You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
hissedin ve rahatlayın. Gri gökyüzüne bakın ve bir kabın içinde yaşıyormuş gibi olduğunuzu düşünün.
Arabanızın üstüne yağan yağmur damlalarının sesinin tadını çıkarın. Hava soğuduğunda
mahallenizdeki ateşin çevresine toplaşın. Güneş çıktığında da güneşi içinize çekin.
Huzurlu Bir İnsan Olmaya Siktir Et Deyin.
Uzun zamandır sakin ve uysal biri olmak istedim. On yıl önce en çok istediğim şeylerin listesini
yaptığımı hatırlıyorum. İlk başa Huzur yazmıştım. (Merak edersiniz diye söylüyorum ikincisi orijinal
bir Chopper’dı.)
Huzuru aramakla yıllarımı harcadım: Her gün Chi Kung ve meditasyon yaptım, beni huzur-suz yapan
konuları çözmekle uğraştım, huzurlu yaşayan insanları tanımaya çalıştım. Meditasyon yaparken
özellikle Chi Kung’da çok huzur buldum. Biraz daha Chi Kung yaparsam, kendimi sonunda Chi Kung
durumunda bulacaktım. (Bu durum tamamen rahatladığında ve chi vücuduna eşit bir şekilde
aktığındaki hafif trans durumudur.)
Kendimi ulu bir dağ gibi düşündüm: Yüzeyde yumuşak zemin, derinlerde sert kayaçlar.
Kendimi Taoist bir keşiş gibi düşündüm: Naziklikle ve soğukkanlılıkla günlük etkinlikleri huzur ve
dikkat içinde yerine getiren bir keşiş. Kendimi arkadaşım, her ne olursa olsun sakin ve huzurlu
davranan Richard, gibi düşündüm.
Fakat ne kadar çabalarsam çabalayayım, ne kadar uğraşırsam uğraşayım ve ne kadar sorunlarıma
eğilirsem eğileyim, huzura giden yolda karşıma çıkan bir engel olacak: Ben. Üç saat boyunca
meditasyon yapsam bile, sonunda yine kendime dönerim.
Evet, bu benim. Tabii ki huzurlu, sakin, cömert ve nazik, odaklı ve dengeli olabilirim, fakat stresli,
gergin, kızgın ve saldırgan, korkak ve sinirli, bencil ve soğuk da olabilirim. Tedavi anlamında
gördüm ki “olumsuz” duyguları salıvermek çok önemliymiş. Sağlıklı bir ortamda bu duygularla yeteri
kadar ilgilenirsem ve bu duyguları yeteri kadar açığa vurursam, sonunda çıkıp gideceklerini
düşündüm.
Sonra bir gün anladım ki yaptığım şey annemin her zaman yaptığı benim de eleştirdiğim şeyden
farksızdı. Bir Hıristiyan olarak, annem “iyi” taraflarını kutsal ve Tanrısal, “kötü” taraflarını ise günah
ve şeytan işi sayardı. İnsanların kendilerine, karakterlerine baktıklarında onların nasıl şeytan işi ya da
kötü olduklarını düşünebildiklerini anlamakta hep zorlanmışımdır.
Annem çok yediğinde, bunu aç gözlülük olarak sayardı. Birçoğumuz için çok yemek belki kötü bir
şeydir ama annem için bir günahtı. Bu yüzden kötü tarafıyla Tanrısal, ışıklı, huzur kılıcıyla savaşmaya
çalışarak hayatını geçiriyor, fakat günahın Darth Vader’ı onun için her zaman, genelde fırında
pişirilmiş tavuk kanadı ya da kremalı pasta şeklinde oradadır. Bu aralıksız Hıristiyan Yıldız
Savaşları bölümlerine cevap olarak, bütün bir insan olmanın gücünü kutladım. Erken yaşlardan
itibaren her şekilde ben olmayı sevdim.
Fakat daha sonra bir şekilde huzur arayışına girdim. Evet, bir gün anladım ki keşişler gibi huzurlu
olmayı istemek bendeki beni yargılamaya yönlendirdi. Kendimce rahatlamaya, huzura, cömertliğe ve
kutsallığa ulaşmıştım ve stres, kızgınlık, bencillik, hata ve günaha da ulaşıyordum.
Bu yüzden, işte o anda olmadığım ben olmaya çalışmaya Siktir Et dedim. Kendimi yargılamaktan
vazgeçtim. Aman Tanrım, ne büyük bir rahatlamaydı. Ne büyük bir rahatlama, bir bilseniz.