Esgündem Kasım Ayı Sayısı

nucu. Tüm bunlar, gelen herkesin bizi desteklemelerine
ve bizim sevincimizi paylaşmalarına
neden oldu. Bizim istediğimiz,
bizimle başlayan Odunpazarı’ndaki hareketin
devamıdır. Kazım Kurt Başkanımızın
diğer iş adamlarıyla da Odunpazarı’ndaki
diğer yıkılmaya yüz tutmuş tüm binaların
en kısa sürede ayağa kaldırılması için çalışmasıdır.
Siz burada ne kadar çok ev kurtarırsanız,
o bölge o kadar yaşamaya
başlıyor. Yaşamaya başladığınız andan itibaren
de siz de tüm kültürel faaliyetlerin
içinde olmaya başlıyorsunuz. Kötü görüntülerden
orayı kurtarmak gerekiyor.
Zaten Odunpazarı ülkenin her şehrinden
insanı kendisine çekiyor. Onlarca
müze oluştu o bölgede. Küçümsenemeyecek
yatırımlar yapılıyor. Polimeks
firmasının yapmış olduğu eser,
dünya çapında bir eser. İnsanlar gezeceği
eserin niteliğine bakıyor. Odunpazarı
UNESCO’nun dünya mirasları
listesinde yer almalı. Böyle olduğunda
yurt içi turizm hareketi artık yurt dışına
da yansıyacak. Bu yüzden her
kesim buna destek olmalı. Herkes işin
bir ucundan tutup, orada bir evi restore
eirse, orası kısa sürede bu dediğimiz
noktaya gelir. Toplum buna
sahip çıkarsa, yöneticiler de bu konuda
hızlanır. Topyekün olursa bu iş olur. Dalyancı
Konağı ile biz bu işe bir damla su
taşıdık. İnşallah bundan sonrası da gelir.
Bizim bir damla suyumuz bir göle dönüşmüş
olur.
Şahsım adına bu kadar çabanız için teşekkür
ederim. Şehrimize kültürel anlamda
gerçekten önemli yatırımlar
yapıyorsunuz. Sanatın gelecek kuşaklara
aktarılmasının ne denli önemli olduğunu
biliyoruz çünkü.
Bunlar da sizlerin hassasiyetiniz, sağolun.
Bu konuda konuşulacak çok konu var aslında.
Mesela Devrim Erbil Hoca. Sanatın
içinde olmayan pek bilmiyor. Ancak dünyaca
ünlü bir sanatçımız. Avrupa’nın her
şehrinde sergileri açılmış. Ülkeler kendisine
salonlar tahsis ediyor.
Kendi adına müze yapılmış, binlerce sergisi
olan, ülkemizin yetiştirdiği çok önemli sanatçılardan.
Biz de tanıma imkanı bulduk.
Kendisini çok samimi bulduk. O da bizleri
çok samimi gördü. Şehrimizin yöneticileri
ile de görüştü. Sizin aracılığınız ile müjdeyi
vereyim; “Devrim Erbil kendi adına Odunpazarı’nda
müze yapacak” Bununla ilgili görüşmeleri
Kazım Kurt ile bitirdiler. Devrim
Hoca ismini de koydu. “Geçmişten geleceğe
Devrim Erbil Müzesi” diye bir müzeyi
İnşallah kentimize kazandıracak.
Devrim Erbil gibi isimler bu kene potansiyel
görmese galiba bu tür girişimlerde
bulunmaz, değil mi?
Sadece Devrim Erbil değil. Gültekin Çizgen
geldi. Gültekin Çizgen bu ülkenin Ara
Güler’den sonra yetiştirdiği en önemli fotoğraf
sanatçısıdır. 10 Milyon objeden bahsediyor.
Bunun bir Milyonluk kısmını, Kazım
Kurt’la yaptıkları protokolle Odunpazarı’na
bağışlayacak. Bu vesileyle de Gültekin Çizgen
Müzesi oluşmuş olacak. Dolayısıyla her
şeyin devamı geliyor. Ekrem Özen, bizim
Çieler’den çıkan bir sanatçımız. Cam Sanatları
Müzesi’nin kazandırılmasını sağlayan
sanatçılarımızdan. Eserlerini
belediyeye bağışladığında cam müzesinin
adımı atıldı. Bugün o müzenin önünde kuyruk
oluşuyor. Şimdi bu arkadaşlarımız yeni
müzelerin oluşmasına vesile olacaklar. Bu
müzeler için dünyanın pek çok yerinden kişilerin
Eskişehir’e geleceğine inanıyorum.
Devrim Erbil, Eskişehir’e gelip bir müze kuruyorsa,
bu Eskişehir’in bir sanat şehri olduğunun
tescilidir. Bu adım diğer
sanatçıları da yüreklendirecek. Diğer sanatçılar
da “bir hikmet var Eskişehir’de” düşüncesiyle
Eskişehir’e gelmek istek ve
arzusu içerisine girecek.
Sayın Eldem, kültür ve sanatı masaya yatırdık.
Eldem Ailesi olarak şehre verdiğiniz
sanat anlamındaki katkılar mutlaka
değer görecek. Fakat sadece sanat değil,
şehrin her konusu ile bire bir meşgul
olan, dertlenen birisiniz. Eskişehirspor
örneğin, ne dersiniz?
Eskişehirspor’un dert ve sorunları çok ama
öncelikle not olarak söylemek istiyorum.
Alt yapıyı senelerce ihmal eiğimizi galiba
her Eskişehirsporlu kabul edecektir. Her
musibeen illa ki bir nasihat çıkıyor. Bu
günlerde de gençlerimiz alt yapının ne
kadar önemli olduğunu gösteriyor. İnsanların
bir işe yürekleri ile başladıklarında nasıl
başarılı olacaklarını gösteriyor. Eskişehirspor
yöneticileri de bundan sonra alt yapıya
daha fazla değer vermeleri gerektiğini de
görmüşlerdir.
Eskişehir’i nasıl görüyorsunuz? Kentin
gelişimi, giiği yer, son sorumuza cevap
olarak neler diyeceksiniz?
Eskişehir çok farklı bir şehir! Eskişehir’de
yaşayanlar bu şehrin kıymetinin gerçekten
farkında değiller. Bu insanın tratındadır
zaten. İnsan elindekinin kıymetini
bilmez, gözü hep dışarıdadır. Oysa Eskişehir
gerçekten çok farklı. Bir kere
huzur şehri. Gece, sabahlara kadar rahatça
gezebilirsiniz. Bugünkü ortamda
bunu sağlayabilen şehir çok az. Şehir
dışından on binlerce insan bu kente
geliyor. Artık bilinç sahibi olmak ve
bu şehri temiz tutmak gerekiyor.
Evin içini temiz tutmakla hiç bir şey
kazanmazsınız. Ama şehri temizlersiniz
kazanacağınız çok şey olur.
Eskişehirliler bunu yaparak farkındalık
yaratması gerekli. Farkına
varmamız gereken bir diğer mesele
de Suriyeliler meselesi. Her
100 kişiden 4’ü Suriyeli. Bu sorunu
herkes şimdilik görmezden
geliyor. Buna mutlaka önlem
alınması gerekiyor. Bunca insanın
bu şehirde kontrolsüz olarak
dolaşması, gelecekte bu kentin
başına büyük işler açar. Bu konuda
herkes hassasiyet göstermesi
gerekli. Buna rağmen
Arapça yazılarla bir ton işyeri
açılmaya başlandı. Bunlar doğru
şeyler değil. Eskişehir’i biz bu
noktaya getirene kadar nelerle
mücadele eik. İşporta ile gecekondularla
mücadele eik. Bu
sayede dışarıdan gelen nüfus
akımı önlendi. Kedilerine rahat bir şehir
bulan Suriyeliler de buraya yeni bir göç dalgası
için ön ayaklık eder. Yöneticiler ve toplum
bu konuda çok hassas davranmalı.
Ayrıca artık yeni üniversiteler bu kente gelmeli.
Üniversiteler konusunda farklı bir şehirdik.
Ancak pek çok şehirde artık yeni
yeni üniversiteler kuruldu. Eskişehir bu konuda
fakir kaldı. Vakıf üniversitelerinin bu
şehre çekilmesi gerekiyor.
19