14.07.2022 Views

John-C-Parkin-Siktir-Et

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

bir bela, eşiniz tam bir bencil ve çocuğunuz tam bir tembel olabilir, ama elden ne gelir. Tabii ki

işinizi, eşinizi bırakabilir, çocuklarınızı sağlıklı egzersizler yapması için dışarıya atabilirsiniz.

Fakat bunları yapmaya hazır olana kadar, kör olası şikâyet etmeyi bırakın da her şeyi olduğu gibi

kabul edin. Her şeyi olduğu gibi kabul etmek varılabilecek en güzel noktadır. Haydi, bunu bir

hissedin. Kendinizi daha ince, daha uzun ya da daha güzel değil de neyseniz öyle kabul etmek nasıl

olurdu?

İş, aile, arkadaşlar, cinsel yaşam, beklentiler ve her şey açısından hayatınızı nasılsa öyle kabul

etmek nasıl olurdu? Dünyayı olduğu gibi yani berbat, pis, ısınan, savaş yanlısı, hırsla dolu bir yer

olarak kabul etmek nasıl olurdu? Bunu bugün deneyin. Hem iyi hem de kötü haberleri, size

davranmasını istediğiniz gibi davranmayan insanları, plana göre işlemeyen şeyleri olduğu gibi kabul

edin.

Kendi içinizde iyi hissetmeye başlayın. Artık eleştirmeye ya da şikâyet etmeye gerek duymadığınızı

hatırlayın. Eğer hepimizin bazen hissettiği gibi içinizde çok kötü hissediyorsanız, suç atacak bir şey

bulmak için dışarıya bakmadan o hissi de kabul etmeye çalışın.

Tarafsızca İzleme

Röntgenci, gecenin geç saatlerinde Bayan Tardywells’in korsesini çıkarıp ay ışığında baştan

çıkarıcı bir şekilde kozasından çıkarken perdenin arkasından onu gözetleyen sapık değildir.

Röntgenci, aklımızdan geçenleri ve bedenimizi tarafsız bir şekilde izleme yeteneğimiz olsun diye

yırtınan bizleriz. Bunu “farkındalık” ya da “bilinçlilik” olarak da adlandırabiliriz. (Her iki kelimeyi

yırtınanlar, felsefecilerden daha dar anlamda kullanır.) Ama şimdilik Röntgenci konusuna sadık

kalalım.

Bir süreliğine kıpırdamadan oturmak (genellikle “meditasyon” olarak da adlandırılıyor.) içinizdeki

Röntgenci ile irtibata geçmenin iyi bir yoludur. Bu kelimenin baş harfinin büyük yazılması hayatınızda

ona ne kadar önem verdiğinizi göstermez mi? Orada oturun, her zaman olduğu gibi düşünceleriniz sizi

sarsın ve düşünceleri sanki size ait değilmiş gibi yukardan izleme hissini geliştirin. Düşüncelere

müdahale etmeyin, onları yargılamayın. Sadece kabul edin. Bu size düşüncelerinizi yargılamaksızın,

tarafsız bir şekilde izleme fırsatını verir. Mesela, “Ah, keskin bir baltayla, beni aldatan erkek

arkadaşımı öldürmek istiyorum”; “Ah, o kadar açım ki, kedimi yüzüp kızartarak yiyebilirim.”

İşte size başka bir imge. Röntgenciyi çok yoğun bir ana caddedeki XXTV kamerası olarak da

düşünebilirsiniz. Kamera olan biten her şeyi görür, ama olan bitene ne karışır ne de “Hey, büyük

burunlu adam, o ceketin içinde çok komik duruyorsun,” diye bağırır. Sadece izler. Aslında, onun

büyük burnunu ve ceketini izleyen bir insan yoktur. Kamera sadece izleyen ve lazım olur diye

kaydeden aptal bir makine parçasıdır. Bu makine sadece izler, yargılamaz ya da eleştirmez. Bu küçük

cansız makinenin insanlar üzerindeki etkisini biliyor musunuz? İnsanlar daha dikkatli hareket ederler.

Akınızda ya da vücudunuzda olan da aşağı yukarı aynıdır. Ne kadar tarafsız izlersen ve gördüğün şeyi

olduğu gibi kabul edersen, aklın ve vücudun o kadar çok dikkatli hareket eder. Tabii ki daha iyi

hareket etmesi gerekmez, düşünce suçlarının görüntülerine bakacak bir MI5 yoktur. Fakat Röntgenci

vasıtasıyla düşüncelerini ve duygularını olduğu gibi kabul ettiğin zaman, her şey yavaş yavaş

durulmaya başlar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!