You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
KARINCA 206<br />
SURGICAL MOTOR SYSTEMS<br />
Six Different Trigger Functions<br />
Less Weight, High Power<br />
Extended battery life<br />
Easy handling and ergonomic design of Karinca 206<br />
ensures reliable and better controlled operation results<br />
Karinca 206 provides user to observe battery capacity without<br />
removing power box and power box records all data regarding<br />
usage for technical service information.<br />
Power, Precision and Reliability...<br />
Meeting Point For Surgery<br />
years<br />
since 1988<br />
www.aygun.com
İMTİYAZ SAHİBİ<br />
İstmag Magazin Gazetecilik İç ve Diş Tic.<br />
Ltd. Şti. adına<br />
H. FERRUH IŞIK<br />
GENEL MÜDÜR<br />
MEHMET SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
GENEL YAYIN YÖNETMENİ<br />
Gulçin COŞKAN<br />
gulcin.coskan@img.com.tr<br />
GRAFİK TASARIM<br />
TAYFUN AYDIN<br />
tayfun.aydin@img.com.tr<br />
EDİTÖRLER<br />
Prof. Dr. İsmail KAYA<br />
ismail.kaya@gmail.com<br />
Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN<br />
ozbudun@gmail.com<br />
REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
recep.arslantas@img.com.tr<br />
Reklam Danışmanı<br />
Zekai ŞİMŞEK<br />
zekai.simsek@img.com.tr<br />
SORUMLU MÜDÜR<br />
CÜNEYT AKTÜRK<br />
cuneyt.akturk@img.com.tr<br />
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />
EBRU PEKEL<br />
ebru.pekel@img.com.tr<br />
FOREIGN RELATIONS<br />
İSMAİL ÇAKIR<br />
ismail.cakir@img.com.tr<br />
MUHASEBE FİNANS<br />
MUSTAFA AKTAŞ<br />
muhasebe@img.com.tr<br />
ABONE<br />
NURTEN DEMİR<br />
nurten.demir@img.com.tr<br />
BURSA BÖLGE<br />
ÖMER FARUK GÖRÜN<br />
fgorun@ihlas.net.tr<br />
Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />
Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />
Printing<br />
CTP • BASKI<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mah. 29 Ekim Cad.<br />
İhlas Plaza<br />
No: 11 A/41<br />
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL<br />
+212 454 30 00<br />
ADRES<br />
Evren Mah. Bahar Cad.<br />
Polat İş Merkezi<br />
B-Blok - No:1 Kat:4<br />
Güneşli - Bağcılar - İstanbul<br />
Tel.:+90.212 604 50 50<br />
Faks:+90.212 604 50 51<br />
www.medikalteknik.com.tr<br />
e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />
İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />
yer alan makalelerdeki fikirler<br />
yazarlarına aittir.<br />
Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam<br />
verene aittir. İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin<br />
bütün yayın hakları İstmag Magazin<br />
Gazetecilik İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />
Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Gülçin Coşkan<br />
gulcin.coskan@img.com.tr<br />
Dubai yolcusuyuz…<br />
En route to Dubai…<br />
Bu yolculuğa başlayalı tam 33 yıl oldu.Otuz üç yıl boyunca sizlerle<br />
birlikte koştuk, yorulduk ve hep birlikte dinlendik ama asla pes<br />
etmedik. Düşlerinize ortak olmak için attığınız her adımda, hep<br />
yanınızda olduk ve olmaya da devam edeceğiz.<br />
İnsan beyninin gücünün farkına varmak için,önce neler<br />
ürettiklerine göz gezdirdiğimiz dergimizde; teknoloji, cihaz,<br />
medikal dünyada yaşanan yeniliklerle sizlerle birlikteyiz.<br />
<strong>Medikal</strong> Sektörün başlıca sorunlarını sizler için araştırdık.<br />
MASSİAD Derneği Yönetim Kurulu Başkanı F.A.Tolga SÖZEN’e bu<br />
sorunların kaynağını ve nasıl çözülebileceğini sorduk: Özel Haber<br />
olarak hazırladığımız haberimizde, Tolga bey sorularımızı<br />
cevapladı.<br />
<strong>Medikal</strong> dünyanın kalbinin tam ortasında yer alan dergimizde, bu<br />
ay ARAP HEALTH FUARI ÖZEL SAYIMIZ’ da siz değerli<br />
okuyucularımız için birbirinden renkli ve farklı haberler hazırladık.<br />
Fuara katılan firmalarımızı ziyaret ettik, beklentilerini sorduk ve<br />
fuarla ilgili düşlerini bizimle paylaştılar.<br />
Her ay olduğu gibi bu sayımızda da; SIRADIŞI BAŞARILAR<br />
bölümümüzde örnek başarısıyla, dünya literatürüne geçmiş bir<br />
bilim adamımız var: Hüseyin Yetik. Hüseyin Yetik’le bilim ve insan<br />
sağlığı üzerine uzun bir söyleşi yaptık.<br />
Dünyada sağlık turizmi denilince akla gelen ilk ülkelerden<br />
biri olduğumuzu, ülkemizin bu anlamdaki başarısını tekrar<br />
hatırlatmak ve yaşatmak adına; sağlık turizminin en çok<br />
gerçekleştiği yerlerdeki güzellikleri sizler için ziyaret ettik ve<br />
sağlık turizmi denilince akla neler geliyor ? sorusuna karşılık<br />
güzel haberler hazırladık.<br />
<strong>Medikal</strong> haberler ve medikal sektörün sorunları dışında farklı<br />
haberler görmek isteyen okuyucularımız için, sektörün dışından<br />
bölümümüzde sizler için farklı, okumaktan keyif alacağınız,<br />
eğlenceli haberler hazırladık.<br />
Dünyada ve Türkiye’de bir ilk olan sektörünün en eski ve en köklü<br />
dergisi olan MEDİKAL TEKNİK dergisini okumaya ve bizi takip<br />
etmeye devam edin<br />
33 years passed since we began this voyage. For thirty-three years we<br />
run, we tired and we rested together with you but never gave up. We<br />
had been at your side at each step you have taken to share your<br />
dreams and we will be in your side in the future, as well.<br />
With this edition of our magazine we are here again at your service<br />
aiming to inform you about recent technologies, equipment, and<br />
developments in medical world, especially what had been produced<br />
by the people to recognize the power of human brain.<br />
We searched for major problems of medical industry and in this<br />
regard we asked about the causes and the solutions of these to F. A.<br />
Tolga Sozen, Chairman of MASSIAD.His answers are found in this<br />
special news file of this issue.<br />
Positioned at the very heart of the medical world, our publication<br />
prepares several surprises for you each month. As the only Turkish/<br />
English publication in the Turkish medical industry we are en route to<br />
Dubai to follow the exporters. This month in this Arap Health Fair<br />
special issue you will find colorful and interesting news. We visited<br />
the firms participated in this fair and asked them about their<br />
expectations. He shared their views about the fair with us.<br />
In the section Extraordinary Successes we present a world famous<br />
young scientist and his exemplary successes, Huseyin Yetik. We<br />
made a long interview with him on science and the human health.<br />
With an aim to remind the fact that Turkey is one of the major names<br />
in the field of health tourism and emphasize on the success stories,<br />
we visited major destinations of health tourism in Turkey and seek<br />
answers to the question, “What comes to mind when health tourism<br />
is mentioned?”<br />
You will also find news about in and beyond the issues of medical<br />
industries in the last pages of our magazine. “From outside of the<br />
sector” section you will find interesting and entertaining news.<br />
Please keep reading and following us, the <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong>, the first,<br />
the oldest and the deep-rooted publication of the medical industry.
46<br />
24 100<br />
INDEX<br />
16<br />
Ems mobil sistemler<br />
22<br />
Ems mobile systems<br />
Dünyadaki ilk ve tek sistem<br />
BEDAİD<br />
Hastane muayene mobilyaları<br />
ve bekleme odaları<br />
24 46-57<br />
Hosbital check furnitures and<br />
waiting rooms<br />
Sağlık turizmi diyince ne<br />
58-66<br />
anlıyoruz ?<br />
70-72<br />
What cames to mind when<br />
we say health tourism?<br />
100<br />
Ankapa ile sağlıklı adımlara<br />
113<br />
kavuş<br />
Healthy steps wilth Ankapa<br />
<strong>Medikal</strong> Beslenme<br />
Medical nutrition<br />
Hızlı ve başarılı<br />
(röportaj/pharmactive)<br />
Büyük ustadan küçük<br />
notlar<br />
6<br />
Aralık 2017
AKTÜEL
AKTÜEL<br />
İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Robotik Cerrahi<br />
Cihazı aldı<br />
T.C Kalkınma Bakanlığı’nın desteği ile alınan Robotik Cerrahi Cihazı “Da<br />
Vinci”, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi tarafından<br />
kullanılmaya başlandı. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi<br />
Doç. Dr. Zekayi Kutlubay cihaz hakkında bilgi verdi.<br />
ROBOTIK CERRAHI CIHAZI<br />
HIKÂYESI NASIL BAŞLADI?<br />
Daha önceden bir robot fikrimiz<br />
vardı. Diğer hastanelerin çoğunda<br />
bu cihaz vardı, neden bizde de olmasın<br />
diye düşündük. Sonra T.C.<br />
Kalkınma Bakanlığı’na bir proje<br />
sunduk ve projemizi beğendiler. Cihazı<br />
Kalkınma Bakanlığımızın bize<br />
yapmış olduğu destekle aldık.<br />
Çok yakın bir zamanda Robotik<br />
Cerrahi uygulamalarına başladık.<br />
Cihazımızın adı Da Vinci. Bu cihaz<br />
Marmara Bölgesi’nde devlet üniversitesi<br />
olarak bir tek bizde var.<br />
CİHAZIN ÖZELLİKLERİ NEDİR?<br />
Robotun dört tane kolu var, ameliyat<br />
yaparken kullanılıyor. Bir de konsol<br />
dediğimiz ayrı bir bölüm var; aynı<br />
odada doktor konsolun başında üç<br />
boyutlu bir görüntü eşliğinde kollar<br />
vasıtası ile ameliyatı yapıyor. Yani<br />
on, on beş santim daha önce kesilen<br />
kesilerden değil de kollar vasıtası ile<br />
bir santimlik dört kesiden girerek<br />
başarılı bir şekilde ameliyat yapabiliyor.<br />
Cihazla yapılan ameliyatlarda<br />
iz kalmıyor, yara daha çabuk iyileşiyor<br />
ve hastadaki kan kaybı daha<br />
az oluyor.<br />
Aynı zamanda robotla ameliyat yapmanın<br />
şöyle bir avantajı var; cerrahın<br />
elinin ulaşamadığı en ücra<br />
köşelere girerek en ince operasyonları<br />
robot vasıtası ile yapabiliriz. Robotun<br />
çubuğu burada devreye girer.<br />
Bu anlamda zor ameliyatlar bile kolay<br />
yoldan yapılabiliyor.<br />
DA VINCI CIHAZI EN ÇOK HANGI<br />
HASTALIKLARIN TEDAVISINDE<br />
KULLANILIYOR?<br />
Daha çok Üroloji’de; böbrek, mesane,<br />
idrar yolları, prostat gibi<br />
hastalıklarda kullanılıyor.<br />
8<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Doç. Dr. Zekayi Kutlubay<br />
Aynı zamanda kist, kanser gibi<br />
hastalıklarda ve organların tedavi<br />
yöntemlerinde faydalanılıyor.<br />
Onun dışında Genel Cerrahi’de kullanılıyor.<br />
Mide, on iki parmak bağırsağı,<br />
ince- kalın bağırsak, yemek<br />
borusu gibi hastalıklarda; kadın<br />
hastalıklarında, Göğüs Cerrahisi,<br />
Kalp Damar Cerrahisi, Beyin Cerrahisi’nde<br />
de bu cihaz kullanılıyor.<br />
CIHAZDA HERHANGI BIR<br />
PROBLEM YAŞANILDIĞI<br />
TAKDIRDE, CIHAZ KONTROLDEN<br />
ÇIKABILIR MI?<br />
Robotun kolu zaten o sırada cerrahın<br />
eli haline geliyor. Yanlış yaparsa<br />
yine cerrah yapar robot değil.<br />
Robotla ameliyat yanlışı olması gibi<br />
bir şey söz konusu değil. Her cerrah<br />
robotla ameliyat yapamıyor.<br />
Cihazla ilgili hocalarımız eğitimden<br />
geçiyor, sertifika alıyorlar. Ve cihazı<br />
bu gibi durumlarda nasıl yönlendirilebileceklerini<br />
çok iyi biliyorlar.<br />
Şimdiye kadar böyle bir sorunla<br />
karşılaşmadık ama karşılaşırsak ne<br />
gibi önlemler alacağımızı biliyoruz.<br />
Her branşın bu anlamda tecrübeli<br />
hocaları var.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
9
AKTÜEL<br />
Kışın kalp krizi riski daha yüksek<br />
Kalp krizi ve kalp hastalıkları şikayetleri kış aylarında artış gösteriyor.<br />
Yapılan araştırmalar da özellikle kalp krizlerinin soğuk ve sert rüzgarlı<br />
günlerde, sıcak mevsim ve günlere göre daha sık meydana geldiğini<br />
ortaya koyuyor.<br />
Prof. Dr. Gültekin Hobikoğlu,<br />
kışın kalp sağlığını tehdit eden<br />
faktörler ve kalp sağlığını<br />
koruma yolları hakkında bilgi<br />
verdi:<br />
Geçtiğimiz aylarda Avrupa<br />
Kardiyoloji Kongresi’nde açıklanan<br />
önemli bir araştırmanın sonuçları,<br />
son 16 yılda 280 bin kalp krizi<br />
incelendiğinde hava sıcaklığı<br />
sıfırın altına indiği günlerde kalp<br />
krizlerinin daha fazla olduğunu<br />
gözler önüne serrdi.<br />
SOĞUK DAMARLARI DARALTIYOR<br />
Soğuk havaların etkisiyle vücudun<br />
ısı kaybetmesini önlemek için<br />
özellikle yüzeysel cilt damarları<br />
daralarak deri yoluyla ısı alış verişi<br />
azalır ve bu damar daralmaları<br />
tansiyonu yükselterek kalbin<br />
kan pompalamasını güçleştirir.<br />
Soğukta stres hormonları olan<br />
‘katekolaminlerin’ salgılanması<br />
artarken, damar içinden<br />
salgılanan damar genişletici<br />
nitrik oksit yapımı azalır. Artmış<br />
katekolaminler ve azalmış nitrik<br />
oksit; tansiyonu, kalp hızını<br />
arttırdığı gibi damar spazmları ve<br />
damar direncinin artmasına da<br />
neden olur. Bunların sonucunda<br />
kalp damar hastalığı ve kalp<br />
yetersizliği olanlarda hastalığın<br />
kötüleşmesine, kalp krizlerinin ve<br />
ani ölümlerin artmasına yol açar.<br />
KIŞIN KALP SAĞLIĞINI TEHDİT<br />
EDEN FAKTÖRLER<br />
Fiziksel aktivitenin azalması:<br />
Basınç, rüzgar değişimleri, kötü<br />
hava şartları nedeniyle azalan<br />
fiziksel hareket, toplar damar<br />
tıkanıklığı ve akciğer embolilerinin<br />
artmasına neden olur.<br />
D vitamini yetersizliği: D vitamin<br />
düşüklüğü inflamasyon (yangı) ve<br />
pıhtılaşmayı artırmaktadır. Yaz<br />
aylarının gelmesiyle birlikte artan<br />
D vitamini alımı, kardiyovasküler<br />
hastalıklardan korunmaya<br />
yardımcı olmaktadır.<br />
Pıhtılaşma faktörleri: Pıhtı<br />
oluşumunda rol oynayan fibrinojen<br />
ve faktör VII düzeylerinin<br />
kış aylarında artırdığı çeşitli<br />
araştırmalarda saptanmıştır.<br />
Bu artışta kış aylarında artan<br />
solunum yolu enfeksiyonlarının<br />
etkisi olduğu düşünülmektedir.<br />
Hava kirliliği: Kış aylarında ısınma<br />
için kullanılan yakıtlara bağlı<br />
hava kirliliği artmaktadır. Yapılan<br />
araştırmalarda hem kısa hem<br />
uzun dönemde hava kirliliğine<br />
maruz kalmanın kardiyovasküler<br />
hastalıkları artırdığı gözlenmiştir.<br />
Artışa yol açan sebeplerin hava<br />
kirliliğinin tansiyonu ve kalp<br />
hızını yükseltmesi, pıhtılaşmayı<br />
artırması, yangı, damar<br />
duvarının hasar görmesi olduğu<br />
düşünülüyor.<br />
Enfeksiyonlar: Kış aylarında artan<br />
kalp krizlerinin ve beyin felcinin<br />
(inme) en önemli sebebidir.<br />
Özellikler grip ve zatüreye bağlı<br />
yangı ve pıhtılaşma faktörleri<br />
artmakta, kalp damarları içindeki<br />
plaklarda aşınmaya neden<br />
olarak burada oluşan pıhtı ile<br />
damar tıkanması ve kalp krizleri<br />
oluşmaktadır.<br />
10<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Ayrıca grip ve zatüreye bağlı<br />
solunum sıkıntısıyla birlikte artan<br />
kalp hızı ve kan basıncı da kalp<br />
krizlerini artırmaktadır.<br />
HAVA ŞARTLARINA UYGUN<br />
GİYİNİN<br />
Soğuk havaya bağlı vücudumuzda<br />
oluşabilecek olumsuzlukları<br />
önleyebilmek için hava sıcaklığına<br />
uygun giyinmek çok önemlidir.<br />
Sıcak tutacak kıyafetler, eldiven,<br />
şapka, bere kullanmak vücut<br />
ısısını koruyarak soğuğa bağlı<br />
stres hormonlarının salgılanmasını<br />
azaltarak tansiyon, kalp hızı ve<br />
damar direncinin artmasını önler.<br />
GRİP AŞISI YAPTIRIN, EFORDAN<br />
KAÇININ<br />
Özellikle risk grubundaki kişilerin<br />
grip ve zatürre aşısı olmaları<br />
bu hastalıkları ve bağlantılı<br />
olarak kalp krizleri ve inmeleri<br />
azaltacaktır. Kış aylarından önce<br />
doktora danışarak aşı olmak<br />
önemli bir koruma sağlar. Grip<br />
veya zatürre gibi ateşli hastalıklara<br />
yakalanırsanız doktorunuza<br />
görünüp uygun tedaviyi olun.<br />
Hastalık süresince efordan<br />
kaçınıp, bol sıvı tüketin.<br />
Hava kirliliğinin daha yoğun olduğu<br />
günlerde zorunlu olmadıkça dışarı<br />
çıkmayın, evde yürüyün ve hafif<br />
egzersizler yapın. Bağışıklığınızın<br />
kuvvetli kalmasını sağlamak<br />
için kış mevsiminin sebze ve<br />
meyvelerini taze olarak tüketin<br />
ve haftada iki gün balık yemeye<br />
çalışın, gerekirse D vitamini<br />
destekleri kullanın.<br />
KARDA UZUN YÜRÜYÜŞLER RİSKİ<br />
ARTIRIR<br />
Karda soğuk havada ani ağır<br />
eforlar kalp hastalığı olanlarda ve<br />
yatkınlığı olanlarda kalp krizlerini<br />
başlatabilir. Özellikle fiziksel<br />
aktivitesi az olanlar ile düzenli<br />
egzersiz ve yürüyüş yapmayanlar<br />
daha fazla risk taşımaktadır. Bu<br />
yüzden düzenli yürüyüş ve egzersiz<br />
yapmıyorsanız, karda uzun yürüyüş<br />
yapmayın, ağır eforlardan kaçının.<br />
Kapalı spor salonları veya alışveriş<br />
merkezinde yürüyüşünüzü yapın.<br />
Düzenli egzersiz yapanlar kar<br />
da çok rüzgarlı değilse, uygun<br />
koruyucu kıyafetlerle yürüyüşlerini<br />
yapabilir. Ancak her zamankine<br />
göre daha düşük tempo ve<br />
sürelerde yürümeleri uygun olur.<br />
Kayak, dağ yürüyüşü gibi kış<br />
sporları yapacakların da kansızlık,<br />
kalp ve akciğer hastalıkları varsa<br />
doktorlarına danışmaları uygun<br />
olur. Sanılanın aksine, dağların<br />
yükseklerinde hava daha temiz<br />
olmakla birlikte oksijen miktarı<br />
deniz seviyesine göre daha<br />
düşüktür. Kalp ve akciğer hastaları<br />
yüksek irtifada bir de ağır efor<br />
sarfetmeleri gerekirse, kalp<br />
krizi ve ciddi solunum yetmezliği<br />
yaşama ihtimalleri yüksektir.<br />
AKUT DAĞ HASTALIĞI<br />
Akut dağ hastalığı, yüksek<br />
irtifalarda özellikle 2 bin 400 metre<br />
sonrasında daha sık görülür.<br />
Hava basıncı ve oksijen miktarının<br />
azalması neden olur. Anemi,<br />
kalp hastalığı, akciğer hastalığı<br />
olanlarda özellikle eforla birlikte<br />
ortaya çıkar. Hafif olanlarda baş<br />
ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kas<br />
ağrıları, yüzde ellerde şişme olur.<br />
Şiddetli dağ hastalığında ise,<br />
öksürük, nefes darlığı göğüste<br />
tıkanma, yürüyememe ve denge<br />
bozukluğu olur.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
11
AKTÜEL<br />
Sağlık hizmetlerini dönüştürecek 10 teknoloji<br />
Yazılım temelli teknolojiler, veri<br />
analizi ve birbirleriyle iletişimde<br />
olan cihazların iş dünyasında<br />
köklü bir değişim oluşturabileceği<br />
günümüzde çokça tartışılan<br />
konular arasında yer alıyor. Ancak<br />
iş dünyasının yanı sıra dijital<br />
dönüşüm sürecinin insan sağlığı<br />
için de kullanılacağı bir geleceğe<br />
doğru ilerliyoruz. Bu teknolojik<br />
ilerlemeler milyonlarca insanın<br />
yaşam kalitesini yükseltmekle<br />
kalmayacak, genel olarak sağlık<br />
sektörü ve çalışanlarını da yakından<br />
ilgilendirecek büyük etkiler<br />
yaratacak.<br />
Daha uzun, sağlıklı ve üretken bir<br />
yaşam sürmemize yardımcı olabilecek<br />
bazı dijital teknolojiler şöyle;<br />
1) Genombilim: Artan bilgi işlem<br />
gücü DNA analizinin gerçek<br />
potansiyelini ortaya çıkarmaya<br />
başlıyor. Kişiselleştirilmiş test ve<br />
tedaviyi gerçek anlamda mümkün<br />
kılan genombilim, çok sayıda<br />
farklı hastalığın tedavisinde alınan<br />
sonuçlarını değiştirebilir.<br />
2) Giyilebilir teknoloji:<br />
Kişiselleştirilmiş ve gerçek zamanlı<br />
veri toplayan akıllı sağlık izleme<br />
sistemleri daha sağlıklı yaşam<br />
tarzlarının benimsenmesini teşvik<br />
ederken, aynı zamanda medikal<br />
araştırma için gerekli verinin<br />
toplanmasına da yardımcı olacak.<br />
Bazı şirketler şimdiden giyilebilir<br />
teknolojileri performansı artırmak<br />
amaçlı ofislerinde kullanmaya<br />
başladı bile. Şirketler çalışanlarının<br />
stres seviyesi ve sağlık durumunu<br />
takip ederek daha sağlıklı<br />
alışkanlıkların benimsenmesini<br />
teşvik ediyor; bu da üretkenliğin<br />
artırılmasına ön ayak oluyor.<br />
3) Büyük verinin ilaçta kullanımı:<br />
Daha fazla DNA’nın analiz edilmesi,<br />
giyilebilir teknolojilerin yaşam<br />
tarzına ilişkin daha fazla veri toplaması<br />
ve medikal kayıtların dijital<br />
ortama taşınması ile birlikte çok<br />
daha detaylı ve karşılaştırmalı bir<br />
hasta analizinin yapılması mümkün<br />
hale geliyor. Benzer DNA, yaşam<br />
tarzı ve medikal geçmişe sahip<br />
hastaların tedaviye verdiği tepkinin<br />
karşılaştırılması, sağlık risklerinin<br />
ve farklı tedavilerin yarattığı<br />
etkilerin daha iyi anlaşılmasını<br />
sağlayacak.<br />
4)Minyatür organ üretimi: DNA<br />
sekanslama ve kök hücre araştırmalarında<br />
kaydedilen ilerlemeler,<br />
araştırmacıların hastanın DNA’sını<br />
temel alarak minyatür organlar<br />
üretmelerine imkân tanıdı. Elek-<br />
12<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
tronik sensörlere bağlanan bu organlar<br />
sayesinde hücre seviyesinde<br />
uygulanan bir tedaviye hastanın<br />
nasıl tepki vereceği önceden test<br />
edilerek hangi metodun en başarılı<br />
olacağı tespit edilebiliyor.<br />
5) Sosyal medya hastane değerlendirmeleri:<br />
Sağlık hizmeti<br />
sağlayan kuruluşlar ile birlikte<br />
düzenleyici kurumlar da artık sosyal<br />
medyada hastalar tarafından<br />
yapılan değerlendirmeleri ve dijital<br />
anketleri potansiyel sorunları<br />
tespit etmek ve hizmet kalitesini<br />
artırmak için gittikçe daha fazla<br />
kullanıyor. Sosyal medyanın doğası<br />
gereği dolaysız oluşu ve hem<br />
pozitif hem de negatif mesajları<br />
geniş kitlelere yayma potansiyeline<br />
sahip olması sağlık hizmet<br />
sağlayıcılarının geri bildirimlere<br />
hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde<br />
yanıt vermeye itiyor. Sosyal medya<br />
bu anlamda sağlık hizmetlerini<br />
sürekli olarak optimize eden bir<br />
geri bildirim mekanizması haline<br />
gelebilir.<br />
6) Dijital trendlerin izlenmesi:<br />
Belirli medikal semptomlarla<br />
ilgili online araştırmalara yönelik<br />
trendler, sosyal medya ve arama<br />
motorlarındaki anahtar kelime<br />
aktiviteleri aracılığıyla takip<br />
ediliyor. Bu yolla olası bir hastalık<br />
salgınının tespit edilmesi ve çözüm<br />
sürecinin hızlandırılması hedefleniyor.<br />
Söz konusu metot sağlık<br />
sektöründe faaliyet gösteren tüm<br />
şirketler için fayda sağlayabilir<br />
ancak bu yanı sıra iş gücünün bu<br />
trendlerle uyumlu olmasını isteyen<br />
tüm işverenler için de kullanışlı<br />
olabilir.<br />
7) Genetik mühendislik:<br />
Hastalıklarla mücadele amacıyla<br />
insan DNA’sının genetik mühendisliğinin<br />
yapılması çok tartışmalı bir<br />
konu ancak hastalıklarla mücadelede<br />
gen terapisi ve genetiği<br />
değiştirilmiş virüslerin kullanımı<br />
gittikçe daha yaygın hale geliyor.<br />
Genetiği değiştirilmiş sivrisinekler<br />
de sıtma ve Zika virüsü ile mücadelede<br />
kullanılıyor.<br />
8)Teletıp: Zamandan tasarruf<br />
edilmesini sağlayan her uygulama<br />
diğer sektörlerde olduğu<br />
gibi sağlıkta da üretkenlik üzerinde<br />
olumlu bir etki yaratıyor.<br />
Doktorun fiziksel olarak ziyaret<br />
edilmesi ihtiyacını ortadan<br />
kaldıran mobil teknolojiler, sağlık<br />
hizmetleri üzerindeki baskının<br />
azalmasını sağlıyor. Ancak teletıpın<br />
dönüştürücü etkisini dünyada<br />
sağlık hizmetlerine erişiminin zor<br />
olduğu bölgelerde hissettirmesi<br />
bekleniyor. Birleşmiş Milletlere<br />
bağlı olan Uluslararası Telekomünikasyon<br />
Birliği’ne göre<br />
dünya genelinde 7 milyardan fazla<br />
mobil telefon aboneliği bulunuyor;<br />
2000 yılında bu rakam 738 milyon<br />
seviyesindeydi. Global olarak 3,2<br />
milyar insan internet kullanıyor; bu<br />
kesimin 2 milyarı ise gelişmekte<br />
olan ülkelerde yaşıyor.<br />
9) Cerrahi robotlar: Daha hassas<br />
ameliyatların kolayca yapılmasını<br />
ve iyileşme süresinin hızlanmasını<br />
sağlayan robotik cerrahi ekipmanların<br />
kullanımı aynı zamanda<br />
cerrahların hastalarını uzaktan<br />
tedavi edebilmelerine imkân<br />
tanıyor. Bu da yolculukta kaybedilecek<br />
zamanın önüne geçerken,<br />
cerrahların daha fazla hastaya<br />
ulaşmasına yardımcı oluyor.<br />
10) 3D Biyobaskı: ABD’de bulunan<br />
Wake Forest Rejeneratif İlaç<br />
Enstitüsü Şubat 2016’da hayvanlar<br />
üzerinde ilk 3D kemik, kas ve doku<br />
implantı çalışmasını başarıyla<br />
gerçekleştirildiğini duyurdu. DNA<br />
analizi sayesinde gelecekte vücudun<br />
farklı bölümlerini yenileyebileceğiz.<br />
Global olarak yaşlanan bir<br />
işgücünün sağlık hizmeti ihtiyaçlarının<br />
karşılanması, yeni ve<br />
daha verimli çözümlerin üretilmesini<br />
ve aynı zamanda sağlık<br />
hizmetlerine erişim maliyetinin<br />
düşük tutulmasını gerektiriyor.<br />
Genel bir bakış açışıyla bakıldığında;<br />
sağlık teknolojilerinde en son<br />
imkânları kullanan organizasyonların<br />
hem toplumun daha sağlıklı<br />
bir yaşam sürmesine hem de kendi<br />
iş ortamlarını sağlam tutmaya<br />
destek olacakları kesin.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
13
AKTÜEL<br />
“EMS Mobil Sistemler”<br />
1997 yılında kurulan EMS Mobil Sistemler uzmanlaşmış bir firmadır. Bunun yanında<br />
Türkiye’de ve uluslararası alanlarda<br />
yine sağlık hizmetlerinin mobil olarak<br />
Ambulans Üretimi, Ambulans Malzemeleri verildiği mobil sağlık araçları üretimi<br />
( Ambulans Sedyeleri, Sedye Platformları de yapmaktayız. Ambulanslarımızı<br />
vb.), Mobil Sağlık ve Komuta Araçları dünyaca kabul gören Avrupa EN 1789<br />
(Panelvan, Midibüs, Otobüs, Kamyon, kara ambulansları standardına uygun<br />
Treyler, Konteynır Tip) konusunda<br />
olarak üretmekteyiz. Bunun yanında son<br />
profesyonel hizmet sunuyor. Şirket<br />
kullanıcının talepleri doğrultusunda özel<br />
faaliyetlerine, 20.000 metrekarelik kapalı donanımlı ambulansların da üretimini<br />
alana sahip fabrika sahasında, konusunda gerçekleştiriyoruz.”<br />
uzman personeller ve dünyaca ünlü çözüm Ambulans ve Ambulans malzemeleri<br />
ortakları ile devam ediyor. En büyük<br />
alanında yeni projeleriniz var mı? Varsa<br />
hedeflerinin, insan hayatını kurtarmak paylaşabilir misiniz?<br />
için kullandıkları ürünlerin kalitesini<br />
“Ambulans dizaynı ve donanımları<br />
her zaman en yüksek seviyede tutmak teknolojinin gelişmesine paralel olarak her<br />
olduğunu belirten Uluslararası Ticaret geçen gün önem kazanıyor. EMS olarak<br />
Müdürü Ahmet Aydın ile projelerine ve gelişen teknolojilerden faydalanarak<br />
Arab Healt Fuarına dair keyifli bir söyleşi ürettiğimiz ambulansların sahip olduğu<br />
gerçekleştirdik.<br />
özelliklerini artırıyor, yeni projeler<br />
Türkiye’de ve uluslararası alanlarda<br />
başlatıyor ve sonuçlarını yeni ambulans<br />
sunduğunuz Ambulans ve Ambulans<br />
dizaynlarımızda kullanıyoruz. Mobil<br />
malzemeleri hizmetlerinizi öğrenebilir sistemler, ambulans ve mobil sağlık<br />
miyiz?<br />
araçları üretimi üzerine uzmanlaşmış<br />
“EMS Mobil Sistemler, özellikle ambulans kadromuzla büyümeye devam ediyoruz.<br />
ve donanımlarının imalatı üzerine<br />
Sürekli yeni projelerimiz oluyor. En<br />
“EMS Mobile Systems”<br />
son enfeksiyon ambulansı projemizi<br />
tamamlayarak piyasaya sunduk.<br />
Hali hazırda da 8 hasta taşıyabilecek<br />
kapasitedeki ambulans tasarımı projesini<br />
yürütmekteyiz.”<br />
İhracat yaptığınız ülkeler ve farklı<br />
projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?<br />
Satın alma sonrasında paydaşlarınıza ne<br />
tür avantajlar sunuyorsunuz?<br />
“Dünya genelinde 40-50 civarında<br />
ülkeye ihracat yapıyoruz. En önemli<br />
avantajımız uzaklığı ne olursa olsun<br />
pazara sunduğumuz ambulansların<br />
satış sonrasında bakım hizmetlerini<br />
anlaşmalı partnerlerimiz aracılıyla<br />
çözüme kavuşturmamız. Gerektiğinde<br />
teknisyenlerimizi aracımızın bulunduğu<br />
yere yollayarak yaşanan sıkıntıları kısa<br />
zamanda çözüyoruz. Bu konudaki en<br />
büyük avantajımız uluslararası pazarlara<br />
sunduğumuz ambulansların zaman<br />
içerisinde ihtiyaç duyabileceği bakımları,<br />
yerel pazarda edindiğimiz tecrübelerle<br />
önceden planlıyor ve bakımlarını yerinde<br />
gerçekleştiriyor olmamız.”<br />
Exhibiting at the Emergency Service part of the Arab Health Show in Dbuai, EMS<br />
supplies high-end patient carriages at most competitive conditions<br />
Founded in 1997EMS Mobile Systems<br />
provides professional services in<br />
ambulance production, ambulance<br />
equipment (ambulance stretchers,<br />
stretcher platforms etc.), mobile<br />
healthcare and command vehicles (panel<br />
van, midibus, bus, truck, trailer, container<br />
type). It continues its corporate actions in<br />
a factory field with 20.000 square meters<br />
indoor space, with expert personnel and<br />
solution partners renowned worldwide.<br />
We had a cheerful conversation about<br />
Arab Health Fair and their projects with<br />
International Trade Manager Ahmet Aydın,<br />
stating that their biggest purpose is to<br />
keep the quality of products which they<br />
use for saving the lives of people at the<br />
highest level.<br />
Can we learn about your Ambulance and<br />
Ambulance equipment services in Turkey<br />
and worldwide?<br />
“EMS Mobile Systems is an expert firm<br />
especially specialized on manufacturing<br />
ambulance and its equipment. Aside<br />
from that, we are manufacturing the<br />
mobile healthcare vehicles which provide<br />
mobilized healthcare services. We<br />
are conducting our manufacture with<br />
accordance to the globally recognized<br />
Europe EN 1789 land ambulances<br />
standards. Besides, we are manufacturing<br />
specially equipped ambulances according<br />
to the requests of the end user.”<br />
Do you have any new projects in the field<br />
of Ambulance and Ambulance equipment?<br />
If there is would you mind sharing them<br />
with us?<br />
“Ambulance design and equipment gains<br />
importance in parallel to the improvement<br />
of the technology. As EMS, we are<br />
enhancing the current features of the<br />
ambulances, starting new projects and<br />
use their results on our new ambulance<br />
designs by taking advantage of the<br />
developing technologies. We continue<br />
to grow with our teams specialized in<br />
mobile systems, ambulance and mobile<br />
healthcare vehicle manufacturing. We<br />
continuously have a new project. Recently<br />
we have completed and launched our<br />
infection ambulance project. Right now,<br />
we are conducting the project of an<br />
ambulance design capable of carrying 8<br />
patients.”<br />
Can you inform us about your export<br />
markets? What kinds of advantages are<br />
you offering to your shareholders after the<br />
purchasing transaction?<br />
“We are doing exports to 40-50 countries<br />
globally. Our most important advantage<br />
is to provide the maintenance services<br />
for our launched ambulances by our<br />
contractual partners no matter how far<br />
they are. We are resolving the problems<br />
by sending our technicians to the location<br />
of our vehicles if necessary. Our biggest<br />
advantage about this subject is that we are<br />
planning the necessary maintenance that<br />
our internationally launched ambulances<br />
may need periodically by the experiences<br />
that we acquired from the local market<br />
and we carry out the maintenances on the<br />
spot.”<br />
16<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Lider ultrason jel ve sağlık ürünleri üreticisi<br />
Turkuaz Sağlık’a ortak oldu!<br />
Ak Portföy Birinci Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) 112 ülkeye ihracat<br />
gerçekleştiren, Türkiye’nin lider ultrason jeli, medikal ve OTC ürünleri üreticisi<br />
Turkuaz Sağlık ile % 20 ortaklık anlaşması imzaladı. Ortaklar, şirketin ulusal ve<br />
uluslararası pazarlarda gelişimi için birlikte çalışacak.<br />
Mehmet Kayabaş ve Osman<br />
Nurhan Irmak tarafından<br />
2000 yılında kurulan<br />
ve bugün 100’den fazla<br />
ülkeye başta ultrason jeli olmak<br />
üzere hastanelerin kullandığı medikal<br />
kimyasallar, reçetesiz ürünler,<br />
dermokozmetik ve kişisel bakım<br />
alanlarında 170’den fazla ürünü<br />
ihraç eden Turkuaz Sağlık, üretiminin<br />
%85’ini 112 ülkeye ihraç ediyor.<br />
Kurulduğu günden bu yana katma<br />
değerli üretim ve Ar-Ge’yi ön planda<br />
tutan, aldığı FDA ve EC onaylarıyla<br />
müşteri memnuniyetine her zaman<br />
öncelik veren Turkuaz Sağlık, kendi<br />
ürünlerinin yanı sıra hem yerel<br />
hem de uluslararası birçok firmaya<br />
da katma değerli üretim yapıyor.<br />
Turkuaz Sağlık, yeni dönemde<br />
hem bölgesel hem de uluslararası<br />
genişlemesini artırmaya odaklanıyor.<br />
Turkuaz Sağlık Kurucu Ortakları<br />
Mehmet Kayabaş ve Osman Nurhan<br />
Irmak “Bu ortaklık ile şirketin ürün<br />
portföyünün ve faaliyet gösterdiği<br />
coğrafyaların daha da artacağını<br />
ve hem Ar-Ge odaklı üretim anlayışlarının<br />
hem de kurumsal<br />
kimliklerinin gelişimi konusunda<br />
yeni ortaklarıyla birlikte önemli<br />
adımlar atacaklarını” paylaştılar.<br />
Ak Portföy Genel Müdür Yardımcısı<br />
Göktürk ışıkpınar ise “Çok geniş<br />
bir coğrafyada faaliyet gösteren ve<br />
kullanıcılarının hayatına değer katan<br />
böyle bir şirkete ortak olmaktan<br />
mutluluk duyuyor ve şirketin<br />
gelişimi için beraber çalışma<br />
konusunda heyecanlanıyoruz. Ar-<br />
Ge’ye ve kurumsallaşmaya daha da<br />
önem vererek, Turkuaz’ın büyümede<br />
ve yeni ürün geliştirmede global<br />
rakiplerinin önüne geçmesini hedefliyoruz”<br />
dedi.<br />
Ak Portföy, yönettiği 24 milyar TL’lik<br />
varlık büyüklüğü ile Türkiye’nin lider<br />
portföy yönetim şirketi. Ak Portföy<br />
Birinci Girişim Sermayesi Yatırım<br />
Fonu, Ak Portföy tarafından 2016<br />
yılında kuruldu ve kurulduğu günden<br />
bu yana, yenilenebilir enerji platformu<br />
şirketi Günışığı Temiz Enerji; ve<br />
nesnelerin interneti konusunda faaliyet<br />
gösteren ve bir Deloitte Fast50<br />
şirketi olan Trio Mobil’e yatırım<br />
yaptı. GSYF, inovatif ve yüksek<br />
büyüme potansiyeli olan KOBİ’lere<br />
yatırım yapmaya devam ediyor.<br />
%100 Akbank iştiraki olan Ak Portföy’ü,<br />
dünyanın önde gelen finans<br />
dergilerinden World Finance, “Emeklilik<br />
Fonu Ödülleri 2017 - (Pension<br />
Fund Awards 2017) “ kapsamında,<br />
“Türkiye’nin En İyi Emeklilik Fonu<br />
Yöneticisi” unvanına layık buldu.<br />
Ortaklık sürecinde Turkuaz Sağlık’ın<br />
danışmanlığını Ernst & Young (M&A<br />
ve Hukuk); Ak Portföy’ün danışmanlığını<br />
ise Çetinkaya Avukatlık Ortaklığı<br />
ve Deloitte üstlendi.<br />
18<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Venture Capital Investment Fund Ak Portfolio<br />
became a partner of Turkey’s leading ultrasound<br />
gel and health care products manufacturer<br />
Turkuaz Sağlık<br />
Ak Asset Management First Venture Capital Investment Fund (AGN) signed<br />
a 20% partnership agreement with Turkey’s leading ultrasound gel, OTC<br />
and medical products manufacturer Turkuaz Sağlık. A company that<br />
exports to 112 countries. the partners agreed to collaborate on developing<br />
the firm’s local and international markets.<br />
Founded in 2000 by Mr. Mehmet<br />
Kayabaş and Mr. Osman<br />
Nurhan Irmak, Turkuaz Sağlık<br />
is mainly exporting ultrasound<br />
gel to more than 100 countries as well<br />
as hospital consumables and chemicals,<br />
OTC products and personal care<br />
products, a wide range of products<br />
with more than 170 different items.<br />
85% of its production is dedicated<br />
for export to 112 countries. Since its<br />
foundation Turkuaz Sağlık always focused<br />
on added value production and<br />
innovative R&D projects, at the same<br />
time the company considers customer<br />
satisfaction as high priority, this<br />
can be clearly seen in its access to<br />
market strategies consisting of acquiring<br />
the necessary marketing authorizations<br />
such as CE marking and<br />
FDA marketing authorization for its<br />
medical devices.<br />
With this new page in Turkuaz’s history<br />
the focus is on expanding both<br />
local and international markets.<br />
Mr. Mehmet Kayabaş and Mr. Osman<br />
Nurhan Irmak one of the co-founders<br />
of this company state that: “With<br />
this partnertnership an expansion in<br />
the product portfolio and the global<br />
market is foreseen”. they added that:<br />
“ As partners we agreed to forge the<br />
cornerstone of our corporate identity<br />
as well as fortifying the grounds of<br />
our R&D focused manufacturing.”<br />
For Mr. Göktürk Işıkpınar Deputy<br />
General Manager Ak Portfolio he<br />
shared that: “We are happy to be a<br />
part of a company with the sole aim<br />
of being an added value in costumer’s<br />
lives, on a very wide geographical<br />
scale. We are very excited to<br />
contribute in the advancement of the<br />
company.”<br />
He added: “By prioritizing R&D and<br />
institutionalization we are aiming to<br />
keep ahead of our competitors in<br />
terms of growth and new product<br />
development.”<br />
Ak asset management company<br />
manages a portfolio of 24 billion<br />
Turkish Lira (approximately 6.29<br />
billion US dollar) is considered as<br />
Turkey’s leading asset management<br />
firm. Ak Asset Management First<br />
Venture Capital Investment Fund<br />
(AGN for short) was founded in 2016,<br />
since then they invested in the renewable<br />
energy platform company<br />
“Günışığı Temiz Enerji” “Daylight<br />
Clean Energy” and the IoT (internet<br />
of things) solutions company and<br />
at the same time a Deloitte Fast50<br />
company “Trio Mobil”.<br />
AGN continues to invest in SMEs with<br />
creative visions and high growth potential.<br />
The 100 % subsidiary of Akbank,<br />
AK Portfolio, was awarded the<br />
title of Turkey’s best Pension Fund<br />
Manager” worthy of found from one<br />
of the world’s leading financial magazines,<br />
World Finance in the context<br />
of the “2017 Pension Fund Awards.”<br />
During this partnership process<br />
Turkuaz Sağlık was under the advisory<br />
of EY Ernst & Young (M&A and<br />
law) for Ak portfolio, they were under<br />
the advisory of CCAO Çetinkaya Law<br />
Firm and Deloitte.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
19
AKTÜEL<br />
Yılda 2361 kadın<br />
yumurtalık kanserine<br />
yakalanıyor<br />
Her yüz kadının 1.4 ile<br />
1.8’inde yumurtalık kanseri<br />
görüldüğünü belirten İstanbul<br />
Tıp Fakültesi Jinekolojik<br />
Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.<br />
Samet Topuz, yumurtalık kanserinin<br />
jinekolojik kanserler arasında rahim<br />
zarı kanserinden sonra ikinci sırada<br />
görülmesine rağmen ilk sırada gelen<br />
ölümcül jinekolojik kanser olduğuna<br />
dikkat çekiyor. Sağlık Bakanlığı verilerine<br />
göre 2014 yılında yumurtalık<br />
kanserinin kadın kanserleri arasında<br />
7. sırada görüldüğünü ifade eden Prof.<br />
Topuz, yılda 2361 kadının yumurtalık<br />
kanserine yakalandığını söylüyor.<br />
ORTALAMA GÖRÜLME YAŞI 63<br />
Yumurtalık kanserinin ortalama görülme<br />
yaşının 63 olduğunu kaydeden Topuz,<br />
olguların çoğunluğu menopoz sonrası<br />
dönemde olduğunu ifade ediyor. Yumurtalık<br />
kanserlerinin %10’unu oluşturan<br />
genetik geçişli olanlar 10 yaş daha genç<br />
yaşta görülürler. Erken adet görmek,<br />
geç menopoza girmek, gebe kalmamak,<br />
emzirmemek, ailede bağırsak meme<br />
yumurtalık kanseri olması, obezite,<br />
endometriozis yumurtalık kanseri için<br />
risk faktörlerini oluşturuyor. Bununla<br />
birlikte yumurtalık kanseri olan hastaların<br />
büyük kısmında bu risk faktörleri<br />
olmaz. Gebe kalmak, emzirmek, doğum<br />
Prof. Dr. Samet Topuz<br />
kontrol<br />
hapı kullanmak, tüplerin bağlanması<br />
veya çıkarılması yumurtalık kanserine<br />
karşı koruyucu faktörlerdir“ bilgisini<br />
veriyor.<br />
CERRAHI MÜDAHALE ÖNEMLI<br />
Yumurtalık kanserinin tedavisinde<br />
cerrahi ve kemoterapi yöntemlerinin<br />
uygulandığını söyleyen Topuz, şunları<br />
belirtti: “Çok erken aşamaların dışında<br />
olguların büyük kısmı cerrahi sonrası<br />
kemoterapi görecektir. Yumurtalık<br />
kanseri olgularının %70-80‘i evre 3-4‘te<br />
olduğu için hastalık özellikle karnın<br />
üst kısmına yayılmış durumdadır. Bu<br />
nedenle burada yapılacak kapsamlı<br />
bir cerrahinin önemi çok büyük. Mümkünse<br />
geride hiç tümör bırakmayacak<br />
şekilde yapılacak bir cerrahi hastanın<br />
sağ kalımını artırıyor. Genişletilmiş bu<br />
cerrahinin içine bağırsak çıkartılması,<br />
dalak çıkartılması, karaciğer metastazlarının<br />
çıkartılması, karın zarı ve diyafram<br />
zarının soyulması gerekirse<br />
göğüs boşluğundaki tümörlerin çıkartılması<br />
gibi cerrahi prosedürler giriyor.“<br />
20<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Dünyadaki ilk ve tek sistem<br />
BedAİD<br />
MASAJ ÖZELLİĞİ<br />
Masaj sistemi sinir uçlarını<br />
uyarmak ve kan dolaşımını<br />
harekete geçirmek üzere<br />
geliştirilmiştir. Kas sistemini<br />
çalıştırır ve vücudun hava<br />
almayan bölgelerini havayla<br />
temas ettirir. Bası yaralarının<br />
oluşmasını engellerken ağrıların<br />
ve terlemenin önüne geçer.<br />
Masaj sisteminde farklı notlarala<br />
yerleştirilmiş 6 adet masaj bloğu<br />
bulunur. Bloklar sabit değildir<br />
ve ihtiyaca göre konumları<br />
değiştirilebilir. Çalışma-dinlenme<br />
süreleri ve şiddeti kişiye özel<br />
ayarlanabilir.<br />
Masaj sistemi sinir uçlarını<br />
uyarmak ve kan dolaşımını<br />
harekete geçirmek üzere<br />
geliştirilmiştir. Kas sistemini<br />
çalıştırır ve vücudun hava<br />
almayan bölgelerini havayla<br />
temas ettirir. Bası yaralarının<br />
oluşmasını engellerken ağrıların<br />
ve terlemenin önüne geçer.<br />
Masaj sisteminde farklı notlarala<br />
yerleştirilmiş 6 adet masaj bloğu<br />
bulunur. Bloklar sabit değildir<br />
ve ihtiyaca göre konumları<br />
değiştirilebilir. Çalışma-dinlenme<br />
süreleri ve şiddeti kişiye özel<br />
ayarlanabilir.<br />
VİBRASYON ÜNİTELERİ İLE<br />
• Doku perfüzyonuna imkan tanır.<br />
• Kan dolaşımını hızlandırır.<br />
• Kapillerin kapanmasını engeller.<br />
• Kaslara direnç kazandırır.<br />
• Bakteri çoğalımını engeller.<br />
• Vücudun savunma sistemlerini<br />
güçlendirir.<br />
• İskemiyi engeller.<br />
• Yatmaktan kaynaklanan<br />
plöreziyi önler.<br />
• Denervasyon ve kas paralizinden<br />
kaynaklanan sorunlara çare<br />
üretir.<br />
KÜP/BLOK ÖZELLİĞİ İLE<br />
• Düşük bası alanı oluşturur.<br />
• Hiperemiyi önler.<br />
• Bül oluşumunu engeller.<br />
• Doku perfüzyonuna imkan tanır.<br />
• Friksüyonu en alt seviyeye<br />
indirir.<br />
• Basının istenilen bölgelerde<br />
düşürülmesine olanak tanır.<br />
• Cilt, cilt altı doku, kas ve fasya<br />
nekrozunu önler.<br />
• Ödem oluşmasını engeller.<br />
• Ülser oluşumunu durdurur.<br />
• İskemiyi engeller.<br />
• Oluşmuş ülserlerin tedavi<br />
sürecini hızlandırır.<br />
HAVALANDIRMA SİSTEMİ<br />
ÖZELLİĞİ İLE<br />
•Derinin nem oranının<br />
düşürülmesini sağlar.<br />
• Terlemeyi engeller.<br />
• Maserasyon, kontaminasyon ve<br />
enfeksiyonu engeller.<br />
UZAKTAN KUMANDA<br />
ÖZELLİĞİ İLE<br />
• 24 saat kesintisiz bakım sağlar.<br />
• İstenilen bölgelerde istenilen<br />
sıklıkla havalandırma ve<br />
vibrasyonun periyodik tekrarına<br />
olanak tanır.<br />
• Konforlu bir yatış imkanı sunar.<br />
22<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
ÖZEL HABER<br />
Hastane muayene mobilyaları<br />
ve bekleme odaları<br />
Promek <strong>Medikal</strong> 2012 yılında<br />
başlattığı hastane ve büro malzemeleri<br />
üretiminde, uyguladığı<br />
kaliteli ürün anlayışı ile yükselişini<br />
sürdürmüştür. Kaliteye verdiği<br />
önemi CE, ISO 9001, ISO 13485<br />
belgeleriyle kanıtlamış, çevreye<br />
olan duyarlılığını ve çalışan<br />
sağlığına verdiği önemi ise ISO<br />
14001 ve ISO 18001 belgeleri ile<br />
göstermiştir. Tüm dünyada en<br />
seçkin kullanıcılara hizmet veren<br />
gelişmiş makine parkuru ve yetkin<br />
personelleri ile ürünlerini kırktan<br />
fazla ülkeye ihraç ederek bir dünya<br />
markası olmuştur. Müşteri memnuniyetini<br />
esas alan kuruluşumuz<br />
büyük çoğunluğu yurtdışı olmak<br />
üzere yurtiçi ve yurtdışı projelerine<br />
devam etmektedir. Şirketimiz inovasyon<br />
ve Ar-Ge’ye verdiği önem<br />
ile sektöründe öncü firma olma<br />
vizyonunu korumaktadır. Satış<br />
sonrası servis hizmetlerimizi her<br />
zaman müşteri memnuniyeti ve<br />
güven ilkelerini temel alarak sunmaktadır.<br />
Kuruluşumuz; uygun fiyat, kaliteli<br />
üretim ve hizmet, zamanında teslimat<br />
prensipleri ile çalıştığından<br />
daima tercih edilen bir firma olma<br />
özelliğini korumuştur.<br />
24<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
Hospital check furnitures and waiting rooms<br />
Promek Medical has continued to<br />
develop with the high quality product<br />
concept that is applied for the<br />
hospital and office furniture production<br />
that started in 2012. The<br />
company proved the importance<br />
given to quality with the CE, ISO<br />
9001 and ISO 13485 certificates<br />
and the importance given to sensitivity<br />
of environment and employee<br />
health with the ISO 14001 and ISO<br />
18001 documents.<br />
Promek has been a world brand<br />
by exporting and serving to most<br />
exclusive customers in more than<br />
40 countries with the advanced<br />
production line and highly qualified<br />
personnel. Based on customer<br />
satisfaction, Promek supplies to<br />
projects mostly in foreign countries<br />
and also in domestic market.<br />
Promek keeps the vision of remaining<br />
as leading company in the sector<br />
by giving importance to innovation<br />
and R&D. The company always<br />
offers after sales services based on<br />
customer satisfaction and principles<br />
of trust.<br />
Promek has always maintained to<br />
be preferred company by working<br />
with the principles of high quality<br />
production and service and delivery<br />
on time.<br />
Depuis sa création en 2012, Promek<br />
Medical n’a cessé de se développer<br />
grâce à sa perception de la qualité<br />
et son importance dans la conception<br />
et la fabrication de son mobilier<br />
medical et mobilier de bureau comme<br />
dans les services fournis à ses<br />
clients et partenaires. L’intérêt porté<br />
à la qualité des produits Promek et<br />
au respect de l’environnement dans<br />
le processus de fabrication est consolidé<br />
par les certificats CE, ISO 9001,<br />
ISO 13485, ISO 14001 et ISO 18001.<br />
Promek est devenue une marque<br />
mondiale exportant ses produits vers<br />
plus de 40 pays à travers le monde<br />
avec sa ligne de production de pointe<br />
et son personnel hautement qualifié.<br />
Promek a gagné la confiance de ses<br />
partenaires en Turquie comme en<br />
outremer, en travaillant sur la base<br />
des principes : Haute qualité, excellent<br />
service après-vente et livraison<br />
à temps. Au regard de son travail accentué<br />
sur l’innovation, la recherche<br />
et développement, la qualité du produit<br />
et du service, et la satisfaction<br />
du client, Promek vise maintenir et<br />
développer son positionnement de<br />
société leader dans le marché mondial.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
25
MEDİKAL AKTÜEL CİHAZ VE MALZEME<br />
26<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
MEDİKAL CİHAZ VE MALZEME<br />
MANUJET III<br />
VBM MANUJET 3 VERSİYONU<br />
oksijen veya atmosfer hava<br />
ile çalışır.<br />
Bu özelliği kömür ocaklarında veya itfaiyelerdeki<br />
karbon monoksit zehirlenmelerinde<br />
yaralıya ilk müdahale sırasında<br />
kullanılmak üzere düzenlenmiş bir<br />
manuel jet ventilatördür. Çalışma basıncı<br />
4-10 bar arasındadır. Basınç ayarı kilitlenir,<br />
Regülatör kilidi itilip çekilerek çalışır.<br />
Basıncı ve frekansı kolay ayarlanır.<br />
Hastanelerde KBB ameliyatlarında bronkoskopi<br />
uygulamalarında, yoğun bakım<br />
ünitelerinde (akciğer atelektazisi olan<br />
hastalarda) kullanılıyor.<br />
Taşıma çantasının içinde 3 farklı boyda girişim<br />
iğnesi, ara uzatma hattı ve farklı uygulamalar<br />
için ara bağlantı parçası bulunur<br />
ve uygulanması kolaydır. Regülatörün<br />
üzerinde bulunan renk kodlu skala bebek,<br />
çocuk ve erişkin olarak ayrılmıştır. Bu<br />
sayede basınç ayarları kolaylıkla yapılır<br />
28<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
Yoğun bakım ventilatörü<br />
<strong>Medikal</strong> alçı<br />
• Yetişkin, çocuk hastalarda<br />
kullanabilme<br />
• 12.1 “ Dokunmatik TFT<br />
renkli ekran<br />
• Ekranda aynı anda 3 dalgaformu<br />
, 2 loop eğrisi izleyebilme<br />
• Modlar; VCV/PCV/PSV/<br />
CPAP/ SIMV(PCV)+PSV/<br />
• SIMV(VCV)+PSV/ MMV+PSV/<br />
PSV+VT ASSURED/<br />
APRV/<br />
• NIV/TCPL/SIM-<br />
V(TCPL)+PSV/CPAP + Sürekli<br />
akış<br />
• Hesaplamalar; AutoPEEP/<br />
Compliance/Resistance/Slow<br />
Vital • Capacity/ P0.1/<br />
PV Flex / Pimax / Inflections<br />
Points / WOBi / RSBI<br />
• Apne backup ventilasyon<br />
özelliği<br />
• Dahili batarya 150 dakika<br />
• Tüm parametrelere ait 72<br />
saat hafıza<br />
• Dahili nebulizasyon çıkışı<br />
• Düşük maliyetli bakım<br />
• Açılışta otomatik kalibrasyon<br />
• Standart ventilatör devreleri<br />
ile kullanabilme<br />
• 2000 adet oluşma zamanı<br />
ile birlikte olay kaydı<br />
• Açılışta hasta tipi seçimi ve<br />
hasta ağırlığına göre otomatik<br />
ayarlama<br />
• Basınç ve flow triger algılama<br />
özelliği<br />
• Kaçak, hacim kompanzasyon<br />
özelliği<br />
• 5ml-2500ml aralığında tidal<br />
hacim ayarlayabilme<br />
• Aspirasyon öncesi ve<br />
sonrası otomatik %100 FiO2<br />
verme özelliği<br />
• Tüm parametreler için<br />
alarm limiti ayarlayabilme<br />
• Opsiyonel ısıtma nemlendirme<br />
ünitesi<br />
• Opsiyonel micropump nebulizer<br />
Aeroneb Pro<br />
• Opsiyonel yenidoğan<br />
özelliği ilave<br />
edilebilir.<br />
MEDİKAL HAVA<br />
KOMPRESÖRÜ<br />
• Tüm ventilatör cihazlarına<br />
uygun<br />
• Opsiyonel cihaz standı<br />
• Dahili hava tankı<br />
• Dijital basınç göstergesi<br />
• Isı, basınç ve güç alarmları<br />
• Çalışma saati izleyebilme<br />
• <strong>Medikal</strong> kullanıma uygun<br />
• Kurutuculu<br />
Türkiye’ye Güney Kore’den gelen yıkanabilir<br />
alçının diğer adı‘’Hibrit alçı. Güney Koreli Ortopedi<br />
uzmani Dr. Lee’nin bulusu olan ürün<br />
patentli ve FDA, KFDA onayli.<br />
Özellikleri<br />
• Eski tip alçilara göre son derece hafif olmasiyla<br />
da dikkat çekiyor. Eskildf üç dört kiloya<br />
kadar çikarken, bu ürün çok hafif. Bu durum<br />
hastaya büyük hareket kolayligi sagliyor.<br />
• Günlük aktiviteleri kisitlamayan, kismi<br />
de olsa hareket özgürlügü sunan bu alçi<br />
sayesinde, hastanin psikolojisi de olumlu bir<br />
sekilde etkileniyor.<br />
Özel deri koruyucu kilif ile birlikte kullaniliyor.<br />
Böylece alçi uygulanan bölgenin hava almasini<br />
sagliyor ve tahrisi önlüyor.<br />
• Özel dokusu sayesinde hastayi terletmeyen,<br />
kasinti ve koku da yapmiyor. Uygulamasi da<br />
son derece kolay.<br />
• Oda sicakligindaki suya batirildiktan sonra,<br />
deri koruyucu kilif ile birlikte, çorap gibi geçirilerek<br />
kirik uzva giydiriliyor. Yedi ila on beş<br />
dakika içinde sertlesen alçi, görevini yerine<br />
getirmeye basliyor.<br />
• Havuza, denize girilebiliyor. Sadece alçının<br />
takılmasından sonra yirmi dört saat beklemek<br />
gerekiyor. Sonra havuza, denize girmek duş<br />
almak mümkün.<br />
• On iki ayrı ölçüde bulunabiliyor. Ayrıca, yüksek<br />
X-Ray geçirgenligi sayesinde alçıyı çıkartmadan<br />
röntgen çektirmek mümkün olabiliyor.<br />
• Özel şeridi sayesinde kolayca çıkarilabilen ve<br />
kesilirken toz çıkartmayan Hibrit Alçi Sistemi<br />
- HM CAST, istenirse tekrar birleştirilerek kullanilabiliyor.<br />
• Kırıklar dışında, yumuşak doku enfeksiyonlarında,<br />
travmada ve atel kullanmayi gerektiren<br />
durumlarda da tercih edilebiliyor.<br />
Atel kullanan ve sürekli çıkarıp yeniden takan<br />
hastaların iyileşme sürecinin uzamasının da<br />
önüne geçilebiliyor.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
29
AKTÜEL<br />
Eryiğit zirveye ödüllerle çıkıyor<br />
“6. Özel Sektör Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri Zirvesi” 20-21 Aralık 2107<br />
tarihlerinde Ankara Congresium’da gerçekleşen zirvede; Bilim, Sanayi<br />
ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge alanında başarılı olan firmalara<br />
ödülleri verildi. Eryiğit Tıbbi Cihazlar A.Ş. Tıbbi Cihazlar Kategorisinde Ar-<br />
Ge Merkezi onaylanarak ödül alan firmalardan biri oldu.<br />
Ülkemizdeki Ar-Ge ve Tasarım<br />
Merkezlerinde yapılan Ar-Ge ve<br />
Tasarım projelerinin sonunda<br />
ortaya çıkan yeni teknoloji ve<br />
çıktıların kamuoyu ile paylaşılması,<br />
Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinin<br />
sorunlarının tartışılması, başarılı<br />
Ar-Ge Merkezlerine ödül verilmesi<br />
ve yeni Ar-Ge ve Tasarım merkezi<br />
olan firmalara belge takdimi<br />
yapılması amacıyla “6. Özel Sektör<br />
Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri<br />
Zirvesi” 20-21 Aralık 2107<br />
tarihlerinde Ankara Congresium’da<br />
gerçekleştirilmiştir. Bu zirvede<br />
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı<br />
tarafından Ar-Ge alanında başarılı<br />
olan firmalara ödülleri verilmiştir.<br />
Eryiğit Tıbbi Cihazlar A.Ş. Tıbbi<br />
Cihazlar Kategorisinde Ar-Ge<br />
Merkezi onaylanarak ödül alan<br />
firmalardan biri olmuştur. Tıbbi<br />
cihazların yerli teknolojilerle<br />
üretilmesi konusunda önemli<br />
katkıları olan Eryiğit, melek<br />
yatırımları ile yeni teknolojilerin<br />
geliştirilmesine destek olmuş,<br />
üniversite-sanayi işbirliği alanındaki<br />
projeler yanında TÜBİTAK ve<br />
KOSGEB gibi kurumlarla da başarılı<br />
çalışmalar gerçekleştirerek<br />
pek çok projenin ticarileşmesini<br />
başarı ile tamamlamıştır. Firma<br />
Ar-Ge Merkezi ve bu ödül ile bu<br />
başarılarını taçlandırmıştır.<br />
Ülkemizin önde gelen tıbbi cihaz<br />
üreticilerinden biri olan Eryiğit,1991<br />
yılından bu yana Ankara’da, 10.000<br />
m2’lik bir alanda sağlık sektörüne<br />
hizmet vermektedir. Eryiğit Tıbbi<br />
Cihazlar A.Ş.,1991 yılında Ankara’da<br />
50 m² bir alanda kurulmuş ve<br />
faaliyetlerini 2009 yılında taşındığı<br />
10.000 m2’lik bir tesislerinde<br />
devam ettirmektedir. Bünyesinde<br />
bir laboratuvar bulunduran Eryiğit,<br />
tüm sağlık kuruluşlarının ihtiyacı<br />
olan ve yakın bir geçmişe kadar<br />
önemli oranda ithalat yoluyla<br />
temin edilen ameliyat masası,<br />
buharlı sterilizatör, H2O2 gaz<br />
plazma sterilizatörü, yıkama ve<br />
dezenfeksiyon cihazı gibi tıbbi<br />
cihazları yerli know-how, teknoloji,<br />
altyapı ve imkânlarla üretmeyi<br />
başarmıştır. Bunun yanında Eryiğit,<br />
Türkiye’de alanında ürünlerine<br />
2002 yılında ilk CE sertifikasını<br />
almış, İlk Ürün Tip Testlerini<br />
yaptırmış ve 2007 yılında İlk Ürün<br />
Validasyonlarını gerçekleştirmiş<br />
ilklerin firmasıdır. Türkiye’de 81<br />
ilde hemen hemen tüm sağlık<br />
kuruluşlarına bir cihazı ile hizmet<br />
veren Eryiğit, Dünya’da yaklaşık<br />
40 ülkeye ihracat yapmaktadır.<br />
Önümüzdeki dönemde Türkiye’deki<br />
başarılarını küresel piyasalara<br />
taşımak isteyen firma ihracat<br />
oranını daha da artırarak ülke<br />
ekonomisine ve istihdama katkısını<br />
güçlendirmek istemektedir.<br />
30<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Eryigit runs to summit with awards<br />
Ministry of Science, Industry and<br />
Technology presented awards<br />
to successful firms having R&D<br />
centers in the sixth edition<br />
of Private Sector R&D and<br />
Design Centers Summit held<br />
in Cognresium, Ankara, 20-21<br />
December 2017. Eryigit Medical<br />
Equipment Co. Inc was one of the<br />
firms awarded for its R&D center.<br />
The summit aims to share the<br />
outputs of latest technologies with<br />
the public, to discuss the problem<br />
faced in R&D and design centers, to<br />
give awards to successful centers<br />
and to certificate the new centers.<br />
One of the leading producers of<br />
medical equipment in Turkey,<br />
Eryigit has been serving to the<br />
health care industry in its factory of<br />
10,000 sqm in Ankara since 1991.<br />
The company was established as a<br />
50-sqm workshop in Ankara in 1991<br />
and moved to a 10,000-sqm factory<br />
in 2009. Having a laboratory in its<br />
factory which produces several<br />
medical tools and equipment and<br />
tries to replace the ones that had<br />
been imported before including<br />
medical devices such as operating<br />
tables, steam sterilizers, H2O2<br />
gas plasma sterilizer, washing and<br />
disinfection devices by combining<br />
domestic know-how, technology,<br />
structures and abilities. Eryigit had<br />
Turkey’s first CE certificate in 2002,<br />
the first product type tests and the<br />
first product validation in 2007. The<br />
company exports its product to 40<br />
countries.<br />
Having important contributions<br />
for the production of medical<br />
equipment using domestic<br />
technologies, Eryigit company<br />
supports the development of new<br />
technologies by acting as an angel<br />
investor, by starting joint projects<br />
between university and industrial<br />
firms and having successful<br />
activities in cooperation with<br />
certain bodies such as TUBITAK<br />
and KOSGB. The recent award<br />
presented to Eryigit, certifies the<br />
success of those operations.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
31
AKTÜEL<br />
A success of three decades!<br />
Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, who has been working as a specialist in the field of<br />
Asthma and COPD, and conducting international studies and providing treatment to<br />
patients for the past thirty years, has crowned her success with the book “Arzu’nun<br />
Mutluluk Reçeteleri” (Arzu’s Recipes for Happiness), which she prepared full of unique<br />
recipes reflecting her fascination with cooking as a hobby.<br />
Yorgancıoğlu, who has many<br />
national and international<br />
achievements in the field<br />
of respiratory diseases,<br />
continues her academic career as<br />
the 1st Vice President of the Turkish<br />
Thorax Association, President<br />
of the Celal Bayar University<br />
Medical Faculty Pulmonary<br />
Medicine Specialty Department<br />
and the Turkish Board of Directors<br />
Chairman for the Global Alliance<br />
against Respiratory Diseases<br />
(GARD), one of the World Health<br />
Organization’s most important<br />
organizations.<br />
“COOKING IS LIKE MEDITATION<br />
FOR ME”<br />
Yorgancıoğlu, who says she has<br />
been interested in cooking for a<br />
long time says “Cooking is just like<br />
meditation for me. When I am at<br />
my most stressed, I just go into the<br />
kitchen, start cooking and forget all<br />
about my exhaustion and my stress.<br />
This is a life style for me. My mother<br />
used to work. That is when I started<br />
getting interested in homemaking<br />
and cooking. So it started out as kind<br />
of a requirement”.<br />
Saying that cooking has been her<br />
favorite activity for a long time,<br />
Yorgancıoğlu added “My kitchen is<br />
like my sanctuary, I find peace there,<br />
I rest there when I am at my most<br />
tired state. I turn on my music and<br />
have a cup of coffee while I start<br />
playing with food. This is always a<br />
journey of discovery, an adventure.<br />
In my high school years I loved to<br />
prepare something for my mother<br />
and father to surprise them. Later<br />
these surprises were prepared for<br />
my husband, my kids and all my<br />
friends. Then I had grandchildren<br />
whose taste I trusted completely.<br />
Thank goodness there many people<br />
around me who are open to new<br />
recipes and my new games. I travel<br />
a lot for my job. I learn new things<br />
from different places in the world<br />
and I bring supplies and implements<br />
from different places. There were<br />
times when this meant a pasta<br />
machine from the U.S., a blow torch<br />
from Spain, squid ink from Italy or a<br />
mussel pot from Brussels. I collect<br />
and collect…then one day I got an<br />
offer from my beloved vocational<br />
association the Turkish Thorax<br />
Association to share my recipes on<br />
a social media platform. So it seems<br />
the time had come to venture out<br />
of my own kitchen. I started there<br />
first, then my friends who were not<br />
members wanted me to share the<br />
recipes on my own social media<br />
account. I have been sharing recipes<br />
for nearly a year. There were so<br />
many sincere and encouraging<br />
comments I couldn’t even believe<br />
what I had accomplished”.<br />
32<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Eczacıbaşı-Monrol nükleer tıp alanına yatırım<br />
Yapmaya Devam Ediyor<br />
2008 yılında, Eczacıbaşı İlaç Sanayii ve Bozlu Holding’in ortak girişimiyle<br />
kurulan Eczacıbaşı-Monrol Nükleer Ürünleri teşhis ve tedavi için yüksek<br />
kaliteli radyofarmasötik üretimiyle Türkiye’nin nükleer tıp pazarının<br />
gelişimine öncülük ediyor. Eczacıbaşı-Monrol, <strong>2018</strong> yılında da Mısır’da,<br />
bu alandaki ikinci tesisi olan Tc99M Jeneratör üretimine başlayacağını<br />
duyurdu.<br />
<strong>2018</strong> yılında Mısır’da başlaması<br />
planlanan Tc99M Jeneratör<br />
üretimi ile Nükleer Tıp alanındaki<br />
yatırımlarına devam eden<br />
Eczacıbaşı-Monrol, hastalıkların<br />
teşhis ve tedavisinde kullanılan<br />
yüksek kaliteli radyofarmasötik<br />
üretimine devam ediyor. Modern<br />
ve çevre dostu teknolojileri<br />
kullanarak Türkiye’de 6,<br />
yurtdışında Bulgaristan,<br />
Romanya ve Mısır’da olmak<br />
üzere toplamda 9 tane dünya<br />
standartlarında üretim tesisi<br />
sahibi olan Eczacıbaşı-Monrol<br />
ayrıca Kuveyt’te ve Birleşik Arap<br />
Emirlikleri’nde siklotronlar<br />
işletiyor.<br />
Eczacıbaşı-Monrol,<br />
Dubai’de Monrol Körfezi adı<br />
altında BAE’nin en önemli<br />
holdinglerinden biri olan Almulla<br />
Grubu ile de uzun yıllardır güçlü<br />
bir ortaklık yapıyor. Almulla<br />
Grubu’na ait siklotron tesisini<br />
işleten Eczacıbaşı-Monrol, Sağlık<br />
Bakanlığı’na bağlı Kuveyt’te de<br />
yerel ortaklarıyla birlikte bir<br />
siklotron tesisini daha işletiyor.<br />
Merkezi Ataşehir’de bulunan<br />
Eczacıbaşı-Monrol, nitelikli ve<br />
müşteri odaklı hizmetinden<br />
ödün vermeden 300 çalışanı ve<br />
beş distribütörü ile Türkiye’de<br />
ve dünyada 30’dan fazla ülkede<br />
nükleer tıp merkezi tedarik etmek<br />
için hizmet veriyor. Pakistan ve<br />
Erbil’de 2 devamlı Siklotron Tesisi<br />
projesi bulunuyor.<br />
34<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Eczacıbaşı-Monrol continues to invest in<br />
nuclear medicine<br />
Eczacıbaşı-Monrol that is joint venture between Eczacibasi<br />
Pharmaceuticals Manufacturing and Bozlu Nuclear Products in 2008,<br />
continues to lead the development of Turkey’s nuclear medicine market<br />
through the production of high-quality radiopharmaceuticals for<br />
diagnosis and treatment. Eczacıbaşı-Monrol announced that in <strong>2018</strong> it<br />
will start production of Tc99M Generator, which is the second plant in<br />
this area in Egypt.<br />
Eczacıbaşı-Monrol continues<br />
to invest in the field of Nuclear<br />
Medicine with the production<br />
of Tc99M Generator which is<br />
planned to start in Egypt in <strong>2018</strong><br />
and continues production of high<br />
quality radiopharmaceutical used<br />
in the diagnosis and treatment of<br />
diseases. Eczacıbaşı-Monrol has 9<br />
world-class production facilities, 6<br />
in Turkey and 3 abroad (Bulgaria,<br />
Romania and Egypt), employing<br />
modern and environment-friendly<br />
technologies. The company also<br />
has been operating cyclotrons in<br />
Kuwait and United Arab Emirates.<br />
Eczacıbaşı-Monrol have a strong<br />
partnership in Dubai with Almulla<br />
Group, one of the most important<br />
conglomerates of UAE under the<br />
name Monrol Gulf, for many years.<br />
Eczacıbaşı-Monrol, which operates<br />
the cyclotron plant of Almulla<br />
Group, operates a cyclotron plant<br />
in Kuwait, which is affiliated to the<br />
Ministry of Health, with its local<br />
partners.<br />
in Turkey and more than 30<br />
countries around the world without<br />
compromising on quality and<br />
customer-oriented service. There<br />
are 2 continuous cyclotron plant<br />
projects in Pakistan and Erbil.<br />
Eczacıbaşı-Monrol whose<br />
headquarters is located in Ataşehir,<br />
has been serving with its 300<br />
employees and 5 distributors to<br />
supply nuclear medicine centers<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
35
AKTÜEL<br />
100 mio financing support from “Kuveyt Türk” to<br />
Medical Research Center<br />
Breaking grounds in the participation banking market, Kuveyt Türk<br />
provided financing of 100 million euros to the Medical Research Center<br />
of Ministry of Health, the first and the only institution given its properties.<br />
Kuveyt Türk has made the biggest support in this respect by participating<br />
in the financing of the center with 100 million euros against the financing<br />
support of 494.5 million euros provided by 12 other lenders.<br />
Ufuk Uyan / CEO of Kuveyt Türk<br />
Providing financing support<br />
to the institutions and<br />
entities contributing to<br />
today and future, Kuveyt<br />
Türk has now provided financing<br />
support for the first medical research<br />
center that will support<br />
the healthcare research activities<br />
and provide access to hi-tech laboratories<br />
in Turkey. The medical<br />
research center to house the administrative<br />
buildings and biosecurity-assigned<br />
research centers<br />
of the Ministry of Health will satisfy<br />
the needs of the patients and<br />
healthcare professionals with its<br />
advanced technologic infrastructure.<br />
Kuveyt Türk has participated in<br />
the syndicate of 12 funding partners<br />
including the international<br />
financing institutions such as European<br />
Bank for Reconstruction<br />
and Development (EBRD), Black<br />
Sea Trade and Development Bank<br />
(BSTDB), Islamic Development<br />
Bank (ISDB) for the financing of<br />
the medical research center with<br />
a total investment cost of 711 million<br />
Euros. Kuveyt Türk has made<br />
the largest support in this project<br />
by funding it with 100 million<br />
euros to the overall financing of<br />
494.5 million euros provided by 12<br />
other funding partners with a tenure<br />
of 15 years.<br />
Mr. Ufuk Uyan, the CEO of Kuveyt<br />
Türk, was quoted as saying in a<br />
statement made on this matter,<br />
“We are pleased to provide financing<br />
for such a strategically important<br />
for the public healthcare<br />
in Turkey. The medical research<br />
center will invest in high-tech biological<br />
laboratories and make<br />
remarkable contributions to the<br />
research activities in our country<br />
and neighboring countries. In<br />
addition, this project will provide<br />
a modern working environment<br />
for the healthcare institutions of<br />
Turkey and their employees and<br />
efficiently respond to the need for<br />
ever developing medical technologies.<br />
We are also pleased that 40%<br />
of the financing of such a project<br />
has been funded together with Islamic<br />
Development Bank and its<br />
subsidiaries through interest-free<br />
banking principles”.<br />
The medical research center the<br />
project of which has been prepared<br />
by Turkish Public Health Institution<br />
and Turkish Pharmaceuticals<br />
and Medical Device Authority<br />
will be built in Bilkent, Ankara as a<br />
campus to shelter all the research<br />
and development activities to be<br />
carried out in an effort to be prepared<br />
against the incidents that<br />
may pose risks in terms of national<br />
bio-security. The project whereby<br />
the first medical research center<br />
of Turkey will be built shall be implemented<br />
through Public-Private<br />
Sector Participation (PPP) model<br />
by the contractor CCN Yatırım<br />
Holding A.Ş.<br />
36<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL
AKTÜEL<br />
Kimsenin düşünemediğini düşündü<br />
Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT A.Ş.) ile Katar Posta Teşkilatı arasında yapılan<br />
işbirliği anlaşması ile hayata geçen www.turkishsouq.qa sitesi ile Katarlı vatandaşlar<br />
Türkiye’deki birçok KOBİ’nin ve ulusal markanın ürünlerine tek tıkla ulaşabilecek.<br />
Katar’ın başkenti Doha’da yapılan<br />
işbiriliği anlaşmasına telekonferans<br />
yoluyla katılan Ulaştırma,<br />
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı<br />
Ahmet Arslan, posta idarelerinin<br />
bugün yaptıkları işbirliğinin e-ticaret<br />
konusunda alınan mesafenin<br />
en güzel örneği olduğunu ifade<br />
ederek, “Bu işbirliğimiz bununla<br />
sınırlı kalmayacak. Diğer alanlarda<br />
da giderek yaygınlaşacak ve sadece<br />
iki ülkenin işbirliği değil, iki ülkenin<br />
birlikte başka yerlerde de işbirliği<br />
yapmasının yolunu açacak” dedi.<br />
Lansma toplantısında konuşan<br />
Katar Ulaştırma ve Haberleşme<br />
Bakanı Casim es-Saliti de elektronik<br />
ticaretin Katar’daki hacmi son<br />
dönemde 4 milyar Katar Riyal’ine<br />
yaklaştığını belirterek, 2020’ye kadar<br />
bu rakamın 10 milyar Katar<br />
Riyal’ine ulaşmasını planladıklarını<br />
söyledi.<br />
Lansman toplantısında konuşma<br />
yapan PTT AŞ Yönetim Kurulu<br />
Başkanı ve Genel Müdürü Kenan<br />
Bozgeyik de Antalya’da düzenlenen<br />
Uluslararası e-Ticaret Konferansı’nda,<br />
Katar Posta Teşkilatı ile<br />
PTT AŞ arasında yapılan işbirliği<br />
anlaşması çerçevesinde çalışmaları<br />
tamamlanan e-Ticaret Projesi’nin<br />
lansmanın, 1 <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>’de<br />
yapılmasının kararlaştırıldığını<br />
anımsattı. Söz konusu projenin,<br />
posta teşkilatları açısından dünyaya<br />
örnek olacağını dile getiren Bozgeyik,<br />
projenin, iki ülke ilişkilerini en<br />
üst seviyeye çıkaracağını kaydetti.<br />
Dünyadaki ticaretin yönünün e-Ticaret’e<br />
doğru kaydığı bir dönemde,<br />
projenin zamanlamasının öneminin<br />
ortaya çıktığını vurgulayan Bozgeyik,<br />
2017 sonu itibarıyla 3 trilyon<br />
dolara yaklaşan dünyadaki e-Ticaret<br />
pazarından bugüne kadar<br />
yeterli payı alamayan Türkiye’nin,<br />
pazardaki yerini büyüteceğini<br />
söyledi.<br />
Türkiye’deki e-Ticaret pazarının<br />
günden güne büyüdüğünü vurgulayan<br />
Bozgeyik, Katar ile yapılan<br />
bu projeyle Katar halkının e-Ticaret<br />
ile ilgili kullanımlarını artırarak,<br />
pazarın büyütülemesine katkı<br />
sağlayacağını kaydetti.<br />
Bugün itibarıyla Katarlı vatandaşların<br />
www.turkishsouq.qa sitesi<br />
üzerinden Türkiye’deki birçok<br />
KOBİ’nin ve ulusal markanın ürünlerine<br />
tek tıkla ulaşabilecek, kredi<br />
kartı ile ödemelerini yaparak iki<br />
ülkenin posta teşkilatı güvencesinde<br />
alışveriş gerçekleştirebileceğine<br />
dikkati çeken Bozgeyik,<br />
“Bu kıymetli projemiz Türk KO-<br />
Bİ’lerine de ürünlerini kolaylıkla<br />
yurt dışına ihraç etme fırsatı<br />
tanıyacak. Projenin ilk fazının hayata<br />
geçmesiyle ülkelerimiz arasındaki<br />
ticaret gelişirken, Katarlı<br />
dostlarımız pek çok Türk ürününe<br />
uygun taşıma bedelleri ödeyerek<br />
sahip olabilecek. Satıcılarımız ise<br />
hızlı ve kolay bir şekilde ürünlerini<br />
ihraç etme imkanı bulacak.” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
Katar Posta Teşkilatı Üst Yöneticisi<br />
(CEO) Faleh Al-Naemi ise yaptığı<br />
konuşmada söz konusu proje ile<br />
Katar’daki müşterilerine milyonlarca<br />
ürün sunacağını belirterek,<br />
sitenin Katar pazarının ihtiyaçlarına<br />
cevap vereceğini söyledi.<br />
38<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Kenan Bozgeyik<br />
They realized what no one thought before<br />
Qatari citizens will be able to reach products of many SMEs and national brands in Turkey<br />
with a single click through www.turkishsouq.qa website which is realized with the cooperation<br />
agreement between PTT Corporation (Turkish Post) and Qatar Post.<br />
Minister of Transport, Maritime<br />
Affairs and Communications<br />
Mr. Ahmet Arslan who attended<br />
the co-operation agreement<br />
which was held in Qatar’s capital<br />
city, Doha via teleconference expressed<br />
that the co-operation of<br />
these two postal establishments<br />
was the best example of the momentum<br />
gained about e-commerce<br />
and said, “Our co-operation<br />
will not be limited to this. It will<br />
become increasingly widespread<br />
in other areas and will open the<br />
way for not only the two countries’<br />
co-operation but also to cooperate<br />
with other countries together.”<br />
Speaking at the launching meeting,<br />
Qatar Transportation and<br />
Communications Minister Mr. Casim<br />
es-Saliti said that the volume<br />
of electronic commerce in Qatar<br />
recently approached 4 billion Qatari<br />
Riyal in the recent period, and<br />
they planned to reach 10 billion<br />
Qatar Riyal by 2020. Speaking at<br />
the launching meeting, PTT Corporation<br />
Chairman and General<br />
Manager Mr. Kenan Bozgeyik<br />
announced at the International<br />
e-Trade Conference held in Antalya<br />
that launching of the e-Commerce<br />
Project which was completed<br />
within the framework of the<br />
co-operation agreement between<br />
Qatar Post and PTT Corporation<br />
determined to be held on 1st January<br />
<strong>2018</strong>. Mr. Bozgeyik, who stated<br />
that the said project will be an<br />
example in the world in terms of<br />
postal organizations, noted that<br />
the project will bring the relations<br />
of the two countries to the highest<br />
level.<br />
Emphasizing the importance of<br />
the project’s timing in a period<br />
when the direction of the business<br />
world shifts towards e-commerce<br />
era, Mr. Bozgeyik said that Turkey<br />
which could not get enough<br />
share from the world’s e-commerce<br />
market which has reached<br />
3 trillion US by the end of 2017 will<br />
enlarge its market position. Emphasizing<br />
that the e-commerce<br />
market in Turkey grows day by<br />
day, Mr. Bozgeyik stated that this<br />
project will increase e-commerce<br />
related use of Qatar citizens and<br />
will contribute enlargement of<br />
the market. Mr. Bozgeyik, who remarks<br />
that as of today Qatar citizens<br />
will be able to reach products<br />
of many Turkish SMEs and national<br />
brands via www.turkishsouq.qa<br />
web site with a single click and can<br />
shop by using their credit cards<br />
under assurance of postal organizations<br />
of two countries, stated,<br />
“This valuable project will give<br />
Turkish SMEs the opportunity of<br />
exporting their products to abroad<br />
easily. While the trade between our<br />
countries will be developing by the<br />
realization of the first phase of the<br />
project, our Qatari fellows will also<br />
be able to buy many Turkish products<br />
with suitable transportation<br />
fees and our sellers will be able<br />
to export their products quickly<br />
and easily.” CEO of Qatar Post<br />
Faleh Al-Naemi, stated during his<br />
speech that the mentioned project<br />
will provide millions of products to<br />
customers in Qatar and the website<br />
will respond to the needs of<br />
Qatar market.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
39
AKTÜEL<br />
İKMİB <strong>Medikal</strong> sektörü gelecek araştırması<br />
başarıyla tamamlandı!<br />
Kimya sektörünün küresel pazarlarda lider olması hedefiyle çeşitli<br />
organizasyonlar düzenleyen İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri<br />
İhracatçıları Birliği (İKMİB), 23-24 Aralık 2017 tarihleri arasında yaklaşık<br />
altmış sektör temsilcisinin katılımıyla düzenlediği “<strong>Medikal</strong> Sektörü Gelecek<br />
Araştırması” organizasyonuyla sektörün problemlerine çözüm aradı.<br />
MEDIKAL SEKTÖRÜNDE ABD BIRINCI<br />
SIRADA<br />
Çalıştayın açılışında konuşan İKMİB<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz,<br />
dünyadaki medikal sektörü hakkında<br />
bilgi vererek, “Tıbbi cihaz ve medikal<br />
sektörü, genel anlamda dünyada hızlı<br />
bir dönüşüm geçirerek eskiye oranla<br />
daha çok bilgi ve sermaye yoğun bir<br />
sektör olma yolunda ilerliyor. Sektörde<br />
2016 yılında dünyada 228 milyar<br />
dolar üretim yapıldı ve bu üretim<br />
değerinin 102 milyar doları ABD’de<br />
gerçekleştirildi. Ardından gelen Çin toplam<br />
üretimin yüzde 12,8’ini (29 milyar<br />
dolar) yaparken, Almanya 26 milyar<br />
dolar değer üreterek toplam üretimin<br />
yüzde 11’ini gerçekleştirdi. Türkiye ise<br />
tıbbi ve cerrahi cihaz üretiminin yüzde<br />
0,5’ini gerçekleştirdi ve ülkemizin üretim<br />
değeri ise 1,2 milyar dolar oldu”<br />
diye konuştu.<br />
1991 yılından bu yana, ihracat operasyonları<br />
konusunda on binden fazla<br />
üyeye hizmet veren ve üye firmaların<br />
global pazarlarda lider olması hedefiyle<br />
çeşitli organizasyonlar düzenleyen<br />
İKMİB, düzenlediği uluslararası fuarlar,<br />
ticaret ve alım heyetleri organizasyonları<br />
ile kimya ihracatçılarının<br />
yeni pazarlara ulaşmasında önemli rol<br />
oynuyor.<br />
Bu kapsamda İKMİB, katma değeri<br />
en yüksek alt sektörlerinden medikal<br />
sektörünün problemlerine etkili<br />
çözüm bulmak amacıyla “<strong>Medikal</strong><br />
Sektörü Gelecek Araştırması” etkinliğini<br />
gerçekleştirdi. İstanbul’da<br />
23-24 Aralık 2017 tarihleri arasında<br />
gerçekleştirilen organizasyonda sektörün<br />
önde gelen aktörleri bir araya<br />
geldi. Sektör firmalarının yanı sıra<br />
MASSİAD, DİŞSİAD, TÜMDEF, OSTİM<br />
<strong>Medikal</strong> Kümelenme, İSEK, Türkiye<br />
İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, T.C.<br />
Gümrük Bakanlığı ve T.C. Ekonomi<br />
Bakanlığı temsilcilerinin katıldığı<br />
çalıştaya yoğun ilgi gösterildi. Çalıştay<br />
süresince “Bölgesel ve küresel düzeyde<br />
meydana gelen ekonomik ve politik<br />
gelişmeler ve sektörümüz üzerindeki<br />
etkileri nelerdir, uluslararası ticarette<br />
karşılaşılan yurtiçi ve yurtdışı sorunlar<br />
nelerdir, sektörümüzün ortak sorunlarını<br />
dikkate aldığınızda bu sorunlar<br />
gücümüz çerçevesinde hangi yeni<br />
çözüm önerileri ile aşılabilir ya da<br />
tamamen kaldırılabilir?” gibi sorulara<br />
verilen farklı yanıtlarla medikal sektörü<br />
için önemli gelişmeler kaydetme<br />
yolunda adımlar atıldı.<br />
TÜRKIYE’DE MEDIKAL SEKTÖRÜ<br />
Türkiye’deki medikal sektörüyle ilgili<br />
bilgi veren Akyüz, “<strong>Medikal</strong> sektörü<br />
ihracatımız 2013 yılında 484.3 milyon<br />
dolar seviyesindeyken 2016 yılında<br />
516.3 milyon dolar seviyelerine<br />
çıktı. Yine 2016 yılında en çok ihracat<br />
yaptığımız ülkeler sırasıyla Almanya<br />
(38,3 milyon dolar), Çin (35,8 milyon<br />
dolar), Irak (24,1 milyon dolar),<br />
Hollanda (20,8 milyon dolar), Fransa<br />
(19,4 milyon dolar) ve Azerbaycan (18<br />
milyon dolar) olarak kayıtlara geçti.<br />
2016 ithalat verilerine baktığımızda<br />
ise ülkemiz ithalatında ön plana çıkan<br />
ülkelerin ABD (567 milyon dolar),<br />
Almanya (461 milyon dolar), Çin (444<br />
milyon dolar), İtalya (173 milyon<br />
dolar), Japonya (156 milyon dolar) ve<br />
Malezya (120 milyon dolar) olduğunu<br />
görüyoruz” dedi.<br />
İKMİB MEDIKAL SEKTÖRÜ <strong>2018</strong><br />
PLANLANAN FAALIYETLERI<br />
İKMİB’in medikal sektörüne yönelik<br />
<strong>2018</strong> yılında gerçekleştirmeyi<br />
planladığı faaliyetleri arasında 5<br />
Mart’ta “Africa Healthcare Week<br />
ile eş zamanlı İlaç <strong>Medikal</strong> Dişçilik<br />
Sektörel Ticaret Heyeti”, 11 Nisan’da<br />
“CMEF” milli katılım organizasyonu,<br />
22 Mayıs’ta “Hospitalar” milli katılımı,<br />
21 Haziran’da “Medicare Taıwan” milli<br />
katılımı, 29 Ağustos’ta “Medical Fair<br />
Asia” milli katılımı, 3 Eylül’de “CPHI<br />
MENA” milli katılımı, 9 Ekim’de “CPHI<br />
WORLDWIDE” milli katılımı ve 12<br />
Kasım’da “MEDICA” fuarı milli katılım<br />
organizasyonu bulunuyor.<br />
40<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
IKMIB’s workshop on the future of the medical<br />
industry completed successfully!<br />
AKTÜEL<br />
Having organized a number of events so as to secure the global leadership of<br />
the chemicals industry, Istanbul Chemicals and Chemical Products Exporters<br />
Association (IKMIB), sought solutions to the problems of the industry at the<br />
event titled “Workshop on the Future of the Medical Industry” attended by<br />
approximately 60 industry representatives, on 23-24 December, 2017.<br />
Having served more than 10 thousand<br />
members since 1991, for export operations,<br />
and organizing events with a view<br />
to achieving its member firms’ leadership<br />
in the global markets, IKMIB plays<br />
a major part in making new markets<br />
accessible to chemicals exporters,<br />
through the international trade shows,<br />
trading and buying delegation events it<br />
organizes.<br />
In this context, IKMIB recently organized<br />
the “Workshop on the Future of<br />
the Medical Industry”, with a view to<br />
coming up with effective solutions to<br />
the problems of the medical industry,<br />
one of chemical industry’s sub-sectors<br />
with the highest added value levels.<br />
The event held in Istanbul on 23-<br />
24 December, 2017 brought together<br />
the leading actors of the industry. The<br />
workshop drew substantial interest<br />
from the representatives of MASSİ-<br />
AD, DİŞSİAD, TÜMDEF, OSTİM Medical<br />
Cluster, İSEK, Turkish Medicine and<br />
Medical Devices Authority, Turkish<br />
Ministry of Customs and Trade and<br />
Turkish Ministry of Economy along<br />
with the firms from the industry. The<br />
wide range of responses voiced for the<br />
questions “What are the notable regional<br />
and global economic and political<br />
developments, and what are their<br />
impact on our industry? What are the<br />
problems faced within and outside<br />
the country in terms of foreign trade?<br />
What kind of new solutions within our<br />
means can be proposed to overcome<br />
or do away with such problems, taking<br />
into account the shared problems of<br />
the industry?”, paved the way for important<br />
steps to benefit the medicals<br />
industry.<br />
USA RANKS TOP IN THE MEDICAL<br />
INDUSTRY<br />
Speaking at the opening of the workshop,<br />
IKMIB’s Chairman of the Board<br />
of Directors, Murat Akyüz provided<br />
some information about the medical<br />
industry worldwide, and said “Generally<br />
speaking, the medical devices<br />
industry is undergoing a rapid transformation<br />
worldwide, and is on its way<br />
to become a knowledge- and capital-intensive<br />
industry compared to its<br />
earlier standing. 2016 saw the industry<br />
produce products worth USD 228 billion<br />
worldwide. Out of this figure, the<br />
volume worth USD 102 billion was produced<br />
in the USA. The second-ranking<br />
country, China, accounted for 12.8 percent<br />
(USD 29 billion) of the overall production;<br />
while Germany accounted for<br />
11 percent of the overall production,<br />
generating a value of USD 26 billion.<br />
Turkey, in turn, accounted for 0.5 percent<br />
of medical and surgical devices<br />
production, generating a value of USD<br />
1.2 billion.”<br />
THE MEDICAL INDUSTRY IN TURKEY<br />
Providing information on the medical<br />
industry in Turkey, Akyüz said “our<br />
exports in the medical industry grew<br />
from USD 484.3 million in 2013 to USD<br />
516.3 million in 2016. As of 2016, the<br />
countries which received the bulk of<br />
our exports were Germany (USD 38.3<br />
million), China (USD 35.8 million), Iraq<br />
(USD 24.1 million), the Netherlands<br />
(USD 20.8 million), France (USD 19.4<br />
million), and Azerbaijan (USD 18 million).<br />
A glance at the import figures for<br />
2016, on the other hand, reveals that<br />
US (USD 567 million), Germany (USD<br />
461 million), China (USD 444 million),<br />
Italy (USD 173 million), Japan (USD 156<br />
million, and Malaysia (USD 120 million)<br />
took the lead.”<br />
ORGANIZATIONS PLANNED BY IKMIB<br />
FOR THE MEDICAL INDUSTRY IN<br />
<strong>2018</strong><br />
The organizations IKMIB plans to organize<br />
for the medical industry in <strong>2018</strong><br />
include the organization of “Pharmaceuticals-Medical-Dentistry<br />
Sectoral<br />
Trade Mission to attend the scene at<br />
the time of Africa Healthcare Week” on<br />
the 5th of March, national attendance<br />
at “CMEF” on the 11th of April, national<br />
attendance at “Hospitalar” on the<br />
22nd of May, national attendance at<br />
“Medicare Taiwan” on the 21st of June,<br />
national attendance at “Medical Fair<br />
Asia” on the 29th of August, national<br />
attendance at “CPHI MENA” on the 3rd<br />
of September, national attendance at<br />
“CPHI WORLDWIDE” on the 9th of October,<br />
and national attendance at the<br />
trade show “MEDICA” on the 12th of<br />
November.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
41
AKTÜEL<br />
Sağlik alanindaki en son teknoloji BeyondCARE<br />
Yenilikçi ürünleriyle tüketicisinin hayatını kolaylaştıran Arçelik A.Ş, sağlıklı yaşam ve<br />
sağlık alanındaki çalışmalarına devam ediyor. Şirket, geliştirdiği Mobil EKG Takip<br />
Sistemi BeyondCare ® ile insan sağlığı için değer katmayı hedefliyor.<br />
Mobil EKG Takip Sistemi<br />
olan BeyondCare ® ,<br />
hastaların kalp<br />
ritmi, solunum,<br />
aktivite, vücut sıcaklığı gibi<br />
yaşamsal verilerinin uzaktan<br />
takip edilmesine imkân sağlıyor.<br />
Sadece on dört gram ağırlığındaki<br />
ürün, suya dayanıklı kablosuz<br />
tasarımıyla kalp üzerine<br />
yapıştırılarak kullanılıyor, günlük<br />
hayatı kısıtlamıyor. Hasta evinden<br />
çıkmadan doktoru tarafından<br />
izlenebiliyor. Elde edilen verilerin<br />
raporlarıyla durum analiz ediliyor.<br />
Bu özellikleriyle hem hastalara<br />
hem de sağlık çalışanlarına<br />
kullanım kolaylığı sağlıyor.<br />
6-9 Aralık’ta Türkiye İnovasyon<br />
ve Girişimcilik Haftasında<br />
sergilenecek ürünün tanıtım<br />
toplantısında konuşan Arçelik A.Ş.<br />
Üretim ve Teknolojiden Sorumlu<br />
Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan<br />
Öztürk, “Dünya çapında öncü<br />
teknolojiler geliştiren Arçelik<br />
A.Ş.’nin başarısının arkasında<br />
yirmi altı yıllık Ar-Ge deneyimi<br />
ile birlikte şirketin genlerinde<br />
bulunan inovasyon yetkinliği yer<br />
alıyor.<br />
Günümüzde inovasyon,<br />
endüstrileri yeniden<br />
şekillendirirken, biz de iş<br />
modellerimizi bu değişime göre<br />
kurguluyoruz. Bu anlamda bizim<br />
için heyecan yaratan alanlardan<br />
biri de sağlık ve sağlıklı yaşam.<br />
Dijital yeteneklerimizi ve<br />
Nesnelerin İnterneti konusundaki<br />
birikimlerimizi birleştirerek<br />
kullanımı kolay bir sağlık<br />
ürünü geliştirdik. İnsan hayatı<br />
son derece önemli. Amacımız,<br />
insanların daha sağlıklı bir<br />
yaşam sürdürebilmesine destek<br />
olabilmek ve insanlar için değer<br />
yaratabilmek” dedi.<br />
BeyondCare ® ’in klinik<br />
çalışmalarının Koç Üniversitesi<br />
Hastanesi’nde gerçekleştirildiğini<br />
ve ürünün Amerikan Gıda ve<br />
Sağlık Kurumu (FDA) onaylı<br />
olduğunu vurgulayan Öztürk,<br />
hafif ve kullanımı kolay bu ürün<br />
sayesinde hastaların günlük<br />
hayatlarını konforlu şekilde<br />
sürdürebileceğini söyledi.Nüfusun<br />
yaşlanması ve ortalama yaşam<br />
süresinin artmasıyla birlikte bu<br />
alandaki ihtiyacın da arttığına<br />
dikkat çeken Öztürk, şöyle<br />
konuştu: “Dünya genelinde en<br />
çok can kaybına yol açan sağlık<br />
sorunu kalp ve damar hastalıkları.<br />
Ülkemizde yaklaşık üç buçuk<br />
milyon koroner kalp hastası<br />
bulunuyor ve bu sayıya her yıl<br />
yüz kırk bin hasta ekleniyor.<br />
Dünya Sağlık Örgütü’nün<br />
(WHO) araştırmalarına göre<br />
önlemlerle her dört vakadan<br />
üçünü engellemek mümkün.<br />
Biz de insanı odağına alan bir<br />
şirket olarak, müşterilerin<br />
ihtiyaçlarını anlayıp Ar-Ge ve<br />
inovasyon gücümüzle hayatta<br />
en önemli önceliğimiz olan<br />
sağlık alanında yararlı bir<br />
hizmet sunmak istiyoruz. Pazarı<br />
tanımak, teknolojik yetkinlikleri<br />
kullanıcılar için faydalı ürün ve<br />
hizmetlere dönüştürebilmek<br />
bizler için başarının temel<br />
anahtarı. BeyondCare ® Mobil<br />
EKG Takip Sisteminleri’nin<br />
sağladığı dijital sağlık altyapısı<br />
ile sunduğumuz veriye dayalı<br />
yeni nesil ürün ve hizmetimiz<br />
hastaların ve doktorların hayatını<br />
kolaylaştıracak.”<br />
BeyondCare ® Mobil EKG Takip<br />
Sistemleri Özellikleri<br />
BeyondCare ® , fark yaratan küçük<br />
form faktörü ve suya dayanıklı<br />
tasarımı ile hastalara sağladığı<br />
konforun yanı sıra uzun pil ömrü<br />
ile 7 güne kadar kesintisiz hasta<br />
takibine de imkân sağlıyor.<br />
42<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Kalp ritim bozukluklarının tespit<br />
edilebilmesi açısından büyük<br />
önem taşıyan uzun takip süresiyle<br />
teşhis süresini kısaltarak, sağlık<br />
giderlerini azaltıyor.<br />
Ölçüm sonunda elde edilen<br />
veriler bulut tabanlı platformda<br />
akıllı algoritmalar ile işleniyor<br />
ve hastanın sağlık durumuna<br />
ait Kardiyoloji, Fiziksel Durum<br />
ve Uyku analizleri elde ediliyor.<br />
Ölçüm ve analiz sonuçları<br />
platformda saklanarak hastaların<br />
geçmişe dönük takibine de imkan<br />
sağlanıyor.<br />
BeyondCare ® Mobil Takip Cihazı<br />
ile yapılan ölçümler, anlık veri<br />
izleme özelliğiyle gerçek zamanlı<br />
olarak da takip edilebiliyor.<br />
Bu sayede sağlık uzmanları<br />
hastaların yaşamsal verilerini<br />
dilediklerini yerden anlık olarak<br />
izleyebiliyorlar.<br />
Koç Üniversitesi Translasyonel<br />
Tıp Araştırma Merkezi (KUTTAM)<br />
iş birliğiyle Koç Üniversitesi<br />
Hastanesi’nde yürütülen klinik<br />
çalışmalar, BeyondCare ®<br />
Mobil Takip Cihazı ile yapılan<br />
ölçümlerde holter cihazıyla<br />
eşdeğer kalitede kayıtlar elde<br />
edildiğini ortaya koydu.<br />
BeyondCare ® sağlık alanında<br />
önemli referans kaynağı olarak<br />
kabul edilen Amerikan Gıda ve<br />
Sağlık Kurumu (FDA) onayına<br />
sahiptir.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
43
AKTÜEL<br />
The latest technology in health BeyondCARE<br />
Arçelik A.Ş, a company that strives to make life easier for its consumers with<br />
innovative products, continues to work in the fields of healthy living and healthcare.<br />
The company aims to add more value for human healthcare with the Mobile EKG<br />
Tracking System BeyondCare ® it has developed.<br />
The Mobile EKG Tracking<br />
System BeyondCare ®<br />
enables vital data on patients<br />
like pulse, respiration,<br />
activity and body temperature to be<br />
monitored remotely. The product<br />
that only weighs four grams is used<br />
by adhering it over the heart with a<br />
water resistant design that does not<br />
limit daily activity. The patient can<br />
be monitored by their doctor without<br />
ever leaving the house. The situation<br />
is analyzed based on the reports that<br />
are obtained. This feature makes<br />
the product easier to use both for<br />
the patients and the healthcare<br />
professionals. Arçelik A.Ş. Assistant<br />
General manager in Charge of<br />
Production and Technology Oğuzhan<br />
Öztürk, who spoke at the meeting<br />
to introduce the product to be<br />
displayed at the Turkey Innovation<br />
and Enterprise Week on December<br />
6-9, said “The secret behind the<br />
success of Arçelik A.Ş., a company<br />
that develops leading technology<br />
on an international scale, is twenty<br />
six years of R&D experience as well<br />
as the talent for innovation that is<br />
imprinted in the company’s genes.<br />
While innovation is shaping<br />
industries in our present day we<br />
are forming our working models<br />
according to these changes. In<br />
this sense one of the fields that is<br />
exciting for us is health and healthy<br />
living. By combining our digital skills<br />
with our knowledge of the Internet<br />
of Things, we have developed a<br />
health product that is easy to use.<br />
Human life is extremely important.<br />
Our objective is to help people live<br />
a healthier life and to create value<br />
for people”. Öztürk, who pointed<br />
out that the clinical studies for<br />
BeyondCare ® were conducted at<br />
the Koç University Hospital and<br />
the product was American Food<br />
and Drug Administration (FDA)<br />
approved, said that the product<br />
enabled patients to go on with their<br />
daily routine thanks to its lightweight<br />
and easy to use features. Pointing<br />
out that the aging population and<br />
the increase in the average life<br />
expectancy had also increased the<br />
needs in this field, Öztürk said:<br />
“Heart and vascular diseases claim<br />
the lives of people more than any<br />
other disease throughout the world.<br />
In our country there are about three<br />
and a half million coronary heart<br />
disease patients and every year<br />
one hundred forty new patients are<br />
added to this figure. According to<br />
World Health Organization (WHO)<br />
studies it is possible to prevent<br />
three out of every four cases with<br />
preventive measures. We, as a<br />
company with people at our focus,<br />
have understood the needs of our<br />
customers and want to provide a<br />
beneficial service in our priority field,<br />
health, by utilizing our R&D and<br />
innovation power. The key to success<br />
for us is knowing the market and<br />
transforming technological skills<br />
to useful products and services<br />
for users. Our data based new<br />
generation product and service<br />
provided with the BeyondCare ®<br />
Mobile EKG Tracking System will<br />
make life easier for both patients<br />
and doctors”<br />
Features of the BeyondCare ® Mobile<br />
EKG Tracking System<br />
With a distinctive small form<br />
factor and water resistant design,<br />
BeyondCare ® provides comfort<br />
to patients and enables up to 7<br />
days of uninterrupted tracking<br />
with a long life battery. The<br />
device reduces health costs by<br />
shortening the treatment time with<br />
an extended monitoring period<br />
critical to diagnosing heart rhythm<br />
disorders. The data that is obtained<br />
from measuring is processed<br />
on a cloud based platform with<br />
smart algorithms and the patient’s<br />
Cardiology, Physical State and Sleep<br />
analyses results are received. The<br />
measurement and analysis results<br />
are saved on the platform so it is<br />
possible to examine the history of<br />
patients. The measuring done by<br />
the BeyondCare ® Mobile Tracking<br />
Device can be tracked in real time<br />
with the instant data monitoring<br />
feature. This enables health<br />
specialists to monitor the vital signs<br />
of patients in real time on demand.<br />
The clinical studies conducted at<br />
the Koç Universtiy Hospital with the<br />
cooperation of the Koç University<br />
Translasyon Medical Research<br />
Center (KUTTAM) showed that the<br />
measurements obtained with the<br />
BeyondCare ® Mobile Tracking Device<br />
were equivalent in value to those<br />
obtained with a holter device.<br />
BeyondCare ® has approval from<br />
the American Food and Drug<br />
Administration (FDA) an organization<br />
regarded as an important reference<br />
in the field of health.<br />
44<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
Medİkal<br />
Beslenme
AKTÜEL
AKTÜEL<br />
<strong>Medikal</strong> beslenme<br />
Prof.Dr. Gülistan BAHAT ÖZTÜRK<br />
Hazırlayanlar<br />
Prof.Dr. Gülistan BAHAT ÖZTÜRK İstanbul Tıp<br />
Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Geri Atri Bilim Dalı<br />
Dr. Yıldıray Topçu<br />
<strong>Medikal</strong> beslenme<br />
günlük alınması<br />
gereken besin<br />
öğelerini, dengeli<br />
oranlarda alamayan, hastalar<br />
için oluşturulmuş bir tıbbi tedavi<br />
türüdür. Beslenme bozuklukları;<br />
yetersiz besin alımı şeklinde<br />
olabileceği gibi dengesiz,<br />
kaloriden yüksek besin alımı (örn.<br />
karbonhidrat ve yağdan yüksek,<br />
protein, vitamin/mineraller ve<br />
liften eksik batı tipi beslenme<br />
modeli) şeklinde de görülebilir.<br />
Beslenme bozukluğu olması<br />
durumunda bireylerde halsizlik,<br />
düşkünlük, bağışıklık sisteminde,<br />
bilişsel ve fiziksel fonksiyonlarda,<br />
kalp-damar sisteminde ve<br />
diğer tüm vücut sistemlerinde<br />
bozulmalar görülebilmektedir.<br />
Beslenme bozukluğunun türüne<br />
göre zayıflama veya tam tersi<br />
kilo alımı (obezite) görülebilir.<br />
Genel popülasyonda sıklıkla<br />
görülen beslenme bozukluğu<br />
obezite ve dengesiz besin öğeleri<br />
dağılımı şeklinde iken yaşlılarda,<br />
hastanede yatan hastalarda<br />
ve bakımevlerinde sıklıkla<br />
beslenme yetersizliği şeklindedir.<br />
Beslenme eksikliğinin nedenleri<br />
arasında hastalıklar nedeniyle<br />
olan artmış besin ihtiyacı, azalmış<br />
iştah ve besin alımı, özellikle<br />
yaşlılarda diyabet, kolesterol<br />
yüksekliği, hipertansiyon gibi<br />
nedenlerle uygulanan aşırı diyet<br />
kısıtlaması, psikolojik problemler,<br />
ekonomik nedenler, fonksiyonel<br />
bozukluklar nedeniyle besin<br />
hazırlamada ve besine ulaşmada<br />
güçlük gibi çok farklı sebepler yer<br />
almaktadır. Dengesiz, kaloriden<br />
yüksek besin alımının sebebi ise<br />
batı tipi beslenme ve hareketsizlik<br />
gibi olumsuz yaşam tarzı<br />
alışkanlıklarıdır.<br />
Beslenme bozukluğunun<br />
yaygınlığı ve önemli olumsuz<br />
sonuçları nedeniyle obezite<br />
ve metabolik hastalıkları olan<br />
(diyabet, kolesterol yüksekliği,<br />
hipertansiyon..vb.) bireyler<br />
özellikle dengesiz veya<br />
kaloriden yüksek besin alımı<br />
açısından; yaşlılar ve hastanede<br />
yatan bireyler ise özellikle<br />
beslenme eksiklikleri açısından<br />
değerlendirilmelidir.<br />
Beslenme bozukluğu<br />
saptandığında, beslenme<br />
bozukluğunun tipine uygun olacak<br />
şekilde doktor ve diyetisyen<br />
yönetiminde günlük beslenme<br />
tıbbi beslenme ilkeleriyle<br />
düzenlemelidir. Enerji alımı<br />
fazla olan, diyabeti, kolesterol<br />
yüksekliği, hipertansiyonu olan<br />
olgularda medikal beslenme<br />
tedavisi, kalori alımının<br />
sınırlandırılması ve besin<br />
öğelerinin (karbonhidrat, yağ,<br />
protein, vitamin, mineral, lif)<br />
günlük diyet içindeki dağılımının<br />
düzenlenmesi şeklinde uygulanır<br />
ve bu hastaların tedavisinin<br />
olmazsa olmaz olan ilk<br />
basamağını oluşturmaktadır.<br />
Beslenme yetersizliği olan<br />
olgularda ise kalori veya ihtiyaç<br />
duyulan diğer besin öğeleriyle<br />
diyetin zenginleştirilmesi<br />
şeklinde uygulanan medikal<br />
beslenme tedavisi yine tıbbi<br />
tedavinin ilk basamağını<br />
oluşturmaktadır. Çeşitli<br />
nedenlerle günlük ihtiyaçlarını<br />
normal diyet düzenlemesi yolu<br />
ile gideremeyecek veya hızla<br />
beslenme durumu düzeltilmesi<br />
gereken hastalarda, hasta ağız<br />
yoluyla gıda alabiliyor ise, ağız<br />
yoluyla kullanılan tıbbi beslenme<br />
ürünlerinin kullanımı gerekir.<br />
Tıbbi beslenme ürünleri enerji,<br />
protein, karbonhidrat, yağ ve<br />
vitamin/mineraller açısından ideal<br />
dengede olan ürünlerdir ve yeterli<br />
miktarda verildiklerinde bireyin<br />
tüm ihtiyacını karşılarlar. Düşük<br />
hacimlerde kalori ihtiyacını ve<br />
diğer tüm eksik besin öğelerini<br />
karşılayabilirler. Hastanın ağızdan<br />
alımını engelleyen durumlar<br />
(yutma problemi, iştahsızlık<br />
..vb.) varsa beslenme burundan<br />
mideye veya ince barsaklara<br />
uzatılan beslenme tüpleri (n/g..<br />
vb. beslenme tüpü) yolu ile<br />
verilen tıbbi beslenme ürünleri ile<br />
sağlanmaya çalışılır.<br />
Ağızdan veya yemek borusundan<br />
48<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
tüp geçirme olanağı yoksa veya<br />
bu yolun uzun süre kullanılma<br />
zorunluluğu varsa besin öğeleri<br />
doğrudan mide (PEG) veya ince<br />
barsaklara (PEJ, PEG-J) açılan<br />
tıbbi beslenme tüpleri vasıtası ile<br />
dışarıdan verilebilmektedir. Tüm<br />
bu yollar kullanılamıyorsa veya bu<br />
yollar ile yeterince besin takviyesi<br />
yapılamıyorsa damar içinden<br />
(intravenöz beslenme) serum<br />
şeklinde de medikal beslenme<br />
yapılabilmektedir. Tüm bu tedavi<br />
seçenekleri için özgün olarak<br />
hazırlanmış, yoğunluğu ve besin<br />
içeriği dengeli tıbbi beslenme<br />
ürünleri bulunmaktadır.<br />
<strong>Medikal</strong> beslenme ile<br />
hastalarımızın sağlıklı vücut<br />
kompozisyonuna sahip<br />
olmaları sağlanabilmektedir.<br />
Böylece hayati öneme sahip<br />
protein, yağ, enerji, vitamin ve<br />
mineral takviyeleri yapılarak<br />
hastalarımızın organ fonksiyonları<br />
ve bağışıklık sistemleri sağlıklı<br />
bir şekilde fonksiyonlarını devam<br />
ettirebilmektedir.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
49
AKTÜEL<br />
İlerleyen yaşta beslenme nasıl olmalı?<br />
Akademik Geriatri Derneği<br />
tarafından, Nestlé Health<br />
Science’in koşulsuz<br />
katkılarıyla ‘Yeterli<br />
Beslen, Sağlıklı Yaşlan’ sloganıyla<br />
düzenlenen “Yaşlılarda Beslenme,<br />
Geriatri Hastalarını Bilinçlendirme<br />
ve Farkındalık Kampanyası”<br />
kapsamında Kasım 2017–Şubat<br />
<strong>2018</strong> ayları arasında, yaşlı<br />
bireylere yönelik İstanbul, Ankara<br />
ve İzmir’de bulunan Yaşlı Bakım<br />
ve Rehabilitasyon Merkezlerinde<br />
etkinlikler düzenleniyor.<br />
Kampanya kapsamında ilki<br />
İstanbul’da 15 Kasım’da<br />
Etiler Huzurevi Yaşlı Bakım ve<br />
Rehabilitasyon Merkezi’nde<br />
gerçekleştirilen etkinliklerin 2.<br />
durağı Ankara, Seyranbağları<br />
Huzurevi Yaşlı Bakım ve<br />
Rehabilitasyon Merkezi oldu.<br />
Etkinlikte Huzurevi sakinlerine<br />
önemli başlıklarda sunumlar<br />
gerçekleştirildi, sakinlerden gelen<br />
sorular yanıtlandı, bilgilendirici<br />
broşür dağıtıldı ve yapbozlar hediye<br />
edildi. Etkinlik sonrası yapılan<br />
basın toplantısında; Akademik<br />
Geriatri Derneği Başkan Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Teslime Atlı, Akademik<br />
Geriatri Derneği Genel Sekreteri<br />
Prof. Dr. Meltem Gülhan Halil ve<br />
Akademik Geriatri Derneği Üyesi<br />
Doç. Dr. Murat Varlı açıklamalar<br />
yaptı. Toplantıda altmış beş yaş<br />
ve üzerindeki bireylerin yeterli ve<br />
sağlıklı beslenmesi, kas kaybının<br />
engellenmesi, bilinçsiz diyet ve<br />
kilo kaybının zararları konuları ele<br />
alındı.<br />
“TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE<br />
YAŞLI GRUBU ÇOK YANLIŞ<br />
BESLENİYOR.”<br />
Basın toplantısında konuşan<br />
Prof. Dr. Teslime Atlı,<br />
kampanyanın “Yeterli Beslen,<br />
Sağlıklı Yaşlan” sloganıyla farklı<br />
şehirlerdeki huzurevlerinde<br />
gerçekleştirdiklerini belirtti.<br />
Atlı, etkinlikleri 65 yaş üzeri<br />
yaşlıların doğru beslenmesinin<br />
önemine dikkat çekmek ve<br />
doktor kontrolünde zayıflamaya<br />
yönlendirmek amacıyla<br />
düzenlediklerini söyledi.<br />
“YAŞLILARDA DOĞRU BESLENME<br />
ÖNERİLERİ”<br />
Akademik Geriatri Derneği<br />
Genel Sekreteri ve Hacettepe<br />
Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
Geriatri Bilim Dalı Öğretim<br />
Üyesi Prof. Dr. Meltem Gülhan<br />
Halil, “Kampanyamız ile yaşlı<br />
bir kişinin sağlıklı beslenmesi<br />
için ilkeleri gözden geçirmeyi<br />
ve dikkat edilmesi gereken<br />
konularda önerilerde bulunmak<br />
amaçlanmıştır. Kişinin<br />
hastalıklarına göre bu önerilerde<br />
değişiklik yapılması gerekebilir. Bu<br />
nedenle daima hekimlerimize ve<br />
diyet uzmanlarına danışmalıyız. “<br />
dedi. Yaşlıların beslenmede dikkat<br />
etmesi gerekenler konusunda<br />
bilgilendirmede bulunan Halil, şu<br />
noktalara dikkat çekti:<br />
1. Öğün sayısı artırılmalıdır<br />
2. Besin çeşitliliği sağlanmalıdır<br />
3. Yeterli miktarda protein<br />
tüketilmelidir<br />
4. Doymuş yağ tüketimi<br />
azaltılmalıdır<br />
5. Sebze ve meyve tüketimi<br />
artırılmalıdır<br />
6. Şeker tüketimi azaltılmalıdır<br />
7. Posa tüketimi artırılmalıdır<br />
8. Su ve diğer sıvılar yeterli<br />
miktarda tüketilmelidir<br />
9. Kalsiyum içeriği yüksek<br />
besinler tüketilmelidir<br />
10. Tuz ve sodyum tüketimi<br />
azaltılmalıdır<br />
11. Alkol ve sigaradan<br />
kaçınmalıdır<br />
12. İdeal vücut ağırlığı ve kas gücü<br />
korunmalıdır<br />
50<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
How should nutrition be at advanced ages?<br />
In the scope of the ‘Nutrition for<br />
the Elderly and Informing and<br />
Creating Awareness Among<br />
Geriatric Patients’ campaign<br />
organized by the Academic<br />
Geriatric Association with the<br />
unconditional contributions of<br />
Nestlé Health Science with the<br />
slogan ‘Get Sufficient Nutrition<br />
and Age Healthy’, activities are<br />
being organized in Elderly Care<br />
and Rehabilitation Centers located<br />
in Istanbul, Ankara and Izmir<br />
between November 2017 and<br />
February <strong>2018</strong>.<br />
The first event of the campaign<br />
too place at the Etiler Elderly<br />
Care and Rehabilitation Center<br />
on November 15 in Istanbul and<br />
the 2nd stop was the Ankara,<br />
Seyranbağları Elderly Care and<br />
Rehabilitation Center. During the<br />
activity the Care Center residents<br />
were given presentations on<br />
important subjects, their questions<br />
were responded to, informative<br />
brochures were passed out and<br />
they were gifted jigsaw puzzles. At<br />
the press meeting after the event<br />
statements were made by the<br />
Academic Geriatric Association<br />
Vice President Prof. Dr. Teslime<br />
Atlı, Academic Geriatric<br />
Association General Secretary<br />
Prof. Dr. Meltem Gülhan Halil and<br />
Academic Geriatric Association<br />
Member Assoc. Prof. Dr. Murat<br />
Varlı. The subjects of sufficient and<br />
healthy nutrition for individuals<br />
sixty five years old and over,<br />
prevention of muscle deterioration,<br />
uninformed dieting and weight<br />
loss prevention were discussed.<br />
“THE ELDERLY GROUP IS<br />
GETTING THE WRONG NUTRITION<br />
EVERYWHERE IN TURKEY.”<br />
Prof. Dr. Teslime Atlı, who spoke<br />
at the press meeting said that<br />
campaign was being organized<br />
with the slogan “‘Get Sufficient<br />
Nutrition and Age Healthy’ in elder<br />
care homes in different cities. Atlı<br />
added that they had organized this<br />
event to emphasize the importance<br />
of correct nutrition for people 65<br />
and over and guide them to lose<br />
weight under doctor supervision.<br />
“SUGGESTIONS FOR THE<br />
ELDERLY TO GET THE RIGHT<br />
NUTRITION”<br />
Academic Geriatric Association<br />
General Secretary and Hacettepe<br />
University Medical Faculty<br />
Geriatric Specialty Branch<br />
Teaching Staff Member Prof. Dr.<br />
Meltem Gülhan Halil said “The<br />
purpose of our campaign is to<br />
review what an elderly person<br />
needs to do to get the right<br />
nutrition and make suggestions<br />
about what needs to be paid<br />
attention to on this subject.<br />
Depending on the individual health<br />
problems of people, changes<br />
may need to be made to these<br />
suggestions. Therefore we should<br />
all consult our physician and<br />
dieticians”. Halil, who provided<br />
information about what elderly<br />
people need to pay attention<br />
to in nutrition, emphasized the<br />
following points:<br />
1. The number of meals should<br />
be increased<br />
2. The nutrition should have<br />
variety<br />
3. Sufficient protein should be<br />
consumed<br />
4. Saturated fat consumption<br />
should be decreased<br />
5. Vegetable and fruit<br />
consumption should be increased<br />
6. Sugar consumption should be<br />
decreased<br />
7. Pulp consumption should be<br />
increased<br />
8. Water and other liquids should<br />
be consumed sufficiently<br />
9. Foods with high calcium<br />
content should be consumed<br />
10. Salt and sodium consumption<br />
should be decreased<br />
11. Alcohol and cigarettes should<br />
be avoided<br />
12. The ideal body weight and<br />
muscle strength should be<br />
maintained<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
51
AKTÜEL<br />
<strong>Medikal</strong> beslenme nedir?<br />
Bireyin sağlığını korumak ve hastalıkları önlemek için cinsiyeti,<br />
yaşı, hastalıkları, günlük egzersiz alışkanlıkları, günlük yaşam<br />
tarzı ve uyku düzeni gibi kişisel özellikleri göz önünde tutularak<br />
yapılan beslenme önerilerine ‘medikal beslenme’ adı veriliyor.<br />
İstinye Üniversite Hastanesi Uzman Diyetisyeni Serra Arslan,<br />
medikal beslenme ile ilgili merak edilenleri anlattı.<br />
Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına<br />
göre sağlık, sadece hastalık ve<br />
sakatlık durumunun olmayışı değil,<br />
kişinin bedenen ruhen ve sosyal yönden<br />
tam bir iyilik halidir. <strong>Medikal</strong> beslenme<br />
ise, bireyin sağlığını koruyucu, hastalıkları<br />
önleyici veya tedavi edici beslenme anlamına<br />
gelir.<br />
Tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat’ın<br />
“Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun”<br />
sözünde belirttiği gibi beslenme, medikal<br />
tedavi zincirinin en önemli halkalarından<br />
biridir. Beslenme ve diyet uzmanları da<br />
hastalıkların tedavisinde hekimler, hemşireler,<br />
psikologlar, fizyoterapistler ile birlikte<br />
bütüncül tedavinin ayrılmaz destekçileridir.<br />
BESLENME SÜRECİ BİREYE ÖZGÜ OLMALI<br />
<strong>Medikal</strong> beslenme danışmanlığı verilen her<br />
bireyde ruh-beden ikilisinin sağlığı eş zamanlı<br />
olarak iyileştirilirken, bireyin sosyal hayatı da<br />
göz ardı edilmemelidir. Bunu sağlayabilmek<br />
için beslenme sürecinin bireye özgü koşullarla<br />
şekillenmesi gerekmektedir.<br />
Beslenme planlanırken birinci kural; bireysel<br />
ihtiyaçlara yönelik beslenmektir. Bireye özgü<br />
dendiğinde; bu kavramı ayrıntılarıyla ele almak<br />
oldukça önemlidir. Bireyin;<br />
• Cinsiyeti,<br />
• Yaşı,<br />
• Boy ve ağırlığı– Beden Kütle İndeksi<br />
• Biyokimyasal Bulguları– Varsa<br />
hastalıkları ve kullandığı ilaçlar<br />
• Ruh sağlığı ve diyet motivasyonu<br />
• Çekirdek ailesindeki hastalıklar ve<br />
ailedeki kilo durumu<br />
• Daha önceki kilo ve diyet hikayesi<br />
• Günlük öğün, uyku ve yaşam düzeni<br />
• Günlük egzersiz durumu<br />
• Günlük besin tüketimi<br />
• Sosyo-kültürel ve ekonomik durumu<br />
dikkate alınarak bireye özel oluşturulacak<br />
beslenme planı medikal beslenmeyi tanımlar<br />
ve uyguladığınız programın sağlıklı olduğunun<br />
göstergesi olur.<br />
DİYET YAP- BOZUNA GİRMEYİN<br />
Çok satanlarda yer alan bir diyet kitabı,<br />
komşunuzun başarılı olduğu bir diyet, herhangi<br />
bir yerde okuduğunuz mucizevi diyet<br />
tarifleri, tıbbi olmayan içeriği belirsiz zayıflama<br />
ürünleriyle yapılan programlar ve bireye<br />
özgü olamayacak kadar genel öneriler içeren<br />
beslenme programları, bireyin yaşantısıyla<br />
örtüşemeyeceğinden hiçbir zaman<br />
sürdürülebilir ve gerçekçi olamayacaktır. Bu<br />
sebeple de her deneme kısa sürede başlanıp<br />
biten ve hüsranla sonuçlanan diyet hikayeleri<br />
arasına girecektir. Diyet yap-bozuna girmemek<br />
adına programın medikal yönünü dikkate<br />
alarak kendinize özgü beslenme programları<br />
edinmelisiniz.<br />
52<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Hangi durumlarda<br />
medikal beslenme<br />
uygulanmaktadir?<br />
Obezite tedavisi: İdeal ağırlığının en az yüzde 10’unun<br />
üzerinde olan her birey obezite riskini taşır. Obezite,<br />
fiziksel, ruhsal ve sosyal sebeplerin örüntüsüyle oluşmuş<br />
bir hastalıktır. Çözüm odaklı bütüncül tedavide, medikal<br />
beslenme tedavinin en önemli parçalarından biridir.<br />
Yetersiz beslenme ve zayıflık tedavisi: Fazla kilolu<br />
olmak kadar yetersiz beslenme de tedavi gerektiren son<br />
derece önemli bir beslenme sorunudur. Diyetin kalite ve<br />
miktar yönünden yetersiz oluşu, harcanan kadar enerji<br />
alınamaması, yaşamın her evresindeki birey için hastalık<br />
riski taşır. Yetersiz beslenen her bireye uygulanacak<br />
beslenme modeli medikal beslenmeye dahildir.<br />
Gebelik ve emzirme döneminde beslenme desteği:<br />
Gebelik ile başlayan dönemde anne ve bebeğin sağlığını<br />
korumak ve iyileştirmek için her anne adayına medikal<br />
beslenme desteği verilmelidir.<br />
Menopoz döneminde beslenme desteği: Kadınların genellikle<br />
orta yaştan itibaren yaşadığı menopoz dönemi hastalık<br />
risklerinin arttığı, kilo artışının yaşandığı özel bir dönemdir.<br />
Menopoza geçiş döneminde her kadının medikal beslenme<br />
tedavisiyle bu dönemin risklerini kontrol altına alabilir.<br />
Çocukluk ve ergenlik döneminde beslenme desteği:<br />
Bu dönemlerde sağlıklı beslenme, normal büyüme ve<br />
gelişmeyi sağlamakta, okul başarısını artırmakta ve geleceği<br />
sağlığı desteklemektedir.<br />
Kronik hastalıklarda beslenme tedavisi: Hipokrat’ın “en<br />
iyi ilacınız besinlerinizdir” sözü, beslenmenin hem koruyucu<br />
hem de tedavi edici önemini vurgulamaktadır.<br />
Dyt. Serra Arslan<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
53
AKTÜEL<br />
Besin alerjisi uygun bir şekilde yönetilirse<br />
hayat kalitesi korunabilir<br />
Türkiye’de besin alerjisi görülme sıklığı son on yılda iki kat arttı<br />
Son on yılda iki kat arttı<br />
Prof. Dr. Bülent Şekerel<br />
açıkladı :<br />
Yapılan araştırmalara<br />
göre günümüzde bebeklerin<br />
yüzde altısının, çocukların yüzde<br />
dördünün, ergenlerin yüzde<br />
ikisinin ve yetişkinlerin yüzde<br />
birinin besin alerjisi var. Besin<br />
alerjisi görülme sıklığı tüm<br />
dünyada olduğu gibi ülkemizde<br />
de son on yılda iki kata yakın<br />
arttı. Besin alerjilerinin %40’ını<br />
en temel besin maddesi olan inek<br />
sütü oluşturuyor. Örneğin anne<br />
sütü alamayan üç aylık bir bebeğin<br />
beslenmesinin %100’ünü inek sütü<br />
bazlı mamalar oluşturur. Besin<br />
alerjili hastalar duyarlı oldukları<br />
bir besin ile karşılaştıklarında<br />
hayatı tehdit eden reaksiyondan<br />
yaşam kalitesini önemli oranda<br />
bozan durumlar yaşarlar. Böylesi<br />
önemli bir konuda toplumun her<br />
kesiminin bilinçlenmesi gerek. Biz<br />
de bu yüzden Alerjiyi hedefe aldık<br />
Modern yaşam besin alerjilerini<br />
artırıyor Alerjik hastalıkları<br />
modern şehirli hastalığı olarak<br />
nitelendiren Çocuk Sağlığı ve<br />
Hastalıkları Çocuk İmmünolojisi<br />
ve Alerji Hastalıkları Uzmanı ve<br />
Alerji Hedefte Projesi Bilimsel<br />
Danışmanı Prof.Dr. Gülbin Bingöl,<br />
“Besin alerjileri daha çok gelişmiş<br />
ülkelerde ve büyük kentlerde<br />
görülüyor; bunun nedenleri<br />
endüstrileşme, beslenme<br />
alışkanlıklarındaki değişiklikler,<br />
aşırı hijyenik yaşam ve bilinçsiz<br />
antibiyotik kullanımı.Modern<br />
hayatın aşırı korumacı yaşantısı<br />
içinde büyüyen çocuklarda<br />
bağışıklık sisteminin yanlış tepkiler<br />
üretmesi daha sık görülüyor.” dedi.<br />
BESİN ALERJİSİNDE ÇARPICI<br />
GERÇEKLER<br />
En sık alerjiye neden olan besin;<br />
inek sütü<br />
Toplum genelinde şekerleme,<br />
kakao, çikolata, çilek, domates<br />
ve katkı maddeleri en sık alerjik<br />
besinler olarak anılır.<br />
54<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Oysa bunların alerjik reaksiyona<br />
neden olma olasılıkları epey<br />
düşüktür. Besin alerjilerinin<br />
%40’ını en temel besin maddesi<br />
olan inek sütü oluşturuyor. Bunu<br />
yumurta, kuru yemişler, buğday,<br />
bwalık, susam, mercimek gibi<br />
besin alerjileri izler.<br />
Restoranda yenilen bir parça<br />
et eğer inek sütü ile marine<br />
edilmişse bile inek sütü alerjisi<br />
olan kişide reaksiyona neden<br />
olabilir.Çoğu kişi inek sütü<br />
alerjisi olanların keçi, koyun ve<br />
manda gibi hayvanların sütlerini<br />
tüketebileceklerine inanmakta<br />
ise de bu sütlerde yüksek orada<br />
alerjik reaksiyon riski vardır.<br />
Eşek sütünün inek sütü alerjisi<br />
olanlarda daha düşük alerjik<br />
reaksiyon verse de hijyen ve<br />
kültürel özelliklerimiz gibi<br />
nedenlerden dolayı tüketiminin<br />
özendirilmemesi gerekir.<br />
tüketme sonucu yakınmaların<br />
ortaya çıkmasıdır ve alerjinin<br />
aksine oluşumunda bağışıklık<br />
sisteminin rolü yoktur.<br />
Çoğunlukla hafif veya müphem<br />
yakınmalara neden olur ve<br />
güvenilir teşhis yöntemi yoktur.<br />
Alerji ise bağışıklık sisteminin<br />
o besine düşman gibi tepki<br />
vermesi nedeniyledir ve teşhis<br />
güvenilir yöntemlere dayanır.<br />
Her toplumda alerjiye<br />
neden olan besinler farklılık<br />
gösterebilir<br />
Dünyada besin alerjenleri<br />
coğrafyaya göre değişkenlik<br />
gösterir. Örneğin Avrupa ve<br />
Kuzey Amerika’da en fazla<br />
ölümcül reaksiyona neden olan<br />
besin alerjeni yer fıstığıdır. Oysa<br />
ülkemizde yer fıstığı alerjisi<br />
nispeten azdır ve en sık görülen<br />
kuruyemiş alerjisi fındık ve ceviz<br />
kaynaklıdır.<br />
Son yıllarda tüketim<br />
alışkanlıklarının değişmesiyle<br />
kaju alerjisi daha sık<br />
görülmektedir.<br />
Besin alerjisi de geçebilen bir<br />
hastalıktır<br />
Besin alerjilerinin bir kısmı<br />
zamanla geçerken bir kısmı<br />
kalıcı olma özelliği taşır. Bunda<br />
duyarlılığın derecesi, duyarlı<br />
olan kişinin alerjik bünyesinin<br />
özellikleri ve duyarlı olunan<br />
gıdanın tipi belirleyicidir.<br />
Alerjik besini az tüketmek<br />
çözüm değil<br />
Yaygın kanı alerjik besinin az<br />
olarak tüketebileceği ise de<br />
besin alerjisi olan bir kişide<br />
besinin az tüketilmesi de<br />
reaksiyona neden olur.<br />
Besin alerjisi tedavisi sadece<br />
sorumlu besinin diyetten<br />
çıkarılması anlamına gelmez.<br />
Özellikle süt, buğday ve<br />
yumurta gibi temel gıdaların<br />
diyetten çıkarılması durumunda<br />
beslenme yeterliliğinin uygun<br />
diyet önlemleri ve destekleri ile<br />
giderilmesi gerekir.<br />
Besin intoleransı ve besin<br />
alerjisi sıklıkla karıştırılır.<br />
İntolerans çoğunlukla<br />
bilinmeyen bir nedenle o besin<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
55
AKTÜEL<br />
If allergies are managed correctly, the quality<br />
of life can be maintained<br />
The frequency with which allergies are seen in Turkey has doubled in the last 10 years<br />
Doubled in the Last 10<br />
Years<br />
Prof. Dr. Bülent Şekerel<br />
explained: According<br />
to studies six percent<br />
of infants, four percent of children,<br />
two percent of adolescents and one<br />
percent of adults have food allergies<br />
in our present day. The frequency<br />
with which food allergies are seen<br />
has doubled in our country just as<br />
it has in the world in the past ten<br />
years. Cow’s milk, one of the most<br />
basic food items, constitutes 40%<br />
of food allergies. For example 100%<br />
of nutrition for a baby that cannot<br />
drink breast milk is comprised<br />
of cow’s milk based products.<br />
When patients with food allergies<br />
encounter the food they are sensitive<br />
to, they experience a significant<br />
deterioration of their quality of life<br />
due to the life threatening reaction<br />
that could occur. Every walk of life<br />
needs to be informed about such<br />
an important topic. This is why our<br />
objective here is allergies<br />
Modern living increases food<br />
allergies<br />
The Objective Allergy Project<br />
Scientific Consultant Prof.Dr. Gülbin<br />
Bingöl said “Food allergies are seen<br />
more in very developed countries<br />
and in larger cities; the reason for<br />
this is industrialization, changes in<br />
eating habits, excessively hygienic<br />
living and uninformed antibiotic<br />
use. The immune system producing<br />
incorrect reactions is seen more<br />
frequently in children who grow<br />
up in the excessively protective<br />
environment of modern life”.<br />
STRIKING FACTS ABOUT FOOD<br />
ALLERGIES<br />
The food that most commonly<br />
causes allergies, cow’s milk<br />
Among the community the<br />
most common allergen foods<br />
are thought to be candy, cocoa,<br />
chocolate, strawberries, tomatoes<br />
and additives. Actually the risk of<br />
these foods causing allergies is<br />
relatively low. 40% of food allergies<br />
are caused by the most basic food<br />
item cow’s milk. This is followed<br />
closely by foods like eggs, nuts, fish,<br />
sesame, lentils.<br />
Even if just a piece of meat that has<br />
been marinated in milk is eaten in a<br />
restaurant this can cause an allergic<br />
reaction in people allergic to cow’s<br />
milk. Although most people think<br />
that people with cow’s milk allergies<br />
can consume the milk of animals<br />
like goat, sheep and water buffalo<br />
there is also a high risk of allergy<br />
in these foods. Although donkey<br />
milk is less likely to cause allergies<br />
in people allergic to cow’s milk its<br />
consumption must not encouraged<br />
due to hygiene and our cultural<br />
characteristics.<br />
Consuming less allergen is not a<br />
solution<br />
While the common opinion is<br />
that allergens can be consumed<br />
in smaller amounts, the fact is<br />
that there is still a risk of allergic<br />
reaction in people who consume<br />
a small amount of what they are<br />
allergic to.<br />
Treatment of food allergies is not<br />
just removing that food from your<br />
diet. Especially when basic foods<br />
are removed from the diet like<br />
milk, wheat and eggs suitable diet<br />
measures need to be taken and<br />
supplements need to be provided to<br />
keep nutrition sufficient.<br />
Food intolerance and food allergies<br />
are often confused. Intolerance<br />
is usually the complaints that are<br />
caused by eating a certain food for<br />
no known reason and contrary to<br />
allergies, the immune system play<br />
no role here. Most commonly they<br />
cause light and indefinite discomfort<br />
and there is no reliable method of<br />
diagnosing them. Allergies occur<br />
when the immune system reacts<br />
to the food as an enemy and the<br />
methods for diagnosis are reliable.<br />
The foods that can cause allergies<br />
can vary in every community<br />
The food allergies in the world can<br />
vary according to geography. For<br />
example the food that allergen that<br />
causes the most deadly reactions<br />
in Europe and North America is<br />
peanuts. But in our country the<br />
peanut allergy is relatively less<br />
common and the most common nut<br />
allergies originate from hazelnuts<br />
and walnuts. Also Cashew allergies<br />
are being seen more often with the<br />
change in consumer habits over<br />
recent years.<br />
Food allergies are diseases that<br />
can go away<br />
While some food allergies go away<br />
over time a portion of them are<br />
permanent. This is determined by<br />
the degree of sensitivity, the features<br />
of the allergy structure of the<br />
sensitive person and the type of food<br />
that the person is sensitive to.<br />
56<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
<strong>Medikal</strong> beslenmenin uygulandığı yöntemler<br />
Bir bireyin beslenme durumu, kişinin besin öğesi alımı ve besin<br />
öğesi gereksinmesi arasındaki dengedir. Bu denge, kişinin genel<br />
sağlık durumunu, hastalıklara karşı direncini, büyüme ve gelişmesini<br />
etkiler. Sağlıklı yaşamın temel kuralı besinlerin yeterli ve dengeli bir<br />
şekilde alınmasıdır. Sağlıklı beslenmenin olmadığı durumlarda ise<br />
malnütrisyon görülebilir.<br />
Avrupa Klinik Nütrisyon<br />
ve Metabolizma Derneği<br />
(ESPEN) malnütrisyonu<br />
“enerji, protein ve diğer<br />
besin öğelerinin yetersiz veya<br />
aşırı alımı veya dengesizliği<br />
sonucunda; klinik seyrinde, doku/<br />
vücut yapısında (vücut şekli,<br />
büyüklüğü ve kompozisyonu) ve<br />
fonksiyonunda ölçülebilir olumsuz<br />
etkilere neden olan beslenme<br />
durumu” olarak tanımlamaktadır.<br />
Uzun dönem yetersiz beslenme<br />
sadece protein-enerji<br />
malnütrisyonunu içermemekte<br />
bunun yanında mikronütrientler<br />
gibi diğer besin öğesi<br />
yetersizlerini de kapsamaktadır.<br />
Önemli bir halk sağlığı sorunu<br />
olan yetersiz beslenmenin<br />
görülme oranı toplumda % 5-15,<br />
hastaneye yatan hastalarda<br />
ise % 40 oranındadır(nutrisyon<br />
klavuzu,2016).<br />
Beslenme yetersizliği bir çok<br />
yöntem ile tespit edilebilir.<br />
Nutrisyon durumunu<br />
değerlendirirken;<br />
besin alımının saptanması,<br />
laboratuar testleri, klinik<br />
belirtileri ve sağlık öyküsü,<br />
antropometrik ölçümleri<br />
değerlendirilmelidir.<br />
özellikle yatan hastaların<br />
tedavilerinde önemli rol<br />
oynamaktadır. Son yıllarda<br />
önemi daha da artan nütrisyonel<br />
destek ilaç tedavisinin yanında<br />
mutlaka verilmektedir. Her<br />
hasta grubu için farklı medikal<br />
beslenme uygulanmalıdır.<br />
Uygulamadan önce hastanın<br />
ihtiyacına ve hastalığına göre<br />
enerji, protein, karbonhidrat, yağ,<br />
vitamin-mineral ve sıvı ihtiyaçları<br />
hesaplanarak beslenme planının<br />
hazırlanması gereklidir.<br />
<strong>Medikal</strong> beslenme 2 ayrı yöntemle<br />
uygulanabilir.<br />
1- Enteral Beslenme<br />
Enteral beslenme, normal<br />
ya da normale yakın çalışan<br />
gastrointestinal sistem aracılığı<br />
ile beslenme desteğinin<br />
sağlanmasıdır. Enteral<br />
beslenme desteği ağızdan<br />
ya da tüple olabilir. Eğer bir<br />
kontraendikasyon yok ise<br />
ilk tercih ağızdan beslenme<br />
olmalıdır. Enteral beslenmenin<br />
seçilmesinin nedenleri<br />
arasında daha fizyolojik olması,<br />
intestinal sistemi koruması,<br />
komplikasyonların az olması,<br />
uygulamanın kolay olması<br />
sayılabilir.<br />
2- Paranteral Beslenme(TPN)<br />
Katabolik dönemi ağır ve uzun<br />
süren hastalarda, gastrointestinal<br />
sistemin kullanılamadığı, ağızdan<br />
beslenmenin yapılamadığı<br />
durumlarda hastalara yoğun<br />
beslenme desteği sağlamak için<br />
uygulanır. Paranteral beslenmede<br />
enerji hesaplaması yapılarak,<br />
hastaya gerekli olan bütün<br />
besin maddeleri damar yolu ile<br />
verilir. Malnütrisyon yaşamayan<br />
hastalarda da doku tamiri ve kas<br />
kitlesinin korunması için gerekli<br />
olan kalori ve besin desteğini<br />
sağlamak içinde uygulanabilir.<br />
Uzm. Dyt. Sernaz Çakır Ercil<br />
Diyetisyen & Fitoterapi uzmanı<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
57
Aesthetics<br />
AKTÜEL<br />
Tourism
AKTÜEL
AKTÜEL<br />
Sağlik turizmi denilince ne düşünüyoruz?<br />
Recep Arslantaş<br />
Ülkemiz bulunduğu coğrafya<br />
bakımından üç tarafı denizlerle<br />
çevrili olan, dört mevsimi bir<br />
arada yaşayan, zengin yer altı<br />
kaynaklarına sahip son derece<br />
kıymetli bir ülkedir. Biz bu<br />
ülkemizin kıymetini ne derece<br />
biliyoruz, bu tartışıladursun<br />
bu bölümümüzde sizler<br />
için ülkemizin güzelliklerini<br />
araştırıp, bu güzellikleri sizlerle<br />
paylaşacağımızın haberini<br />
şimdiden verelim.<br />
Son yıllarda ülkemizde artan<br />
sağlık turizmini ve bununla alakalı<br />
tercih edilen hastaneleri, yapılan<br />
çalışmaları ve bunun dışında<br />
insan ruhunu güzelleştiren<br />
güzellikleri; şifalı suların olduğu<br />
kaplıcaları, ruhunuza iyi gelen<br />
tabiatın güzelliklerini sizler için<br />
bulmaya ve sizlerle paylaşmaya<br />
karar verdik. Hem göze hem<br />
kalbe hitap eden bölümümüzde;<br />
hastalık ve sağlıkta hayatınıza<br />
dahil olan, duygularınıza dokunan,<br />
pek çok anıyı birlikte yaşadığınız<br />
o özel yerleri birlikte keşfetmenin<br />
heyecanı içerisindeyiz. En önemli<br />
varlığımız olan nefesi nerede<br />
alıyoruz ve nefes almanın güzel<br />
olduğu yerler hayatımıza ne kadar<br />
dahil? İstanbul gibi kalabalık<br />
şehirler, bize her gün yeni bir<br />
bilgi ve yeni şeyler öğretirken;<br />
belleğimizden neleri siliyor, neleri<br />
unutuyoruz, iyice hatırlayalım.<br />
Kalabalık yerlerde yaşayan<br />
insanlarda her düşüncenin<br />
ön metni imkan ve olanaklar<br />
dahilinde ve kapitalist düzenin<br />
kontrolündeyken, Yaratıcı dışında<br />
hiçbir gücün dokunamadığı<br />
güzellikleri gördüğümüzde<br />
aldığımız nefes alışlarımıza<br />
olan şükrümüz nasıl artacak ?<br />
Ülkemizde belki henüz bizim dahi<br />
keşfetmediğimiz, keşfedilmeyi<br />
bekleyen nice güzellik var.<br />
Lütfen yaşadığımız coğrafyayı iyi<br />
tanıyalım, çünkü; o coğrafya bize<br />
kim olduğumuzu hatırlatacak en<br />
önemli somut varlık. O varlığa<br />
sahip çıkmaz, benimsemez onu<br />
sevmezsek; onu kaybederiz.<br />
Her insan farkında olarak ya<br />
da olmayarak aslında yaşadığı<br />
coğrafyaya benzer. O coğrafyanın<br />
kültürünü alır; dinlediği müzikten,<br />
giydiği kıyafetten, fiziksel<br />
özelliklerinden, karakteristik<br />
özelliklerinden aldığı nefes<br />
şekline kadar o coğrafyayı<br />
yansıtır. Farklı ulusların<br />
insanlarına baktığımızda; o ülkeye<br />
daha önce gitmiş o ülke insanı ile<br />
ilgili fikri olan bazı kişiler onların<br />
nereye ait olduklarını hemen<br />
anlarlar. Hatta bazı özellikler<br />
o kadar nettir ki; gitmeden de<br />
anlaşılabilirler.<br />
İnsan ömrünü uzatan tedavileri<br />
ve yerlerini, insanda var olan<br />
eksikliklerin ve hastalıkların<br />
çözümü ve araştırılmasını ve son<br />
olarak ’nefes alınacak yerleri’<br />
göreceğimiz bölümümüzde, az<br />
önce bahsettiğim farklı kültürden<br />
insanların ülkemize gelişini ve<br />
nefes almak için nereleri tercih<br />
ettiğine bakarken; tercih edilen<br />
yerleri birlikte ziyaret edecek,<br />
birlikte nefes alacağız.<br />
Size doğru ve güzel olanı<br />
gösterebilmenin mutluluğuyla,<br />
güzellikler daima eksilmesin<br />
hayatınızdan.. Sizi tamamlayacak<br />
tek şey onlar..<br />
60<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
What comes to mind when we say health tourism?<br />
In terms of its geographical<br />
location our country is an<br />
extremely valuable country<br />
surrounded on three sides by<br />
seas, where all four seasons take<br />
place and there is a wealth of<br />
underground resources. We are<br />
well aware of how valuable our<br />
country is but while that is being<br />
discussed I want to inform you<br />
that we will be researching the<br />
beauty of our country and sharing<br />
what we find out with you in this<br />
section. We decided to check into<br />
the ever increasing health tourism<br />
industry in our country and the<br />
preferred hospitals related to<br />
this, what kind of work is being<br />
done and other elements that are<br />
enhancing the human soul here.<br />
We set out to find therapeutic<br />
spas with healing water and the<br />
beauty of nature that soothes your<br />
soul and share such discoveries<br />
with you. In this section, which<br />
will appeal both to your vision and<br />
to your heart, we look forward<br />
to discovering together such<br />
special places that are there<br />
for you whether for illness or in<br />
good health, that speak to your<br />
emotions and provide special<br />
memories to be experienced<br />
together. Where do we get our<br />
breath, one of our most important<br />
abilities from and how much are<br />
places where it is actually good<br />
to take a breath included in our<br />
lives? While crowded cities like<br />
Istanbul give us new information<br />
and teach us something every<br />
day, let’s also remember what it<br />
erases from our memory, what<br />
we end up forgetting. We should<br />
never forget to increase our<br />
gratefulness for every breath<br />
we take, especially after we see<br />
the beauties that are delicately<br />
interwoven in miniature systems<br />
created by God. We will be able to<br />
step outside the capitalism realm<br />
and loud hustle bustle of everyday<br />
life. Maybe there are endless<br />
beautiful elements in our country<br />
that we haven’t even discovered<br />
yet, that are just out there waiting<br />
to be discovered. We should get<br />
to know the geography we live<br />
in well because that geography<br />
is the most tangible asset that<br />
will remind us who we are. If we<br />
do not embrace and protect this<br />
asset we will lose it.<br />
Everyone consciously or<br />
unconsciously resembles the<br />
geography they come from.<br />
They acquire the culture of that<br />
geography; they reflect that<br />
geography in everything from the<br />
music they listen to, the clothes<br />
they wear, its physical features<br />
and its characteristic features<br />
to the way they breathe. When<br />
we look at people from different<br />
nations; some people who have<br />
an idea about the people of a<br />
country that they have been to can<br />
immediately comprehend where<br />
they are from. In fact there are<br />
some characteristics that are so<br />
clear that they can be identified<br />
without even going to that<br />
country. In this section where we<br />
will see life extending treatments<br />
and where they are available,<br />
solutions and research for things<br />
that people lack and illnesses<br />
and finally places “to breathe in”,<br />
we will take a look at how people<br />
from different cultures come<br />
to our country and where they<br />
choose to take a breath, we will<br />
visit there top choices and take a<br />
deep breath there together.<br />
With the joy of showing you what<br />
is right and what is good, may<br />
goodness never be lacking in your<br />
life….it is the only thing that will<br />
define you..<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
61
AKTÜEL<br />
Sağlık turizmi için gelenler, ‘residence’leri tercih ediyor<br />
Onkoloji, ortopedi gibi uzun<br />
dönemli sağlık tedavileri<br />
için ülkemize gelenler,<br />
ağırlıklı olarak residence’larda<br />
konaklamayı tercih ediyor.<br />
Bulgaristan, Gürcistan, Irak gibi<br />
bulunduğumuz coğrafyadaki<br />
ülkelerden gelen sağlık<br />
turistlerinin sayısı her geçen yıl<br />
artıyor.<br />
Avrupa Residence Suites’de<br />
konaklayanların yaklaşık<br />
%50’sini sağlık turistlerinin<br />
oluşturduğunu kaydeden Avrupa<br />
Residence Suites Genel Müdürü<br />
Ercan Yılmaz, şunları söyledi:<br />
“Bölgemizdeki birçok hastane ile<br />
anlaşmamız bulunuyor. Onkoloji,<br />
ortopedi gibi, iki ay ve üzeri<br />
süren uzun soluklu tedaviler için<br />
gelenler, ev konforu yaşatması<br />
nedeniyle residence’ları tercih<br />
ediyor. Bir otel odasından daha<br />
büyük metrekaresi olan, içinde<br />
mutfağı dahil imkanları bulunan<br />
residenceler, 1+1, 2+1, 3+1, 4+1<br />
gibi farklı daire alternatifleri<br />
sunmasıyla da, refakatçisiyle<br />
gelen hastaların, tedavileri<br />
boyunca kendilerine ait bir odada<br />
dinlenebilmesine imkan sağlıyor”<br />
dedi.<br />
Ortadoğu pazarı ‘Residence’ diyor<br />
Ortadoğu pazarında güçlü<br />
olduklarını ve yoğun misafir<br />
ağırladıklarını anlatan Ercan<br />
Yılmaz, konuşmasına şöyle<br />
devam etti: “TEM Avrupa<br />
Konutları bitişiğinde bulunan<br />
Avrupa Residence Suites,<br />
2012 yılında faaliyete başladı.<br />
Yüz kırk yedi adet dairenin<br />
bulunduğu tesisimiz, ağırlıklı<br />
olarak 85m2 ve 120m2 tam<br />
donanımlı dairelerden oluşuyor.<br />
Ayrıca, 270m2 teraslı dubleks ve<br />
250m2 seyir teraslı 360 derece<br />
manzarası olan dairelerimiz de<br />
mevcut. Oda sayısı yüksek olan<br />
dairelerimizde, on on üç kişiye<br />
kadar konaklama olduğundan,<br />
özellikle Suudi Arabistan başta<br />
olmak üzere Ortadoğulu turistler<br />
tarafından yoğun talep görüyoruz.<br />
Misafirlerimiz, yemeklerini<br />
kendileri pişirebileceği gibi<br />
tesisin dışındaki restoranlardan<br />
da sipariş verebiliyor. Residence<br />
olarak aynı zamanda, bir otelin<br />
sunduğu, resepsiyon, güvenlik,<br />
temizlik, kapalı yüzme havuzu,<br />
sauna, fitness salonu gibi<br />
hizmetleri biz de veriyoruz” diye<br />
konuştu.<br />
62<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Medical Park sağlik ihracatinda da büyüyor<br />
Türkiye, yüksek<br />
standartlarda hizmet<br />
anlayışı, başarılı<br />
hekimleri ve fiyatlandırma<br />
politikalarıyla küresel sağlık<br />
turizminde konumunu<br />
güçlendiriyor. Sağlık sektörünün<br />
lider kuruluşlarından Medical<br />
Park Hastaneler Grubu da<br />
yaptığı çalışmalarla bu konuma<br />
katkı sağlıyor. Grup, Türkiye<br />
İhracatçılar Meclisi’nin (TİM)<br />
hazırladığı Türkiye’nin beş yüz<br />
Büyük Hizmet İhracatçı Firması<br />
Araştırması’nın Sağlık Hizmetleri<br />
kategorisinde bu yıl da ödüle<br />
layık görüldü. Türkiye’nin en<br />
büyük 500 hizmet ihracatçısının<br />
ödüllendirildiği törende Medical<br />
Park Hastaneler Grubu’nun<br />
ikincilik ödülünü Mali İşler<br />
Koordinatörü Burcu Öztürk,<br />
Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın<br />
elinden aldı.<br />
50 BİNDEN FAZLA YABANCI<br />
HASTA AĞIRLADI<br />
Uluslararası hastalarını Türkiye<br />
genelindeki 25 hastanesinde<br />
ağırlayan Medical Park<br />
Hastaneler Grubu; 2016 yılında<br />
başta Irak, Almanya, Libya ve<br />
Azerbaycan olmak üzere dünyanın<br />
farklı noktalarından gelen 50<br />
binden fazla kişiye sağlık hizmeti<br />
sundu. Grup, yabancı hastalara<br />
sunulan hizmetler karşılığında<br />
113 milyon TL’den fazla ciro elde<br />
etti.<br />
Açıklamasında sağlık turizminin<br />
büyümesine katkı sağladıkları<br />
için gururlu olduklarını dile<br />
getiren grubun Mali İşler<br />
Koordinatörü Burcu Öztürk,<br />
“Türkiye, birçok sektörde<br />
olduğu gibi sağlıkta da büyüyor.<br />
Sanıldığının aksine, yurtdışından<br />
Türkiye’deki sağlık kuruluşlarına<br />
ilgi sadece burun estetiği ve<br />
saç ekimi gibi güzelleşmeye<br />
yönelik operasyonlarla sınırlı<br />
değil. Yabancı hastalar acil tıbbı<br />
ihtiyaçlar, ortopedi hizmetleri,<br />
beyin ve kalp-damar ameliyatları,<br />
organ nakli gibi kritik tedaviler<br />
için yurtdışından ülkemize gelip<br />
sağlıklarını bize emanet ediyorlar.<br />
Medical Park olarak Orta Doğu,<br />
Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri’ni<br />
kapsayan coğrafyadaki<br />
bilinilirliğimizi, mükemmeliyetçi<br />
sağlık hizmeti anlayışımız,<br />
multidisipliner yaklaşımız, uzman<br />
ve akademik unvanlı hekim<br />
kadrolarımız ve yüksek teknolojik<br />
altyapımız ile her geçen gün<br />
artırıyoruz. Sağlık kuruluşlarının<br />
uluslararası hizmet politikası<br />
güçlendikçe, hizmet kaliteleri<br />
arttıkça ve elbette kamunun<br />
sağlık sektörüne desteği sürdükçe<br />
Türkiye’nin konumunu daha da<br />
güçlendireceğine inanıyoruz”<br />
dedi.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
63
AKTÜEL<br />
Orhan Kocabıyık Şirketler Grubu, İstanbul’un<br />
yeni sağlık adasını hayata geçirdi<br />
Sağlık sektöründeki yirmi yıllık başarılı geçmişini, Sakarya ve Doğu Marmara<br />
Bölgesi’nin ilk ve en büyük hastanesi unvanıyla taçlandıran Özel Adatıp<br />
Hastanesi, Sakarya’nın ardından İstanbul’a da sağlık adasını kazandırdı<br />
Hizmet kalitesini her geçen<br />
gün arttırarak sağlık<br />
hizmetine Doğu Marmara<br />
Bölgesi ve Sakarya’nın en büyük<br />
hastanesi olarak öncülük eden,<br />
dünya standartlarında donanım<br />
ve alt yapıya sahip olan Özel<br />
Adatıp Hastanesi, uzmanlık ve<br />
deneyimini İstanbul’a taşıyor.<br />
Haziran 2014 tarihinden itibaren<br />
Sakarya’nın önde gelen iş<br />
adamlarından Orhan Kocabıyık’ın<br />
şirketler grubuna dahil olan<br />
hastanesi, sağlığa adanmış bir<br />
yaklaşımla İstanbul’un yükselen<br />
değeri Kurtköy’de hizmet vermeye<br />
başladı.Otuz milyon dolarlık<br />
yatırımla İstanbul’un yükselen<br />
değeri Kurtköy’de hayata geçirilen<br />
hastane; uzmanlık, konfor ve<br />
ileri teknolojik donatılarıyla<br />
sağlığın adresini değiştirmeye<br />
hazırlanıyor.<br />
Sağlık Ada’sı göründü<br />
En son teknolojik cihazlarla<br />
donatılmış sağlık adası Özel<br />
Adatıp İstanbul Hastanesi,<br />
25.000 metrekarelik kapalı alan<br />
üzerinde, gün ışığından en yüksek<br />
düzeyde faydalanılacak şekilde<br />
tasarlanmış göz alıcı mimarisi<br />
ile hem sağlığın adresini hem<br />
de klasik hastane anlayışını<br />
değiştiriyor. Alanında uzman<br />
yirmi altı hekim, sekiz adet<br />
ameliyathane, yirmi bir adet<br />
genel yoğun bakım yatağı, on adet<br />
yeni doğan yoğun bakım yatağı,<br />
dört adet koroner yoğun bakım<br />
yatağı ve kırk adet hasta yatağı ile<br />
hasta kabulüne başlayan hastane<br />
şimdiden bölgesinin örnek<br />
gösterilen sağlık kompleksleri<br />
arasında yerini aldı.<br />
64<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Orhan Kocabıyık Group of Companies has<br />
brought to life Istanbul’s newest health island<br />
The Özel Adatıp Hospital, which crowned its successful twenty year history<br />
in the health sector by achieving the title of the first and largest hospital in<br />
the Sakarya and East Marmara Region has now supplied a health island to<br />
Istanbul after Sakarya<br />
Leading healthcare services<br />
as the largest hospital<br />
in the Eastern Marmara<br />
Region and Sakarya<br />
by increasing its healthcare<br />
services daily and possessing<br />
world standard equipment and<br />
infrastructure, the Özel Adatıp<br />
Hospital is bringing its expertise<br />
and experience to Istanbul. The<br />
hospital, which joined as of June<br />
2014 the group of companies<br />
belonging to Orhan Kocabıyık, a<br />
leading businessman in Sakarya,<br />
began providing services in<br />
Kurtköy, a rising value in Istanbul<br />
with an approach devoted to<br />
healthcare. Coming to life with a<br />
thirty million dollar investment<br />
in Istanbul’s region of Kurtköy,<br />
which is currently rising in value,<br />
the Özel Adatıp Hospital is getting<br />
ready to change the address of<br />
healthcare with its expertise,<br />
comfort and advanced technology<br />
equipment.<br />
The Health Island has Appeared<br />
The health island Özel Adatıp<br />
İstanbul Hospital equipped with<br />
state of the art technology, is on<br />
an indoor area of 25,000 square<br />
meters designed to utilize daylight<br />
to its fullest and with its striking<br />
architecture is sure to change<br />
the address and classic hospital<br />
concept. The hospital which has<br />
started serving with twenty six<br />
doctors all experts in their fields,<br />
eight operating rooms, twenty<br />
one general intensive care beds,<br />
ten neonatal intensive care units,<br />
four coronary intensive care beds<br />
and forty general patient beds,<br />
is already an exemplary health<br />
facility in the region.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
65
TİM 500’ün en genç hastanesi<br />
Emsey Hospital<br />
AKTÜEL<br />
Sağlık Bakanlığı ve<br />
Uluslararası JCI (Joint<br />
Commission International)<br />
Akreditasyon belgesine sahip<br />
Emsey Hospital, multidisipliner<br />
hasta bakımı yaklaşımıyla ulusal<br />
ve uluslararası ölçekte ses<br />
getiren başarılara imza atmaya<br />
devam ediyor. Sağlık sektöründe<br />
5’inci yılını geride bırakmaya<br />
hazırlanan hastane, önemli bir<br />
misyon daha üstlenerek sektöre<br />
yön verecek özel hastaneler<br />
arasında yerini sağlamlaştırdı.<br />
Türkiye’nin en önemli sektörel<br />
araştırmalarından TİM (Türkiye<br />
İhracatçılar Meclisi) 500 listesine<br />
sağlık sektöründe altıncı sıradan<br />
giren Emsey Hospital, Türkiye’nin<br />
en büyük sağlık hizmeti ihracatı<br />
yapan özel hastaneleri arasında<br />
yer alıyor. Genel listede ise ilk<br />
200 hizmet ihracatçısı arasında<br />
yer alan Emsey Hospital, sağlık<br />
alanında ülkemizi başarıyla<br />
temsil etme kabiliyetini böylece<br />
tescillemiş oldu.<br />
Toplam hizmet ihracatı 18,5<br />
milyar dolar<br />
2016 verilerine dayanarak<br />
hazırlanan TİM 500 listesinde<br />
toplam hizmet ihracatı 18,5<br />
milyar dolar. Listede yer alan<br />
firmaların toplamı ise ihracatın<br />
yüzde 49’unu karşılıyor. Tüm<br />
sektörler içerisinde ise yüzde 3<br />
pay ile ilk on içerisinde sağlık<br />
alanı yer alıyor. TİM 500 sağlık<br />
sektörü listesine Türkiye’den<br />
toplam 15 firma katılmaya hak<br />
kazanırken, EMSEY Hospital’ın<br />
rakiplerine fark atarak 6’ıncı<br />
sırada konumlanması oldukça<br />
önemli bir başarı.<br />
Emsey Hospital Genel Müdürü<br />
Hayreddin Yekeler, <strong>2018</strong> hedefleri<br />
hakkında “ilk aşamada hizmet<br />
Emsey Hospital Genel Müdürü<br />
Hayreddin Yekeler<br />
kapasitemizi artırmak için<br />
hastanemizdeki yatak sayısını<br />
fazlalaştırıyoruz. Böylece daha<br />
fazla insanın hastanemizde<br />
tedavi görmesini sağlamayı<br />
hedefliyoruz. Gelecek yıl için<br />
hedefimiz Türkiye’nin ilk 5 sağlık<br />
kurumu arasında yer almak”<br />
diyerek kısa vadeli yatırım<br />
planlarını açıkladı.<br />
The youngest hospital at the TIM-500 list<br />
Emsey Hospital, which has<br />
‘Ministry of Health Certificate’<br />
and ‘International JCI (Joint<br />
Commission International)<br />
Accreditation Certificate’<br />
continues to achieve success<br />
at national and international<br />
scale with its multidisciplinary<br />
patient care vision. As a hospital<br />
preparing to finish its fifth year<br />
in the health sector, EMSEY<br />
became one of the sector leaders.<br />
According to the Turkey’s biggest<br />
sectoral research list TIM 500,<br />
Emsey Hospital ranked 6th and<br />
shows that its amongst with the<br />
Turkey’s largest private hospitals<br />
that exporting healthcare<br />
services. In the general list,<br />
Emsey Hospital ranked 178th<br />
and proved that it can be able to<br />
represent the Turkey in healtcare<br />
sector succesfully.<br />
Emsey Hospital’s General<br />
Manager Hayreddin Yekeler,<br />
announced their short-term<br />
investment plans. Yekeler said,<br />
‘’Our first priority is improving<br />
our service capacity. This way we<br />
can take care of more patient.<br />
Our aim for the next year is being<br />
one of the Turkey’s top 5 health<br />
agency.’’<br />
66<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL
C<br />
M<br />
Y<br />
CM<br />
MY<br />
CY<br />
CMY<br />
K
Hızlı& başarılı<br />
AKTÜEL<br />
İnci Ayyıldız: “Pharmactive şu ana kadar 28 ülkede 350 ruhsat başvurusu yaptı.<br />
Kısa ve orta dönem ihracat hedefleri dahilinde 2020 yılı sonuna kadar Avrupa ve<br />
bölge ülkelerinde Pharmactive ürünlerinin satışına başlanmasını planlıyoruz.”<br />
İnci Ayyıldız<br />
Bu ay Pharmactive firmasının<br />
başarılı ve sempatik Genel Müdürü<br />
(Uluslararası Pazarlar, İş Geliştirme<br />
ve stratejik Üretim İşbirlikleri) İnci<br />
Ayyıldız’ı ziyaret ettik; bizi güler<br />
yüzü ile ağırlayan İnci hanımla,<br />
sizler için çok keyifli bir söyleşi<br />
gerçekleştirdik. Kısa zamanda<br />
uluslararası başarılara imza atan<br />
İlaç sektörünün devi haline gelen<br />
Pharmactive’in son yıllarda hızla<br />
artan başarısının tesadüf olmadığını<br />
öğrendik<br />
DÜNYA ILAÇ FIRMALARI<br />
ÜRETIM KONUSUNDA SIZI<br />
TERCIH EDIYORLAR. SIZE OLAN<br />
GÜVENLERININ VE SIZI TERCIH<br />
ETMELERININ SEBEBI NEDIR?<br />
Üretim tesisimiz yüksek kapasite<br />
ve teknolojisiyle sadece Türkiye’nin<br />
değil Batı Avrupa’nın da sayılı<br />
ilaç üretim tesislerinden birisidir.<br />
Tesisimizin ilk etabına 200 milyon<br />
dolarlık yatırım gerçekleştirildi. İlk<br />
ürünlerimizi 2013 yılının Eylül ayında<br />
Türkiye’de doktor ve eczacıların<br />
hizmetine sunduk. 108 bin metrekare<br />
alan üzerine kurulu Çerkezköy’de<br />
bulunan, Avrupa GMP sertifikalı<br />
üretim tesisimiz, sıvı, yarı katı ve katı<br />
hatlarda yoplam 330 milyon kutu<br />
ilaç üretim kapasitesine sahip ve en<br />
yüksek teknoloji üretim donanımına<br />
sahip.<br />
Faaliyetinin henüz birinci yılında,<br />
Avrupa’nın en saygın otoritelerinden<br />
biri olan BfArM tarafından verilen<br />
ve dünya çapında prestiji olan<br />
Avrupa GMP sertifikasını alan<br />
Pharmactive, Mayıs 2017 tarihinde<br />
bu sertifikasını yenilemeye hak<br />
kazandı. Son teknoloji üretim tesisi<br />
ve kalite standartları ile birçok<br />
uluslararası firmanın ilaç üretimi<br />
konusunda işbirliği yapmak istediği<br />
bir firma olduk. Stratejik üretim<br />
işbirliklerimiz ile sektörümüzde<br />
hızla ilerlemeyi planlıyoruz. GSK,<br />
Abbott, AstraZeneca Sandoz ,Pensa<br />
ve Reckitt Benckiser gibi çokuluslu<br />
firmalar ile yapılmış olan stratejik<br />
üretim işbirliklerimiz artarak devam<br />
edecektir.<br />
BÜNYENIZDE ÜRETIMI<br />
GERÇEKLEŞTIRILEN KAÇ FARKLI<br />
ÜRÜN GRUBU YER ALIYOR?<br />
Pharmactive İlaç Fabrikası, yılda<br />
230 milyon kutu katı ( tablet, kapsül,<br />
70<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
toz), 57 milyon kutu yarı katı ( krem,<br />
jel, merhem ve losyon) ve 43 milyon<br />
kutu likit (şurup, süspansiyon,<br />
sprey ve damla) üretebiliyor. Bu<br />
tesisin genişleme alanlarının da<br />
devreye alınmasıyla birlikte, yıllık<br />
550 milyon kutunun üzerinde üretim<br />
kapasitesiyle, Avrupa’nın sayılı ilaç<br />
üretim tesislerinden biri olacak.<br />
Türkiye ve İhracat pazarlarından<br />
gelen kutu satışları ile Pharmactive;<br />
<strong>2018</strong> yılında Türkiye’de yılda 100<br />
milyon üzeri kutu üretim çıtasını<br />
aşan, az sayıdaki firmadan biri<br />
olacak. Bu üretimleri ile Sağlık<br />
Bakanlığı’nın cari açığı azaltma<br />
hedefine katkı sağlayacak.<br />
YERLI ILAÇ ÜRETIMI HAKKINDA<br />
NELER SÖYLEMEK ISTERSINIZ?<br />
İlaç sektörü stratejik sektörlerden<br />
biridir. Sadece ekonomik anlamda<br />
değil, toplum sağlığı açısından da<br />
önem taşımaktadır. Bu noktada<br />
son yıllarda devletimizin eşdeğer<br />
ilaçların reçetelere yazılmasındaki<br />
özel hassasiyetini ülkemiz ve<br />
toplumumuz adına olumlu buluyoruz.<br />
Türk ilaç sektörü artık eskisi gibi<br />
değil. Kendi ilaçlarımızı üretiyoruz.<br />
Eşdeğer ilaçlar noktasında<br />
sadece biz değil sektörümüzdeki<br />
tüm oyuncular çeşitli adımlar<br />
atıyorlar. Pharmactive olarak<br />
Türkiye’de önümüzdeki 5 yıl içinde<br />
ilk 5 eşdeğer firma arasında yer<br />
almayı hedefliyoruz. 456 kişilik<br />
tanıtım pazarlama kadrosu ve<br />
birçok uzmanlık alanına hitap eden<br />
156 ürünü ile sektördeki tutarlı<br />
büyümesini sürdürüyoruz. Hekimlere<br />
hastaları için tercih edebilecekleri<br />
kaliteli eşdeğer ürünler sunuyoruz.<br />
Ülkemiz ekonomisine katkı<br />
sağlıyoruz. Tüm bu süreçlerde Ar-<br />
Ge çalışmalarımızın katkısının çok<br />
büyük olduğunu belirtmek isterim.<br />
İHRACAT YAPTIĞINIZ ÜLKELER<br />
HANGILERI? İHRACAT IÇIN<br />
HEDEFLEDIĞINIZ BAŞKA<br />
PAZARLAR VAR MIDIR?<br />
Pharmactive cirosunun yüzde<br />
25’ini ihracat pazarlarından<br />
gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu<br />
hedef bizim kuruluşumuzdan<br />
günümüze gerçekleştirmek<br />
istediğimiz temel hedeflerden biridir.<br />
Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz<br />
ilaçlarımızı çeşitli ülkelere ihraç<br />
ediyoruz. Ancak bizim için ayrı bir<br />
önem taşıyan nokta, Avrupa Birliği<br />
ülkelerine gerçekleştirdiğimiz<br />
ihracatlardır. Geçtiğimiz Kasım<br />
ayında, ilk eşdeğer ürünümüzü<br />
Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya,<br />
İtalya, Portekiz’in de aralarında<br />
bulunduğu 10 Avrupa Birliği<br />
ülkesinde doktor ve eczacıların<br />
hizmetine sunduk. Avrupa’da eczane<br />
raflarında, doktor reçetelerinde<br />
ürünlerimizin bulunması bize ayrı<br />
bir gurur veriyor. Türkiye’nin yüzde<br />
100 yerli ilaç şirketleri arasında<br />
ihracat lideri olmayı hedefliyoruz.<br />
Pharmactive şu ana kadar 28<br />
ülkede 350 ruhsat başvurusu<br />
yaptı. Kısa ve orta dönem ihracat<br />
hedefleri dahilinde 2020 yılı sonuna<br />
kadar Avrupa ve bölge ülkelerinde<br />
AKTÜEL<br />
Pharmactive ürünlerinin satışına<br />
başlanmasını planlıyoruz. İhracat<br />
Pazarlarımız Batı Avrupa, Orta<br />
Doğu, Rusya, Türki Cumhuriyetler,<br />
Balkanlar, Kuzey Afrika ve Uzak<br />
Doğu olmak üzere yaklaşık 50 ülkeyi<br />
kapsayacak.<br />
Geçtiğimiz günlerde Güney Koreli<br />
global bir şirket olan Polus şirketi<br />
ile ortaklığınızı taçlandıracağınız<br />
‘’biyolojik ilaç’’ amaçlı yeni bir<br />
tesis kuracağınızı duyurdunuz. Bu<br />
süreç nasıl başladı kısaca bahseder<br />
misiniz?<br />
Pharmactive, yenilikçi ve biyobenzer<br />
ürünlerin hastalara erişimini<br />
kolaylaştırmak vizyonu ile kurulmuş<br />
olan Güney Koreli global bir şirket<br />
olan Polus ‘a 2016 yılında ortak oldu.<br />
Bu ortaklık Türkiye’de yeni bir üretim<br />
tesisi kurma fikriyle taçlanarak,<br />
yatırım ortaklığına dönüştü. Bu<br />
yeni anlaşma ile Pharmactive<br />
master hücre kültürüne sahiplik<br />
hakkı, biyoteknolojik ürün Ar-Ge<br />
teknolojilerine erişim hakkının<br />
yanında, dünya standartlarında<br />
ve global klinik çalışmalarla<br />
geliştirilecek biyobenzer ürünlerin<br />
Türkiye, Rusya, BDT, Ortadoğu ve<br />
Doğu Avrupa ve Afrika bölgesinde 34<br />
ülkede münhasır satış ve pazarlama<br />
haklarına sahip oldu.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
71
AKTÜEL<br />
Bu kapsamda global klinik<br />
çalışmalara Türkiye‘den merkezlerin<br />
katılımı ve klinik deneyim de<br />
sağlanacak. Ayrıca, Türkiye’de<br />
bir üretim tesisi kurulacak ve bu<br />
tesis Avrupa ve Amerika sağlık<br />
otoritelerinden (FDA) onaylı<br />
olacaktır. Bu vesileyle Türkiye’de<br />
olmayan yüksek teknoloji<br />
ülkemize transfer edilecek ve bu<br />
tesislerde farklı biyolojik ürünler<br />
de geliştirilebilecek. Biz Türkiye’de<br />
biyoteknoloji alanında AR-GE ve<br />
üretimde istihdam yaratmayı ve<br />
ülkemizin ihtiyaç duyduğu ‘teknolojik<br />
insan’ kaynağına katkı sağlamayı<br />
hedefliyoruz. Bu tesislerde<br />
üreteceğimiz ürünler, Türkiye, 34<br />
çevre ülke pazarına ek olarak Avrupa<br />
ve Amerika’ya da gönderilecek,<br />
ülkemizin ilaç alanındaki cari<br />
açığının azaltılmasında önemli katkı<br />
sağlayacak. Şu anda Polus şirketinin<br />
Güney Kore’de 230 milyon dolarlık<br />
fabrika yatırımı sürüyor. Türkiye’de<br />
de bir üretim tesisi kuracağız.<br />
Ortaklığımız, teknoloji transferini<br />
de içeriyor. Kısaca Güney Kore’de<br />
üretilmiş bir ürünü Türkiye’de<br />
sadece paketlemeyeceğiz. Bizzat<br />
hücre kültüründen bitmiş ürüne<br />
kadar tüm süreçleri kapsayan üretim<br />
noktasında ciddi bir teknolojiyi<br />
ülkemize getirmiş olacağız.<br />
BIYOTEKNOLOJIK ILAÇ SEKTÖRÜ<br />
HAKKINDA BILGI VEREBILIR<br />
MISINIZ?<br />
Biyoteknolojik ilaç sektörü dünyada<br />
hızla gelişiyor ve pazar payı hızla<br />
artıyor. Dünya genelinde az sayıda<br />
ülke uluslararası standartlara<br />
sahip biyoteknolojik ilaç üretiyor.<br />
Bu ülkeler arasında ABD, İngiltere,<br />
Japonya, Güney Kore, İsviçre’yi<br />
sayabiliriz. Polus ve Pharmactive<br />
ortaklığında gerçekleştirilecek<br />
yatırımla Türkiye, biyoteknoloji<br />
alanında dünya standartlarında ilaç<br />
üretebilen yüksek teknolojiye sahip<br />
ülkeler arasına katılacak.<br />
Dünyada ilaç pazarının büyüklüğü<br />
2016 yılında 1 trilyon 150 milyar dolar<br />
civarında. Bu rakam dünya otomotiv<br />
endüstrisi ile neredeyse aynı,<br />
sadece yüzde 20 altında. Toplam ilaç<br />
pazarındaki biyoteknoloji ürünlerinin<br />
payı şu anda 220 milyar dolar<br />
düzeyinde. Başka bir örnek daha<br />
vermek isterim. Dünyada yarı iletken<br />
denilen, yani çip üretim endüstrisinin<br />
büyüklüğü ise 320 milyar dolar. 5-7<br />
yıl içinde biyoteknolojik ilaçların<br />
pazar büyüklüğünün yarı iletken<br />
pazarının da üstüne çıkacağı<br />
öngörülüyor. Dünyada kimyasal<br />
ürünlerin sayısı 100 bin adet<br />
civarıyken, biyoteknoloji ürünlerinin<br />
sayısı ise 1.000’den az.<br />
Hedefe yönelik etki gösteren bu<br />
ilaçlar hem yüksek etkinlikleri hem<br />
de az yan etki profilleri ile kronik<br />
hastalıkların tedavisinde özellikle<br />
tercih edilmekte , böylelikle Pazar<br />
büyüklüğü hızla artmaktadır.<br />
KISA ZAMANDA BU KADAR<br />
YÜKSELMENIZI VE BAŞARINIZI<br />
NEYE BORÇLUSUNUZ?<br />
İyi odaklanmak ve doğru ekip yani<br />
insan faktörü. Baktığınız zaman<br />
tecrübeli bir kadro var, çabuk<br />
dokunuşlarla sonuç alınıyor. İşimizi<br />
tutkuyla yapıyoruz ve iyi yapmak<br />
istiyoruz.<br />
72<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
middle east & africa<br />
<br />
Book<br />
Your<br />
Stand<br />
3 - 5 September <strong>2018</strong><br />
Abu Dhabi, United Arab Emirates
AKTÜEL<br />
Türkiye Sağlik Enstitüleri Başkanliği (TÜSEB)<br />
“Biyoteknolojik İlaçlarin Geleceği ve Türkiye” konulu<br />
sempozyum düzenliyor<br />
Türkiye Sağlık Enstitüleri<br />
Başkanlığı (TÜSEB)<br />
tarafından düzenlenecek<br />
olan “Biyoteknolojik<br />
İlaçlarda Gelecek ve Türkiye<br />
Sempozyumu”, 19-20 Nisan<br />
<strong>2018</strong> tarihlerinde Lütfi Kırdar<br />
Uluslararası Kongre ve Sergi<br />
Sarayı’nda PharmaNext ve<br />
Biotecnica Fuarları ile eşzamanlı<br />
olarak gerçekleştirilecektir.<br />
Sempozyumun ilk Bilim Kurulu<br />
Toplantısı, 27 Kasım 2017 Pazartesi<br />
günü saat 13:00-17:00 saatleri<br />
arasında Crowne Plaza Asia Otel’de<br />
yapıldı.<br />
Toplantıya, İstanbul ve şehir<br />
dışından birçok akademisyen,<br />
resmi kurum temsilcisi ve firma<br />
temsilcileri katıldı. Sempozyum<br />
program taslağı oluşturulması<br />
amacıyla düzenlenen ilk Bilim<br />
Kurulu Toplantısı, aynı zamanda<br />
Biyoteknoloji konusunda<br />
Türkiye’deki tüm çevrelerin<br />
sempozyum öncesinde bu ortak<br />
platformda bir araya gelmesini de<br />
sağlandı.<br />
Türkiye Ekonomi Politikaları<br />
Araştırma Vakfı (TEPAV), İstanbul<br />
Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi<br />
(İSEK), Temizoda Teknolojileri<br />
Derneği ve Moleküler Biyoloji<br />
Derneği gibi kurumların,<br />
PharmaNext ve Biotecnica<br />
Fuarları ile eş zamanlı etkinlikler<br />
düzenleyerek katkı verdikleri<br />
sempozyuma, Türkiye’nin önde<br />
gelen üniversiteleri, dernekler,<br />
akademisyenler, araştırma birimleri<br />
ve firmalar da bilgi ve tecrübeleriyle<br />
katkı sağlıyor.<br />
Biyoteknoloji ve farmasötik<br />
alanlarında akademi ve endüstri iş<br />
birliğini geliştirmek, Ar-Ge üretim<br />
teknolojileri ve uluslararası iş birliği<br />
olanaklarını ilerletmek amacıyla<br />
düzenlenecek olan sempozyum,<br />
iki gün sürecek ve altı oturumlu<br />
konu ile ilgili paydaşları tek bir<br />
platformda bir araya getirecektir.<br />
Uluslararası birçok katılımcının<br />
davetli olacağı uzman ve<br />
araştırmacı kuruluş temsilcilerine<br />
açık olan sempozyumun dili Türkçe<br />
ve İngilizce olacak.<br />
Kamu Politikaları , Üniversiteler<br />
ve Araştırma Kurumları,<br />
Endüstrinin Rolü ve Yatırım,<br />
Biyogirişimciler, Uluslararası<br />
İşbirlikleri ve Farklı Ülke Modelleri,<br />
Gelecek ve İnovatif Teknolojiler<br />
gibi konu başlıklarından oluşan<br />
sempozyumun açılış konuşmalarını<br />
Sağlık Bakanlığı, Kalkınma<br />
Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve<br />
Teknoloji Bakanlığı ve TÜSEB<br />
gerçekleştirecek.<br />
Sempozyum Bilim Kurulu, soyadına<br />
göre alfabetik olarak aşağıdaki gibi<br />
sıralanmaktadır.<br />
Bilim Kurulu Başkanı :Prof. Dr. Ali<br />
Osman KILIÇ / Karadeniz <strong>Teknik</strong><br />
Üni. Tıbbi Mikrobiyoloji ABD<br />
Bilim Kurulu Üyeleri;<br />
Prof. Dr. Serdar ALPAN / Turgut<br />
İlaç Biyoteknoloji<br />
Prof. Dr. Ş.Esra ERDAL<br />
BAĞRIYANIK / İBG İzmir Biyotıp ve<br />
Genom Merkezi<br />
Prof. Dr. Nazan BERGİŞADİ / İst.<br />
Yeni Yüzyıl Üni. Eczacılık Fak.<br />
Dr. İrfan ÇİNKAYA / Deva<br />
Biyoteknoloji<br />
Yrd. Doç. Dr. Devrim DEMİR DORA /<br />
Akdeniz Üni. Tıbbi Farmakoloji ABD<br />
Prof. Dr. Mehmet Z. DOYMAZ /<br />
Bezmialem Üni. Tıbbi Mikrobiyoloji<br />
ABD<br />
74<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
,Doç. Dr. Demet CANSARAN DUMAN / Ankara Üni.<br />
Biyoteknoloji Enstitüsü<br />
Uzm. Ecz. Vedat EĞİLMEZ / İEİS İlaç Endüstrisi<br />
İşverenler Sendikası<br />
Ömer Cem ERDEM / Sartorius Stedim Sartonet -<br />
FloraBIO<br />
Prof. Dr. S. İsmet DELİLOĞLU GÜRHAN / Ege Üni.<br />
Biyomühendislik Bölümü<br />
Prof. Dr. İhsan GÜRSEL / Bilkent Üni. Moleküler<br />
Biyoloji ve Genetik Bölümü<br />
Prof. Dr. Mayda GÜRSEL / ODTÜ Biyolojik Bölümler<br />
Prof. Dr. Reyhan Neslihan GÜRSOY / Hacettepe Üni.<br />
Farmasötik Teknoloji ABD<br />
Dr. Cem KOÇAK / Koçak Biyoteknoloji<br />
Prof. Dr. Işıl AKSAN KURNAZ / Gebze <strong>Teknik</strong> Üni.<br />
Moleküler Biyoloji ve Gen. Bölümü<br />
Selin ARSLANHAN MEMİŞ / TEPAV Türkiye Ekonomi<br />
Politikaları Araştırma Vakfı<br />
Prof. Dr. Aykut ÖZDARENDELİ / Erciyes Üni. Tıbbı<br />
Mikrobiyoloji ABD<br />
Prof. Dr. Nesrin ÖZÖREN / Boğaziçi Üni. Moleküler<br />
Biyoloji ve Gen. Bölümü<br />
Prof. Dr. Cengizhan ÖZTÜRK / İSEK İstanbul Sağlık<br />
Endüstrisi Kümelenmesi<br />
Dr. Gülhas SOLMAZ / TÜSEB Türkiye Sağlık Enstitüleri<br />
Başkanlığı<br />
Haşim SOLMAZ / Temizoda Teknolojileri Derneği<br />
Prof. Dr. Fazilet Vardar SÜKAN / Sabancı Üni. SUNUM<br />
Doç. Dr. Urartu Özgür Şafak ŞEKER / Bilkent Üni.<br />
UNAM<br />
Prof. Dr. Şaban TEKİN / TÜBİTAK - MAM<br />
Reşat ULTAV / RTA Laboratuvarları<br />
Prof. Dr. Emine YAZAN / Anadolu Üni. Farmasötik<br />
Teknoloji ABD<br />
Taner YEDİKARDAŞLAR / Biotecnica & PharmaNEXT<br />
İrem YENİCE / Arven İlaç<br />
Başak YILMAZ / AİFD Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği<br />
Uzm. Kübra YILMAZ / TÜSEB Türkiye Sağlık Enstitüleri<br />
Başkanlığı<br />
Hayatı seviyorum, kalbimi dinliyorum<br />
İstanbul, 11 Aralık 2017 – 29<br />
Eylül Dünya Kalp Günü’nde<br />
TKD ve Novartis iş birliği<br />
ile hayata geçirilen ve<br />
kalp sağlığına dikkat çekerek<br />
kamuoyunda farkındalığı artırmayı<br />
amaçlayan “Hayatı Seviyorum,<br />
Kalbimi Dinliyorum” kampanyası<br />
kapsamında, oyuncu Rasim<br />
Öztekin ile gerçekleştirilen<br />
“Kalp Yetersizliği Sohbetleri”<br />
projesi tanıtıldı. Rasim Öztekin<br />
ile gerçekleştirilen projede, bir<br />
taksinin şoför koltuğuna geçen<br />
oyuncu, kalp yetersizliği hastaları<br />
olan yolcular ve yakınları ile<br />
sohbet ederek onların ilham<br />
veren hikâyelerini dinliyor. Hasta<br />
ve hasta yakınları ile çekilen<br />
videoların kalbinidinlesen.com<br />
ve sosyal medya üzerinden<br />
yayınlanarak, kalp yetersizliği<br />
hastaları ve yakınlarının<br />
bilinçlenmesi hedefleniyor.<br />
Oyuncu Rasim Öztekin’in yanı<br />
sıra, TKD Kalp Yetersizliği<br />
Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr.<br />
Hakan Altay’ın, kalp yetersizliği<br />
hastalarının ve hasta yakınlarının<br />
katılımıyla düzenlenen<br />
toplantıda, proje ile ilgili detaylar<br />
anlatılırken, hastalığa yönelik<br />
bilgiler de aktarıldı. Altay kalp<br />
yetersizliğini ayak bileklerinde<br />
şişme, nefes darlığı ve yorgunluk<br />
gibi şikâyetlerle ortaya çıktığını<br />
ve kalp performansının<br />
azalması sonucu, kalbin doku ve<br />
organlara gerekli ve yeterli kanı<br />
gönderememesiyle oluşan bir<br />
klinik tablo olduğunu söyledi.<br />
TKD Kalp Yetersizliği Çalışma<br />
Grubu üyesi Doç Dr. Hakan Altay<br />
kalp yetersizliğinin yaşam boyu<br />
devam eden kronik bir hastalık<br />
olmasına rağmen, erken teşhis<br />
ile sebep olduğu hayati riski<br />
azaltmaya yardımcı olabileceğini<br />
paylaştı. Kalp yetersizliğinin<br />
gelişimini engellemenin,<br />
gelişmişse ilerlemesini<br />
yavaşlatmanın ve bu hastaların<br />
yaşam süresini uzatıp yaşam<br />
kalitesini yükseltmenin, toplumun<br />
bu konuda bilgilendirilmesi<br />
ve bilinçlenmesi ile mümkün<br />
olabileceğini vurguladı.<br />
Ayrıca çoğu hastada kalp<br />
yetersizliği yakınmalarının<br />
kontrol altına alınabileceğini ve<br />
hastaların dikkat etmesi gereken<br />
bazı noktaları aşağıdaki şekilde<br />
paylaşmıştır:<br />
• Doktorunun tavsiyelerine<br />
uyulması<br />
• Tuz tüketimini azaltması<br />
• Sigara içmemesi<br />
• Fiziksel aktivitesini sürdürmesi<br />
• Kilolu ise kilo vermesi<br />
• Alkol alımını kısıtlaması<br />
• Günlük kilo takibi yapması<br />
• Ödem açısından dikkatli olması<br />
şeklinde özetlenebilir.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
75
AKTÜEL<br />
Dünya Türkiye’yi onunla tanıyacak<br />
İlaç sektörünün devi olan Pharmactive, biyolojik ilaç geliştirme ve<br />
üretiminde, dünyada en yüksek teknolojiye sahip Güney Kore’de; Master<br />
hücreden , yenilikçi ürünleriyle öne çıkan Polus şirketi ile birlikte yeni<br />
tesisini kuruyor<br />
Pharmactive ve Polus ortaklığıyla<br />
kurulacak üretim<br />
tesisi ile Türkiye, kök hücreden<br />
itibaren çalışarak,<br />
biyoteknolojik ilaç üretebilen<br />
dünyadaki sayılı ülkeler arasına<br />
girecek. Uluslararası standartlarda<br />
biyoteknolojik ilaç üretebilen ABD,<br />
İngiltere, Japonya, Güney Kore,<br />
İsviçre’nin ardından Türkiye, bu teknolojiye<br />
sahip 6.ülke olacak.<br />
Güney Koreli Polus Şirketi ile yüzde<br />
yüz yerli sermayeli Türk şirketi<br />
Pharmactive biyoteknoloji alanında<br />
yapacakları yatırımla ilgili bir basın<br />
toplantısı düzenlendi. Pharmactive<br />
İlaç Üretim Tesisinde düzenlenen<br />
basın toplantısında Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Haluk Sancak, Polus Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Seung Heon<br />
Nam, Pharmactive Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Levent Selamoğlu, Pharmactive<br />
<strong>Teknik</strong> Operasyonlardan<br />
Sorumlu Genel Müdürü Fatih Elay<br />
bilgi verdi. Sancak, yüzde yüz yerli<br />
sermayeye sahip Pharmactive’in;<br />
Türkiye için de, yeni ve önemli olan,<br />
dikkat çekecek açılımlarını aktardı;<br />
yenilikçi ve biyobenzer ürünlerin<br />
hastalara erişimini kolaylaştırmak<br />
vizyonu ile kurulan Güney Koreli<br />
global bir şirket olan Polus ile 2016<br />
yılında ortak olduğunu vurguladı. Bu<br />
ortaklığın, Türkiye’de yeni bir üretim<br />
tesisi kurma fikriyle taçlanarak,<br />
yatırım ortaklığına dönüştüğünü,<br />
Türkiye’nin ilgisini çekecek yatırım<br />
hamlesini ve yaşanan süreci şöyle<br />
özetledi:<br />
“Bu yeni anlaşma ile Pharmactive<br />
master hücre kültürüne sahiplik<br />
hakkı, biyoteknolojik ürün AR-<br />
GE teknolojilerine erişim hakkının<br />
yanında, dünya standartlarında ve<br />
global klinik çalışmalarla geliştirilecek<br />
biyobenzer ürünlerin Türkiye,<br />
Rusya, BDT, Ortadoğu ve Doğu Avrupa<br />
bölgesinde 34 ülkede münhasır<br />
satış ve pazarlama haklarına sahip<br />
olmuştur. Global klinik çalışmalara<br />
Türkiye‘den merkezlerin katılımı ve<br />
klinik deneyim sağlanacaktır.<br />
Ayrıca, Türkiye’de bir üretim tesisi<br />
kurulacak ve bu tesis Avrupa<br />
ve Amerika sağlık otoritelerinden<br />
(FDA) onaylı olacaktır. Bu vesileyle<br />
Türkiye’de olmayan yüksek teknoloji<br />
ülkemize transfer edilecek ve bu<br />
tesislerde farklı biyolojik ürünler<br />
de geliştirilebilecektir. Biz Türkiye’de<br />
biyoteknoloji alanında AR-GE<br />
ve üretimde istihdam yaratmayı ve<br />
ülkemizin ihtiyaç duyduğu ‘teknolo-<br />
Seung Seung Heon Heon Nam Nam<br />
Haluk Sancak<br />
76<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
jik insan’ kaynağına katkı sağlamayı<br />
hedefliyoruz. Bu tesislerde üreteceğimiz<br />
ürünler, Türkiye, 34 çevre<br />
ülke pazarına ek olarak Avrupa ve<br />
Amerika’ya da gönderilecek, ülkemizin<br />
ilaç alanındaki cari açığının<br />
azaltılmasında önemli katkı sağlayacaktır.”<br />
Pharmactive’in üretim tesislerinin<br />
200 milyon doların üzerinde bir<br />
yatırımla, yıllık 330 milyon kutu üretim<br />
kapasiteli, 108 bin metrekare<br />
alana kurulu, Türkiye’nin en büyük<br />
ve en modern üretim tesislerinden<br />
biri olduğunu ve cirosunun<br />
yüzde 25’ini ihracat pazarlarından<br />
gerçekleştirmeyi hedeflediğini<br />
söyleyen Sancak; iki yıldır çalışmalarını<br />
yürüttükleri ve kendi AR-GE’lerinde<br />
geliştirdikleri ilaçlarını, Kasım<br />
2017 yılında ilk eşdeğer ürün olarak<br />
Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya,<br />
İtalya, Portekiz’in de aralarında bulunduğu<br />
on Avrupa Birliği ülkesinde<br />
doktor ve eczacıların hizmetine<br />
sunduklarını belirtti.<br />
Haluk Sancak’ın verdiği bilgiye göre;<br />
Türkiye’nin yüzde 100 yerli ilaç şirketleri<br />
arasında ihracat lideri olmayı<br />
hedefleyen Pharmactive şu ana kadar<br />
28 ülkede 350 ruhsat başvurusu<br />
yaptı. Kısa ve orta dönem ihracat<br />
hedefleri dahilinde 2020 yılı sonuna<br />
kadar Avrupa ve bölge ülkelerinde<br />
Pharmactive ürünlerinin satışına<br />
başlanması hedefleniyor.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
77
HEAD OFFICE/FACTORY<br />
Maltepe Mah. Litros Yolu Aile Çay Bahçe Sk. No:10 Topkapı 34010 İstanbul-TURKEY<br />
Tel: 0 (212) 544 30 50 (pbx) Fax: 0 (212) 544 90 20<br />
E mail: info@variteks.com<br />
Web: www.variteks.com
Our Group, which started out in a small workshop 59 years ago, today meets the need from<br />
different countries all over the world after meeting the needs in general of Turkey, primarily<br />
the European countries, together with its state-of-the-art production equipment in the<br />
modern plants exceeding 8000 square meters and with its specialist staff and the<br />
Research & Development department following the innovations continuously. Variteks<br />
obtained a position in 74 countries in the world where it is looked for and sought after with<br />
its name. With the rightful pride of being the leader company of Turkey on its own subject,<br />
VARİTEKS became and will become the most correct solution on the subject of orthopedic<br />
products.<br />
Seamless knitted system<br />
providing heat and moisture<br />
control<br />
Embedded Aloe Vera<br />
microcapsules<br />
Gradual adjustment of<br />
length<br />
Easy adjustment by one touch<br />
Support and comfort together<br />
with Circular Knitting System
AKTÜEL<br />
Avrupa onu tercih ediyor<br />
Dünyada ülkemizin tanınmasına katkı sağlamış, Türkiye’yi sağlık, güzellik ve kozmetik alanında<br />
temsil eden başarılı firmalarımızdan bir tanesi olan Akten Kozmetik, yapmış olduğu doğal<br />
ürünlerin, dış ülkelerde talep görmesi üzerine, yeni kararlar aldıklarını belirterek; yurt dışında<br />
Hollanda, Almanya, İsviçre ve Belçika gibi pek çok ülkede yeni yatırımlara başladı.<br />
Türk kozmetik şirketi,<br />
ürünlerinde doğallık<br />
konusunda hassas<br />
olduğunu vurgulayarak;<br />
30.yılında 30 milyon TL<br />
hedeflediğini belirtti. ‘’Doğallığı<br />
yaşamak hakkınız!” sloganı ile iki<br />
yüz yirmiden fazla ürün çeşidine<br />
sahip olan Thalia Natural Beauty<br />
markasıyla, kozmetik sektöründe<br />
sağlam adımlarla ilerleyen<br />
Akten Kozmetik, yeni yıla iddialı<br />
giriyor. Kuruluşunun 30. yılı olan<br />
<strong>2018</strong>’de, ilk konsept mağazasını<br />
İstanbul’da açacak ve yıl içinde<br />
Türkiye’deki mağaza sayısını<br />
dörde çıkaracak olan firma Genel<br />
Müdürü Gökhan Kara; Türkiye’de<br />
doğan % 100 yerli bir kozmetik<br />
markası olmanın haklı gururunu<br />
taşıdıklarını söyleyerek, “Global<br />
markalar arasındaki yerimizi<br />
sağlamlaştıracaklarının’’ üzerini<br />
vurguladı. Avrupa ülkelerine<br />
ihracatlarını Hollanda’da bulunan<br />
Thalia Cosmetics isimli şirketleri<br />
üzerinden yürüttüklerini ve<br />
Thalia Natural Beauty markasına<br />
Avrupa’dan ciddi mağaza talebi<br />
geldiğini belirterek, <strong>2018</strong> yılı<br />
içinde Hollanda, Almanya,<br />
İsviçre ve Belçika’da da konsept<br />
mağazalar açacak olan firmanın<br />
genel müdürü Kara <strong>2018</strong> yılıyla<br />
ilgili şunları söyledi:<br />
“<strong>2018</strong> bizim için gerçek bir atılım<br />
yılı olacak.<strong>2018</strong> yılında hedefimiz<br />
30 milyon TL. İhracat yaptığımız<br />
ülkelerin sayısını ise yirmiden<br />
yirmi yediye çıkaracağız”<br />
“Yeni ürün geliştirme noktasında<br />
teknolojinin ve Ar-Ge’nin gücüne<br />
inanıyoruz. <strong>2018</strong> yılında Ar Ge<br />
merkezinin açılışı olacak.Yeni Ar-<br />
Akten Kozmetik Genel Müdürü Gökhan Kara<br />
Ge merkezimiz ürünlerimize olan<br />
güveni daha da artıracaktır”<br />
Europe’s choice<br />
One of our successful companies,<br />
Akten Kozmetik, who promotes<br />
Turkey to the world in the fields of<br />
health, beauty and cosmetics stated<br />
that since its natural products are<br />
demanded in foreign countries the<br />
company started new investments<br />
in many countries such as<br />
Netherlands, Germany, Switzerland<br />
and Belgium.<br />
Turkish cosmetics company<br />
emphasized that they are very<br />
sensitive in neutrality in their<br />
products and aims 30 million TL on<br />
its 30th year. With the slogan, “It<br />
is your right to live natural!” Akten<br />
Kozmetik’s Thalia Natural Beauty<br />
brand has more than 120 different<br />
products and Akten Kozmetik<br />
takes firm steps in the sector and<br />
welcomes the new year ambitiously.<br />
In <strong>2018</strong>, on its 30th year, the first<br />
concept store will be opened in<br />
İstanbul and therefore the total<br />
number of stores in Turkey will<br />
be four. General Manager Gökhan<br />
Kara said that they are proud of<br />
being the first 100% local cosmetics<br />
brand born in Turkey and added,<br />
“We will secure our position among<br />
global brands.”He stated that they<br />
carry out their export from Thalia<br />
Cosmetics in Netherlands and there<br />
is a great store demand for Thalia<br />
Natural Beauty brand in Europe,<br />
therefore the company will open<br />
concept stores in Netherlands,<br />
Germany, Switzerland and Belgium,<br />
in <strong>2018</strong>. General Manager Kara<br />
talked about <strong>2018</strong>: “<strong>2018</strong> will be<br />
a real breakthrough year for us.<br />
Our aim is 30 million TL in <strong>2018</strong>.<br />
We will increase the number of the<br />
countries that we export from twenty<br />
to twenty-seven.<br />
“We believe in the power of<br />
technology and R&D for developing<br />
new products. <strong>2018</strong> will be the start<br />
of our R&D center. Our new R&D<br />
center will increase the trust to our<br />
products.”<br />
80<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
18-21<br />
Sağlıkta ortak gelecek<br />
Sueno Hotels Deluxe<br />
Detaylı Bilgi İçin:<br />
www.ohsadkurultayi.org<br />
Organizasyon<br />
ÖZEL HASTANELER VE SAĞLIK<br />
KURULUŞLARI DERNEĞİ
AKTÜEL<br />
EXPOMED her geçen yıl güçleniyor<br />
T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın desteğinden sonra KOSGEB desteğini de<br />
alan EXPOMED Fuarı, sürdürülebilir büyüme stratejisi sayesinde yoluna<br />
tüm hızıyla devam ediyor.<br />
Avrasya Bölgesi’nin ve<br />
Türkiye’nin medikal<br />
alandaki en önemli<br />
buluşma platformu olan<br />
EXPOMED Fuarı, T.C. Ekonomi<br />
Bakanlığı’nın desteğinden sonra<br />
şimdi de KOSGEB desteğini aldı.<br />
T.C. Ekonomi Bakanlığı desteği<br />
ile EXPOMED Fuarı, İhracatçılar<br />
Birliği üyesi firmaları, ihracat<br />
pazarları ile buluşturuyor. Destek<br />
kapsamında İhracatçılar Birliği’ne<br />
üye firmaların yer kirası ve stant<br />
konstrüksiyonu harcamalarının<br />
otuz bin TL’yi geçmemesi kaydıyla<br />
yüzde ellisini geri ödeyen T.C.<br />
Ekonomi Bakanlığı, sektörün<br />
gelişimini desteklediğini bir kez<br />
daha ortaya koyuyor.<br />
Öte yandan EXPOMED, Küçük<br />
ve Orta Ölçekli İşletmeleri<br />
Geliştirme ve Destekleme<br />
İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB)<br />
desteğini de alarak KOBİ’lere<br />
de iş platformu yaratmaya<br />
devam ediyor. Türkiye’nin sağlık<br />
yatırımlarını desteklemek ve<br />
dünyanın farklı noktalarından<br />
İstanbul’a gelecek alım heyetleri<br />
ile yeni pazarlarda fırsatlar<br />
yakalamalarına destek olmak<br />
amacı ile KOBİ’lerin arkasında<br />
duran EXPOMED, KOBİ’lerin<br />
fuara daha büyük metrekarelerle<br />
dönmesine olanak sağlıyor.<br />
22 - 25 Mart <strong>2018</strong> tarihleri<br />
arasında İstanbul’daki Tüyap<br />
Fuar ve Kongre Merkezi’nde<br />
gerçekleşecek olan medikal<br />
cihaz, ekipman ve teknolojilerin<br />
sergilendiği, medikal trendlerin ve<br />
bilimsel etkinliklerin takip edildiği<br />
Avrasya’nın lider fuarı EXPOMED;<br />
Ortopedi ve Sarf Malzemeleri,<br />
Elektro <strong>Medikal</strong> Ekipman<br />
ve <strong>Medikal</strong> ve Laboratuvar<br />
Teknolojileri ile Hastane Yapı ve<br />
Tıbbi Tesis Yönetimi olmak üzere<br />
üç temel ürün grubuna göre<br />
ayrılan salonlarda ziyaretçilerini<br />
bekliyor.<br />
86<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
EXPOMED is becoming stronger every year<br />
The EXPOMED Fair, which has received the support of KOSGEB after the<br />
support it had received from the Turkish Ministry of Economy, has been<br />
continuing its sustainable growth.<br />
The EUROMED Fair, the<br />
most important meeting<br />
platform in the medical<br />
field of Eurasia and<br />
Turkey, has now received KOSGEB<br />
support after already receiving<br />
support from the T.R. Ministry of<br />
Economy.<br />
With the support of the T.R.<br />
Ministry of Economy the<br />
EUROMED Fair introduces<br />
members of the Exporters Union<br />
to export markets. In the scope of<br />
this support the companies that<br />
are Exporters Union members<br />
get a 50 percent refund on their<br />
stand rent and stand construction<br />
expenses as long as they do not<br />
exceed 30 thousand TL, showing<br />
yet again how the T.R. Ministry<br />
of Economics supports the<br />
development of the sector.<br />
In the meantime EXPOMED also<br />
received the support of the Small<br />
to Mid Scale Operations Support<br />
and Development Administration<br />
(KOSGEB) to create a business<br />
platform for SMEs. Supporting<br />
SMEs by reinforcing health<br />
investments in Turkey and helping<br />
companies explore opportunities<br />
in new markets through<br />
procurement committees that<br />
come to Istanbul from different<br />
locations in the world, EXPOMED<br />
enables SMEs to return to the fair<br />
with larger areas.<br />
EXPOMED, the leading fair of<br />
Eurasia, which will be taking<br />
place between March 22 – 25,<strong>2018</strong><br />
at the Tüyap Fair and Conference<br />
Center in Istanbul, will include<br />
medical devices, equipment<br />
and technologies to follow the<br />
medical trends and scientific<br />
activities; and will greet visitors<br />
in the halls divided according to<br />
the three main product groups of<br />
Orthopedics and Consumables,<br />
Electro Medical Equipment<br />
and Medical and Laboratory<br />
Technologies and Hospital<br />
Structure and Medical Facilities<br />
Management.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
87
AKTÜEL<br />
Pierre Fabre İlaç’ın geliştirdiği Mesane kanserine yeni bir yaklaşım getiren<br />
Vinflunin 13. Üroonkoloji Kongresi’nde tanıtıldı<br />
Pierre Fabre İlaç’ın daveti ile Türkiye’ye gelen Plymouth Üniversitesi Onkoloji Kürsü<br />
Başkanı Prof. Dr. Syed A. Hussain, tüm dünyada ses getiren “Mesane kanseri ikinci<br />
basamakta gerçek yaşam verilerini içeren vinflunin” çalışmasını katılımcılarla paylaştı<br />
13. Üroonkoloji Kongre’si Regnum<br />
Carya Otel’de gerçekleşti. Aynı zamanda<br />
Üroonkoloji Derneği’nin Güz<br />
toplantısının da yapıldığı kongrede,<br />
çalışma gruplarının yıl içerisinde<br />
yaptıkları bilimsel araştırmalara ait<br />
ara ve sonuç raporları da sunuldu.<br />
Üroonkolojideki güncel yaklaşımların<br />
ve yeniliklerin konuşulduğu<br />
kongreye Türk ve yabancı 750 hekim<br />
katıldı.<br />
Kongrede yer alan yenilikler<br />
kapsamında Pierre Fabre İlaç’ın<br />
mesane kanserine yeni bir yaklaşım<br />
getiren, vinka alkaloidleri ailesine<br />
ait ilk florlanmış mikrotübül inhibitörü<br />
olan “Vinflunin” tanıtıldı.<br />
Mesane kanseri ikinci basamakta<br />
gerçek yaşam verilerini içeren vinflunin<br />
çalışmasıyla tüm dünyada adından<br />
söz ettiren Plymouth Üniversitesi<br />
Onkoloji Kürsü Başkanı Prof.<br />
Dr. Syed A. Hussain’in Pierre Fabre<br />
ilaç’ın daveti ile konuşmacı olarak<br />
yer aldığı kongrede, VKV Amerikan<br />
Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniğinden<br />
Prof. Dr. Sevil Bavbek ve Acıbadem<br />
Üniversitesi Tıp fakültesi Atakent<br />
Hastanesi Üroloji Bölümü’nden<br />
Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı da<br />
gerçekleştirdikleri sunumlarla Vinflunin’i<br />
anlattılar. Prof. Dr. Bavbek<br />
konuşmasında ‘’Vinflunin’in mevcut<br />
tedavilerin yanına yeni bir tedavi<br />
olarak eklenmesi mesane kanseri<br />
için büyük bir avantaj sağlamıştır’’<br />
derken, Prof. Dr. Eskiçorapçı da<br />
‘’Tedaviye dirençli böyle bir hasta<br />
grubunda bu tarz tedaviler bize<br />
umut vermektedir’’ diyerek ilacın<br />
mesane kanseri tedavisindeki etkinliğini<br />
ve önemini vurguladı.<br />
Mitotik döngüyü bloke edip apoptozu<br />
(hücre ölümü) başlatarak tümör<br />
hücresinin büyümesini durduran<br />
“Vinflunin”, ileri evre veya metastatik<br />
ürotelyal kanserde birinci basamak<br />
platin içeren kemoterapi sonrası<br />
hastalık progresyonu gösteren<br />
hastaların 2. basamak tedavisinde<br />
faz III çalışmasıyla etkinliği kanıtlanmış<br />
ve Avrupa kılavuzları (ESMO ve<br />
EAU)tarafından önerilen tek sistemik<br />
kemoterapi ajanı olarak kabul<br />
edilmektedir.<br />
Mesane ikinci basamakta gerçek<br />
yaşam verilerini içeren vinflunin<br />
çalışmasıyla alanında ses getiren<br />
bir çalışmaya imza atan Prof. Dr .<br />
Hussain, bu çalışması ile Vinfluninin<br />
gerçek hayat kanıtı, farklı Faz II ve III<br />
çalışmalarında bildirildiği gibi tek bir<br />
ajan olarak etkinliği doğrulanmış ve<br />
desteklenmiştir. Vinfluninle yaşanan<br />
kapsamlı deneyime dayanarak, tedavi<br />
ve hasta yönetimi optimize<br />
edilmiş ve tolerabilite iyileştirilmiştir.<br />
Gerçek dünya ortamındaki<br />
ortalama genel sağ kalım, faz III<br />
sonuçlarını doğrulamış olup 6,3 ila<br />
11,9 ay arasında değişmekte hatta<br />
20,5 aya kadar olabilmektedir.<br />
Pierre Fabre İlaç tarafından Ağustos<br />
ayında ruhsatı alınarak Ara Geri<br />
Ödeme ile Türk Tıbbının hizmetine<br />
sunulan ürün, mesane kanserine<br />
yeni bir yaklaşım getiriyor.<br />
88<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
III. Tıbbi Tedarik Zinciri Yönetimi Kongresi’nde<br />
neler konuşuldu?<br />
III. Tıbbi Tedarik Zinciri Yönetimi Kongresi, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı<br />
Prof. Dr. Eyüp GÜMÜŞ, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Sadrettin PENÇE ve Sağlık Bakanlığı, Üniversiteler, SGK, KİK<br />
ve ilgili STK temsilcilerinin katılımıyla açıldı.<br />
II. Tıbbi Tedarik Zinciri Yönetimi<br />
Kongresi, 7-9 Aralık tarihleri<br />
arasında, Antalya Susesi<br />
Luxury Resort Belek’te başta<br />
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof.<br />
Dr. Eyüp Gümüş olmak üzere<br />
Sağlık Bilimleri Üniversitesi<br />
Rektör Yardımcısı Prof. Dr.<br />
Sadrettin Pençe, Türkiye Sağlık<br />
Endüstrisi İşverenler Sendikası<br />
(SEİS) Başkanı Metin Demir ve<br />
Üniversite Hastaneler Birliği<br />
Genel Sekreteri Doç. Dr. Haluk<br />
Özsarı’nın katılımı ile açıldı.<br />
Tedarik zincirinde yer alan<br />
kamu ve özel 700’ü aşkın sektör<br />
mensubunun takip ettiği etkinlikte<br />
64 kurum ve kuruluş standları ile<br />
yer aldı.<br />
Satur ve Ekspotürk’ün<br />
organizasyonu ile yapılan<br />
Kongrenin açılışında konuşan<br />
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı<br />
Prof. Dr. Eyüp GÜMÜŞ, tıbbi<br />
cihaz tedarik zincirinden<br />
şehir hastanelerine, sağlıkta<br />
yerlileşmeden sağlık turizmine<br />
kadar birçok konuya değindi. Yeni<br />
bir dinamizm ile bütünleşik bir<br />
sistem oluşturduklarını belirtti<br />
ve güçlü bir yerli sanayinin<br />
oluşması için çalışmalar<br />
sürdürdüklerine değindi.<br />
‘Sağlık Market’ ile merkezi<br />
bir yapının kurgulandığından<br />
bahseden GÜMÜŞ, “Hakkari’de<br />
bir hastanemiz bir malı alırken<br />
zorlanabiliyor, yeteri kadar<br />
volümü olmuyor. Ankara ve<br />
İstanbul’da daha fazla volüm<br />
oluyor, periferde daha az volüm<br />
oluyor, fiyat farkları ortaya<br />
çıkabiliyor. Burada yine yerlilik<br />
oranlarında istenilen başarı<br />
sağlanamayabiliyor. Tüm bunları<br />
ortadan kaldırmak, teşvik<br />
mekanizmalarını güçlendirmek,<br />
yerli firmalarımızın ürünlerin<br />
kataloglara koymak açısından<br />
bir merkezi yapı kurguladık”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
Sağlık Market’te temel amacın<br />
yerliliği ön plana çıkarmak ve<br />
Türkiye’de tıbbi cihaz sektörünü<br />
güçlendirmek olduğunu<br />
vurgulayan Sağlık Bakanlığı<br />
Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip<br />
BİRİNCİ ise Sağlık Bakanı Dr.<br />
Ahmet Demircan’ın görüşlerinden<br />
bahsederek, “Bakan Bey, sadece<br />
Maliye Bakanlığının değil, SGK,<br />
YÖK ve ilgili STK’ların bu işin<br />
yönlendirme kurulunda yer<br />
almasını istedi. Şimdi bu süreçte<br />
nelere dikkat etmemiz gerektiği<br />
ve sürecin nasıl işleyeceğini<br />
görme şansımız olacak” şeklinde<br />
konuştu. Sağlık Endüstrileri<br />
Yönlendirme Komitesi (SEYK)’in<br />
çalışmalarından bahseden<br />
TİTCK Başkanı Dr. Hakkı<br />
GÜRSÖZ, “Sağlık endüstrileri<br />
alanındaki yatırım, üretim,<br />
ihracatın arttırılması, teknolojinin<br />
geliştirilmesi için; fiyatlandırma,<br />
geri ödeme, ruhsatlandırma,<br />
kamu alımları, kamu destekleri,<br />
ticaret politikaları, sağlık<br />
teknolojisi politikaları, veri<br />
yönetimi, özel kesimle diyalog gibi<br />
hususları bütüncül bir yaklaşımla<br />
değerlendirip koordine ediyoruz”<br />
dedi.<br />
90<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Sürdürülebilir sağlık<br />
yönetiminden bahseden Sağlık<br />
Bilimleri Üniversitesi Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. Sadrettin<br />
PENÇE ise sınırlı kaynakların<br />
verimli kullanılması ve iyi<br />
yönetilmesi gerektiğine dikkat<br />
çekerek “Sağlık Bakanlığının,<br />
SGK’nın, Üniversite Hastaneleri<br />
Birliğinin, özel sektörün,<br />
üniversitelerin ve kamu<br />
temsilcilerinin yer aldığı<br />
bu kongrede tıbbi tedarik<br />
zincirinde zaman, mekan ve<br />
mali kaynakların doğru ve<br />
verimli kullanılması konularını<br />
konuştuk. Tıbbi tedarik zincirinde<br />
yeni teknolojileri takip etmek ve<br />
başarılı uygulama örneklerini<br />
paylaşmak amacı ile düzenlenen<br />
kongrenin sektörün tüm<br />
bileşenleri için faydalı olmasını<br />
dilerim” şeklinde konuştu.<br />
Sağlık kurumları ve üniversite<br />
hastanelerinde kaynak yönetimi<br />
anlamında tıbbi tedarikin<br />
önemine dikkat çeken Üniversite<br />
Hastaneler Birliği Genel Sekreteri<br />
Doç. Dr. Haluk ÖZSARI, ise Kamu<br />
ile üniversite hastanelerinin<br />
sorunlarını birlikte çözmek<br />
ve ortak akıl birliği oluşturma<br />
gayretinde olduğuna değinerek<br />
kongrenin bu çabaların sonuca<br />
ulaştığı başka bir aşama olduğuna<br />
değindi.<br />
Kongrenin ana unsurlarından<br />
olan ilaç ve tıbbi cihaz sektörünün<br />
üretimden hastaya ulaşana, hatta<br />
hastanın kullanımı sürecine,<br />
implant dönemine kadar geçen<br />
sürede tedarik zincirinde yer<br />
aldığına vurgu yapan Türkiye<br />
Sağlık Endüstrisi İşverenler<br />
Sendikası (SEİS) Başkanı Metin<br />
DEMİR, kongrenin kaliteli, kolay<br />
erişilebilir tıbbi cihaz teminine<br />
katkıda bulunacağını ifade etti.<br />
Sürdürülebilirlik ve erişilebilirlik<br />
açısından finans konusunda sıkıntı<br />
gördüklerini belirten DEMİR,<br />
kongrenin gündeminde yer alan<br />
‘yerelleşme’ ve ‘tedarik zincirinde<br />
sağlık marketleri vizyonu’ olan<br />
iki unsurun izlenebilirlik ve<br />
sürdürülebilirlik açısından yeni bir<br />
açılım getirmesini beklediklerini<br />
belirtti.<br />
Sektörün Merak Ettiği Tüm<br />
Konular Kongre Panellerinde<br />
Gündeme Taşındı<br />
Kamu, özel sektör, üniversite<br />
hastanelerinin yetkilileri ve medikal<br />
sektör üretici firmaların katılımı ile<br />
gerçekleşen paneller katılımcıların<br />
hayli ilgisini çekti. Oturumlar şu<br />
başlıklarda gerçekleşti:<br />
• Tıbbi Tedarikte Yerelleşme Hedefi<br />
• Türkiye “Sağlık Market” Vizyonu<br />
• Tıbbi Cihazlarda Yerlileşme<br />
Uygulamaları<br />
• Tıbbi Tedarik Zinciri Yönetiminde<br />
Gelecek<br />
• Etkili Stok Yönetim Sistemleri Ve<br />
Teknolojileri<br />
• Tıbbi Tedarikte Kalite Ve Eğitim<br />
• Sağlıkta Lojistik Yönetimi<br />
• Tıbbi Tedarik Ve SGK Ödeme<br />
Sistemi İlişkisi<br />
• Kamu Hastanelerinde Tedarik<br />
Paylaşımı<br />
• Tıbbi Tedarikte Satınalma<br />
Uygulamaları<br />
• Tıbbi Tedarik Zincirinde It<br />
Uygulamaları Ve E-Ticaret<br />
• Tıbbi Tedarikte Ar-Ge<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
91
AKTÜEL<br />
What was discussed at the 3 rd medical supply<br />
chain management conference?<br />
The Third Medical Supply<br />
Chain Management<br />
Conference commenced<br />
between December 7-9 at<br />
the Antalya Susesi Luxury Resort<br />
in Belek with the participation of<br />
Ministry of Health Undersecretary<br />
Prof. Dr. Eyüp Gümüş, The Health<br />
Sciences University Assistant<br />
Rector Prof. Dr. Sadrettin Pençe,<br />
the Turkish Health Industry<br />
Employers Syndicate (SEİS)<br />
Chairman Metin Demir and<br />
Association of University Hospitals<br />
General Secretary Assoc. Prof.<br />
Dr. Haluk Özsarı. There were<br />
64 organization and institution<br />
stands at the event followed by<br />
over 700 public and private sector<br />
representatives in the supply<br />
chain.<br />
Ministry of Health Undersecretary<br />
Prof. Dr. Eyüp Gümüş, who spoke<br />
in the opening of the Conference<br />
organized by Setur and Ekspotürk,<br />
touched on a number of different<br />
topics from the medical device<br />
supply chain to city hospitals, from<br />
localization in health to health<br />
tourism. He said they are creating<br />
an integrated system with a whole<br />
new dynamism and continuing<br />
to work on forming a strong<br />
domestic industry. GÜMÜŞ, who<br />
talked about how a centralized<br />
structure is being set up with<br />
the ‘Health Market’ said “When<br />
one of our hospitals in Hakkari<br />
is getting a product it can have<br />
difficulties, there isn’t enough<br />
volume. There is more volume in<br />
Ankara and Istanbul but there is<br />
less volume in the periphery. The<br />
desired success in localization<br />
may not be achieved here. We have<br />
created a centralized structure to<br />
eliminate all of this, to reinforce<br />
the incentive mechanisms and to<br />
place the products of our domestic<br />
companies in the catalogues”.<br />
Ministry of Health Assistant<br />
Undersecretary Dr. Şuayip<br />
BİRİNCİ, who emphasized that<br />
the main objective at the Health<br />
Market was to bring local products<br />
to the forefront and reinforce the<br />
medical device sector in Turkey<br />
also talked about the Health<br />
Minister Dr. Ahmet Demircan’s<br />
views as follows, “The Ministers<br />
wants this to be handled not just<br />
by the Ministry of Finance but also<br />
wants the SGK, YÖK and relevant<br />
NGOs to take their place on the<br />
boards that guide this matter. Now<br />
we will have the chance to see<br />
what we need to be careful of in<br />
this process and how the process<br />
should function”.<br />
TİTCK Chairman Dr. Hakkı<br />
GÜRSÖZ, who talked about the<br />
work of the Health Industries<br />
Guidance Committee (SEYK)<br />
said “We coordinate matters<br />
like the pricing, repayment,<br />
licensing, public procurement,<br />
public support, trade policies,<br />
health technologies policies,<br />
data management and dialogue<br />
with the private section in order<br />
to increase the investment,<br />
production and export and develop<br />
the technology in the health<br />
industries”.<br />
92<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Health Sciences University<br />
Assistant Rector Prof. Dr.<br />
Sadrettin PENÇE, who discussed<br />
sustainable health management<br />
and pointed out that limited<br />
resources need to be used<br />
efficiently and managed well<br />
said “We discussed the issues of<br />
using time, place and financial<br />
resources correctly and efficiently<br />
in the health supply chain at<br />
this conference attended by<br />
the Ministry of Health, SGK,<br />
University Hospitals Association,<br />
private sector and public sector<br />
representatives. I hope this<br />
conference that was organized<br />
to follow the new technologies<br />
in the medical supply chain and<br />
share the successful application<br />
examples will be beneficial to all<br />
parts of the sector”.<br />
Association of University Hospitals<br />
General Secretary Assoc. Prof.<br />
Dr. Haluk ÖZSARI pointed out<br />
the importance of the medical<br />
supply chain in terms of resource<br />
management in health institutions<br />
and hospitals and emphasized<br />
the fact that they were trying to<br />
solve the problems of public and<br />
university hospitals together and<br />
form a mutual common wisdom<br />
about these issues and that this<br />
conference was another phase<br />
in which these efforts had been<br />
realized.<br />
Turkish Union of Health Industry<br />
Employers (SEİS) Chairman Metin<br />
Demir pointed out that the main<br />
elements of the conference,<br />
pharmaceuticals and medical<br />
devices, were in the supply chain<br />
from the time they are produced<br />
until they reach the patient, during<br />
the patient’s use and throughout<br />
the implant process and said that<br />
the conference would contribute<br />
to the availability of good quality,<br />
easily accessible medical devices.<br />
DEMİR, who said they encountered<br />
financial difficulties in terms of<br />
sustainability and accessibility,<br />
pointed out that they expected<br />
the two elements of ‘localization’<br />
and the ‘health markets in the<br />
supply chain vision’ that are on<br />
the agenda at the conference to<br />
expand the sector in terms of<br />
traceability and sustainability.<br />
All of the Subjects that the Sector<br />
is Wondering about were Brought<br />
to the Table at the Conference<br />
The sessions took place under the<br />
following titles:<br />
• The Goal to Localize in Medical<br />
Supply<br />
• The “Health Market” Vision of<br />
Turkey<br />
• Localization Applications in<br />
Medical Devices<br />
• The Future of Medical Supply<br />
Chain Management<br />
• Effective Stock Management<br />
Systems and Technologies<br />
• Quality and Training in Medical<br />
Supply<br />
• Logistics Management in Health<br />
• The Medical Supply and SGK<br />
Payment System Connection<br />
• Sharing Supplies in Public<br />
Hospitals<br />
• Procurement Applications in<br />
Medical Supply<br />
• IT Applications and E-Commerce<br />
in the Medical Supply Chain<br />
• R&D in Medical Supply<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
93
AKTÜEL<br />
Mice sektörü, TETKİD çatısı nda güçlerini birleştirdi<br />
Etkinlik yöneticileri, sektöre standart getirmek ve rekabetin etik<br />
kurallar çerçevesinde sürdürülmesi amacıyla Türkiye Etkinlik, Toplantı<br />
ve Kongre Sektörü Yöneticileri Derneği (TETKİD) çatısında bir araya<br />
geldi.<br />
Türkiye’nin lider şirketlerinin üst<br />
düzey etkinlik yöneticileri, güçlerini<br />
birleştirdi. Etkinlik, toplantı, kongre<br />
(MICE) sektöründe standartları<br />
ve hizmet satın alma kriterlerini<br />
belirleyerek yön tayin edici olmayı<br />
hedefleyen Türkiye Etkinlik, Toplantı<br />
ve Kongre Sektörü Yöneticileri<br />
Derneği (TETKİD) kuruldu.<br />
İlk etapta 51 kurumsal üye ile<br />
yola çıkan TETKİD; uzun vadede<br />
Türkiye MICE sektörünün tüm<br />
paydaşlarını bir araya getirerek<br />
birlik olma vizyonuyla çalışmalarını<br />
sürdürecek.<br />
TETKİD, geniş bir bakış açısıyla;<br />
markaları, etkinlik şirketlerini,<br />
tedarikçileri dünyadaki yenilik ve<br />
teknolojik gelişmeler hakkında<br />
bilgilendirip, bilinçlendirerek<br />
yol gösterici olma misyonunu<br />
üstleniyor. Dernek, üyelerinin<br />
Türkiye MICE sektörü hakkında<br />
gerçekleştirilecek detaylı<br />
araştırmalardan yararlanarak<br />
iş kalitesini arttırıcı adımlar<br />
atmalarına öncülük edecek.<br />
TETKİD’in kuruluş hedefleri ve<br />
manifestosunun kamuoyu ile<br />
paylaşıldığı toplantıda konuşan<br />
Dernek Başkanı ve Turizm Medya<br />
Grubu Başkanı Volkan Ataman,<br />
sektörün hizmet kalitesini<br />
yükseltmek için etik kurallara önem<br />
vereceklerini belirterek şunları<br />
söyledi:<br />
Sektörün yasasının çıkarılması<br />
için gayret göstereceğiz.<br />
Gerçekleştireceğimiz<br />
araştırmalarla, Türkiye MICE<br />
sektörüne dair gerçek ve doğru<br />
rakamlara ulaşacağız ve bu verileri<br />
dernek çatısı altında yayınlayacağız.<br />
TETKİD’i sektörümüz için ‘gerçek’<br />
bir bilgi kaynağı haline getireceğiz.<br />
94<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Sektör içerisindeki tüm oyuncuların<br />
arasındaki ilişkilerin sağlıklı devam<br />
etmesi ve rekabetin etik kurallar<br />
çerçevesinde sürdürülebilmesini<br />
sağlamak için buradayız.”<br />
Zor bir süreçten geçen sektörün,<br />
Türkiye’nin tanıtımına yaptığı<br />
katkıyı vurgulayan Ataman,<br />
“Uluslararası derneklerle ve<br />
kuruluşlarla gerçekleştireceğimiz<br />
işbirlikleri sayesinde güncel<br />
kalmayı ve bu sayede sektörün<br />
hacmini genişletmeyi hedefliyoruz.<br />
En önemli hedeflerimizin<br />
arasında, Türkiye’deki kongre,<br />
toplantı ve etkinlik sektörü<br />
turizmini geliştirmek ve büyütmek<br />
bulunuyor. Uluslararası dernek<br />
başkanlarını TETKİD çatısı altında<br />
misafir ederek, önümüzdeki beş<br />
ve on yıllık planda Türkiye’nin ev<br />
sahibi olarak tercih edilmesini<br />
sağlamak için çalışacağız.<br />
Ülkemize gelecek olan uluslararası<br />
kongreler ve büyük organizasyonlar<br />
vasıtasıyla, Türkiye MICE<br />
sektörünün adının duyulmasını ve<br />
ülkemizin dünya sıralamalarındaki<br />
yerini yukarıya taşımasını<br />
hedefliyoruz” değerlendirmesinde<br />
bulundu.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
95
AKTÜEL<br />
53’üncü Ulusal Nöroloji Kongresi,<br />
24 Kasım - 30 Kasım tarihleri arasında<br />
Antalya’da gerçekleştirildi<br />
MS’den inmeye tüm nörolojik hastalıkların masaya yatırıldığı kongrede, Türk<br />
Nöroloji Derneği, kongrenin ana temasını “Epilepsi” olarak belirledi.<br />
Kongreye, yurt içinden ve yurt dışından 2 bin nöroloji uzmanı, nöroloji asistanı ve<br />
alanla ilgili çalışanlar katıldı.<br />
Türk Nöroloji Derneği<br />
Başkanı Prof. Dr.<br />
Şerefnur Öztürk,<br />
Türk Nöroloji Derneği<br />
olarak 25. yıla ulaşmış olmanın<br />
gururunu yaşadıklarını, 2017<br />
yılı içinde gerçekleştirilecek<br />
olan ulusal kongrenin de<br />
bu gururumuzu yansıtır<br />
şekilde gerçekleştirilmesini<br />
hedeflediklerini belirtti.<br />
Prof. Öztürk; “Yüzyılımıza damga<br />
vurmuş olan Nöroloji, sadece<br />
bilim alanında değil, sosyal ve<br />
yaşam alanlarında da etkili olarak,<br />
bütün dünyada gelişmeye devam<br />
etmektedir. Türkiye nörologları<br />
olarak; alanımızdaki gelişmeleri<br />
yakından izlemeyi, hekimlik<br />
pratiğimizde karşılaştığımız engel<br />
ve sorunları çözmeye çalışmayı,<br />
çalışmalarımızı, bilgimizi ve<br />
deneyimlerimizi paylaşmayı<br />
ve bu gelişmelere katkıda<br />
bulunmayı hedefleyen ulusal<br />
kongremiz bu yıl “53. Ulusal<br />
Nöroloji Kongresi-Uluslararası<br />
Katılımlı” olarak yeni bir aşama<br />
ile 24 – 30 Kasım 2017 tarihleri<br />
arasında, Antalya Sungate<br />
Otel ve Kongre Merkezi’nde<br />
gerçekleştiriliyor” açıklamasında<br />
bulundu. Ayrıca; “Ulusal<br />
kongremiz hem üyelerimiz için<br />
hem de yurtdışından kongremize<br />
katılacak meslektaşlarımız için<br />
hem bilimsel paylaşımın üst<br />
düzeyde gerçekleşebilmesini,<br />
hem de nöroloji ailesinin daha da<br />
yakınlaşacağı sosyal paylaşımların<br />
yapılabilmesini amaçlayan<br />
bilimsel ve sosyal platform<br />
sağlamayı amaçlamaktadır.<br />
Bilimsel program bu yıl da genel<br />
nörolojik yaklaşımlar yanısıra,<br />
özelleşmiş alanlara da ayrıntılı bir<br />
bakış sağlayabilecektir” şeklinde<br />
devam etti. Prof. Öztürk; Ulusal<br />
Nöroloji Kongrelerinin her yıl<br />
toplumda yaygın olan ve nörolojik<br />
alanda önemli araştırmaların<br />
yapıldığı ayrı bir hastalığı veya<br />
hastalık grubunu öncelikle<br />
ana tema olarak belirlediğini<br />
söyleyerek bu yılki ana temanın<br />
“Epilepsi” olduğunu açıkladı.<br />
Bu kongrede, toplumda yerleşmiş<br />
yanlış bilgilerin giderilmesi,<br />
stigmaların yok edilmesi,<br />
epilepsi ve epilepsi ile ilişkili<br />
hastalıkların önlenmesi, teşhisi<br />
ve tedavisini içeren “EPİLEPSİ”yi<br />
belirlediklerini söyleyen<br />
Öztürk “Epilepsi insanlığın<br />
var olduğu ilk çağlardan<br />
beri, bilinmezliği ile insanlığı<br />
etkilemiş, gizemini günümüz<br />
toplumuna kadar taşımıştır.<br />
Özellikle sosyoekonomik<br />
olarak iyi durumda olmayan<br />
toplumlarda daha sık olmakla<br />
birlikte, artan travmalar, çevresel<br />
etkenler, beslenme yetersizliği<br />
ve ülkemizde de hala problem<br />
olan akraba evlilikleri epilepsi<br />
sıklığını artırmaktadır. Ciddi bir<br />
halk sağlığı problemi olarak da<br />
değerlendirilmesi gereken bu<br />
alanda Türk Nöroloji Derneği<br />
Epilepsi Bilimsel Çalışma<br />
Grubu’nun da katkıları ile<br />
konuya tıbbi, sosyal ve bireysel<br />
yönüyle bütüncül bir yaklaşım<br />
sağlayacaklardır. Teknoloji ile<br />
sıkı ilişki içinde olan ve tanı ve<br />
tedavi olanakları hızla gelişen<br />
bu alanda, doğru tanı ve etkin<br />
medikal ve girişimsel girişimsel<br />
tedavilerin ülkemizde daha fazla<br />
ulaşılır olabilmesinin yolları da<br />
96<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
43. Uluslararası<br />
Sağlık Fuarı<br />
Uluslararası<br />
Sağlık Fuarı<br />
20 <strong>Ocak</strong>-1 Şubat <strong>2018</strong><br />
5-8 Şubat <strong>2018</strong><br />
Dubai World Trade Center<br />
Dubai International Convention &<br />
Exhibition Centre<br />
Dubai-B.A.E.<br />
Dubai-B.A.E.<br />
2. Uluslararası<br />
Sağlık Fuarı<br />
2-4 Nisan <strong>2018</strong><br />
11. Uluslararası<br />
Sağlık Fuarı<br />
14-16 Nisan <strong>2018</strong><br />
Uluslararası<br />
Sağlık Fuarı<br />
30 Nisan-2 Mayıs <strong>2018</strong><br />
8. Uluslararası Sağlık<br />
Ekipmanları ve <strong>Medikal</strong><br />
Malzemeler Fuarı<br />
29-31 Mayıs <strong>2018</strong><br />
Suntec Convention & Exhibition<br />
Centre<br />
Cairo International<br />
Convention Center (CICC)<br />
Manchester Central Center<br />
Gallagher Convention Centre<br />
Singapur, SİNGAPUR<br />
Kahire-Mısır<br />
Manchester, İNGİLTERE<br />
Johennesburg, GÜNEY AFRİKA<br />
28. Uluslararası Sağlık<br />
Ekipmanları ve <strong>Medikal</strong><br />
Malzemeler Fuarı<br />
6. Uluslararası<br />
Sağlık Fuarı<br />
16. Uluslararası<br />
Sağlık Fuarı<br />
7. Uluslararası<br />
Sağlık Fuarı<br />
17-19 Temmuz <strong>2018</strong><br />
25-27 Eylül <strong>2018</strong><br />
26-28 Eylül <strong>2018</strong><br />
10-12 Ekim <strong>2018</strong><br />
Orange County Convention<br />
Center - West Concourse<br />
Oshwal Center<br />
Costa Salguero<br />
Exhibition Center<br />
Eko Hotel<br />
Orlando - ABD<br />
Nairobi-KENYA<br />
Buenos Aires - ARJANTİN<br />
Lagos-NİJERYA<br />
/ Tgexpofuarcilik / Tgexpo_official / company/tgexpo / +TgexpoUluslararasiFuarcilik<br />
TG Expo Uluslararası Fuarcılık A.Ş.<br />
Eğitim Mahallesi Poyraz Sokak Ertogay İş Merkezi Kat: 9 Daire: 27 Kadıköy, İstanbul / Türkiye<br />
T: +90 216 338 45 25 I F: +90 216 338 45 24 I info@tgexpo.com I www.tgexpo.com
AKTÜEL<br />
aranacak ve bu konuda<br />
yasal düzenlemeler de<br />
ilgili birimlerle gözden<br />
geçirilecektir” ifadelerini<br />
kullandı. Ulusal kongrenin<br />
Ana Tema dışında da<br />
oldukça geniş bir yelpazeye<br />
sahip bilimsel içerikle her<br />
alanın sorumlusu bilimsel<br />
çalışma grupları tarafından<br />
düzenlenmiş olduğunu,<br />
çok sayıda kurs, çalıştay<br />
ve ana konferanslarla<br />
programların yürütüleceği<br />
belirtildi. “Kongrede çok<br />
sayıda yabancı konuşmacının<br />
yanı sıra yurtdışında bizleri<br />
başarıyla temsil eden<br />
genç Türk Bilim İnsanları<br />
da kongremizin önemli<br />
katılımcılarıdır. Ayrıca<br />
bölgedeki diğer ülkelerle de<br />
nöroloji alanında işbirliğini<br />
sürdüren derneğimiz komşu<br />
ülke temsilcilerinin katıldığı<br />
ve her yıl yapılan “In The<br />
Region” oturumunda bu yıl<br />
“Neurological Education In<br />
The Region” Bölgemizde<br />
Nöroloji Eğitimi konusunu<br />
ele alacaktır.<br />
Sözel ve poster sunumlar<br />
değerlendirilecek ve özellikle<br />
genç meslektaşlarımızın<br />
bilimsel çaba ve<br />
ürünlerinin en iyi şekilde<br />
ödüllendirilmesi ve teşvik<br />
edilmesi sağlanacaktır.<br />
Nöroloji eğitim ve hizmet<br />
alanında her zaman çok<br />
önemli olan hemşire<br />
arkadaşlarımız için bu yıl<br />
da nöroloji hemşirelerine<br />
yönelik bir buçuk günlük bir<br />
kurs düzenlenecektir.<br />
Mesleğimizin karşı<br />
karşıya olduğu sorunlar<br />
bireysel ve topluca ele<br />
alınmak üzere özel bir<br />
çalıştayda paylaşılacaktır.<br />
Özellikle mecburi hizmet<br />
görevini yürüten nöroloji<br />
uzmanlarının karşılaştıkları<br />
sorunlar ve özel sağlık<br />
kuruluşları da olmak<br />
üzere nörolojinin farklı<br />
alanlarında çalışan<br />
nörologlar deneyimlerini,<br />
sorunlarını aktarabilecekler<br />
ve hukuksal destek<br />
de dahil olmak üzere<br />
çözüm önerileri birlikte<br />
tartışılacaktır. Özellikle<br />
performans sistemi<br />
ve geri ödemelerde<br />
karşılaşılan sorunlar<br />
gözden geçirilecektir.<br />
Türk Tabipleri Birliği ve<br />
Avrupa Nöroloji Akademisi<br />
tarafından kredilendirilmiş<br />
olan kongremiz 13. Nöroloji<br />
Yeterlik Sınavı’na da ev<br />
sahipliği yapacaktır”<br />
sözlerini kaydetti.<br />
98<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Ankapa ile sağlıklı adımlara kavuş!<br />
Nano teknoloji ile üretilen<br />
Ankapa ayakkabı ile sağlık<br />
bir adım uzağında!<br />
Bir ayakkabının kalitesi<br />
işçiliğinde gizlidir. Kaliteli<br />
bir ayakkabı da konfor ve<br />
ayak sağlığını destekler. Sağlıklı<br />
adımları işin merkezine alan<br />
Ankapa nano teknoloji ile ürettiği<br />
ayakkabılarla dikkat çekiyor.<br />
Ayakkabıya inovatif bir dokunuş<br />
kazandıran markanın ürünlerine<br />
Türkiye’deki birçok eczane,<br />
medikal firmalar ve spesifik<br />
ayakkabı firmalarından ulaşmak<br />
mümkün. Yerli bir marka olarak<br />
fuarda boy göstermeye hazırlanan<br />
firmayı daha yakından tanımak<br />
adına sorularımızı yönelttiğimiz<br />
Suna Topçu, fayda sağlayan ve<br />
kalitesiyle sıyrılan ürünlerle<br />
anılan bir marka olmayı misyon<br />
edindiklerini belirtti.<br />
“Odak noktamızda ihracat var”<br />
Markayı en iyi temsil edebilecek<br />
doğru noktaların hepsinde yer<br />
almayı hedeflediklerini ifade eden<br />
Suna Topçu, yeni ürünleri ile yer<br />
alacakları Arab Health Fuarının<br />
hem marka hem de sektör adına<br />
önemli bir etkinlik olduğunu,<br />
uluslararası müşterilerin yer<br />
aldığı bu fuarların ihracat için<br />
fırsat oluşturduğunun altını çizdi.<br />
Marka, Bulgaristan, Yunanistan,<br />
Katar, Suudi Arabistan, Irak,<br />
Romanya ve Bahreyn gibi bir çok<br />
ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.<br />
Ankapa Ayakkabı, kullandığı<br />
özel deri malzeme ve işçilik<br />
ile kalitesini ortaya koyuyor.<br />
Ayakkabılar nano teknoloji<br />
ile üretilen özel derilerden<br />
hazırlanıyor. Kaliteyi uygun<br />
fiyatla buluşturması markanın<br />
tercih edilmesinde belirleyici rol<br />
oynuyor.<br />
Hijyen birinci sırada…<br />
Rahatına düşkün olan bireylerin<br />
ihtiyaçlarına cevap veren marka,<br />
üretimde hijyeni birinci sırada<br />
tutuyor.<br />
Sağlıklı yaşama yönelik ilginin<br />
her geçen gün arttığı çağımızda<br />
bireyler kullandıkları ürünlerden<br />
yedikleri yiyeceklere kadar<br />
‘sağlıklı ürün’ arayışında. Bu<br />
nedenle ürettikleri ürünlerin<br />
sağlıklı olmasını öncelikli tutan<br />
marka, omurilik ve iskeleti<br />
destekleyen, diyabet hastalarına<br />
özel olarak üretilen ayakkabılarla<br />
her ihtiyaca yönelik sağlıklı<br />
çözümler sunuyor.<br />
Diyabet hastalarına özel<br />
koruyucu ayakkabı!<br />
Normal deri kullanmadıklarını,<br />
ayakkabıların içerisinde ve<br />
tabanlığın her yerinde gümüş<br />
iyon denilen, nano teknolojiyle<br />
üretilmiş özel deriler tercih<br />
ettiklerini ifade eden …, diyabet<br />
hastalarına yönelikte özel bir<br />
ürünleri olduğunu söyledi;<br />
“Diyabet hastalarının ayaklarında<br />
hissizlikler oluşur, yaralar çıkar.<br />
Ve bu yaraların iyileşmesi uzun<br />
zaman alır. Bizim ayakkabılarımız<br />
dışarıdan herhangi bir darbeye<br />
karşı koruyucu bir üründür.”<br />
100<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
Healthy steps with Ankapa<br />
AKTÜEL<br />
Healthy life is a step away with Ankapa<br />
shoes produced with nano technology<br />
The quality of a shoe is hidden in the<br />
handcraft. Quality of footwear is the<br />
basis for comfort and health of feet.<br />
Ankapa attracts interest with its shoes that<br />
are produced with nano technology. Products<br />
of this innovative brand are sold in selected<br />
pharmacies, medical firms and specific shoe<br />
shops. We talked to Suna Topcu about their<br />
products and firm which prepares for Arab<br />
Health Fair as a national brand from Turkey.<br />
She pointed out on their quality.<br />
“We focused on exports”<br />
“We want to take place at every points that<br />
will represent our brand the best. Arab<br />
Health Fair is an important even for both<br />
our brand and our industry. The fairs that<br />
foreign visitors are seen will bring several<br />
opportunities for exporting companies. Our<br />
brand is sold in Bulgaria, Greece, Qatar,<br />
Saudi Arabia, Iraq, Rumania and Bahrain,<br />
and many other countries.<br />
Quality of Ankapa Shoes comes from the<br />
materials, leather and craftsmanship. Shoes<br />
are made of special leathers produced with<br />
nano technology tools.<br />
Hygiene is on the top of the agenda…<br />
The brand puts hygiene on top of its agenda.<br />
People are seeking healthy products at<br />
every field from the food they consumed<br />
up to the goods they use in their lives. The<br />
brand offers them healthy solutions for their<br />
special needs demanded by diabetics, and<br />
other people having spinal problems.<br />
Special protective shoes for diabetics<br />
Suna Topcu said that, in their product for<br />
diabetic people they use special products<br />
named gimition under the base of the<br />
footwear they made. Feet of the diabetic<br />
people are lost their sense and wounds<br />
appear. It takes time to heal wounds. Our<br />
shoes protect their sensitive parts of their<br />
feet.”<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
101
AKTÜEL<br />
Acıbadem Altunizade’ye özel aydınlatma<br />
Sağlık sektörünün önde gelen markası ACIBADEM’in Altunizade’de<br />
açtığı 98.000 m2 büyüklüğündeki hastanenin aydınlatmasının büyük bir<br />
bölümü, projeye 14.000’den fazla ürün tedarik eden LAMP 83 tarafından<br />
üstlenildi.<br />
Acıbadem Sağlık<br />
Grubu’nun 22. hastanesi<br />
olan Acıbadem<br />
Altunizade Hastanesi<br />
teknik altyapısı, tıbbi teknolojisi,<br />
tüm uzmanlık dallarında sağlık<br />
profesyonelleri ve özellikli<br />
merkezleriyle hizmet veriyor.<br />
98 bin m 2 kapalı alanı ve 350<br />
yatak kapasitesi ile Türkiye’nin<br />
en büyük kapalı alana sahip<br />
“özel hastanesi” olan Acıbadem<br />
Altunizade Hastanesi, içindeki<br />
çocuk oyun alanı, kafeterya,<br />
kuaför, alışveriş alanı gibi<br />
özellikleriyle bir hastaneden çok,<br />
5 yıldızlı bir oteli andırıyor. Çok<br />
modern teknolojik altyapısı ve<br />
hastalarına sunduğu ayrıcalıklı<br />
hizmetleri sayesinde, hastanenin,<br />
uluslararası sağlık turizmi<br />
açısından yeni ve önemli bir çekim<br />
merkezi olması planlanıyor.<br />
Acıbadem Proje Yönetimi adına<br />
proje kapsamında LAMP 83’ün<br />
yaptığı çalışmaları değerlendiren<br />
Sepken Çelik, ‘LAMP 83’ün<br />
ürünleri teknik olarak aradığımız<br />
ışık düzeyi ve rengini sağlamanın<br />
yanı sıra, görsel açıdan teknik<br />
aydınlatmadan ziyade, daha<br />
çok dekoratif birer aydınlatma<br />
elemanı olarak öne çıktı. Görsel<br />
anlamdaki algı değişmeden,<br />
ürünlerin içinde farklı difüzör<br />
veya reflektörlerin başarıyla<br />
kullanılması sayesinde; farklı<br />
lokasyon veya mimari alanlar<br />
arasındaki geçişler başarılı oldu.’<br />
yorumunu yaptı.<br />
Projenin genelindeki gerek görsel,<br />
gerek teknik anlamdaki talep<br />
ve ihtiyaçlarını karşılayabildiği<br />
için LAMP 83’ü tercih ettiklerini<br />
belirten Çelik, sözlerini ‘Proje<br />
boyunca çözüm ortağımız<br />
olarak aydınlatma hesabı, ürün<br />
tasarımı gibi teknik konuların<br />
yanı sıra bütçesel anlamda da<br />
projenin ihtiyacı olan her konuda<br />
hızlı çözüm üreten LAMP 83<br />
ile çalışmak bizim için büyük<br />
konfordu.’ diyerek noktaladı.<br />
LAMP 83 Satış Grup Müdürü<br />
Serhan Acar ise yapılan<br />
çalışmayla ilgili, ‘Sağlık<br />
sektörünün en prestijli<br />
markalarından Acıbadem’in en<br />
büyük hastanesi için çalışmak,<br />
bizi çok mutlu etti. Lüks bir otel<br />
veya kongre merkezini andıran<br />
bu sıra dışı projede, teknik ve<br />
görsel ihtiyaçları karşılayabilmek<br />
adına, bazı ürünlerimizi modifiye<br />
ederken, bazı ürünleri de sırf<br />
bu proje için sıfırdan tasarladık.<br />
Süreç boyunca Acıbadem Proje<br />
Yönetimi ve Metex Design<br />
Group’la yakalanan sinerji<br />
sayesinde, aslında çok zor olan<br />
bir projeyi başarıyla tamamladık.’<br />
yorumunu yaptı.<br />
PROJENİN TEKNİK DETAYLARI<br />
Proje için Acıbadem Proje<br />
Yönetimi ve Metex Design Group<br />
tarafından LAMP 83’e verilen<br />
hedefler içinde tamamen medikal<br />
olan MR, Ultrason vb alanlarla;<br />
insanların dolaştığı ve dinlendiği<br />
koridorlar, resepsiyon, bankolar,<br />
yeme-içme alanları, bekleme<br />
salonları vb. alanların aydınlatma<br />
anlamında ayrılması yer alıyordu.<br />
Bu alanlarda, insanların<br />
kendilerini hastanedeymiş gibi<br />
102<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
değil de, evlerinde veya rahat<br />
bir sosyal bir ortamdaymış gibi<br />
hissetmelerini sağlamak için,<br />
ışık rengi olarak 3000K tercih<br />
edildi. Böylece, bu genel kullanım<br />
alanlarında, görsel konfor düzeyi<br />
arttırılmış ve rahat bir ortam hissi<br />
yakalanmış oldu.<br />
Hasta odası gibi hem medikal,<br />
hem de dinlenme alanlarının<br />
kesiştiği yerlerde ise, hasta<br />
yatakları üzerinde, barrisol tercih<br />
edilirken, hastanenin tamamında<br />
tasarım dili olarak öne çıkartılan<br />
görsel kullanım ve aydınlatma<br />
aygıtlarına odalarda da yer verildi.<br />
Genel mekanlarda kullanılan<br />
dekoratif aydınlatma aygıtları<br />
ise daha çok ışık efekti ve görsel<br />
anlamda, mekana katkı yaptı.<br />
Bu devasa projenin teknik<br />
aydınlatma sorumluluğunu<br />
üstlenen LAMP 83, Acıbadem<br />
Proje Yönetimi’nden Elektrik<br />
Mühendisi Sepken Çelik’in<br />
koordinasyonunda Metex Design<br />
Group’un firma sahibi Mimar<br />
Sinan Kafadar ve Mimar Didem<br />
Çalışkan Gençsoy ile çalıştı.<br />
LAMP 83, Acıbadem Altunizade<br />
Hastanesi için, hem seri üretim<br />
standart ürünler, hem de projenin<br />
ihtiyaçlarına göre geliştirilen özel<br />
ürün çözümleri ile 50 farklı tipte,<br />
toplam 14.000 parçanın üzerinde<br />
aydınlatma aygıtı üretti.<br />
LAMP 83, proje için çoğunluğu<br />
projeye özgü özel tasarımlar<br />
olmak üzere, ankastre, sıva üstü,<br />
spot ve dış aydınlatma tiplerinde<br />
50 farklı cins aydınlatma aygıtı<br />
üretti. Ayrıca dış mekanlarda,<br />
LAMP 83’ün 20 yılı aşkın bir<br />
süredir işbirliği yaptığı İtalyan<br />
Goccia firmasının bazı ürünleri de<br />
kullanıldı.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
103
AKTÜEL<br />
Diyabetik retinopati hiçbir belirti vermeden<br />
gelişiyor<br />
Türk Oftalmoloji Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı, Türk Diyabet Cemiyeti<br />
işbirliği ve Bayer’in desteği ile hayata geçirilen ve çeşitli etkinliklerle<br />
devam eden “Diyabeti Tanı, Gözünü Koru” farkındalık kampanyası<br />
ile diyabetli ve diyabetli yakınlarının diyabete bağlı görme kayıpları<br />
konusunda bilgilendirilmesi amaçlanıyor.<br />
“Tehlikeyi Görmezden Gelmeyin,<br />
Diyabetliyseniz Yılda 1 Kez Göz<br />
Kontrolünden Geçin” sloganı<br />
ile düzenlenen “Diyabeti Tanı,<br />
Gözünü Koru” projesi kapsamında,<br />
İstanbul Cevahir Alışveriş<br />
Merkezinde bir ücretsiz halk<br />
etkinliği gerçekleştirildi.<br />
Gün içinde oftalmolog hekimler<br />
Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, Doç.<br />
Dr. Melda Yenerel, Doç. Dr. Özgür<br />
Artunay ile uzman diyetisyenler Elif<br />
Temizel Eyüp, Begüm Demircan<br />
ve Çiğdem Aksoy katılımcıların göz<br />
sağlığı ve diyabet konularındaki<br />
sorularına yanıt verdiler.<br />
Bu etkinlik ile diyabete bağlı göz<br />
hastalığı, tıbbi adıyla Diyabetik<br />
Retinopati (DR)’ye dikkat çekilerek<br />
toplumdaki farkındalık seviyesinin<br />
yükseltilmesi amaçlandı.<br />
Kampanyaya ait “Diyabeti Tanı<br />
Gözünü Koru” isimli facebook<br />
sayfasından da diyabetik<br />
retinopatiye dair bilgilendirmelerin<br />
yanısıra çeşitli şehirlerdeki<br />
etkinliklere dair duyurular<br />
yapılıyor.<br />
İSTANBUL CEVAHİR AVM<br />
ZİYARETÇİLERİ SANAL<br />
GERÇEKLİKLE DİYABETİK<br />
RETİNOPATİLİ KİŞİNİN<br />
GÖZÜNDEN GÖRDÜ<br />
Bir evin oturma odası olarak<br />
tasarlanmış özel alanda 3D<br />
(üç boyutlu) sanal gerçeklik<br />
gözlüğüyle, sağlıklı bir birey ile<br />
diyabetli ve görme sorunu yaşayan<br />
bir bireyin, ev yaşamının arasındaki<br />
farkı deneyimleme şansını<br />
buldular. Diyabetli bireylerin yılda<br />
1 kez göz kontrolünden geçmesi<br />
konusunda farkındalık yaratmaya<br />
çalışan etkinlikte konuklar<br />
diyabete bağlı gelişebilecek göz<br />
problemlerinin günlük yaşama<br />
etkilerini deneyimleme fırsatı<br />
buldular.<br />
“DİYABET, 20-74 YAŞ ARASINDA<br />
KÖRLÜĞÜN ÖNDE GELEN<br />
NEDENİ”<br />
Etkinlikte yer alan uzmanlardan,<br />
Türk Oftalmoloji Derneği Tıbbi<br />
Retina Birimi Üyesi Prof. Dr. Nur<br />
Acar Göçgil, Diyabete bağlı göz<br />
hastalığı, tıbbi adıyla Diyabetik<br />
Retinopati (DR)’nin, herhangi bir<br />
belirti görülmeden ilerleyebilen,<br />
en sonunda şiddetli ve ani görme<br />
kaybına neden olarak körlüğe yol<br />
açabilen bir göz hastalığı olduğunu<br />
belirtti. Göçgil, “Bu hastalık<br />
diyabet hastalığının pek çok<br />
istenmeyen sonucundan biridir.<br />
Dünya genelinde DR’li hasta sayısı<br />
2010’da 126,6 milyonken, 2030’da<br />
bu sayının 191 milyona çıkacağı<br />
öngörülmektedir. Diyabet 20-<br />
74 yaş arasındaki yetişkinlerde<br />
körlüğün önde gelen nedenidir.”<br />
dedi.<br />
“DİYABETTEN ETKİLENEN<br />
YETİŞKİNLERİN SAYISI 415<br />
MiLYON”<br />
Diyabetin kan şekerinin sürekli<br />
kontrol altında tutulmasını<br />
gerektiren, yaşam boyu süren bir<br />
hastalık olduğuna dikkat çeken<br />
Göçgil, ayrıca şu bilgileri paylaştı:<br />
“Diyabetin istenmeyen bir sonucu<br />
olan Diyabetik Retinopatinin<br />
başlıca nedeni göz küresinin<br />
arka bölümünde yer alan ve<br />
görmeyi gerçekleştiren retina<br />
tabakasındaki damarların<br />
hasarıdır. Retina, dışarıdan gelen<br />
ışığı ayırt eden ve bunu beyne<br />
ileten sinir hücrelerinden oluşmuş<br />
bir tabakadır. Retina tabakasının<br />
merkezinde yer alan küçük bir<br />
bölge olan makula ise cisimleri<br />
ayrıntılı ve net görmemizi sağlar.<br />
104<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
Retinadaki bu damarların hasarı,<br />
dokuların zaman içinde görmenin<br />
bozulmasına yol açacak ölçüde<br />
işlev göremez hale gelmesine<br />
yol açar. Tüm Tip 1 ve Tip 2<br />
diyabetliler diyabete bağlı<br />
göz hastalığı riski altındadır.<br />
Günümüzde diyabetten etkilenen<br />
yetişkinlerin sayısı 415 milyondur.”<br />
DİYABETE BAĞLI GÖZ HASTALIĞI<br />
RİSKİNİ NELER ARTIRIR?<br />
• 20 yıl veya daha fazla zamandır<br />
diyabeti ile yaşayan kişilerin üçte<br />
biri diyabetik retinopati riskiyle<br />
karşı karşıyadır.<br />
• Kan şekeriniz kontrol altında<br />
değilse,<br />
• Yüksek tansiyonunuz varsa,<br />
• Kolesterol (kan yağları)<br />
düzeyleriniz yüksekse,<br />
• Sigara içiyorsanız / Tütün<br />
kullanıyorsanız.<br />
• Gebe iseniz<br />
DİYABETE BAĞLI GÖZ<br />
HASTALIĞININ BELİRTİLERİ<br />
NELERDİR?<br />
• Görmede bulanıklık, görme<br />
keskinliğinin hem yakın hem de<br />
uzak görmede azalması<br />
• Görme alanında kör noktalar /<br />
görüntünün oluşmadığı karanlık<br />
bölgeler<br />
• Görme alanında yer yer düz<br />
çizgiler dalgalı ya da kırıkmış gibi<br />
görünür<br />
• Renkler solmuş, eskimiş gibi<br />
görünür<br />
• Her gün görülen nesnelerin<br />
çizgileri ve biçimleri bozulmuş<br />
gibidir;<br />
örn. Eğri büğrü görünen bir kapı<br />
pervazı<br />
DİYABETE BAĞLI GÖZ<br />
HASTALIĞINDAN KORUNMAK<br />
MÜMKÜN MÜ?<br />
• Eğer tip 1 ya da tip 2 diyabetiniz<br />
varsa en azından yılda bir kez<br />
kapsamlı bir göz muayene-sinden<br />
geçmeli, göz dibinize bakılmalı,<br />
diyabete bağlı göz hastalığı<br />
kontrolünden geçmelisiniz.<br />
• Eğer diyabete bağlı göz<br />
hastalığınız varsa, daha sık kontrol<br />
edilmeniz gerekecektir.<br />
• Kan şekeriniz mümkün<br />
olduğunca normal sınırlar içinde<br />
olmalıdır.<br />
• Kan basıncınız mümkün<br />
olduğunca normal sınırlar içinde<br />
olmalıdır.<br />
• Kan kolesterol (kan yağları)<br />
düzeyleriniz mümkün olduğunca<br />
normal sınırlar içinde olmalıdır.<br />
• Sigara/tütün kullanımını<br />
bırakmanız büyük önem taşır.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
105
ÖZEL HABER<br />
<strong>Medikal</strong> sektörünün başlıca sorunları<br />
MASSİAD Derneği Yönetim Kurulu Başkanı F. A.Tolga SÖZEN’e sorduk:<br />
<strong>Medikal</strong> Sektörünün başlıca sorunları nelerdir?<br />
F.A.Tolga SÖZEN<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
MASSİAD- Tıbbi Cihaz Üretici ve<br />
Tedarikçileri Derneği<br />
ÖNCELIKLE DERNEĞINIZDEN<br />
VE YAPMIŞ OLDUĞUNUZ<br />
FAALIYETLERDEN BAHSEDER<br />
MISINIZ? SIZI KISACA<br />
TANIYABILIR MIYIZ?<br />
Derneğimiz 1992 yılında, İstanbul<br />
Tıbbi Malzeme İthalat, İhracat ve<br />
Satıcılar Derneği adıyla kurulan<br />
ve bugünkü Tıbbi Cihaz Üretici ve<br />
Tedarikçileri Derneği (MASSİAD)<br />
adı ile Tüm Türkiye’ye hizmet<br />
veren, ülkemizde medikal sektörde<br />
kurulan ilk derneklerden biridir.<br />
Derneğimiz TÜMDEF’e bağlı<br />
bir dernektir. Federasyonumuz<br />
Ankara’da faaliyet göstermektedir.<br />
Şu an derneğimizin Türkiye<br />
genelinde 165 üyesi bulunmaktadır.<br />
Sağlık sektöründe son yıllarda<br />
değişen uygulamalara sağlıklı<br />
bir şekilde adapte olmak adına<br />
üyelerimiz ile birlik içinde<br />
çalışmamızın sektörümüz<br />
açısından çok önemli olduğunu<br />
düşünmekteyim. Özellikle bu<br />
konularda sağlıklı ve verim<br />
çalışmalara imza atmak adına,<br />
Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu<br />
ve Denetim Kurulu üyelerimizin<br />
hepsini rutin toplantılarımıza dahil<br />
ediyoruz. Üyelerimiz arasında<br />
yaptığımız görev dağılımı ile<br />
hem yönetmelik, mevzuat vs gibi<br />
teknik konularda hem de yeni üye<br />
kazanımı, üyelerle ilişkiler vs gibi<br />
idari konularda daha etkili olmaya<br />
çalışıyoruz.<br />
Ayrıca Dernek yöneticilerimiz TOBB<br />
<strong>Medikal</strong> Sektör Meclisi, İstanbul<br />
Sanayi Odası 20.Grup Meslek<br />
Komitesi, İstanbul Sanayi Odası<br />
meclisi, İhracatçılar Birliği ve<br />
İstanbul Ticaret Odası Meclisi, 8<br />
no’lu İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek<br />
Komitelerinde aktif olarak yer<br />
almakta, rutin toplantılarına<br />
katılmakta ve sektörümüze ait her<br />
türlü sorun ve çözüm önerilerini<br />
paylaşmaktadır.<br />
T.C Sağlık Bakanlığı, T.C. Sosyal<br />
Güvenlik Kurumu, T.C. Türkiye<br />
Kamu Hastaneleri Kurumu, Yüksek<br />
Öğretim Kurulu, Üniversiteler,<br />
Kamu İhale Kurumu, Türkiye<br />
Odalar ve Borsalar Birliği, İstanbul<br />
Ticaret Odası, İstanbul Sanayi<br />
Odası, İMMİB İhracatçılar Birliği ve<br />
sektör STK’ları gibi sektörümüzü<br />
ilgilendiren tüm kamu-özel kurum<br />
ve kuruluşlarla her zaman işbirliği<br />
içindedir.<br />
Sağlık sektöründe son yıllarda<br />
değişen uygulamalara sağlıklı<br />
bir şekilde adapte olmak adına<br />
üyelerimiz ile birlik içinde<br />
çalışmamızın sektörümüz<br />
açısından çok önemli olduğunu<br />
düşünmekteyim. Bu düşünce ile<br />
sektör firmalarımıza her konuda<br />
destek ve bilgilendirici çalışmalar<br />
yapmaktayız. Derneğimiz, sektörü<br />
her platformda temsil etmekte<br />
olup, Kurumlar nezdinde dikkate<br />
alınan ve her konuda görüş istenen,<br />
talepleri ve öneriler dikkate alınan<br />
bir dernek konumundadır.<br />
Sosyal Güvenlik Kurumu,<br />
Sağlık Bakanlığı, Türkiye Kamu<br />
Hastaneleri Kurumu, Kamu İhale<br />
Kurumu ve diğer ilgili tüm resmi<br />
kurumlar ile direk ve TÜMDEF<br />
aracılığıyla çok yakın temaslarımız<br />
bulunmakta ve Massiad olarak;<br />
yapılan toplantılara Yönetim<br />
bazında katılım sağlamakta olup<br />
sektörün ve üyelerimizin sorunlarını<br />
içeren her türlü raporu ilgili kişi ve<br />
kurumlara nerdeyse birinci ağızdan<br />
iletmekteyiz.<br />
Üyelerimize, sektörümüzle ilgili<br />
konularda yapılan çalışmalar,<br />
kanunlar, tebliğler, Yönetmelikler<br />
kısaca ilgili konular günlük olarak<br />
bildirilmekte ve web sitemizde<br />
yayınlanmaktadır.<br />
Üyelerimiz derneğimize ulaşarak,<br />
hukuki, mali, mesleki konulardaki<br />
her türlü sorularını bize iletmekte<br />
ve destek almaktadır.<br />
Sektörümüzün gelişimi<br />
için üyelerimizin talepleri<br />
doğrultusunda kişisel ve<br />
kurumsal bazda nitelik arttırıcı<br />
eğitimler düzenlenmekte, birlik ve<br />
beraberliğimizi pekiştirmek adına<br />
sosyal faaliyetler düzenlenmektedir.<br />
Yeni uygulamalar ile ilgili örg. ÜTS<br />
kapsamında diğer STK ile birlikte<br />
oluşturulan çalışma grupları<br />
sistem üzerinde TİTCK ve TÜBİTAK<br />
ile ortak çalışma yapmakta ve<br />
bu konu da sektör firmaları<br />
bilgilendirilmektedir.<br />
106<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
MEDİKAL SEKTÖRÜN<br />
BAŞLICA SORUNLARI<br />
NELERDİR?<br />
Sektör olarak zor bir dönemden<br />
geçiyoruz,<br />
Çok acil çözülmesi gereken en<br />
önemli sorunumuz çok uzun<br />
zamandır, Üniversite ve S.B<br />
Hastaneleri’nden alacaklarımızı<br />
bize taahhüt edilen sürelerde tahsil<br />
edemiyoruz. Bize ihale şartname<br />
ve sözleşmeleri ile taahhüt<br />
edilen ödeme vadeleri, Üniversite<br />
Hastaneleri için 120-180 gün, S.B<br />
Hastaneleri için 120-150 gün iken,<br />
bu vadeler Üniversite Hastaneleri<br />
için ortalama 1000 güne ve S.B<br />
Hastaneleri için ortalama 250 güne<br />
ulaşmıştır.<br />
Üniversite Hastanelerinde yıllar<br />
öncesinden başlayan ve Sektör’ü<br />
çok ciddi mali darboğaza sokan<br />
ödeme vadeleri (ortalama 3 yıl)<br />
sorununun çözülmesini beklerken,<br />
üzerine S.B Hastanelerinin<br />
ödemelerini aylarca geciktirmesi<br />
eklenmiştir. Bir çok meslektaşımız<br />
kapıya kilit vurmuş, birçoğu kredi<br />
ve borç batağına saplanmış, bir çok<br />
meslektaşımız da fiilen batmıştır.<br />
Sektörün kamu ve üniversite<br />
hastanelerinden yaklaşık 8 milyar<br />
TL alacağı birikmiş durumda ve<br />
ödemeler açılmadıkça bu borç gün<br />
geçtikçe artmaktadır.<br />
Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçileri<br />
Platformu olarak, artık katlanılamaz<br />
hale gelen alacaklarımızın derhal<br />
ödenmesi zaruri bir hal almışken,<br />
ödeme konusunun keyfiyet<br />
olmaktan kurtarılması ve Sektör’ün<br />
güvenle ve istikrar içinde geleceği<br />
planlaması için atılacak yasal ve<br />
mevzuat değişikliklerinin içinde<br />
olmak ve katkı sağlamak için her<br />
düzeyde ve acil olarak görüşmeye<br />
ve katkıda bulunmaya hazır<br />
olduğumuzu bildiren yazılarımızı<br />
ortak imzalı olarak SEYK (Sağlık<br />
Endüstrileri Yönlendirme Komitesi)<br />
, T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C.<br />
Ekonomi Bakanlığı, T.C. Bilim,<br />
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, T.C.<br />
Maliye Bakanlığı ve Yükseköğretim<br />
Kurulu Başkanlığına Kasım 2017<br />
tarihinde göndermiş bulunmaktayız.<br />
İkinci en önemli konu ise yeni<br />
uygulanacak olan ‘’Sağlık Market’’<br />
uygulamasıdır. Sektörümüz,<br />
öncesinde herhangi bir taslak<br />
çalışma, uygulama içeriğine dair<br />
bilgi paylaşılmadan; <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>’de<br />
protokol imzalanacağı ve mevzuat<br />
çalışmalarının sonra başlatılacağı<br />
bilgisi verilerek, ‘’Sağlık Market’’<br />
gibi yeni bir tedarik modeli ile karşı<br />
karşıya bırakılmıştır.<br />
Sağlık Market uygulamasının<br />
sektörün önemli bir paydaşı olan<br />
bayilik sistemini ortadan kaldıracağı<br />
öngörülüyor. TİTCK kayıtlarına göre<br />
yaklaşık 8.000 bayi bulunmakta.<br />
Sağlık Market uygulaması hizmete<br />
girdiğinde bu bayilerin tamamına<br />
yakını kapanabilir. Yani Sağlık<br />
Market ile bir anda binlerce kişi<br />
işsizlik tehlikesi ile karşı karşıya<br />
kalabilecek.<br />
Yine bu konuda da Tıbbi Cihaz<br />
üretici, ithalatçı ve tedarikçilerini<br />
temsilen Tıbbi Cihaz Üretici<br />
ve Tedarikçileri Platformu<br />
olarak kesinlikle sektörün yeni<br />
uygulanması düşünülen bu çalışma<br />
içinde yer alması gerektiğinin<br />
önemini hatırlatarak, ivedi olarak<br />
taslak uygulama çalışmalarının,<br />
protokol örneklerinin tarafımız<br />
ile paylaşılmasını, mevcut sistem<br />
yerine nasıl bir sistemin geleceğinin<br />
net olarak açıklanmasını,<br />
görüşlerin alınmasını,<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
107
AKTÜEL<br />
özetle çok geç olmadan ‘’Sağlık<br />
Market’’ uygulamasının sektör ile<br />
ortak şekillendirilmesi gerektiği<br />
yönündeki talebimizi içeren<br />
yazımızda <strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>’ de T.C. Sağlık<br />
Bakanlığına gönderilmiştir.<br />
Tabi ki bu önemli iki konunun<br />
yanı sıra sektörün bir çok sorunu<br />
bulunmaktadır, bunlara bir kaç<br />
örnek vermek gerekirse;<br />
SUT fiyatlarının ve listelerinin<br />
uzun zamandır revize edilmemesi<br />
ve herhangi bir rasyonel kriter<br />
bazında belli periyotlarda<br />
güncellenmemesi, pozitif<br />
listelerdeki alan tanımlarının<br />
yetersizliği ki bu konuda tüm<br />
STK’ların ve firmaların katılımı ile<br />
çalışmalar yapılmış ve kuruma<br />
sunulmuştur. Maalesef ne<br />
listelerde nede fiyatlarda firmaları<br />
memnun edecek hiç bir olumlu<br />
gelişme olmamış hatta fiyatlar<br />
düşmüş listeler kısıtlanmıştır.<br />
Bununla birlikte SUT pozitif<br />
listelerine malzeme girişindeki<br />
prosedür zorluğu, Mevzuatlarda<br />
yapılan sık değişiklikler ve bu<br />
değişiklikler için sektöre verilen<br />
sürenin az olması nedeniyle de<br />
firmalar uygulama zorlukları<br />
yaşamaktadır.<br />
Bunlara ilave olarak;<br />
sektörümüzde % 8 KDV ile<br />
satılan bazı ürün girdilerinde<br />
kullanılan hammaddelerin %18<br />
KDV ile alınmasa firmaların<br />
KDV farkı yüzünden maddi<br />
mağduriyet yaşamaları, hastane<br />
saymanlıklarınca yapılan eksik<br />
ve hatalı işlemler,yerli üretici<br />
destekleyici düzeyde yerli malı<br />
ürünlerin tercih edilmemesi,<br />
Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastane<br />
ve kurumlarca yapılan mal<br />
alım ihalelerinde Türk Lirası ile<br />
birlikte yabancı para birimlerinin<br />
kullanılmaması, kur artışlarının<br />
firmaların finansal maliyetlerini<br />
çok artırması, Yaklaşık Maliyet<br />
hesaplanmasında MKYS yanında<br />
güncel verilerin ve kurların<br />
dikkate alınmaması, malzeme<br />
teslim sürelerinin ve adetlerin<br />
belirsizliği, verilen siparişlerin<br />
fatura tutarlarının çok düşük<br />
olması, teslim edilen malzemenin<br />
miadı dolduktan sonra veya<br />
dolmasına yakın şartname şartları<br />
dışında değişiminin istenmesi,<br />
uygulama farklılığı (ihale süreçlerimalzeme<br />
teslim uygulamalarıfatura<br />
işlemler gibi) ve maalesef<br />
KİK’da özellikler tıbbi cihaz<br />
alımları için şartnamelerde bir<br />
standart olmaması gibi konuları<br />
sıralayabiliriz.<br />
Tabi birde son yıllarda kurum<br />
kadrolarının çok sık değişmesi<br />
sorunların çözümünde ve<br />
uygulamalarda zorlukların<br />
yaşanmasına neden olmaktadır.<br />
MEDIKAL SEKTÖRDEKI<br />
FIRMALARIN KENDI<br />
ARALARINDA BIR KOPUKLUK<br />
OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ.<br />
BU FIRMALARIN KENDI<br />
IÇERISINDE DAHA FAZLA<br />
BIRLIK VE BERABERLIK<br />
OLABILMESI ADINA SIZCE<br />
NELER YAPILABILIR?<br />
Biz Sivil Toplum Kuruluşları olarak<br />
elimizden geldiğince bıkmadan<br />
usanmadan bu problemlerin<br />
çözümü ve sektörümüzün ileri<br />
gitmesi için elimizden geleni<br />
yapmaya devam ediyoruz. Her STK<br />
kendi temsil ettiği meslek grubunun<br />
önceliklerine göre hareket ettiği<br />
için farklı sesler çıkması normaldir.<br />
Mühim olan ortak sorunlarda<br />
birlikte hareket edebilmek.<br />
Bunun için son zamanlarda bir<br />
platformda bazı derneklerimizle bir<br />
araya gelip ortak hareket etmeyi<br />
başardık. Umarız bu platforma<br />
diğer dernekleri de katabiliriz.<br />
Bunun yanında sektörümüz çok<br />
geniş olduğundan bizler her şeyi<br />
bilemeyiz, firmaların bizlere<br />
aktarması lazım. Bir kısmımız için<br />
uygun olan bir çözüm diğerlerimiz<br />
için sıkıntı olabilir. Sektörü temsilen<br />
kamunun bizlerin dile getirdiği<br />
sorun ve önerileri dinlemesi ve<br />
dikkate alması için arkamızda<br />
organize güçlü bir kalabalık<br />
olduğunu görmesi gerekir. Bu<br />
kalabalığı da ancak STK’lara üye<br />
olunması ile sağlayabiliriz.<br />
Toplum olarak STK’lara olan<br />
mesafeli yaklaşımımız maalesef<br />
bizim sektörümüz için de<br />
geçerlidir. Daha güçlü STK’ların<br />
olması için sektördeki tüm<br />
paydaşların STK’lara sahip çıkması,<br />
çalışmalarını desteklemesi hatta<br />
akıllarına yatan herhangi bir<br />
derneğe hemen üye olmalıdır.<br />
Ancak birlikten kuvvet doğar.<br />
TÜRKIYE MEDIKAL SEKTÖRDE<br />
SIZCE HAK ETTIĞI YERDE<br />
MI? DAHA FAZLA VE FARKLI<br />
NELER YAPILABILIR?<br />
Ülkemizde yurtdışı firmalar ile<br />
rekabet edebilecek donanıma<br />
sahip firmalarımız bulunmakta<br />
ve hale hazırda dünya pazarında<br />
güçlü rakipleri karşısında<br />
başarılı bir şekilde mücadele<br />
vermektedirler. Bu firmalarımız<br />
daha da paylarını arttırabilecekleri<br />
gibi bunlara yenilerinin de<br />
eklenebileceği girişimcilik<br />
ruhuna meslektaşlarımız vardır.<br />
Ancak, firmalarımız o kadar çok<br />
problemle uğraşmaktaki bu yüzden<br />
dış pazarlara yeterli enerjileri<br />
kalmamaktadır. Bu problemlerden<br />
en önemlisi de daha önce<br />
bahsettiğin hastanelerin ödeme<br />
problemleridir.<br />
“Sağlıkta Dönüşüm; Yatırım,<br />
İhracat, Teknoloji geliştirme”<br />
konuları, “Geri Ödeme”<br />
sorunundan bağımsız olarak<br />
değerlendirilemeyecek noktaya<br />
gelmiştir. Bu ortamda firmalar<br />
ne yerelleştirme projelerine teklif<br />
hazırlayabiliyor veya ortak olarak<br />
yer alabiliyor, nede yeni bir ürün<br />
imalatına geçebiliyor. Türkiye de<br />
yatırım yapmak isteyen yabancı<br />
yatırımcılara da olumlu yanıt<br />
veremiyor.<br />
Meslektaşlarımız, artık varlık<br />
nedenlerine aykırı olarak ticari<br />
işlerini yapamama noktasına<br />
gelmişlerdir. Bırakalım, teknoloji<br />
ve istihdam üretmeyi, günü nasıl<br />
108<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
kurtaracaklarından başka bir şey<br />
düşünemez olmuşlardır.<br />
ÜYELERINIZ AĞIRLIKLI<br />
OLARAK HANGI ÜRÜNLERIN<br />
ÜRETIMINI YAPIYOR?<br />
BU ÜRÜNLER HANGI<br />
KANALLARLA, NERELERE<br />
PAZARLANIYOR?<br />
Üyelerimiz İmalat, ithalat, ihracat<br />
, toptan ve perakende satış yapan<br />
firma ve firma sahiplerinden<br />
oluşmaktadır.<br />
Türkiye’deki tıbbi cihazların üretimi<br />
maalesef istenen düzeyde değildir.<br />
Tıbbi cihazlar kapsamındaki<br />
ürünlerin neredeyse %85’i ithal<br />
yoluyla karşılanmaktadır. Sektör<br />
önemli ölçüde teknolojik olarak dışa<br />
bağımlıdır. Çoğunlukla geleneksel<br />
cihazlar üretilmekte olup ileri<br />
teknoloji ve bilgi gerektiren<br />
katma değeri yüksek ürünler ithal<br />
edilmektedir. Tabi ki Türkiye’de<br />
tıbbi cihazlar kapsamındaki<br />
ürünleri üreten yerli firmalar vardır<br />
ve bu firmalar, başta; ortopedi,<br />
tıbbi görüntüleme, tıbbi<br />
gaz sistemleri, santrifüj, hastane<br />
bilgi sistemine yönelik donanım<br />
ve yazılımlar, cerrahi aletler, kalp<br />
ve damar cerrahisinde kullanılan<br />
tubing set, kardiyopleji setleri, taş<br />
kırma cihazları, ameliyat lambaları,<br />
anestezi cihazları, hasta başı<br />
monitörleri, elektrokoter,<br />
cerrahi aspiratörler, oksijen verme<br />
cihazları, röntgen cihazları, buhar<br />
ve kuru hava sterilizatörleri olmak<br />
üzere farklı alanlarda üretim<br />
yapıyor. Ancak bunların birçoğu<br />
yabancı büyük firmalarla rekabet<br />
edebilecek durumda değildir.<br />
Yerli tedarikçiler düşük teknoloji<br />
ürünlerinin imalatına odaklanmış<br />
durumdadırlar.<br />
SEKTÖRÜNÜZÜ, SAHIP<br />
OLDUĞU POTANSIYEL<br />
ÇERÇEVESINDE, YAKIN<br />
GELECEKTE TÜRKIYE VE<br />
DÜNYA EKONOMISI IÇINDE<br />
NEREDE GÖRÜYORSUNUZ?<br />
Mevcut uygulamalarda bir değişiklik<br />
olmadığı takdirde yerli üreticiler<br />
ihracat yaptıkları sürece ayakta<br />
kalırlar. Yerli pazarı hedefleyen<br />
üretici firmalar kapanmak zorunda<br />
kalır. Sektörde üretim yapan her<br />
hangi bir üreticiye ayını soruyu<br />
sorduğunuzda bu cevabı alırsınız.<br />
İthalatçı firmalar bakımından da<br />
durum aynıdır. Sektörün tahsilat<br />
sorunu çözülmezse firmalar<br />
kapanmak zorunda kalacaklardır.<br />
Mevcut şartlara dayanmak mümkün<br />
değildir. Türkiye sağlık turizminden<br />
büyük pay almak istiyorsa sağlık<br />
sistemini oluşturan halkaların<br />
kopmasını engellemelidir. Modern<br />
tıpta kaliteli hizmet kaliteli tıbbi<br />
cihazlar ve kaliteli insan gücüyle<br />
yapılabilir.<br />
Ayrıca sektörde tedarikçi sayısının<br />
azalması istenen rekabetinde yok<br />
olmasına yol açacaktır. Rekabetin<br />
olmaması demek yüksek fiyatlar,<br />
yüklü sağlık harcamaları demektir.<br />
Mevcut uygulamalar ve sorunlardan<br />
kaynaklı nedenlerle Türk malı tıbbi<br />
cihazların dünya ekonomisi içinde<br />
adından bahsedilir bir yere sahip<br />
olması beklenmemektedir.<br />
Röportaj: Gülçin Çoşkan<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
109
AKTÜEL<br />
Main problems encountered in the medical industry<br />
Health comes first, we know this but how healthy is the sector which deals<br />
with our health. We asked the problems that the medical industry has been<br />
encountering to F. A. Tolga Sozen, Chairman of the Board of Marmara<br />
Medical Device Producers’ and Suppliers’ Association (MASSIAD)<br />
Would you inform us about your<br />
association and its activities? May we<br />
know some about you?<br />
The association was first founded<br />
as Istanbul Medical Materials<br />
İmport, Export and Sellers in 1992,<br />
than it is named as MASSIAD, the<br />
Association of Medical Equipment<br />
Producers and Suppliers as one of<br />
the first organization in our industry<br />
in Turkey. The association is covered<br />
by TUMDEF, and headquartered<br />
in Ankara. Presently, we have 165<br />
members in Turkey.<br />
I am in the opinion that, working in<br />
cooperation with our members in<br />
unity is important for the health of<br />
adapting to the changing needs of the<br />
health industry in Turkey. On behalf of<br />
getting an efficient operation we invite<br />
all members of the executive board,<br />
discipline board and auditing board<br />
to all our meetings and activities. By<br />
organizing our activities as is foreseen<br />
by the regulations and laws, we want<br />
to be more efficient in getting new<br />
members to our association.<br />
Besides, some of managers in our<br />
association have assumed positions<br />
in several non governmental<br />
organizations such as TOBB medical<br />
sector assembly, Istanbul Chamber<br />
of Industry 20th group of vocational<br />
committee, exporters association,<br />
Istanbul chamber of trade, 8th<br />
vocational committee for drugs and<br />
medical equipment actively. The<br />
association is in close cooperation<br />
with ministry of health, social security<br />
authority, Turkey public hospitals<br />
association, higher education council,<br />
universities, TOBB, Istanbul chamber<br />
of commerce, Istanbul chamber of<br />
industry, IMMIB exporters association<br />
and sectoral NGOs.<br />
With an aim to adapt to the changing<br />
regulations in health industry, we<br />
have been representing our industry<br />
in every platform and provide<br />
information, comments and views<br />
about the industry to all the bodies<br />
demanding from us.<br />
As Massiad, we have been in close<br />
contact with the bodies mentioned<br />
about to deliver the problems and<br />
the needs of our members and of<br />
our industry to related authorities.<br />
We transfer the reports, studies,<br />
regulations, and information<br />
originating from several authorities<br />
for the benefit of our members. These<br />
are also published in our web site.<br />
Besides, our members may come to<br />
our association either in person or on<br />
line and can express their problems of<br />
every kind, legal, vocational, financial<br />
etc.<br />
We organize educational seminars<br />
and social activities upon demands of<br />
our members for the betterment of<br />
our industry. In relation with the new<br />
regulations and applications, several<br />
special working groups are organized<br />
and they engage cooperative activities<br />
with TITCK and TUBITAK, the scientific<br />
and technical research authority.<br />
WHAT ARE THE MAJOR PROBLEMS<br />
OF MEDICAL EQUIPMENT INDUSTRY?<br />
We have been in a period of hardships<br />
as of the medical equipment industry.<br />
One of the major problems that have<br />
to be solved immediately is that we<br />
could not get our due payments that<br />
are promised by the universities and<br />
public hospitals whom we sold our<br />
products for many months and years.<br />
The grace period for the payments<br />
written in the contracts of bidding with<br />
these establishments is now reaching<br />
up to 120 to 180 days. However, it<br />
was now extended up to 1000 days for<br />
university hospitals and 250 days for<br />
Health Ministry hospitals. University<br />
hospitals have debts as old as about<br />
three years. In addition to these,<br />
now public hospitals postpone their<br />
payments months after months.<br />
Several members of our association<br />
has defaulted because of their unpaid<br />
debts. Total amount of debts of public<br />
hospitals has reached up to 8 billion<br />
TL and it still growing.<br />
As a platform for medical equipment<br />
producers and suppliers we have sent<br />
our demands about the payment of<br />
our receivables immediately as our<br />
legal and business rights, undersigned<br />
by all of us to all bodies in relation<br />
with these transactions, including<br />
the committee of health industries,<br />
ministry of health, ministry of<br />
economy, ministry of science, industry<br />
and technology, ministry of public<br />
finance, council of higher education in<br />
November 2017.<br />
The second most important subject is<br />
the prospective project, the “Health<br />
Market”. Our industry was forced<br />
to be a part of a new supply model<br />
called “Health Market” and to sign a<br />
compulsory protocol in January <strong>2018</strong>,<br />
without given any information and<br />
detail about the prospective project.<br />
The new application, Health Market,<br />
aims to bypass the distribution<br />
agents, an important shareholder of<br />
our industry, in medical equipment<br />
distribution network. According to<br />
TTCK records, there are about 8<br />
thousand distributors in Turkey.<br />
When the project went into operation<br />
all of the companies may close their<br />
businesses and thousands of people<br />
may loss their jobs.<br />
110<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
As the representatives of medical<br />
products producers, importers and<br />
suppliers we want to remind to the<br />
authorities that we should immediately<br />
be informed about the details, major<br />
points and samples of protocols.<br />
Recently, in January <strong>2018</strong> we sent<br />
our demand that the project should<br />
be developed in cooperation with all<br />
parties including our association and<br />
our member companies.<br />
The aging of the prices used in the<br />
SUT, health practices notification list,<br />
is another problem for our industry.<br />
They did not updated for a long period<br />
to meet the changing conditions in<br />
the market. Besides the prices, the<br />
definitions of specializations should<br />
also be revised. Unfortunately the<br />
lists were narrowed and the prices<br />
were lowered. The procedures for<br />
entering data to the lists are hard to<br />
follow, changes are frequent, time<br />
limits are narrow, VAT rates are high,<br />
repayments are difficult, domestic<br />
products are not preferred, limitations<br />
of using foreign currencies or Turkish<br />
lira in bids and contracts, costs of<br />
currency fluctuations, uncertainty<br />
of delivery dates and amounts of<br />
orders, and similar problems may<br />
cause serious losses and problems<br />
between the suppliers and the buying<br />
organizations.<br />
We observe that there seems to be<br />
some sort of disorganization among<br />
the companies active in medical<br />
equipment industry. What can<br />
be done in this field to produce a<br />
coherent and cooperative business<br />
relations among these companies?<br />
We as NGOs keep trying to do our best<br />
to solve these kinds of problems and<br />
to the development of the industry.<br />
Since each NGO has its own aims and<br />
own members it is normal to hear<br />
different voices from the industry.<br />
What is important is to act together<br />
on the common problems. With this<br />
aim, we managed to convene regularly<br />
among us to discuss our problems.<br />
We hope that other platforms may<br />
join in our operations. Companies<br />
should inform us about their specific<br />
problems and needs. One solution may<br />
seem good for some members while<br />
it may not be for the benefit of some<br />
others. When we have more members<br />
we have become more powerful to<br />
listen to others and to deliver our<br />
messages to wider audiences. As in<br />
other organizations, companies are<br />
seen reluctant to be a member of<br />
vocational association. We have to<br />
work for more, because, the unity is<br />
the power.<br />
Do you think that the medical<br />
industry has got its position it<br />
deserved? What can be done more?<br />
There are powerful companies in our<br />
country that are able to compete with<br />
foreign companies and struggling with<br />
them in various parts of the world<br />
successfully. There are professionals<br />
and high-spirited entrepreneurs in<br />
Turkey that have higher potential for<br />
more shares in the markets. However,<br />
they cannot find enough time and<br />
energy to act aggressively in foreign<br />
markets, because of the numerous<br />
problems in domestic market. As I<br />
mentioned before, the most important<br />
problem is that the lack of payments<br />
of hospitals to their suppliers. Other<br />
issues such as transformation in<br />
health system, investments, exports<br />
and technology development in our<br />
industry have become less important<br />
when compared with this repayment<br />
problem. Money comes first before<br />
other initiatives. Companies are only<br />
struggling to get their money and<br />
investments back.<br />
What type of products that your<br />
member companies are producing<br />
most? In what channels that these<br />
products are sold and distributed?<br />
Among our members are firms<br />
or proprietors of companies for<br />
production, imports, exports,<br />
wholesale and retailing of medical<br />
tools and equipment. The production<br />
of medical goods has not been<br />
reached a perfect position in Turkey.<br />
Almost 85 percent of medical products<br />
are imported. The industry depends<br />
heavily on foreign technologies.<br />
Mostly the traditional equipment are<br />
produced in the country and other high<br />
AKTÜEL<br />
value added products are imported.<br />
Domestic producers mostly produce<br />
orthopedic products, medical imaging,<br />
medical gas systems, centrifuges,<br />
hardware for the hospital information<br />
systems and software, surgical<br />
instruments, tubing sets used in<br />
cardiovascular surgery, cardioplegia<br />
sets, stone crushing devices, surgical<br />
lamps, anesthesia devices, patient<br />
head monitors, electrocautery,<br />
surgical aspirators, oxygen delivery<br />
devices, x-ray devices, steam and dry<br />
air sterilizers, and etc. However, most<br />
of these producers are not so powerful<br />
to compete with foreign rivals.<br />
Under the framework of potentials<br />
that you have, how do you see the<br />
position of your industry in terms of<br />
national and world economies in the<br />
future?<br />
If anything does not change in the<br />
market, domestic producers can<br />
only survive as long as they are<br />
able to export their products. Those<br />
companies who targets to only<br />
domestic market may face to closing<br />
their businesses soon. I think that<br />
you get the same answer if you ask<br />
this question to any of the producing<br />
companies in our industry.<br />
The situation is similar for the<br />
importing companies. If they are not<br />
be able to collect their receivables,<br />
they will also be forced to close. It<br />
is not impossible to endure against<br />
present conditions. If Turkey wants to<br />
get more shares from health tourism,<br />
any of the chain of healthcare industry<br />
should not be broken. In modern<br />
medicine, quality healthcare services<br />
are only possible by having quality<br />
medical instruments, and quality<br />
workers and experts. Additionally, the<br />
reduction of the supplier companies<br />
will pave the way for monopolies and<br />
cartels and this means higher costs<br />
and prices for health industries.<br />
Because of these and other similar<br />
problems and activities, it seems that<br />
Turkish made medical instruments<br />
are hard to occupy a favorable position<br />
in the world economy in the future.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
111
112<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
Röportaj: Gülçin Coşkan<br />
BÜYÜK USTADAN<br />
KÜÇÜK NOTLAR<br />
Televizyon ve dizilerde izlediğiniz pek çok ünlü ismin hocası olan ve<br />
onları yetiştiren duayen sanatçıyı sizin için ziyaret ettik.<br />
Aylarını, yıllarını koca bir hayatı<br />
sanata, sinemaya, oyunculuğa<br />
adayan güzel kadın, sinemanın<br />
ve tiyatronun duayeni Ayla Algan,<br />
daha önceki bir söyleşimizde; her<br />
zaman en büyük destekçisinin, uzun<br />
yıllar hayatını birleştirdiği, kendisi<br />
gibi sanatın duayenlerinden olan<br />
rahmetli eşi Beklan Algan olduğunu<br />
ve onu kaybettikten sonra, ona olan<br />
sevgisinin daha da arttığını söyler.<br />
Hala resimlerine bakarken gözleri<br />
dolan ve özleminin her geçen gün<br />
daha fazla arttığını söyleyen büyük<br />
usta mesleğinin dışında, özel<br />
hayatıyla da sanat dünyasına örnek<br />
olmuştur.<br />
Sanat dünyasında pek çok<br />
evliliğe örnek olan bu hikayenin<br />
başrollerinden biri olan büyük<br />
ustaya bu kadar uzun süre başarılı<br />
olmasının, kalıcı olmasının nedenini<br />
ve gençlere tavsiyelerini sorduk:<br />
Star olup araba satın alacaksa, ondan hiç hayır<br />
gelmez; ama ilk kazandığı parayla anne babasına ev<br />
alırsa, aile içinde yaşamayı biliyorsa, zedelemiyorsa<br />
o zaman star olur ve uzun vadeli olur.<br />
Beni de ölümsüz kılar<br />
Oyunculuk eğitimi verirken,<br />
özellikle çok küçük yaşlardaki<br />
çocukların eğitiminde nelere<br />
dikkat ediyorsunuz?<br />
Çocuğun annesi ile konuşuyorum,<br />
psikolojik olarak dizi çocuğu<br />
etkileyecekse; oynamasın diyorum.<br />
Örneğin; normal hayatta anne<br />
babası ayrı bir çocuğun, rol gereği<br />
anne babası ayrıysa onu mutlaka<br />
denetliyorum. Çocuğu gelişme<br />
devresindeki oyunla farkındalık,<br />
sosyal kimlik kazanması, psikolojik<br />
kendi kimliğinden beninle, sosyal<br />
beninin farkındalığının kazanması<br />
bunları önemsiyoruz. Çünkü bunlar<br />
küçük yaşta olur. Onun dışında;<br />
çocuklara araştırma yapmayı,<br />
kostüm hazırlatmayı öğretiyorum.<br />
Anne babalara çocuklara<br />
bilgisayarda oyun oynama dışında,<br />
araştırma yapmayı öğretmelerini<br />
söylüyorum. Hatta bazı anne<br />
babalara diyorum ki; aptalı oynayın,<br />
çocuklarınıza tarih sualleri<br />
hazırlayın, tarih ve coğrafyayı<br />
birlikte öğretin.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
113
Bu alanların birbirine olan ortak<br />
yanlarını kullanarak sualler<br />
hazırlayın (Çağrışımlı drama<br />
dediğimiz) Bu alan eğer doğru<br />
yönlendirilirse; çocuğun kişisel<br />
gelişimine, algısına, görsel<br />
hafızasına ve zeka gelişimine<br />
katkıda sağlar. Fakat burada anne<br />
babalara çok ciddi rol düşüyor. Ben<br />
yüz kişiyi aynı göremem; herkes<br />
kendi problemiyle gelir, eksiği ya da<br />
fazlasıyla.<br />
Farklı sanat dallarından sinema<br />
oyunculuğuna geçmek isteyen<br />
oyuncu adayları size geldiklerinde<br />
onlara ne gibi katkılarınız oluyor?<br />
Gelen kişi başka bir sanattan<br />
geldiği zaman ya da tiyatrodan çok<br />
başarılıysa oralarda onu en başta<br />
sıfırlıyorsun, ona dayanıyor. Çünkü<br />
seviyor sinemayı, sevmiyorsan<br />
yapma diyorum zaten. Olduğu<br />
yerde kalmasını söylüyorum; bu<br />
eğitimlerden birini aldığı zaman<br />
bütün öbür öğrendiklerini sıfırlaması<br />
lazım. Onun için yeniden bir oluşum<br />
yapıyoruz. Bunu da üç ay gibi bir<br />
eğitim zarfında beceriyoruz.<br />
Kalıcı olmak için neler yapmalı ?<br />
Gençlere bu anlamda önerileriniz<br />
nelerdir?<br />
Sevdikleri bir işse kendi anne<br />
babaları, kardeşleri, kocaları,<br />
sevgilileri gibi o işi korumayı<br />
öğrenmeleri gerekiyor. Sorumluluk<br />
almalı, kazanıyorsa yatırım<br />
yapmalı ama canının her istediğini<br />
yapmamalı. Sanatına karşı bir<br />
duruşu, statüsü olacak.<br />
Star olup araba satın alacaksa,<br />
ondan hiç hayır gelmez; ama ilk<br />
kazandığı parayla anne babasına ev<br />
alırsa, aile içinde yaşamayı biliyorsa,<br />
zedelemiyorsa o zaman star olur ve<br />
uzun vadeli olur. Beni de ölümsüz<br />
kılar. Tolgahan Sayışman, Bergüzal<br />
Korel, Hazal Kaya, Çağatay Ulusoy,<br />
Barış Arduç, Sera Tokdemir, Nihat<br />
Altınkaya, Kadir Kandemir…. gibi pek<br />
çok öğrencim şuan çok iyi yerlerde<br />
ve onlarla gurur duyuyorum<br />
Meryem Hürrem’i oynarken tükenmişlik sendromuna girdi<br />
çünkü; ev açmadı kendine üç sene otelde suit içinde oturdu.<br />
Ne evi, ne çocukluğunun resmi, ne annesinin ne babasının<br />
resmi, ev onun değil. Senaryo geliyor, orda ezber yapıyor,<br />
otelden çıkıyor çekim yerine; orda Hürrem’i oynaya oynaya<br />
kendini Hürrem zannetmeye başladı<br />
Meryem Üzerli<br />
114<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
Bergüzel Korel<br />
Şimdiye kadar oynadığınız<br />
karakterlerden sizi en çok etkileyen<br />
hangisi oldu?<br />
Fizikçiler oldum kamburu<br />
oynuyordum üç sene sonra oyun<br />
bitince; hocam Süleyman Velioğlu’<br />
dan sanatla tedavi öğrendim. Role<br />
girmekte bizim için şizofrenik bir<br />
sendromdur ama biz çıkıp, evimizde,<br />
ailemizde kendimiz oluyoruz. Mesele<br />
ben acaba sendrom mu geçiriyorum<br />
? dedim Süleymen bey’e. Oda bana<br />
‘hayır, Sen duruma girip çıkıyorsun,<br />
çıkmazsan sorun var demektir,<br />
sen çok sağlamsın’ dedi . Mesela<br />
Meryem’de öyle bir şey oldu, Meryem<br />
Hürrem’i oynarken tükenmişlik<br />
sendromuna girdi çünkü; ev açmadı<br />
kendine üç sene otelde suit içinde<br />
Necati Şaşmaz<br />
oturdu. Ne evi, ne çocukluğunun<br />
resmi, ne annesinin ne babasının<br />
resmi, ev onun değil. Senaryo geliyor,<br />
orda ezber yapıyor, otelden çıkıyor<br />
çekim yerine; orda Hürrem’i oynaya<br />
oynaya kendini Hürrem zannetmeye<br />
başladı ve ne kadar güzel oynadı,<br />
aziz oyuncu diyorum. Öğretmenlerde<br />
de vardır; kocasına öğretmen gibi<br />
konuşur, ‘bak biz tatile gideceğiz<br />
buraya gidelim burası güzel’ diyor<br />
kocası da ’tamam hanım’ diyor.<br />
Ondan sonra bir de kocasına diyor ki<br />
hiç fikrin yok mu senin ? nasıl fikri<br />
olsun, sen öğretmenlik yapıyorsun<br />
ona, o da öğrenci oluyor.<br />
Eğitimlerinizde kullandığınız<br />
metot ve yöntemler nelerdir?<br />
Drama, Moreno’nun küçüklere<br />
de değişik pedagojik metotlar.<br />
On yedi yaşında kamera önü ya<br />
da istiyorsa tiyatro. Ben şu ara<br />
kamera önü dersi veriyorum,<br />
tiyatro vermiyorum. Oyuncunun<br />
iki ay sonra sinema tekniklerini<br />
öğrendikten sonra, üçüncü ay<br />
karaktere girmesi gerekiyor…<br />
Karaktere girme olayını<br />
müzikle, Peter Burg’un hayvan<br />
doğaçlamalarıyla, temayla tematize<br />
edip ya da katman dediğimiz<br />
şeyler; toprak güneş ve o enerjileri<br />
almalarını sağlayarak doğaçlıyoruz.<br />
Eğitimlerimizde daha çok ‘ERIC<br />
MORRIS ’’ tekniklerini kapsıyor;<br />
o tiyatroda biz ise sinemada<br />
kullanıyoruz. Erol Babaoğlu, Sevi<br />
Algan Babaoğlu, Nurcan Yanık<br />
ve Sinan (Kamera çekim) ile<br />
Hazal Kaya<br />
çalışıyoruz. Biz bu dersleri verirken,<br />
Kurtlar Vadisi’nde çalışıyordum,<br />
Necati ‘ye polat tipine nasıl<br />
hazırlandığını sordum: Müziğin<br />
kendisini daha iyi hissettirdiğini ve<br />
role müzikle hazırlandığını söyledi.<br />
Biz bunu okullarda eğitim vererek<br />
öğretiyoruz sen ise; ‘’doğuştan<br />
teknik edinmişsin kendine’’ dedim<br />
ve ona okul açmasını tavsiye ettim.<br />
Şimdi küçükler için okul açtı, onlara<br />
gidip masal anlatacağım.<br />
Hocam son olarak neler söylemek<br />
istersiniz?<br />
Bana diyorlar ki; yorulmuyor musun<br />
evet yoruluyorum ama siz ihtiyacınız<br />
olmayan dükkanlara giriyorsunuz,<br />
oralarda ihtiyacınız olmadığı şeyler<br />
satın alıyorsunuz, yoruluyorsunuz<br />
gezerken ben yorulmuyorum,<br />
insan varlığı kıymetli benim için,<br />
hayvanlarda öyle. Onlarında bir<br />
felsefesi var; hayvan felsefesi.<br />
Mengüçoğlu’nun çok güzel bir<br />
kitabı var, insan ve hayvan felsefesi;<br />
kene diyor doğururken ölür, sizin<br />
cildinizde duran çocuğudur kendi<br />
değil. Düşünebiliyor musunuz ne<br />
felsefe… İşte onun için insan varlığı<br />
benim için kim olursa olsun, hangi<br />
ırktan, renkten olursa olsun çok<br />
kıymetlidir.<br />
Var olan varlık, yeganedir benim için,<br />
tektir bir eş, yoktur.<br />
İyi ki varsınız….<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
115
AKTÜEL<br />
Kralın hakkı krala, Sezar’ın hakkı Sezar’a<br />
Hüseyin Yetik: Bilim adamı ön yargısız ve dogmasız olmalı. Yani kendisine öğretilen<br />
her şeyin ama her şeyin aslında yanlış da olabileceğini asla unutmamalı. Objektif<br />
olabilmeli. Kralın hakkı krala Sezar’ın hakkı Sezar’a diyebilmeli<br />
Röportaj: Gülçin Coşkan<br />
Her ay olduğu gibi, bu ayda Sıra<br />
dışı Başarılar bölümüzde; sağlık<br />
alanında yapmış olduğu yeniliklerle,<br />
ülkemizi dünyada tanıtan ve<br />
sağlık turizmine katkı sağlayan<br />
bilim adamlarının başarı hikayelerini<br />
sizlerle paylaşmaya devam<br />
ediyoruz.<br />
Türkiye’nin yetiştirdiği Hüseyin<br />
Yetik; göz sağlığı alanında uluslararası<br />
tıp literatürüne girmiş,<br />
başarısı dünyaya örnek olmuş<br />
ve yapmış olduğu çalışmalarla<br />
ülkemizi dünyaya duyurmuş<br />
oldukça donanımlı bir bilim adamı.<br />
Hüseyin Yetik’ e bu sıra dışı başarı<br />
hikayesini sormaya gittiğimizde,<br />
sıra dışı cevaplar aldık:<br />
Keyifli Okumalar<br />
ÖNCELİKLE SİZİ BİRAZ<br />
TANIYABİLİR MİYİZ?<br />
İstanbul Bakırköy’de doğdum.<br />
İstanbul’da büyüdüm ama aslen<br />
Elazığ’lı bir aileye mensubum,<br />
ailenin tek doktoru benim.<br />
Annem ev hanımı, babam ticaretle<br />
uğraşıyor. Annem babam ilkokul<br />
mezunu ama ben doktor oldum.<br />
1996 İstanbul Tıp (Çapa) Fakültesi<br />
mezunuyum. Aynı TUS (Tıpta Uzmanlık<br />
Sınavı) ile en yüksek puanlı<br />
bölüm olan -ki halen de öyle<br />
olmalı- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi<br />
Göz Hastalıkları Anabilim Dalında<br />
uzmanlık eğitimi almaya hak kazandım.<br />
O gün bugündür Cerrahpaşa<br />
Göz Anabilim Dalı’ndayım.<br />
Sırasıyla uzmanlık, doçentlik,<br />
profesörlük…<br />
Çocukluğumdan beri resim yapmayı,<br />
özellikle karakalem resim<br />
yapmayı çok severim.<br />
Bilim adamları genelde düşünen<br />
sorgulayan kişilerdir; ben<br />
çocukken de öyleydim, ilkokula<br />
başlamadan okuma yazma öğrendim.<br />
Prematüre retinopatisi (bebeklerde<br />
körlük) alanında<br />
gerçekleştirdiğiniz çalışmalarda<br />
dünyada bir ilke imza atıp tıp literatürüne<br />
geçtiniz. Peki bebeklerde<br />
görülen bu hastalığı bizimle<br />
kısaca paylaşır mısınız ?<br />
Prematüre bebeklerin tüm vücudu<br />
olduğu gibi gözleri de ama özellikle<br />
retina tabakası gelişmemiştir.<br />
Bu hastalığa ROP Hastalığı ya da<br />
Prematürelik Retinopatisi diyoruz.<br />
Bu hastalığın öylesine şiddetli<br />
olanları vardır ki; ilk günden<br />
itibaren bir göz hekimini bebeğin<br />
başına dikseniz ve her saat başı<br />
gözü muayene etmesini sağlasınız<br />
yine de ne yaparsanız yapın gözün<br />
kurtulmasını ya da tedavi edilmesini<br />
sağlayamazdınız. Bu bebeklerde<br />
genel adıyla anti-VEGF ilaçların<br />
tedavi için kullanılmaya başlanması<br />
2007 yılıdır. Ancak başlangıç<br />
verileri şüpheliydi. Zamanla işe<br />
yarayabileceğini gösteren yayınlar<br />
çıktıysa da bu yayınlar “ilacı<br />
yapın, sonrasında yine de laser<br />
yapın!” derdi. Ama biz ilk kez<br />
sadece bu ilaçla, gerektiğinde<br />
tekrar enjeksiyonlar yaparak hem<br />
Prof. Dr. Hüseyin Yetik<br />
116<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
de en ağır formlarında bile ayrıca<br />
retinayı yakmadan yok etmeden<br />
tamamen normal bir retina elde<br />
edilebileceğini gösterdik. Daha<br />
evvel literatürde olmayan bulgular<br />
tanımladık; “Tungsten filamanı<br />
bulgusu”, “siyah nokta bulgusu”<br />
gibi; üstelik bu bulguların bu<br />
tablolara özgün “patognomonik”<br />
olduğunu kanıtladık, enjeksiyon<br />
işleminin en az zararla, en çabuk,<br />
en pratik ve en emniyetli olarak<br />
nasıl yapılabileceğini gösterdik,<br />
bu tekniğe kendi adımızı verdik<br />
ve tekniğin videosunu hazırlayıp<br />
saygın bir dergide yayımlanmasını<br />
kabul ettirdik. Halen tekniğimizin<br />
videosunu da sözkonusu derginin<br />
(Graefe’s Archive for Clinical and<br />
Experimental Ophthalmology)<br />
internet sayfasından yayımlanmaktadır.<br />
KENDINI YENILEMEYEN<br />
TEK ORGANIN GÖZ OLDUĞU<br />
SÖYLENIYOR. PEKI BUNUN NEDENI<br />
NEDIR?<br />
Evet yüzeyel koruyucu tabakaları<br />
hariç, fonksiyonel yapılarının<br />
hemen hiç birisi yenilenemez. Zira<br />
gözler, anne karnında tabiri caizse;<br />
beyin hamurunun öne iki boynuz<br />
vermesi ile direkt beynin devamı<br />
şeklinde oluşuyor. Anne karnında<br />
insan vücudu şekillenirken, türlü<br />
formasyonlar oluşur ve bir bakıma<br />
her doku ya da organın ilkel<br />
kumaşları ortaya çıkar. Bu kumaşlardan<br />
bir tanesi de Nöroektoderm<br />
dediğimiz kumaştır ve göz<br />
temel fonksiyonel yapılarını bu<br />
kumaştan alır. Bu kumaşın özelliği<br />
kaynak ilk ve son kaynak olup<br />
yenilenme özelliğinin bulunmamasıdır.<br />
GÖZ HASTALIKLARIYLA ALAKALI<br />
ŞUAN YAPTIĞINIZ BAŞKA<br />
ÇALIŞMALARINIZ VAR MI ?<br />
Göz hastalıkları alanında aldığım<br />
çok sayıda patentlerim mevcuttur:<br />
İki yeni müracaatımla beraber<br />
toplam yedi tane uluslararası patent.<br />
Her yedi patent ABD, Avrupa<br />
Birliği, Çin ve Hindistan için ayrı<br />
ayrı müracaatı kapsıyor.<br />
Patentlerim: Göz görüntüleme<br />
sistemi ve göz ameliyatlarında<br />
kullanılmak üzere tarafımdan<br />
geliştirilmiş çok sayıda özel cerrahi<br />
enstrümanları içeriyor.<br />
BILGIYI ULUSLARARASI SAHADA<br />
YAYMAKTAN BAHSETTINIZ. BUNU<br />
NASIL YAPABILIYORUZ?<br />
Bilimsel yayın endekslerinde<br />
taranan erişilebilir bilimsel mecmualarda<br />
yayımlayarak. Bu mecmualarda<br />
bilimsel makale yayımlatmak<br />
kolay mıdır? Bağışlayınız<br />
ama tabiri caizse deveye hendek<br />
atlatmaktan zordur. “Neden<br />
zordur?” derseniz bunun onlarca<br />
sebebi vardır. Aslında en eskiye<br />
gidersek kökeninde Doğu Medeniyetinin<br />
bilimi Batı Medeniyetine<br />
kaptırmış olması yatar. Bilim<br />
Dili önce Latince ve bugün için<br />
de pratik olarak İngilizce olunca<br />
Doğu Medeniyetinden uluslararası<br />
bilimsel arenaya bilgi yayılması<br />
bilimsel katkılar üretilmesi çok<br />
çok zorlaşmıştır.<br />
Batı Medeniyetinde, kim ne<br />
derse desin özellikle Ortadoğu<br />
Coğrafyasına karşı bir ön yargı<br />
AKTÜEL<br />
vardır. Birileri “Ama o ön yargılar<br />
için de şu şu sebepler var! Haberin<br />
var mı?” diye kısmen haklı itirazlar<br />
da ileri sürebilir.<br />
SIZCE BIR BILIM ADAMI HANGI<br />
VASIFLARA SAHIP OLMALI ?<br />
Bilim adamı ön yargısız ve dogmasız<br />
olmalı. Yani kendisine<br />
öğretilen her şeyin ama her şeyin<br />
aslında yanlış da olabileceğini asla<br />
unutmamalı. Objektif olabilmeli.<br />
Kralın hakkı krala Sezar’ın hakkı<br />
Sezar’a diyebilmeli. Masasının<br />
üzerine konulan eseri salt bilimsel<br />
eser olarak, bilimsel ölçütler<br />
bağlamında değerlendirmesini<br />
bilebilmeli.<br />
BAZI BILIM ADAMLARI BIR ŞEYLER<br />
ÜRETTIKÇE, YARATICIYA ORTAK<br />
TAVIRLAR SERGILIYORLAR. SIZIN<br />
BU KONUDAKI DÜŞÜNCELERINIZ<br />
NELERDIR?<br />
Bu sorunuza şöyle bir örnekle cevap<br />
vermek istiyorum: Türkiye’de<br />
Mercedes servisinde çalışan usta,<br />
bir süre sonra o kadar kendini bir<br />
şey zannetmeye başlar ki ‘’aslında<br />
bu böyle yapılsaydı vs..’der. Orada<br />
tamirci olduğunu unutur. Bizdekiler<br />
de Yaratıcının ürününü tamir<br />
ettikçe kendini mühendis sanmaya<br />
başlıyor.<br />
Aklın akla yetmediğini, aklın aklı<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
117
AKTÜEL<br />
yok ettiğini unutmamak lazım. Akıl<br />
ve muhakeme bilinenler üzerine<br />
kuruludur; bilinenler üzerine kurulu<br />
akıl, bilinmeyene yetmeyebilir.<br />
SIZCE TIP DÜNYASINDAKI<br />
BAŞARILAR, ULUSLARARASI<br />
ALANDA YETERINCE ILGI GÖRÜYOR<br />
MU?<br />
Bazen en saygın bir bilimsel<br />
dergide son derece tutarsız yayınlar<br />
olduğunu görürsünüz. Ama<br />
aynı dergi o yayınlanan makaleden<br />
kat be kat güçlü bilimsel veriler,<br />
kanıtlar ile gönderilen bir başka<br />
makalenin basımını reddeder.<br />
Çünkü şu ülkeden, şu merkezden<br />
gelmiştir. Özetle uluslararası<br />
saygın dergilerde, özellikle bu<br />
coğrafyadan üretilen bilimsel<br />
eserlerin yayımlanabilmesi; asla<br />
reddedilemez, göz ardı edilemez<br />
veriler sunulmasıyla mümkün<br />
olmaktadır. Dolayısıyla bu<br />
coğrafyada “uluslararası bilimsel<br />
başarı” ayrıca bir önemi haizdir.<br />
Aslında özü itibariyle bakıldığında<br />
bilim bilimdir; ulusalı uluslararası<br />
olanı olmaz. Ama diğer söylediğim<br />
gerçeklikte aslında “uluslararası<br />
bilimsel başarı” diye yüksek sesle<br />
söylenmeye kalkıldığında, kendi<br />
içinde üstü örtülü bir kompleksi<br />
barındırır ki, bu hakikaten trajiktir.<br />
PEKI YURT DIŞINDAKI<br />
BAŞARILARLA, ÜLKEMIZDE KI<br />
BAŞARILARI KIYASLADIĞIMIZDA<br />
NE GIBI FARKLILIKLAR<br />
GÖRÜYORSUNUZ?<br />
Sonuçta pek çoğumuz yurtdışında<br />
da pek çok merkezi gördük.<br />
O kadar ki en fazla gözümüzde<br />
büyüttüğümüz merkezlerde bile;<br />
bizim vasat kabul ettiğimizden<br />
daha kalitesiz işler, ameliyatlar<br />
yapılıyor. Fakat iş sunuma<br />
gelince, sahneye çıkınca “vaooov<br />
ne muhteşem!” diyoruz. Sonuçta<br />
olay bir noktada “sunuma”<br />
“marketing’e” “pazarlamaya”<br />
bağlı. Düşünün; dev bir marka bir<br />
önceki telefonunun hemen bire<br />
bir aynısını çok daha cilalı çok<br />
daha parlak hale getirip müthiş<br />
görsellerle tanıtıp “jet siyah” diye<br />
pazara sürdü ve insanlar ilk çıktığı<br />
gün satın almak için kuyrukta<br />
bekliyordu.<br />
MESLEĞINIZLE KARAKTERINIZIN<br />
ÖZDEŞLEŞTIĞINI DÜŞÜNÜYOR<br />
MUSUNUZ? SIZCE ÖZDEŞLEŞMELI<br />
MI?<br />
Doğrusu hayatta tesadüf yok.<br />
Dolayısıyla aslında her birimizin<br />
ezelden ya da bir bakışla da<br />
ruhlarımızın “evet” ifadesini ilk<br />
sarf ettiğinden beri içine doğacağımız<br />
hayata, icra edeceğimiz<br />
işlere eylemlere göre şekillendiğimize<br />
inanırım. Dolayısıyla<br />
“mesleğimle ben özdeşleşiyor<br />
muyum?” sorusunu “aksi olsa<br />
olmazdı. Olacak olur! En iyi bu<br />
mesleği yapacakmışım ki bu<br />
olmuş. Yaptığım iş kötüyse eğer,<br />
başka işi bundan da kötü yapacakmışım<br />
ki en az kötüsü bu olduğu<br />
için bu olmuş en azından” diye<br />
yanıtlardım.<br />
Aslında burada yaşamın bütününe<br />
dair de bir çıkarım yapmak adına<br />
söylüyorum; her bir bireyin bu<br />
dünyada var olurken bir sebebi<br />
vardır ve birinin sebebi diğerinkinden<br />
ne bir eksik ne bir fazladır.<br />
Ben bu durumu ilk kez tıp<br />
fakültesinin ilk yıllarında biyokimya<br />
derslerinde idrak etmeye<br />
başlamıştım. İnsan vücudunda tek<br />
bir oksijen atomu bile heba edilmez.<br />
Bir oksijen atomu bir yerden<br />
artarsa başka atomla bir araya<br />
gelir ve bir oksijen molekülü olur.<br />
Ola ki tekli atomlar fonksiyonel<br />
moleküllere dönüşemezse bunlara<br />
genel anlamda serbest radikaller<br />
adı verilir ve bunlar zararlıdır.<br />
Dolayısıyla doğada aslında tek<br />
bir oksijen atomunu bile heba<br />
etmeyen anlamsız bırakmayan<br />
her bir atoma bile bir görev veren<br />
bir denge var. Her bir canlı bir<br />
denge ile çoğalıyor. Bir döngü ile<br />
çoğalıyor. Ama bunca canlı içinde<br />
iradeye sahip ileri düzeyde muhakeme<br />
yapabilen en gelişmiş akla<br />
sahip tek canlı insan. İnsan çoğalması<br />
da tamamen kendi iradesine<br />
bırakılmış adeta. Bu durumda aslına<br />
bir tek oksijen atomu bile heba<br />
edilmeyen bu evrende her bir birey<br />
şu soruyu kendine sormalıdır: “Bu<br />
kadar çok insan varken ayrıca ben<br />
niye varım?”<br />
Aslında bu soruya verdiği cevap<br />
kişinin bu dünyada var oluşunu<br />
118<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
anlamlandırma dayanağı olduğu<br />
gibi benim maneviyat cephesinden<br />
yorumum da eğer bir yaratıcıya<br />
inanıyorsa o yaratıcıya kul (abd)<br />
olma eylemidir yani ibadetidir.<br />
Dolayısıyla dilimizde “ibadet aşkıyla<br />
iş yapmak” diye bir deyim vardır<br />
ya, bu aslında reel bir karşılığa<br />
da sahiptir. Her bir bireyin var<br />
oluş amacını bulması ve bu amaç<br />
üzere, yaşaması, nefes alması,<br />
yürümesi, koşması, mesleğini icra<br />
etmesi özünde hep esas var oluş<br />
amacını yerine getirmesi bilincini,<br />
çatısını içermek kaydıyla doğası<br />
ve anlamı gereği zaten ibadettir.<br />
Derler ya “yerden bir taşı kaldırmak<br />
bile ibadettir”. Evet aslında bu<br />
iradeyi içerdiği sürece o bütünden<br />
ayrılamıyor zaten.<br />
SIZCE TÜRKIYE’NIN<br />
BILIM ALANINDA GERÇEK<br />
POTANSIYELINI ULUSLARARASI<br />
DÜZEYDE HAK ETTIĞI DÜZEYE<br />
ÇIKARAMAMASININ SEBEPLERI<br />
NELERDIR?<br />
Bunların bazılarını yukarıda<br />
söyledim. Bunlar Türkiye’yi de<br />
aşan topyekün bu coğrafyaya ait<br />
tarihsel nedenler. Ama Türkiye’nin<br />
işleyişine dair değiştirilebilir şeyler<br />
var mı derseniz? Tabii ki kesinlikle<br />
var derim. Öncelikle mesleki<br />
dernek örgütlenmeleri kesinlikle<br />
ve kesinlikle doğru dürüst hukuki,<br />
bilimsel kıstaslarla derlenip toparlanmalı.<br />
Bakın tababet eğitimi için<br />
konuşayım. Tababet eğitimi yüksek<br />
öğretimdir. Türkiye’de yüksek<br />
öğretimin kurumsal yapılanması<br />
bellidir. Ancak iş, mesleklerini<br />
edinen kimselerin meslek icraı<br />
alanına indiğinde bir bakıyorsunuz<br />
karşımıza mesleki dernek<br />
örgütlenmeleri çıkıyor. Bu saha<br />
uluslararası bilimsel ve mesleki<br />
iletişimlerin de kurulduğu bir<br />
saha ve burada ülkemizin yerleşik<br />
kurumsal yapılanmaları ne yazık ki<br />
yer almıyor. Bu sahaların düzgün<br />
hukuksal denetimi de yok. Türkiye’deki<br />
Oftalmoloji Bilimi açısından<br />
söyleyeyim:<br />
1928 ‘de kurulmuş bir dernek<br />
var; halen Türkiye’de oftalmoloji<br />
alanının bilimsel, mesleki ve<br />
hatta alanıyla ilişkili ticari sahasını<br />
hiçbir hukuksal dayanağı<br />
olmaksızın fiilen o yönlendiriyor.<br />
Apaçık YÖK’ü, Sağlık Bakanlığını<br />
ilgilendiren sahalarda bile yasal<br />
hakkı olmadığı halde fiili söz sahibi.<br />
Tüzüğü bırakın yasaları Anayasaya<br />
bile aykırı maddeler içeriyor.<br />
Türkiye’de Profesörlük unvanına<br />
sahip göz hekimi öğretim üyelerini,<br />
Avrupa’ya götürüp, Avrupa’da yeni<br />
göz uzmanlığı belgesini alan genç<br />
uzmanlarla aynı sınavlara sokup,<br />
üstelik de Türkiye’de doçentlik<br />
unvanına sahip kimseleri orada<br />
sınayıcı olarak görevlendirdiler.<br />
Apaçık Yüksek Öğretimin uluslararası<br />
alanına hadleri ve yetkileri<br />
olmadığı halde başka hiçbir<br />
kurumsal muhatap olmadığı için<br />
dahil oldular ve Türk Oftalmolojisini<br />
uluslararası alanda rencide<br />
edip küçük düşürdüler. Üstelik<br />
1928’den beri kurulduğu halde, halen<br />
Kamu Yararına Çalışan Dernek<br />
Statüsünde değil. Bu konuda<br />
girişimleri bile yok! Neden? Çünkü<br />
bu statüye geçtikleri anda direkt<br />
idari yargı denetimine girecekler<br />
ve istedikleri gibi rahat hareket<br />
edemeyecekler.<br />
SIZCE DÜNYAYA YÖN VEREN GÜÇ<br />
NEDIR?<br />
Doğrusu kapsamı çok geniş cevabı<br />
hem çok kolay hem çok zor bir<br />
sorudur bu. Sorunuza tersinden<br />
cevap vereyim. Bana derseniz ki<br />
doktor bunca yıldır okudun yazdın,<br />
tababet tahsil ettin, buluşlar<br />
yaptın, gezdin, gördün kendince,<br />
hayatın bütününden ne anladın?<br />
İnsanlık bunca öğreti içinde en<br />
AKTÜEL<br />
esaslı ortaya ne koymuş sence?<br />
Bıkmadan usanmadan derim<br />
ki Sokrat’ın Apollon tapınağının<br />
girişinde yazan ifadesidir özeti<br />
“Gnothi seathon! – Kendini bil!”.<br />
Bunun İbn Arabi’de “Kendini bilen<br />
Rabbini bilir!” ifadesiyle, Yunus<br />
Emre’de “İlim ilim bilmektir;<br />
ilim kendin bilmektir!” ifadesiyle<br />
karşılığı vardır. Dolayısıyla benim<br />
bakışım hep haddimi bilme<br />
merkezli olma gayreti taşır. Ama<br />
diğer yandan “Hep öyle olmuştur!”<br />
demeyi de kendiyle çelişik<br />
sayarım. Haddimizi bilemediklerimiz<br />
olmuştur, olmaya da devam<br />
edecektir belki ama hep haddimizi<br />
hatırlatmıştır haddin sahibi. Bu sebeple<br />
“dünyaya yön veren güç asla<br />
ve kat’a ben değilim!” diyebilmeyi<br />
tercih ederim.<br />
Yukarıda kişinin var oluşunun<br />
anlamını bulması gerektiğinden<br />
bahsettim ve birimizin anlamı<br />
diğerine kıyasen ne bir eksik ne bir<br />
fazladır dedim.<br />
Derslerde bazen öğrencilerime<br />
saatimi gösterir sorarım “sizce<br />
bu saatin doğru çalışması için en<br />
önemli çark hangisidir?” diye. Sonra<br />
yanıt veririm: “hepsi aynı önemi<br />
haizdir!” diye “ama bazı çarklar<br />
saniyede bir diş bazıları 24 saatte<br />
bir diş döner ama birisi bozulursa<br />
hepsi bozulur. Yaşam her birimize<br />
farklı roller farklı sıfatlar vermiş<br />
olabilir. Ama özünde işleyişin<br />
bütününe baktığınızda sizin hastayı<br />
muayene etmenizle o hastanın<br />
kaydını açan sekreterin hatta<br />
size arada çay getiren çaycının<br />
dairenin tamamlanması işleyişinin<br />
sürdürülmesi noktasında çok<br />
büyük fark yoktur. Dakikada bir tur<br />
dönen saat çarkıyla 24 saatte bir<br />
tur dönen çark gibidir.<br />
Dolayısıyla işin özün kendin bilmektir,<br />
haddin bilmektir.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
119
AKTÜEL<br />
The king’s right goes to the king,<br />
Caesar’s right goes to Caesar<br />
As in every month, in<br />
this month’s section of<br />
Outstanding Achievements<br />
we continue to share with you the<br />
success stories of scientists who<br />
introduce our country to the world<br />
and contribute to health tourism<br />
with the innovations they create in<br />
the field of health.<br />
Türkiye’s own Hüseyin Yetik is<br />
a very knowledgeable scientist<br />
who has entered international<br />
medical literature in the field of<br />
ophthalmology. His success has<br />
set an example in the world and he<br />
has promoted our country in the<br />
world with the work he has done.<br />
When we went to ask Hüseyin Yetik<br />
about this extraordinary success<br />
we received some extraordinary<br />
answers:<br />
Enjoy Reading<br />
Interview: Gülçin Coşkan<br />
Can we get to know you a little<br />
first<br />
Prof. Dr. Hüseyin Yetik. I was<br />
born in Bakırköy, Istanbul. I grew<br />
up in Istanbul but I am actually<br />
a member of a family originating<br />
from Elazığ and I am the only<br />
doctor in the family. My mother is<br />
a homemaker and my father works<br />
in trade. My mother and father<br />
are elementary school graduates<br />
but I became a doctor. I am a 1996<br />
Istanbul Medical (Çapa) Faculty<br />
graduate. I earned the right to<br />
study in the Cerrahpaşa Medical<br />
Faculty Ophthalmology Specialty<br />
Department – the department<br />
with the highest points then and<br />
probably still in TUS (Medical<br />
Specialty Exam). I have been in<br />
the Cerrahpaşa Ophthalmology<br />
Specialty Branch since then. First<br />
specialty then, associate professor,<br />
then professor…<br />
I have liked drawing, especially with<br />
charcoal, since my childhood<br />
Scientists are usually people who<br />
think and inquire; I was like that as<br />
a child too, I learned how to read<br />
and write before elementary school.<br />
You have your signature on a first<br />
endeavor concerning premature<br />
retinopathy (infant blindness) that<br />
has made it into medical literature.<br />
Could you tell us briefly about this<br />
disease that is seen in infants?<br />
In premature babies the entire body<br />
including the eyes, but especially<br />
the retina is under- developed. We<br />
call this disease ROP or Premature<br />
Infant Retinopathy. This disease can<br />
be so intense even if you assign an<br />
ophthalmologist to stay with the<br />
baby from the moment they are<br />
born and examine them every hour<br />
still you would not be able to save<br />
these eyes or treat this no matter<br />
what you did. It was 2007 when<br />
the medications generally called<br />
anti-VEGF started being used for<br />
these babies. However the data in<br />
the beginning was very suspicious.<br />
Even though publications came<br />
out over time indicating that these<br />
might be effective they would say<br />
“apply the medication, then later<br />
also do the laser treatment!”. But<br />
we showed for the first time that<br />
by using this medicine and doing<br />
injections when necessary, even<br />
in its most severe forms we could<br />
achieve a normal retina without<br />
burning it and destroying it. We<br />
defined findings that did not exist in<br />
literature before; like the “Tungsten<br />
filament finding”, “black point<br />
finding”; in fact we proved that<br />
these findings were “patognomic”<br />
unique to these tableaus and we<br />
showed how the injections could be<br />
done with the least damage in the<br />
fastest, most practical and safest<br />
way. We gave our name to this<br />
technique, prepared a video of this<br />
technique and got it accepted for<br />
publication in a reputable journal.<br />
The video of our technique is still<br />
being broadcasted on the website<br />
of this journal (Graefe’s Archive<br />
for Clinical and Experimental<br />
Ophthalmology).<br />
120<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
AKTÜEL<br />
It is said that the only organ that<br />
does not renew itself is the eyes.<br />
What is the reason for this?<br />
Yes, other than the surface<br />
protective layers, none of the<br />
functional structures renew<br />
themselves. Eyes are formed in<br />
the womb as a direct extension<br />
of the brain when the brain forms<br />
two small horns in the front. When<br />
the human body is being formed<br />
in the womb various shapes are<br />
created and in a sense the fabrics<br />
of each tissue or organ emerge.<br />
One of these fabrics is the one<br />
we call Neuroectoderm and the<br />
eyes acquire their basic functional<br />
structures from this fabric. The<br />
feature of this fabric is that it is the<br />
first and last source and cannot be<br />
renewed.<br />
Do you have other studies going<br />
on right now concerning eye<br />
disorders?<br />
I have many patents in the field of<br />
ophthalmology:<br />
I have a total of seven international<br />
patents including the two new<br />
applications I have made. Each of<br />
the seven patents covers separate<br />
applications in the US, European<br />
Union, China and India.<br />
My Patents: An eye imaging<br />
system and many special surgical<br />
instruments that I have developed<br />
to be used in eye operations.<br />
You talked about spreading the<br />
information in the international<br />
field. How do we do this?<br />
By publishing them in accessible<br />
scientific journals that are scanned<br />
in scientific publication indexes. Is<br />
it easy to have articles published<br />
in these scientific journals? If you<br />
will excuse the expression, it is<br />
harder than making a camel jump<br />
over a ditch. If you wonder “why is<br />
it so difficult?” I can tell you there<br />
are many reasons. Actually if we go<br />
way back what is behind this is that<br />
Eastern Civilization has lost science<br />
to Western Civilization. Since the<br />
language of science, which was first<br />
Latin, is now English, it has become<br />
more difficult for information to be<br />
spread into the international arena<br />
and for scientific contributions to be<br />
produced from Eastern Civilization.<br />
No matter what anyone says there<br />
is some prejudice towards the<br />
Middle Eastern Geography in the<br />
West. Some could claim “But there<br />
are such and such reasons for this<br />
prejudice! Did you know?” and they<br />
would be right to a certain extent.<br />
What qualities do you think a<br />
scientist should have?<br />
A scientist should have no<br />
prejudices and dogmas. They<br />
should never forget that everything<br />
they have been taught could<br />
actually be wrong. They should be<br />
able to be objective. They should be<br />
able to say the King’s right to the<br />
King and Caesar’s right to Caesar.<br />
They must know how to evaluate<br />
work that is placed on their desk<br />
only as scientific work in the context<br />
of scientific scales.<br />
Some scientists start acting like<br />
the Creator as the produce things.<br />
What do you think about this?<br />
I would like to answer this question<br />
with the following example:<br />
In Turkey a master craftsman<br />
working at a Mercedes service<br />
center eventually gets so confident<br />
after a time that they start saying<br />
‘’actually it should have been done<br />
like this” etc. They forget they are<br />
a repairman there. Those among<br />
us sometimes forget that they are<br />
repairing the Creator’s products<br />
and start thinking they have turned<br />
into engineers.<br />
We should not forget that what<br />
the mind is not enough for is<br />
destroyed by the mind. The mind<br />
and reasoning is based on what<br />
is known; a mind that is based on<br />
knowns may not be enough for the<br />
unknowns.<br />
Do you think that the achievements<br />
in the world of medicine are<br />
paid enough attention in the<br />
international field?<br />
Sometimes you will see very<br />
inconsistent publications in some<br />
of the most reputable scientific<br />
journals. But the same journal<br />
will reject another article that is<br />
loaded with scientific data and<br />
proof because it has come from<br />
this country or that center. To<br />
summarize, in order for scientific<br />
works, especially from this part<br />
of the world, to be published<br />
in internationally reputable<br />
scientific journals, they must<br />
have undeniable, non-negligible<br />
data. This is why “international<br />
scientific achievement” is especially<br />
important in this geography.<br />
Actually in essence science is<br />
science, there should be nothing<br />
national or international about it.<br />
But when you attempt to shout<br />
out “international scientific<br />
achievement” in the other reality<br />
I talked about, this holds a whole<br />
different hidden complex and this is<br />
really tragic.<br />
What kinds of differences do<br />
you observe when you compare<br />
achievements abroad to those in<br />
our country?<br />
Many of us have seen different<br />
centers abroad. In fact there are<br />
so many that even in the centers<br />
that we make a big deal about have<br />
lower quality work and operations<br />
being done which we regard as<br />
mediocre.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
121
AKTÜEL<br />
But when it comes to presentation<br />
and they come on the stage we<br />
say “wow that’s amazing”! In the<br />
end the task is dependent on<br />
“presentation” and “marketing”.<br />
Just think, a major brand takes a<br />
telephone that is exactly the same<br />
as the previous one but it is made<br />
shinier and more polished and<br />
presented with amazing visuals to<br />
I began to notice this in my<br />
biochemistry class in my early days<br />
at the medical faculty. Not even a<br />
single oxygen atom is wasted in the<br />
human body. If there is an oxygen<br />
atom left over from somewhere<br />
it combines with another atom<br />
and creates an oxygen molecule.<br />
If single atoms cannot transform<br />
into functional molecules they are<br />
their servant or in other words<br />
worshipping. This is why there is a<br />
saying in our language: “to do work<br />
with the passion of worshipping”<br />
and this really translates to real<br />
life. Every individual finding their<br />
reason for living and living their<br />
life, breathing, walking, running<br />
and doing their work based on this<br />
reason, including having awareness<br />
for this reason, in essence is by<br />
nature and meaning a form of<br />
worship anyway. They say even<br />
“lifting a stone from the ground is a<br />
form of worship”. When it contains<br />
will this cannot be separated from<br />
that whole anyway.<br />
the market as “jet black” and when<br />
it first comes out people wait in line<br />
to buy it.<br />
Do you feel that your personality<br />
identifies with your profession?<br />
Should it?<br />
There are no coincidences in life.<br />
Therefore I believe that each of us<br />
is shaped according to the work we<br />
will carry out since the beginning of<br />
time or the moment when our soul<br />
utters the word “yes” with a single<br />
look. This is why when you ask “do<br />
you identify with your profession?”<br />
I would have to say “it could not be<br />
otherwise. That is the way it has<br />
to be! I am the best one to do this<br />
work so I am. If the work I am doing<br />
is bad, I am doing this because I<br />
would have done something else<br />
even worse and this is the least bad<br />
of the alternatives”.<br />
I am actually saying this as a lesson<br />
in life; every individual has a reason<br />
for existing and this reason is no<br />
more or no less than any other.<br />
generally called free radicals and<br />
these are harmful. Therefore there<br />
is a balance in nature that does<br />
not even waste a single oxygen<br />
atom, that does not leave it without<br />
meaning and always gives it a job.<br />
Each living thing comes to life<br />
within a balance. They reproduce<br />
in a cycle. But the only living thing<br />
among these that has a will, that<br />
can reason at an advanced level<br />
and has the most developed mind<br />
is the human. The reproduction<br />
of humans has literally been left<br />
to their will. So in this world,<br />
where not even a single oxygen<br />
atom is wasted, people should ask<br />
themselves: “why do I exist when<br />
there are so many other people in<br />
the universe too?”<br />
Actually the response to this<br />
question is not only the basis for<br />
people trying to give meaning<br />
to their existence but also my<br />
interpretation from the spiritual<br />
side. If a person believes in a<br />
creator this is the act of being<br />
Why do you think that Turkey<br />
has not been able to realize its<br />
real scientific potential at an<br />
international scale?<br />
I have mentioned some of these<br />
reasons above. Some of these<br />
reasons are altogether the<br />
historical reasons concerning<br />
the geography that Turkey has no<br />
control over. But if you ask are<br />
there things that could be changed<br />
about the way Turkey is run? I<br />
would say definitely. First of all<br />
professional associations should<br />
be organized with decent legal and<br />
scientific criteria. Let me speak for<br />
medical training. Medical training is<br />
higher education. The institutional<br />
structure for higher education is set<br />
in Turkey. But when people achieve<br />
their profession and it comes<br />
down to practicing their profession<br />
we encounter professional<br />
associations. This field is one in<br />
which international scientific and<br />
professional communication is<br />
established and unfortunately our<br />
country’s established institutional<br />
structuring is not present here.<br />
These fields do not have proper<br />
legal supervision. Let me speak<br />
in terms of the Ophthalmology<br />
Science in Turkey:<br />
This is an association that was<br />
established in 1928; it still guides<br />
the scientific,<br />
122<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
professional and even commercial<br />
field of ophthalmology in Turkey<br />
without any legal basis. It still<br />
has authority in fields that clearly<br />
concern YÖK and the Ministry of<br />
Health even though there is no<br />
legal basis for this. Forget law<br />
there are even articles that are<br />
against the Constitution. They took<br />
teaching staff ophthalmologists<br />
with professor titles to Europe and<br />
entered them in the same exams<br />
that young specialists with new<br />
specialty certificates in Europe<br />
take and even assigned people<br />
with associate professor titles in<br />
Turkey as testers there. It is clear<br />
that Higher Education has become<br />
involved in the international field,<br />
even though they have no grounds<br />
and no authority for being there,<br />
only due to the fact there is no<br />
other institutional respondent<br />
and they have offended Turkish<br />
Ophthalmology and degraded it in<br />
the international field. Moreover,<br />
even though it was established in<br />
1928 it still does not have Public<br />
Benefit Foundation Status. There<br />
is not even any attempt in this<br />
direction! Why? Because when<br />
they acquire this status they will<br />
go directly under administrative<br />
judicial supervision and will not be<br />
able to act as freely.<br />
What is the power that guides the<br />
world in your opinion?<br />
To tell you the truth this is a<br />
question with a very wide scope<br />
and it is both easy and difficult to<br />
answer. Let me answer it from<br />
the opposite side. If you say to me<br />
“doctor you have been reading<br />
and writing for so many years, you<br />
have been educated in medicine,<br />
you have made discoveries, you<br />
have traveled and seen things,<br />
what have you understood from<br />
the entirety of life? What do you<br />
think that humanity, among all<br />
this learning, has revealed that<br />
is essential? I would say over and<br />
over without tiring the phrase<br />
of Socrates that is written on<br />
the Temple of Apollon: “Gnothi<br />
seathon! – Know Yourself!” There<br />
are phrases that correspond to<br />
this by İbn Arabi “Those Who Know<br />
Themselves Know Their Creator!”<br />
and Yunus Emre “Science is<br />
to know science; science is to<br />
know yourself!”. Therefore my<br />
perspective has always been to<br />
strive to know my limits. But on<br />
the other hand I consider saying<br />
“That’s how it has always been!”<br />
to be in conflict with itself. There<br />
are and will be times when we<br />
don’t know our limits but the<br />
owner of limits has reminded us<br />
AKTÜEL<br />
of our limits. Therefore “the power<br />
that guides the world is definitely<br />
and absolutely not me”! is what I<br />
prefer to say.<br />
I mentioned above that people<br />
need to find the reason for their<br />
existence and that the meaning of<br />
each of us is no more or less than<br />
any other.<br />
In class I sometimes point to<br />
my watch and ask my students<br />
“which of these wheels is more<br />
important for making this watch<br />
work right?” Then I answer: “they<br />
are all important to the same<br />
degree!”. “But some move forward<br />
every second some move forward<br />
every 24 hours but if one does<br />
not work the whole thing will<br />
not work. Life may have given us<br />
all different roles and titles but<br />
when we look at the process as<br />
a whole, you examining a patient<br />
and the secretary entering that<br />
patient’s information and even<br />
the attendant that brings you tea<br />
is no different when it comes<br />
to completing the cycle to keep<br />
functioning. It is like the wheel in<br />
the watch, one completes a cycle<br />
in one minute and the other in 24<br />
hours.<br />
Therefore what is essential is to<br />
know yourself and to know your<br />
limits.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
123
YÖNETMENLER<br />
Hikâye Anlatıcılığı Sanatının Yeryüzü Çocukları<br />
Çoğu kişi birçok konuda bilgi<br />
üzerine inşa edilmemiş kimi<br />
fikirler(!) taşır. Bu fikirleri herhangi<br />
bir alana dışardan bakan caféterya<br />
müdavimi herhangi bir kişinin<br />
fikirlerinin ötesine geçemese de...<br />
Sinema bu alanda en harcıâlem<br />
alandır.<br />
Film setlerinde, orada burada<br />
duyarsınız; çoğu insanın arzusudur<br />
bir gün muhteşem(!) bir film<br />
çekmek. Çekeceği filmin muhteşem<br />
olacağı ise henüz ortada bir senaryo<br />
bile yokken, baştan bellidir. Bu<br />
kişilerin pek azı, gerekli eğitimi ve<br />
deneyimi hesaba katar.<br />
Bugün kimya, bilgisayar, uzay,<br />
atom, genetik alanlarında kimi<br />
ülkeler ötekilerden çok ileriye<br />
gitmiştir. Bu nedenle söz konusu<br />
alanlarda eğitim-öğretimin o<br />
ülkelerde alınması hayli önem<br />
arz eder. Sanat, özellikle tüm<br />
toplumların ortak alanı sinema<br />
sanatında eğitim-öğretim söz<br />
konusu olduğunda, önyargılardan<br />
derhal kurtulmak gerekir.<br />
Bu nedenle yönetmenin<br />
kendiliğindenliği önemlidir.<br />
Çağdaş sinemacı; sinemanın, dil<br />
olanaklarıyla deneysel çalışmalara<br />
da fırsat tanıdığını fark etmiştir.<br />
Deneysel çalışma önemli olmakla<br />
beraber, hikâye, çağdaş sinemada<br />
da önemini korumaktadır. Bu<br />
filmlerle, değişik atmosfere<br />
gireriz, şaşırtıcı duygu dünyalarına<br />
çağrılırız, gelenekseldeki gibi<br />
kurulmuş bir hikâye evreninde<br />
yaşarız, özel durumlara tanıklık<br />
ederiz.<br />
ve zihninde kurduğu ilginç olayları<br />
kahramanların serüvenleri<br />
üzerinden söz, yazı ya da görüntüyle<br />
aktardığı drama örgüsünde yapı<br />
(kurmaca), yani anlatı anlamında<br />
kullanılmıştır. Örgütlendirilmiş<br />
serüven yapısına sahip anlatıların<br />
en yaygın örnekleri masallar,<br />
hikâyeler, romanlar, filmlerdir.<br />
Bu, mutlak bir gelişim çizgisidir.<br />
Vücut dili ilk halka ise günümüz<br />
sınırlılığı içerisinde sinema<br />
son halkadır. Evrilmenin ara<br />
basamakları ise söz ve yazıdır.<br />
Hikâye anlatıcısı araç olarak<br />
ister vücut dilini, ister sözü, ister<br />
yazıyı, isterse hareketli görüntü<br />
sanatı sinematografı kullanmış<br />
olsun; tarih boyunca daima<br />
önemsenmiştir. Bu önem, kimi<br />
zaman takdir edip ödüllendirme,<br />
kimi zaman cezalandırma<br />
yoluyla vurgulanmıştır. Zira<br />
hikâye anlatıcısı özgür bir dünya<br />
için sorgulayıcı gözle bakan bir<br />
bozguncu günahkârdır, ama<br />
toplumun uslanmasını sağlayan<br />
kadim dosttur da. Kahramanın<br />
başından geçenler, kahraman<br />
ilişkileri, onun nasıl bir çizgide<br />
serüvenler yaşadığı, niteliği,<br />
niçin nereye gittiği, sonunda ona<br />
ne olduğu, kahramanın klâsik<br />
varlığının toplumu nasıl etkilediği,<br />
ona karşı çıkılmadan önce, yeniden<br />
gözden geçirilmelidir.<br />
Aristoteles’ten beri kahraman, her<br />
koşulda tek olanı, gücü, önderliği,<br />
özdeşlik kurulup peşine düşülecek<br />
kişiyi temsil ededursun kahramanın<br />
yaşadığı serüvenlerin okuyucu,<br />
izleyici, dinleyici belleğine ne<br />
bırakabileceği, çatışma açısından<br />
leyhe bir gelişim yaratıp yaratmadığı<br />
henüz karmaşık görünmektedir.<br />
Katharsisin olumsuzluğuna karar<br />
vermeden önce, konuya bu açıdan<br />
ve yeniden, bir de öbür taraftan<br />
bakmak gerekir.<br />
Hikâye okuyan, dinleyen,<br />
izleyen kişiler serüven yaşamış<br />
olmanın doğası gereği, artık<br />
eski kendileri değillerdir. Çünkü<br />
hikâye anlatıcıları söylemleriyle,<br />
uslandırılarak donmuş bir<br />
Hikâye etme terimi; düş dünyası<br />
engin, olayları layığınca anlatabilme<br />
becerisine sahip kişinin;<br />
yaşadıklarını, görüp-gözlediklerini<br />
124<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong>
yaşantının içine hapsedilmiş<br />
insanlara, çok değişik dünyaların<br />
kapılarını açarlar. Onların eski<br />
hallerinden rahatsızlık duymalarına<br />
neden olurlar. Önemli olan,<br />
kafa karışıklığının getireceği<br />
sorumluluğu göze alıp alamamadır.<br />
Serüveni hikâyeye sarıp<br />
sarmalayarak kurmaca örgü içinde<br />
aktaran anlatıcının amacı; şu an<br />
yaşamakta olduğunu ortaya koymak<br />
ve yaşantısının izlerini geleceğe<br />
aktarmak olabilir. Anlatıcı hayattaki<br />
geçici varlığının unutulup gitmesini<br />
önlemek ister.<br />
Zira canlılar arasında yalnızca<br />
insan, öleceği bilincine sahiptir.<br />
Bu trajik (belki patetik) bilinçle<br />
yaşamaya yazgılı olmanın yarattığı<br />
travmaları, bir defa yaşanacak<br />
hayatta birçok yaşantı deneyerek<br />
atlatabileceğini, ölümsüzlüğe ancak<br />
anlatıda yaşayarak ulaşabileceğini<br />
ilk zamanlarda bilinçaltına koyan<br />
insan; mitosların, efsanelerin,<br />
masalların, destanların, romanların,<br />
hikâyelerin, sonunda filmlerin<br />
kahramanıyla özdeşleşerek, yaşantı<br />
zenginliği sağlamıştır. Bu nedenle<br />
de özdeşleşmeye her zaman<br />
olumsuz anlam yüklenemez.<br />
Hikâye yapılarını kuran anlatıcılarla<br />
onlar tarafından serüveni anlatılan<br />
kahramanların ölümsüzlüğe<br />
anlatılar yoluyla ulaşabildiğini<br />
sezinleyen insan, içinde<br />
yaşayabileceği anlatım aracını<br />
geliştirdi: sinematograf... Böylece<br />
anlatıların içinden geçirildiği kanal<br />
değişmiş oldu, hikâye yok olmadı.<br />
Tarihsel varlığını insanlığın ortak<br />
mirasına borçlu olması nedeniyle<br />
kalıcı olabilen anlatı sanatı, biçim<br />
değiştirerek hep sürdü.<br />
Söz, yazı ve görüntü, her ne kadar<br />
birbirinin yerini tutamayacak da<br />
olsa; yazı yoluyla anlatılan bir<br />
hikâye, zamanla sözle anlatılan<br />
hikâyeye; görüntüyle anlatılan<br />
hikâye ise yazıyla anlatılana<br />
üstün tutulur bir hale gelmiştir.<br />
Öyleyse sinema görüntü ve ses<br />
kullanılarak hikâye anlatmanın en<br />
yetkin aracı sayılabilir. Sinemada,<br />
insanın en iyi bildiği gerçeklik,<br />
hayattaki gibi görüntü, ses ve<br />
mimikler bir aradadır. Çağın<br />
en gelişmiş hikâye anlatma<br />
aracı sinemanın kullanımından<br />
kaynaklanan kimi aksaklıklar da<br />
ortaya çıkmıştır. Başlangıçtan beri<br />
bu sanatın bedenini üç tür hastalık<br />
kemirmiştir.<br />
Hastalıkların ilki: Çoğu zaman<br />
sinema sanatının ses (müzik,<br />
diyalog, anlatıcı) düzlemi bileşimi<br />
abartılmıştır. Böylece; kurgu,<br />
kadraj, renk, ışık, kostüm,<br />
oyunculuk, kamera hareketi<br />
(kamera rejisi) ve mekân<br />
dengeleri gözardı edilmiştir.<br />
Bunun sonucunda sinema, kimi<br />
filmler örneğinde ‘görüntülü<br />
radyo oyununa’ dönüşmüştür.<br />
Bir görüntüyü destekleyen<br />
fon müziğinin varlığı üzerinde<br />
uzlaşılmış olması, kaynağı<br />
görülmeyen bir keman sesinin<br />
ormanda bisikletle ilerleyen birinin<br />
görüntüsüne eşlenmesinin kabul<br />
görmesi, perdedeki olayın sözlü bir<br />
müzikle desteklenmesine, olayın<br />
müziğin sözüyle açıklanmasına<br />
anlayış gösterilmesini<br />
gerektirmez...<br />
Hastalıkların ikincisi: Filmsel biçim<br />
baş tacı edilerek hikâyenin gözden<br />
çıkarılmasıdır. Bu, sinema sanatının<br />
amacı gerçekte kendi diliyle<br />
hikâye-serüven anlatmak, izleyiciye<br />
hikâye yaşatmak, belli bir serüven<br />
duygusunu oluşturmak değilmiş<br />
gibi kökten biçimciliğin ön plana<br />
çıkarılması sonucunu doğurmuştur.<br />
Bir sahne duygusu yapmak yerine,<br />
bir kamera altlığıyla yapılabilecek<br />
atraksiyonla göz boyama tercih<br />
edilirse, filmin varlık amacından<br />
sapılmış olur.<br />
Hastalıkların üçüncüsü:<br />
Sanki sinemanın özgün bir<br />
dili yokmuşçasına; atmosfer,<br />
olay, duygu, hikâye kurulurken<br />
düşülen tuzaklardır. Böylece film<br />
yaratılırken, filmin önüne geçen<br />
fotografik görsellik, müzik, ses,<br />
diyalog varyasyonlarına umut<br />
bağlanmıştır.<br />
Peter Greenaway edebiyat<br />
uyarlamasına karşı oluşu ayrı<br />
tutulmak koşuluyla;<br />
“Sinema edebiyatçı dükkânı<br />
değildir” derken ne kadar<br />
haklıysa; “Sinema, resim galerisi<br />
ya da fotoğraf sergisi değildir”<br />
yaklaşımımız da bir o kadar<br />
doğrudur. Öyleyse sinemanın<br />
fotoğraf sergisi ve resim galerisiyle<br />
aynı şey olmadığı unutulmamalıdır.<br />
Kimi filmlerin hikâye-serüven<br />
anlatmak yerine; hüzün, yitmişlik,<br />
yalnızlık gibi duyguları yaratma<br />
odaklı kurulması, tartışmanın<br />
başka bir boyutudur. Sonuç olarak;<br />
sinema varsın, tüm öteki sanatları<br />
yağmalamayı sürdüredursun,<br />
o kendisinden başka hiçbir şey<br />
değildir. Onunla insanın önemli<br />
bir gereksinimi olan hikâyeler<br />
anlatılmasında da, sanıldığı gibi<br />
bir sakınca yoktur. Çünkü hikâye,<br />
öğrenme kanalıdır, empati kurmayı<br />
sağlar, izleyenleri bambaşka<br />
yaşantılar içinden geçirir, zihinsel<br />
devinimlerle insanın hayal dünyasını<br />
genişletir.<br />
<strong>Ocak</strong> <strong>2018</strong><br />
125
Ambalaj değil,<br />
çözüm üretiyoruz<br />
Monart ile reklam ve tanıtımda sınır yok…<br />
Özel olarak tasarlanan yeni ‘tekerlekli kutu’<br />
ile tanışın!<br />
Koli denilince aklımıza sınırlı sayıda model ve işlevsellik gelir. İşte Monart<br />
Ambalaj bunu yıkan, bizlere ‘’bir koliden bu da olur mu?’’ dedirten<br />
markadır. Firma Sahibi Murat Çıkan bizi, yeni tasarladıkları ve fuarın<br />
en gözde ürünü olabilecek olan inovatif bir ürün ile tanıştırıyor.<br />
Kim kendini daha çok tanıtmak istiyor?<br />
Monart Ambalaj’ın hem firmaları hem de müşteriyi düşünerek fuar için<br />
özel tasarladığı bu ürünü Murat Çıkan, şu sözlerle anlatıyor;<br />
‘’Sektör ayrımı yapmaksızın marka bilinirliliğine önem veren her firma<br />
kullanabilir. Tekerlekli katalog gibi düşünebileceğiniz bu ürün ‘tekerlekli<br />
kutu’ dur. Bu kutunun sağladığı birçok fayda olduğu gibi başlıca<br />
özellikleri şöyle;<br />
*Tamamen çevreci<br />
*Her yüzüne görsel anlamda reklam yapılabilir<br />
*Tekerlekli oluşu açısından ziyaretçiye taşıma kolaylığı sağlıyor<br />
*Hiç yer kaplamayan, uygun fiyatlı”<br />
<strong>2018</strong> hedefinde ihracat var!<br />
<strong>2018</strong> yılına dair ihracat oranını arttırmayı planlayan marka, daha hızlı<br />
büyüme hedefiyle <strong>2018</strong>’e umutlu bakıyor.<br />
We are not producing packaging but solutions<br />
No limits on advertising and<br />
promotions with Monart...<br />
Meet the specially designed new<br />
‘wheeled box’!<br />
There are a limited number of models and functionality in mind. Monart Packaging<br />
have the infrastructure to meet the production demands of different packing<br />
boxes, they don’t produce only products but also they find solutions. Murat Çıkan<br />
of Monart Packaging introduces us to an innovative product that is newly designed<br />
and can be the favorite product of the fair.<br />
Who wants to introduce himself more?<br />
Murat Çıkan tells this product that Monart Packaging designed special for exhibition<br />
considering both the company and the customer, as follows;<br />
‘’Every company which attach great importance on brand awareness can use.<br />
This product you can think of like a wheel catalog is a ‘wheeled box’ . The main<br />
features of this box are as follows;<br />
* Fully environmentalist<br />
* Each side can be advertised visually<br />
* Provides ease of transport for visitors in terms of wheel formation<br />
* Space-saving, affordable<br />
Aims to exports more in <strong>2018</strong>!<br />
Planning to increase the export volume in year <strong>2018</strong>, the brand, is hopeful for<br />
<strong>2018</strong> with rapid growth rate.