daha şık bir eşleşme arayüzü ve demirbaşlarınızı hayata<br />
geçiren modern bir sunumun yanında serinin tarihindeki<br />
en iyi aydınlatma, stadyum ve oyuncu modellerini üretir,<br />
- Gerçek Dünya İzleme Sistemi –Dünyanın en büyük kulüpleri<br />
tarafından kullanılan tekniklerin canlı ve gerçekçi bir<br />
temsili, daha geniş kapsamlı izleme seçenekleriyle birlikte<br />
daha ayrıntılı veri analizi de dahil olmak üzere, potansiyel<br />
imzalarla ilgili daha iyi bir genel bakış sunar.<br />
- Spor Bilimi–Yeni Tıp Merkezi size, takımınızın yaralanma<br />
durumuyla ilgili daha kapsamlı bir genel bakış sunar; tıbbi<br />
ekibiniz, bireysel oyuncuların yaralanma riskleri ve eğitime<br />
giren yaralanmalardan nasıl kaçınacağınız konusunda geri<br />
bildirimde bulunur.<br />
- Taktik Revizyonu–Yeniden tasarlanmış bir taktik ekranı,<br />
analizinizi merkeze koyarak, taktik çalışıp çalışmadığınızı<br />
net bir şekilde görmenizi sağlar. Yeni maç öncesi brifing,<br />
yaklaşmakta olan maçlarınıza daha iyi hazırlanmanızı sağlarken,<br />
yeni oyuncu rolleri oyuncularınızın yeteneklerinden<br />
yararlanmak için daha fazla yol sunar.<br />
-Geliştirilmiş Fantasy Draft –Daha uygun ekip bütçesi ve<br />
Hızlı Başlangıç seçeneği de dahil olmak üzere size özel Fantasy<br />
Draft deneyimini yaşatan birkaç yeni kurulum seçeneği<br />
ve akış için mükemmel yeni bir arayüz tasarlandı.<br />
Futbol Zekası –Şişirilmiş aktarma ücretleri ve sözleşme değerlerini<br />
yansıtan gerçekçi bir transfer pazarı, bu başarılı anlaşmayı<br />
sonuçlandırmaya yönelik daha fazla koşul ve oyun<br />
dünyasından içeriğe dayalı bilgileri hesaba katan daha akıllı<br />
transfer ve AI.<br />
LEGO Marvel Super Heroes 2 çıktı...<br />
Bilkom’un PS4 ve Xbox One platformları için satışa sunduğu<br />
“LEGO Marvel Super Heroes 2”, ilk oyunda olduğu gibi bu<br />
kez de Marvel dünyasına eğlenceli bir yolculuk sunuyor. Her<br />
yaştan oyuncu kitlesine hitap eden LEGO Marvel Super Heroes<br />
2’de telepatik kozmonot köpek Cosmo the Spacedog’un<br />
çağrısı ile bir araya gelen Marvel kahramanlarına siz de<br />
katılın ve Hükümdar Kang’ın şeytani planlarını engellemel-<br />
erine yardımcı olun.<br />
Hikayesi LEGO Marvel Super Heroes’un<br />
devamı olarak, ödüllü çizgi roman yazarı<br />
Kurt Busiek tarafından yeniden yazılan<br />
LEGO Marvel Super Heroes 2, oyuncuları<br />
farklı çağlardan sayısız Marvel ortamına<br />
götürerek kozmik bir savaşa sokuyor.<br />
Marvel’ın süper kahramanları bu kez zamanda<br />
yolculuk ederek pek çok farklı<br />
çağdan Marvel şehri ve mekanı çalarak<br />
Chronopolis’i inşa etmeye çalışan Hükümdar<br />
Kang ile savaşıyor.<br />
Telepatik kozmonot köpek Cosmo the<br />
Spacedog’un çağrısına uyarak, Hükümdar<br />
Kang’ın şeytani planlarını engellemek için<br />
bir araya gelen kahramanlar arasında Örümcek Adam, Thor,<br />
Hulk, Demir Adam, Kara Panter, Kaptan Marvel, Doctor<br />
Strange ve Galaksinin Koruyucuları’nın yanı sıra, gelecek<br />
dönemde vizyona girecek bazı filmlerin de karakterlerini<br />
kapsayan 200’den fazla süper kahraman ve süper kötü bulunuyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 49
Kültür - Sanat<br />
Los Vivancos TİM Show Center’da...<br />
‘7 Hermanos’ ve ‘Aeternum’ ile izleyicileri masalsı yolculuklara<br />
çıkaran Los Vivancos ‘Born to Dance’ gösterisi ile<br />
16 Aralık Cumartesi akşamı saat 21:00’de yeniden TİM<br />
Show Center sahnesinde seyirciyle buluşacak.<br />
Okuma yazmayı bile öğrenmeden enstrüman çalmaya<br />
başlayan, aynı kanı taşıyan, flamenko ateşiyle sahneleri<br />
yakan kardeşler 16 Aralık’ta Kültür ve Sanatın Merkezi<br />
TİM Show Center’da olacak. “Eğer şahinin yazgısı göğün<br />
en yükseklerine uçmaksa, bizim yazgımız da birlikte<br />
dans etmek” diyen Los Vivancos ekibi,<br />
çocukluklarından bu yana hep birlikte dans<br />
eden kardeşlerden oluşuyor.<br />
Kardeşlik öykülerini anlattıkları ilk gösterileri<br />
‘7 Hermanos’ ile dünyayı dolaşan ve 30<br />
ülkede milyonlarca kişiye ulaşan Los Vivancos,<br />
ikinci gösterileri ‘Aeternum’ ile sihirli<br />
bir atmosfer sunarak senfonik müzikler ile<br />
izleyicilerine muhteşem bir flamenko şöleni<br />
sundu.<br />
2016 yılında Madrid’te dünya prömiyerini<br />
gerçekleştirdikleri ‘Born to Dance’ gösterisinde<br />
ise Metallica, Deep Purple, Leonard Cohen’in de<br />
içinde olduğu birçok klasikleşmiş şarkıyı, muhteşem<br />
dansları eşliğinde sundu. Born To Dance gösterisinde tapdance,<br />
komedi ve dövüş sanatlarını flamenko ile eşsiz<br />
bir şekilde harmanlayan grup, dünyaca bilinen şarkıların<br />
yanı sıra kendi bestelerini de Joan Martorel ile birlikte<br />
yaptı. Bu eşsiz şarkıların kayıtlarını ise Budapeşte Senfoni<br />
Orkestrası ile gerçekleştirdi.<br />
Yedi Ulak...<br />
İtalyan yazar Dino Buzzati’nin<br />
kendi öykülerinden derlediği<br />
ilk seçkisi Yedi Ulak, Delidolu<br />
Yayınları etiketiyle raflarda yerini<br />
aldı. Yayımlandığı dönemde<br />
büyük beğeniyle karşılanan<br />
kitap, Buzzati’nin mizahi üslubuyla<br />
kaleme aldığıyalın ve<br />
sembollerle örülü öyküleri okurlarla<br />
buluşturuyor.<br />
On dokuz öyküden oluşan Yedi<br />
Ulak, usta İtalyan yazarDino Buzzati’ninkendi öykülerinden<br />
derlediği ilk seçki olma özelliğini taşıyor. Sıradan<br />
olan şeyleri “olağanüstü”ne çevirmekte usta olan Buzzati,<br />
bu çarpıcı eserinde de kendi edebiyatının en tipik<br />
unsurlarını açığa çıkarıyor. Her öyküde yarattığı fantastik<br />
atmosferle zamandan bağımsız bir gerçekçiliğe ulaşan<br />
Dino Buzzati, kendine özgü mizah anlayışıyla insanın<br />
çağlar boyu süregelen ahmaklığına dikkat çekerken,<br />
yaşamı yeniden sorgulama gereği uyandırıyor.<br />
Delidolu Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.<br />
Lüks-Gen...<br />
Nurhan Turan Keeler’ın<br />
Sola Yayınları etiketi ile<br />
yayınlanan yeni romanı<br />
“Lüks-Gen” raflarda yerini<br />
aldı. Felsefeden, seyahatten,<br />
Antik Yunan’dan,<br />
Anadolu’dan, teknolojiden,<br />
sanattan bahseden, yazar<br />
Nurhan Turan Keeler, yeni<br />
kitabında iştah kabartan ve<br />
hayal kurduran lükslerden<br />
bahsederken; bazen lüksün<br />
birisinin gösterdiği küçük ve nazik bir davranış olduğunu<br />
hatırlatıyor, bazen de en büyük lüksün başkalarına<br />
faydalı olmanın yarattığı duygunun altını çiziyor.<br />
“Lüks, farklı bir bilinç seviyesinden gözünüzü kırpmadan<br />
baktığınız ve sizi coşku içinde tutan şeydir.” diyen yazar<br />
kitabında yeni lüksü ele alırken lüksün size ne ifade<br />
ettiğini bulmanıza da yardım ediyor.<br />
50 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kültür - Sanat<br />
Füreya Koral Sergisi açıldı...<br />
Seramik sanatının öncülerinden olan Füreya Koral’ın,<br />
Kale Grubu tarafından hayata geçirilen en kapsamlı retrospektif<br />
sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergi, 18 Ocak<br />
2018 tarihine kadar Akaretler’deki Sıraevler’de ziyarete<br />
açık olacak. Kültürel mirasımızın birçok farklı alanına<br />
destek vermeyi hedefleyen Kale Grubu, 60. kuruluş yıldönümü<br />
kutlamaları kapsamında Füreya Koral’ın en kapsamlı<br />
retrospektif sergisini sanatseverlerle buluşturdu.<br />
Serginin açılışında konuşan Kale Grubu Başkanı Zeynep<br />
Bodur Okyay; “ Kurucumuz ve Onursal Başkanımız<br />
merhum İbrahim Bodur’dan devraldığımız değerlerin ışığında,<br />
köklerimizden aldığımız güç ve ilhamla seramik<br />
ile topraktan başladığımız yolculuğu daha ileriye taşımak<br />
için var gücümüzle çalışıyoruz. Kale Grubu olarak, bugüne<br />
kadar yalnızca üretimi, büyümeyi değil, ürettiğimiz<br />
değerleri toplumla paylaşarak gelişmeyi hedefledik.60’ıncı<br />
kuruluş yıldönümümüzde, Türkiye’yi seramik sanatı ile<br />
tanıştıran öncü ve yenilikçi sanatçımız Füreya Koral’ın,<br />
bugüne kadar yapılmış en kapsamlı retrospektif sergisini<br />
sizlerle buluşturmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.İ<br />
lklerin Kale’si olarak,<br />
Türkiye’nin ilk çağdaş seramik<br />
sanatçılarından<br />
Füreya’yı, aramızdan ayrılışının<br />
20. yılında ‘anmak kadar<br />
anlamak’ ve ‘anlatmak’<br />
serginin çıkış noktası oldu.<br />
Çünkü Füreya, seramik ile<br />
nefes alan, yeniden doğan<br />
ve hayata tutunan ilham verici<br />
bir rol model.Bu sergi ile<br />
Füreya’nın seramik üretimlerine A’dan Z’ye ışık tutmayı<br />
hedefliyoruz. Sergide sanatseverlerle buluşturacağımız<br />
Füreya imzalı Rıfat Usta fincanı, el yapımı defterleri ve<br />
posterlerin geliri de,Kaleseramik Vakfı (KSV) bünyesinde<br />
oluşturulan Füreya Burs Fonu’na aktarılacak. Bu fon ile<br />
sanat eğitimi alan genç kızlarımızın eğitimine destek olacağız.<br />
Sanat ile hayata tutunan Füreya için, ‘sanat hayatın<br />
içinde yaşamalı’ diyen Füreya’ya yaraşır bir şekilde, tam<br />
da yaşamın merkezinde bir sergimiz oldu.<br />
Kuzey Işıkları Kanyon’da...<br />
Kanyon bu yıl misafirlerine Kuzey’in kapılarını açıyor. Her<br />
akşam saat 17.00’den sonra Kanyon’da Kuzey Işıklarının<br />
masalsı gösterisine şahit olacaksınız. 1-21 Aralık boyunca<br />
Kanyon etkinlik alanında yer alacak dev iglo içindeki kış<br />
bahçesinde hygge felsefesinden yola çıkılarak oluşturulan<br />
ev sıcaklığı hissedilecek. Her gün bir etkinliğin düzenleneceği<br />
kış bahçesinde akustik konserler, kış temalı workshoplar,<br />
konuşmalar, oyunlar ve trivialar gerçekleşecek.<br />
2018’i beklerken sevdiklerine farklı hediye alternatif arayanları<br />
buluşturan “Yılbaşı Hediye Pazarı”ndan Triva akşamlarına,<br />
akustik müzik günlerinden çocuklar ve yetişkinler<br />
için workshop etkinliklerine, kitap günlerinden ofis<br />
yogasına kadar pek çok farklı seçenek Kanyon misafirlerini<br />
karşılayacak. Aralık sonuna kadar devam edecek<br />
olan birbirinden güzel etkinlikler Kanyon Büyük Yılbaşı<br />
Konseri’nde Arrival UK- The Hits Of ABBA ’nın sahne almasıyla<br />
harika bir final yapacak.<br />
Eskimoların Buz Evleri Iglolar Kanyon’da<br />
Kuzey denilince akla kar, buz ve buzdan evler gelir. Eskimoların<br />
buz evleri iglolar Kanyon’da sizi bekliyor. Etkinlik<br />
alanında konumlandırılacak dev igloda Trivia Akşamları,<br />
monopoly ve tombala günleri, akustik müzik keyfi, eğlenceli<br />
workshoplar, kış sohbetleri ve daha fazlası Kanyon<br />
misafirlerine unutulmaz bir Aralık ayı yaşatacak.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /51