You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
“paylaşma” seansında bazı insanlar içlerini döküp biraz ağladı. Herkes onların acısını paylaştı ve
onlara sarılarak destek oldu. Önceden bunun gibi seminerlerde ben de biraz ağlardım ve herkes acımı
paylaşır, beni kadınsı tarafıyla iletişimde bulunan bir adam olarak görür, sarılıp destek olurlardı.
Fakat çocuk gibi boşboğazlık ettim. Kimse bana dokunamadı. Hiçbir şey fayda etmedi. İşime
yaraması gereken, iyileştirici, güzel bir alıştırmanın ortasındaydım. Fakat sonra, kendimi öncekinde
olduğu gibi boş, ölü ve sıkıcı boşlukta hissettim. Tedavi gruplarından öğrendiğim bir şeyler vardı:
Zor bir yerdeki insanların sabrı o kadar da derin değildir, özellikle sunulan tedavi yöntemlerinin
etkisi yok gibidir. İnsanlar gerçekten bana bu kadar çökmüş olduğum için kızdılar. Bu da umurumda
değildi tabii ki.
O gün hissettiğim yeni duyguları hâlâ hatırlarım. Hissettiğim acının karanlık çaresizliğinde, daha
önce hissetmediğim özgürlük duygusunu da hissettim. Her şeyin önemsiz olduğunu bilmenin
özgürlüğüydü bu. Nihilist hüznümde, her şeye sadece Siktir Et diyordum.
Kara bulutlar geçti, ben de hayatın normal akışına döndüm. Fakat bir şeyler kaldı benimle, önceden
önemli olup da artık hiçbir önemi olmayan şeyler. Ya da bir daha asla geri gelmeyecek bir şeyi
kaybetmiştim: Her şeyin çok önemli olduğu duygusunu.
Sonraki yıllarda, ruhani edebiyatla çok ilgilendim, Yeni Çağ Ruhaniyeti ve Taoizm, Budizm,
Şamanizm vs. hakkında elime ne geçtiyse okudum.
Her şeyi en etkili çağdaş öğretmenlerden okudum. Bu çağdaş öğretmenlerden okuduklarımda
herkesin kendi kişisel hikâyelerinin olması ve bu hikâyelerin de birbirine çok benzemesi beni çok
etkilemeye başlamıştı. Hepsi hayatlarında yaşadığı dibe vuruşları anlatıyordu.
Bu yüzden lütfen öne çıkın Brandon Bays, Eckhart Tolle and Byron Katie.
Brandon Bays, tedavi alanından yıllarca çalıştıktan sonra büyük bir tümörünün olduğunu öğrenince
yıkıldı. Fakat hayret edici ve hızlı bir şekilde kendi kendine iyileşmeyi başardı. 18 ay sonra, felaket
darbeleri ardı ardına geldi. Malibu’daki güzel evi yanıp kül olmuştu.
Daha sonra bütün gelirine IRS tarafından el konuldu ve beş parasız kaldı. Daha sonra, taptığı kızı ve
“ruh ikizi” olan Kelley onunla görüşmek istemediğini yazmıştı. Son olarak da kocası başka biriyle
ciddi bir ilişkisi olduğunu itiraf etmişti. Boom. Bütün bunların ortasında uyandı. Zaman durmuş,
hareket etmiyordu. Güvenmeye karar verdi. Eksiksiz bir aşk duygusuyla, aşkın her yerde olduğu
duygusuyla yıkandı. Brandon Bays “uyandı” ve ilham verici The Journey’i yazdı.
Eckhart Tolle otuz yaşına kadar neredeyse sürekli endişe ve depresyon halinde yaşadı. Daha sonra
bir gece-
Sabahın erken saatlerinde korku içinde uyandım ama bu kez daha önceden de hissettiğim ama
hiç bu kadar yoğun olmayan bir duyguyla uyandım.
Her şey o kadar yabancı, o kadar düşman ve o kadar anlamsızdı ki dünyaya karşı derin bir nefret
uyandı içimde.
Tam bu anda, “derin yokluk ve yok oluş arzusu” ortaya çıktı ve başka bir şeye dönüştü. Aklını
tamamen durduran varlık hakkında, sorun yaşadığı “öz” hakkında bir sezgisi vardı. Kendine
geldiğinde, dünya algısı değişmişti. Yaşadığı her şeyde, anbean, huzurda ve mutlulukta güzellik
görüyordu. Eckhart Tolle uyandı ve en iyi satan The Power of Now adlı çalışmasını yazdı.
10 yıl boyunca, Byron Katie’nin hayatı gitgide mahvoldu. Depresyona, öfkeye ve paranoyaya