05.12.2017 Views

marketing europe & anatolia Sayı: 069

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Tarih: Aralık 2017 <strong>Sayı</strong>: 69<br />

retorik<br />

Gerçekler yerine<br />

anlık gereklilikler...<br />

kelebeğin fırtınası<br />

Züğürde para, sıvacıya mala...<br />

satır ayracı<br />

Gen Z...<br />

Yeni Yıl Kutlu<br />

Olsun...


İçindekiler<br />

<strong>Sayı</strong>: 69 Tarih: Aralık 2017<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

Eksantrik Film Prodüksiyon<br />

P.K.: 112 34725 Fenerbahçe- İstanbul - Tr.<br />

Genel Yayın Yönetmeni ve<br />

Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />

Elvin Ekşioğlu<br />

e-mail: elvineksioglu@gmail.com<br />

Haber ve Fotoğraflar<br />

Agency Europe & Anatolia<br />

http://aea.eksantrik.com<br />

aeanews@gmail.com<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Nurgül Eryıldır Günay<br />

Ali Erdem Ekşioğlu<br />

Seval Duban<br />

Kübra Nebioğlu<br />

Yusuf Yener Günay<br />

Danışman<br />

Abdullah Ekşioğlu<br />

İlan Rezervasyon<br />

Ayşe Yılmaz<br />

Yayın Türü<br />

Süreli Yayın<br />

<strong>marketing</strong><br />

<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Yönetim Yeri<br />

Agency Europe & Anatolia<br />

e-mail: meadergi@gmail.com<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Agency Europe & Anatolia tarafından<br />

Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />

Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir<br />

bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />

çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />

Tüm ilanların sorumluluğu firmalara,<br />

makalelerdeki görüşler ve hukuki<br />

sorumluluk yazarlara aittir.<br />

Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />

hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />

http://www.meadergi.com<br />

mobil: http://m.meadergi.com<br />

http://www.facebook.com/meadergi<br />

instagram: meadergi<br />

https://twitter.com/meadergi<br />

Kısa Kısa 04 - 07<br />

Teknoloji 10 - 11<br />

retorik 13<br />

Medya Dünyası 14 - 15<br />

Röportaj 16 - 18<br />

kelebeğin fırtanası 21<br />

Reklam dünyası 22 - 23<br />

Röportaj 24 - 26<br />

satır ayracı 29<br />

Kampanyalar 31 - 37<br />

Gezi 38 - 45<br />

Game On 46 - 49<br />

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />

Kültür Sanat 50 - 51<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1


Köşe<br />

Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />

( editörden<br />

)<br />

İstikrarlı ve Huzurlu Yeni Yıllar olsun...<br />

Merhaba,<br />

Yılın son ayı Aralık geldi çattı. Reklamcı arkdaşlardan 2017 yılı değerlendirmeleri<br />

ve 2018 yılı öngörülerini yazmalarını istedim. Ocak 2018 sayımızda bu çok değerli<br />

görüşlere yer vereceğim.<br />

Her yıl olduğu gibi bu yıl da kampanyalar özel sayımızın hazırlıkları sürüyor.<br />

Reklam vermek isteyen arkadaşlar 25 Aralık tarihine kadar bize ulaşabilirler. Türkiye<br />

reklamcılık tarihinde çok önemli bir yer alan kampanyalar özel sayımızda her yıl<br />

olduğu gibi bu yıl da 2017 yılı kampanya künyelerini toplu halde okuyabilir, digital<br />

kütüphanenizde arşivleyebilirsiniz.<br />

Dergimizin okuma, görüntülenme sayılarını her sayımızda vermekten gurur<br />

duyuyorum. Çünkü Türkiye'nin en çok okunan <strong>marketing</strong> dergisi olmaktan çok<br />

mutluyum. Dergimizin okunma sayısı aylık 10.000 kişiye ulaştı :)<br />

Mutluyuz, gururluyuz :)<br />

Medya takip kuruluşlarının izleme ve ölçme değerlendirme verilerine göre<br />

sayfalarımızın değeri her geçen gün artıyor :)<br />

markteing <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>'nın bu günlere gelmesinde emeği geçen tüm ekip<br />

arkadaşlarıma, röportaj, yazı, haber isteklerimize olumlu cevap veren tüm kişi ve<br />

kuruluşlara teşekkürler.<br />

2018 Yılının tüm Türkiye'ye huzur, güven, istikrar getirmesi dileğiyle,<br />

Sevgiler,<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3


Kısa Kısa<br />

İnovasyon ve Girişimcilik Haftası...<br />

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) bu yıl altıncısını<br />

düzenleyeceği Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası,<br />

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde 6-9<br />

Aralık tarihleri arasında ICC-İstanbul Kongre Merkezi’nde<br />

gerçekleştirilecek.<br />

Bitcoin Vakfı’nın kurucu direktörü Jon Matonis, sanal<br />

paranın geldiği noktayı ve para kavramının geleceğini anlatacak.<br />

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ekonomi Bakanlığı<br />

koordinasyonunda 2012 yılından bu yana düzenlediği<br />

Türkiye İnovasyon Haftası, bu yıl girişimcilik ruhunu da<br />

kapsıyor. Yeni adıyla Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik<br />

Haftası olarak düzenlenecek etkinlik, TİM Başkanı Mehmet<br />

Büyükekşi’nin ev sahipliğinde 6-9 Aralık tarihleri arasında<br />

ICC-İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.<br />

Türkiye’de inovasyon kültürünün yaygınlaşmasında büyük<br />

rol oynayan etkinlikte, dört gün boyunca yerli ve yabancı<br />

201 konuk, 19 konferans ile 36 panelde konuşma yapacak.<br />

Bitcoin Vakfı’nın kurucu direktörü Jon Matonis, sanal<br />

paranın geldiği noktayı<br />

ve para kavramının<br />

geleceğini anlatacak.<br />

Kağıt paralar yok mu<br />

olacak?<br />

Teknolojiyle birlikte geleneksel<br />

araçlar, yöntemler<br />

değişiyor. Bu<br />

değişime ödeme yöntemleri<br />

ve para birimleri<br />

de katıldı ve sanal<br />

para artık hayatımızda.<br />

Sanal para birimlerinin ortaya çıkması finansal alanda bir<br />

çok yeniliğin ve fırsatın kapısını araladı. Bunun yanında<br />

ortaya çıkan tehditler ve güvenlik zaafları da meydana geldi.<br />

Bitcoin Vakfı’nın kurucu üyelerinden Jon Matonis, sanal<br />

paranın geldiği noktayı, fırsatları ve tehditleri, paranın<br />

geleceğini Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası’nda<br />

anlatacak.<br />

Inova Awards 2017...<br />

Beslenme ve sağlıklı yaşam alanında bilimsel bilginin<br />

iletişimi için Türkiye’nin ilk dijital bilimsel bilgi platformu Bilim<br />

Bunu Konuşuyor projesini hayata geçiren Sabri Ülker<br />

Vakfı, sosyal medya ve dijital uygulamaların Oscar’ı olarak<br />

sayılan Inova Awards 2017’de gümüş ödüle layık görüldü.<br />

Sabri Ülker Vakfı, en kapsamlı ve interaktif kurumsal web<br />

sitelerine ve dijital projelerine verilen Mercomm Inova<br />

Awards 2017’de “kâr amacı gütmeyen kuruluşlar” kategorisinde<br />

gümüş ödülün sahibi oldu. Sosyal medya ve<br />

dijital uygulamaların Oscar’ı olarak sayılan Inova Awards<br />

2017’de dereceye giren Sabri Ülker Vakfı, kurulduğu 2009<br />

yılından bugüne toplumun gıda, beslenme ve sağlıklı<br />

yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak, topluma<br />

bu konulardaki en doğru bilgiyi aktarmak ve bir referans<br />

noktası olmak hedefiyle çalışmalar yürütüyor. Ulusal<br />

ve uluslararası düzeyde pek çok bilimsel çalışmaya da<br />

destek veren Vakıf, sabriulkerfoundation.org/tr adresindeki<br />

web sitesinde yürüttüğü projelerle ilgili bilgilerin yanı sıra<br />

sağlık ve beslenme alanında bilimsel araştırmalar ışığında<br />

hazırlanan haberleri ve vakıf yayınlarını da kamuoyuyla<br />

paylaşıyor.<br />

4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kısa Kısa<br />

Avrupa’da Dijital Reklamcılık...<br />

IAB Avrupa AdEx Benchmark<br />

Raporu’na göre Avrupa’da Dijital<br />

Reklamcılık Mobil ve Video alanlarının<br />

önemli katkısıyla büyümeye devam<br />

ediyor.<br />

IAB Avrupa’nın IHS Markit işbirliğiyle<br />

hazırladığı AdEx Benchmark 2017 ilk<br />

yarı raporu yayınlandı. Rapor, Avrupa<br />

dijital reklam pazarı değerinin 2017’nin ilk 6 ayında bir önceki<br />

yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 büyüyerek 20,2 milyar<br />

Euro’dan 22,2 milyar Euro’ya ulaştığını ortaya koyuyor. Rapora<br />

göre dijital reklam yatırımlarındaki büyümenin neredeyse<br />

tamamı mobilden geliyor. Veriler mobil displayin yüzde 45,9<br />

büyürken, masaüstü displayin yüzde 1,4 küçüldüğünü; yüzde<br />

12,8 büyüyen arama motoru reklamcılığının yanında mobilin<br />

yüzde 41,4 büyüyerek 7 milyar Euro’ya ulaştığını ve diğer tüm<br />

formatları geride bıraktığını gösteriyor. Öte yandan online videonun,<br />

non-video displaye göre 3,2 kat fazla büyüyerek 1,7 milyar<br />

Euro’ya ulaştığı, toplam displayin yüzde 20’si olduğu ve dijitalin<br />

diğer medya yatırımları arasındaki öneminin arttığı görülüyor.<br />

IAB Avrupa ve IHS Markit tarafından yayınlanan son Programatik<br />

Pazar Büyüklüğü Raporu’nda da yer alan video, yüzde 155<br />

büyüyen Programatik Satın Alma içinde önemli bir yere sahip.<br />

AdEx Benchmark yarı yıl raporu display reklamcılığın yüzde<br />

13,1 büyüyerek yüzde 12,8 büyüyen ‘search’ü geride bıraktığını;<br />

ancak displayin 8 milyar Euro’luk hacmiyle toplam online<br />

reklamcılığın yüzde 37’sini alırken, arama motoru reklamcılığının<br />

toplamın yüzde 48’ini aldığını ortaya koyuyor. Bölgelere göre<br />

değişiklik gösteren display Orta ve Doğu Avrupa’da yüzde 16;<br />

Batı Avrupa’da yüzde 12,6 büyüyor. CEE bölgesi genel olarak<br />

dijital yatırımlarda yüzde 15,9 büyürken, daha olgun bir pazar<br />

olan Batı Avrupa’nın büyüme oranı yüzde 10,9 seviyesinde<br />

gerçekleşiyor.<br />

IAB Avrupa CEO’su Townsend Feehan Raporu “Tüketicilerin<br />

mobile kaymasıyla pazarlamacıların da hedef kitleleriyle mobil<br />

cihazlar üzerinden buluştuğunu görüyoruz. Geldiğimiz noktada<br />

markalar mobilin potansiyelini de keşfederek online videoya<br />

yatırımı artırdılar” şeklinde yorumladı.<br />

IHS Markit Yönetim Kurulu üyesi Daniel Knapp ise “Avrupa’nın<br />

istikrarlı makroekonomik ortamlarında reklam yatırımları büyümeye<br />

devam ediyor. Raporun yansıttığı gibi bazı ülkelerdeki<br />

belirsizlik dahi bu büyümeyi engellememiş. Avrupa dijital pazarı<br />

2012’den beri her sene yüzde 11,5 ila 13,1 aralığında büyüyor.<br />

Raporun bir başka önemli çıktısı ise, dijital reklamın platform<br />

değiştirdiği ve artık post-masaüstü döneme girdiğimizdir” diyerek<br />

görüşlerini paylaştı.<br />

İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü...<br />

Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı adına Koç Üniversitesi’nde kurulan<br />

‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma<br />

UNESCO Kürsüsü’ nezdinde oluşturulan Prof. Dr. Çiğdem<br />

Kağıtçıbaşı ‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’ için başvuru<br />

süreci başladı. Bu yıl ikincisi verilecek olan‘İnsan Gelişimi<br />

Araştırma Ödülü’nün son başvuru tarihi ise 15 Ocak 2018<br />

olarak belirlendi.<br />

Koç Üniversitesi’nde, Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı adına kurulan<br />

ve‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma<br />

UNESCO Kürsüsü’ nezdinde oluşturulan Prof. Dr. Çiğdem<br />

Kağıtçıbaşı ‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’ başvuruları<br />

başladı. Sürdürülebilir kalkınmada büyük önem taşıyan insan<br />

gelişimini ve esenliğini desteklemeye yönelik araştırma ödülüne<br />

başvurular 15 Ocak 2018 tarihinde son bulacak.<br />

‘İnsan Gelişimi Araştırma Ödülü’, Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı<br />

tarafından Türkiye’de insan esenliğine yönelik uygulamalı insan<br />

bilimine katkı sağlayan bir araştırma ödülü olup, ödüle<br />

40 yaşını aşmamış Türk vatandaşları ve doktora derecesine<br />

sahip ya da tez aşamasında doktora öğrencisi olma kriterlerine<br />

uyan adaylar başvurabiliyor.Ödülü almaya hak kazanan<br />

araştırma sahibine 25 bin TL para ödülüde verilecek. Ödül,<br />

26 Şubat 2018 tarihinde<br />

düzenlenecek bir törenle<br />

takdim edilecek.<br />

UNESCO Kürsüsü<br />

nezdindeverilen ‘İnsan<br />

Gelişimi Araştırma<br />

Ödülü’, öncelikle psikoloji<br />

alanında insan gelişimini<br />

ya da genel olarak insan<br />

esenliğini desteklemeye yönelik uygulamalı ya da uygulamalara<br />

ışık tutabilecek bilimsel araştırma projeleriyle, sosyoloji<br />

ve eğitim bilimleri gibi diğer davranış bilimlerindeki benzer<br />

projelere verilecek. Değerlendirmeler, hem projenin değeri,<br />

hem de adayın bilimsel yetkinliği göz önünde bulundurularak<br />

yapılacak. Adayların Türkçe ve İngilizce olarak başvuru<br />

yapabileceği ödül programında, ayrıntılı bilgi ve başvuru formu<br />

https://kockam.ku.edu.tr/tr sitesinden temin edilebilecek.<br />

Hazırlanan başvuru belgeleri PDF formatında unescochair@<br />

ku.edu.tr adresine gönderilebilecek. ‘İnsan Gelişimi Araştırma<br />

Ödülü’hakkında detaylı bilgi için: https://kockam.ku.edu.tr/tr<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5


Kısa Kısa<br />

Ofisten Mutfağa…<br />

Şirket çalışanlarından oluşan ekiplerin yarışacağı eğlenceli<br />

yemek yarışması “Ofisten Mutfağa” başlıyor.<br />

Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan ve iş dünyasındaki<br />

rekabeti yemek keyfine dönüştüren “Ofisten Mutfağa”<br />

yarışmasıiçin başvurular, 20 Ocak 2018 tarihine kadar<br />

basvuru@ofistenmutfaga.com adresinden yapılabilecek.<br />

İş dünyasının profesyonelleri, “Ofisten Mutfağa” ile mutfak<br />

mesaisine başlıyor. Türkiye’de şirket içi iletişime yeni<br />

bir boyut kazandıran“Ofisten Mutfağa” yarışması, çalışan<br />

motivasyonunu artırmayı, yaratıcı bir rekabet ortamında<br />

eğlenmeyi ve takım ruhunu yükseltmeyi hedefleyen tüm<br />

şirketlerin katılımına açık…<br />

Bu yıl, yaratıcılık yarışacak<br />

Katılan firmaların oluşturduğu ekipler arasındaki<br />

yarışmalar, 5-6-7-19-20 ve 21 ŞubattarihlerindeZorlu<br />

Eataly Mutfak Atölyesi’nde gerçekleşecek. Her eleme<br />

turunda dört şirketin yarışacağı “Ofisten Mutfağa”<br />

yarışmasında; şirket ekiplerine verilen sürpriz bir kutudan<br />

çıkan malzemelerle yarışmacılarbaşlangıç, ana yemek<br />

ve tatlıdanoluşan menülerini hazırlayarak rakipleriyle<br />

yarışacaklar.<br />

Jüri tarafından belirlenen puanlama kriterlerine göre<br />

hazırlanacak puanlama sistemi üzerinden yarışma boyunca<br />

en yüksek puanı alan 4 şirket, 27 Şubat 2018 tarihinde<br />

gerçekleşecek finalde yarışmaya hak kazanacaklar. Finalde<br />

yarışan ekipler ise 2 Mart 2018tarihinde gerçekleşecek<br />

törende ödüllendirini alacaklar.<br />

Yarışmanın moderatörlüğünü, ünlü radyo-TV program<br />

yapımcısı ve sunucusu Mert Ruscuklu yapacak.<br />

Atama...<br />

Cem Sezer, Huawei Orta Asya<br />

ve Kafkasya Bölgesi Pazarlama<br />

Direktörlüğü görevine<br />

getirildi. 2014 yılından bu<br />

yana Huawei Türkiye Pazarlama<br />

Direktörü olarak görev<br />

yapan Sezer, Huawei’in Orta<br />

Asya ve Kafkasya Bölgesi’nin<br />

operasyonlarının yürütülmesinden<br />

sorumlu olacak.<br />

2004 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik<br />

Bölümü’nden mezun olan Cem Sezer, 2013 yılında<br />

Koç Üniversitesi Executive MBA öğrenimini tamamladı.<br />

Çalışma hayatına 2005 yılından Samsung Electronics<br />

bünyesinde başlayan ve pazarlama departmanı<br />

içerisinde sırasıyla Pazarlama Uzmanı ve Pazarlama<br />

Müdür Yardımcılığı pozisyonlarında görev yapan Sezer,<br />

2009 yılında markanın Mobil Ürünlerinden Sorumlu<br />

Pazarlama Müdürlüğüne getirildi. 2013 yılında Yandex<br />

Türkiye’de CMO olarak görev yaptı.<br />

Atama...<br />

Aslı Yaşasın Öztap, Boyner Grup şirketlerinden<br />

Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş.<br />

yönetici kadrosuna E-Ticaret Genel Müdür<br />

Yardımcısı olarak katıldı. Bilgi Üniversitesi<br />

Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu<br />

Öztap, aynı üniversitede İşletme yüksek<br />

lisansını tamamladıktan sonra, California<br />

Üniversitesi Irvine’da Dijital Pazarlama programına katıldı. Çalışma<br />

hayatına 2005 yılında Kariyer.net’te başladı. Kariyerinin<br />

ilk 5 senesi Hürriyet.com.tr, Fikrimuhim.com gibi web tabanlı<br />

projelerde yöneticilik yaptı.<br />

2010 yılında Türkiye’nin ilk ev, yaşam ve dekorasyon alışveriş<br />

sitesi Evmanya.com’u kuran Öztap, Mart 2012 itibariyle Doğan<br />

Online bünyesine katılan Evmanya.com’un CEO’luk görevini<br />

2016 Eylül ayına kadar yürüttü. Öztap, Evmanya.com’daki 6<br />

yıllık deneyiminin ardından, 2016-2017 döneminde Trendyol,<br />

Vivense, Simit Sarayı, Yataş gibi şirketlere dijital dönüşüm, süreç<br />

geliştirme gibi alanlarda danışmanlık verdi. Öztap, Kasım<br />

2017’de Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş. ekibine e-ticaret Genel<br />

Müdür Yardımcısı olarak katıldı.<br />

Öztap, ayrıca Kurucu Üyesi olduğu Elektronik Ticaret İşletmecileri<br />

Derneği ETİD’in Yönetim Kurulu Üyeliği’ni de yapmaktadır.<br />

6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kısa Kısa<br />

Liderlik Zirvesi...<br />

Türkiye’nin ISO 9001 Kalite Belgesi’ne sahip ilk ve<br />

tek öğrenci kulübü olan İstanbul Üniversitesi İşletme<br />

Fakültesi İşletme Kulübü’nün gelenekselleşen ve en<br />

çok katılımcıyla gerçekleşen organizasyonlarından<br />

biri olan Liderlik Zirvesi bu sene 5-6 Aralık tarihlerinde<br />

olmak üzere iki gün boyunca birbirinden değerli<br />

konuşmacılara, ürün sponsonlarına ve katılımcılara ev<br />

sahipliği yapacak.<br />

İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü İşletme Fakül-<br />

tesi Oditoryumu’nda Sevinç SATIROĞLU ve Cüneyt<br />

TOROS’un moderatörlüğünde gerçekleşecek olan Liderlik<br />

Zirvesi’17 bu sene ; Oğuzhan CANIM, Hakan<br />

BAŞ, C.Müjdat ALTAY, Erdil YAŞAROĞLU, Can<br />

YILMAZ,Candaş Tolga IŞIK,Cem DAVRAN,Zafer<br />

ALGÖZ,Cansen BAŞARAN SYMES, NeyranBAHAD-<br />

IRLI , Nevzat AYDIN, Kıvanç&Burak, Begümhan DOĞAN<br />

FARALYALI, Irmak KAZUK, İhsan BAYÜLKEN, Emek<br />

EGE, Ozanser UĞURLU gibi değerli isimleri ağırlıyor<br />

olacak. PapaJohn’sPizza ,GloriaJeans,Nescafe,N11.com<br />

, Nestle , Çaykur,Dimes,VenüsGıda,Cosmed,PierreCard<br />

in , Tadelle , Monolab, Rebul,YvesRocher gibi markaların<br />

ürün sponsoru olarak katılacağı Liderlik Zirvesi’17, sizleri<br />

sadece değerli konuşmacıları ile değil aynı zamanda renkli<br />

bir fuaye alanı ile de bekliyor,<br />

Liderlik Zirvesi bu yıl 40’ı aşkın firma ile 2 günde toplam<br />

2.500 öğrenciyi birbirinden değerleri isim ile buluşturmayı<br />

hedefliyor. Alanlarında zirvede olan firmaların yöneticilerini<br />

ve tecrübelerini dinlerken kendi kariyer yolunda yapman<br />

gerekenleri öğrenebilirsin.<br />

Roche Türkiye’nin<br />

iletişim Cohn&Wolfe<br />

İstanbul’a emanet...<br />

Türkiye’deki faaliyetlerine<br />

1991 yılında başlayan<br />

Roche Diagnostik,<br />

biyokimya, hormon gibi<br />

rutin laboratuvar çalışma<br />

alanlarıyla birlikte,<br />

moleküler, genetik ve<br />

patoloji gibi özelleşmiş alanları da kapsayan, geniş çözüm<br />

çeşitliliğine sahip bir in vitro diagnostik şirketi olarak<br />

hizmet veriyor.<br />

2001 yılından beri iletişim sektöründe 100’den fazla<br />

saygın markaya hizmet vermiş olan, WPP Grup’un<br />

PR şirketlerinden Cohn&Wolfe İstanbul, Roche Diagnostik<br />

Türkiyeile iş birliklerine bir yenisini daha ekliyor.<br />

Cohn&Wolfe İstanbul, yenilikçi vizyonu çerçevesinde<br />

Roche Diagnostik Türkiye’nin iletişim stratejisinin oluşturulmasına,<br />

planlanmasınave uygulanmasına yön verecek.<br />

Meizu, F5 İletişim<br />

Yönetimi’ni Seçti...<br />

Meizu, stratejik iletişimçalışmaları için F5 İletişim<br />

Yönetimi’yle anlaştı. 2006 yılında girdiği akıllı telefon<br />

pazarında dünyadaki 11. büyük akıllı telefon üreticisi<br />

konumuna gelen marka,küresel pazarda 30’un üzerinde<br />

ülkede faaliyet gösteriyor.<br />

Meizu’nun iletişim çalışmalarını yürütecek olan F5 İletişim<br />

Yönetimi’nin mevcut iş ortakları arasındaKaspersky<br />

Lab, Kingston Technology, SAS, Giochi Preziosi, Hitachi<br />

Vantara, Lely, TmaxSoft, Eczacıbaşı-Lincoln Electric<br />

Askaynak, KOBIL, HyperX, Askaynak Automotion,<br />

Blesh, Armut.com, Toptalent.co, Digital Planet, Türkiye<br />

Bilişim Vakfı, TELKODER gibi önemli markalar yer<br />

alıyor.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7


Teknoloji<br />

Renk Körlüğüne Özel Uygulama...<br />

Samsung Electronics bugün tüm QLED TV’ler ile uyumlu<br />

SeeColors uygulamasını duyurdu. SeeColors uygulaması,<br />

renk körlüğü rahatsızlığı bulunan kişilerin kendi göz<br />

kusurlarına tanı koymalarına yardımcı oluyor. %100<br />

renk yoğunluğu sunan QLED TV’ler bu kişisel tanılama<br />

sonuçlarına göre ekrandaki renk ayarlarını düzenleyerek<br />

renk körlüğü sorunu bulunan izleyicilerin gerçek renklerle<br />

seyir keyfi yaşamasını sağlıyor. Samsung Electronics<br />

Görsel Teknolojilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı<br />

Hteongnam Kim, “Samsung olarak insanların günlük<br />

yaşamını teknoloji ve yenilikler yoluyla daha akıllı ve pratik<br />

hale getirmeye adanmış bir şirketiz. Son teknolojilerin ve<br />

ekranların yardımıyla kullanıcılara dünyanın en büyük optik<br />

güçlüklerinden birinin çözümünü sunan QLED TV SeeColors<br />

uygulaması bu misyonun en güzel ifadesidir” dedi.Dünya<br />

üzerinde yaklaşık 300 milyon insan renk körlüğü sorunundan<br />

şikâyetçi. Avrupa ve Kuzey Amerika’da gerçekleştirilen<br />

bir araştırmaya göre bu, erkeklerin %8’ini, kadınların ise<br />

yaklaşık %1’ini etkileyen bir sorun*. Ancak renk körlüğü bulunan<br />

insanların büyük bir çoğunluğu hastalıklarından ve bu<br />

hastalığın onların yaşamı üzerindeki etkisinden habersiz.<br />

SeeColors uygulaması sayesinde kullanıcılar, renk körlüğü<br />

sorunlarının tipini ve seviyesini tespit edip QLED TV<br />

ekranlarını tümüyle kendi durumlarına uygun bir şekilde<br />

yeniden ayarlayabilecekler.<br />

Kullanıcılar SeeColors uygulamasını Smart TV Uygulama<br />

Mağazası’ndan indirilebiliyorlar. Ayrıca tanılama<br />

uygulamasını Google Play’den ve Samsung Galaxy S6, S6<br />

Edge, S6 Edge+, S7, S7 Edge ve S8 modelleri için Galaxy<br />

App mağazasından da edinebiliyorlar. Galaxy serisi akıllı<br />

telefonlar QLED TV’ye bağladığında TV’nin renk ayarları<br />

tanılama sonuçlarına göre otomatik olarak ayarlanıyor.<br />

Casper VIA G1 Plus...<br />

Casper, yeni akıllı telefonu VIA G1 Plus, en yeni ve büyük<br />

ekran sayesinde teknolojisi ile son kullanıcıların karşısına<br />

çıkıyor. VIA G1 Plus cep telefonunun 5.99’’ HD Plus Full<br />

LCD Extreme Vision ekranı, yüzde 76 ekran-gövde oranı ve<br />

oval ekran kenarları ile sosyal medya dâhil her türlü okumayı<br />

kolaylaştırırken, oyun severlerin de ilgisini çekiyor.Ayrıca<br />

450 nit ekran parlaklığı ve IPS teknolojisi sayesinde ekrana<br />

hangi açıdan bakılırsa bakılsın renklerin çok canlı şekilde<br />

görülmesini sağlıyor.<br />

Yüksek performanslı ön ve arka kamera<br />

VIA G1 Plus’ın ön kamerası f2.0 diyaframa sahip ve 16<br />

Megapiksel çözünürlük sunuyor. Full frame ekranı ve selfie<br />

ışığı ile az ışıklı ortamlarda bile muhteşem selfie’ler çekmeyi<br />

sağlayan bu ön kamera 2.0μmpiksel ile daha fazla ışık yakalayabiliyor.<br />

Ayrıca telefonda yer alan 13 Megapiksel çözünürlüklü<br />

ana kamera da yine f2.0 diyafram açıklığına sahip.<br />

Casper VIA G1 Plus cep telefonu, özel yazılımlı son versiyon<br />

Android Nougat 7.1.2 işletim sistemine sahip. 4 Çekirdek<br />

işlemci ve 3GB’lık RAM’i ile de40 uygulamayı aynı anda<br />

açarak aralıksız performans sergileme imkanına sahip. Dual<br />

Pencere ile aynı anda farklı uygulamalar açabilen kullanıcılar,<br />

akıllı telefonlarını daha<br />

aktif kullanabiliyor.32<br />

GB hafızası ile yüksek<br />

depolama imkanı<br />

sunuyor. Şık metal<br />

tasarım ve parmak<br />

izi okuyucu bir arada<br />

VIA G1 Plus’ın metal<br />

kasası şık tasarımın<br />

yanında çok daha fazla<br />

sağlamlık sunuyor.<br />

Telefonun bir diğer<br />

dikkat çekici özelliği<br />

ise arka yüzeyinde bulunan<br />

ve ek güvenlik<br />

imkanı sunan parmak<br />

izi okuyucusu. Bu parmak<br />

izi okuyucu sayesinde<br />

telefon saniyenin beşte biri<br />

hızında açılırken, anında mükemmel selfieler çekmeye de<br />

imkan sağlıyor.<br />

10 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Teknoloji<br />

LG’den Akıllı Ekosistem Çözümleri...<br />

LG Electronics, entegre akıllı çözüm paketini Seul banliyölerindeki<br />

üst sınıf apartman bloklarına taşıyarak bu alanda<br />

da söz sahibi olduğunu kanıtlıyor. 5 adet 40 katlı binadan<br />

oluşan ve 2021’de tamamlanacak Seul’ün kuzeydoğu banliyösündeki<br />

Byeollae I’PARK Suite sitesi, LG’nin akıllı beyaz<br />

eşyaları ve teknolojileriyle donatılacak.<br />

Dairelerde klimalar, buzdolapları, çamaşır makineleri, kurutucular,<br />

bulaşık makineleri ve Styler giysi bakım sistemlerini<br />

de içeren LG’nin birinci sınıf akıllı cihazları bulunacak. Ev<br />

sahipleri tüm bu akıllı cihazların yanısıra isterlerse hava temizleyici,<br />

robot süpürge ve LG ThinQ Hub hoparlör gibi akıllı<br />

ekosisteme bağlanabilen ve ses komutlarıyla kontrol edilebilen<br />

akıllı cihazları da dairelerine ekleyebilecekler.<br />

I’PARK Suite için tasarlanan sistem, LG’nin en başından beri<br />

desteklediği açık akıllı ekosistem stratejisine uygun olarak<br />

diğer üreticilerin akıllı cihazlarıyla da uyumlu olacak. Bir akıllı<br />

telefon uygulaması üzerinden LG ürünleriyle birlikte diğer<br />

markaların akıllı cihazları da uzaktan yönetilebilecek. Bunun<br />

yanında asansör çağırmak, elektrik harcamasını kontrol etmek,<br />

sipariş vermek, park alanını kontrol etmek ya da kapıya<br />

gelen ziyaretçilerle iletişime geçmek gibi günlük birçok iş<br />

de aynı uygulamayla halledilebilecek.<br />

LG Electronics Satış ve Pazarlama Operasyonlarından Sorumlu<br />

Başkanı Choi Sang-gyu LG’nin bu çığır açan projesinin<br />

şirketin Güney Kore’de akıllı cihazlar alanında yıllardır<br />

süren liderliğinin bir devamı olduğunu belirterek “Bu, bir fuarda<br />

kurulan deneyimleme alanı değil; geleceğin evlerinin nasıl<br />

olacağını ve akıllı cihazların hayatımızı nasıl etkilediğini<br />

gösterecek gerçek bir deneyim.” diyor.<br />

Emporio Armani Akıllı Saat...<br />

Gelişen teknolojiyle birlikte moda dünyası evrim geçiriyor<br />

ve bu trend doğrultusunda dünyaca ünlü moda markası<br />

Emporio Armani, geliştirdiği akıllı saat modelleriyle hem<br />

modayı yakından takip edenlerin hem de saatseverlerin yeni<br />

vazgeçilmezi olan giyilebilir teknolojiyi sunuyor.<br />

Emporio Armani akıllı saat modelleriyle saat dünyasının klasik<br />

tasarımları teknolojiyle bir araya gelirken fonksiyonellik<br />

ve markanın dinamik şıklığı aynı tasarımda hayat buluyor.<br />

Bu dokunmatik kadranlı akıllı saatlerle artık her an dünyaya<br />

bağlı kalmak mümkün. Emporio Armani akıllı saat modelleri<br />

Saat&Saat mağazalarında ve www.saatvesaat.com.tr ‘de<br />

sizleri bekliyor.<br />

Teknik özellikler<br />

Referans no: ART5000, ART5002, ART5003<br />

iOS® and Android uyumlu<br />

Android Wear 2.0 tarafından geliştirilmiş<br />

Google, Qualcomm® ve Snapdragon Wear 2100 akıllı<br />

saat platformu tarafından geliştirilmiş<br />

Aktivite ölçer mevcut<br />

Batarya ömrü: 24-28 saat * kullanıma bağlı<br />

Kasa özelliği: paslanmaz çelik<br />

Uyumluluk: Android OS 4.4+, iPhone 5/iOS 8.2+<br />

Bağlantı: Bluetooth® bağlantılı<br />

Kişiselleştirme: kadranı kişiselleştirilebilir.<br />

Kadranda uyarılar mevcut<br />

Kordon özelliği: Paslanmaz çelik bilezik / değiştirilebilir deri<br />

kayış<br />

Kasa çapı: 46mm<br />

Kasa kalınlığı: 13mm<br />

Su basıncına dayanıklılık: IP67 (1 metre derinlikte 30 dakikaya<br />

kadar dayanıklılık)<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 11


Köşe<br />

Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />

(retorik<br />

)<br />

Gerçekler yerine anlık gereklilikler...<br />

Her ne kadar düşüncem bu olsa da aldığım terbiye gereği<br />

"Herkes bize yalan söylüyor. İktidarıyla, muhalefetiyle<br />

ve kendi fikrine sahip olmayıp, peşine takıldığı siyasi<br />

liderin borazanlığını yapan basın mensuplarıyla, yine<br />

kendi fikrine sahip olamayıp megafon görevi gören<br />

akademisyenleriyle birlikte bu oyunun içerisinde ye alan<br />

herkes gerçekle bağlarını koparmış iflah olmaz birer<br />

yalancı." demeyeceğim. Ben "iktidarıyla, muhalefetiyle<br />

siyasi kadrolar, medya mensupları ve akademisyenler<br />

bize gerçekleri söylemiyorlar" demekle yetinmek<br />

istiyorum.<br />

Kimse bize gerçekleri söylemiyor. Bilemiyorum belki<br />

anlayamayacağımızı düşünüyorlar, belki halkın ortak<br />

zekasına güvenmiyorlar, belki kişisel çıkarları öyle<br />

gerektiriyor, belki de devletin "ali menfaatlerini" halkın<br />

gerçekleri öğrenme hakkının üzerinde tutuyorlar.<br />

Hani olmaz, koca koca liderler, medya mensupları,<br />

akademisyenler buna tevessül etmezler ya belki de<br />

sadece bizi kandırmaya çalışıyorlar. Deyip naif bir giriş<br />

yaptıktan sonra aslında ortada dönen dolabın gerçek<br />

nedenini irdeleyeyim.<br />

Geçen yazımda da bahsetmiştim, ülkemizde iktidarın<br />

siyasi dilinde 1940'ların iletişim kavramları kullanılıyor.<br />

Medya ve akademisyenlerin büyük bir bölümü de<br />

maalesef kendilerini ilgilendiren nedenlerle tercihlerini<br />

bu yönde kullanıyorlar. Muhalefet de zaman zaman<br />

kendisini iktidarın bu rüzgarına kaptırıp kantarın topuzunu<br />

kaçırıyor. İnsan hakikat duygusunu bir kez kaybettikten<br />

sonra da maalesef dilini gerçekler değil, anlık<br />

gereklilikler yönlendirmeye başlıyor. İşte Reza Rarrab'ın<br />

bir gün hayırsever iş adamı, diğer gün casus. FETÖ<br />

lideri şarlatanın bir gün hoca efendi, ertesi gün hain.<br />

Esad'ın bir gün Kardeş Esad, ertesi gün Diktatör Esed<br />

olmasının nedeni bu anlık gerekliliklerdir. Son olarak<br />

Reza Zarrab'ın tanık olduğu mahkemenin nedenleri ve<br />

serencamı hakkında da, bize anlık gereklilikler anlatıldığı<br />

için konuyu bir türlü kavrayamıyoruz. Biri çıkıp konuyu<br />

hakikatlere dayanarak bir kez anlatsa durumu şıp diye<br />

kavrayabilecek zihinlerimiz oldukça bulanık. Örneğin<br />

iktidarın lideri çıkıp "biz Amerika'nın ambargosuna uymak<br />

zorunda mıyız, ihtiyacımız olan petrol ve doğalgazı<br />

komşumuz olan bir ülkeden almayacak mıyız?" gibi<br />

hakikat olsa geçerli olacak bir argümanı ileri sürüyor.<br />

Oysa biz zaten Amerikan ambargosuna rağmen İran'dan<br />

petrol ve doğalgaz alabiliyorduk. Bizim bu ticareti<br />

yapmamıza engel bir durum yoktu. Bizim petrol ve<br />

doğalgazı alıp ödemesini Halkbank'a bloke etmemiz,<br />

karşılığında İran'a gıda, ilaç, traktör gibi ürünler ihraç<br />

ederek ticareti yürütmemiz durumunda Amerika'nın<br />

söyleyecek bir sözü kalmıyordu. Ama devreye bir<br />

dolandırıcı girip hulle ve hayali ihracatla uluslararası para<br />

transferlerini gerçekleştirince yasal bir ticaret, yasa dışı<br />

hale gelmiş oldu. Bu süreçte birileri rüşvet alıp vermişse<br />

o da Türk adli makamlarının ve siyasetinin temizlemesi<br />

gereken bir konu olarak karşımıza çıktı ama maalesef biz<br />

bu konuyu bu sadeliğiyle siyasi liderlerimizin ağızlarından<br />

duyamadık. Çünkü iktidarın anlık gereklilikleri hakikati<br />

anlatmaya engel oldu.<br />

Muhalefet de bu kervana zaman zaman katılıyor. Man<br />

Adası belgeleriyle ilgili süreçte yaşadıklarımız buna bir<br />

örnek. Muhalefet lideri Man Adası'nda kağıt üzerinde<br />

kurulu bir şirketten Cumhurbaşkanı'nın yakınlarına<br />

para aktarıldığını gösterir belgeleri grup toplantısında<br />

sallıyor. Eğer belgeler gerçekse bu şekliyle de ahlaki<br />

olmayan bir çok ilişkiler ağının bir göstergesi olması<br />

muhtemel bu belgeleri her nedense bize anlatırken<br />

para geldi demeyi değil gitti demeyi tercih ediyor. Oysa<br />

ki başta bize bu belgelerle para gelmiş dese o zaman<br />

soracağız. Ne karşılığında gelmiş, parayı yollayanlar<br />

bunun karşılığında devletten bir menfaat elde etmişler<br />

mi, parayı alanlar karşılığında hangi mal ya da hizmeti<br />

vermişler vs. vs. Ancak muhalefet lideri bize hakikati<br />

anlatmak yerine o anda rakibinin belgeleri yalanlamasını<br />

kendine amaç edindiği için bu anlık gereklilik bize<br />

gerçekleri söylememesine neden oluyor. Olan yine zihni<br />

bulanıklaşan halka oluyor.<br />

Maalesef görevi soruları sormak, halkı bilgilendirmek,<br />

haberdar etmek olan medya mensuplarının büyük bölümü<br />

de iletişim ile medyayı birbirine karıştırdıkları, kendilerini<br />

bu siyasilerin borazanları zannettikleri için biz gerçekleri<br />

öğrenmek yerine, gerçek dışı verileri değerlendirip,<br />

gerçeğe ulaşmak gibi yeni bir refleks geliştirmek zorunda<br />

kalıyoruz. Sonuç elinde mum gerçekleri arayan koca<br />

bir halk. Yine de umutluyum. Çünkü karanlığı alt etmek<br />

için bir mum yakmak yeterlidir. Umarım gerçeği arayış<br />

çabamızda yaktığımız mumlar karanlığı alt edecektir.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13


Medya Dünyası<br />

Görev değişiklikleri...<br />

• Ciner Medya Grubu, İzmir ve Ankara matbaalarını kapatma<br />

kararı aldı.<br />

• Sancaktar Medya Grubu, yayın hayatını noktalayan<br />

Kanal A’yı satın aldı.<br />

• Star TV’de yayınlanan başrollerini Burak Özçivit, Neslihan<br />

Atagül ve Kaan Urgancıoğlu’nun paylaştığı dizi<br />

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />

• Doğan Haber Ajansı’nın Adana Bölge Müdürlüğü’ne<br />

Bekir Karakoca atandı.<br />

• Nevşin Mengü, 31 Ekim 2017 tarihinden itibaren her<br />

salı BirGün gazetesinde köşe yazmaya başladı.<br />

• Yaşar Kızılbağ, Star Gazetesi Ekonomi Müdürü oldu.<br />

• Doğan Haber Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Kemal<br />

Gülmüş’ün ajansla yolları ayrıldı.<br />

• Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Faraç, gazeteyle yollarını<br />

ayırdı.<br />

• Cumhuriyet gazetesi Reklam Grup Koordinatörü Deniz<br />

Tufan, gazetenin Reklam Direktörü oldu.<br />

• Doğan Haber Ajansı, muhabir Murat Solak, Alper Korkmaz,<br />

Ertan Kılıç ve kameraman Harun Uyanık’ı bünyesine<br />

kattı.<br />

• Sembol Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Akarslan, Gıda<br />

Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı özel kalem müdür yardımcısı<br />

oldu.<br />

• Akşam gazetesinin magazin eki Life’ın yeni yazarları<br />

Ebru Yaşar, Yasemin Miras, Şenay Yangel, Çağla Gürsoy<br />

ve Sevcan Büyükturgay oldu.<br />

• Sabah gazetesi, bünyesinde köşe yazarlığı yapan Rasim<br />

Ozan Kütahyalı ile yollarını ayırdı.<br />

Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />

• FOX TV Dramalar Müdürü Özlem Yurtsever, kanalla<br />

yollarını ayırdı.<br />

• Habertürk TV editörü Mehmet Karaca, TRT Haber’e<br />

transfer oldu.<br />

• Kanal 7 Medya Grubu’nun TVT adlı yeni kanalının Genel<br />

Yayın Yönetmenliğini, Fatma Güngör yürütecek.<br />

• El Cezire çalışanı Başak Çubukçu, Habertürk TV’ye<br />

transfer oldu.<br />

• FOX TV Drama Müdürü Türkan Yurdam Doğan, FOX<br />

Türkiye Drama departmanının başına getirildi.<br />

• Özel Radyo Yayıncıları Derneği (ÖRYAD) başkanlığına<br />

Erkut Aktaş seçildi.<br />

• Habertürk TV’de görev yapan Kültür Sanat editör ve<br />

muhabiri GülnürÜykü, Yurt Haber editörü Gülden Aydın<br />

ve Spor Spikeri Kübra Ertuğ’un kanalla ilişiği kesildi.<br />

• TGRT Haber sunucularından Özlem Pala görevinden<br />

istifa etti.<br />

• Show TV gündüz kuşağında yayınlanan Gelin Evi<br />

programının yönetmeni Çetin Yılmaz, yönetmen yardımcısı<br />

İpek Özbek, editör Yasemin Özçelik ve kameramanlar<br />

Fatih Genç, Hakan Karabacak, Bilge Hakan<br />

Başçı programdan ayrıldı.<br />

• Beyaz TV, Rasim Ozan Kütahyalı ile yollarını ayırdı.<br />

• FOX TV Ana Haber muhabiri Fatih Erener, kanalla yollarını<br />

ayırma kararı aldı.<br />

• RTÜK, yaptığı toplantı sonucunda Başkanlık görevine<br />

İlhan Yerlikaya’yı, Başkanvekilliği görevine ise Esat<br />

Çıplak’ı yeniden seçti.<br />

Medya Dünyasından Diğer Haberler<br />

• Milliyet Gazetesi Gece Yazı İşleri Müdürü Haldun Tarık<br />

Dağlıoğlu, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.<br />

‘Kara Sevda’, 45. Uluslararası Emmy Ödül Töreni’nde<br />

‘En İyi Yabancı Dizi’ kategorisinde birinci oldu.<br />

• Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu tarafından, toplumda<br />

sağlık bilincinin gelişmesine yönelik yaptığı haberler<br />

ile İhlas Haber Ajansı, TBV özel ödülüne layık görüldü.<br />

• Gazeteci Nevzat Çiçek, Kanal Urfa’nın 5. İz Bırakanlar<br />

Ödül töreninde ‘’Yılın Başarılı Gazetecileri ve Televizyoncuları’’<br />

dalında ödüle layık görüldü.<br />

• 13 - 19 Kasım haftası tirajında en çok artış görülen<br />

gazeteler Fotomaç ve Habertürk olurken tirajında en çok<br />

düşüş görülen gazeteler ise Sözcü ve Posta olarak belirlendi.<br />

• Sözcü gazetesine yönelik davada tahliye olan Gazeteci<br />

Bekir Gökmen Ulu, Karşıyaka Belediyesi ve İzmir<br />

Gazeteciler Cemiyeti tarafından ‘Basın Özgürlüğü<br />

Ödülü’ne layık görüldü.<br />

• Bu sene ikincisi düzenlenecek olan Altın Turizm<br />

Ödülleri’nin sahipleri belli oldu. Yılın Kadın Haber Sunucusu<br />

ödülüne Nazlı Çelik, Yılın Haber Kanalı ödülüne<br />

Habertürk ve Yılın Müzik Kanalı ödülüne Kral Pop TV<br />

layık görüldü.<br />

• Milliyet gazetesi Spor Servisi eski yazarlarından Erdoğan<br />

Şenay, hayatını kaybetti.<br />

• TRT radyo ve televizyonlarında uzun yıllardır program<br />

yapımcılığı ve sunuculuğu yapan ünlü spiker Derya<br />

Kaya vefat etti.<br />

• Kuruluşu 1996’da gerçekleşen Kanal A televizyonu kapandı.<br />

• Kanal 7 Medya Grubu, TVT adlı yeni kanalını 1 Kasım<br />

2017 itibarıyla Türksat üzerinden izleyicisinin beğenisine<br />

sundu.<br />

• Yeşim Salkım, Mehmet Coşkundeniz ve Seçkin<br />

Piriler’in magazin konularını konuşacağı yeni program<br />

“Laf Bende Kalmasın”, 6 Kasım Pazartesi günü Lifetime<br />

TV’de başladı.<br />

• Medya Takip Merkezi’nin 23-29 Ekim 2017 tarihleri<br />

arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan gazeteler;<br />

Hürriyet, Sabah ve Sözcü oldu.<br />

• Medya Takip Merkezi’nin 23-29 Ekim 2017 tarihleri<br />

arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan televizyon<br />

kanalları; TRT, Kanal D ve FOX TV oldu.<br />

• Anadolu Ajansı’nda çoğunluğu muhabir ve editör olmak<br />

üzere 15 ismin görevine son verildi.<br />

• Cem TV kanalının kurucusu Prof. Dr İzzettin Doğan,<br />

yönetime el koyarak bütün çalışanların işine son verdi.<br />

• Milliyetçi siyasi haftalık gazete Milli Devlet, 6 Kasım<br />

Pazartesi günü yayın hayatına başladı.<br />

• Medya Takip Merkezi’nin 30 Ekim - 5 Kasım 2017 tarihleri<br />

arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan<br />

televizyon kanalları; TRT, Kanal D ve FOX TV oldu.<br />

• Medya Takip Merkezi’nin 30 Ekim - 5 Kasım 2017 tarihleri<br />

arasında yaptığı araştırmasında basında öne çıkan<br />

gazeteler; Hürriyet, Cumhuriyet ve Sabah oldu.<br />

Kaynak: MTM Medya Takip Merkezi<br />

14 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Medya Dünyası<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 15


Röportaj<br />

2018 Yılı Dijital Dü<br />

Me Consultancy<br />

Dijital Dönüşüm Danışmanı<br />

ve Me Consultancy Kurucusu<br />

Murat Erdör<br />

Tüm dünyada öğrenmeye programlanmış<br />

yazılımların ve mobil kullanımının hızla artması,<br />

yaklaşık 2.5 milyar insanın aktif olarak kullandığı<br />

sosyal medya ağlarının çoğalması,<br />

nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi teknolojilerdeki büyük<br />

yükselişi, 2018 yılında dijital dünyada birçok şeyin yeniden şekillenmesine<br />

neden olacak.<br />

Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />

- Bize biraz kendinizden bahseder<br />

misin?<br />

- TED Ankara Koleji’nde lise eğitimini tamamladıktan<br />

sonra Bilkent Üniversitesi<br />

İşletme Bölümü’nden 1999 yılında mezun<br />

oldum. Bahçeşehir Üniversitesi’nde<br />

“Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi”<br />

üzerine masterı yaptım. Finans,<br />

hizmet ve enerji sektörlerinde yerli<br />

ve yabancı birçok şirkette çalıştıktan<br />

sonra, uzun süre dijital pazarlama ve<br />

otomasyon konusunda dünyanın sayılı<br />

markalarından biri olan Emarsys’de<br />

Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini yürüttüm.<br />

Ardından Türkiye’nin lider pazarlama<br />

platformu Euromessage’da Türkiye<br />

Genel Müdürü olarak çalıştım. 20 senelik<br />

kurumsal hayata ara verip kendi firmamı<br />

kurdum. Kariyerime “dijital dönüşüm<br />

danışmanı” olarak devam ediyor,<br />

aynı zamanda “Bilgi Paylaştıkça Güzel”<br />

temalı www.muraterdor.com adlı web<br />

sayfasıyla farklı konularda yazılar yazıyorum.<br />

- Dijital dünyada 2018 yılında neler<br />

olacak?<br />

- Tüm dünyada öğrenmeye programlanmış<br />

yazılımların ve mobil kullanımının<br />

hızla artması, yaklaşık 2.5 milyar<br />

insanın aktif olarak kullandığı sosyal<br />

medya ağlarının çoğalması, nesnelerin<br />

interneti ve yapay zeka gibi teknolojilerdeki<br />

büyük yükselişi, 2018 yılında dijital<br />

dünyada birçok şeyin yeniden şekillenmesine<br />

neden olacak.<br />

- 2018 yılında dijital dünyaya hangi<br />

trendler hakim olacak?<br />

- Fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak<br />

tüketiciye en doğru yoldan ve<br />

ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayacak<br />

yöntemlerden biri olan fijital pazarlama,<br />

artık birçok alanda hizmet vermeye<br />

başlayan makineler ve yazılımlar,<br />

diğer bir deyişle yapay zeka, MIRC ile<br />

başlayan ve son dönemde Whatsapp ile<br />

hızla yükselişini sürdüren mesajlaşma<br />

aplikasyonları, cihazların cisim tanıma<br />

özelliği kullanılarak, sanal nesnelerin<br />

16 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


nya Trendleri...


Röportaj<br />

gerçek görüntülerin üzerine bindirilmesi<br />

olarak tanımlayabileceğimiz artırılmış<br />

gerçeklik, periscope ile başlayan<br />

ve Snapchat, Scorp gibi uygulamalarla<br />

devam eden kısa süreli içerik kavramı,<br />

tüm sosyal medya platformlarının “live<br />

streaming” destekli bir altyapıya dönmeleri<br />

ile birlikte Live Stream Video’lar,<br />

son dönemde teknolojisi ve popülerliği<br />

iyiden iyiye artan Virtual Reality (Sanal<br />

Gerçeklik) ve 360 derecelik videolar,<br />

yapay zeka formlarının hayatlarımıza<br />

girmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz<br />

Chatbotslar ile bitcoin ve altcoin gibi sanal<br />

paralar popülerliklerini artıracak ve<br />

dijital alanın 2018’de yükselen trendleri<br />

olacak.<br />

- Fijital Pazarlama ve AR pazarlama<br />

hakkında daha detaylı bilgi verebilir<br />

misin?<br />

- Fiziksel ve dijital dünyadaki vaatleri<br />

birleştiren; yaratıcı fikirlerin yaşama<br />

geçmesini kolaylaştıran, aynı zamanda<br />

tüketici reaksiyonlarını da ölçümleme<br />

Fijital pazarlama: fiziksel ile<br />

dijital deneyimleri<br />

harmanlayarak tüketiciye<br />

en doğru yoldan ve ölçümlenebilir<br />

şekilde ulaşılmasını<br />

sağlayacak<br />

yöntemlerden biri.<br />

fırsatı sunan “fijital”, hem markalar, hem<br />

de ajanslar açısından doğrudan pazarlamanın<br />

kurallarını tartışmasız biçimde<br />

değiştiriyor. Tüketiciler sadece dijitalde<br />

kalmayı sevmediği gibi sadece fiziksel<br />

olarak kendilerine ulaşılmasından<br />

da hoşlanmıyor. Artık herkes dijital bir<br />

çalışmanın fiziksel bir çıktısını almayı<br />

veya fiziksel bir çalışmanın dijitalde<br />

olmasını istiyor. Dünya’da bu süreç<br />

yaklaşık beş sene önce başlamış olsa<br />

da Türkiye’de fijital kavramının geçmişi<br />

henüz çok yeni. Yaklaşık 3-4 senedir<br />

Türkiye’de konuşulan fijital kavramı,<br />

fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak<br />

tüketiciye en doğru yoldan ve<br />

ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayacak<br />

yöntemlerden biri olacak.<br />

Augmented Reality (Artırılmış Gerçeklik)<br />

ise son zamanların öne çıkan,<br />

pazarlama ve reklam sektörlerinin popüler<br />

konularından biri. Cihazların cisim<br />

tanıma özelliği kullanılarak, sanal<br />

nesnelerin gerçek görüntülerin üzerine<br />

bindirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz<br />

Artırılmış Gerçeklik, müşterilerle<br />

bağlantı kurma ve katılımı artırma açısından<br />

yenilikçi ve yaratıcı bir yol olarak<br />

kabul ediliyor. Bu teknolojinin yaratacağı<br />

pazarın, 2022 yılına kadar 117.4<br />

milyar dolara ulaşması bekleniyor.<br />

- Sizin eklemek istediğiniz bir şey<br />

var mı?<br />

- Me Consultancy ile ilgili kısa bir bilgilendirmede<br />

bulunmak istiyorum. Bildiğiniz<br />

üzere bugün, dünya çapında bir<br />

ekonomiden, ticaretten, iş dünyasından,<br />

networkten bahsediyoruz. Dünya,<br />

dijital uygulamalara ve platformlara<br />

doğru inanılmaz bir hızla evriliyor. Büyük<br />

bir değişimden ve yenilenmeden<br />

söz ediyoruz. Klasik anlamdaki pazarlama<br />

araçlarının yerini dijitalleşme ile<br />

birlikte çok farklı uygulamalar alıyor.<br />

Mobil uygulamalar artık her yerde, her<br />

alanda karşımıza çıkıyor. Her gün yeni<br />

bir teknolojik platform doğuyor. Satış<br />

kanalları çeşitleniyor, alışveriş değişiyor.<br />

Artık nesnelerin internetinden, makinaların<br />

makinalarla konuştuğu bir dönemden<br />

söz ediyoruz. Bu süreçte Me<br />

Consultancy olarak, kurumların sahip<br />

oldukları verileri ve dijital altyapılarını<br />

daha sağlıklı hale getirerek, pazarlama,<br />

satış ve yönetim süreçlerini buna göre<br />

organize ediyor, kurumları geleceğe taşıyacak<br />

ve dijital dünyada referans şirket<br />

olmalarına, hedef kitlelerine dijital<br />

alanda doğrudan ulaşmalarına dönük<br />

tüm süreçleri tasarlıyor ve yönetiyoruz.<br />

18 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Köşe<br />

Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />

(<br />

kelebeğin<br />

fırtınası)<br />

Züğürde para, sıvacıya mala...<br />

Bu aralar sık sık telefon çalınma haberleri duyuyoruz.<br />

Ardından özel fotoğrafları basına sızan hatta geri almak<br />

için ödeme yapmak durumunda kalan ünlülere bile<br />

rastlıyoruz. Bu noktada bilişim uzmanlarının sorduğu<br />

soru; cep telefonunun kendi mali değeri mi, yoksa<br />

içindeki fotoğrafların, verilerin kıymeti mi büyük? Canon<br />

Eurasia'nın bu konuya cevabı şöyle; “İnsanlık tarihinin<br />

görmediği yoğunlukta saklanan ve sürekli büyüyen birer<br />

veri kaynağı haline dönüştük. Bu yüzden veri güvenliği<br />

ihtiyacımız en üst noktada...”<br />

Tekonoloji dünyası son 15 yıldır resmen çağ atladı.<br />

Özellikle cep telefonlarının marifetleri "yok artık"<br />

dedirtecek boyutlara ulaştı. Asıl işlevi konuşmak olan<br />

telefonlar zaman içinde en iyi arkadaşımız haline geldi.<br />

Yüksek çözünürlüklü kameraları sayesinde artık fotoğraf<br />

makinesi cebimizde dolaşıyoruz. Ofislerde tarayıcıların da<br />

çoktan pabucu dama atıldı. Artık belge tarama kalmadı.<br />

Evrakların fotoğraflarını çekip Whatsapp'tan gönderiyoruz.<br />

Maillerimiz, fotğraflarımız, sosyal medya hesaplarımız<br />

hepsi akıllı telefonlar sayesinde her an yanımızda.<br />

Canon Eurasia İş Çözümleri Ürün Geliştirme Müdürü<br />

Bora Şar, bu durumun donanım dünyasında bir canavara<br />

dönüştüğünü belirtiyor; “Bütün fotoğraf dünyası dijital<br />

ortama taşındı. Banka şubelerine gitmemeye başladık.<br />

Kimse ile paylaşmak istemediğimiz özel verilerimizi dahi<br />

dijital formda tutmaya, birileri ile iletişim kurmak istiyorsak<br />

dijital ortamlardan geçen sistemleri tercih etmeye başladık.<br />

Sonuç olarak insanlık tarihinin görmediği yoğunlukta<br />

saklanan ve sürekli büyüyen birer veri kaynağı haline<br />

dönüştük.”<br />

Ofis ekipmanlarında güvenlik ne kadar önemseniyor?<br />

Peki kişisel olarak önem verdiğimiz kıymetli verileri ne<br />

şekilde koruyacağız? Donanımlar artık verileri dijitale<br />

işlemek için kullanılan bir ara yüze dönüşse de veri ile<br />

ilişkide bulunan her enstrüman gibi donanımlar da güvenlik<br />

altına alınmalı. Bilgi teknolojileri dünyasında diğerleri<br />

kadar önemsenmese de çok fonksiyonlu yazıcılar bu<br />

enstrümanların içinde en çok ihmal edilen donanımlar.<br />

Ofis ekipmanından baskısını alıp dağıttığınız belge<br />

türleri özellikle bu güvenliği zorunlu kılıyor. Sözleşmeler,<br />

pasaportlar, özgeçmişler, müşteri mektupları ve<br />

anlaşmaları, bordrolar, strateji belgeleri, iş teklifleri... Bu<br />

verilerin yanlış ellere geçmemesi için son kullanıcıya<br />

uçtan uca bir güvenlik sunan sistemlere duyulan ihtiyaç<br />

da günden güne daha fazla önem kazanıyor. Bu verilerin<br />

yanlış ellere geçmemesi için Canon bir çözüm geliştirmiş.<br />

Canon MFP cihazlar, HDD şifreli olarak bulundurulan<br />

donanımları ve verileri şifrelerle koruyup son kullanıcıya<br />

uçtan uca bir güvenlik sunuyor.<br />

*****<br />

2017 yılında Twitter'da en çok ne konuşuldu?<br />

Twitter’ın 2017 verilerine göre Türkiye’de bu sene en<br />

çok konuşulan hashtag Beşiktaş oldu. Türkiye’de en çok<br />

konuşulan Twitter hesabı ise, Cumhurbaşkanı Recep<br />

Tayyip Erdoğan’a ait resmi hesap @RT_Erdogan oldu.<br />

Her gün milyonlarca kişinin duygu ve düşüncelerini<br />

paylaştığı Twitter, gündemin nabzını tutan en iyi mecra<br />

olarak, her yıl olduğu gibi 2017’de de Türkiye gündemine<br />

damga vuran “en” leri değerlendirdi.<br />

2017’de Türkiye’de en çok konuşulan ilk 5 hashtag ve<br />

hesap ise şöyle:<br />

Hashtag:<br />

1-Beşiktaş<br />

2-Kısmetse Olur<br />

3-Seçkin Özdemir<br />

4-Türkiye<br />

5-Elçin Sangu<br />

*****<br />

Hesap:<br />

1-RT_Erdogan<br />

2-TC_Basbakan<br />

3-tcbestepe<br />

4-DrRecepAkdag<br />

5-naci_agbal<br />

2017 yılı yine çok hareketli, çok çalkantılı bir yıl oldu. Her<br />

yıl biterken hepimiz geçen yılın muhasebesini yapıp, varsa<br />

hatalarımızdan ders almayı, tekrar etmemeyi, daha iyi ve<br />

daha güzel bir dünyaya kavuşmak için elimizden geleni<br />

yapmayı hedeflemeliyiz.<br />

Veeee bu yılı gülümseyerek kapatıp, yeni yıla neşeyle<br />

girmek için; Yeni yılın kellere saç, hastalara ilaç, züğürde<br />

para, sıvacıya mala, işsize iş, dişsize diş, olmayana çocuk,<br />

üşüyene gocuk, kolaya buz, yemeğe tuz, nazar değmişe<br />

şifa, evde kalmışa koca, dırdırcıya akıl, onu çekene sabır<br />

vermesini dilerim. Mutlu yıllar :)<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 21


Reklam Dünyası<br />

2018 Pirelli Takvimi...<br />

Çekimleri Tim Walker tarafından gerçekleştirilen 2018 Pirelli<br />

Takvimi New York’taki Manhattan Center’da tanıtıldı.<br />

Pirelli takviminin 45’inci edisyonunun çekimleri geçtiğimiz<br />

Mayıs ayında Londra’da İngiliz fotoğrafçı Tim Walker tarafından<br />

gerçekleştirildi. Ünlü fotoğrafçı, gösterişli setler ve<br />

romantik motiflerle yarattığı stilini uygulayarak İngiliz edebiyatının<br />

Alice Harikalar Diyarında adlı en bilinen klasik<br />

hikayelerinden birini yeniden ele aldı. Walker’ın ilham kaynağı<br />

fantastik hikaye kadar 1865 yılındaki ilk baskı için yazar<br />

Lewis Carroll’un çizimlerini bizzat emanet<br />

ettiği John Tenniel’ın illüstrasyonları oldu. Tim<br />

Walker’ın 2018 Pirelli Takviminde eşsiz bir Harikalar<br />

Diyarı yaratmak amacıyla bu illüstrasyonlar<br />

20 farklı ve olağanüstü setten oluşan 28<br />

kare haline geldi.<br />

Tim Walker takvim hakkında şunları söyledi:<br />

“Alice’in hikayesi birçok kez anlatıldı. Bense<br />

Lewis Caroll’un hayal gücünün derinlerine inmek<br />

istedim. Böylece hikayeyi en başından anlatabiliyorsunuz.<br />

Farklı ve orijinal bir açı bulmak<br />

istedim.”<br />

Walker, Alice Harikalar Diyarında ile ilgili kendi<br />

yorumunu aktarmak için tanınmış ve yeni çıkış<br />

yapan müzisyenler, oyuncular, modeller ve politik<br />

aktivistlerden oluşan 18 kişilik bir kadroyla çalıştı.<br />

2018 Pirelli Takviminin fotoğraf çekimleri, kamera arkasında<br />

yaşananlar, hikayeler ve kişilikler www.pirellicalendar.com<br />

adlı özel web sitesinde sunulurken siteyi ziyaret edenler 50<br />

yılı aşkın The Cal tarihini filmler, röportajlar, fotoğraflar ve<br />

daha önce yayımlanmamış yazılar aracılığıyla keşfedebiliyor.<br />

Lipault Paris Marka Yüzü...<br />

vanı için 92 güzel yarıştı. Amerika Birleşik Devletleri’nin Las<br />

Vegas kentinde düzenlenen Miss Universe 2017 yarışmasında<br />

jüriden en yüksek oyu, Lipault Paris’in marka elçisi 22 yaşındaki<br />

Demi-Leigh Nel-Peters aldı.<br />

Demi-Leigh Nel-Peters, son olarak Lipault Paris’in SS18 koleksiyonu<br />

için kameraların karşısına geçmişti. Güzel modeli Miss<br />

Universe unvanı için ilk kutlayanlar arasında Samsonite ve Lipault<br />

Paris ekibi yer aldı.<br />

Lipault Paris marka yüzü Demi-Leigh Nel-Peters 2017 Kâinat<br />

Güzeli seçildi.<br />

Son olarak Lipault Paris SS18 koleksiyonu için kamera karşısına<br />

geçen Güney Afrikalı güzel Demi-Leigh Nel-Peters, rekor<br />

katılımın gerçekleştiği Las Vegas’taki Miss Universe yarışmasında<br />

tacın sahibi oldu.<br />

Fransa’nın en gözde markalarından Lipault Paris’in marka elçisi,<br />

Güney Afrika Güzeli Demi-Leigh Nel-Peters, Miss Universe<br />

yarışmasında da birinci olarak Kâinat Güzeli seçildi.<br />

Bu yıl rekor düzeyde katılımın gerçekleştiği Miss Universe un-<br />

2005 yılından itibaren özgün tasarımları ve büyüleyici renkleri<br />

ile dikkat çeken Lipault Paris, 2014 yılında Samsonite bünyesine<br />

katılmıştı. Kısa sürede Paris’in en renkli markalarından biri<br />

olmayı başaran ve dünyanın dört bir köşesine yayılan Lipault,<br />

günlük el çantaları, valizleri ve sırt çantaları ve briefcaseleri ile<br />

kendinden söz ettiriyor.<br />

Lipault Paris, çanta ve valiz tercihlerinde cesur pastel ve canlı<br />

renkleri ile kadınlar için benzersiz seçenekler sunarken hafif<br />

ve dayanıklı ürünleri ile de öne çıkıyor. Lipault Paris ürünleri<br />

Türkiye’de de giderek artan bir beğeniyle tercih ediliyor.<br />

Lipault Paris, FW 17 Özel koleksiyonunda yer alan bu sezonun<br />

özel rengi olan altın sarısı özel tasarım valizleri de Samsonite<br />

ve Lipault Paris mağazalarında sayılı lokasyonlarda yer alıyor.<br />

22/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Reklam Dünyası<br />

Çocuklar İçin Sorumlu Reklamcılık...<br />

Reklamverenler Derneği’nin Sorumlu Reklamcılık Yürütme<br />

Kurulu’nda yer alan gıda ve içecek firmaları, çocuklara sağlıklı<br />

yaşam alışkanlıkları kazandırılması ve bu alışkanlıkların toplum<br />

genelinde yaygınlaştırılması amacıyla “Ulusal Gıda ve İçecek<br />

İttifakı-Türkiye Taahhüdü”nü imzalıyorlar. Taahhüt kapsamında;<br />

RVD çatısı altındaki gıda ve içecek şirketlerinin imzasına açılan<br />

metin ile, 12 yaşın altındaki çocuklara yönelik olarak tüm mecralardaki<br />

reklam ve pazarlama çalışmalarında ortak beslenme<br />

kriterlerine uygun olmayan ürünlerin reklamı yapılmayacak,<br />

aşırı tüketim özendirilmeyecek, yeterli ve dengeli beslenme ile<br />

aktif yaşam şeklinin önemine vurgu yapılacak, mevcut ürünlerin<br />

formülasyonları geliştirilecek. Türkiye’deki yiyecek ve içecek<br />

reklam harcamalarının önemli bir bölümünü gerçekleştiren şirketler,<br />

1 Ocak 2018 itibariyle taahhütleri kapsamında tedbirlerini<br />

uygulamaya koyacaklar.Beslenme, Fiziksel Aktivite ve Sağlıkla<br />

ilgili ulusal hedeflerin geliştirilmesini desteklemek amacıyla<br />

2016’da bir taahhüt etrafında toplanan Reklamverenler Derneği<br />

üyesi, Türkiye’nin en büyük gıda ve içecek firmaları, taahhütlerini<br />

yenileyip genişletti. Türkiye’deki gıda ve içecek firmalarının<br />

birlikte hareket ederek toplumsal sorumluluk bilinciyle bugüne<br />

kadar büyük ilerleme kaydettiğini belirten Reklamverenler Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, “Ulusal Gıda ve İçecek<br />

İttifakı - Türkiye Taahhüdü, Türkiye’de izleyici kitlesi %35<br />

oranında 12 yaşın altındaki çocuklar olan tüm televizyon programlarında,<br />

çocuklara özel tematik kanallarda, yazılı basında,<br />

radyo, sinema ve dijital mecralarda yer alan yiyecek-içecek<br />

reklamlarımıza ilişkin taahhüdü temsil ediyor. Ayrıca bu taahhüt<br />

kapsamında, çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak,<br />

obezite ile mücadele edebilecek şekilde piyasaya, tuz,<br />

şeker, doymuş yağ, trans yağ asitleri azaltılmış ve/veya porsiyon<br />

kontrolü sağlayan seçenekler sunulması da yer alıyor” diye<br />

konuştu.<br />

Reklamverenler Derneği çatısı altında bulunan Sorumlu Reklamcılık<br />

Yürütme Kurulu, reklam verenleri yürütmekte oldukları<br />

pazarlama iletişimi faaliyetlerinde, tüketici hakları, çocuklara ve<br />

çocuklarla iletişimde içerik kuralları gibi konularda proaktif olarak<br />

bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla yoğun çalışmalar<br />

yürütmektedir.<br />

Ebeveynler ve kamu otoritesinin çabaları desteklenecek<br />

“Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı - Türkiye Taahhüdü”nü imzalayan<br />

şirketler, daha önce bireysel olarak almış oldukları tedbirleri<br />

bir adım öteye taşıyarak, kolektif olarak alacakları gönüllü<br />

önlemlerle; çocuklara sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırıp<br />

bu alışkanlıkların toplum genelinde yaygınlaştırılması yolunda<br />

ebeveynlerin ve kamu otoritesinin çabalarına destek olacak.<br />

Türkiye’deki yiyecek ve içecek reklam harcamalarının önemli<br />

bir bölümünü gerçekleştiren firmaların bu taahhüde imza atmaları<br />

ve birlikte hareket etmelerinin çocuklar ve Türkiye’nin geleceği<br />

için çok değerli olduğunu belirten Ahmet Pura, “Alınabilecek<br />

tedbirler taahhütle sınırlı değil. Firmalar, kendi iç politikaları<br />

dahilinde bu taahhüdün ötesinde önlemler alabilecekler. Pazarda<br />

birbirleriyle rekabet eden markaları bir araya getiren şey toplumsal<br />

sorumluluk. Bu ittifakın ve taahhüdün diğer firmalara ve<br />

sektörlere de örnek olmasını diliyorum” dedi.<br />

Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı -Türkiye Taahhüdü uyarınca;<br />

-İzleyici kitlesi %35 oranında 12 yaşın altındaki çocuklar olan<br />

programlarda, ortak beslenme kriterlerini sağlamayan ürünlerin<br />

reklamı yapılmayacak.<br />

-Reklamlar, ebeveyn otoritesine zarar vermeyecek, çocukları<br />

ürün kullanımının potansiyel faydaları konusunda yanlış yönlendirmeyecek,<br />

yeterli ve dengeli beslenme şekillerini ve fiziksel<br />

aktiviteyi özendirecek yönde hazırlanacak.<br />

-Şirketler, tüketicilerin dengeli beslenmesine katkıda bulunacak<br />

şekilde aşağıdaki bir veya birden fazla seçenek üzerinde çalışmalarını<br />

sürdürecek:<br />

a.Mevcut ürünlerin formülasyonunu geliştirmek;<br />

b.Çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak ve<br />

obezite ile mücadele edecek şekilde piyasaya tuz, şeker ve<br />

doymuş yağ ve trans yağ asitleri azaltılmış seçenekler sunmak;<br />

c.Farklı porsiyonlarda ve boyutlarda ambalajlama yaparak küçük<br />

ve/veya azaltılmış porsiyon boyutları ve/veya düşük kalorili<br />

ve kalorisiz seçeneklerle porsiyon dengesine rehberlik etmek.<br />

-Okul yönetimi tarafından eğitim amaçlarıyla özellikle talep edilenler<br />

veya kabul edilenler dışında, ilköğretim okullarında (12<br />

yaşa kadar) ürünlerle ilgili iletişim yapılmayacaktır.<br />

-Şirketler porsiyon kontrolü iletişimi için gerekli gayreti gösterecek.Pazarlama<br />

iletişimi mesajları, reklam içeriği ve medya satın<br />

alması açısından tüm medya kanalları içinde evde satın alma<br />

kararı veren tüketicilere yönelik olacak. İletişim mesajları, dengeli<br />

beslenme prensiplerine bağlı kalınarak, herhangi bir gıda<br />

veya içeceğin aşırı tüketimini özendirmeyecek; yeterli ve dengeli<br />

beslenmenin ve aktif yaşam şeklinin önemine vurgu yapacak<br />

şekilde belirlenmesi konusunda azami gayret gösterilecek.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /23


Hayatın İçi


Röportaj<br />

nden Bir Marka...<br />

Sinem Kınran Parlak<br />

Singer Türkiye Genel Müdürü<br />

Singer markası jenerik bir marka.<br />

Dünyada koruma altına alınmış 10 markadan biri.<br />

Herkesin hayatına dokunmuş,<br />

hayatın içinden bir marka ve sonuç olarak da<br />

Pazar lideri bir marka.<br />

Önümüzdeki yıllarda ki en büyük hedefimiz,<br />

bu çizgiyi bozmadan ilerleyebilmek.<br />

Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />

- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?<br />

- 1978 İstanbul doğumluyum. Kültür<br />

Koleji’nde lise eğitimimi tamamladıktan<br />

sonra İstanbul Üniversitesi Mikrobiyoloji<br />

Bölümü’nü bitirdim. Sonrasında<br />

London College of Management’ta<br />

pazarlama eğitimi aldım. En son olarak<br />

da Işık Üniversitesi’nde MBA yaptım.<br />

Mezun olduktan sonra OTACI’da diyet<br />

ve kozmetik ürün müdürü olarak 1 sene<br />

görev aldım. Sonrasında Singer’de pazarlama<br />

uzmanı, ürün müdürü, pazarlama<br />

müdürü, satışve pazarlama müdürü<br />

görevlerinde bulundum. Halen Singer<br />

Türkiye’de genel müdürlük yapmaktayım.<br />

- Singer’in marka açısından konumunu<br />

nasıl tanımlarsınız ve 2018 yılı<br />

için hedefleriniz nelerdir?<br />

- Singer markası jenerik bir marka. Dünyada<br />

koruma altına alınmış 10 markadan<br />

biri. Herkesin hayatına dokunmuş,<br />

hayatın içinden bir marka ve sonuç olarak<br />

da Pazar lideri bir marka. Önümüzdeki<br />

yıllarda ki en büyük hedefimiz, bu<br />

çizgiyi bozmadan ilerleyebilmek.<br />

- Bulunduğunuz sektörlerdetüketici<br />

güveni ve sadakatini sürdürülebilir<br />

bir şekilde sağlayabilmek için nelere<br />

önem gösteriyorsunuz?<br />

- Kaliteden ve hizmetten ödün vermemek,<br />

hatta bu yönlerimizi geliştirmek<br />

bizim için çok önemli. Ürünü satana<br />

kadar verdiğimiz hizmetin ve desteğin<br />

fazlasını satış sonrası veren bir firmayız<br />

diyebilirim. Tecrübeli ve bilgili servis<br />

ağımız ile asla müşterilerimizi madur<br />

etmeden her zaman hizmete hazırız.<br />

Müşteri memnuniyeti bizim için çok<br />

önemli. Tüketicilerimiz için kullanma<br />

kılavuzlarının videolarını çektik, tüm<br />

ürünlerimizin kullanım videoları hem<br />

youtube sayfamızda hemde web sitemizde<br />

mevcut. Makinayı kutudan<br />

çıkartmak ile başlayıp makinanın tüm<br />

özelliklerini izleyebilecekleri detaylı<br />

videolar. Ayrıca youtube kanalımızda<br />

Singer TV açtık, burda haftada bir yeni<br />

bir proje dikimi gösteriliyor. Böylece<br />

“makina alacağım ama ne dikeceğim<br />

bilmiyorum” veya makinam var dikecek<br />

birşey bulamıyorum” gibi düşüncelerde<br />

olan tüketicilerimizede içerik sunuyoruz.<br />

Müşterilerimiz için teknolojiyi de<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /25


Röportaj<br />

kullanarak sürekli yeni projeler, yeni etkinlikler<br />

veya yeni ürünler geliştiriyoruz<br />

diyebiliriz. Bu da yıllardır firmaya olan<br />

bağlılığı dahada kuvvetlendiriyor. Eskiden<br />

anneanne – babanelerin evinde<br />

olan dikiş makinaları artık birçok üniversitede<br />

moda tasarım bölümleriyle<br />

gençlerin veya çalışan bayanların da<br />

evlerinde. Evde basit tadilatlarını yapabilmek<br />

için dikiş makinası satın alan<br />

bir kitle söz konusu. Bizde markamızı<br />

gençleştirecek, müşteri memnuniyetini<br />

ön planda tutan yenilikleri elimizden<br />

geldiğince hayata geçiriyoruz ve buna<br />

devam edeceğiz.<br />

- Singer’in Bir Dilek Tut Derneği ile<br />

birlikte “Singer ile Her Destek, Gerçekleşen<br />

Bir Dilek” projesi hakkında<br />

bilgi alabilir miyiz?<br />

- Dikiş makinesinin mucidi Singer<br />

olarak,biz her zaman hayata dokunanbir<br />

marka olmayı başardık. Sosyal sorumluluk<br />

projelerine büyük değer verdik<br />

ve bu anlayışı kurum kültürümüzün bir<br />

parçası olarak kabul ettik. Dolayısıyla<br />

şimdiye kadar birçok proje geliştirdik<br />

ve gerçekleştirdik. “Singer ile Her Destek,<br />

Gerçekleşen Bir Dilek” projesi de<br />

26 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Singer ile<br />

Her Destek,<br />

Gerçekleşen Bir Dilek<br />

bu yaklaşım ile hayata geçirmek üzere<br />

olduğumuz en son projemiz. Projemiz<br />

için ajansımız Med Partners Reklam ve<br />

Halkla İlişkiler’den gelen öneriler doğrultusunda<br />

ve onlarla birlikte hareket<br />

ettik. Hayati tehlikesi bulunan hastalıklarla<br />

mücadele eden çocukların hayallerini<br />

gerçekleştirmek üzere faaliyetlerde<br />

bulunan Bir Dilek Tut Derneği ile<br />

iletişime geçtik. Daha sonra da projemizin<br />

önemli parçalarından biri olan ve<br />

ülkemizin tanınan isimleri ile görüştük.<br />

Onlardan bizim için özel patch’ler tasarlamalarını<br />

istedik. Tasarlanan patch’leri<br />

ise singer.com.tr adresinden satışa çıkararak,<br />

gelirini Bir Dilek Tut Derneği’ne<br />

aktaracağız.<br />

- Singer bu proje ile kaç çocuğa ulaşmayı<br />

hedefliyor?<br />

- Amacımız çocukların umut, dayanma<br />

gücü ve sevinç duygularını güçlendirmek.<br />

Onların hayallerine yolculuk<br />

etmek. Sihirli ve mutlu anlar yaşatıp,<br />

kalplerinde taşıdıkları dilekleri gerçekleştirmek.<br />

Proje tamamlandığında ne<br />

kadar çocuğumuzun dileğini gerçekleştirirsek<br />

o kadar mutlu olacağız. Sonuçta<br />

hastalıklarla mücadele ederken<br />

onların yanında olmak, moral ve yaşam<br />

enerjisi aşılamak, gerçekleştirmeyi umduğumuz<br />

en önemli hedef.<br />

- Projeyi desteklemek isteyen vatandaşların<br />

ne yapması gerekiyor?<br />

- “Singer ile Her Destek, Gerçekleşen<br />

Bir Dilek” projemiz için Ahu Orakçıoğlu,<br />

Ayşe Kucuroğlu,Oyuncu Ayşe Tolga,<br />

Sanatçı Bengü, Derin Talu, Ezra<br />

& Tuba Çetin kardeşler, Gamze Karaman<br />

Keçeli, Mert Vidinli, Oyuncu Naz<br />

Elmas ve Sunucu Özlem Yıldız gibi tanınmış<br />

isimler birbirinden keyifli patch<br />

tasarımları hazırladılar. Bu patchler şu<br />

anda singer.com.tr adresimizde satışa<br />

çıkmış durumda. Patch’lerin satışından<br />

elde edilen gelir, Bir Dilek Tut<br />

Derneği’ne aktarılacak böylece satın<br />

alan herkes projeye ve çocukların dileklerinin<br />

gerçekleşmesine destek sağlamış<br />

olacak.


Köşe<br />

Kübra Nebioglu / nebioglukubra@gmail.com<br />

( satır<br />

) ayracı<br />

Gen Z...<br />

Daha önce jenerasyonlar ile ilgili birşey yazmayı<br />

düşünmemiştim.Endüstrü 4.0 konusu hayatımıza girmeden<br />

önce yaklaşık beş yıl tüm kongrelerin, sunumların ana<br />

konusu X ve Y jenerasyon farkı olduğundan dolayı konuya<br />

aşırı maruz kaldığımız için ek olarak ben de yazma ihtiyacı<br />

duymamış olabilirim. Fakat geçtiğimiz gün katıldığım 2018<br />

yılı iç iletişim trendlerini konuştuğumuz bir organizasyonda<br />

Gen Z kavramı minik bir ışık yaktı zihnim de. İçerisinde<br />

bulunduğumuz yıllarda Baby Boomer’lar ile Gen Z’ler iş<br />

hayatında aynı anda var olacaklar. Yaklaşık 95 doğumlular<br />

ile başlayan yeni jenerasyon iş hayatına girmeye başlıyor.<br />

Yani önümüzdeki yıllar çok neşeli olacağa benziyor.<br />

Eğenceli, renkli ama aynı zamanda da belirsiz ve biraz da<br />

kaotik. Ben kendi adıma Gen Z’yi biraz tanımak istedim,<br />

öğrendiklerimi de sizlerle paylaşmak.<br />

Yeni nesil, daha az odak olabilmelerine rağmen aynı anda<br />

birçok şey yapabiliyorlar,hızlı geçişler ile verimli çalışmalar<br />

gerçekleştiriyorlar.Bu durum ofislerde iş yapış şeklini<br />

yeniden tanımlayacak diye düşünüyorum.<br />

Gen Z’nin fırsatları değerlendirme, pazarlık yapma<br />

eğitimleri düşük seviyelerde. Zaten alışverilerini fiziki<br />

olarak biryere giderek yapma eğilimleri düşük iken diğer<br />

taraftan “hangi sitede en ucuzu var, bir bakayım indirim<br />

kuponu bulabilecek miyim, dur önce bu ürünle ilgili birkaç<br />

video izleyeyim, abi bana en son kaça olur…” düşünceleri<br />

de muhabbetleri de yok. Eğer bir ürün ve hizmete ihtiyacı<br />

olduğunu düşünüyorsa ve zevklerine hitap ediyorsa alıyor.<br />

İşte bu kadar basit.<br />

Gen Z bağımsızlığın ve özgürlüğün gerçek değerini biliyor.<br />

Çok erken yaşlarda hayata atılıyorlar. Geleneksel eğitimin<br />

yavaşlığı, sabah 8 akşam 6 çalışmanın rutinliği, büyük<br />

yatırımlar beraberinde getirdiği yıllarca bitmeyen borç<br />

ağırlığı pek eğlenceli değil. Biz konuşurken onlar çoktan<br />

yurtdışında iki tane üniversiteyi online olarak tamamlamış,<br />

bu esnada bir tane e-ticaret sitesi kurmuş sonra onu<br />

batırmış, borçlanmış, borçlarını da aynı anda yaptığı<br />

işlerdeki kazancı ile ödemiş, ikinci girişimi için çalışmalara<br />

başlamış olacaklar. Hatta her an yurtdışından gelecek<br />

bir teklifi bekliyorlar. Ya başka bir ülkeye gidecek ya da<br />

bulunduğu yerden global bir firmanın çalışanlarından biri<br />

olacak.<br />

Böylelikle girişimcilik anlayışının farklı bir boyut kazandığını<br />

görmek mümkün. Bağımsız çalışma şekilleri ile ne yapmak<br />

istediğini bilen bir nesil karşılıyor bizi. Tam da bu noktada<br />

tüketim beklentilerinden de bahsedilebilir. Gen Z’nin<br />

marka bağlılığını etkileyen en önemli tutumun sadakat<br />

olduğu rahatlıkla söylenebilir. Eğer sosyal medyada<br />

sevdiğiniz birkaç marka ya dainfluencer takip ediyorsanız,<br />

markaların bu kişilere karşı sadakatlerini ispatlamak için<br />

başvurduğunu yolları görebilirsiniz. Numune dağıtmak,<br />

tanıtım ürün göndermek mazide kaldı, bireysel iletişim hiç<br />

olmadığı kadar sıcak.<br />

Olaya kendi penceremden baktığımda eskiden marka<br />

temsilcilikleri, bloglar, yayınlanmış makaleler ve kitaplar<br />

vardı özgeçmişlerde. Şimdi bir bakmışım karşımda bir<br />

Instagram fenomeni oturuyor. Sosyal medya linkinin<br />

yanında takipçi sayısı yazıyor.<br />

Gen Z ile ilgili halen çok kapsamlı ve verimli araştırmalar<br />

bulunmuyor. Elde edilen veriler daha çok X ve Z<br />

jenerasyonunun karşılaştırılması sonucu sağlanan veriler<br />

denilebilir. Bunlardan elde edilen en belirgin verilerden biri<br />

de; ilk defa “global” olarak adlandırılan X’lerden %25 daha<br />

global bir nesil Gen Z ve daha fazla bilgisayarına, akıllı<br />

telefonuna ve hatta hayatını kolaylaştıran tüm cihazlara<br />

bağlı, bağımlı.<br />

İşte tam bu noktada şirketlerde bir kaos durumu olacak<br />

mı diye merak ediyorum? İnsan Kaynakları’nın yıllarını<br />

vererek geliştirdiği performans değerlendirme sistemlerine,<br />

gelişim planlarına ne olacak? Rol play çalışmalarının<br />

içerikleri nasıl değişecek ve hatta benim fikrim artık<br />

değişsin neden hala 10-15 yıllık senaryolar var. Yetkinlikler<br />

neler olacak, gelişim planları nasıl yapılacak, geribildirim<br />

görüşmelerinin içerikleri nasıl olacak. Mülakatlar konusuna<br />

ise girdiğim zaman çıkamayabilirim. Başka bir yazımın<br />

başlığı olsun.<br />

Sevgiler,<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 29


Kampanyalar<br />

Minik Eller Büyük Hayaller...<br />

QNB Finansbank, gönüllü finansçılarıyla birlikte toplumsal<br />

sosyal sorumluluk platformu ‘’Minik Eller Büyük Hayaller<br />

‘’ ile çocukların hayallerine güç katmaya devam ediyor.<br />

Yönetmenliğini Turgut Akaçık’ın yaptığı bu renkli reklam<br />

filmi, Rabarba imzasını taşıyor. Reklam filminin müziğinin<br />

bestesini ve seslendirmesini ise Nil Karaibrahimgil üstleniyor.<br />

QNB Finansbank’ın reklam yüzü Selma Ergeç’in de<br />

yer aldığı reklam filminde çocukların hiçbir zaman hayallerinden<br />

vazgeçmemesi gerektiği vurgulanıyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: QNB Finansbank<br />

Yönetici Kreatif Direktör: Pemra Ataç Açıktan<br />

Kreatif Direktor: Murat Yaylagül<br />

Kreatif Grup Direktörü: Elif Özüdoğru<br />

Kreatif Ekip: Volkan Yanık, Burcu Köken, Ayça Eriş,<br />

Özgür Öztürk,<br />

Müşteri İlişkileri: Pelin Önal, Ceyda Pehlivan,<br />

Özde Gırgırlar<br />

Strateji: Oğuz Savaşan<br />

Prodüksiyon (ekibi): Duygu Demirkoparan<br />

Müşteri: QNB Finansbank, Armağan Engel, Nilgün Hoşgel<br />

Bosum, Zeynep Çakır, Tülin Çırak, Burcu Zorba<br />

Medya Ajansı: People İnitiative, Meral Karabıçak,<br />

Funda Kandemir,<br />

Yönetmen: Turgut Akaçık<br />

Yapım Şirketi: Kala Film<br />

Müzik: Nilin İşleri<br />

Mecra: TV / Internet<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 31


Kampanyalar<br />

Patrona İşçi, İşçiye Patron Burada...<br />

Mavi yaka ve ara kademe pozisyonlara odaklı insan kaynakları<br />

platformu Eleman.net’in dört ayrı reklam filminden<br />

oluşan yeni kampanyası yayına girdi. “Patrona işçi, işçiye<br />

patron burada” temalı kampanya, “Başlarım böyle işe,<br />

KOBİ dostu, lansman ve müşteri memnuniyeti” başlıklı<br />

renkli ve eğlenceli reklam filmlerinden oluşuyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamın Başlığı: Patrona işçi, işçiye patron<br />

Reklamveren: Eleman.net<br />

Reklamveren Temsilcisi: Arif Köse<br />

Reklam Ajansı: Tezahürad<br />

Kreatif Direktör:Hakan Aydoğan<br />

Yaratıcı Grup: Murat Can Silen – Müjdat Yıldırım<br />

Müşteri İlişkileri: Sevil Bozbay<br />

Yönetmen: Hakan Kurşun<br />

Görüntü Yönetmeni: Rico<br />

Yapımcı: Fevzi Uludağ<br />

Yapım Koordinatörü: Ali Gündal<br />

Kullanılan Mecralar: TV– Sinema - Radyo – Basın – Outdoor<br />

- İnternet<br />

Kumaşı İyi Olanlar Bilir...<br />

Altınyıldız’ın yeni reklam kampanyasında, markanın bilinen<br />

ve ona yakıştırılan özellikleriyle anımsatılması dikkat çekiyor.<br />

Bu anımsama sadece kumaşın özgün anlatımıyla değil,<br />

daha çok markayı seçen insanlar ve o insanların içinde bulundukları<br />

durumlar üzerinden yapılıyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

ReklamınBaşlığı: Kumaşı iyi olanlar bilir<br />

Reklamveren: Altınyıldız, Boyner Grup<br />

Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson<br />

YaratıcıYönetmen: Tuğbay Bilbay, Tayga Soysaltürk<br />

Müşteri İlişkileriGrubu: Fulya Özarı, Ece Özyurt<br />

StratejikPlanlama: Ege Demirtaş, Elif Bozovalı<br />

Ajans Prodüksiyon: Ahmet Bayık, Çağrı Erdoğan,<br />

Zeynep Türkmen<br />

YapımŞirketi: PPR İSTANBUL<br />

Yönetmen: Şenol Altun<br />

32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kampanyalar<br />

Mitsubishi L200...<br />

Temsa Motorlu AraçlarMitsubishi L200 için yeni bir<br />

reklam kampanyası başlattı.Reklam filmi, değişen iklim<br />

koşulları dünyanın her yerinde insanları hazırlıksız<br />

yakalaması,ülkemizin degeçtiğimiz yaz aylarında yaşanan<br />

sellerde gördüğümüz üzere bu iklim değişikliklerinde etkilenen<br />

ülkeler arasında yer almasından hareketle hazırlandı.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Temsa Motorlu Araçlar<br />

Reklamveren Temsilcileri:Zeynep Özen, Duygu Şentürk,<br />

Hamza Özgören, Ufuk Karadağ<br />

Ajans: Havas Engage<br />

Yaratıcı Ekip: Ahmet Sefer, Sezgin Rızaoğlu, Betül Saykan,<br />

Neslihan Arslan, Benan Aka<br />

Müşteri İlişkileri: Berk Yılmaz<br />

Strateji: Elif Öven<br />

Prodüktör: Sıla Salgın<br />

Yapım Şirketi: Spark Film Collective<br />

Yapımcı: Tamer Üner<br />

Yönetmen: Mehdi Norowzian<br />

Zumosol Bildiğiniz Gibi Değil...<br />

Zumosol’ün “Bildiğiniz gibi değil” isimli yeni dijital reklam<br />

filmi yayına girdi. Filmde, muzip ve eğlenceli bir iletişim<br />

tonuyla rakiplerine gönderme yapan Zumosol’ün, konsantreden<br />

değil, taze sıkılmış ve su katılmamış gerçek<br />

meyve suyu olduğu vurgulanıyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Sanset Gıda<br />

Reklamveren Yetkilisi: Gizem Tokgöz<br />

Reklam Ajansı: Kramp<br />

Kampanya Adı: Bildiğiniz gibi değil<br />

Kreatif Direktörler: Serkan Balak, Duygu Burunsuz<br />

Yaratıcı Ekip: Ayberk Çınar, Süleyman Utku Bozkurt, Olcay<br />

Aksel<br />

Müşteri İlişkileri: Müge Bürge, Joel Erikman, Pınar<br />

Özçakır<br />

Stratejik Planlama: Merve Alıcı Göral<br />

Prodüksiyon Şirketi: Hacıyatmaz Film<br />

Yönetmen: Ali Can Zeren<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 33


Kampanyalar<br />

Soğuk Kış Günlerinde Çayınız Hazır...<br />

Doğadan’ın, “soğuk kış günlerinde çayınız hazır” temasıyla<br />

hazırlanan yeni reklam filmi televizyon, sinema ve internet<br />

mecralarında yayınlanıyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Coca-Cola Company/Doğadan<br />

Reklamveren Yetkilileri: Aylin Kosova Bilgin, Özlem Hanoğlu,<br />

Ayça Çınar, Didem Geren, Berrak Uytun, Mirey Alkaç<br />

Reklam Ajansı: Concept<br />

Kreatif Direktör: Kerem Özkut<br />

Yaratıcı Grup Başkanları: Umut Dizdar, Sedat Dündar<br />

Yaratıcı Ekip: Serkan Gültekin, Ersel Hıra, Elif Setenci, Badel<br />

Palmer, Kübra Demirkaya, Iris<br />

Marka Grup Direktörü: Yasin Özhan<br />

Marka Ekibi: Çisil Akoğul, Büşra Gülal<br />

Stratejik Planlama: Emre Sezer<br />

Ajans Prodüktörleri: Mert Turan, Hilal Kınalıada<br />

Prodüksiyon Şirketi: Kala Film<br />

Yönetmen: Burak Günaydın<br />

Kullanılan Mecralar: TV – İnternet - Sinema<br />

Bebek Büyütmek Uzmanlık İster...<br />

Son iletişim kampanyasıyla “Bebek büyütmek uzmanlık ister”<br />

diyen Evolvia’nın yeni dijital reklam filmi yayında.<br />

Bebekler ile anneler için sağlıklı besin ve destek ürünler sunan<br />

Evolvia, çocuk sahibi olduktan sonra düşünüş biçimleri<br />

değişen babaları selamladığı yeni bir reklam filmi yayınladı.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Evolvia<br />

Reklamveren Ekibi:Elif Arıman, Abdullah Ömeroğlu<br />

Reklam Ajansı:Havas Digital<br />

Ajans Genel Müdürü: Ceren Çubukçu Akpulat<br />

Kreatif Direktör: Serhan Acar<br />

Yaratıcı Ekip: Umut Karacaoğlu, Murat Hersan<br />

Müşteri İlişkileri: Birol Ecevit, Yasemin Yaylagül, Yiğit Uysal<br />

Sosyal Medya Ekibi: Özge Özdemir, Beyza Demir,<br />

Salih Demirci<br />

Ajans Prodüktörü: Volkan Alkan<br />

Medya Planlama Ajansı: People Initiative<br />

34 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kampanyalar<br />

MAPFRE Sigorta’dan Yeni Reklam...<br />

de tanır. Kötü günde yanınızda olacak sıkı bir dosta ihtiyacınız<br />

varsa, MAPFRE Sigorta, dostun hep yanında”diyen<br />

MAPFRE Sigorta, yeni reklam filmleriyle müşterilerinin<br />

her zaman yanında olduğunu hatırlatıyor.<br />

MAPFRE Sigorta’nın gerçek dostluğu eğlenceli bir şekilde<br />

ele alan reklam filmleri yayınlandı.”İnsan dostunu böyle gün-<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: MAPFRE Sigorta<br />

Reklam Ajansı: BEING/ÇÖZÜM<br />

Reklamveren Yetkilisi: İlker Sırtıkırmızı,<br />

Berkay Saraçoğlu, Işıl Güngör, Zeynep Aktekin<br />

Yaratıcı Ekip: Being Çözüm<br />

Marka Ekibi: Yusuf Ziya Erdönmez, Elif Onat Bozkurt,<br />

Miray Akal<br />

Stratejik Planlama Ekibi: Ahmet O. Yener,<br />

YunuscanHısımcıl<br />

Ajans Yapımcısı : Neslihan Gücüm, Evrim Saraçoğlu,<br />

Dilan Davutoğlu, İrem Akalın<br />

Prodüksiyon Şirketi: Böcek Yapım<br />

Post Prodüksiyon Şirketi :1000 Volt<br />

Yönetmen: Ali Taner Baltacı<br />

Parmak Isırtan Lezzet...<br />

KFC, kampanyanın reklam filminde ise dünyanın en kıskanç<br />

Noel Babasına rol vererek tavuk severleri heyecanlı bir<br />

hikayeye davet ediyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: KFC Türkiye<br />

Reklamverenyetkilileri: Zeliha Şener, DenizTurna, Damla<br />

Günay, Ecem Pekkaya, Figen Korkut<br />

Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB<br />

Yaratıcı Bölüm Başkanı:Gökhan Erol<br />

Yaratıcı Yönetmen: Ertuğ Tuğalan<br />

Yaratıcı Ekip:Buse Şay, Hakan Bıçakçı, Fatma Öcal<br />

Marka Ekibi:Zeynep Kızılcan, Bengi Özkoca<br />

Stratejik Planlama Ekibi:Canan Pehlivanoğlu, Beliz Top<br />

Ajans Prodüktörü:Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek,<br />

Ümit Bak<br />

Prodüksiyon Şirketi: Böcek Yapım<br />

Yönetmen:Engin Erden<br />

Jingle:Ömer Ahunbay<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 35


Kampanyalar<br />

Lumberjack’ten Yeni Reklam...<br />

Dış mekanda çekilen reklam filminde Lumberjack ile kışın<br />

tüm olumsuz hava koşullarına rağmen kendinizi güvende<br />

hissedeceğiniz, her ortama kolayca ayak uydurabileceğiniz<br />

bir ayakkabı bulabileceğiniz görülüyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklam Veren: FLO<br />

Reklam Veren Temsilcisi: Esin Başder, Elif Köse<br />

Reklam Ajansı: Vietnam 2,0<br />

Müşteri İlişkileri: Ersin Çetinkaya<br />

Ajans Prodüktörü: Tuse Tamer<br />

Yönetmen: Tibet Salıman<br />

Yapımcı: Gamze Yavuz, Yaman Birman<br />

Post Prodüksiyon: ABT<br />

Post Prodüksiyon Koordinatörü: Ozan Altay<br />

Emsan’ın Yeni Reklam Filmi...<br />

Emsan’ın yeni reklam filmi yayına girdi. Murat Yıldırım ve eşi<br />

İmane Elbani’nin rol aldığı reklam filminin yönetmen koltuğuna<br />

Hakan Yonat oturdu. 1 aylık hazırlık sürecinden sonra<br />

çekimi 1 günde gerçekleşen reklam filminde, Emsan’ın mutlu<br />

başlangıçlara eşlik ettiği mesajı vurgulandı..<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Emsan Mutfak Gereçleri<br />

Reklamveren Yetkilisi: Galip Bağcı, Ayşe Akçelik<br />

Reklam Ajansı: Polifoni İstanbul<br />

Prodüksiyon Ekibi: Kala Film<br />

Yönetmen: Hakan Yonat<br />

Post Prodüksiyon: IPD<br />

36 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kampanyalar<br />

Yüzde 100 Yerliyiz...<br />

Prodüksiyon: Longwalk Production<br />

Yürütücü Yapımcı: Burak Kolcu<br />

Yönetmen: Can Fakıoğlu<br />

Görüntü Yönetmeni: Burak Barutçu,Hürcan Emre Yılmazer<br />

Reklam Müzikleri: Barlas Erinç<br />

KasapDöner’in yeni kampanyası için hazırladığı reklam filmi<br />

görücüye çıktı. KasapDöner’in arkasındaki 70 yıllık Sarıtaş<br />

Et tecrübesine ve yüzde 100 yerli sermayesine vurgu yapılan<br />

reklam filminin altında önemli isimlerin de imzası yer<br />

alıyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Kasap Döner<br />

Reklam Ajansı: 25 Kare / Okan Turhan<br />

Mahall Bomonti İzmir...<br />

Mahall Bomonti İzmir, 1912 senesii tibariyle bira ve gazozfabrikası<br />

olarak faaliyet arzeden 9 adet tarihi binayı<br />

aslına sadık şekilde restore ediyor. Bu alanlar sergi salonu,<br />

müze, tiyatro ve sanat evine dönüşüyor. Cosmic Creativede<br />

Mahall Bomonti İzmir’in bu özelliğini kullanarak bir<br />

kampanyaya imza atmış.<br />

Kampanya Künyesi<br />

ReklamAjansı: Cosmic Creative<br />

YaratıcıYönetmen: Gökhan Akça<br />

ReklamYazarı: Burcu Üngör<br />

Sanat Yönetmeni: KamuranCihan Bahadır<br />

Müşteri İlişkileri: Uğur Nasraddinler<br />

Reklam Proje Koordinatörü: Attila Sezgin<br />

Yönetmen: Nadir Bekar<br />

Yapım Şirketi: Spark Film Collective<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 37


Girls Road T


Gezi<br />

rip; Yunanistan...<br />

3 kız bayram tatilini biraz uzatıp Yunanistan’ a gitmeye karar<br />

verdik. Ulaşım aracı olarak da kendi aracımızı seçtik. Hemen<br />

kaskoya uluslarası sigortayı eklettik, 15 günlük yeşil sigortamızı<br />

yaptırdık ve yola düştük. Cumartesi sabah 5’ te evden çıktık ve<br />

saat 09:30 gibi İpsala sınır kapısına yaklaştık. Sınıra 5 km kala<br />

sıraya girdik ve saat 16:30’ da gümrükten çıktık.<br />

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com<br />

3 kız bayram tatilini biraz uzatıp Yunanistan’<br />

a gitmeye karar verdik. Ulaşım<br />

aracı olarak da kendi aracımızı seçtik.<br />

Hemen kaskoya uluslarası sigortayı eklettik,<br />

15 günlük yeşil sigortamızı yaptırdık<br />

ve yola düştük. Cumartesi sabah<br />

5’ te evden çıktık ve saat 09:30 gibi İpsala<br />

sınır kapısına yaklaştık. Sınıra 5<br />

km kala sıraya girdik ve saat 16:30’ da<br />

gümrükten çıktık. Tam 7 saat gümrükte<br />

bekledik, kabus gibi olması gerekirken<br />

biz mevcut durumu piknikteyiz gibi kurguladık:)<br />

Kızlar, yola çıkmadan önce<br />

termosa çay, kahve yanına da kekler,<br />

börekler, yaprak sarmaları yapmışlar.<br />

En yakın benzincide de duraklayıp,<br />

üzerimize yazlık elbiseleri ve parmak<br />

arası terlikleri giydik mi “piknik mode on”<br />

oldu :) Öyle laylaylom şeklinde gümrük<br />

sırasında beklemeye koyulduk. Bir ara<br />

sırada bekleyen tır şöförü beylerle de<br />

tanışıp sohbet ettik. Sonrasında aracı<br />

tırların pararleline alıp onların gölgelerinden<br />

faydalandık. Yemek yedik, kitap<br />

okuduk sohbet ettik ve nihayet Yunanistan’<br />

agiriş yaptık. Yolculuğumuza da<br />

“Girls Road Trip” adını verdik :)<br />

Tatile çıkmadan önce ilk kalacağımız<br />

ve son kalacağımız yerde otel ayarladık.<br />

Gerisini gittiğimiz yerlerde ayarlarız<br />

diye salladık. Ne zaman nerede kalırız,<br />

kafamıza göre karar veririz dedik. İlk durağımız<br />

Halkidiki’ deki yarım adalardan<br />

biri olan Kassandra. İstanbul - Halkidiki<br />

arası 600 km. Fakat biz Halkidiki’ye<br />

değil, Kassandra’nın en alt kısmındaki<br />

Loutra’ya gideceğiz. Orası da 680 km<br />

civarı. İlk kalacağımız yer ise Loutra.<br />

Gümrükten çıktıktan sonra güzel manzaralı<br />

bir yerlere oturup bir şeyler içip<br />

tatile başladığımız hissine varalım diye<br />

Alexandroupoli yani Dedeağaç’ ta mola<br />

vermeye karar verdik. Orada gidilecek<br />

yerlere çalışmadığımız için hemen Foursquare<br />

açıp, iyi puan alan mekanlara<br />

baktık ve Aya Yorgi Taverna’ yı bulduk.<br />

Dedeağaç’ın merkezinden 15 km uzakta<br />

olan bu mekan deniz seyiyesinden<br />

hafif yüksek bir yer. Mekan son derece<br />

şık ve gösterişli bir yer. Önünde Beach<br />

Club var o da en az mekan kadar albenili<br />

birplaj. Hatta şöyle söyliyeyim,<br />

mekana dibimiz düştü ) Tuvaletler mis<br />

gibi lavanta kokuyor ve klimalı o derece<br />

yani. Gerisini siz düşünün. En önde<br />

güzel manzaralı bir masaya oturup siparişlerimizi<br />

verdik. O manzarada ouzo<br />

içilirdi ama hem araba kullanacağım<br />

hem de yolumuz uzun olduğu için sadece<br />

bira içebildim :)<br />

Tatilde olduğumuz için hiç kastırmadan,<br />

keyifli keyifli oturup, Dedeağaç manzarasının<br />

keyfini çıkardık sonra da Loutra’<br />

ya doğru yola çıktık. Önümüzde 380<br />

km yol var. Bir süre otobandan gittikten<br />

sonra kuş uçmaz kervan geçmez, bozuk<br />

ormanlık yollara girdik. Yollar çok<br />

dar ve bozuk, üstelik hiç aydınlatma<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39


Gezi<br />

da yok. Benim gözler faltaşı gibi açık,<br />

hem navigasyon takip ediyorum hem<br />

de yola bakıyorum çünkü yollar çok virajlı.<br />

Zifiri karanlık yollardan geçip gece<br />

1 gibi Loutra’daki kalacağımız yere vardık.<br />

Kalacağımız yer, balkonlu bir stüdyo<br />

bir daire. Ben o kadar yorulmuşum<br />

ki, duş bile almadan koltukta uyuya kaldım.<br />

Narkoz yemiş gibi sabaha kadar<br />

deliksiz uyudum. Kızlar da odalarındaki<br />

böceği dışarı çıkarmak için epey bir<br />

uğraşmışlar, bakmışlar böcek çıkmıyor,<br />

yatağı duvardan uzaklaştırıp, ışık açık<br />

uyumuşlar :)<br />

Sabah balkonda kahve keyfi yaptıktan<br />

sonra kahvaltı etmek için tekrar dışarı<br />

çıktık. Tabii yine Foursquare’dan yardım<br />

aldık.<br />

Gideceğimiz bölgeye karar verdikten<br />

sonra google maps’e yeri işaretleyip<br />

yola çıktık. Fakat google maps bizi çok<br />

zor durumda bıraktı. Ana yoldan çıkarıp<br />

orman yoluna soktu. Uzun bir süre,<br />

yusuf yusuf şeklinde ağaçların yolu kapattığı,<br />

orman yolundan gittikten sonra<br />

yağmur sularının oluşturduğu kanallardan<br />

geçip kayalık bir bölgeye geldik.<br />

Kayalardan aşağı inmek mesele değil<br />

de eğer orada yol yoksa o kayaları geçip<br />

tekrar aynı yola çıkmak mümkün<br />

40/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Yunanistan’a giriş yaptık.<br />

Yolculuğumuza da<br />

“Girls Road Trip”<br />

adını verdik :)<br />

değil. Birbirimize bakışıp, aç karınına<br />

risk alınmaz deyip, zor bela geri dönüp,<br />

ana yoldan devam ettik. Neticede, aradığımız<br />

yere sağ salim vardık.<br />

Foursquare’den aldığımız yardım sadece<br />

bölge adı (Pefkochori) ama mekanlara<br />

bakmadık. Pefkochori vardıktan<br />

sonra arabayı bir yere park edip,<br />

mekanlara bakınmaya başladık. Çok<br />

az yerde kahvaltı seçeneği olduğu<br />

için mekan seçerken çok zorlanmadık.<br />

Central Cafe adında bir yere oturup,<br />

kahvaltı siparişi verdik. Kahvaltımızı<br />

beklerken, garson kardeşten de plaj<br />

önerilerinizi aldık; Sani Beach, Molos<br />

Beach, Afitos Plage, Lefki Ammos Beach,<br />

Cabana Beach, White Bar, Camping<br />

Paliuri vs. Tüm bunları bir peçeteye<br />

yazıp, çantaya attık.<br />

Kahvaltı demişken, biraz da ondan bahsedeyim.<br />

Ben mantarlı omlet istedim,<br />

ortaya da Greek salad söyledik. Salatanın<br />

içindeki malzemeler inanılmaz,<br />

lezzetli, domates mis gibi kokuyor, içindeki<br />

peynir tam yağlı (rakı mezesi için


Gezi<br />

ideal), zeytinyağı mis kokulu vs. Omlet<br />

ayrı güzel ve hacim olarak fazla. Kahvenin<br />

kokusu ise nefis. Bence kahvaltı<br />

çok iyiyidi. Mutlu mest kahvaltıdan kalkıp<br />

etrafı dolandık biraz.<br />

Meydanın üst tarafında Lemonis Bakery<br />

diye bir pastane gördük. Bahçesi<br />

epey kalabalık olduğu için içeri girip bakınalım<br />

dedik. Aman tanrım, o da ne...<br />

İçeride binbir çeşit pasta var. Sandviçler,<br />

kurabiyeler, rengarenk pastalar.<br />

Kendimi bir an cennette sandım. Yunan<br />

kardeşler bu pastacılık işini çok iyi biliyor<br />

:) Kendimi zor attık dışarı.<br />

Etrafı kolaçan ettikten sonra bir markete<br />

girdik, su alalım diye. Ama buzdolabında<br />

Bacardi Breezer ve Smirnoff Ice’ları<br />

görünce dayanamayıp, onlardan da aldık.<br />

Arabaya gider gitmez araç tipi buzdolabını<br />

çalıştırıp içecekleri içine attık.<br />

Hava sıcak, ısınmasın nevaleler :)<br />

Temel ihtiyaçları giderdikten sonra kendimize<br />

uygun bir plaj bulmak üzere yola<br />

koyulduk. Kassandra bölgesinde lüks<br />

beach club’ların yanısıra, çadırda konaklayıp,<br />

kalabileceğiniz plajlar da var.<br />

Camping Paliouri onlardan biri mesela.<br />

Biz bir kaç plaj dolaştıktan sonra kimsenin<br />

olmadığı biz kumsala serilmeyi<br />

tercih ettik. Bagajdan, kamp sandalyeleri<br />

ve masamızı çıkarıp sahile yerleştirdik<br />

sonra da Akdeniz’in pırıl pırıl<br />

denizine bıraktık kendimizi. Engin mavinin<br />

kıyısında, tüm gün denize girdik,<br />

çekirdek çitledik, güneşlendik, sohbet<br />

ettik. Saat 18:00 gibi kalkıp otele geri<br />

döndük. Duşumuzu aldıktan sonra tekrar<br />

dışarı çıkıp, garson kardeşin önerdiği<br />

yere kahve içmeye gidelim dedik.<br />

Google maps’ten haritaya bakınırken<br />

bir de gördük ki, bizim otelin karşısıymış<br />

meğer, Villa Stasa. Dışardan bakıldığında<br />

sıradan bir kafe gibi görünüyor<br />

ancak içeri girince uçurum kısında kurulmuş<br />

mekanı ayırt ediyorsunuz. Mekanın<br />

balkonları, kayalıkların üzerine<br />

teras şeklinde yapılmış. Kademe kademe<br />

bahçenin, muhteşem bir manzarası<br />

Yunan kardeşler<br />

bu pastacılık<br />

işini çok iyi biliyor :)<br />

var. Kendimize güzel bir masa seçip, siparişlerimizi<br />

verdik ve güneşi bu muhteşem<br />

mekanda uğurladık. Yolunuz Kassandra’<br />

ya düşerse mutlaka uğrayın.<br />

Villa Stasa’da epey oturduktan sonra<br />

etrafı keşfe çıktık. Gördük ki, gezilecek<br />

hiç bir yer yok. Meğerse bizim kaldığımız<br />

yer en sakin yerlerden biriymiş. Hiç<br />

bi numara yok. Emekli yeri. Hayal kırıklığı<br />

ile otele yürürken bir bar gördük ve<br />

ona salça olduk. Bizim haricimizde bir<br />

Alman aile vardı barda, onlarla lafladık<br />

biraz sonra da otele giyip uyuduk. Ertesi<br />

gün ki rotamız Sithonia yarımadası.<br />

Kassandra yarımadası daha çok yazlık<br />

tarzında bir yer. Hele de bizim kaldığımız<br />

yer iyice sayfiye yeriydi. Hayat,<br />

adanın batı tarafında, popüler tüm mekan<br />

ve plajlar orada. Doğusu ise emeklilerin<br />

yazlığı gibi. O yüzden Kassandra<br />

adasını pas geçebilirsiniz. Olmasa da<br />

olur, olacaksa da Polychrono veya Pefkochori’<br />

yi tercih edin, konaklama için.<br />

Ertesi sabah, kahvaltıdan sonra adanın<br />

batı tarafındaki yolu takip ederek Sithonia<br />

yarımadasına doğru yola koyulduk.<br />

Fakat kalacak yer için rezervasyon<br />

yaptırmadığımız için gideceğimiz<br />

nokta belli değil. Kassandra’nın dar<br />

ve bozuk yollarında, deniz manzarasını<br />

seyrede seyrede epey bir yol<br />

aldıktan sonra Yerakini’de kahve molası<br />

verdik. Yerakini de sayfiye bir yer<br />

ve çok güzel plajları var. Uzun süre<br />

moladan sonra tekrar yola koyulduk.<br />

O sırada da nerede kalsak diye tartışıyoruz.<br />

Kampta mı kalsak acaba diye<br />

geyik yaparken iş döndü dolaştı kampa<br />

geldi. Karar, kamp ve biz yol üzerindeki<br />

kampları gezmeye başladık. Tabii onları<br />

bulabilmek için de Google üzerinde<br />

epey arama yaptık. İlk başta Camping<br />

Rea’yı bulup, görmeye gittik. Fakat yer<br />

olmadığı için Camping Mitari’yi görmeye<br />

karar verdik. Camping Rea, çok salaş<br />

bir yer ve zemin toprak. O yüzden<br />

çer çöpün çadıra dolma ihtimali yüksek.<br />

Neyse, gelelim Camping Mitari’ye. Girişteki<br />

görevli son derece gıcık tavrıyla<br />

karşıladı bizi. Daha ilk andan itibaren<br />

sevimsiz enerjiyle karşılaşınca kamp<br />

da sevimsiz geldi. Fazla resmi ve tuvaletleri<br />

pis. Üstelik tuvalet kağıdı ve peçete<br />

de yok. Orayı da beğenmedik ve<br />

rotayı Camping Castello’ya döndürdük.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /41


Gezi<br />

Ama benim kamptan yana umudum<br />

yok bir yandan da otellere bakıyorum.<br />

Camping girişine varıp, ücretleri sorduk;<br />

gayet makul geldi. Fiyat makul ya,<br />

kesin kötüdür dedim. O yüzden de ben<br />

arabada bekleyeyim, siz bakın, beğenirseniz<br />

beni de beğenmiş sayın dedim.<br />

10 dakika sonra kızlar geldi ve beni de<br />

içeri soktu. Ben ilk başta gözlerime<br />

inanamadım tabii; palmiye ağaçlarının<br />

gölgesinde bahçeler,boncuk mavisi bir<br />

deniz ve rengarenk çiçeklerle süslü karavan<br />

parkları. Camping içerisinde market,<br />

wc ve duşlar, çamaşır makinası ve<br />

ütü bulunan bir bölüm ve ayrıca da bulaşık<br />

yıkamak için bölümler var. Üstelik<br />

wc’de tuvalet kağıdı ve peçete de var.<br />

Ortam çok hoşumuza gitti ve hemen giriş<br />

işlemlerimizi yapıp, denize yakın, ön<br />

sıralardan bir yer kiraladık. Arabayı hemen<br />

yerimize parkedip, bikinileri giydik<br />

ve doğru denize :)<br />

Ege’nin, boncuk mavisi, berrak sularında<br />

doya doya yüzüp, güneşlendikten<br />

sonra akşam yemeği için kamp alanımıza<br />

geri döndük. Önce, her zaman<br />

bagajda hazır bulunan kamp malzemelerimizi<br />

aşağı indirdik. Çift kişilik çadı<br />

kurduktan sonra, hava yatağını şişirdik<br />

ve uyku tulumlarını da koyduktan sonra<br />

42 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Arabayı hemen yerimize<br />

parkedip, bikinileri<br />

giydik ve doğru denize :)<br />

uyumaya hazır hale getirdik. Kızlar çadırda<br />

kalacak ben de arabada uyuyacağım.<br />

Araba Suzuki Grand Vitara XL7,<br />

benim için oldukça geniş :) Tabii biz çadırı<br />

kurarken, etraftaki karavancılar bizimle<br />

dalga geçti, “fazla büyük değil mi<br />

o, birbirinizi kaybetmeyin içinde” diye.<br />

Konaklama kısmını hallettikten sonra<br />

sıra geldi yemeğe. Yemek için uğraşmaktan<br />

vazgeçip marketten bir sürü<br />

zeytinayağlı konserve, beyaz peynir ve<br />

Ouzo aldık. Yemekten önce serinlemek<br />

için de bira. Alış verişi bitirdikten sonra<br />

duşumuzu da alıp, masamızı hazırladık.<br />

Bagajda masa ve sandalyelerimiz<br />

de vardı, tabii :) O akşam denize karşı,<br />

müzik eşliğinde, sabaha kadar sohbet<br />

edip, içtik. Çok ama çok eğlendik :)<br />

Camping Castello, hafızamda uzun<br />

süre yer alacak bir konuma geldi. Çok<br />

şık, sevimli bir kamp alanı. Çadır neredeyse<br />

hiç yok ama konaklamanıza<br />

müsade ediyorlar. Size kiraladıkları yer<br />

10x5 metre civarında ve zemin yeşil<br />

renkli, çuval tarzı bir şey ile kaplı. Yolunuz<br />

düşerse, o bölgeye, kesinlikle kalınabilecek<br />

bir yer.<br />

Ertesi sabah kalkıp yine kamp usulü<br />

kahvaltımızı ettikten sonra yeni yerler<br />

keşfetmek için yola çıktık. Adanın etrafını<br />

dolaşıp, hoşumuza giden bir yerde<br />

denize gireceğiz sonra da kalacak yer<br />

bulacağız. Sithonia batı tarafı sahillerinden<br />

doğru yavaş yavaş, manzara izleyerek<br />

yok aldık. Kahve saatimiz gelince<br />

de Porto Koufo’da, Boukadoura diye<br />

bir yerde mola verdik. Boukadoura,<br />

filmlerde ve tatil kataloglarında gördüğümüz<br />

mekanlar gibi, beyaz badanalı,<br />

mavi çerçeveli, her tarafta minik objeler<br />

asılı, süslü, şirin bir mekan. O mekanda<br />

bulunmak bile insanı mutlu ediyor. Çok<br />

şık bir ortam, güleryüzlü, esprili garsonlar,<br />

lezzetli taze yiyecekler, gerçekten<br />

müthiş bir duygu. Uzun uzadıya oturup,<br />

frappe’lerimizi (soğuk ve buzlu kahve)<br />

koyu bir sohbet eşliğinde içerken<br />

aklımıza tatlı geldi. Menüdeki tatlıdan<br />

sipariş etmek istedik ama garson, tatlı<br />

olmadığını söyledi. Yani tatlı şiparişi<br />

almıyorlarmış. Tatlı yiyemeyince bizim<br />

suratlar asıldı tabii. Epey oturup, deniz<br />

zamanını kaçırdığımızı farkedince hesabı<br />

istedik. Hesaptan önce masaya bir<br />

tabak içerisinde 3 çeşit pasta geldi. De-


Church of the<br />

Assumption. Assumption,<br />

Hazreti Meryem’in göğe<br />

kabulü demekmiş.<br />

Gezi<br />

dik, herhalde üzüldüler bize, tatlı verdiler.<br />

Meğerse oralarda adet öyleymiş.<br />

Hesap istenince önce tatlı gelirmiş.<br />

Çok tatlı bir adet değil mi :) Tatlıları da<br />

yedikten sonra, güzel plajlarıyla ünlü<br />

Sarti’ye doğru yola çıktık.<br />

Sarti’ye vardığımızda saat 16:00’ ya<br />

varıyordu. Tatil modunda olduğumuz<br />

için hiç bir şey için acele etmiyoruz.<br />

Arabayı sahil kenarına park edip denize<br />

gireceğiz. Hemen arabanın kapılarını<br />

açıp, havluları sarınıp, havlu altından<br />

bikinileri giyip, denize attık kendimizi.<br />

Yol yorgunluğu atıp, büyük keyifle yüzdük<br />

akşama kadar. Sonra yine aynı<br />

şekil, ıslak mayoları çıkarıp, üzerimize<br />

kuru bir şeyler giyip en yakın kafeye gittik.<br />

Mekanların hepsi çok şık ve sahile<br />

sıra sıra dizili durumda. Menülere baka<br />

baka bir kaçına göz attık. Sonra menüsünde<br />

kalamar, ahtapot, papates vs<br />

olan şık bir yere oturduk. Kocaman, soğuk<br />

biralar eşliğinde yine sohbete daldık.<br />

Akşam olup da güneş batmaya yüz<br />

tutunca, kalacak yer aramız gerektiği<br />

geldi aklımıza. Sahildeki cadde üzerinde<br />

kiralık evlere baka baka yürüdük ve<br />

hoşumuza gidenleri arayıp sorduk. Sahil<br />

üzerindekilerin çoğunluğu doluydu,<br />

boş olanları da biz beğenmedik. Sonra<br />

evi dolu olan bir pansiyoncu abla, bize<br />

arkadaşının evini önerdi. Hemen yan<br />

sokakta bembeyaz duvarları olan, balkonlu<br />

bir ev. Eve çıktık baktık ve çok<br />

hoşumuza gitti. Yerleştikten sonra duşumuzu<br />

alıp, Sarti’nin gece hayatına<br />

bakınmaya çıktık.<br />

Sarti’nin de Türkiye’deki sayfiye yerlerden<br />

bir farkı yok. Gece açılan pazarlar,<br />

hediyelik eşya satan dükkanlar, salaş<br />

restaurant, dondurmacı ve kafeler.<br />

Rengarenk sokaklar, cıvıl cıvıl insanlar.<br />

Biz de tüm kadınlar gibi önce mağazaları<br />

gezdik tabii. Sonra da önümüze çıkan<br />

kiliseyi ziyaret etmeye karar verdik,<br />

Church of the Assumption. Assumption,<br />

Hazreti Meryem’in göğe kabulü<br />

demekmiş. Sarti Kilise’si diye de bilinen<br />

bu kilise, oraya yerleşen mülteciler<br />

tarafından binbir zorluklarla yapılıp, içi<br />

de göç ettikleri yerden getirdikleri kutsal<br />

eşyalarla süslenmiş. Şirin kiliseyi<br />

gezdikten sonra bir yerlere oturup bir<br />

şeyler içelim dedik ve Peponaki Karpouzaki<br />

Bar’a oturduk. Uzun bir süre bira<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /43


Gezi<br />

eşliğinde sohbet edip etrafı izledikten<br />

sonra garsondan gece kulüpleri ile ilgili<br />

bilgi aldık. Sarti’de çok fazla mekan yok<br />

ama bize Club Fact!’i önerdiler. Yürüyerek<br />

kulübe gittik ama hiç ses seda yok.<br />

İçeri girdik baktık ki, 3 – 5 kişi var sadece.<br />

Suratımız asık, çıktık mekandan.<br />

Sonra da dolana dolana gidip uyuduk.<br />

Sarti’de çok şaşalı bir gece hayatı yok.<br />

Genelde kafe ve barlardan ibaret ama<br />

mekanların hepsi çok küçücük, Club<br />

Facts! hariç. Merkez tarafında çok fazla<br />

güzel restaurant da yok, daha çok<br />

fastfood tarzında herşey. Ama en güzel<br />

hediyelik eşyalar oradaymış. Nasıl olsa<br />

diğer yerlerde vardır aynı şeylerden<br />

deyip, Sarti’den bir şey almadık. Sonra<br />

çok pişman olduk. Alış veriş yapacaksanız<br />

doğru adres Sarti. Hem uygun<br />

fiyatlı, hem çeşit çok hem de kaliteli<br />

ürünler.<br />

Ertesi sabah, balkonumuzda kahvaltı<br />

yapmak için hazırlıklara başladık. Ben<br />

bi koşu gidip, Caffe Patisserie “Pantazis”<br />

ten börek aldım. Adamlar, efsane<br />

güzel börek yapıyor. Gerçi vitrindeki<br />

herşey 10 numara 5 yıldız. Yunanistan<br />

44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Tüm gezdiğimiz yerler<br />

arasında ben en çok<br />

Sithonia yarımadasını<br />

beğendim.<br />

da bir tane börek var ama adını bilmiyorum.<br />

Normal tepsi böreği gibi ama içinde<br />

muhallebi var. Üzerine pudra şekeri<br />

ve tarçın döküp yiyiyorsunuz. Laz böreğinin<br />

şerbetsizi. Acayip güzel bir tat. Yemeden<br />

dönmeyin. Omlet, börek, peynir,<br />

zeytin vs ile nefis bir kahvaltı yaptık. Ardından<br />

da kahvemizi için kendimize güzel<br />

bir plaj bulmak için gezmeye çıktık.<br />

Sarti’de 3 tane plaj bulduk. Platanisi Beach,<br />

Platanitsi Wild Beach ve Orange<br />

Beach. Baktık en popüler olan Orange<br />

Beach, oraya gidelim dedik. Orange<br />

Beach minik bir koy ve kıyısı kayalık.<br />

Ama kayalık öyle böyle değil, rende<br />

gibi, yalın ayak basmak pek mümkün<br />

değil. Deniz muhteşem güzel, berrak<br />

ve suyun içi kum. Tabii böyle olunca da<br />

çok kalabalık. Biz hemen kıyıda soyunup,<br />

eşyaları kayanın üzerine bırakıp,<br />

kendimizi denize attık.<br />

Denizden çıktıktan sonra da etrafı keşfe<br />

çktık. Orange Beach, ormanın içinde<br />

bir bölge ve çadır kurmak mümkün<br />

ancak elektrik ve su yok. Bölge de çok<br />

minik ve eski bir kilise de var, Church<br />

Agios Nikolaos. İnternetten, sarti diye<br />

arattırdığımızda, görsellerde, deniz kıyısında<br />

ki kayalara oyulmuş bir deniz<br />

kızı heykeli görmüştük. Sahili dolanıp<br />

onu aramaya koyulduk, epey bir uğraştan<br />

sonra onu bulduk ama hayal kırıklığına<br />

uğradık çünkü tahrip edilmiş.<br />

Büyük bir kısımı kırılmış. Farkettik ki,<br />

heykel, çıplaklar plajının girişinde. Kıyıdan<br />

çıplaklar plajının o tarafa bakarken,<br />

bir yunan tanrısı fiziğine sahip bir<br />

abiyi, havlusunu silkelerken gördük.<br />

Ama abi normal plaja dönük bir şekilde<br />

duruyordu. Aklımıza, allahın bildiğini<br />

kuldan esirgemek olmaz, lafı geldi. Tabii<br />

biz uzun bir süre abinin etkisinden<br />

kurtulamadık. Yunan tanrıları belki de<br />

hala var etrafta :) Bir ara bizde yeltendik,<br />

çıplaklar plajına girmeye ama sonra<br />

vazgeçtik. Onun yerine yukarıdaki,<br />

nefis manzaralı mekana oturup, soğuk<br />

frappe içip, serinlemeyi tercih ettik.<br />

Bol bol yüzüp, serinledikten sonra tekrar<br />

yola koyulduk. Bu sefer rota Athos<br />

yarımadası. Tüm gezdiğimiz yerler<br />

arasında ben en çok Sithonia yarımadasını<br />

beğendim. Coğrafya olarak çok<br />

güzel. Sakin, huzurlu, temiz, yediğiniz<br />

içtiğiniz herşey kaliteli. Tekrar gidecek<br />

olursam ilk rotam Sithonia yarımadası<br />

olacak.Athos’a, Sithonia yarımadasının<br />

doğu tarafından doğru gidip uğramadığımız<br />

yerlere de yolculuk sırasında<br />

uzaktan baktık. Athos ve Sithonia<br />

arasında yollar oldukça virajlı ve bozuk,<br />

o yüzden yol uzun sürüyor. Epey<br />

bir süre gittikten sonra Pyrgadikia’ da<br />

mola verdik.Pyrgadikia’ nın hemen<br />

girişinde, Aigialos Coffee Restaurant<br />

diye bir yer bulduk ve oturduk. Deniz<br />

manzaralı mekanda oturup, keyifli keyifli,<br />

frappe’lerimizi içtik. Burası da sayfiye<br />

bir yer ve bir sürü restaurant var.


Gezi<br />

Hepsinden de nefis kokular yükseliyor.<br />

Yalnız burada sigara alacak bir yer bulamayınca,<br />

garsona sorduk. O da karşı<br />

restaurantı tarif etti. İçeri girip, oturan<br />

hanımlara sigara sordum. Onlar da<br />

henüz aracın gelmediğini, yarım saat<br />

beklemem gerektiğini söylediler. Sigara<br />

satılan yer yok, mekanlar, el altından<br />

sigara satıyorlar. Oldukça garip geldi<br />

bana. Ben de boynu bükük vaziyette<br />

kızların yanına geri döndüm. Birazcık<br />

Aigialos Coffee Restaurant bahsetmek<br />

istiyorum çünkü çok hoş bir yerdi ve<br />

orada geçirdiğim vaktin her saniyesinden<br />

keyif aldım. Mekan oldukça eski,<br />

ahşap, şık masaları ve sandalyeleri<br />

var. Bahçede bir sürü çeşit çiçek, alüminyum<br />

minik saksılar, tavandan aşağıya<br />

sarkıtılmış, cam şamdanlar vs.<br />

bir bütün olarak muhteşem bir mekan.<br />

Eski olmasına rağmen, tuvaletleri çok<br />

temiz, şık ve mis gibi lavanta kokuyor.<br />

Keşke Türkiye’de böyle olsa demeden<br />

edemedim.<br />

Yola çıkarken yanımıza bir sürü şey almıştık;<br />

kuruyemiş, zeytin, ve çekirdeeekkkk.<br />

Manzarayı güzel görünce, dayanamayıp,<br />

çekirdekleri çıkardık masaya.<br />

Bu arada gittiğimiz her plajda çekirdek<br />

Neyse ki bundan sonrası çok<br />

virajlı değil.<br />

Önümüzdeki sayıda<br />

Athos yarımadası<br />

ve<br />

Thasos adası olacak.<br />

çitlemişliğimiz var neredeyse. Çekirdeksiz<br />

yaz mı geçer hem:)<br />

Kahvelerimizi içip o gün ki çekirdek<br />

paketimizi bitirdikten sonra daha fazla<br />

oyalanmadan tekrar yola koyulduk.<br />

Neyse ki bundan sonrası çok virajlı değil.<br />

Önümüzdeki sayıda Athos yarımadası<br />

ve Thasos adası olacak.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /45


Game On<br />

Call of Duty:WW2.<br />

Ali Erdem Ekşioğlu<br />

İkinci Dünya Savaşı<br />

!944'de çamurlu Avrupa cephelerinde<br />

geleneksel savaşlar.<br />

Hızlı Tempo<br />

Dinamik haritalar ve klasik Call of Duty,<br />

savaş mekanikleriyle hızlı bir oyun temposu.


..<br />

GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />

Silik Bir Hikaye, Alışıldık Çoklu Nazi Zombiler<br />

Oyuncu<br />

Alıştıuğınız CoD Zombi modundan biraz<br />

Sürükleyici ama kısa ve sığ bir hikaye daha gergin bir atmosferde, arkadaşlarınızla<br />

ve çok da yenilikçi olmayan çoklu oyuncu inanılmaz zevkli bir hayatta kalma<br />

tecrübesi.<br />

mücadelesi.


Gameon<br />

Activision’ın ikonik first person savaş<br />

serisindeki yeni oyunu Call of Duty:<br />

WW 2 oyuncularla buluştu. Serinin son<br />

dönemde bilim kurguya fazla kaydığını<br />

ve özünü kaybettiği üzerine yapılan<br />

eleştirileri dinleyen Activision bu yeni<br />

oyunda, insanüstü dış iskeletletleri ve<br />

uzay boşluğunda savaşları bırakıp,<br />

serinin köküne dönmeye karar verdi.<br />

Oyun, hikayesini ve çoklu oyuncu<br />

modlarını İkinci Dünya Savaşının<br />

cephelerine taşıyor. Modern aksiyon<br />

oyunlarındaki hareket kabiliyetinize<br />

sahip olmasanız da 20. yüzyıl cephe<br />

savaşının gerginliği ve haritaların<br />

dinamikliği oyunun hızlı ritmini<br />

kaybetmemesini sağlıyor.<br />

Oyunun bu şekilde köklerine dönmesi,<br />

oyun dünyasında çok iyi karşılanmış<br />

olsa da bir oyun sadece geçtiği<br />

döneme göre değerlendirilemez;<br />

oyunu değerlendirirken birbirinden<br />

tamamen farklı üç modu olduğunu ve<br />

bu modların farklı kitlelere hitap ettiğini<br />

unutmamak gerek.<br />

Oyunun hikayesi, artık Call of<br />

Duty’den beklenir bir şekilde, İkinci<br />

Dünya Savaşında görev yapan bir<br />

askerin unutulabilir, yalın hikayesi.<br />

Activision’ı bu konuda suçlamak zor,<br />

oyuncu kitlesinin çoğu, oyunun da size<br />

başlangıçta teklif ettiği gibi, hikayeyi<br />

Sizin için deneyimleyip<br />

montajladığımız<br />

review videosunu<br />

http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />

adresinden izleyebilirsiniz.<br />

atlayıp çoklu oyuncu modlarına<br />

geçiyor. Er “Red” Daniels’ın 6-7 saatlik<br />

kısa hikayesi sizi oyunun tonuna<br />

hazırlarken, İkinci Dünya Savaşında<br />

görev yapmış bir erden bekleyeceğiniz<br />

türden bir hikaye anlatıyor.<br />

Hikayesi gibi, çoklu oyuncu modları<br />

da Call of Duty’den beklediğiniz<br />

tecrübeyi size sunuyor. Son<br />

oyunlardaki, duvarda yürüme,<br />

insanüstü sıçrama becerilerini<br />

çıkardığınız zaman elinizde kalan<br />

şey nerdeyse tıpatıp aynı, hızlı<br />

tempolu, seviye bazlı savaş. Çabuk<br />

öldüğünüz ama aynı çabuklukla<br />

öldürdüğünüz maçlar, yetenek ve<br />

seviye farklılıkları nedeniyle bazen<br />

rahatsız edici bir hal alabiliyor.<br />

Normalde yeni başladığınızda belirli<br />

bir dezavantajda olduğunuz bu<br />

seviye sistemlerini sevmesem de<br />

CoD: WW2, rakiplerinize yetişmenizi<br />

kolaylaştıracak sistemlerle donatılmış.<br />

Başlangıç seviyelerinde olmak ne<br />

kadar can sıkıcı olsa da yükselmek<br />

hızlı ve dertsiz olduğundan bu sürece<br />

katlanmayı kolaylaştırıyor.<br />

CoD: WW2, eski Call of Duty<br />

oyunlarının özünü yakalamış,<br />

ortalama bir aksiyon savaş oyunu.<br />

48 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Gameon<br />

Football Manager 2018 çıktı…<br />

Football Manager 2018, SEGA<br />

ve Sports Interactive tarafından<br />

dünya çapında, dijital olarak ve<br />

mağazalarda satışa sunuluyor.<br />

Bu yıl yapılan en önemli yeni<br />

özellikler ve iyileştirmeler şunlar:<br />

•Yeni Dinamik Sistemi - Uyumlu<br />

bir kadro, sahada daha iyi<br />

sonuçlar verir. Oyuncularınız<br />

arasında - hem sahada hem saha dışında - ortaklıklar kurarak<br />

ve giyinme odası atmosferini iyi koruyarak, kadromuzdan<br />

en iyi performansları alacaksınız.<br />

-Geliştirilmiş Maç Günleri Deneyimi –Yepyeni bir grafik motoru<br />

daha şık bir eşleşme arayüzü ve demirbaşlarınızı hayata<br />

geçiren modern bir sunumun yanında serinin tarihindeki<br />

en iyi aydınlatma, stadyum ve oyuncu modellerini üretir,<br />

- Gerçek Dünya İzleme Sistemi –Dünyanın en büyük kulüpleri<br />

tarafından kullanılan tekniklerin canlı ve gerçekçi bir<br />

temsili, daha geniş kapsamlı izleme seçenekleriyle birlikte<br />

daha ayrıntılı veri analizi de dahil olmak üzere, potansiyel<br />

imzalarla ilgili daha iyi bir genel bakış sunar.<br />

- Spor Bilimi–Yeni Tıp Merkezi size, takımınızın yaralanma<br />

durumuyla ilgili daha kapsamlı bir genel bakış sunar; tıbbi<br />

ekibiniz, bireysel oyuncuların yaralanma riskleri ve eğitime<br />

giren yaralanmalardan nasıl kaçınacağınız konusunda geri<br />

bildirimde bulunur.<br />

- Taktik Revizyonu–Yeniden tasarlanmış bir taktik ekranı,<br />

analizinizi merkeze koyarak, taktik çalışıp çalışmadığınızı<br />

net bir şekilde görmenizi sağlar. Yeni maç öncesi brifing,<br />

yaklaşmakta olan maçlarınıza daha iyi hazırlanmanızı sağlarken,<br />

yeni oyuncu rolleri oyuncularınızın yeteneklerinden<br />

yararlanmak için daha fazla yol sunar.<br />

-Geliştirilmiş Fantasy Draft –Daha uygun ekip bütçesi ve<br />

Hızlı Başlangıç seçeneği de dahil olmak üzere size özel Fantasy<br />

Draft deneyimini yaşatan birkaç yeni kurulum seçeneği<br />

ve akış için mükemmel yeni bir arayüz tasarlandı.<br />

Futbol Zekası –Şişirilmiş aktarma ücretleri ve sözleşme değerlerini<br />

yansıtan gerçekçi bir transfer pazarı, bu başarılı anlaşmayı<br />

sonuçlandırmaya yönelik daha fazla koşul ve oyun<br />

dünyasından içeriğe dayalı bilgileri hesaba katan daha akıllı<br />

transfer ve AI.<br />

LEGO Marvel Super Heroes 2 çıktı...<br />

Bilkom’un PS4 ve Xbox One platformları için satışa sunduğu<br />

“LEGO Marvel Super Heroes 2”, ilk oyunda olduğu gibi bu<br />

kez de Marvel dünyasına eğlenceli bir yolculuk sunuyor. Her<br />

yaştan oyuncu kitlesine hitap eden LEGO Marvel Super Heroes<br />

2’de telepatik kozmonot köpek Cosmo the Spacedog’un<br />

çağrısı ile bir araya gelen Marvel kahramanlarına siz de<br />

katılın ve Hükümdar Kang’ın şeytani planlarını engellemel-<br />

erine yardımcı olun.<br />

Hikayesi LEGO Marvel Super Heroes’un<br />

devamı olarak, ödüllü çizgi roman yazarı<br />

Kurt Busiek tarafından yeniden yazılan<br />

LEGO Marvel Super Heroes 2, oyuncuları<br />

farklı çağlardan sayısız Marvel ortamına<br />

götürerek kozmik bir savaşa sokuyor.<br />

Marvel’ın süper kahramanları bu kez zamanda<br />

yolculuk ederek pek çok farklı<br />

çağdan Marvel şehri ve mekanı çalarak<br />

Chronopolis’i inşa etmeye çalışan Hükümdar<br />

Kang ile savaşıyor.<br />

Telepatik kozmonot köpek Cosmo the<br />

Spacedog’un çağrısına uyarak, Hükümdar<br />

Kang’ın şeytani planlarını engellemek için<br />

bir araya gelen kahramanlar arasında Örümcek Adam, Thor,<br />

Hulk, Demir Adam, Kara Panter, Kaptan Marvel, Doctor<br />

Strange ve Galaksinin Koruyucuları’nın yanı sıra, gelecek<br />

dönemde vizyona girecek bazı filmlerin de karakterlerini<br />

kapsayan 200’den fazla süper kahraman ve süper kötü bulunuyor.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 49


Kültür - Sanat<br />

Los Vivancos TİM Show Center’da...<br />

‘7 Hermanos’ ve ‘Aeternum’ ile izleyicileri masalsı yolculuklara<br />

çıkaran Los Vivancos ‘Born to Dance’ gösterisi ile<br />

16 Aralık Cumartesi akşamı saat 21:00’de yeniden TİM<br />

Show Center sahnesinde seyirciyle buluşacak.<br />

Okuma yazmayı bile öğrenmeden enstrüman çalmaya<br />

başlayan, aynı kanı taşıyan, flamenko ateşiyle sahneleri<br />

yakan kardeşler 16 Aralık’ta Kültür ve Sanatın Merkezi<br />

TİM Show Center’da olacak. “Eğer şahinin yazgısı göğün<br />

en yükseklerine uçmaksa, bizim yazgımız da birlikte<br />

dans etmek” diyen Los Vivancos ekibi,<br />

çocukluklarından bu yana hep birlikte dans<br />

eden kardeşlerden oluşuyor.<br />

Kardeşlik öykülerini anlattıkları ilk gösterileri<br />

‘7 Hermanos’ ile dünyayı dolaşan ve 30<br />

ülkede milyonlarca kişiye ulaşan Los Vivancos,<br />

ikinci gösterileri ‘Aeternum’ ile sihirli<br />

bir atmosfer sunarak senfonik müzikler ile<br />

izleyicilerine muhteşem bir flamenko şöleni<br />

sundu.<br />

2016 yılında Madrid’te dünya prömiyerini<br />

gerçekleştirdikleri ‘Born to Dance’ gösterisinde<br />

ise Metallica, Deep Purple, Leonard Cohen’in de<br />

içinde olduğu birçok klasikleşmiş şarkıyı, muhteşem<br />

dansları eşliğinde sundu. Born To Dance gösterisinde tapdance,<br />

komedi ve dövüş sanatlarını flamenko ile eşsiz<br />

bir şekilde harmanlayan grup, dünyaca bilinen şarkıların<br />

yanı sıra kendi bestelerini de Joan Martorel ile birlikte<br />

yaptı. Bu eşsiz şarkıların kayıtlarını ise Budapeşte Senfoni<br />

Orkestrası ile gerçekleştirdi.<br />

Yedi Ulak...<br />

İtalyan yazar Dino Buzzati’nin<br />

kendi öykülerinden derlediği<br />

ilk seçkisi Yedi Ulak, Delidolu<br />

Yayınları etiketiyle raflarda yerini<br />

aldı. Yayımlandığı dönemde<br />

büyük beğeniyle karşılanan<br />

kitap, Buzzati’nin mizahi üslubuyla<br />

kaleme aldığıyalın ve<br />

sembollerle örülü öyküleri okurlarla<br />

buluşturuyor.<br />

On dokuz öyküden oluşan Yedi<br />

Ulak, usta İtalyan yazarDino Buzzati’ninkendi öykülerinden<br />

derlediği ilk seçki olma özelliğini taşıyor. Sıradan<br />

olan şeyleri “olağanüstü”ne çevirmekte usta olan Buzzati,<br />

bu çarpıcı eserinde de kendi edebiyatının en tipik<br />

unsurlarını açığa çıkarıyor. Her öyküde yarattığı fantastik<br />

atmosferle zamandan bağımsız bir gerçekçiliğe ulaşan<br />

Dino Buzzati, kendine özgü mizah anlayışıyla insanın<br />

çağlar boyu süregelen ahmaklığına dikkat çekerken,<br />

yaşamı yeniden sorgulama gereği uyandırıyor.<br />

Delidolu Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.<br />

Lüks-Gen...<br />

Nurhan Turan Keeler’ın<br />

Sola Yayınları etiketi ile<br />

yayınlanan yeni romanı<br />

“Lüks-Gen” raflarda yerini<br />

aldı. Felsefeden, seyahatten,<br />

Antik Yunan’dan,<br />

Anadolu’dan, teknolojiden,<br />

sanattan bahseden, yazar<br />

Nurhan Turan Keeler, yeni<br />

kitabında iştah kabartan ve<br />

hayal kurduran lükslerden<br />

bahsederken; bazen lüksün<br />

birisinin gösterdiği küçük ve nazik bir davranış olduğunu<br />

hatırlatıyor, bazen de en büyük lüksün başkalarına<br />

faydalı olmanın yarattığı duygunun altını çiziyor.<br />

“Lüks, farklı bir bilinç seviyesinden gözünüzü kırpmadan<br />

baktığınız ve sizi coşku içinde tutan şeydir.” diyen yazar<br />

kitabında yeni lüksü ele alırken lüksün size ne ifade<br />

ettiğini bulmanıza da yardım ediyor.<br />

50 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kültür - Sanat<br />

Füreya Koral Sergisi açıldı...<br />

Seramik sanatının öncülerinden olan Füreya Koral’ın,<br />

Kale Grubu tarafından hayata geçirilen en kapsamlı retrospektif<br />

sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergi, 18 Ocak<br />

2018 tarihine kadar Akaretler’deki Sıraevler’de ziyarete<br />

açık olacak. Kültürel mirasımızın birçok farklı alanına<br />

destek vermeyi hedefleyen Kale Grubu, 60. kuruluş yıldönümü<br />

kutlamaları kapsamında Füreya Koral’ın en kapsamlı<br />

retrospektif sergisini sanatseverlerle buluşturdu.<br />

Serginin açılışında konuşan Kale Grubu Başkanı Zeynep<br />

Bodur Okyay; “ Kurucumuz ve Onursal Başkanımız<br />

merhum İbrahim Bodur’dan devraldığımız değerlerin ışığında,<br />

köklerimizden aldığımız güç ve ilhamla seramik<br />

ile topraktan başladığımız yolculuğu daha ileriye taşımak<br />

için var gücümüzle çalışıyoruz. Kale Grubu olarak, bugüne<br />

kadar yalnızca üretimi, büyümeyi değil, ürettiğimiz<br />

değerleri toplumla paylaşarak gelişmeyi hedefledik.60’ıncı<br />

kuruluş yıldönümümüzde, Türkiye’yi seramik sanatı ile<br />

tanıştıran öncü ve yenilikçi sanatçımız Füreya Koral’ın,<br />

bugüne kadar yapılmış en kapsamlı retrospektif sergisini<br />

sizlerle buluşturmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.İ<br />

lklerin Kale’si olarak,<br />

Türkiye’nin ilk çağdaş seramik<br />

sanatçılarından<br />

Füreya’yı, aramızdan ayrılışının<br />

20. yılında ‘anmak kadar<br />

anlamak’ ve ‘anlatmak’<br />

serginin çıkış noktası oldu.<br />

Çünkü Füreya, seramik ile<br />

nefes alan, yeniden doğan<br />

ve hayata tutunan ilham verici<br />

bir rol model.Bu sergi ile<br />

Füreya’nın seramik üretimlerine A’dan Z’ye ışık tutmayı<br />

hedefliyoruz. Sergide sanatseverlerle buluşturacağımız<br />

Füreya imzalı Rıfat Usta fincanı, el yapımı defterleri ve<br />

posterlerin geliri de,Kaleseramik Vakfı (KSV) bünyesinde<br />

oluşturulan Füreya Burs Fonu’na aktarılacak. Bu fon ile<br />

sanat eğitimi alan genç kızlarımızın eğitimine destek olacağız.<br />

Sanat ile hayata tutunan Füreya için, ‘sanat hayatın<br />

içinde yaşamalı’ diyen Füreya’ya yaraşır bir şekilde, tam<br />

da yaşamın merkezinde bir sergimiz oldu.<br />

Kuzey Işıkları Kanyon’da...<br />

Kanyon bu yıl misafirlerine Kuzey’in kapılarını açıyor. Her<br />

akşam saat 17.00’den sonra Kanyon’da Kuzey Işıklarının<br />

masalsı gösterisine şahit olacaksınız. 1-21 Aralık boyunca<br />

Kanyon etkinlik alanında yer alacak dev iglo içindeki kış<br />

bahçesinde hygge felsefesinden yola çıkılarak oluşturulan<br />

ev sıcaklığı hissedilecek. Her gün bir etkinliğin düzenleneceği<br />

kış bahçesinde akustik konserler, kış temalı workshoplar,<br />

konuşmalar, oyunlar ve trivialar gerçekleşecek.<br />

2018’i beklerken sevdiklerine farklı hediye alternatif arayanları<br />

buluşturan “Yılbaşı Hediye Pazarı”ndan Triva akşamlarına,<br />

akustik müzik günlerinden çocuklar ve yetişkinler<br />

için workshop etkinliklerine, kitap günlerinden ofis<br />

yogasına kadar pek çok farklı seçenek Kanyon misafirlerini<br />

karşılayacak. Aralık sonuna kadar devam edecek<br />

olan birbirinden güzel etkinlikler Kanyon Büyük Yılbaşı<br />

Konseri’nde Arrival UK- The Hits Of ABBA ’nın sahne almasıyla<br />

harika bir final yapacak.<br />

Eskimoların Buz Evleri Iglolar Kanyon’da<br />

Kuzey denilince akla kar, buz ve buzdan evler gelir. Eskimoların<br />

buz evleri iglolar Kanyon’da sizi bekliyor. Etkinlik<br />

alanında konumlandırılacak dev igloda Trivia Akşamları,<br />

monopoly ve tombala günleri, akustik müzik keyfi, eğlenceli<br />

workshoplar, kış sohbetleri ve daha fazlası Kanyon<br />

misafirlerine unutulmaz bir Aralık ayı yaşatacak.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /51

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!