Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Tabii ki Bakış Açısı Makinemizi stratosfere çıkaran düşünce süreçlerinden geçebiliriz. Mesela
şöyle olabilir: Ben şu anda dünya üzerinde yaşayan 6.5 milyar insandan bir tanesiyim. Bu da
6.500.000.000 insandan biri yapıyor: Yani Wembley Stadyumu ya da çift katlı bir otobüs dolusu
insan (gördüğünüz gibi bunlar standart İngiliz ölçüleri). Bizler saatte 108.000 km hızla güneş
sisteminin merkezi olan güneşin etrafında dönen bir dünyada yaşıyoruz ve güneş sistemimiz de
Samanyolu’nun merkezi etrafında 530.000 mph hızla dönmektedir.
Sadece bütün evrenin içindeki küçücük nokta olan güneş sistemimiz bile aslında çok büyüktür. Eğer
Dünya karabiber tanesi, Jüpiter de kestaneyse (standart Amerikan ölçüleri), aramızdaki gerçek
uzaklığı anlamak için onları 100 metre ayrı koyun.
Bu evren birçoğundan sadece bir tanesidir. Başka evrenlerde bizimki gibi tıka basa dolu dünyaların
olma olasılığı vardır.
Ayrıca bu sadece uzaydır.
Zaman kavramını da göz önünde tutun, eğer şanslıysanız Dünya üzerinde 85 yıl yaşayabilirsiniz.
İnsanoğlunun geçmişi 100.000 yıla kadar varıyor. Yani siz bu geçmişin sadece yüzde 0,00085’ini
yaşayabiliyorsunuz ve Dünya’nın 5 milyar yıllık yaşına bakıldığında insanoğlunun geçmişi çok kısa
kalıyor: Eğer Dünya bir gündür var ise (Bing Bang Teorisi bir gecedir diyor), insanoğlu 11.59.58’e
kadar var olmamıştır. Bu da bizim son iki saniyedir var olduğumuzu gösterir.
Ömür su gibi akıp gidiyor. 100 yıl önce dünya üzerinde kısmen daha az insan vardı. Sizler de
yakında yok olup gideceksiniz.
Böylece hayatlarımızın zamansal ve boyutsal içeriğine kısacık bir bakış attığımızda, bizim ne kadar
önemsiz olduğumuzu görürüz. Bakış Açısı Makinesi bizi kelimenin ne anlama geldiğini unuttuğumuz
ormanların üstüne çıkardığında, hareket eden sadece bir ışık görürüz ki o da çok güzeldir. Küçük,
hafif hafif parlayan bir ışık. Kâinatın içinde kaybolmuş bir ateş böceği. Dünya üzerinde sadece bir
gece yaşayan bir ateş böceği. Güzel güzel parlar ve sonra yok olur.
Bakış Açısı Makinemizde çok yükseklerde anlarız ki bizler tıpkı o ateş böceği gibiyiz. Gökyüzü 6,5
milyar ateş böceği ile dolu ve hepsi bir geceliğine güzel güzel parlıyor ve daha sonra yok oluyor.
Bu sebeple, Siktir Et, sen de GERÇEKTEN parlayabilirsin.
İşte yine aynı noktadayız. Özgürlüğün kısacık tadına vardınız mı? Bazen tadı çok uzun sürmez, fakat
asla unutulamaz.
Kişisel olarak varoluşumun tamamen anlamsızlığını düşündüğümde her zaman bu tadı alırım.
Özgürlük telaşıdır bu, çok lezzetlidir: Eğer hayatımın anlamı çok az ise, o zaman Siktir Eder, keyfime
bakarım.
Anlamlar haddini aşarsa ne olur?
Bakış Açısı Makinesi’ni uzayda o kadar uzağa göndereceğiz ki makine bir fincan sıcak çayın içinde
çözünen şeker gibi çözünecek. Bu tür bir şey belki de sizin başınıza gelmeyebilir, fakat hayatın ne
getireceği, bu gelenin sizi nasıl çarpacağı hiç belli olmaz. Bu, 70’lerin gerilim filmlerindeki
arabanın, karşılaştığın en dik yokuşta duran bariyerlere çarpması, taşlara kayalara vurarak aşağıya
doğru takla atarak sürüklenmesi, vadiye varana kadar paramparça olması ve bir anlık duraksamadan