You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İkincisi ise, bizi “sağlık” gayesine sürekli çekip götüren bütünsel dünyada asıl olan bir şeyler
vardır. Eğer sağlık bütünlükse, o zaman hastalık değildir. Eğer tamamen sağlık değil ve yaşamla
mücadele içindeysek, bütün değiliz demektir.
Bu da taşınması gereken kocaman bir yüktür insanın omzunda. Birçoğumuz bazen hatta çoğunlukla
hastayız. Evet, biliyorum, belirtiler ve hastalıklar vücudun temizlenmesini ve arınmasını sağlar ve
vücut doğal olarak kendini iyileşmeye götürdüğünden hastalık vücut için yararlıdır diye düşünülür.
Fakat sonunda hepsi aynı kapıya çıkıyor: Hastalık yararlıdır, çünkü sağlığa bir son olarak görülür,
sizi harekete geçirir. Tıbbın bütünsel dünyasında, bütünlüğe ve sağlığa bağlılık vardır: Ruhani yolu
gösteren bütünselliktir amaç, mesela ruhani birliği amaçlayan yoga.
Nasıl olduğu işte böyledir.
Ne kadar yorucu ve sıkıcı olduğunu biliyor musunuz? Herhangi bir şeye olan bağlılığınız gibi sıkıcı
ve yorucudur. Değişik başarı seviyelerini geçmek için bir yöntemden diğerine koşuşturmak çok sıkıcı
ve yorucudur. Eğer bir yöntem işinize yarıyor gibi görünüyorsa, onu denemeli ve umudunuzu
kaybetmemelisiniz. Daha sonra işinize yaramaz ise bunalıma girersiniz. Her tedavi yöntemi, önceden
başkalarının tedavisinde kullanılmıştır, sizin için de uygun olduğu düşünülür. Size yardımcı olabilir,
ama genellikle tam bir çare değildir.
Tam çare olma olasılığı vardır tabii ki. Göz kapaklarınız altındaki sıcak taşlar bükümlü ayak tırnağı
hastalığınızı tedavi edebilir. Fakat ben başka bir ihtimali gözden geçirmek istiyorum.
Bazı insanlar her şeyi denemekten, her şeye tonla para ve enerjilerini harcamaktan sıkılır, bıkar ve
sonunda da vazgeçerler. Sadece Siktir Et diyerek, mükemmel olmaya çalışmaktan vazgeçerler. Hâlâ
eskiden olduğu gibi acı çekiyor ve rahatsızlık onları kemiriyorsa Siktir Et deyip teslim olurlar.
Değişecek bir şey yoktur, o halde neden acının biteceğine dair umudun verdiği acıyı da
göğüslemeliler ki?
İçinde bulundukları duruma tamamen teslim olup, acılarına boyun eğerler. Farklı olmaya
çalışmaktan vazgeçip, oldukları gibi görünmeye devam ederler. Bir süredir yemekten kaçındıkları
şeyleri yemeye başlayabilirler, içkiye ve sigaraya yeniden başlayabilirler. Yaptıkları şey
RAHATLAMADIR. Siktir Et dediğinizde de hissedeceğiniz şey rahatlamadır.
Daha sonra ne mi olur? Olacaklar belki hemen gerçekleşmez, yani zaman geçmeden olmaz. Fakat
insanlar kendilerini iyi hissetmeye başlarlar. Artık bir şeylere ihtiyaçlarının olmaması onları şaşırtır.
Hep başarmak istediklerini yapınca işler daha çok yoluna girer. Bundan sonra artık sağlıkları
hakkında çok kaygılanmazlar ve çok sağlıklı olsalar bile artık bu durumu çok da önemsemezler.
Burada Siktir Et demenin doğal yolu olan doğal bir süreci anlatmak istiyorum:
Bu sözleri okurken de sıkılıp, bıkıp kitabı okumaktan vazgeçme olasılığınız var. Sağlığınızı gizlice
umursayıp, bunun da bir sır ve iyileşmek için bir yöntem olduğunu düşünüp tanrıları kandırmak için
Siktir Et demeyin. Fakat sağlığınız hakkında endişelenmeyi bıraktığınız anda her şey değişmeye
başlayacak, emin olun.
Daha az endişe duymanız ya da hiç endişe duymamanız spor ya da meditasyon, hatta akupunktur
yapmayı bırakacağınız anlamına gelmez, fakat bunları yapmaktaki çaresizliğiniz ve çileniz sona
erecektir.
Taze meyve ve sebzelerin tadını sevdiğim için onları çok yiyorum. Ama dondurmanın tadını da çok
sevdiğim için dondurma da yiyorum.