You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
bir bela, eşiniz tam bir bencil ve çocuğunuz tam bir tembel olabilir, ama elden ne gelir. Tabii ki
işinizi, eşinizi bırakabilir, çocuklarınızı sağlıklı egzersizler yapması için dışarıya atabilirsiniz.
Fakat bunları yapmaya hazır olana kadar, kör olası şikâyet etmeyi bırakın da her şeyi olduğu gibi
kabul edin. Her şeyi olduğu gibi kabul etmek varılabilecek en güzel noktadır. Haydi, bunu bir
hissedin. Kendinizi daha ince, daha uzun ya da daha güzel değil de neyseniz öyle kabul etmek nasıl
olurdu?
İş, aile, arkadaşlar, cinsel yaşam, beklentiler ve her şey açısından hayatınızı nasılsa öyle kabul
etmek nasıl olurdu? Dünyayı olduğu gibi yani berbat, pis, ısınan, savaş yanlısı, hırsla dolu bir yer
olarak kabul etmek nasıl olurdu? Bunu bugün deneyin. Hem iyi hem de kötü haberleri, size
davranmasını istediğiniz gibi davranmayan insanları, plana göre işlemeyen şeyleri olduğu gibi kabul
edin.
Kendi içinizde iyi hissetmeye başlayın. Artık eleştirmeye ya da şikâyet etmeye gerek duymadığınızı
hatırlayın. Eğer hepimizin bazen hissettiği gibi içinizde çok kötü hissediyorsanız, suç atacak bir şey
bulmak için dışarıya bakmadan o hissi de kabul etmeye çalışın.
Tarafsızca İzleme
Röntgenci, gecenin geç saatlerinde Bayan Tardywells’in korsesini çıkarıp ay ışığında baştan
çıkarıcı bir şekilde kozasından çıkarken perdenin arkasından onu gözetleyen sapık değildir.
Röntgenci, aklımızdan geçenleri ve bedenimizi tarafsız bir şekilde izleme yeteneğimiz olsun diye
yırtınan bizleriz. Bunu “farkındalık” ya da “bilinçlilik” olarak da adlandırabiliriz. (Her iki kelimeyi
yırtınanlar, felsefecilerden daha dar anlamda kullanır.) Ama şimdilik Röntgenci konusuna sadık
kalalım.
Bir süreliğine kıpırdamadan oturmak (genellikle “meditasyon” olarak da adlandırılıyor.) içinizdeki
Röntgenci ile irtibata geçmenin iyi bir yoludur. Bu kelimenin baş harfinin büyük yazılması hayatınızda
ona ne kadar önem verdiğinizi göstermez mi? Orada oturun, her zaman olduğu gibi düşünceleriniz sizi
sarsın ve düşünceleri sanki size ait değilmiş gibi yukardan izleme hissini geliştirin. Düşüncelere
müdahale etmeyin, onları yargılamayın. Sadece kabul edin. Bu size düşüncelerinizi yargılamaksızın,
tarafsız bir şekilde izleme fırsatını verir. Mesela, “Ah, keskin bir baltayla, beni aldatan erkek
arkadaşımı öldürmek istiyorum”; “Ah, o kadar açım ki, kedimi yüzüp kızartarak yiyebilirim.”
İşte size başka bir imge. Röntgenciyi çok yoğun bir ana caddedeki XXTV kamerası olarak da
düşünebilirsiniz. Kamera olan biten her şeyi görür, ama olan bitene ne karışır ne de “Hey, büyük
burunlu adam, o ceketin içinde çok komik duruyorsun,” diye bağırır. Sadece izler. Aslında, onun
büyük burnunu ve ceketini izleyen bir insan yoktur. Kamera sadece izleyen ve lazım olur diye
kaydeden aptal bir makine parçasıdır. Bu makine sadece izler, yargılamaz ya da eleştirmez. Bu küçük
cansız makinenin insanlar üzerindeki etkisini biliyor musunuz? İnsanlar daha dikkatli hareket ederler.
Akınızda ya da vücudunuzda olan da aşağı yukarı aynıdır. Ne kadar tarafsız izlersen ve gördüğün şeyi
olduğu gibi kabul edersen, aklın ve vücudun o kadar çok dikkatli hareket eder. Tabii ki daha iyi
hareket etmesi gerekmez, düşünce suçlarının görüntülerine bakacak bir MI5 yoktur. Fakat Röntgenci
vasıtasıyla düşüncelerini ve duygularını olduğu gibi kabul ettiğin zaman, her şey yavaş yavaş
durulmaya başlar.