İstikbal Dergi Nisan 2019 Sayısı
İstikbal Gazetesi aylık dergisi Nisan sayısı yayınlandı
İstikbal Gazetesi aylık dergisi Nisan sayısı yayınlandı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
L İ D E R G A Z E T E E S K İ Ş E H İ R ’ İ N S E S İ<br />
DERGİ<br />
PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR AYLIK iŞ, SiYASET, SPOR ve YAŞAM DERGiSi Sayı : NİSAN <strong>2019</strong><br />
Yılmaz Büyükerşen :<br />
“Hemşehrilerime söz verdik,<br />
Eskişehir’e<br />
baharı getirdik”<br />
KEMAL DOĞULU :<br />
ESKİŞEHİR’DE ADETA<br />
KENDİ EVİMDE GİBİYİM<br />
EMRE GÜRAL<br />
“BURADA ŞAMPİYONLUK<br />
YAŞAMAK İSTİYORUM”<br />
Kazım Kurt: “Teşekkürler<br />
Odunpazarı”<br />
Ahmet Ataç : “Tepebaşı<br />
daha da gelişecek,<br />
daha da<br />
güzelleşecek”<br />
Eskişehir’de 23<br />
mahallenin yönetimini<br />
kadınlar üstlendi
Ampute Dansçı Derya Soyiç<br />
DİBE VURMADAN<br />
GÖĞE ÇIKILAMIYOR t8’de<br />
Eskişehir’de<br />
23 mahallenin<br />
Kendini<br />
kendine<br />
bir de<br />
t16’da<br />
yönetimini<br />
kadınlar<br />
üstlendi<br />
sev,<br />
değer ver,<br />
kahve iç !<br />
t14’de<br />
Gelin ile<br />
kayınvalide<br />
aynı sergide<br />
buluştu<br />
t20’de<br />
EDiTöR<br />
Murat Taşkın<br />
Battı-Batıyor!<br />
Şu sıralar kimi görsek, selam dahi vermezden önce sorduğu tek<br />
bir soru var?<br />
-“Sende haber çoktur. Kimler batmış-çıkmış sen bilirsin” sorusu.<br />
Eskişehir’de şu sıralar insanların ilgilendiği tek konu, kimin iflas<br />
ettiği, kimin iflasın eşiğinde olduğu.<br />
Üstelik bu merak sahiplerinin büyük bir çoğunluğu da bu şehirde<br />
ticaret yapan insanlar.<br />
Mevzu öylesine bir hale geldi ki, şehirde dedikodu adeta tavan<br />
yapmış durumda.<br />
Öyle ki:<br />
Koca koca firmaların isimleri konuşulmaya başlanmış kulaktan<br />
kulağa...<br />
“O da zor durumdaymış”, “Şu firma da batma noktasına gelmiş”,<br />
“bunun batması diğer sektördeki insanları da batırıyormuş” gibi söylenti<br />
ve dedikodular adeta ayyuka çıkıyor.<br />
Başka şehirleri bilmeyiz ama, Eskişehir’de dedikodu şeklindeki<br />
söylenti, tusunami’den de daha etkili bir doğal afet sanki.<br />
Anında şehrin en ücra köşelerine kadar gidiyor bu söylentiler.<br />
Çıkan söylentiler bir anda herkesi telaşa sürüklüyor.<br />
Bankalar başlıyor sıkıştırmaya.<br />
Daha önce telefonla çıkan krediler,bu kez çıkmamaya başlıyor.<br />
Alacaklılar bir anda kapıda beliriveriyor.<br />
Mal verecekler vermiyor.<br />
Eldeki evraklar işe yaramaz bir hale geliyor.<br />
Sonuç olarak…<br />
İşi son derece düzgün, hesabı kitabı yerinde, mali yapısı güçlü<br />
firma ve kişiler bir anda cendereye sokuluveriyor.<br />
Bir-iki firmanın batışı ya da bir iki kişinin batma noktasına geldiği<br />
haberleri bile, o batan firmalar ile batacağı söylenen kişilerle aynı<br />
sektörde iş yapanlara adeta kabir azabı yaşatıyor.<br />
Sonuç olarak....<br />
Ekonomi be piyasalar elbette sıkıntılı.<br />
Bu sıkıntıyı küçüğünden büyüğüne ticaret yapan herkes zaten az<br />
ya da çok çekiyor.<br />
Ancak...<br />
Dedikodu ve söylenti, Eskişehir’de batmayacak firma ve kişileri<br />
batmayacaksa bile adeta batma noktasına getiriyor.<br />
Anlayacağınız...<br />
"Battı-Batıyor" söylentileri...<br />
Ekonomi ve piyasalarda yaşanan olumsuzluğun bile üzerine çıkıp<br />
daha fazla zarar verir hale geliyor...<br />
t44’de<br />
4<br />
GAZETESİ’NİN AYLIK İŞ, SİYASET VE YAŞAM DERGİSİ<br />
PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR www.istikbalgazetesi.com Sayı : NİSAN <strong>2019</strong><br />
UĞUR OFSET MATBAACILIK, GAZETECİLİK SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA<br />
Sahibi : Burak TÜRKMEN<br />
Genel Yayın Yönetmeni : Burak TÜRKMEN<br />
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü : Murat TAŞKIN<br />
Gazete, Haber ve Reklam :<br />
Arifiye Mah. Yalbı Sk. No: 13/A K:6 D:10 ESKİŞEHİR<br />
Tel & Faks : 0.222. 220 19 06 - 220 19 08<br />
e-mail : haber@istikbalgazetesi. com<br />
Merkez ve Reklam Bürosu :<br />
İstiklal Mah. Adalar Sk. No : 5 ESKİŞEHİR<br />
Baskı : MİLİMETRİK GRUP MATBAACILIK ORG. İÇ VE<br />
DIŞ TİC.LTD.ŞTİ. İvedik Org. San. Sit. 2271 Cad. No:17<br />
Tel: 0.312 395 37 38 - 0.312 395 33 78 İvedik/ANKARA<br />
e-mail: fotomat06@gmail.com<br />
web: ofsetfotomat.com
Op. Dr. Alev<br />
ÖZDEMİR KARABAĞ<br />
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı<br />
AĞRISIZ (KÖPÜK) HSG<br />
İNFERTİLİTE (KISIRLIK)<br />
TANI VE TEDVAİSİ<br />
MİKROÇİP YÖNTEMİ<br />
İLE AŞILAMA<br />
VAJİNİSMUS TANI<br />
VE TEDAVİSİ<br />
EVLİLİK ÖNCESİ<br />
DANIŞMANLIK<br />
HİZMETLERİ<br />
ÖZEL MUAYENESINDE<br />
HIZMET VERMEKTEDIR.<br />
Vişnelik Mahallesi Tuncay Sokak No:4 Kat:2 Daire:3 Odunpazarı / ESKİŞEHİR<br />
(Atatürk Bulvarı - Hasan Polatkan Sami Ramazanoğlu Camii Karşısı)<br />
GSM: 0 546 228 26 00 TEL: 0 222 226 25 24<br />
www.dravelozdemir.com<br />
5
6
7
Ampute Dansçı Derya Soyiç<br />
DİBE VURMADAN<br />
GÖĞE ÇIKILAMIYOR<br />
>><br />
Doğduğunda omuriliğine<br />
müdahale edememiş doktorlar.<br />
“Müdahale edilirse<br />
ölür” demişler. 5 Yaşına<br />
kadar sıradan bir çocukluğu<br />
olmuş. Fakat 5 yaşından<br />
sonra hastalığı kendisini hissettirmeye<br />
başlamış.<br />
>><br />
Tam 33 ameliyat olmuş birbiri ardına.<br />
19 yaşında sağ ayağını, 22<br />
yaşında sol ayağını kesmişler. 25 yaşında<br />
amputasyon kararı alındığında<br />
doktoru 2 ayağı ampute olan bir<br />
dansçının videosunu izletmiş kendisine.<br />
Ardından “İnanıyorumki sen de<br />
bunu yapabilirsin” demiş.<br />
>><br />
İşte o gün, o an da<br />
kendi kendine söz vermiş,<br />
Derya Soyiç. “2 ayağımın<br />
üzerinde dans<br />
edecek, kelebek etkisi yaratacağım”<br />
diye. Bugün<br />
bunu başarmış biri olarak<br />
gururla dansını yapıyor.<br />
Hava kapalı…<br />
Hani insanın içine sıkıntı bastıran bazı günler olur<br />
ya, öyle…<br />
Yarım saat önce yağdı dolu hatta…<br />
Bense böyle havalarda mutlu olurum.<br />
Herkes güneşli, cıvıl cıvıl havaları tercih ederken ve<br />
içlerini ferahlattığını söylerken, “Bende yağmurlu<br />
hava” hobisi var işte…<br />
‘Gökyüzünün insana hediyesi’ diye düşündürüyor<br />
beni…<br />
Islak sokaklarda ve toprak kokusunun<br />
gökyüzüne karıştığı<br />
bir havada ellerim ceplerimde<br />
ilerlerken, avucumun içerisindeki<br />
küçük not kağıdını fark<br />
ediyorum.<br />
Bir numara yazmışım, “Dansçı”<br />
diye kaydederek koymuşum<br />
cebime…<br />
Yine dergi gününün geldiğini<br />
fark ederek stresle arıyorum<br />
çabucak…<br />
Telefonun tuşlarını hızlıca çeviriyorum.<br />
Gergin, “Sende kimsin” tarzında<br />
soğuk, sevimsiz bir ses<br />
tonu beklerken, sesinde<br />
yaşam enerjisini buram buram<br />
hissettiğim o kız, capcanlı benimle<br />
iletişim kuruyor.<br />
Konuştukça rahatlıyorum.<br />
Hava kapalı ama kızın ses tonu “Kalbime güneş açtırıyor”<br />
resmen…<br />
Sonra başımı gökyüzüne doğru çeviriyorum: “Sen<br />
benim canımı sıkmak için uğraşsan da kalbime<br />
bahar geldi” diyorum gülümseyerek…<br />
Pazar gününe randevulaşıyoruz Derya Soyiç ile…<br />
O gün geldiğinde içimi bir heyecan kaplıyor.<br />
Bilmiyorum sizde de oluyor mu ama bazı anlar vardır.<br />
Sözlerin, kelimelerin bittiği sadece<br />
‘O an’…<br />
Derya ile öyle bir gün yaşıyorum.<br />
Dinlerken gözlerimin dolduğu<br />
ama bir yandan da sevinçten<br />
şehrin bir ucundan diğer ucuna<br />
koşarak gitmek istediğim bir<br />
an…<br />
Hayatın güzelliklerini kalbimin<br />
orta yerinde hissettiğim bir an…<br />
Tam ağlayacakken, kolumun<br />
dirseğiyle gözyaşlarımı silerek<br />
karşımda yeni tanıştığım bayana<br />
kocaman sarılma hissi<br />
uyandıran o an…<br />
Her zaman mücadeleyi, özellikle<br />
insanın kendisiyle yaptığı<br />
mücadeleyi takdir etmişimdir.<br />
Şimdi onun capcanlı örneği karşımda<br />
durunca, “Tuhaf” duygular<br />
ele geçiriyor işte…<br />
8
Hikayesine gelecek<br />
olursam ise…<br />
1990 Eskişehir doğumlu<br />
Derya…<br />
Kendini yine aynı o ilk<br />
günkü telefon konuşmamızdaki<br />
gibi canlı<br />
ve hayat dolu ses tonuyla<br />
anlatıyor:<br />
“ 5 çocuklu bir ailenin<br />
4. kızıyım. Lise mezunuyum.<br />
Yaşadığım<br />
hayat ve tedavi sürecim<br />
eğitimime ara vermeme<br />
sebep oldu. Şu<br />
an Anadolu Üniversitesi<br />
Açık öğretim Fakültesi<br />
İşletme<br />
bölümünde eğitimimi<br />
sürdürmekteyim. Şu<br />
an da ise özel bir bankada<br />
çalışmaktayım.”<br />
“ÖMRÜMÜN İLK<br />
ÇEYREĞİNDE BÜYÜK ZORLUKLAR<br />
GEÇİRDİM”<br />
Hikâyesinin başını sorarken biraz çekinsem<br />
de o gururla anlatıyor.<br />
Sonra hislerimi anlarcasına sırtımı sıvazlıyor:<br />
“Omurilik rahatsızlığı olan meningomyelocele<br />
ile dünyaya geldim. Doğduğumda<br />
omuriliğime müdahale edilmemiş hatta<br />
bununla kalmamış, hangi doktora götürüldüysem<br />
“ müdahale edersek ölür. “<br />
yanıtını almış ailem. 5 yaşına kadar sıradan<br />
bir çocukluk yaşarken 5 yaşında<br />
hastalığım kendisini hissettirmeye başlıyor<br />
ve aslında hikayem tam olarak burada<br />
başlıyor. Hasar<br />
ayaklarımda kalmıştı, hissedilir<br />
boyutta. Ömrümün ilk çeyreğini,<br />
çok büyük zorluklarla,<br />
çok ciddi mücadeleyle geçirdim.<br />
Bu süreçte 33 ameliyat<br />
oldum. 12 yaşıma kadar parmak<br />
ucunda yürüyebildiğim<br />
sağ ayağımı yere tam bastırabilmekten,<br />
12 yaşımdan<br />
sonra ayak tabanımdaki açık<br />
yarayı kapatabilmeye dönüştü<br />
mücadelem. Ve 19 yaşımda<br />
sağ ayağımı<br />
kesilmekten kurtaramadık.<br />
Her şey yoluna girmişti. Aslında<br />
ben, beni neyin beklediğini<br />
bilmiyormuşum. 22<br />
yaşında sol ayak tabanımda<br />
açılan açık yara ve ciddi enfeksiyon<br />
bulgusuyla 3 yıllık<br />
ağır tedavilerin sonucunda<br />
sol bacağımı da kaybettim.<br />
Artık ampute olan 2 ayağımla<br />
sürdürüyorum yaşamımı.”<br />
Doğuştan gelen bir rahatsızlığının<br />
neticesinde 2 ayağını da<br />
kaybediyor Derya…<br />
Kazandıkları kaybettiklerinden çok daha<br />
fazla ama…<br />
“BENİM İÇİN EN BÜYÜK BAŞARI<br />
HAYATTA KALABİLMEK!”<br />
Dansa olan tutkusunu, yeteneğini konuşmak<br />
için bir araya geliyoruz çünkü…<br />
Ben sohbeti devam ettirirken, o güzel<br />
yüzüyle dinliyor beni:<br />
“Aslında bir azmin örneğisin. Yaşama<br />
olan sevincini bırakmadın ve dansa<br />
merak saldın, çok da başarılı oldun. Dansla<br />
tanışma hikâyenizi dinleyebilir<br />
miyiz?”<br />
Sıcak çayından bir yudum aldıktan sonra<br />
düşünceli konuşuyor Derya:<br />
“Aslında “azmin<br />
örneğisiniz” hitabına<br />
hem katılıyor,<br />
hem de<br />
katılmıyorum.<br />
Baktığımda aslında<br />
dezavantajlı<br />
bireyseniz başarı<br />
çok kolay çünkü<br />
insanlar içinde<br />
bulunduğumuz<br />
durumu bir felaket<br />
olarak tanımlıyorlar.<br />
Ve kendi<br />
cesaretsizliklerini<br />
benim gibi iki kat<br />
efor sarf ederek<br />
gerçekleştiren bireyleri<br />
gördüklerinde,<br />
başarı<br />
kaçınılmaz oluyor.<br />
Benim için en<br />
büyük başarı “hayatta<br />
kalabilmiş”<br />
olmam. Bu mücadeledeki azim ise gerçekten<br />
ilham verici.”<br />
“BİR GÜN ÇIKACAK İKİ AYAĞIMIN<br />
ÜZERİNDE KELEBEK ETKİSİ<br />
YARATACAKTIM”<br />
Elindeki bardağı bırakıyor Derya ve<br />
devam ediyor:<br />
“Mücadelenize eşlik eden roller çok<br />
önemli. Benim mücadelemde ailemden<br />
sonra en büyük rol doktoruma aitti.<br />
Dansa hep bir hayranlığım vardı ama<br />
kendi ayaklarımla bunu yapabilmem çok<br />
zordu. Değil dans etmek yürümek bile<br />
çok zordu benim için. 25 yaşında sol bacağım<br />
için amputasyon kararı<br />
alındığında doktorum bana<br />
çeşitli videolar izletti. Ve<br />
bunların içerisinde en çok<br />
dikkatimi çeken 2 ayağı ampute<br />
bir dansçı oldu. Ve doktorum<br />
ekledi “ İnanıyorum<br />
sen de yapabilirsin.” O günden<br />
sonra her gün kendime<br />
söz vermiştim. Bir gün çıkıp,<br />
iki ayağım üzerinde dans<br />
edecek, kelebek etkisi yaratacaktım.<br />
Yaptım da ve evet<br />
bu bir başarıydı.”<br />
Beni tanıyanlar bilir, düşününce,<br />
inanınca, gerçekten<br />
çok isteyince olmayacak hiçbir<br />
şeyin olmadığını savunurum<br />
sürekli…<br />
“TANGO, VALS<br />
YAPIYORUM”<br />
Şimdi bu tezimin ispatlı kanıtını<br />
karşımda görünce kalbim<br />
pır pır oluyor.<br />
Yüzümdeki mutlulukla soruyorum:<br />
“Şu anda profesyonel olarak<br />
9
dansa devam ediyor musunuz? Hangi<br />
tür dansları yapıyorsunuz?”<br />
Kafasıyla onaylıyor: “Evet. Dans etmeye<br />
devam ediyorum. Profesyonel olduğumu<br />
söyleyemem ama her geçen<br />
gün daha da geliştiğimi gözlemliyoruz.<br />
Tango ve vals yapıyorum.”<br />
İçimden bir gün seni izlemeye geleceğim<br />
diye geçiyorum.<br />
Sonra dışarıda yağan yağmura çeviriyorum<br />
kafamı…<br />
“İNSAN NEYE SAHİP DEĞİLSE<br />
ONU İSTİYOR”<br />
Bu havaların insanların üzerinde yarattığı<br />
karamsarlığı düşünüyorum, birdenbire<br />
soruyorum: “İnsanlarımız o kadar<br />
mutsuz ki onlara ne söylemek istersin?”<br />
O da başını benim odaklandığım noktaya<br />
çeviriyor ve öyle konuşuyor:<br />
“İnsanlar genel anlamda mutsuz, tahammülsüz<br />
ve yorgun. Evet, dönem<br />
dönem ben de bu duyguları yaşayabiliyorum<br />
ama tercihlerimizden biz sorumluyuz.<br />
Hep en iyisini ve daha fazlasını<br />
istiyoruz. Bu sanıyorum şununla alakalı;<br />
‘İnsan hep neye sahip değilse onu<br />
istiyor.’ Sahip olduğunda da asıl istediğinin<br />
o olmadığının farkına varıyor.<br />
Bence önce ne istediğimizi bilmeliyiz<br />
ve hayatımızı bir amaca bağlamalıyız.<br />
“AŞKLA DANS EDİYORUM”<br />
Gözlerinin içine bakarak dansın kendisi<br />
için ne ifade ettiğini soruyorum.<br />
Parlayan o ışığı görüyorum tane tane<br />
anlatırken:<br />
“Özgürlük, aşk ve tutku. Tutkuyla bağlanıp,<br />
aşkla dans ediyor ve kendimi özgür<br />
hissediyorum. Çünkü müzik insana<br />
yaşam enerjisi veriyor ve müziğe kendinizi<br />
bırakıp, dansla eşlik ettiğinizde<br />
zihninizdeki olmak istediğiniz yerdesiniz.”<br />
Kendisini içtenlikle, kocaman tebrik<br />
ediyorum ve sarılmak istediğimi söylüyorum.<br />
Anlayışla gülümsüyor, öyle nedensiz<br />
birbirimize sarılıyoruz.<br />
Sonra omuzlarını sıkı sıkı tutarak konuşmama<br />
devam ediyorum:<br />
“HEPİMİZ KENDİ SAVAŞIMIZIN<br />
SAVAŞÇISIYIZ”<br />
“Sizin gibi hayata pozitif bakmayan<br />
bazı kişiler de var maalesef. Onlara bir<br />
mesajın var mı?”<br />
Yanıtını hayranlıkla dinliyorum.<br />
“Yeryüzündeki her insanın bir mücadelesi,<br />
hikayesi var. Hepimiz kendi savaşımızın<br />
savaşçıyız. Yaşamın neresinde<br />
yer aldığımız, ne kadar yer aldığımız da<br />
bizim tercihimiz. Evet, bir bize sunulan<br />
hayat var bir de bizim sunduğumuz ve<br />
hayat paha biçilemez değerde bir hediye.<br />
Neden her anını ölümsüzleştirmeyelim<br />
ki? Ve aslında burada her şeyin<br />
10<br />
daha fazlasını ve hayatın en iyisini isteyerek<br />
yaşamalıyız. Evet, her gün çiçekler<br />
açmıyor ama her geceden sonra<br />
güneş doğuyor.”<br />
Tebessüm ediyorum.<br />
“İÇİMİZDEKİ MÜZİK HİÇ BİTMESİN”<br />
Dans hayatında olmasaydı hayatının<br />
nasıl olacağını merak ediyorum.<br />
Sorumu beğenircesine bakıyor ve ekliyor:<br />
“Bunu zaman zaman ben de sorguluyorum<br />
ve sonucunda ayaklarım olsaydı<br />
nasıl olurdu sorusuyla karşılaşıyorum.<br />
Bu kadar farkında, özgür ve mücadeleci<br />
bir birey olmazdım sanırım. İçimizdeki<br />
müzik hiç bitmesin.”<br />
Alkışlıyorum.<br />
“ÖNCE KENDİ BAHÇEMİZİ<br />
GÜZELLEŞTİRMELİYİZ”<br />
Mutluluğu bize de öğret diyorum ardından…<br />
İçten gülerek bakıyor: “Kesinlikle kendimiz.<br />
Önce kendi bahçemizi güzelleştirmeliyiz.<br />
Kendimizi olduğumuz gibi<br />
kabullenip, neler yapabildiğimizi keşfetmekle<br />
başlayabiliriz mesela. Ve önce<br />
yalnız da mutlu olabilmeyi öğrenmeliyiz.<br />
Zihin öyle bir şey ki onu nasıl beslerseniz<br />
sizi öyle yönetiyor. Biz onu<br />
kötü ve olumsuzluklarla ya zehirliyor,<br />
ya da çiçeklerle, kalplerle, müzikle, güzelliklerle<br />
besliyoruz. Bu da bizim<br />
dünya görüşümüz haline geliyor. Dünya<br />
görüşümüz bizim yaşamımıza, duygularımıza<br />
ve düşüncelerimize yön veren<br />
tek değer.”<br />
Gözlerim dolu dolu kalkıyorum yanından…<br />
Acıklı bir hikaye olduğu için değil bana<br />
mutluluğu, yaşama sevincini öğrettiği<br />
için…<br />
Kapıdan çıkarken sesleniyor Derya:<br />
“Özge!”<br />
Dönüyorum.<br />
“Her konuşmamda dile getirdiğim bir<br />
şey var. Hayatınızı kangreni her ne ise<br />
size kötülük eden her ne ise kesip atmalısınız.<br />
Bu kendi parçanız bile olsa.<br />
Benim hayatımın kangreni kendi parçamdı<br />
ve başka surette yeniden anlam<br />
kazandı. Ve bütün bunları yaparken<br />
zihnimi hep şöyle besledim. Dibe vurmadan<br />
göğe çıkamazsın. Dibi görmelisin<br />
ki gökteki yıldızları toplayabilesin.<br />
Ben dibe vurduğum her zaman göğe<br />
çıkmak için yeniden ayağa kalktım ve<br />
her defasında en güzel yıldızları topladım.<br />
Hayal etmekten, istemekten,<br />
inanmaktan, sevmekten ve önce kendinizi<br />
sevmekten asla vazgeçmeyin.<br />
Hayat siz planlar yaparken yaşadıklarınızdır.”<br />
Gözlerimin doluluğu yağmura<br />
karışıyor.<br />
Öylece yürüyorum.<br />
RÖPORTAJ<br />
Özge Zaim Sarıoğlu
11
BELKİ DE<br />
TABİATI İYİ<br />
OKUMALIYIZ!<br />
Yaban kazlarının “V” şeklinde<br />
uçtuğunu bilenler vardır.<br />
Peki bu formasyon şeklinin ne<br />
anlama geldiğini biliyor<br />
muyuz?<br />
Bilim adamları kazların<br />
neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar.<br />
Araştırma sonucunda şu verilere ulaşmışlar;<br />
“V” şeklinde uçan her yaban kazı kanat çırptığında,<br />
arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava<br />
akımı sağlıyor.<br />
Böylece “V” seklinde bir formasyonda uçan kaz<br />
grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya<br />
çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini<br />
yüzde yetmiş oranında uzatıyorlar.<br />
Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu<br />
grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlar.<br />
Bir kaz, “V” grubundan ayrıldığı anda uçmakta<br />
güçlük çekiyor.<br />
Çünkü diğer kuşların oluşturduğu hava akımının<br />
dışında kalmış oluyor.<br />
Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor<br />
ve yoluna grupla devam ediyor.<br />
“V” grubunun başında giden kaz hiç bir hava<br />
akımından yararlanamıyor.<br />
Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor.<br />
Bu durumda yorulunca en arkaya geçiyor ve bu<br />
defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna geçiyor.<br />
Bu değişim sürekli yapılıyor;<br />
böylece her kaz, grubun her<br />
noktasında yer almış ve aynı<br />
oranda yorulmuş oluyor.<br />
Uçuş hızı yavaşladığında<br />
gerideki kuşlar, daha hızlı gitmek<br />
üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.<br />
Gruptaki bir kuş hastalanırsa veya bir avcı tarafından<br />
vurulup uçamayacak duruma gelirse;<br />
Düşen kuşa yardım etmek üzere gruptan iki<br />
kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta veya yaralı<br />
kazın yanına gidiyor.<br />
Tekrar uçabilene veya eğer ölürse, ölümüne<br />
kadar onunla beraber kalıyorlar ve yaralı kuşu asla<br />
terk etmiyorlar.<br />
Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu<br />
buluyorlar.<br />
Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak<br />
isteyen kazları reddetmiyor!<br />
H H H<br />
Tabiat bazen en güzel öğretmendir.<br />
Her şey doğal akışında, olması gerektiği gibi<br />
ilerlerken bize çokça ders verir aslında.<br />
Bu yüzden tabiatı iyi okumak ve okuduklarımızdan<br />
dersler çıkarmak lazım.<br />
Kim bilir belki bir yaban kazından bile öğrenecek<br />
çok şeyimiz vardır.<br />
ESKİŞEHİR İLE İLGİLİ<br />
Bir İnternet sitesi, yine internet üzerinden<br />
yapılan paylaşımları tarayarak “Eskişehir<br />
ile ilgili söylenmiş güzel sözleri”<br />
derlemiş.<br />
Eskişehir’de yaşayan, Eskişehir’de olan,<br />
Eskişehir’de eğitim gören ve Eskişehir’e yerleşmeye<br />
düşünenlerin yapmış oldukları paylaşımlarda<br />
kullandığı “Eskişehir” ile ilgili<br />
sözleri bir araya getirmiş.<br />
Kimi ilginç, kimi iddialı, kimi oldukça esprili<br />
sözler…<br />
İşte Eskişehir ile ilgili söylenmiş sözler:<br />
-Biz Eskişehirliyiz mutlu olamayız.<br />
-Biz Eskisehirliyiz. Birbirimize yeteriz.<br />
Biz Eskişehirliyiz kar görmesekte resmini<br />
çizeriz.<br />
Eskişehir mi ? Anlatılmaz. Yaşanır…<br />
-Eskişehirli olmak ne olursa olsun Es-Es<br />
i tutmaktır.<br />
-Adına inat şarap misali eskidikce daha<br />
12<br />
da güzelleşen Eskişehir..<br />
-Dünyada Türk olmak gibidir Türkiye<br />
de Eskişehirli olmak…<br />
Varsa şeklimiz ESKİSEHİR’e bekleriz…<br />
-Eskişehirli olmak çibörek sırasına girenlere<br />
tip tip bakmaktır.<br />
-Eskişehirli olmak liseyi “liğse” olarak<br />
söylemektir.<br />
-Dertli misin dediler, yok biz Eskişehirliyiz<br />
dedik.<br />
-Sıkıntı yapmaya gerek yok burası Eskişehir.<br />
-Biz Eskişehirliyiz çirkin kız arkadaşımız<br />
olmaz.<br />
-Sana ne şarkılar ne de besteler yeter.<br />
Eskişehirimin ismi cihana bedel…<br />
-Eskişehirli olmak bir ayrıcalıktır! Hele<br />
ki Es-Esli olmak, bir şereftir! Ne mutlu Es-<br />
Esliyim diyene!<br />
-Zamanın kalbinin bir başka attığı bir
Evden bir çıkıyorum.<br />
Buz gibi soğuk hava…<br />
Kar havasını andırıyor.<br />
<strong>Nisan</strong> ayı böyle olur mu?<br />
Bahar dediğin rengârenk olmalı…<br />
Yürüyorum Odunpazarı’ndan aşağı<br />
doğru…<br />
Bugün erkenciyim…<br />
Güneş tüm ışıltısıyla sahnede ama onun<br />
da tadı yok belli…<br />
Yoksa baharın ortasında böyle üşütür mü insanı?<br />
Geçiyorum bir banka…<br />
Ellerim cebimde iki büklüm oturuyorum.<br />
Saat sabahın 08.30’u ama insanlar yavaş<br />
yavaş sokaklara akın ediyor.<br />
Herkesin koşturacak bir yaşam telaşı var<br />
belli…<br />
Erkenden halledeyim dercesine hızlı hızlı<br />
yürüyorlar.<br />
Önümden bir kadın geçiyor o esnada…<br />
Bakımlı, yüzüne bakınca hayli güzel…<br />
Bu saatte üşenmemiş de nasıl da hazırlanmış<br />
dedirtiyor insana…<br />
Düşünüyorum da en son ne zaman böyle hazırlandığımı<br />
bilmiyorum.<br />
Şöyle bir gözden geçiriyorum kendimi…<br />
Tayt, tişört mutluyum sanırım…<br />
O sırada karşımda dükkânını açmaya hazırlanan<br />
kuaförün camına astığı yazı gözüme çarpıyor.<br />
“Kendini sev…”<br />
Kendi kendime soruyorum, kendimi seviyor<br />
muyum?<br />
Belki birkaç ay önce bu soruyu sorsam yanıtım<br />
düşünmeden hayır olurdu ama şimdi?<br />
Bilmiyorum.<br />
Canım sıkılıyor, biraz daha yürümeye karar<br />
veriyorum.<br />
Uzmanlar yürümenin insan psikolojisine iyi<br />
geldiğini söylüyor.<br />
Özellikle ritimli yürüyecekmişsin.<br />
Gidiyorum öyle, yolunu kaybetmiş insan<br />
“IŞIĞINI FARK ET!”<br />
Özge Zaim Sarıoğlu<br />
gibi…<br />
Şu soru tekrar kafama takılıyor.<br />
“Kendime değer veriyor muyum?”<br />
İlk etapta, “Hayır” diyecek gibi oluyorum<br />
ama sonra aklıma okuduğum o kitap geliyor.<br />
Her insan değerlidir demiyor muydu orada?<br />
İnsanın içinde, o kuytu köşelerinde mutlaka<br />
bir “değer” vardır.<br />
Düşünüyorum kendi değerimi…<br />
Bulamıyorum.<br />
Yanımdaki çöp tenekesine hızlıca vuruyorum,<br />
ayağım acıyor.<br />
İnsan kendisine kızdığı şeyin acısını başka<br />
bir şeyden nasıl da çıkarıyor?<br />
Bir pişmanlık kaplıyor bedenimi…<br />
Yanımdan geçen o kadın olmasa, neredeyse<br />
gidip özür dileyeceğim çöp tenekesinden…<br />
Delirmiş olmalı bu kız demeden, uzaklaşayım<br />
en iyisi…<br />
Gökyüzüne bakıyorum, güneşin keyfi biraz<br />
daha gelmiş gibi…<br />
Demin ki pişmanlığımdan ötürü tebessüm<br />
ediyor.<br />
Bir an da içime bir sıcaklık yayıldığını hissediyorum.<br />
Bende ona gülümsüyorum.<br />
Kendime söz veriyorum o an…<br />
Kızdıklarımın acısını cansız bile olsa bir<br />
başka şeyden çıkarmayacağıma…<br />
Güneş, tüm parlaklığıyla yanıma sokuluyor.<br />
Işığından gözlerim kamaşıyor.<br />
Korkuyorum.<br />
Korkma dercesine gülümsüyor.<br />
“Kendi değersizliğini sorguladığından beri<br />
peşindeyim.”<br />
Şaşırıyorum: “Nasıl yani?”<br />
Yüzünü buruşturuyor: “Evden çıkarken üşüyordun,<br />
baharın gelmemesinden sitem ediyordun,<br />
şimdi ise gözlerinin kamaşmasından endişelisin<br />
değil mi?”<br />
Kafamı sallıyorum sadece…<br />
Çok uzun konuşmuyor: “İnsanoğlu böyledir<br />
işte… Ne istediğini bilmez. Kendi kararsızlığının<br />
nedenlerini bir başkasında arar. Hayatı da böyledir.<br />
Yapabileceklerinden habersiz… Işığıyla göz<br />
kamaştırabilecekken kendi değerinden habersiz<br />
senin gibi üşümeyi tercih eder.”<br />
Boğazımın ortasına bir şey saplanıyor.<br />
Yutkunamadığımı hissediyorum.<br />
Yavaş yavaş uzaklaşıyor.<br />
Arkasından sesleniyorum, “Ne demek istedin?<br />
Gitme! Biraz daha sohbet edelim. Lütfen!”<br />
Arkasından ne kadar bağırsam da duymuyor.<br />
Gittikten sonra gözlerimi ovuşturuyorum,<br />
avucumun içerisine düşen gözyaşlarını fark ediyorum.<br />
O iki damla yaşa baktıkça ne demek istediğini<br />
anlıyorum.<br />
“Sen değerlisin diyor bana… Işığını fark et!”<br />
Sevinçten etrafımda dönüyorum.<br />
“Ben değerliyim” diyerek sokak ortasında bağıracağım<br />
neredeyse…<br />
İki elimle kalbime bastırıyorum.<br />
İçime odaklanıyorum.<br />
Yeteneklerimi, yapabileceklerimi, yapmak isteyip<br />
de ötelediğim hayallerimi bir bir gözümün<br />
önüne getiriyorum.<br />
Hepsini birer birer yapacağıma söz veriyorum.<br />
Koşarak evin yolunu tutuyorum.<br />
Ne kadar süre öyle koştuğumu bilmiyorum.<br />
Nefes nefese kaldığım bir an da duraksıyorum.<br />
El sallıyorum güneşe…<br />
O ise saklandığı yerden çıkarak hınzırca gülüyor.<br />
SÖYLENMİŞ SÖZLER<br />
Başka Şehir’dir ” Eskişehir ”<br />
-Eskişehirli olmak demek memleketini<br />
öğrenen her insandan “Eskişehir tam öğrenci<br />
şehri yeeaa” lafını duymaktır.<br />
-Önümüzü kesebileceğinizimi zannediyorsunuz,<br />
şimdi daha güçlüyüz daha biriz daha diriyiz..<br />
Çünkü biz ESKİŞEHİRLİYİZ..<br />
-Eskişehirli olmak, sadece 1-2 ay sıcak<br />
yaşamaktır. Daha sonrası hep soğuk hep ayaz.<br />
-Eskişehirliyiz, arenalarla işimiz olmaz…<br />
Eskişehir Atatürk Stadı… Çok şükür ki Eskişehirliyim…<br />
-Eskişehirli olmak Recep dayı “seviyoruuum”<br />
deyince şaşırmamaktır.<br />
-Biz Markete Girdiğimizde ETİ Ürünü<br />
Yoksa Çıkan Giden Adamız Eskişehirliyiz Vefakarız<br />
Gerekirse Cefasınıda Çekeriz.<br />
-İnsanlar 3’e ayrılır; Eskişehirli olanlar,<br />
Eskişehirli olmayanlar ve Eskişehirli olmak<br />
isteyip hiç olamayacaklar…<br />
-Biz Eskişehirliyiz güzelim baharımız yok<br />
ki sevmemiz kolay olsun…<br />
-Biz yedi göbekten Eskişehirliyiz. Es es es<br />
ki ki ki eski eski es. Kupa senindir Eskişehir.<br />
-Herkes diyor ki, FARKLISINIZ. Farklı olduğunuz<br />
kadar tatlısınız. ESKİŞEHİRLİYİZ.! Canım<br />
sizde HAKLISINIZ…!<br />
-Siyah Kırmızı akar kanımız biz Eskişehirliyiz<br />
işte farkımız.<br />
-Sevdik mi deli gibi sever gerekirse aşkımız<br />
dan şehri de yakarız biz Eskişehirliyiz.<br />
-Biz Eskişehirliyiz kira borcu varsa bile silinmişdir.<br />
-Şehrimizin de ES ES’imizin de delisiyiz,<br />
biz ESkişehirliyiz.<br />
-Ferrari bizi bozar, biz Eskişehirliyiz Kartala<br />
bineriz.<br />
-Seninle doğduk, Dünyayı verseler yine<br />
VAZGEÇMEYİZ, ÇÜNKÜ BİZ ESKİŞEHİRLİYİZ.<br />
13
Eskişehir’de 23 mahallenin<br />
yönetimini<br />
kadınlar üstlendi<br />
Birsen Canbaz<br />
Ihlamurkent<br />
31 Mart’ta yapılan seçimlerde Tepebaşı ilçesine bağlı 91<br />
mahallenin 16’sında Odunpazarı ilçesine bağlı 89 mahallenin<br />
de 7’sinde kadın muhtar adayları zaferlerini ilan etti.<br />
Türkiye’de olduğu gibi Eskişehir’de, 31<br />
Mart yerel seçimlerini geride bıraktı.<br />
Tepebaşı İlçesi’ne bağlı kadın muhtarlar<br />
şöyle:<br />
Gül Nazik Yüksel<br />
Gazipaşa<br />
Sevgi Doğan<br />
Gündoğdu<br />
Eskişehir’de 31 Mart Mahalli İdareler<br />
Genel Seçimlerinde rakiplerini geride bırakarak<br />
ipi göğüsleyen kadın muhtarlar, görevlerini<br />
en iyi şekilde yerine getirmek için<br />
çalışmalarına başladı.<br />
Bu seçimlerde Büyükşehir ve ilçe belediye<br />
başkanları ve meclis üyelerinin yanı<br />
sıra muhtarlar arasında da kıyasıya bir mücadele<br />
gerçekleşti.<br />
Mahallelerine en iyi hizmeti götürebilmek<br />
için çabalayan ve seçim döneminde<br />
adeta belediye başkan adayı gibi çabalayan<br />
muhtarlar, seçimlerin netleşmesinin<br />
ardından rahat bir nefes aldı.<br />
Demokrasinin temel taşı olarak görülen<br />
muhtarlık görevine, son dönemlerde<br />
kadınlar da damga vurmayı başardı. Görevi<br />
bir önceki dönemden devralan bazı<br />
kadın muhtarlar olduğu gibi yeni seçilen<br />
isimlerde oldu.<br />
Tepebaşı İlçesi’ne bağlı 91 mahallede<br />
16 kadın muhtar galibiyetini duyururken,<br />
Odunpazarı İlçesine bağlı 87 mahalle de<br />
ise 7 kadın muhtar zaferini ilan etti.<br />
Bahçelievler Mahallesi: Sülbiye Bilen<br />
Batıkent Mahallesi: Derya Can<br />
Bektaşpınar Mahallesi: Yasemen Ünlü<br />
Fatih Mahallesi: Eda Yıldırım<br />
Gazipaşa Mahallesi: Gül Nazik Yüksel<br />
Güllük Mahallesi: Tülay Celt<br />
Hacıalibey Mahallesi: Selma Savaş<br />
Hoşnudiye Mahallesi: Figen Rençber<br />
İhsaniye Mahallesi: Hülya Üregel<br />
Kumlubel Mahallesi: Gülay Karagöz<br />
Mamure Mahallesi: İnci Üluğ<br />
Mustafa Kemal Paşa Mahallesi: Serpil<br />
Üstsoy<br />
Ömerağa Mahallesi: Nevin Atasoyar<br />
Şeker Mahallesi: Canan Arı<br />
Yenibağlar Mahallesi: Mine Türeli<br />
Yeşiltepe Mahallesi: Meryem Kuş Açıkgöz<br />
Odunpazarı Belediyesi’ne bağlı<br />
kadın muhtarlar ise şu şekilde:<br />
Cunudiye Mahallesi: Sevil Ata<br />
Emek Mahallesi: Sibel Akıl<br />
Gündoğdu Mahallesi: Sevgi Doğan<br />
Ihlamurkent Mahallesi: Birsen Canbaz<br />
Yenikent Mahallesi: Nezahat Nazik<br />
Yıldıztepe Mahallesi: Gül Karausta<br />
Lütfiye Mahallesi: Nurcan Yıldırım<br />
Derya Can<br />
Batıkent<br />
14<br />
Sibel Akıl<br />
Emek<br />
Meryem Kuş Açıkgöz<br />
Yeşiltepe<br />
Gül Karausta<br />
Yıldıztepe
İŞTE ESKİŞEHİR’İN TÜM MAHALLE MUHTARLARI LİSTESİ<br />
ODUNPAZARI İLÇESİ MUHTARLARI<br />
MAHALLE<br />
AD SOYAD<br />
AĞAPINAR<br />
ENGİN ERŞAN<br />
AKARBAŞI<br />
SELÇUK YÜCELAND<br />
AKCAMİ<br />
KEMAL MANDAL<br />
AKÇAĞLAN<br />
ALİ İRFAN İBİŞ<br />
ALANÖNÜ<br />
MUSA YELER<br />
ARİFİYE<br />
HAKAN AKSOY<br />
AŞAGIÇAĞLAN<br />
YÜKSEL GEDİK<br />
BÜYÜKDERE<br />
ALİ YEŞİLDAL<br />
CUNUDİYE<br />
SEVİL ATA<br />
ÇANKAYA<br />
CEMİL ÖZTÜRK<br />
ÇAVLUM<br />
MUAMMER ARDUÇ<br />
DEDE<br />
ÖMER SARAÇLAR<br />
DELİKLİTAŞ<br />
HÜSNÜ PETEK<br />
EMEK<br />
SİBEL AKIL<br />
ERENKÖY<br />
OSMAN ÇALIŞ<br />
GÖKMEYDAN<br />
NİZAMETTİN ERTAŞ<br />
GÖZTEPE<br />
AHMET SUNGUR<br />
GÜLTEPE<br />
ALİ AL<br />
GÜNDOĞDU<br />
SEVGİ DOĞAN<br />
HUZUR<br />
REFİK ÖZAYDIN<br />
IHLAMURKENT<br />
BİRSEN CANBAZ<br />
İSTİKLAL<br />
HÜSEYİN ALPARSLAN<br />
KALKANLI<br />
TUNCER BOZKURT<br />
KARACAHÖYÜK<br />
ERDOĞAN ÇAYGEÇEN<br />
KARAPINAR<br />
MUSTAFA GAZİ UZUN<br />
KAYAPINAR<br />
CEMAL ÖZEL<br />
KIRMIZITOPRAK<br />
İSMAİL SARIKAYA<br />
KURTULUŞ<br />
AKIN GÜNYÜZÜ<br />
ORHANGAZİ<br />
İHSAN ÇAĞLAR<br />
ORTA<br />
EROL GÜRDOĞAN<br />
OSMANGAZİ<br />
MUZAFFER ÇİMEN<br />
PAŞA<br />
UTKU ÖLMEZER<br />
SEVİNÇ<br />
TEKİN IŞLI<br />
SÜMER<br />
İSRAFİL ALKAN<br />
ŞARKİYE<br />
ŞAKİR KURTOĞLU<br />
VADİŞEHİR<br />
KADİR ŞEN<br />
VİŞNELİK<br />
MERİÇ GÜNEY<br />
YASSIHÖYÜK<br />
CENGİZ ALGAN<br />
YENİDOĞAN<br />
SABİT KÖRPE<br />
YENİKENT<br />
NEZAHAT NAZİK<br />
YILDIZTEPE<br />
GÜL KARAUSTA<br />
71 EVLER VEYSEL GAZNEPOĞLU<br />
75. YIL ASAF KARABULUT<br />
ODUNPAZARI KÖYDEN MAHALLE OLAN<br />
KÖY ADI<br />
AD SOYAD<br />
AKÇAKAYA<br />
HASAN HÜSEYİN BAL<br />
AKKAYA<br />
İSA BOZKAYA<br />
AKPINAR<br />
ERDOĞAN UMUT<br />
AŞAĞI ILICA<br />
HASAN UÇAK<br />
AVDAN<br />
NECDET KÖSEOĞLU<br />
AYVACIK<br />
AHMET TURAN ÇELİK<br />
ÇAMLICA<br />
İBRAHİM KARTALTEPE<br />
DEMİRLİ<br />
HARUN FİDAN<br />
DOĞANKAYA<br />
ADİL DEMİRKOL<br />
EŞANKARA<br />
ALİ ÖZ<br />
GÜLPINAR<br />
İSMAİL KESKİNER<br />
GÜMELE<br />
HALİL İBRAHİM ÖZBEK<br />
HARMANDALI<br />
TARIK ÜNAL<br />
İMİŞEHİR<br />
KADİR ZAPTİYE<br />
KANLIPINAR<br />
ERDAL ÇELİKTAŞ<br />
KARAALAN<br />
ONUR SON<br />
KARACAŞEHİR<br />
MURAT ÇELİK<br />
KARAÇAY<br />
METİN ERUL<br />
KARAHÜYÜK<br />
ABDULLAH BİLGİÇ<br />
KARAMUSTAFAOĞLU AHMET KARABULUT<br />
KARAPAZAR<br />
MUSTAFA KEMAL BİÇERER<br />
KARATEPE<br />
İSMAİL ÖZAT<br />
KARGIN<br />
TURAN AVCI<br />
KAYACIK<br />
HALİL PARLAK<br />
KIRAVDAN<br />
KENAN YILMAZ<br />
KİREÇ<br />
MUSTAFA DOĞAN<br />
KUYUCAK<br />
HAYDAR ÇAKIR<br />
LÜTFİYE<br />
NURCAN YILDIRIM<br />
MUSALAR<br />
HALİL İBRAHİM YILDIZ<br />
SARISUNGUR<br />
MUHARREM ÖNLÜ<br />
SEKLİCE<br />
ENVER FURTİN<br />
SULTANDERE<br />
SEZGİN YILMAZ<br />
SÜPÜREN<br />
ŞABAN BAŞKAYA<br />
TÜRKMENTOKAT<br />
ALİ OSMAN GÜZEL<br />
ULUÇAYIR<br />
BEDRİ DEYER<br />
YAHNİKAPAN<br />
MEHMET KILINÇ<br />
YENİSOFÇA<br />
HALİL GÖKSU<br />
YÜRÜKKARACAÖREN AHMET SAVİ<br />
YÜRÜKKIRKA<br />
YAKUP AKIN<br />
YUKARIÇAĞLAN<br />
ALİ ÇETİNBAŞ<br />
YUKARIILICA<br />
İBRAHİM ÖZCAN<br />
YUKARI KALABAK MUHARREM IŞIKEL<br />
TEPEBAŞI İLÇESİ MUHTARLARI<br />
MAHALLE<br />
AD SOYAD<br />
ALINCA<br />
İLYAS KESİKBAŞ<br />
AŞAĞI SÖĞÜT ÖNÜ ÖMER AKAR<br />
BAHÇELİ EVLER<br />
SÜLBİYE BİLEN<br />
BATIKENT<br />
DERYA CAN<br />
BOYACIOĞLU<br />
VOLKAN ATAK<br />
CUMHURİYE<br />
ALİ RIZA TAKTAKLAR<br />
ÇAMLICA<br />
SAVAŞ HANCI<br />
ÇUKURHİSAR HİS<br />
HALİL KARATAŞ<br />
ÇUKURHİSAR YENİ FATİH AY<br />
EĞRİÖZ<br />
MUSTAFA MİHALLIÇ<br />
EMİRLER<br />
SÜLEYMAN UYARER<br />
EMİRCEOĞLU<br />
SELİM YILMAZ<br />
ERTUĞRULGAZİ<br />
ÇETİN AYDIN<br />
ESENTEPE<br />
İRFAN OKAY<br />
ESKİBAGLAR<br />
ŞENOL İTGİN<br />
FATİH<br />
EDA YILDIRIM<br />
FEVZİÇAKMAK<br />
YAŞAR ÖZKAYA<br />
GAZİPAŞA<br />
GÜL NAZİK YÜKSEL<br />
GÖKDERE<br />
DAVUT ÜNSAL<br />
GÜLLÜK<br />
TÜLAY CELT<br />
HACIALİBEY<br />
SELMA SAVAŞ<br />
HACISEYİT<br />
MÜNİR ÇORAKBAŞ<br />
HASANBEY<br />
SAİT KANDEMİR<br />
HAYRİYE<br />
FARUK GÖKTANIR<br />
HOŞNUDİYE<br />
FİGEN RENÇBER<br />
IŞIKLAR<br />
HAMDİ ÖZDAMAR<br />
İHSANİYE<br />
HÜLYA ÜREGEL<br />
KAVACIK<br />
VELİ OFLAZ<br />
KESKİN<br />
HASAN KAYHAN<br />
KOZKAYI<br />
EMİN SOLAK<br />
KOYUNLAR<br />
MEHMET SARIKÖSE<br />
KUMLUBEL<br />
GÜLAY KARAGÖZ<br />
MAMURE<br />
İNCİ ÜLUĞ<br />
M.KEMAL PAŞA<br />
SERPİL ÜSTSOY<br />
ORTA<br />
SAMİ BOZTAŞ<br />
ÖMERAĞA<br />
NEVİN ATASAYAR<br />
SAKİNTEPE<br />
OSMAN ALEM<br />
SATILMIŞOĞLU<br />
SİNAN SİVRİKAYA<br />
SAZOVA<br />
KAMİL EMRE<br />
SÜTLÜCE<br />
MEHMET DİPÇİN<br />
ŞARHÖYÜK<br />
ABDULLAH TEPEKAYA<br />
ŞEKER<br />
CANAN ARI<br />
ŞİRİNTEPE<br />
SELAMİ ÇETİN<br />
TUNALI<br />
İBRAHİM BAKİ<br />
ULUÖNDER<br />
HASAN GÜLER<br />
YENİ<br />
HALİL ÇELTİK<br />
YENİ BAĞLAR<br />
MİNE TÜRELİ<br />
YEŞİLTEPE<br />
MERYEM KUŞAÇIKGÖZ<br />
Y SÖĞÜTÖNÜ<br />
ÖNDER ÖZER<br />
ZAFER<br />
ÇETİN ÖZDEMİR<br />
ZİNCİRLİKUYU<br />
ERDAL KARAKAYA<br />
TEPEBAŞI KÖYDEN MAHALLE OLANLAR<br />
KÖY<br />
AD SOYAD<br />
AHİLER<br />
MURAT AKDOĞAN<br />
AŞAĞI KARTAL<br />
ENGİN ER<br />
ATALAN<br />
GÖKHAN ÖZDEMİR<br />
ATALAN TEKKE<br />
AHMET YILDIZ<br />
AVLAMIŞ<br />
ORHAN GAZİ ÖZTÜRK<br />
BEHÇETİYE<br />
ZEYNUN DURMAZ<br />
BEKTAŞPINAR<br />
YASEMEN ÜNLÜ<br />
BEYAZALTIN<br />
YÜKSEL GİRGİN<br />
BOZDAĞ<br />
MUSA ALTINOK<br />
BULDUK PINAR<br />
KEMAL GÖKMEN<br />
CUMHURİYET<br />
HALİL YAVUZEL<br />
ÇALKARA<br />
HASAN BATI<br />
ÇANAKKIRAN<br />
MUHARREM ÜNLÜ<br />
DANIŞMENT<br />
EROL ALKAN<br />
GÖKÇEKISIK<br />
İBRAHİM UYSAL<br />
GÜNDÜZLER<br />
SELİM KURNAZ<br />
HEKİMDAĞ<br />
CEMAL ARSLAN<br />
KARAÇOBANPINARI HİKMET DOKUZLAR<br />
KARADERE<br />
HAYRİ ÖNER<br />
KARAGÖZLER<br />
ALİ AKSOY<br />
KIZILCAÖREN<br />
FESİH AKKUŞ<br />
KIZILİNLER<br />
MUSTAFA GENÇTÜRK<br />
KOZLUBEL<br />
REŞİT ETİ<br />
MOLLAOĞLU<br />
ENVER TEKİN<br />
MUSAÖZÜ<br />
SELMAN ALTINOK<br />
NEMLİ<br />
HALİL İBRAHİM KOÇHAN<br />
SULUKARAAĞAÇ<br />
SÜLEYMAN ÖZBAY<br />
TAKMAK<br />
HÜSEYİN UYANOĞLU<br />
TANDIR<br />
HALİL DOĞAN<br />
TAYCILAR<br />
ŞABAN GÜREN<br />
TEKECİLER<br />
MUSTAFA İMDAT<br />
TURGUTLAR<br />
FAZLI TURGUT<br />
ULUDERE<br />
HASAN HÜSEYİN AKÇAY<br />
YAKAKAYI<br />
MUSTAFA ÜNLER<br />
YARIMCA<br />
MEHMET TEVFİK ŞAHİN<br />
YENİAKÇAYIR<br />
ERCAN TAŞ<br />
YENİ İNCESU<br />
AHMET KILIÇLI<br />
YÖRÜKAKÇAYIR<br />
AHMET YAVUZ<br />
YUKARI KARTAL<br />
HÜSEYİN ŞEN<br />
YUSUFLAR<br />
SELİM ÖZEN<br />
15
Kendini<br />
kendine<br />
bir de<br />
sev,<br />
değer ver,<br />
kahve iç !<br />
Sahibi olduğu butik cafesinde bitki ile kahveyi harmanlayıp<br />
yepyeni bir tarzı yakalayan kadın işletmeci<br />
Senem Kılıç ile kahve üzerine sohbet...<br />
16<br />
Bugün ruhum deli dolu…<br />
Evden çıkıyorum, sokaklarda “avare” dolaşıyorum.<br />
Geçen gün bir arkadaştan numarasını almıştım<br />
gideceğim cafenin…<br />
Hazır böyle dingin bir gün yakalamışım, gideyim<br />
keyifle yapayım işimi diyorum.<br />
Ara sokakta butik bir cafe…<br />
İçeriye girmeden önce dışarıdan şöyle bir<br />
inceliyorum.<br />
Kutu gibi, minicik bir yer…<br />
Bildiğiniz ev gibi…<br />
Sıcaklığı, sevgiyi hissettiriyor insana yaydığı<br />
enerji…<br />
Bağlar’ın ara sokaklarında…<br />
Öğrenciye yakın, benim gibi evi şehrin bir<br />
ucunda olanlara yeri biraz ters kalsa da içtiğim<br />
o mis gibi portakal kokulu kahveden<br />
sonra gelmek için bir nedeni var dedirtiyor<br />
insana…<br />
Kapıdan içeriye girdiğim an tavandaki zincirler<br />
gözüme çarpıyor.<br />
Duvarlarda ise Zebralar ve Afrikalı kadın<br />
simgeleri var.<br />
Konuştukça kafamda şekil alıyor gördüklerim…<br />
KOSGEB desteğiyle butik kafe işletmesi<br />
açan Ela Senem Kılıç, tezgahın arkasında<br />
harıl harıl çalışıyor.<br />
Ben yeşil renkteki, hantal çantamı<br />
bir sandalyeye bıraktıktan sonra<br />
yanına gidiyorum.<br />
Gülüyor: “Erken gelmişsin!”<br />
Bende karşılık veriyorum: “Akşam<br />
üstü yoğun olur dedim, erkenden<br />
halledeyim.”<br />
O bir yandan çalışırken bende bir yandan<br />
etrafı gözlemliyorum.<br />
Bu cafenin bir özelliği de mevsim geçişlerinde<br />
meydana gelen gribal enfeksiyonlara<br />
karşı müşterilerine özel formülüyle hazırladığı<br />
kahveleri sunması…<br />
Örneğin birinin adı 'Latte Amber'<br />
Birçok baharatı içinde bulundurmakla birlikte<br />
espresso ve süt ile de hem şifa dağıtıyor<br />
hem de kahve keyfini doyasıya yaşatıyor.<br />
Burayı yaklaşık bir yıl önce açtığından<br />
bahsediyor Senem Hanım, işlerini tamamlarken…<br />
Sonra gülümseyerek yanıma geliyor…<br />
“KAHVEYİ BİTKİ İLE<br />
HARMANLIYOR”<br />
Kahvenin içeriği hakkında bilgi veriyor:<br />
“Kahvemize Latte Amber ismini verdik.<br />
İçerisinde çeşitli baharatlar ihtiva<br />
ediyor. Aynı zamanda espresso ve süt<br />
karışımı olan bir kahve. Eskişehir<br />
malum havası çok değişken olduğu için<br />
gündüz ve gece sıcaklıkları çok fazla<br />
oluyor. Bu da tabi sağlık açısından<br />
sıkıntı meydana<br />
ge- tirdiği gibi<br />
gribal<br />
enfeksiyonlara<br />
da sebep oluyor.<br />
O yüzden müşterilerimiz<br />
bu kahveyi<br />
içerken hem şifa buluyorlar<br />
hem de espressonun
güzel büyüsüne kapılıp afiyetle kahvelerini<br />
yudumluyorlar. Latte Amber'de daha<br />
çok Honduras kahve kullanıyoruz.”<br />
“FİLTRE KAHVEDE KENYA!”<br />
Diğer kahvelerini de anlatıyor Senem<br />
Hanım: “Onun dışında da filtre kahvede<br />
Kenya ilgi görüyor. Bunun dışında da<br />
farklı baharatlı kahvelerimiz bulunuyor.<br />
Özellikle limonla harmanladığımız kahvelerimiz<br />
var. Limonun ekşi tadı kahveyle<br />
buluştuğunda dikkat çekici bir<br />
lezzet ortaya çıkıyor. Aslında bizim kültürümüzde<br />
sözü de vardır 'Bir kahvenin<br />
40 yıl hatırı vardır' denmesinin sebebi<br />
aslında kültürümüzde kahve var. Ama<br />
çeşitlilik olarak İstanbul’dan gelen bir<br />
akım oluştu. Bu da Eskişehir'e çok güzel<br />
yansıdı. Çeşitlilik arttıkça, kültür arttıkça<br />
insanlar mekanlarda da oturmaktan zevk<br />
alıyorlar. Bu yüzden bence çok güzel.<br />
Masa üzerinde duran menüyü incelerken<br />
portakallı kahve dikkatimi çekiyor.<br />
“Dur ben sana ikram edeyim!” diyerek<br />
tezgahın arkasına geçiyor.<br />
“MİS GİBİ PORTAKAL KOKUSU”<br />
Heyecanla bekliyorum.<br />
Bir şey itiraf edeyim ben portakalı<br />
meyve olarak fazla sevmem, kahvesine<br />
karşı ön yargılı bakıyorum.<br />
Yaparken izliyorum, şurup kullanmıyor,<br />
gerçek meyvelerin sularından oluşturuyor.<br />
İşlemi tamamladıktan sonra sunum yapıyor.<br />
Bir yudum alıyorum, mutluluğum yüzüme<br />
de yansıyor.<br />
Nasıl buldun dercesine bakınca yüzüme<br />
Senem Hanım: “Harika. Portakalın sadece<br />
kokusu var. Öyle buram buram bir portakal<br />
tadı gelmiyor. Bayıldım” diyorum.<br />
Tebessüm ediyor.<br />
Cafeye şöyle bir göz atarak: “Nasıl oluştu<br />
bu fikir?” diye soruyorum.<br />
Kısa bir düşünmenin ardından yanıtlıyor:<br />
“Her zaman kendimi mutfağa yakın hissediyordum.<br />
El becerilerimin olduğuna<br />
inanıyordum. Ayrıca kahve ile ilgili de<br />
değişik araştırmalarım vardı. Bu şekilde<br />
fikir gelişti.<br />
İnsanların ilgisinden de çok memnun<br />
Senem Hanım…<br />
Şu ana kadar kahvelerini beğenmeyen<br />
bir kişinin olmadığını söylüyor.<br />
“ÖNCE CESARET!”<br />
“Kadın girişimcilere tavsiyeleriniz var<br />
mı?” diyorum.<br />
Kendinden emin anlatıyor:<br />
“Önce cesaretli olsunlar. Hiçbir konuda<br />
kendilerini sınırlandırmasınlar. Kadın<br />
olmak ince fikirli olmak demek bence.<br />
Butik cafelerde ayrıntılar her zaman<br />
önemlidir. Herkesin yaptığı şeyin bir<br />
adım dışına çıkmak sizi bir adım öteye<br />
götürür. O yüzden kadın olmanın avantajı<br />
çok fazla. Kadın eli değen her şeyin<br />
güzelleşeceğini düşünüyorum. O yüzden<br />
kesinlikle kendilerini sınırlandırmasınlar.<br />
Her alanda bulunsunlar.”<br />
“ZİNCİRLER KÖLELİĞİ ANLATIYOR”<br />
Konsepti soruyorum, şu içeriye girdiğim<br />
an tavanda göze çarpan zincirleri…<br />
Afrika’dan bahsediyor : “Afrika kahvenin<br />
ilk üretildiği bir ülke. Konseptimizi Afrika<br />
yapmak istedik. Tavandaki zincirler Afrika’daki<br />
köleliği anlatmak için, ona istinaden<br />
yapılmış bir şey. Yine duvarlar da<br />
Zebra ve Afrikalı kadın var. Oradaki insanların<br />
yaşayışları, kölelik sistemi beni hep<br />
içime döndürür, etkiler. Oradan geliyor.”<br />
Hoşuma gidiyor.<br />
“Burada beni çeken bir şey vardı zaten”<br />
diyorum.<br />
Karşılıklı gülüşüyoruz.<br />
Sonra lavaboya gitmek için izin istiyorum.<br />
Bir giriyorum ki, ayna dikkatimi çekiyor.<br />
Şu yazıyı yazmışlar:<br />
“Kendini sev. Kendine değer ver. Kahve<br />
iç!”<br />
İşte o zaman aynaya bakarak kocaman<br />
gülüyorum:<br />
“Hiçbir şey tesadüf değil! Ben burada<br />
olmam gerektiği için buradayım.”<br />
17
Başkan Büyükerşen seçim sonrası<br />
belediye önünde coşkuyla karşılandı<br />
Eskişehir ’de<br />
tarihi<br />
bir rekora imza atarak<br />
31 Mart <strong>2019</strong> Mahalli<br />
İdareler seçimlerinde üst<br />
üste 5. Kez seçilme başarısını<br />
gösteren Büyükşehir<br />
Belediye Başkanı<br />
Yılmaz Büyükerşen seçim<br />
sonrası belediye önünde<br />
coşkulu bir şekilde karşılandı.<br />
Mesai arkadaşlarının alkışları<br />
eşliğinde belediyeye<br />
gelen Başkan<br />
Büyükerşen, yeni döneme<br />
ilişkin müjdeler de<br />
verdi.<br />
Eskişehirlilerin daha da<br />
gurur duyacağı bir kent<br />
ortaya çıkarmak için projeler<br />
uygulayacaklarını<br />
söyleyen Büyükerşen;<br />
“Önümüzdeki dönemde<br />
de hem kent merkezinde<br />
hem de kırsalda yapacaklarımızla<br />
Eskişehir’i çok<br />
daha ileriye taşıyacağız.<br />
Söz verdiğimiz gibi Eskişehir’e<br />
bahar geldi!” dedi.<br />
18<br />
Gerçekleşen seçimler sonucunda Eskişehir’de<br />
hem merkezde hem kırsalda oyunu arttırarak 5.<br />
dönemine giren Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, personeli tarafından<br />
belediye önünde büyük bir coşkuyla karşılandı.<br />
Başkan Büyükerşen yaptığı konuşmada<br />
önümüzdeki 5 yıl boyunca Eskişehirlilerin daha<br />
fazla gurur duyacağı bir kent yaratmak için hem<br />
kent merkezinde hem de kırsalda önemli projelere<br />
imza atacaklarını ifade etti.<br />
SÖZ VERDİK BAHAR GELDİ<br />
Başkan Büyükerşen, 5. seçiminden de zaferle<br />
ayrılmasının ardından Büyükşehir Belediyesi<br />
önünde personeli tarafından büyük bir coşkuyla<br />
karşılandı. Personele emekleri dolayısıyla teşekkür<br />
eden Başkan Büyükerşen, “Büyükşehir Belediyemizin<br />
çok değerli kadrolarına bu güzel<br />
karşılama için yürekten teşekkür ediyorum. Bugüne<br />
dek Eskişehir’de başardığımız işler yalnızca<br />
benim yaptığım işler değildir. Büyükşehir<br />
Belediyemizin<br />
bütün personelinin<br />
bu şehrin<br />
örnek bir kent olmasında<br />
emeği<br />
büyüktür. Elbette<br />
şüphesiz bu projelere<br />
sahip<br />
çıkan, bizleri destekleyen<br />
hemşerilerimizin<br />
de<br />
hakkı ödenmez.<br />
Önümüzdeki dönemde<br />
de hem<br />
kent merkezinde<br />
hem de kırsalda<br />
yapacaklarımızla<br />
Eskişehir’i çok<br />
daha ileriye taşıyacağız.<br />
Söz verdiğimiz<br />
gibi<br />
Eskişehir’e bahar<br />
geldi!” dedi.
Büyükşehir Belediyesi 500 bin domates fidesini daha üretici ile buluşturdu<br />
Kırsal Büyükşehir ile<br />
KalKınıyor<br />
Üreticiyi kalkındırmak için birçok<br />
projeyi birbiri ardına hayata geçiren<br />
Büyükşehir Belediyesi tarım<br />
ve hayvancılık yapan çiftçilerin<br />
yanında olmaya devam ediyor.<br />
Kırsalda yaşayan vatandaşlara üc-<br />
şehir Belediyesi,<br />
Kır-<br />
Büyük<br />
sal Kalkınma Projeleri<br />
kapsamında zor günlerden<br />
geçen çiftçilere desteklerini<br />
arttırarak sürdürüyor.<br />
Geçen yıl 263 bin domates<br />
fidesini üreticilere ücretsiz<br />
olarak dağıtan ve çiftçilerin<br />
yaklaşık 7 milyon TL gelir<br />
etmelerini sağlayan Büyükşehir<br />
Belediyesi, bu yıl da<br />
500 bin domates fidesini<br />
düzenlediği törenle üreticilerle<br />
buluşturdu. Törende<br />
konuşan Başkan Büyükerşen<br />
“Şehircilik projelerimiz<br />
ile kentimizi nasıl örnek bir<br />
kent haline getirdiysek,<br />
yeni dönemde kırsal kalkınma<br />
projelerimizle de<br />
hem zor günlerden geçen<br />
üreticimize destek olacak,<br />
hem de Eskişehir’i bu<br />
alanda da örnek bir kent<br />
haline getireceğiz” dedi.<br />
retsiz olarak verilen yaklaşık 200<br />
bin dut fidanı, 2 buçuk milyondan<br />
fazla marul fidesi, 263 bin domates<br />
fidesi ve 50 manda hibesinin<br />
ardından 500 bin domates fidesi<br />
daha üreticilere buluştu.<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz<br />
Büyükerşen, Alpu Belediye<br />
Başkanı Gürbüz Güller, Han Belediye<br />
Başkanı Erdal Şanlı, Mahmudiye<br />
Belediye Başkanı İshak<br />
Gündoğan ve birçok ilçeden üreticilerin<br />
katılımıyla Büyükşehir Belediyesi<br />
Park ve Bahçeler<br />
seralarında düzenlenen törende<br />
üreticiler ücretsiz domates fidelerini<br />
teslim aldı. Törende konuşan<br />
Başkan Büyükerşen, kırsal kalkınmaya<br />
büyük önem verdiklerini<br />
ifade ederek, ülkenin içinde bulunduğu<br />
ekonomik krizden üretimin<br />
artırılmasıyla çıkılabileceğini<br />
belirtti. Büyükerşen “Seçim çalışmalarımızda<br />
şehrimizin dört bir<br />
köşesinde üreticilerimiz bizlerden<br />
domates fidesi desteğine devam<br />
etmemizi istediler. Geçtiğimiz yıl<br />
yaklaşık 265 bin domates fidesinden<br />
üreticimizin güzel gelirler<br />
elde ettiğini biliyorum. Bu yıl da<br />
bu sayıyı 500 bine çıkarttık.<br />
Çünkü yanlış tarım politikaları nedeniyle<br />
üreticimizin zor günlerden<br />
geçtiğini biliyorum. Zor günlerden<br />
geçen yalnızca üreticimiz de değil.<br />
Kendileri yüksek maliyetler sebebiyle<br />
üretime katılamadıkları için<br />
ülke olarak ne yazık ki birçok<br />
temel tüketim ürününde dışa bağımlı<br />
hale geldik. Ancak biz<br />
yeni dönemimizde<br />
üreticimize desteklerimizi<br />
arttırmakta<br />
kararlıyız.<br />
Seçimden önce<br />
söylediğimiz gibi<br />
birlikte üreteceğiz,<br />
birlikte bölüşeceğiz<br />
ve Eskişehir’i kırsal kalkınma<br />
alanında da model bir kent haline<br />
getireceğiz” dedi.<br />
Dağıtılan fidelerden tekrar tohum<br />
alınabileceğini ifade eden Başkan<br />
Büyükerşen, Büyükşehir Belediyesi<br />
Tohum Üretim Merkezi’nin de<br />
yerli tohum konusunda önemli çalışmalara<br />
imza attığının altını<br />
çizdi.<br />
19
Gelin ile kayınvalide<br />
aynı sergide buluştu<br />
BİRİ<br />
ressam, diğeri seramik sanatçısı<br />
iki kadın. Özellikleri, birinin<br />
gelin, diğerinin kayınvalide olması. Birbirleri<br />
ile geçinemeyen gelin-kayınvalidelere<br />
inat adeta ana-kız gibi olmuşlar. Birbirleriyle<br />
uyuşup, anlaşmalarının en büyük etkeni<br />
ise ortak özellikleri olan sanatı seviyor<br />
oluşları. İşte gelin Hatice Sarıgül Aydoğan<br />
ve kayınvalide Kahina Aydoğan ile resim,<br />
seramik ve aile içi gelin-kayınvalide ilişkilerini<br />
konuştuk.<br />
İkisi de yetenekli, ikisi de hayat dolu<br />
Biri ressam, diğeri seramik sanatçısı…<br />
İkisi de yetenekli, ikisi de hayat<br />
dolu…<br />
Birbirlerini çok seviyorlar.<br />
Ve gelin- kayınvalide ortak bir<br />
sergi açmaya karar veriyorlar.<br />
Kayınvalide Kahina Aydoğan, gelin<br />
ise Hatice Sarıgül Aydoğan…<br />
Ticaret Borsası’nda ortak bir sergide<br />
buluşacaklarını öğreniyorum.<br />
Soluğu yanlarında alıyorum?<br />
Eee kolay değil?<br />
Şimdiki zaman da gelin kayınvalide<br />
bırakın sergi açmayı yan yana 5<br />
dakika duramıyorlar.<br />
Onlar ise öyle değil…<br />
Anne kız gibi geldiler bana…<br />
Birbirlerini sahiplenmelerinden,<br />
birbirlerine sevecen bakışlarından anlıyorum.<br />
“RESİM YAPMAYI<br />
BIRAKAMIYORUM”<br />
İlk olarak Kahina Teyze’yi dinliyorum.<br />
Asil duruşuyla ev hanımı olduğunu<br />
söylüyor ve başlıyor anlatmaya<br />
serüvenini:<br />
“Ev hanımıyım. Resim gibi hobilerim<br />
vardı. Meraklı olduğum için. İlk<br />
önce evde yapıyordum ama kursların<br />
da çok etkisi oldu tabi. Kursa gittim,<br />
ilk defa malzeme kullanmayı öğrendim.<br />
Malzeme kullanmayı öğrendikten<br />
sonra çoğu eserimi evde yaptım. Evde<br />
20<br />
de resim üzerine çalışıyorum.”<br />
Yeteneğini nasıl<br />
keşfettiğini soruyorum,<br />
akıllıca yanıt veriyor<br />
Kahina Teyze:<br />
“Kızım, anne hiçbir<br />
şey yapmayarak<br />
evde alzheimer olursun<br />
deyince boş durmuyordum.<br />
Başka<br />
işlerle uğraşıyordum.<br />
Bırakamıyorum şimdi<br />
de.”<br />
“SERAMİĞİ<br />
TAVSİYE EDE-<br />
RİM”<br />
Gelini Hatice<br />
Hanım ise mütevaziliğiyle<br />
araya giriyor ve<br />
şöyle konuşuyor:<br />
RÖPORTAJ<br />
“Bu soruyu<br />
Özge Zaim Sarıoğlu<br />
zaman zaman bende<br />
kendime soruyorum. Ama nasıl başladığımı<br />
bende bilmiyorum. Bir şekilde<br />
seramik kursu araştırmaya başladım.<br />
Yol üstünde bir kurs değildi gittiğim<br />
yer. Baya araştırdım. Küçükçekmece’den<br />
Mecidiyeköy’e kadar gidip geliyordum<br />
ilk zamanları… Benim baya<br />
eskiye dayanıyor aslında… Yaklaşık 15-<br />
16 yıl öncesinden ufak ufak ara kurslara<br />
gittim, biraz yaptım. Sonra bir şey<br />
oldu o kurs devam etmedi, ben tekrar<br />
yeni kurs araştırmalarına girdim vs.<br />
Dolayısıyla 15 yıldır aralıksız yapmıyorum<br />
ama ara ara biraz yapıyorum. Son<br />
birkaç yıldır biraz daha yoğun yapıyorum.<br />
Aslında ben İngilizce öğretmeniyim<br />
ve üniversitede çalışıyorum.<br />
Dolayısıyla yoğun iş temposunun yanında<br />
bunun bana çok iyi gelen bir<br />
şey olduğunu fark ettim. Özellikle seramiği<br />
kesinlikle tavsiye ediyorum.”<br />
“TERAPİ GİBİ”<br />
Sonra bana, “Sende gitsene” diye<br />
tavsiye de bulunuyor, bende yetenek-
sizliğimden bahsediyorum.<br />
Gülümsüyor:<br />
“Seramik de çok<br />
fazla yeteneğe<br />
gerek yok. Çamurla<br />
uğraşmak<br />
insanı rahatlatan<br />
bir şey. Stresli iş<br />
döneminde böyle<br />
bana da terapi gibi<br />
de oldu. Sonuçta<br />
bir şey çıkıyor ortada.<br />
Ürün çok<br />
mükemmel olmasa<br />
da bir şekilde beğeniliyor.<br />
Kendim<br />
yapınca, “Ya fena<br />
olmadı” diyorsun.<br />
Üretken olma fikri<br />
de güzel. Uzun zamandır<br />
ara ara yapıyorum.<br />
Aklıma<br />
ne eserse onu yapıyorum.<br />
Eskiden daha fonksiyonel<br />
çalışıyordum, işte böyle kullanabileceğim<br />
şeyler. Kase, peçetelik gibi günlük<br />
hayatta hep kullandığım şeyler. Şimdi<br />
dekoratif şeyler de yapmaya çalışıyorum.”<br />
“GELİN KAYINVALİDE<br />
PROGRAMINI YAPAMAYIZ<br />
SERGİ AÇALIM DEDİK”<br />
Konuyu gelin- kayınvalide muhabbetine<br />
getirmeden edemiyorum.<br />
Biraz çekingen: “Gelin kayınvalide<br />
pek anlaşamaz. Sizi sergi de birleştiren<br />
ne oldu?”<br />
Kahkahayı basıyorlar ve Hatice<br />
Hanım yanıt veriyor:<br />
“Kurslarımız<br />
bile aynı. Çok seviyoruz<br />
birbirimizi.<br />
15 sene<br />
oldu. Annem<br />
resim yapıyor ben<br />
seramik. Tam aynısı<br />
değil ama içimizin<br />
de içinde<br />
sanat sevgisi var.<br />
İkisi de sabır isteyen<br />
şeyler. İkimizde<br />
de o<br />
fazlasıyla var, o<br />
yüzden sanırım.<br />
Bir ara bu gelin<br />
kayınvalide programları<br />
vardı ya.<br />
Oraya mı katılsak<br />
dedik. Sonra<br />
dedik ki bizi<br />
orada ağlatırlar.<br />
Biz orada bir gün<br />
bile dayanamayız.<br />
Çünkü bizim içimizde<br />
öyle bir<br />
şey yok. Dedik ki<br />
biz en iyisi sergi<br />
açalım.”<br />
Tebrik ediyorum<br />
ikisini de ve<br />
devam ediyorum<br />
“Gelin kayınvalidelere<br />
tavsiyeniz<br />
var mı?”<br />
“YAŞ GEÇ-<br />
TİKTEN SONRA<br />
KENDİNİ DİN-<br />
LEMEYECEK-<br />
SİN”<br />
Bu kez Kahina<br />
Hanım<br />
sözü alıyor<br />
“Gelin kayınvalidelere<br />
değil bütün kadınlara<br />
söylüyorum.<br />
Gelin katın<br />
bu tarz etkinliklere…<br />
Evde olup<br />
ancak kendilerini<br />
dinliyorlar.<br />
Yaş geçtikten<br />
sonra da oturup<br />
kendini dinlemeyeceksin.”<br />
Eşleri de en büyük destekçileri…<br />
Bu tarz etkinliklerle uğraşınca<br />
kavga da etmiyorsun, çünkü kafan<br />
meşgul diyorlar.<br />
Eeee, doğru söze ne denir?<br />
Kısa ama bu hoş sohbetten büyük<br />
keyif alarak ayrılıyorum yanlarından…<br />
Ve darısı diğer gelin kayınvalidelerin<br />
başına diyorum.<br />
21
Ünlü Sanatçı Edip Akbayram Eskişehir’de konser verdi<br />
ESKİŞEHİR’DE ÇOKTAN BERİDİR<br />
BAHARLAR ÇİÇEK AÇTI<br />
Matt Organizasyon yine harika<br />
bir işe imza atıyor.<br />
Edip Akbayram konseri düzenleyeceğini<br />
öğrendiğim andan itibaren<br />
irtibata geçiyorum Matt<br />
Organizasyon sahibi Özgür Abla<br />
ile…<br />
Kendisi halden anlar, bir<br />
dönem gazetecilik yaptığı için benimle<br />
yakından ilgileniyor.<br />
Zaten Matt Organizasyon ismini<br />
duyduğum an da bile bende<br />
rahatlık oluşuyor, “Özgür Abla halleder”<br />
diyorum içten içte…<br />
Tahmin ettiğim gibi de oluyor.<br />
Konser 20.00’ de ama ben<br />
19.00 itibari ile Atatürk Kültür Merkezi’ne<br />
geliyorum.<br />
Baktım ortalık sessiz, kulise<br />
iniveriyorum.<br />
Merdivenlerden indiğim gibi<br />
karşımda görmeyeyim mi Edip Akbayram’ı…<br />
O an bana bir stres basıyor,<br />
elimle ensemi kontrol ediyorum<br />
baya terlemişim.<br />
Onların arasında ise, “Bugün<br />
mazbatasını alan Ekrem İmamoğlu”<br />
sohbeti var.<br />
Uzaktan kulak kesiyorum, “Teşekkürler<br />
usta, baharı getirdin” diyorum<br />
içten içe…<br />
Keşke yüzüne de diyebilseydim!<br />
O sıra telefonum çalıyor, arayan<br />
Özgür abla…<br />
Konser sonrası verecek röportajı deyince<br />
yüreğim biraz burkuluyor.<br />
Karşımda böyle dimdik duran adamı<br />
bırakır mıyım?<br />
Bari bir fotoğraf çektireyim diyorum.<br />
Dalıyorum odaya…<br />
Beni görünce şaşırıyor tabi…<br />
Bende biraz tedirgin, “Hayranınızım,<br />
bir fotoğraf çekinebilir miyiz?”<br />
Gazeteciyim demeye cesaretim yok,<br />
hayır desem bile beni kibardan odadan<br />
çıkaracaklarını biliyorum.<br />
“Sen beni tanıyor musun ya” diye soruyor.<br />
Yanındaki iki beyefendi gülüyor.<br />
“Tanımaz olur muyum? Çok seviyorum<br />
sizi” diyorum.<br />
“Ama itiraf edeyim odaya girerken<br />
biraz korktum!”<br />
Şaşırıyor, gözlerimin içine bakarak:<br />
22<br />
RÖPORTAJ<br />
Özge Zaim Sarıoğlu<br />
“Neden korkuyorsun ya, biz şarkılarımızı<br />
sizin için söylüyoruz.”<br />
Sarılıyor sonra, fotoğraf çektirip ayrılıyorum<br />
yanlarından…<br />
Konserin başlamasına dakikalar var.<br />
Ben heyecanla yerimde beklerken, o<br />
alkışlar içinde sahneye çıkıyor.<br />
Çıkış parçası da “Eşkıya Dünyaya Hükümdar<br />
Olmaz!”<br />
Sesinde bir gram eksilme yok, heybetli<br />
ve gür sesiyle coşturuyor salonu…<br />
Onu sahnede izlerken büyüleniyorum,<br />
sadece ben değil üstelik salondaki<br />
herkes…<br />
“SANATÇI MÜSVEDDESİYİM”<br />
İlk şarkıyı tamamladıktan sonra Edip<br />
Akbayram, şöyle hitap ediyor Eskişehir<br />
halkına:<br />
“Eşkıya ve harabelerin olmadığı bir<br />
dünya düzeninde Eskişehir’in sanatsever<br />
dostlarına sevgi, saygı ve öncelikle dostluklarımı<br />
sunuyorum. Hoş geldiniz, şerefler<br />
verdiniz. Uzun bir süreçten beri<br />
gerçekten Eskişehirli sanatsever dostlarımla<br />
buluşamamıştık. Yıllar<br />
sonra bugün sanatı paylaşmak,<br />
türküleri paylaşmak adına öncelikle<br />
ben ve müzisyen arkadaşlarımız<br />
çok sevinçliyiz.<br />
Karşınızda yaşı 70, 50 senedir<br />
ülkesinin içinde, sanatın içinde<br />
var olmaya çalışan bir sanatçı<br />
müsveddesi var. Ben! Ben bunu<br />
herkese söylüyorum. Sanatçı<br />
müsveddesi, sanatçı müsveddesi.<br />
Eee, sanatçı müsveddesi<br />
olmak kolay değil. Evde oturdum,<br />
bir küçük bilanço yaptım.<br />
50 yıllık sanat hayatımda 11<br />
cumhurbaşkanı, 12- 13 başbakan,<br />
milyonlarca bakan ve milletvekili<br />
önümden geçmiş<br />
gitmiş. Nazım’ın güzel bir şiiri<br />
vardır: “ Vatan sizin kirpiklerinizse,<br />
vatan sizin çeklerinizse,<br />
vatan sizin bankalarınızsa biz<br />
sanatçı müsveddeleri sanatımıza<br />
devam ediyoruz ve devam edeceğiz<br />
efendim!”<br />
“ESKİŞEHİR’DE DEĞERLİ<br />
BİR YÖNETİM VAR!”<br />
Alkışlar kopuyor o an…<br />
Edip Beyse konuşmalarına<br />
devam ediyor, bahar mesajını vererek:<br />
“Eskişehirli dostlarımıza herkesi kucaklayabilecek<br />
bir repertuar hazırladık.<br />
Şimdi burada yıllar sonra sizlerle beraber<br />
olmanın sevincini yaşıyoruz. Eskişehir’de<br />
çoktan beridir baharlar çiçek açtı. Çünkü<br />
burada çok değerli bir yerel yönetim,<br />
başkanımız var. Ülkemizin genelinde<br />
daha demokrat, daha çağdaş, daha evrensel<br />
bir Türkiye’nin resmini çizecek bir<br />
idarenin çok olması, hele bugün birde İstanbul’da<br />
baharın çiçeklerinin açması biz<br />
sanatçıların yüreğini rahatlattı.”<br />
Ardından bütün unutulmaz parçalarını<br />
Aldırma Gönül, Güzel Günler Göreceğiz,<br />
Boşu Boşuna, Hava nasıl oralarda ve<br />
daha fazlasını birer birer seslendiriyor.<br />
Bazı anlar vardır anlatılmaz, sadece<br />
yaşanır ya!<br />
Öyle bir gün yaşatıyor bana Edip Akbayram…<br />
Bir kez daha teşekkür ediyorum sanatına,<br />
sanatçılığına ve tabi böyle değerli<br />
isimleri bizimle buluşturan Matt Organizasyon’a…
Gebe kalmak isteyen<br />
anne adayları ne yapmalı ?<br />
Eskişehir Özel Ümit Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Dilek ULUSOY<br />
“Gebelik Öncesi Danışmanlık” kavramını;<br />
sağlıklı bir gebelik süreci, sağlıklı bir<br />
anne, sağlıklı bir bebek elde etmek için<br />
gebe kalmadan önce anne adayını doğru<br />
yönlendirmek için verilen hizmet olarak<br />
tanımlıyoruz. Gebelik öncesinde annede<br />
anemi, vitamin eksikliği, bağışıklığı olmayan<br />
aşıları, kadın genital yolda yapısal<br />
bir patoloji gibi sorunların varlığının<br />
önceden tespit ve tedavisi için 3 ay önceden<br />
anne adayını görmekte fayda vardır.<br />
İLK MUAYENEDE NELER YAPILIYOR<br />
Öncelikle anne adayına bir vajinal muayene<br />
yapılarak, rahim ağzında erezyon,<br />
anormal vaginal kanama, akıntı varlığı<br />
araştırılarak gerekli tedavi uygulanır.<br />
Özellikle smear denilen rahim ağzı kanser<br />
tarama testi mutlaka yapılması lazım,<br />
çünkü rahim ağzı kanseri bin gebeden<br />
beşinde görülen bir hastalıktır. Bu nedenli<br />
gebelik oluşmadan taramasının yapılması<br />
ve varlığı durumunda gebelik<br />
oluşmadan tedavisinin yapılması önemlidir.<br />
Ultrason yapılarak rahimle alakalı gebeliğe<br />
engel olabilecek ya da gebelik<br />
oluştuğu takdirde bebeği ve anneyi sıkıntıya<br />
sokabilecek bir problem olup olmadığı<br />
araştırılır. Yumurtalıkların<br />
değerlendirilerek gebeliğe engel olabilecek<br />
herhangi bir kist/kitle varlığı araştırılır.<br />
HORMON DEĞERLERİ ÖNEMLİ<br />
Hamilelik öncesinde folik asit desteği çok<br />
önemlidir. Buna da 3 ay öncesinden başlamakta<br />
fayda vardır. Folik asit vücutta<br />
depolanmayan bir vitamin, öncelikle annenin<br />
eksikliğini tamamlamak gebe kalındığı<br />
takdirde bebeğin ihtiyacını<br />
anneden karşılayabilmesi için önemlidir.<br />
Troid bezindeki hormonal dengesizlikler<br />
gebelikte çok önemlidir, çünkü bebek ilk<br />
üç ayda kendi hormonunu üretemiyor ve<br />
anneden alıyor. Eğer annede hipotroidi<br />
mevcutsa bebeğe geçen hormon yetersizliğinde<br />
bebeğin mental/motor gelişiminde<br />
gerilikler görülebiliyor, onun için<br />
gebe kalmadan önce hormon değerlerinin<br />
istenilen seviyeye çekilmesi çok<br />
önemlidir.<br />
24<br />
ŞEKER ÖLÇÜMÜ<br />
Bir gebe adayının, daha önceki gebeliğinde<br />
şeker hastalığı, ailede<br />
şeker hastalığı öyküsü<br />
gibi sorgulanmalı<br />
gerekli görülürse gebelik<br />
öncesi şeker<br />
testi yapılmalıdır. Annenin<br />
kilosu çok<br />
önemli, BMI >25 olan<br />
kadınlarda gebelikte<br />
şeker hastalığı,<br />
hipertansiyon<br />
gelişme ihtimali<br />
artıyor.<br />
HEPATİT B<br />
Anne adayında<br />
Hepatit<br />
B antikor düzeylerine<br />
bakıyoruz<br />
yeterli<br />
değil ise gebe<br />
kalmadan<br />
önce bağışıklığı<br />
sağlamak<br />
için aşılanmasını<br />
öneriyoruz.<br />
Hebatit<br />
B aşısı gebelikte de yapılabilen bir aşı<br />
ama gebe kalmadan önce aşılarını tamamlarsa<br />
gebelikte böyle bir korku<br />
olmaz. Anne gebelik esnasında Hebatit B<br />
ile enfekte olursa doğum esnasında bu<br />
bebeğe geçiş gösterirse bebekte ciddi karaciğer<br />
rahatsızlıklarına sebep olabilir.<br />
Babada hepatit B taşıyıcılığı var ise bir<br />
risk faktörü olarak görülür ve anne gebelik<br />
esnasında aşılanabilir.<br />
KIZAMIKÇIK (Rubella)<br />
Kızamık, kızamıkçık, kabakulak bunlar<br />
canlı aşılar ve gebelik esnasında mutlaka<br />
yapılmaması ve geçirilmemesi gereken<br />
hastalıklardır. Canlı aşı olduğu için gebe<br />
kalmadan 3 ay öncesinde aşılarını tamamlamak<br />
lazım çünkü bunlar gebelikte<br />
geçirildiği takdirde bebeğe çok ciddi<br />
zarar verebilen rahatsızlıklardır. Anne<br />
adayının eğer bağışıklığı yok ise aşılarını<br />
tamamlıyoruz.<br />
KAN UYUŞMAZLIĞI<br />
Anne kan grubunun Rh negatif, baba kan<br />
grubunun:Rh pozitif olduğu durumlarda<br />
eğer bebekte kan grubu pozitif olursa<br />
gebelik esnasında herhangi bir kanama<br />
olur ve bebekten anneye bu<br />
kan hücreleri geçerse, annenin vücudu<br />
bebeği yabancı olarak algılayıp<br />
savaş açar. Böyle durumlarla<br />
karşılaşmamak için gebe kalmadan<br />
önce anne ve baba adayının<br />
kan gruplarına bakılıyor, uyuşmazlığı<br />
olanlarda gebelik esnasındaki<br />
en ufak bir<br />
kanamada uyuşmazlık<br />
iğnesi yapılıyor ki<br />
bebeğe zarar vermesin.<br />
EPİLEPSİ VE<br />
YÜKSEK<br />
TANSİYON<br />
HASTA-<br />
LARI<br />
Epilepsi<br />
hastaları<br />
hamile kalabiliyor<br />
ama kullandıkları<br />
ilaçların<br />
çeşitleri var bunlardan<br />
bazıları gebelikte kullanıldığı takdirde<br />
bebekte bir takım hastalıklara<br />
sebep olabiliyor. Doktoruna danışarak<br />
ilaçların değiştirilmesi önerilebilir, gebelikte<br />
daha kullanabilir ilaçlara geçilmesi<br />
sağlanabilir. Tansiyon da çok önemli eğer<br />
gebelik öncesinde kronik tansiyon rahatsızlığı<br />
var ise tansiyonun düzenlenmesi<br />
gerekir. Bu nedenle gebelik öncesi kardiyoloji<br />
doktoru tarafından bir muayene<br />
öneriyoruz.<br />
Eskişehir Özel Ümit Hastanesi Kadın<br />
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı<br />
Op. Dr. Dilek Ulusoy<br />
GEBELİK ÖNCESİ DANIŞMANLIĞIN<br />
ÖNEMİ<br />
Doğurganlık çağındaki tüm kadınlarda<br />
sağlığı geliştirici rutin aktiviteler kadınların<br />
gebelik planlarının saptanmasıyla<br />
başlanmalıdır. Gebelik öncesi bakım vermenin<br />
mantığı birincil koruma uygulayabilmektir;<br />
yani ana çocuk sağlığını<br />
etkileyebilecek olumsuzlukları ortadan<br />
kaldırmak veya mümkün olan en az düzeye<br />
indirmek yoluyla gebeliğe ilişkin<br />
sorunları önlemek/ azaltmak ve dolayısıyla<br />
annenin/bebeğin daha sağlıklı olmasının<br />
başarmaktır.
Üro-Onkoloji<br />
(ÜROLOJİK KANSERLERİ TANI VE TEDAVİLERİ)<br />
Prostat Kanseri,<br />
Mesane Kanseri,<br />
Testis Tümörleri,<br />
Böbrek Kanseri,<br />
Böbrek Üstü Bezi Tümörleri,<br />
Retroperiton Tümorleri<br />
Üroloji Polikliniği<br />
0 222 335 0 335<br />
25
31 Mart seçimlerinden zaferle ayrılan Odunpazarı<br />
“Teşekkürler<br />
31 Mart’ta yapılan Mahalli<br />
İdareler seçimlerinde<br />
büyük bir başarı<br />
kazanarak yeniden Odunpazarı<br />
Belediye Başkanlığı’na<br />
seçilen Kazım Kurt, belediye<br />
önünde coşkulu bir kalabalık<br />
tarafından karşılandı.<br />
Burada yeni döneme<br />
ilişkin önemli mesajlar<br />
veren Başkan Kurt,<br />
daha önce açıkladığı 25 Vizyon<br />
Projenin hayata geçirileceğinin<br />
müjdesini verdi.<br />
Başkan Kurt, “Önümüzdeki<br />
5 yılın birlikte yönetileceği,<br />
halkla<br />
birlikte karar verileceği ve<br />
halkın düşüncelerini önemseyeceğini<br />
bir 2. Dönem olacak.<br />
Biz önümüzdeki 5 yıla<br />
bakacağız. 25 tane büyük<br />
projeyi vizyon proje olarak<br />
sunduk. Bu projeleri gerçekleştireceğiz<br />
ve kimse buna<br />
engel olamayacak” diye konuştu.<br />
Düzenlenen törenle mazbatasının<br />
alarak 2. Dönem için kolları sıvayan<br />
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım<br />
Kurt, belediye binası önünde coşkuyla<br />
karşılandı.<br />
Gerçekleştirilen kutlama törenine<br />
Eskişehir Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen,<br />
CHP Eskişehir İl Başkanı Abdülkadir<br />
Adar, CHP Odunpazarı İlçe<br />
Başkanı Rahmi Çınar, Seyitgazi Belediye<br />
Başkanı Uğur Tepe, Han Belediye<br />
Başkanı Erdal Şanlı, çok sayıda vatandaş<br />
katıldı.<br />
TEŞEKKÜRLER ODUNPAZARI<br />
Odunpazarı Belediyesi önünde gerçekleştirilen<br />
törende konuşan Başkan<br />
Kurt, “CHP seçim çalışmasında 24<br />
saat kapı kapı çalışan değerli arkadaşlarım<br />
hepiniz hoş geldiniz. Nihayet<br />
4 aylık bir seçim maratonunun<br />
sonuna geldik. Bugün mazbatalarımızı<br />
aldık. Yeni görevimize başlıyoruz.<br />
Önümüzdeki 5 yılın birlikte<br />
yönetileceği, halkla birlikte karar verileceği<br />
ve halkın düşüncelerini<br />
önemseyeceğini bir 2. Dönem olacak.<br />
Bu dönemde biz Türkiye’ye örnek olmayı<br />
hedefledik. Odunpazarı Belediyesi’nde<br />
çalışan bütün kardeşlerime<br />
teşekkür ediyorum. 5 yıl boyunca<br />
bizim yüzümüzü kara çıkarmadılar.<br />
Odunpazarı Bölgesinde çalışan CHP<br />
Odunpazarı İlçe başkanı ve yöneticilerine<br />
teşekkür ediyorum. Bizleri<br />
onurla ve gururla temsil ettiler ve<br />
birlikte çalışmanın hazzını tattırdılar.<br />
Odunpazarı Seçim Komitesinden çalışan<br />
arkadaşlarıma teşekkür ediyorum,<br />
çünkü onları organizasyonları<br />
ile bu zafer elde edildi. Odunpazarı’nda<br />
asıl teşekkürü Odunpazarı halkına<br />
ediyorum. Çünkü biz halkın<br />
ittifakı ile bu seçimi kazandık. Bizde<br />
başka ittifak yoktu. Bizde halk vardı.<br />
AKP’li olup da bize oy veren hemşehrilerimize<br />
teşekkür ediyorum. MHP’li<br />
ve İYİ Partili olup da bize oy veren<br />
kardeşlerimize teşekkür ediyorum.<br />
Bizim dışımızdaki sol ve sosyalist<br />
partilerdeki hemşehrimize teşekkür<br />
26
Belediye Başkanı Kurt’tan “Birlikte yöneteceğiz” mesajı<br />
Odunpazarı”<br />
ediyorum. Onların gayreti desteği ve çabasıyla bir halk ittifakını<br />
oluşturduk. Bu ittifak önümüz deki 5 yıl içerisinde 7<br />
artarak, gelişerek ve büyüyerek devam edecek.” dedi.<br />
BİZ SADECE GÖNÜLLERİ ÇALARIZ<br />
Bundan sonra gelecek 5 yıl içerisindeki çalışmalara odaklanacaklarını<br />
anlatan Başkanı Kazım, seçim öncesi açıkladığı 25 Vizyon<br />
Projenin hayata geçmesi için uğraş vereceklerini söyledi.<br />
Başkan Kurt; “Biz önümüzdeki 5 yıla bakacağız. Önümüzdeki 5<br />
yıl ne yapacağız. 25 tane büyük projeyi vizyon proje olarak<br />
sunduk. Bu projeleri gerçekleştireceğiz ve kimse buna engel olamayacak.<br />
Yeter ki geçtiğimiz 5 yılda ki gibi saldırılara uğramayalım.<br />
Bize saldırana bizde saldırırız ve hiç kimseden de<br />
korkumuz yok. Biz seçim süreci boyunca terbiyemizi bozmadık<br />
ve gaza gelip de bir takım şeyleri söylemedik. CHP’liler hiçbir<br />
zaman gönül çalmaktan başka bir<br />
şey çalmazlar. Biz geçmiş 5 yılda<br />
nasıl tek başımıza halkla bütünleşerek,<br />
halkla ittifak kurarak oyunu Türkiye’de<br />
en çok artıran belediyelerden<br />
biri olduysak önümüzdeki 5 yılda da<br />
aynısı olacaktır.” İfadelerini kullandı.<br />
olmayacağının da altını<br />
çizen Başkan Kurt, “Hak<br />
Hukuk ve Adalet için 500 km yolu yürümeye göze alan bir<br />
genel başkanın partisiyiz biz. Odunpazarı Belediyesi’nin Başkan<br />
Yardımcılarına ve Müdürlerine sesleniyorum. Asla çalışanlara<br />
adaletsizlik yapmayacaksınız. Adaletsiz davranan<br />
müdürün hesabını sormak benim birinci görevim. 5 yıl boyunca<br />
hiç kimsenin siyasi görüşüne müdahale etmedik. Odunpazarı<br />
Belediyesinde yasal olarak siyaset yapma hakkı olan<br />
sadece ben varım. Biz halkın yönetimiyiz. Biz 400 bin kişinin<br />
yönetimiyiz. 400 bin kişiden bir teki bile gelip de bir müdürümüzden<br />
şikayetçi olursa müdür arkadaşım kusura bakmasın”<br />
diye konuştu.<br />
Kurt’un konuşmasının ardından belediye önüne toplanan kalabalık<br />
hep birlikte seçim zaferini kutladı.<br />
ASLA ADALETSİZLİK OLMAYACAK<br />
Önümüzdeki 5 yılda Odunpazarı Belediyesi’nde<br />
asla ve asla adaletsizlik<br />
27
KEMAL DOĞULU : Stilist, Modacı, Kuaför, Dj. Kısacası on parmağında on marifeti olan bir isim.<br />
Ünlü isimle bu yılın modasından Eskişehir’e kadar herşeyi İSTİKBAL DERGİ için konuştuk.<br />
ESKİŞEHİR’DE ADETA<br />
KENDİ EVİMDE GİBİYİM<br />
Stilist, modacı, kuaför,<br />
DJ…<br />
Yok, yok yani…<br />
Kemal Doğulu’dan bahsediyorum.<br />
Kendisinin Eskişehir’de olduğunu<br />
öğrendiğim andan<br />
itibaren ortak bir arkadaşımız<br />
Emine Girgin’i arıyorum.<br />
Ortağıyla birlikte ‘Rengarenk<br />
Medya’ adında harika<br />
bir şirket kurdular.<br />
Manken ve oyuncu olmak isteyen<br />
genç arkadaşları, işin<br />
de uzman kişilerle buluşturuyor,<br />
eğitim almalarını sağlıyorlar.<br />
İsmi gibi de rengârenk bir ortamları<br />
var.<br />
Beni kırmıyor, yakından ilgileniyor<br />
ve Kemal Bey ile buluşmamızı<br />
bağlıyor.<br />
Sempre de buluşacağımızı<br />
öğrendiğim andan itibaren<br />
kalbim yerinde durmaksızın<br />
koştura koştura gidiyorum.<br />
Ben 10 dakika ya konuşur ya<br />
konuşmaz şeklinde, egosu<br />
tavan, şımarık bir kişi beklerken<br />
tam tersine sıcakkanlı,<br />
şakacı, samimi biriyle<br />
karşılaşıyorum.<br />
Kızıyorum kendime: “Yine<br />
ön yargılı davrandın!”<br />
Sandalyeyi yanına çekiyorum.<br />
Sanki yıllardan beri tanışıyoruz<br />
hissi uyanıyor o an…<br />
Konuşurken iri gözlerinin<br />
içi gülüyor Kemal Bey’in…<br />
İşte o zaman anlıyorum<br />
“İyi bir insan” olduğunu…<br />
28<br />
Kemal Doğulu’yu Eskişehir’e ne getirdi?<br />
Zaten Eskişehir’e çok sık geliyorum. Yılda 2-3<br />
defa DJ olarak çalmaya ama bu sefer ‘Rengarenk<br />
Medya’ farklı bir konsept için beni çağırdı.<br />
Benimle dört haftalığına <strong>Nisan</strong> ayı boyunca<br />
haftada bir gün model ve manken adaylarına<br />
ders vermem için anlaştı. Sağ olsunlar beni<br />
davet ettiler. Bu ikinci haftamız ve güzel gidiyor.<br />
Dördüncü haftanın sonunda bir defile var.<br />
Onun için hazırlanıyoruz son sürat…<br />
“BAŞKASI OLMA KENDİN OL!”<br />
Eskişehirli kadınlarımızı nasıl buldunuz? Güzeller<br />
mi?<br />
Yani kategorize etmiyorum. Türk kadını diye<br />
bir başlık koyabilirim. Genelde Türk kadınları<br />
başkası olmaya çalışırlar. Dolayısıyla en güzel<br />
motto Sezen’in de söylediği gibi: “Başkası<br />
olma, kendin ol. Böyle çok daha güzelsin.” Başkasına<br />
öykünmemek lazım. Moda dergilerindeki<br />
fotoğraflardan sayfalar kopartıp beni<br />
böyle yapın, işte saçla ilgili, makyajla ilgili, kıyafetle<br />
ilgili, her türlü böyle olmamalı diye düşünüyorum.<br />
“BİR İNSAN KENDİSİNİ<br />
ZAMANLA KEŞFEDER”<br />
Bir insan ‘kendisi’ nasıl olur?<br />
Zamanla… Keşfeder. Kendimi bildim bileli kendim<br />
giyinirim. O zaman dört kardeştik. Beş kardeşim<br />
şu an da ama o zaman dört kardeştik.<br />
Bir bütçemiz vardı. Hiç zengin bir aile değildik<br />
hatta. Çok küçük bütçeler vardı. Ben o zaman<br />
bile anneme derdim ki bayramlıklarım için<br />
bana kaç para ayırdın? Atıyorum 50 lira. Ver o<br />
50 lirayı bana ben gidip kendim alacağım derdim.<br />
Hiçbir zaman başkasının bana direttiği<br />
şeyi giymedim. Veya istemediğim hiçbir şeyi<br />
giymedim. Giydirmedim de… Karşımdakini beğenmediysem<br />
direk müdahale ettim. Çocukluktan<br />
beri bu huy var bende… Halalarım beni<br />
hiç sevmezler. Kaçarlar benden… (Gülüyor)<br />
Her kadın güzel midir o zaman?<br />
Kadın güzeldir. Varlık olarak güzeldir bir kere…<br />
Dünyaya gelme amacı olarak kadınlar güzeldir.<br />
Kadınlar insandır Neşet Ertaş’ın dediği gibi, biz<br />
insanoğluyuz. Kadınların çocuklarıyız biz. Kadınlar<br />
olmasa tabii insan ırkı olmazdı.<br />
“KADINLAR MUTSUZKEN<br />
KUAFÖRE GİDER”<br />
Kadınlar neden sürekli kuaförde?<br />
İstediklerini bulamıyorlar. Benim müşterilerim<br />
öyle değil. Ben bir saçı kestiğimde, boyadığımda<br />
ay da bir kere gelirler. Benim kestiğim<br />
saç fön istemez. Doğallıktan hoşlanır. Kadınlar<br />
mutsuzken çok kuaföre giderler. Atıyorum sev-
gilisi ile kocası ile kavga ederler<br />
soluğu kuaförde alırlar. Ve ben<br />
onu anlarım. Salonuma gelen bir<br />
kadın, atıyorum senin gibi bir<br />
kadın beni sarışın yap dediğinde,<br />
“ Hayırdır, ne var ne yok? İyi<br />
misin? Özel hayatında sorunlar<br />
var mı?” diye konuya direk girerim.<br />
Çünkü buradan sarıya dönmek<br />
marjinal bir karardır. O<br />
marjinallik kolay bir şey değildir.<br />
Şimdi ben seni görünce anlarım<br />
ve müdahale ederim. Çünkü<br />
onun istediğini yapsam, mutsuzluklarını<br />
ben işimle mutlu etmeye<br />
çalışırsam daha da mutsuz olurlar.<br />
O an o kararsızlıkla ben kafasına<br />
kuş da kondursam<br />
beğenmeyecek. Dolayısıyla o<br />
tarzı hissettiğim an da salondan<br />
bir çay, kahve ikram ederek geri<br />
gönderirim. Haftaya tekrar gel,<br />
aynı fikirdeysen devam edebiliriz<br />
derim. Çünkü ihale sonunda bana<br />
kalır. Kemal mahvetti saçımı olur.<br />
Benden marjinal olmaz anladığım<br />
kadarıyla… Ne olur benden?<br />
(Gülüyor) Sende dağ, kayak<br />
yapan stili var şu an üstünde…<br />
Kayağa gitmiş ya da kayaktan<br />
sonra falan gibi… Öyle bir tarz<br />
var. Normalde böyle mi giyinirsin<br />
bilmiyorum ama… Ayağındakiler<br />
kar botu. Üstündeki kar montu.<br />
Ne kaldı geriye? Kar yok sadece…<br />
(Gülüyor)<br />
“BU YAZIN MODASI MODASIZLIK”<br />
Ünlü modacıyı yakalamışken sorayım. Bu<br />
yazın modasını öğrenebilir miyiz?<br />
Bu yazın modası modasızlık… Her sezondan<br />
bir şey var. 50’lerden, 60’lardan, 70’lerden,<br />
80’lerden var. 80’lerden çok var ama 80’lerin<br />
modasını hatırlar mısınız? Korkunç rüküş, berbat<br />
vatkalar, kemerler ama bu günümüze uyarlanmış<br />
çok modern, çok cool şahane 80’ler<br />
ama dediğim gibi modasızlık moda bu sezon.<br />
Her şey var. Bir kalıba giremezsin. Şuna uyum<br />
sağlayayım desen ertesi gün değişmiş olacak.<br />
Çünkü modanın başlangıcından bu yana her<br />
şey neredeyse bu sezon da var.<br />
Ucuza da giyinilir mi sizce?<br />
Aaa, tabi ki giyinilir. Ben haftanın altı günü<br />
program zamanı televizyondayım. Ve haftanın<br />
6 günü yeni bir şey giyinmem gerekiyor.<br />
İki defa üst üste aynı kıyafeti giyemiyorsun<br />
televizyonda… Ben pahalı bir<br />
markaya da gitsem 30 bin lira da versem<br />
bir takıma bir kere giyiyorum,<br />
Zara, Bershka ya da İspanya markalarına<br />
da gitsem bir kere giyiyorum.<br />
Ona 30 bin veriyorum. Ona 300<br />
lira veriyorum. Eee, ikisini de bir<br />
kere giyiyorum. Dolayısıyla<br />
ucuza şık olmayı tercih ediyorum.<br />
Ucuza pazardan da giyinirim.<br />
İstiklal Caddesinde<br />
Terkos Pasajı vardır. Yolunuz<br />
düşerse gidin. Bütün<br />
markaların orada<br />
arızalı, küçük defolu<br />
ama hiç belli olmayan<br />
ürünleri var. Oralardan da<br />
giyiniyorum. Terkos Pasajından bir tişört alıyorum.<br />
Büyük lüks markalardan ayakkabı, pantolon<br />
alıyorum. Her yerden giyiniyorum.<br />
“SAÇTA 70’Lİ YILLAR MODASI”<br />
Bu yıl saçta moda nedir?<br />
Bakır var çok. Yoğun, volümlü dalgalı, kabarık<br />
saçlar, saçta 70’ler var özellikle… En güzel<br />
dönem saç için 70’lerdir. Güzel volümlü dalgalar,<br />
arada hafif halyan balyajlar, bakırlar. Doğal<br />
ve kabarık yani salıyorsun saçlarını… Allah ne<br />
verdiyse şeklinde ki bence en güzeli o. Çünkü<br />
ben kestirttiğim saçlara fön çektirtmem. Yıkayın<br />
çıkın derim. En güzeli de o olur zaten…<br />
TV 8’de izledik sizi en çok… Bir stil programının<br />
jüri üyesiydiniz. Modaya dair çok şey<br />
de öğrendik.<br />
Evet, öğrettik öğrettik, yeter artık. Şimdi başka<br />
şeyler yapıyorum.<br />
Yeni projeler var mı?<br />
Var.<br />
“ESKİŞEHİR’DE KENDİ<br />
EVİMDE GİBİYİM”<br />
Eskişehir’i beğendiniz mi?<br />
Çok beğeniyorum. Sıklıkla geliyorum.<br />
Kız kardeşim burada okudu.<br />
Moda Tasarımı. Sanki kendi evimdeymişim<br />
gibi biliyorum. Gençler<br />
zaten benim kitlem. Bende gencim.<br />
Enerjileri uyuşuyor. Mekanlar<br />
güzel. İdeolojik olarak uygun.<br />
Dolayısıyla Eskişehir’i burada olmayı<br />
seviyorum. Sıklıkla geliyorum.<br />
“EYVAH KEMAL MUTFAKTA”<br />
YENİ SEZONDA”<br />
Öğrenebilir miyiz?<br />
Modayla ilgisi yok. Hiç ilgisi yok.<br />
İstemiyorum. Bana çok teklif<br />
geldi iki sezondur moda programı<br />
ama ben artık onun altından stiletto,<br />
file çorap, deri ceket falan<br />
yeter. Nereye kadar? 5 yıldır<br />
zaten aynı şeyleri söyledik. Öğrettik<br />
de fark ettik de… Fakat<br />
bitti. Ama ben artık onun altına<br />
o olmuş mu bunun altına bu olmamış<br />
demek istemiyorum. Ben<br />
şef standardında yemek yapıyorum.<br />
Baya büyük yemek yapıyorum.<br />
Belli bir format yazdım,<br />
kendim yazdım. “Eyvah Kemal<br />
Mutfakta” Görüşmeler devam<br />
ediyor. Yeni sezonda görüşürüz.<br />
Formatı çok komik ve çok eğlenceli.<br />
Sadece ismini veriyorum. İzleyen<br />
herkes kahkahalara<br />
boğulacak.<br />
Kadınlarımıza mutluluğun sırrını söyler misiniz?<br />
Mutluluğun sırrını cevaplayacak kişi çok mutludur<br />
eminim. (Gülüyor) Mutlu olmanın sırrını<br />
bilmiyorum ama mutsuzluğun sırrını biliyorum.<br />
O da herkesi mutlu etmekten geçer. Dolayısıyla<br />
herkes kendi fikri, kendi iradesiyle, başkasının<br />
güdüsü altında kalmadan yanlış da olsa<br />
kararı doğru da olsa devam etmeli. Ben 17 yaşından<br />
beri aktif olarak çalışıyorum. Çok kararlar<br />
sayesinde bugün buradayım. Yarısı yanlış<br />
karardı benim için.<br />
“İŞİM SAYESİNDE ÜNÜM OLDU”<br />
Stil programı yanlış bir karar mıydı peki?<br />
Hayır, o doğru bir karardı. Zaten ben o koltuğa<br />
işim sayesinde oturdum. İnsanların<br />
genelde ünü sayesinde işi<br />
olur benim işim sayesinde<br />
ünüm vardı. Dolayısıyla ilk tercih<br />
bendim. Oturdum da pişman<br />
değilim. Zaman zaman<br />
tabi ki yorgunluklarım, pişmanlık<br />
sandığım anlarım<br />
oldu ama tabi ki<br />
pişman değilim. İşimin<br />
getirisi olarak o<br />
koltuğa oturdum ve<br />
hakkını da verdiğimi<br />
düşünüyorum.<br />
Çok teşekkür ediyoruz<br />
Kemal Bey…<br />
Asıl ben teşekkür ederim.<br />
Başarılar dilerim.<br />
29
Yeniden seçilerek 4. Kez<br />
Girdiği her seçimden oylarını artırarak<br />
çıkmayı başaran Tepebaşı Belediye Başkanı<br />
Ahmet Ataç, 31 Mart seçimlerinde<br />
de büyük bir başarıya imza attı. 31 Mart Yerel<br />
Seçimleri’nin ardından mazbatasını alan Başkan<br />
Ataç, Tepebaşı Belediyesi Hizmet Binası<br />
önünde çok sayıda yurttaş tarafından coşkuyla<br />
karşılandı.<br />
Adeta sevgi seli altında bir konuşma yapan<br />
Başkan Ataç yeni döneme ilişkin önemli mesajlar<br />
da verdi. Ataç; “Önümüzdeki 5 yılda Tepebaşı’nda<br />
gelişmeler, yenilikler devam edecek.<br />
Siz bize desteğinizi verdiniz, elimizden gelen<br />
projeleri yapacağız” diye konuştu.<br />
31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde Eskişehirlilerin<br />
güvenini tekrar kazanarak, tekrar başkan<br />
seçilen Ahmet Ataç, mazbatasını da<br />
alarak 4. Kez görevine başladı. Başkan Ataç,<br />
mazbatasını Tepebaşı İlçe Seçim Kurulu Başkanı<br />
Hâkim Halil Taşlıgedik'ten aldı.<br />
ADLİYE ÖNÜNDE DE COŞKU VARDI<br />
Mazbatasını diğer CHP’li Başkanlar Yılmaz Büyükerşen<br />
ve Kazım Kurt ile birlikte alan Ataç<br />
ve CHP’li heyete Adliye önünde toplanan vatandaşlar<br />
yoğun ilgi gösterdi.<br />
Tepebaşı Belediyesi Hizmet Binası’nda da düzenlenen<br />
törende, çok sayıda yurttaş ve belediye<br />
çalışanı Başkan Ataç’ı coşkuyla karşıladı.<br />
Buradaki törene, Eskişehir Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Büyükerşen, Han Belediye Başkanı<br />
Erdal Şanlı, CHP İl Başkanı Abdulkadir<br />
Adar ve Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç ile<br />
Tepebaşı Belediyesi Meclis Üyeleri de katıldı.<br />
30<br />
SEVGİ SELİ ALTINDA KARŞILANDI<br />
Mazbata törenin ardından 4. Kez seçildiği Tepebaşı<br />
Belediyesi için<br />
hizmet binasına gelen<br />
Başkan Ahmet Ataç, burada<br />
sevenleri tarafından<br />
alkışlarla ve şarkılarla<br />
karşılandı. “Heyet Tepebaşı’nda”<br />
sloganının ortaya<br />
çıkaran mesai<br />
arkadaşları tarafından<br />
sevgi seli altında karşılanan<br />
Ataç’a vatandaşlar<br />
da destek vererek, seçim<br />
zaferini kutladı.<br />
Başkan Ataç, kendisini hizmet binası önünde<br />
şarkılarla karşılayan topluluğa yaptığı konuşmasında;<br />
“Biliyorsunuz son 3 ay hepimiz için<br />
çok yoğun geçti. Herkesin o kadar çok alın teri<br />
var ki! Bu başarıyı hep birlikte elde ettik.<br />
1999’dan beri Eskişehir tercihini hiç değiştirmedi.<br />
Neticede 3 belediye başkanını da Cumhuriyet<br />
Halk Partisi’nden seçerek,<br />
Eskişehir’deki düşüncenin ne olduğunu anlattılar.<br />
Bizim siyasi partilerin seçmenleriyle hiç<br />
sıkıntımız yok. Bizim derdimiz<br />
bu ülkeyi iyi yönetemeyenlerle.<br />
Bu ülkeyi<br />
iyi yönetseler desteğimizi<br />
onlara veririz. Ama<br />
maalesef iyi yönetemiyorlar.<br />
Yerel seçim olmasına<br />
rağmen, insanların<br />
düşüncelerinin ne kadar<br />
değiştiğini açıkça gördük.”<br />
dedi.<br />
TEPEBAŞI DAHA DA<br />
GELİŞECEK<br />
Örnek alınan ve Avrupa’dan<br />
da takdir gören<br />
projelerin yeni dönemde<br />
de devam edeceğinin<br />
müjdesini veren Tepebaşı<br />
Belediye Başkanı<br />
Ahmet Ataç, yeni dönemde<br />
daha gelişmiş bir<br />
Tepebaşı ortaya çıkarmak<br />
için çalışacaklarını<br />
söyledi. Ataç, “Önümüzdeki<br />
5 yılda Tepebaşı’nda<br />
gelişmeler,<br />
yenilikler devam edecek<br />
arkadaşlar. Siz bize desteğinizi<br />
verdiniz, elimizden<br />
gelen projeleri yapacağız. Burada çalışma<br />
arkadaşlarımız var. Her yerde onlardan iftiharla<br />
söz ediyorum. Çünkü Tepebaşı Belediyesi’nin<br />
başarısı varsa, el birliğiyle oluyor.<br />
Muhtarlarımız var, kazandıkları için kutluyorum.<br />
Bu seçimin son 1 ayında bizi karalamak<br />
için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Eskişehir<br />
halkı Allah’tan bizi çok iyi tanıyor. Bizim ne<br />
kadar demokrat, laik, cumhuriyetini, Ata’sını<br />
seven insanlar olduğumuzu net biliyorlar. Eskişehir<br />
halkı o kadar güzel bir cevap verdi ki
göreve gelen Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a sevgi seli<br />
başka bir şey söylemeye gerek yok. Emeğinize,<br />
alın terinize çok teşekkür ediyorum.<br />
Bu sevgi başka sevgi. Bu sevgi hiç<br />
bitmeyecek arkadaşlar. Hepinize sağlık,<br />
mutluluk, huzur barış içinde bir Türkiye<br />
diliyorum” dedi.<br />
TEPEBAŞI ESKİŞEHİR’İN PARLAYAN<br />
YILDIZI<br />
Belediye önündeki coşkuya katılarak<br />
Ahmet Ataç’ı yeni dönemi için kutlayan<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’de<br />
Tepebaşı’nın parlayan bir<br />
yıldız olduğunu dile getirdi.<br />
Başkan Ataç’ın ardından bir konuşma<br />
yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.<br />
Dr. Yılmaz Büyükerşen hizmet binası<br />
önünde toplanan vatandaşlara hitap<br />
ederek “Çok değerli Tepebaşı sakinleri.<br />
Sakin demek belki yanlış olur, aslında sizler<br />
içinizde büyük bir dinamizm taşıyorsunuz.<br />
Kararlılığınızı ortaya<br />
koyuyorsunuz. Aynı zamanda en iyiyi<br />
seçme niteliğinizin ne kadar yüksek olduğunu<br />
gösteriyorsunuz. Tepebaşı Belediye<br />
Başkanlığı için sevgili kardeşim<br />
Ahmet’i ve partinin<br />
listesinde gösterdiği<br />
meclis üyelerini seçtiniz. Sağ olun<br />
var olun bu seçiminizden dolayı. Tepebaşı<br />
Eskişehir’in gelişen yüzlerinden bir<br />
tanesi olan bir tanesidir, parlayan bir yıldızdır.<br />
Sürekli gelişmeye devam ediyor.<br />
Eskişehir her gün bir sıçramayla devam<br />
edip gidiyor. Tepebaşı halkının ayrıcalığı<br />
da var; her şeyin en iyisini en güzelini istiyor.<br />
Bunun için sizi ayrıca kutluyorum.<br />
Tepebaşı’nın bu güne kadar olduğu gibi<br />
bundan sonra da başarılı olacağına inanıyorum.<br />
Hayırlı uğurlu olsun. Güzel bir 5<br />
yıl, pırıl pırıl bir 5 yıl diliyorum. Kış mevsiminde<br />
bile bahar olan bir şehir olacaksınız”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Belediye binası önünde düzenlenen<br />
tören, çektirilen hatıra fotoğrafı ile son<br />
bulurken Başkan Ataç; Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i,<br />
Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı’yı,<br />
CHP İl Başkanı Abdulkadir Adar ve Tepebaşı<br />
İlçe Başkanı Atilay Dalgıç ile Tepebaşı<br />
Belediyesi Meclis Üyelerini<br />
makamında ağırladı.<br />
31
Mayıs ayı burçlarının<br />
Ünlü Astrolog<br />
Burcu Pamuk’tan<br />
GÖKYÜZÜ YORUMU<br />
Yeni bir aya giriş yaptığımız şu günlerde beklentilerimiz, heyecanlarımız, umutlarımız da artıyor.<br />
Ünlü Astrolog Burcu Pamuk, Mayıs ayının enerjisini siz <strong>İstikbal</strong> okuyucularımız için değerlendirdi.<br />
Mayıs ayı doğumlu Boğa burçlarına da doğum günü hediyesi vererek aylarını derinlemesine<br />
inceleyen Pamuk, “Mayıs ayına harika bir enerji ile başlıyoruz” açıklamasında bulundu.<br />
Merhaba sevgili okuyucularım,<br />
Mayıs ayına harika bir enerji ile başlıyoruz. Bahar bayramı ile beraber<br />
bir ‘Yeni Ay’ gerçekleşiyor ve toprağın, doğanın bereketi ve<br />
muazzam enerjisi bizlere yansıyor. Bu ay sizlere gökyüzündeki<br />
iki önemli yıldızın ay ile kavuşum anlarında yaydıkları güzel<br />
enerji zamanlarını yazdım. Bol bol dilek ve dua için oldukça<br />
önemlidir bu vakitler. Şimdiden şifa ve katkı olsun dilerim.<br />
5 Mayıs BOĞA BURCUNDA YENİ AY - HIDIRELLEZ (BAHAR<br />
BAYRAMI)<br />
Baharın gelişi ve doğanın yeniden hareketlenip canlanması insanlar<br />
tarafından bayram coşkusu ile her sene kutlanmaktadır.<br />
Dilekler tutulur ve şenliklere katılınır. Yeni aylar ise hayatımızda<br />
yeniliklere ve başlangıçlara odaklanmamız için muazzam bir<br />
enerjidir. Boğa Yeni Ay’ı toprağa yeni ekinler eker gibi kalbimize<br />
en güzel niyetlerle tohumlar atmamızı bekliyor. Ay; kalıcılık<br />
ve sabır sebat gezegeni Satürnden ve hayallerimizi, sezgilerimizi<br />
yöneten Neptünden olumlu açılar almakta. Hayallerin<br />
gerçeğe evrilmesini anlatan bu gün oldukça<br />
özeldir. Kalıcı başlangıçları anlatır. Menkar yıldızı ile kavuşumda<br />
olması ise hayal ve gerçek arasında dengeli<br />
bir ruh halinde olmamızı anlatıyor. Bilinçaltımızın<br />
oyunlarına gelmemeliyiz. Kontrol bizde olmalı.<br />
Ruhta açılan her yara, bedenimize yansıyan bir hastalık<br />
olarak kendini gösterebilir. Bugün meditasyon,<br />
yoga, ilahi bağlantı ile dua pozisyonunda olmak gerekir.<br />
Boyun, boğaz rahatsızlıkları ve baygınlık enerjileri<br />
aktiftir, dikkat edilmelidir. Boğa, Başak, Oğlak, Aslan,<br />
Akrep, Kova en çok etkilenenlerden olacaktır.<br />
32<br />
9 MAYIS – Ay ve Sirius Yıldızıkavuşumdalar<br />
(09.44 – 11.35 saat aralığı )<br />
Güneş’ten sonraki gökyüzündeki en<br />
parlak yıldızdır. Antik Mısır’ın kutsal<br />
yıldızı Siriusdur. Kuran-ı Kerimde<br />
de şira olarak adı geçen<br />
bu kutsal yıldız çok güçlü bir<br />
etkiye sahiptir. Bu vakitte<br />
ay ile kavuştuğunda atılan<br />
küçücük bir adım, niyet,<br />
dua ve dilek büyük sonuçlara<br />
ve mucizelere götürebilir.<br />
İtibar, bolluk, bereket<br />
getirir. Kadersel eşimizi<br />
anlatan Juno astreodi ve<br />
kadersel etkiler yaratan<br />
kuzey ay düğümü de bu kavuşuma<br />
eşlik edeceklerdir. Evlilik, ilişkiler adına kaderimiz için en<br />
iyi olanı dilemek, hayatımıza eşlik edecek kişiyi en kısa zamanda<br />
çekmek için ilahi bağlantı kurup dileklerimizi yazılı veya sözlü belirterek<br />
niyet edebiliriz<br />
26 MAYIS Ay ve Fomalhaut yıldızı kavuşumdalar (17:56 -<br />
20:20 saat aralığı)<br />
Fomalhaut, Simyanın yıldızdır. Yüksek ahlak isteyen çok derin bir<br />
Okült Yıldızdır. Rüyaları, Öngörüyü, Şifayı ve ilahi bağlantı kurmayı<br />
anlatır. Bu vakitte ay ile kavuştuğunda ise etik, ahlaklı ve<br />
hak edişimiz olduğunu düşündüğümüz şeyleri dileyebilir.<br />
Evrenden hakkımızı talep edebiliriz. Hastalığı<br />
olanlar şifa dileyebilirler.<br />
19 MAYIS Akrep burcunda Dolunay<br />
Dolunaylar çoğunlukla Yeni Ay’da ektiklerimizi<br />
biçme zamanıdır. Geriye dönüp 5<br />
Mayıs Yeni Ay zamanı neler yaşadığımıza<br />
bir göz atabiliriz. Neyi başlattınız, ne için<br />
ve ne niyetle adım attınız? İyi veyahut<br />
kötü ne ekildiyse o biçilecektir. Hayatımızda<br />
bizi eksilten, bize yaramayan<br />
enerjileri bırakmak içinde uygun bir zamandır.<br />
Akrep enerjisi bizi şüpheci, sorgulayan<br />
ve fazla araştıran bir vaziyete<br />
yönlendirebilir. Aklın gezegeni Merkür ile<br />
olan karşıt açısı ise sezgilerde yanılma, fikir<br />
çatışmaları, kafamızı bulandıran bazı konulara<br />
sebep olabilir. Duygu ve mantık çatışmaları. Bırakılması<br />
gerekenleri bırakamamak.<br />
Akrep, Yengeç, Balık, Kova, Aslan,<br />
Boğa en çok etkilenenlerden<br />
olacaktır.<br />
KOÇ : ( 21 Mart<br />
– 20 <strong>Nisan</strong> )<br />
Mayıs size bolluk<br />
ve bereketi<br />
ile geliyor.<br />
Zam, terfi, iyileştirme<br />
alabilirsiniz.<br />
Finansal ve kişisel<br />
anlamda kendinizi özgüvenli<br />
ve rahat hissedeceğiniz<br />
bir dönemdir.<br />
Kişisel motivasyonunuz<br />
ve öz değeriniz ile par-
larsınız. 18 Mayısa kadar Ticari anlaşmalar için de uygun zamandır.<br />
Yakın çevreniz ve aileniz ile fikir çatışmaları yaşayabilirsiniz.<br />
19 Mayıs sonrası Sağlık, Para ve Aile temalarında bir takım krizler<br />
oluşabilir.<br />
BOĞA : (21 <strong>Nisan</strong> -20 Mayıs ) Sizler için yenilenme<br />
ve kendinizi baştan yaratma zamanı. Bahar’ın<br />
uyanışı ile sizin de hayata dair bir çok<br />
uyanış ve farkındalık yaşadığınız zamandır.<br />
Yeni iş, aşk ve hobiler sizi bekler. Alışveriş yaparken<br />
ve araba kullanırken dikkatli ve yavaş<br />
olunuz, acele reaksiyonlar için sizi uyarmalıyım. 19<br />
Mayıs ve sonrası evli ve ortak iş yapanlar için bazı sert enerjiler<br />
aktif olacak. Fikir çatışmaları yaşayabilirsiniz. Acele kararlar almamakta<br />
fayda var.<br />
İKİZLER : (21 Mayıs – 29 Haziran) Ayın en<br />
içsel devrimcisi ilan edilebilirsiniz. İç motivasyonunuz<br />
harikadır. Yaratıcılık, sanatsal kabiliyetler<br />
parlar ve keşfedilir. Rüyalarınız mesajlıdır,<br />
sezgileriniz nokta atışı yapar. İlahi bağlantınız<br />
ve dua kapıları size açıktır. Dileyin ve olsun. Eyleme<br />
geçmek için ise 16 Mayısa kadar temkinli<br />
davranın. Duygu ve mantığı harmanlayıp harekete geçin. Hayalinizdeki<br />
aşk 17-18 Mayısta karşınıza çıkabilir. 19 Mayıs sonrası ise<br />
Sağlık, İş ve Ev içi konularında bazı sert gündemler oluşabilir.<br />
YENGEÇ : (21 Haziran – 22 Temmuz ) Ayın en<br />
sosyali, aktifi ve halk kahramanı olabilirsiniz.<br />
Arkadaşlar hayatınızdaki birçok yeniliğe vesile<br />
olabilir. O kadar canlı ve kalabalık bir aydır ki<br />
girdiğiniz ortamlarda bir arkadaş vesilesi ile birisi<br />
ile tanışır ve aşık olabilirsiniz, tesadüfen iş<br />
ortaklığı yapacağınız kişi ile tanışabilirsiniz. Enerjiniz<br />
kalabalıklar içerisinde dikkat çekecektir. Bilinçaltında<br />
eskiye dair bazı pürüzler size rüyanızda kâbus olarak tezahür edebilir.<br />
Geçmiş ile yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz. 19 Mayıs ve sonrası<br />
aşk trafiğiniz biraz stresli ve kararlar almanıza sebep olabilir.<br />
ASLAN : (23 Temmuz – 23 Ağustos ) Kariyer<br />
dediniz mi Mayıs ayında aklınıza Aslanlar gelsin.<br />
Terfiler, onore edilmeler. Çabalıyorum ama<br />
görülmüyor dediğiniz tüm eylemleriniz fark<br />
edilebilir. Yeni iş teklifleri, toplumda yer edindiğiniz<br />
yeni bir alansizi bekler. Aynı iş yerinden bir<br />
kişi ile ilişkiye başlayabilirsiniz. Ayın ortasına<br />
kadar bazı arkadaşlarınızla anlaşmazlılar yaşayabilirsiniz. 19 Mayıs<br />
ve sonrası ise Ailenizde, evinizde bazı anlaşmazlıklar, tadilatlık durumlar<br />
oluşabilir.<br />
BAŞAK : (24 Ağustos – 23 Eylül ) Seyahatler,<br />
seyahat planları, yeni eğitimler sizi bekler. Kendinizi<br />
uluslararası platformlarda göstermeniz<br />
için harika bir zaman. Sosyal medyanın gücünden<br />
yararlanın ve kendinizi alanınızda insanlara<br />
tanıtın. Yolculuklara çıkabilir ve gittiğiniz yerde bir<br />
aşk sürprizi ile karşılaşabilirsiniz. Yabancı bir kişi ile<br />
flört edebilirsiniz. 17-18 Mayıs aynı alanda eğitim aldığınız bir kişi<br />
ile beklenmedik bir beraberlik başlayabilir. İş ve arkadaşlar konusunda<br />
tahammülsüzsünüz, sakin olun, pire için yorgan yakmayın.<br />
19 Mayıs ve Sonrası kardeşler ve yakın çevre ile gerilim artabilir.<br />
TERAZİ : (24 Eylül – 23 Ekim ) Uzun zamandır<br />
beklediğiniz finansal destek gelebilir. Eşiniz<br />
işinde zam, terfi alabilir. Miras davanız varsa<br />
lehinize sonuçlanabilir. Maddi anlamda dışarıdan<br />
katkı alacağınız bir dönemdir. Sağlık ile ilgili<br />
problemler varsa sıkıntı azalır, iyileşme<br />
süreci hızlanır. Ameliyatlık bir durum varsa 19 Mayısa<br />
kadar olunmalıdır. Dolunay enerjisi cerrahi operasyonlar için<br />
iyi değildir. Eğitiminizde ve kariyerinizde ani kararlar almamalısınız.<br />
19 Mayıs ve sonrası harcamalarınıza ve alışverişlerinizde güvenirlik<br />
detayına (özellikle online alışverişlerde) dikkat ediniz.<br />
AKREP : (24 Ekim – 22 Kasım ) Ayın en evlilik<br />
enerjisinde olanları sizlersiniz. Evlilik teklifi, evliliğe<br />
giden yolda yeni adımlar, iş ve ortaklık teklifleri<br />
, yeni anlaşmalar olasıdır. Evli iseniz çocuk<br />
yapma kararı alabilirsiniz. Sağlığınıza dikkat etmelisiniz<br />
özellikle 16 Mayısa kadar beden ve ruh<br />
sağlığınıza önem verin. Sıkıntı yaşadığınız bir durum<br />
varsa kontrollerinizi aksatmayınız. 19 Mayıs ve sonrası ilişkinizde<br />
ben/sen çatışmaları yaşanabilir. İş ortağınız ve eşiniz sizi anlamayabilirler.<br />
Bazı konuları kafaya takıp içselleştirip içinize atmaktansa<br />
sakince konuşup aydınlığa kavuşturabilirsiniz konuyu.<br />
Sezgileriniz her zaman doğru çıkmayabilir.<br />
YAY : (23 Kasım – 21 Aralık ) Enerjinizi spora,<br />
sağlıklı beslenmeye ve arı gibi çalışmaya adayacağınız<br />
bir aydır. Daha güzel görünmek ve sağlıklı<br />
yaşam kararları alırsınız. Taşınabilirsiniz,<br />
yeni ev planları yapabilirsiniz. Eşyaların yeri değişir,<br />
iş değişikliği veyahut terfi alabilirsiniz. Hizmet<br />
kapasiteniz en üst oktavdadır. Çabanız görülür<br />
ve takdir edilir. Yalnız iseniz çalışma arkadaşınızın size ilgisi olduğunu<br />
fark edebilir ve sürpriz bir aşka yaşayabilirsiniz. Evli iseniz<br />
19 Mayıs sonrası fikir çatışmalarına, ego savaşlarına dikkat edin.<br />
Bilinçaltınız sizi yanıltabilir, sağlığınıza yansıyan stres kaynaklı<br />
problemler yaşayabilirsiniz.<br />
OĞLAK : (22 Aralık – 21 Ocak ) Ayın en aşığı siz<br />
olabilirsiniz. Özellikle 17-18 Mayısta aniden âşık<br />
olma enerjiniz tavandır. Ay boyunca en eğlenceli,<br />
en yaratıcı ve en çılgın karakteriniz devreye<br />
girer ve çevrenizdekileri şaşırtabilir. Aşka aşık<br />
olduğunuz için tüm yaşam ile barışık olduğunuz,<br />
içsel çocuğunuzun ise en şımarık olduğu bir dönemdir.<br />
Abartın, çoğaltın ve kendinizi parlatın. Bireysel olarak hayattan<br />
tatmin olduğunuz fakat arkadaşlarınızı veyahut<br />
sorumluluklarınızı biraz unuttuğunuz bu süreçte mantığınızı devreye<br />
sokmanın tam zamanıdır. 16 Mayıs sonrası evli ve iş ortağı<br />
olan Oğlaklar ne dediklerine dikkat etmeliler. Kapıyı çarpıp gitme<br />
enerjiniz aktiftir.<br />
KOVA : (21 Ocak – 18 Şubat ) Ailecek güzelleştiğiniz,<br />
yenilendiğiniz ve her şeyi yoluna<br />
koyduğunuz bir dönemdir. Gayrimenkul için<br />
olumlu zamandır. Ev alma- satma meseleleri<br />
gündemdedir. Doğduğunuz topraklardan, aynı<br />
kültürde olduğunuz birileri ile tesadüfen bir<br />
enerji çekimi yaşar birbirinizi bulursunuz ve sürpriz<br />
bir aşk doğabilir. Eşzamanlılık ile farklı enerjilere akabilirsiniz.<br />
İletişim kurarken daha sakin ve düşünceli davranmalısınız. Bilhassa<br />
kariyer yaşamınıza ve 19 Mayıs sonrası gelişen olaylara dikkat<br />
edin. Manipüle edici olaylara maruz kalabilirsiniz. Sakin olun ve<br />
pes etmeyin.<br />
BALIK : (19 Şubat – 20 Mart ) Seyahatler çekiyor<br />
içiniz ve Mayıs ayı gitmek, gezmek ve öğrenmek<br />
istiyorsunuz. Gittiğiniz yerde âşık<br />
oluyorsunuz ve belki de seyahat için gidip sonrasında<br />
oraya yerleşme kararı alıyorsunuz. Ayın en<br />
gezgini de sizsiniz sevgili balıklar. Bir konuşuyorsunuz<br />
ve karşınızdakileri büyülüyorsunuz. Yeni tanıştığınız<br />
ve çalışma ortamınızdaki kişiler ile iletişimde bir<br />
numarasınız. Fakat zaman zaman aileniz ile ve varsa ilişkinizde<br />
bazı kırıcı yaklaşımlar sergileyebilirsiniz. Eşinizin ailesi ile gerginlikler<br />
yaşanılabilir. Eğitim planlarınız aksayabilir.<br />
33
Eski tadı, havası, ahengi kalmayan, alternatif ulaşım<br />
araçlarının zaafa uğrattığı OTOGAR, azalan yolcusu ve kapanan<br />
işyerleriyle o eski günleri aratır bir görüntüye büründü<br />
Otogar : ADETA<br />
VEDA EDER GİBİ...<br />
Kavuşmanın sevinci de ayrılığın hüznü de hep orada yaşanırdı. Günün her saati yaşayan<br />
tek yerdi otogar. Şu sıralar büyük bir sessizliğin hakim olduğu bir yer haline geldi.<br />
kadın geçiyor önce elindeki valizi telaşla<br />
Birsürükleyerek…<br />
Yalnız, sinirli, yüzündeki çizgilere bakınca sitemkâr…<br />
Saçlarının telleri ise her şeyi anlatıyor aslında…<br />
Belli belirsiz bir toka ile atkuyruğu yapmasından belli<br />
oluyor.<br />
Valizinin içine<br />
sıkıştırdığı eşyaları bir<br />
yandan sürmeye<br />
çalışırken bir yandan da<br />
otobüs saati için endişe<br />
ediyor.<br />
Sık sık kolundaki saate<br />
bakmasından anlıyorum.<br />
Kafamı diğer tarafa çeviriyorum<br />
ki…<br />
Eşiyle birlikte koştura<br />
koştura peron arayan<br />
çekirdek bir aile gözüme<br />
çarpıyor.<br />
Minik oğulları arkadan<br />
onların hızına yetişmeye<br />
çalışıyor.<br />
Yorgun gibi…<br />
Öyle bedensel bir yorgunluk değil ama…<br />
Biraz önce annesi ile babası kavga etmiş olmalı…<br />
Karşıya dönüyor sonra başım…<br />
Otogarın içerisine yerleştirilen kırmızı koltukların üzerinde<br />
sabahlamış şu adını bilmediğim evsiz yine…<br />
Düzenli bir hayatı<br />
olsa, öyle sırtı<br />
ağrıyarak uyanmazdı<br />
sürekli…<br />
Yan taraftan gelen<br />
gürültü dikkatimi<br />
çekiyor.<br />
Şu gençler yok mu, şu<br />
gençler?<br />
Üniversiteye giderken<br />
ne çok heyecanlılar…<br />
Erkenden geliyorlar<br />
otogara…<br />
Bekliyorlar gidecekleri<br />
aracı uzun uzun…<br />
Eeee ne de olsa koca<br />
bir dönem gelmeyecekler,<br />
bırak tadını<br />
çıkarsınlar gençliğin!<br />
34<br />
RÖPORTAJ<br />
Ali Naki Erdoğan
Hepsinde ayrı bir telaş, hepsinde ayrı bir yolculuk, hepsinde<br />
ayrı bir hikaye…<br />
Ne ayrılıklara, ne hüzünlere, ne kavuşmalara şahit oldum<br />
der gibi bakıyor duvarlar sanki yüzüme…<br />
Gün içerisinde binleri uğurlayan, binlerin hikayesine ortak<br />
olan ‘Otogar’…<br />
Eski tadı kalmamış ama…<br />
İçeriye girdiğin andan itibaren yanına gelen, “Ablacım yolculuk<br />
nereye? Gel cam kenarından yerini vereyim’ ile<br />
başlayan o uğultu yavaş yavaş kendini sessizliğe bırakmış…<br />
O kargaşadan, gürültüden eser yok.<br />
Adımını attığın gibi o hüzünlü kokuyu ciğerlerinde<br />
hissediyor insan…<br />
Etrafımı şöyle bir izliyorum.<br />
Binlerce hikâyeye tanıklık etmiş o koku burun direklerimi<br />
sızlatıyor.<br />
Bilmene gerek yok üstelik yaşanmışlıkları…<br />
Yerlere baksan, kaybolmaya yüz tutan ayak izlerini<br />
görürsün.<br />
Otogarın<br />
içerisinde gezerken<br />
birer birer<br />
kepenklerini indiren<br />
yazıhanelere baka<br />
baka geçiyorum.<br />
Buzlu Turizm Genel<br />
Müdürü Bilgin Çıldır :<br />
“HIZLI TRENLE<br />
REKABET ETME<br />
GÜCÜMÜZ YOK”<br />
15- 16 tanesinin ise kapandığını söylüyor.<br />
Konuyu teknolojiye getiriyorum.<br />
“HIZLI TRENLE REKABET ETME LÜKSÜMÜZ YOK”<br />
Her şeyi esir alıp tükettiği gibi otogarı da teslim aldığını<br />
anlatıyorum ve konuya şöyle bağlıyorum: “Hızlı tren de<br />
sizi etkiledi sanırım…”<br />
Kafasıyla onaylıyor sözlerimi:<br />
“Hızlı tren bizi çok etkiledi. 1 adet hızlı tren 30 adet otobüs<br />
yolcusunu bir seferde taşıyabiliyor. Devlet fiyatları da<br />
bizim sektörümüze göre daha düşük tutuyor. Bizim de onlarla<br />
bir rekabet etme lüksümüz olamaz. O yüzden<br />
fazlasıyla etkiliyor.”<br />
Şu kapitalizm ne garip şey diyorum kendi kendime!<br />
Kimisine yapay mutluluklar sağlarken kimisini ise tamamen<br />
yok ediyor:<br />
“Ayakta durabilmek için yaptığınız kampanyalar var mı?”<br />
diye sohbeti sürdürüyorum.<br />
Kısa bir düşünüyor ve devam ediyor:<br />
“Yaptığımız kampanya şu anda çok fazla düşük sayıda sefer<br />
düzenliyoruz. Fiyatlarımız zaten oldukça makul. Geçen<br />
sezon İstanbul’a 60- 65 liraya yolcu taşırken şimdi 40- 45<br />
liraya kadar yolcu taşıyoruz. Bu fiyat politikamız bütün seferlerimizde<br />
geçerli. Ekonomik şartlardan dolayı günde 11,<br />
12 sefer düzenliyoruz. İstanbul seferi yaparken şimdi bu<br />
sayıyı kendi imkanlarımız doğrultusunda 5-6 sayıya<br />
düşürdük.”<br />
“İNSANLAR EVDEN DIŞARI ÇIKMAK İSTEMİYOR”<br />
O şaşalı otogar günlerini özleyip özlemediğini soruyorum.<br />
Hüzünle karışık yanıtlıyor: “ İnsanların da ekonomik durumu<br />
belli. İnsanlar bırakın seyahat etmeyi evden dışarı<br />
çıkmak istemiyor.”<br />
“Eskiyi özlüyor musunuz?” diyorum…<br />
Kısa ve öz yanıt veriyor: “Mutlaka...”<br />
yanına uğruyorum.<br />
Buzlu Turizmin<br />
Genel Müdürü Bilgin<br />
Çıldır’ın<br />
“ÜLKENİN DURUMUYLA EŞ DEĞER”<br />
Sektörün durumu içeriye girdiği andan itibaren kendini hissettirse<br />
de formaliteden soruyorum işte…<br />
O da kapanan dükkanlara baka baka anlatıyor:<br />
“Sektörün durumu ülkenin durumuyla eş değer vaziyette.<br />
Durgun geçiyor. Yakıt ücretleri malum, mazotun durumu<br />
malum. Fiyatlar yüksek. Şirketler arasındaki rekabet ortamı<br />
devam etmekte. Masraflarımız çok ama ücretlerimiz düşük<br />
vaziyette. İnsanlarımızı memnun etmeye çalışıyoruz.”<br />
Onun gözlerini takip ediyorum ve sohbetime devam ediyorum:<br />
“Çok fazla esnaf kepenk indirdi. Nedeni nedir?”<br />
Kafasıyla onaylıyor ve geçmişe gider gibi konuşuyor:<br />
“İşte bahsettiğim gibi aynı şeyler. İş yokluğundan,<br />
ekonomik durumlardan dolayı insanlar küçülmeye gidiyor.<br />
İki üç yazıhaneci tek yazıhanede bir araya gelerek bir<br />
şekilde şartlarını sürdürmeye çalışıyorlar.”<br />
“48 YAZIHANE VAR!”<br />
“Kaç yazıhane var şu anda?”<br />
Sitemkar bir şekilde gülüyor:<br />
“Otogarda toplamda 48 tane yazıhane var. Bunun da<br />
yaklaşık olarak 30 tanesi faaliyette.”<br />
Teşekkür edip yanından<br />
ayrıldıktan sonra kapanan<br />
Kanat Turizm<br />
sahibi şimdi ise Metro<br />
Turizmin işletmecisi<br />
Mesut Kanat’ın yanına<br />
gidiyorum.<br />
Kanat Turizm Sahibi Metro<br />
Turizm İşletmecisi Mesut<br />
Kanat :<br />
“ŞU ANDA AYAKTA<br />
KALABİLEN<br />
SADECE<br />
3 FİRMA VAR”<br />
“OTOBÜS YÜRÜYEMEZ HALDE”<br />
O da Bilgin Bey’in anlattıklarını söylüyor.<br />
Otobüs çok maliyetli, yürüyemez halde şu an da derken<br />
hızlı trenden de bahsediyor:<br />
35
“Eskişehir’de ağırlıklı olan hatlarımız<br />
zaten Eskişehir Ankara’ydı. Eskişehir<br />
İstanbul’du, Eskişehir Konya idi. Buralar<br />
tamamen hızlı trene geçti. Hızlı<br />
tren dolarsa yolcular bize geliyor. Hızlı<br />
tren hem hızlı hem de fiyatı cazip<br />
olduğu için onu tercih ediyorlar.”<br />
Eskişehir’in kapanan dev firmalarını<br />
da birer birer sayıyor Mesut Amca:<br />
“Eskişehir’imizde kapanan 5 firma var.<br />
Kanat Turizm, İsmail Ayaz, Yüksel,<br />
Ceylan kapandı. En son şehirlerarası<br />
Özberkay kuruldu. O da kapandı. Yani<br />
hepsi kapandı. Başka illerde de sürekli<br />
kapanıyor. Tekelleşmeye gidiyor. Şu<br />
anda ayakta kalan 3 firma var. Onun<br />
üzerinden hareket ediyor.”<br />
O da eski yoğunluğu özleyenlerden…<br />
Şöyle anlatmasından anlıyorum: “Şu<br />
koridorlarda mesela 48 yazıhanenin<br />
24 tanesi boş. Eskiden 48 yazıhane<br />
yer bulamazdı, hava parasıyla devirler<br />
yapılırdı. Daha yoğundu. Şimdi yok. “<br />
“ESNAF ZOR DURUMDA”<br />
Eskişehir Kamil Koç İşletmecisi Ramis<br />
Balkan’ın da misafiri oluyoruz.<br />
Bir yandan sıcak çayımızı yudumlarken<br />
bir yandan Ramis Bey’i dinliyoruz.<br />
Sektörde 40 senedir çalıştığını dile getiriyor<br />
sakin konuşmasında, şöyle<br />
devam ediyor:<br />
“Esnaf şu anda çok zor durumda. Hem<br />
yolcu bakımından hem de bize yardım<br />
eden hiç kimse kalmadı artık. Günlük<br />
yolcu sayımız düştü. Kazanacağımız<br />
para maliyetleri karşılamaya yetmiyor.<br />
Ondan dolayı hepimiz mustaribiz.<br />
Kiraları, ısıtmaları, elektrikleri ödemek<br />
de hepimiz büyük problemler<br />
yaşıyoruz.<br />
“Sizi en çok etkiledi?” diye soruyorum,<br />
beklercesine yanıtlıyor:<br />
“Mazotlar çok fena. Kiralarımız çok<br />
yüksek. Otogarlarda ortak ısıtma<br />
ödemeleri var. Metre kareye göre. Çok<br />
Eskişehir Kamil Koç<br />
işletmecisi Ramis<br />
Balkan :<br />
“ESKİŞEHİRLİ<br />
FİRMALAR<br />
TEK TEK<br />
KAPATMAK<br />
ZORUNDA<br />
KALDI”<br />
fazla rakam geliyor. Benim evim 110<br />
metre kare evim 150 lira geliyor. Buraya<br />
1 milyon lira geliyor. 5 metre kareye.<br />
Bu da insanları etkiliyor.”<br />
Otobüsçülük dönemi biter mi diye sohbeti<br />
noktalarken Ramis Bey şöyle<br />
anlatıyor:<br />
“Sıfıra düşmez ama tabi ki azalacaktır.<br />
Firma sayıları düştü. Malum. Eskişehir<br />
yöresel firmalardan Buzlu Turizm<br />
kaldı. Hepsi kapatmak zorunda kaldı.”<br />
Yanından ayrılırken etrafa bakarak<br />
yürüyorum.<br />
Otobüs peronlarını izliyorum uzun<br />
uzun…<br />
Bir dönem benim hikâyelerime de<br />
şahitlik etmiş duvarlara el sallayasım<br />
geliyor.<br />
Çünkü gülümseyerek bakıyorlar.<br />
Hissediyorum.<br />
36
Tek soru, tek yanıt...<br />
ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ<br />
ESKİŞEHİR ŞUBE BAŞKANI<br />
SEVGİ AKMEN<br />
l<br />
Kendimi tek kelime tanımlayacak olursam ‘İSTİKRARLI’ derdim.<br />
l<br />
Şu an yaptığım işi yapmasaydım ‘DİPLOMAT’ olurdum.<br />
l<br />
Gündemimi en fazla meşgul eden şey : ‘SİYASET’<br />
l<br />
Kayıtsız kalamadığım tek şey: ‘HAKSIZLIK’<br />
l<br />
En büyük sevincim: ‘OĞLUMUN BAŞARILARI’<br />
l<br />
En büyük pişmanlığım: ‘AKADEMİK KARİYER YAPMAMAK’<br />
l<br />
Hayatımın dönüm noktası: ‘ÜNİVERSİTE’<br />
l<br />
Beni en çok etkileyen yazar: ‘BALZAC’<br />
l<br />
En beğendiğim kitap: ‘OBLOMOV’<br />
l<br />
Hoşlandığım müzik türü: ‘TÜRKÜ’<br />
l<br />
Hatırladığım en iyi film: ‘FORREST GUMP’<br />
l<br />
Aldığım en son şey (kendim için): ‘FULAR’<br />
l<br />
Bugüne kadar aldığım en güzel hediye: ‘BİR ÖĞRENCİDEN GELEN<br />
ÇİÇEK’<br />
l<br />
Kendimde değiştirmek istediğim: ‘MÜKEMMELCİLİK’<br />
l<br />
En çok beğendiğim özelliğim: ‘PLANCILIK’<br />
l<br />
Olmasa da olur dediğim: ‘ZENGİNLİK’<br />
l<br />
Olmazsa olmazım: ‘AİLEM’<br />
l<br />
Mutlaka yapmak istediğim: ‘YAZARLIK’<br />
l<br />
Mutlaka görmek istediğim: ‘ÇİN’<br />
l<br />
En gıcık olduğum şey: ‘MASKELİ KİŞİLİKLER’<br />
l<br />
Eskişehir’de en beğendiğim mekân: ‘KENTPARK’<br />
37
A Milli Futbol Takımımız, 2020 UEFA Avrupa Futbol<br />
(HŞampiyonası Elemeleri H Grubu'ndaki ikinci maçında<br />
Moldova'yı 4-0 yendi. Eskişehirli sporseverler tribünleri<br />
doldurarak takıma tam destek verdi.<br />
MUHTEŞEM ATMOSFER<br />
2020 Avrupa Şampiyonası Elemeleri<br />
H Grubu'nda Türkiye, konuk ettiği<br />
Moldova'yı 4-0'lık net bir skorla geçmeyi<br />
başardı.<br />
Eskişehir'de muhteşem bir atmosferde<br />
oynanan karşılaşmada A Milli<br />
Takım'ın gollerini Hasan Ali Kaldırım,<br />
Cenk Tosun (2) ve Kaan Ayhan<br />
kaydetti.<br />
MİLLİLERDEN TEŞEKKÜR<br />
Eskişehirli sporseverler Milli maçta en<br />
güzel şekilde ev sahipliği yapmanın<br />
onuruyla ve gururunu yaşadı. Karşılaşmanın<br />
ardından A Milli takım oyuncuları<br />
kendilerine destek veren<br />
Eskişehirli sporseverlere teşekkür<br />
ederken, takımın teknik sorumlusu<br />
Şenol Güneş ‘de taraftara teşekkür<br />
etti. Ayrıca TFF resmi sitesinden de<br />
Eskişehir’e teşekkür geldi.<br />
38
A Milli Erkek Hentbol takımımız, 2020 Erkekler<br />
(H Avrupa Hentbol Şampiyonası Elemeleri 3. grup<br />
dördüncü maçında Yunanistan’ı 26-23 mağlup etti. Eskişehir<br />
Porsuk spor salonunda oynanan maçta sporseverler<br />
tribünleri tamamen doldurarak takımı destekledi.<br />
PORSUK’DA MİLLİ COŞKU<br />
A Milli Hentbol takımımıza da Eskişehir ev sahipliği yaptı. 2020<br />
Erkekler Avrupa Hentbol Şampiyonası Elemeleri 3. grup dördüncü<br />
maçında Yunanistan ile karşılaşan hentbolcularımız<br />
ilk yarıyı 12-9 önde kapattı. Maçın ikinci<br />
yarısında tribünleri dolduran taraftarın da desteği<br />
ile coşan Millilerimiz maçı da 26-23 kazandı. Millilerimiz<br />
bu sonuçla puanını 4 yaparken, Yunanistan<br />
2 puanda kaldı.<br />
“SEYİRCİ İYİ DESTEKLEDİ”<br />
A Milli Erkek Hentbol Takımı Başantrenörü İlker<br />
Şentürk, “Bugün burada seyircinin takımımızı iyi<br />
desteklemesi, bizi strese soktu. Daha sonra toparlandık.<br />
Genç ve iyi bir takımız. Yeni bir takım oluşturduk.<br />
Bu takıma herkes sahip çıksın. Bu takım, 2020<br />
Avrupa Şampiyonası’na gidecek. Avrupa Şampiyonası’na<br />
ilk kez gidecek olan bir takımız. Herkes bu takıma<br />
inansın " dedi. Öte yandan A milli hentbol<br />
takımımız 12 Haziran’daki Makedonya maçını da yine<br />
ilimizde oynayacak.<br />
A Milli Erkek Hentbol Takım oyuncuları maç sonunda tribünlere koşarak Eskişehir taraftarına teşekkür etti.<br />
39
Eskişehirspor’un<br />
etkili gol silahı<br />
Emre Güral<br />
Bu şehre<br />
ve taraftara<br />
Süper Lig<br />
yakışır…<br />
“<br />
Bana Eskişehir'e gidersen<br />
tepki alırsın<br />
diyenler olmuştu<br />
ama ben böyle düşünmüyordum.<br />
Nitekim<br />
Eskişehirspor<br />
taraftarı da beni<br />
çok güzel karşıladı<br />
ve düşündüğüm<br />
gibi de oldu.<br />
Burada gerçekten<br />
bilinçli bir<br />
taraftar kitlesi<br />
var. Her şeyin<br />
farkındalar.<br />
Ben<br />
eski<br />
stadyumda<br />
Eskişehirspor<br />
for-<br />
ması<br />
giymiştim ama yeni stadyumda hiç maça çıkamamıştım.<br />
Gençlerbirliği maçında ilk kez o taraftarın<br />
önünde bu kutsal formayı giydim”<br />
“<br />
Devre arası birçok teklife rağmen Eskişehirspor’u<br />
tercih ettim. Ben Eskişehirspor camiasına<br />
küs ayrılmadım. Burası ile hep bir gönül<br />
bağım vardı. Fuat hoca ve yöneticilerimiz benimle<br />
temasa geçtiklerinde çok mutlu oldum. Eskişehir'i<br />
ailece çok seviyoruz. Benim ilk iki çocuğum Eskişehir<br />
doğumlu. Gücüm yettiği kadar takıma her<br />
türlü katkıyı sağlayıp, başarı da pay sahibi olmak<br />
istiyorum”<br />
40<br />
“ Osmanlıspor<br />
maçı çok önemliydi<br />
ve 6 puanlık<br />
bir galibiyet<br />
aldık. O gün öyle<br />
bir motive<br />
olmuştuk<br />
ki<br />
rakip<br />
kim olursa<br />
olsun<br />
biz çıkıp o maçı<br />
kazanacaktık.<br />
Bir patlama yapmamız<br />
gerekiyordu 2 gol attım ve kazandığımız<br />
penaltıyı kullanmadan<br />
önce omuzlarımda bir kentin<br />
yükü vardı. Sorumluluk almak<br />
bana düştü. Sert bir vuruşla topu<br />
ağlara gönderdim. Benim için çok<br />
özel bir andı”<br />
“<br />
Elazığspor karşısında 6 puanlık<br />
bir maça çıktık. Geriye<br />
düşmemize rağmen dönmemiz<br />
önemliydi. Bunu da başardık.<br />
Artık tüm ipler bizim elimizde...<br />
Yeni sezon için de benim Eskişehirspor<br />
1,5 yıllık bir sözleşme<br />
var. Takımımızın önümüzdeki<br />
sezon hedefi mutlak Süper Lig'e<br />
yükselmek. Benden devam<br />
etmem istenirse gereğini yaparım”
<strong>İstikbal</strong> <strong>Dergi</strong>’nin bu<br />
ayki konuğu Eskişehirspor’un<br />
etkili gol silahı<br />
Emre Güral…<br />
Devre arasında birçok takımın<br />
transfer teklifine rağmen<br />
Es-Es’e geri dönen ve<br />
kritik başkent deplasmanında<br />
Osmanlıspor’a 3 gol<br />
atarak hayat veren galibiyete<br />
imzasını atan Emre Güral takımı,<br />
taraftarı, geleceğini ve yeni sezonla<br />
ilgili düşüncelerini aktardı.<br />
-Emre Güral kimdir, bize biraz kendinden<br />
bahseder misin?<br />
“1989 yılında Almanya Offenbach kentinde<br />
dünyaya geldim. Anne tarafından İzmirli,<br />
Baba tarafından Balıkesirli bir ailenin<br />
çocuğuyum. 4 yaşındayken köy takımı olan<br />
SC Egelsbach ile adım attım daha sonra babamın<br />
da desteği ile Eintracht Frankfurt seçmelerine<br />
girdim. Başarılı olunca da futbol<br />
yaşantıma Frankfurt takımında başladım.<br />
Daha sonra sırasıyla Jahn Regensburg, Elversberg,<br />
Bucaspor, Trabzonspor, Eskişehirspor,<br />
Antalyaspor ve Alanyaspor gibi<br />
takımlarda forma giydim. Şu anda Eskişehirspor'da<br />
futbol oynuyorum. 2014 yılında<br />
evlendim ve üç çocuğum var.”<br />
-2016 yılında Eskişehirspor'dan ayrılma<br />
kararı aldın ve başka bir takıma transfer<br />
oldun. Bize o süreçten bahsedebilir<br />
misin?<br />
“Geçtiğimiz yıllarda Eskişehirspor'da<br />
forma giydim. Geçmiş konuları konuşmanın<br />
manası yok. Geçmiş geçmişte kaldı.<br />
Bizim artık geleceğe bakmamız gerekiyor.<br />
Sadece şunu söyleyebilirim herkes<br />
Emre bıraktı gitti diyor ancak işin<br />
aslı öyle değil. Para konusu falan<br />
gündeme getirildi ama benim için<br />
başka meseleler daha önemliydi.<br />
Benim problemim o zamanın yöneticileriyleydi<br />
ama şu an hiç birisi yok. O<br />
isimler zaten burada olsaydı Emre<br />
Güral şu an Eskişehirspor'da olmazdı.”<br />
“Eskişehir’i ailecek<br />
çok seviyoruz”<br />
-Eskişehirspor'da yeniden<br />
forma giymeye<br />
başladın. İlk maçında<br />
neler hissettin?<br />
“Eskişehirspor taraftarı da<br />
beni çok güzel karşıladı. Bana<br />
‘Eskişehir'e gidersen tepki alırsın’<br />
diyenler olmuştu ama ben<br />
böyle düşünmüyordum. Düşündüğüm<br />
gibi de oldu. Burada gerçekten<br />
bilinçli bir taraftar kitlesi<br />
var. Her şeyin farkındalar. Ben eski<br />
stadyumda Eskişehirspor forması giymiştim<br />
ama yeni stadyumda hiç maça<br />
çıkamamıştım. Gençlerbirliği maçında ilk<br />
kez o taraftarın önünde bu kutsal formayı<br />
giydim. Taraftarların tribünlerde ismimi<br />
bağırması hiç hazır olmamama rağmen bir<br />
an önce kendimi sahaya atma isteğinin<br />
oluşmasına neden oldu. Hocamız da bana<br />
görev verdi. Çıktım ve takıma katkıda bulunmaya<br />
çalıştım. Maçı da 3-2 kazandık.<br />
Çok güzel bir gündü. 5,5 ay yeşil sahalardan<br />
uzak kalmıştım. Yavaş yavaş özlenen<br />
Emre Güral olma yolunda ilerliyorum. Hiç<br />
bir sıkıntım yok. Mutluyum.”<br />
-Eskişehirspor'a geri dönüş sürecin nasıl<br />
gerçekleşti?<br />
“Ben Eskişehirspor camiasına küs ayrılmadım.<br />
Burası ile hep bir gönül bağım vardı.<br />
Fuat hoca ve yöneticilerimiz benimle temasa<br />
geçtiklerinde çok mutlu oldum. Buraya<br />
gelebilmek için yapabileceğim bütün<br />
fedakarlıkları yaptım. ‘Eskişehirspor'u ait olduğu<br />
yerlere yükseltebilmek için savaşmaya<br />
geliyorum’ demiştim. Hala lafımın arkasındayım.<br />
Takıma şuan elimden geldiğince yardım<br />
etmeye çalışıyorum. Saha içinde ve saha dışında<br />
mücadelemi veriyorum. Genç futbolculara<br />
tecrübelerimizi aktarıyoruz. Sezgin gibi,<br />
Kıvanç gibi ben de ağabeylik yapmaya çalışıyorum.”<br />
-Ailenin Eskişehir'i çok sevdiğini biliyoruz<br />
ancak şuan kendileri Antalya'da. Bunun sebebi<br />
nedir?<br />
“Eskişehir'i çok seviyoruz. Benim ilk iki çocuğum<br />
Eskişehir doğumlu. Biz ailecek Es-<br />
41
kişehir'i gerçekten çok seviyoruz. Ankara<br />
ve İstanbul'a çok yakın olması nedeniyle<br />
havaalanı yok ama olsun. Eşimde Eskişehir'i<br />
çok seviyor. Ailem şu an Antalya'da<br />
çünkü bir doğum süreci vardı.<br />
Oradaki doktorunu bırakmak istemedi.<br />
Çocukların bir okul düzeni vardı. Bozulsun<br />
istemedik. Böyle bir karar verdik ama<br />
önümüzdeki dönemde Eskişehir'e<br />
gelebilirler.”<br />
-Osmanlıspor'u deplasmanda<br />
senin üç gol attığın maçta mağlup<br />
ettik. O gün hakkındaki düşüncelerin<br />
neler?<br />
“Osmanlıspor maçı çok çok önemliydi.<br />
Süper Lig mücadelesi veren bir<br />
rakibe karşı deplasmanda alınan galibiyet<br />
bana göre 6 puanlık bir galibiyettir.<br />
O gün öyle bir motive olmuştuk<br />
ki rakip kim olursa olsun biz çıkıp o<br />
maçı kazanacaktık. Bu Osmanlıspor'a<br />
kısmet oldu. Kötü bir seriye denk gelmiştik.<br />
Bir patlama yapmamız gerekiyordu. Bunu da<br />
Osmanlıspor deplasmanında başardık. Geriye<br />
düştük ama mücadeleyi asla bırakmadık. Gelecek<br />
adına umut vaat eden bir galibiyet<br />
oldu. Kazandığımız penaltıyı kullanmadan<br />
önce omuzlarımda bir kentin yükü vardı. Sorumluluk<br />
almak bana düştü. Karcemarskas<br />
beni çok iyi tanıyan bir kaleci. Nereye vuracağımı<br />
da biliyordu. Ama bu sefer tersine atmaya<br />
karar verdim. Tahmin ettiğim gibi de<br />
oldu. Sert bir vuruşla topu ağlara gönderdim.<br />
Benim için çok özel bir andı. Gerek maçın son<br />
dakikaları olması, gerek öne geçiyor olmamız<br />
bu penaltıyı daha önemli kılmıştı. Golden<br />
sonra da büyük bir mutluluk yaşadım.”<br />
-Önümüzdeki sezon da Emre Güral'ın Eskişehirspor<br />
forması ile izleyebilecek miyiz?<br />
“Eskişehirspor'a gelirken 1,5 yıllık bir sözleşme<br />
imzalamıştım. Takımımızın önümüzdeki sezon hedefi<br />
mutlak Süper Lig'e yükselmek. Benden devam<br />
etmem istenirse gereğini yaparım. Çünkü ben bu<br />
takımın güzel bir kadroya sahip olduğunu düşünüyorum.<br />
Transfer yasağı kaldırılırsa bir kaç nokta<br />
transfer ile de bence mümkün olabilir.”<br />
-Eskişehirspor yönetimi hakkındaki düşüncelerin<br />
neler?<br />
“Mevcut yönetim hata yapmıyor. Açılamaz denilen transfer<br />
tahtasını açtılar. Futbolcuların maaşlarını ve primlerini<br />
ödüyorlar. Özverili bir şekilde çalışan bir yönetimimiz var.<br />
Bu da gelecek adına umut verici.”<br />
-Eskişehirspor'daki genç futbolcular için düşüncelerin<br />
neler?<br />
42<br />
“Eskişehirspor'da gerçekten gelecek vaat eden genç yetenekler<br />
var. Türk futbolu ve Eskişehirspor onlardan çok şeyler<br />
bekliyor. Elinize geçen her fırsatı çok iyi kullanın diye<br />
bizler sürekli onlar ile konuşuyoruz. Böyle<br />
bir camiada parlamak daha güzeldir.<br />
Çünkü her futbolcu Eskişehirspor'da<br />
forma giymek ister.”<br />
-Teknik Direktör Fuat<br />
Çapa için ne düşünüyorsun?<br />
“Eskişehirspor'a tekrar<br />
dönmemin en<br />
önemli sebeplerinden<br />
birisi de Fuat<br />
Çapa'dır. Kendisini ve<br />
kariyerini herkes çok<br />
iyi biliyor. Karakteri ve<br />
insanlığı beni etkiledi. Avrupa<br />
mantalitesi çok yüksek<br />
bir isim. Bana kulübün<br />
hedeflerini anlatırken en ufak<br />
bir şüphe duymadım. Kısaca<br />
söylemek gerekirse güvenebilir<br />
bir hoca. Sağ olsun bana şans<br />
verdi, bende her fırsatta hocamızın<br />
ve taraftarımızın yüzünü kara çıkartmamaya<br />
çalıştım ve çalışmaya da<br />
devam edeceğim.”<br />
-Bütün futbolculara sorduğumuz<br />
bir soruyu sana da sormazsak<br />
olmaz. Eskişehirspor taraftarı<br />
hakkındaki düşünceleriniz<br />
neler?<br />
“Eskişehirspor taraftarı cidden<br />
anlatılmaz. Türkiye'nin en etkili<br />
taraftar grubuna sahibiz diyebilirim.<br />
Eskişehirspor taraftarını tüm<br />
Türkiye biliyor. Futbola sadece<br />
futbol gibi bakmıyorlar. Eskişehirspor'a<br />
ve Milli Takıma inanılmaz<br />
bir şekilde sahip çıkıyorlar.<br />
Deplasman maçlarında da kendilerine<br />
ayrılan bölümleri hıncahınç<br />
dolduruyorlar.<br />
Eskişehirspor'a gelmek isteyen<br />
her futbolcu taraftara<br />
hayran olduğu için gelmek<br />
ister. Taraftarlarımız bir marka.”<br />
-Bu sezon Eskişehirspor ligi<br />
nasıl bir yerde tamamlar.<br />
Küme düşme tehlikesi yaşamayız<br />
değil mi?<br />
“Ligin artık son dönemine geldik.<br />
Elazığ maçında aldığı-
mız 3 puan bizi çok rahatlattı. Çok büyük avantajımız<br />
var ve ipler bizim elimizde. Ama biz<br />
yine de işi sıkı tutarak her maça final havasında<br />
çıkacağız. Büyük taraftara ligin sonunda<br />
galibiyetler hediye etmek istiyoruz. Çünkü Eskişehirspor<br />
tüm maçlara her zaman kazanmak<br />
için çıkan bir takım”<br />
-Emre daha önce de milli oldun. Hedeflerin<br />
arasında yeniden milli takım formasını<br />
giymek var mı?<br />
"Her Türk futbolcusunun<br />
hedefinde<br />
ay-yıldızlı<br />
forma giymek<br />
vardır. Ben<br />
de A Milli Futbol Takımı'na gitmek istiyorum.<br />
Ben bunun için çok çalışacağım. Milli formayı<br />
yeniden giyme hedefim için elimden geleni yapacağım.<br />
Her şeyin bir zamanı var. Eskişehirspor'daki görevlerimi<br />
yaptıktan sonda diğer hedeflerim için<br />
harekete geçeceğim. Hedeflerim hep yüksek."<br />
-En beğendiğin futbolcular kimler?<br />
“En beğendiğin futbolcu kim sorusuna ben her zaman<br />
Cristiano Ronaldo cevabını vermişimdir. Bana göre dünyanın<br />
yetenekli oyuncusu. Neredeyse hiç bir eksiği yok.<br />
Oyun stili herkes tarafından kabul görmüş bir isim.<br />
Benim stilimi de kimi insanlar benzetirler. Brezilyalı Ronaldo'da<br />
çocukluğumun yıldızıydı. Onu çok<br />
beğeniyordum. Türkiye'de Burak<br />
Yılmaz'ın<br />
en iyi golcü olduğunu söyleyebilirim.”<br />
-Kısa ve net bir soru. Oğlunun da senin<br />
gibi bir futbolcu olmasını ister misin?”<br />
“Oğlumun futbolcusunu elbette isterim.<br />
Beraber futbol oynamaya çalışıyoruz.<br />
Bariz bir yeteneği var ama ben kendisini<br />
asla yönlendirmiyorum. Her şeye<br />
kendisi karar verecek. İsterse basketbolcu<br />
olmak istesin, isterse hentbolcü<br />
olmak istesin ben seve seve<br />
desteklemeye hazırım”<br />
43
Eskişehirspor taraftarı tam 53 yıl sonra özel bir organizasyon<br />
ile 7 <strong>Nisan</strong>’da Anıtkabir’i ziyaret ederek<br />
Ata’nın huzuruna çıktı. En son 1966 yılında<br />
dönemin Belediye başkanı Sebahattin<br />
Günday başta olmak üzere<br />
Eskişehirspor’un kurucu başkanı<br />
Aziz Bolel ve Eskişehir milletvekili Seyfi Öztürk<br />
önderliğinde Eskişehirsporlu taraftarlar<br />
Anıtkabir’i toplu halde ziyaret etmişlerdi.<br />
Osmanlıspor maçı için Ankara'ya<br />
giden Eskişehirspor taraftarı maç<br />
öncesi Anıtkabir'deydi. Yüzlerce<br />
Es-Es sevdalısı Aslanlı yolda kol<br />
kola girerek Anıtkabir'e yürüdü ve<br />
Atatürk'e sevgi ile saygısını gösterdi.<br />
Oldukça özel ve güzel görüntülerin oluştuğu<br />
ziyarette Es-Es taraftarı yine farkındalığını<br />
ortaya koydu.<br />
44
Fakat 53 yıl önceki<br />
gibi Belediye başkanları,<br />
siyasiler ve<br />
şehrin önde gelen<br />
isimleri bu kez taraftarın<br />
yanında değildi.<br />
Ama Cumhuriyet şehri Eskişehir,<br />
yine nasıl Atatürkçü olduğunu<br />
gösterdi. Ve adına yakışır bir ziyaret<br />
gerçekleştirdi. Eskişehirspor<br />
yönetiminden yalnızca Selim<br />
Demircioğlu’nun Anıtkabir ziyaretine<br />
katılması da dikkat çeken bir<br />
başka noktaydı.<br />
Cumhuriyeti Devletimizi kuran ve<br />
bu topraklar üzerinde yaşayan insanların<br />
ortak değeri ve sevdası.<br />
Bu değerlere sahip çıkmak ve gelecekteki<br />
nesillere aşılamak için<br />
bu sene ziyaretlerimizin ilkini<br />
yaptık. İnşallah bundan sonra Ankara'ya<br />
geldiğimizde bunu devam<br />
ettireceğiz. ” diye konuştu.<br />
Konuyla ilgili açıklama<br />
yapan Eskişehirspor<br />
Taraftarlar Birliği<br />
Başkanı Murat Diri<br />
Eskişehirspor taraftarları<br />
olarak herkesten<br />
bağımsız tarihte ilk<br />
defa böyle bir organizasyon gerçekleştirdiklerini<br />
belirterek, “Toplumu<br />
bir arada tutan belli<br />
değerler vardır. Atatürk; Türkiye<br />
45