26.04.2019 Views

İstikbal Dergi Nisan 2019 Sayısı

İstikbal Gazetesi aylık dergisi Nisan sayısı yayınlandı

İstikbal Gazetesi aylık dergisi Nisan sayısı yayınlandı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

L İ D E R G A Z E T E E S K İ Ş E H İ R ’ İ N S E S İ<br />

DERGİ<br />

PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR AYLIK iŞ, SiYASET, SPOR ve YAŞAM DERGiSi Sayı : NİSAN <strong>2019</strong><br />

Yılmaz Büyükerşen :<br />

“Hemşehrilerime söz verdik,<br />

Eskişehir’e<br />

baharı getirdik”<br />

KEMAL DOĞULU :<br />

ESKİŞEHİR’DE ADETA<br />

KENDİ EVİMDE GİBİYİM<br />

EMRE GÜRAL<br />

“BURADA ŞAMPİYONLUK<br />

YAŞAMAK İSTİYORUM”<br />

Kazım Kurt: “Teşekkürler<br />

Odunpazarı”<br />

Ahmet Ataç : “Tepebaşı<br />

daha da gelişecek,<br />

daha da<br />

güzelleşecek”<br />

Eskişehir’de 23<br />

mahallenin yönetimini<br />

kadınlar üstlendi


Ampute Dansçı Derya Soyiç<br />

DİBE VURMADAN<br />

GÖĞE ÇIKILAMIYOR t8’de<br />

Eskişehir’de<br />

23 mahallenin<br />

Kendini<br />

kendine<br />

bir de<br />

t16’da<br />

yönetimini<br />

kadınlar<br />

üstlendi<br />

sev,<br />

değer ver,<br />

kahve iç !<br />

t14’de<br />

Gelin ile<br />

kayınvalide<br />

aynı sergide<br />

buluştu<br />

t20’de<br />

EDiTöR<br />

Murat Taşkın<br />

Battı-Batıyor!<br />

Şu sıralar kimi görsek, selam dahi vermezden önce sorduğu tek<br />

bir soru var?<br />

-“Sende haber çoktur. Kimler batmış-çıkmış sen bilirsin” sorusu.<br />

Eskişehir’de şu sıralar insanların ilgilendiği tek konu, kimin iflas<br />

ettiği, kimin iflasın eşiğinde olduğu.<br />

Üstelik bu merak sahiplerinin büyük bir çoğunluğu da bu şehirde<br />

ticaret yapan insanlar.<br />

Mevzu öylesine bir hale geldi ki, şehirde dedikodu adeta tavan<br />

yapmış durumda.<br />

Öyle ki:<br />

Koca koca firmaların isimleri konuşulmaya başlanmış kulaktan<br />

kulağa...<br />

“O da zor durumdaymış”, “Şu firma da batma noktasına gelmiş”,<br />

“bunun batması diğer sektördeki insanları da batırıyormuş” gibi söylenti<br />

ve dedikodular adeta ayyuka çıkıyor.<br />

Başka şehirleri bilmeyiz ama, Eskişehir’de dedikodu şeklindeki<br />

söylenti, tusunami’den de daha etkili bir doğal afet sanki.<br />

Anında şehrin en ücra köşelerine kadar gidiyor bu söylentiler.<br />

Çıkan söylentiler bir anda herkesi telaşa sürüklüyor.<br />

Bankalar başlıyor sıkıştırmaya.<br />

Daha önce telefonla çıkan krediler,bu kez çıkmamaya başlıyor.<br />

Alacaklılar bir anda kapıda beliriveriyor.<br />

Mal verecekler vermiyor.<br />

Eldeki evraklar işe yaramaz bir hale geliyor.<br />

Sonuç olarak…<br />

İşi son derece düzgün, hesabı kitabı yerinde, mali yapısı güçlü<br />

firma ve kişiler bir anda cendereye sokuluveriyor.<br />

Bir-iki firmanın batışı ya da bir iki kişinin batma noktasına geldiği<br />

haberleri bile, o batan firmalar ile batacağı söylenen kişilerle aynı<br />

sektörde iş yapanlara adeta kabir azabı yaşatıyor.<br />

Sonuç olarak....<br />

Ekonomi be piyasalar elbette sıkıntılı.<br />

Bu sıkıntıyı küçüğünden büyüğüne ticaret yapan herkes zaten az<br />

ya da çok çekiyor.<br />

Ancak...<br />

Dedikodu ve söylenti, Eskişehir’de batmayacak firma ve kişileri<br />

batmayacaksa bile adeta batma noktasına getiriyor.<br />

Anlayacağınız...<br />

"Battı-Batıyor" söylentileri...<br />

Ekonomi ve piyasalarda yaşanan olumsuzluğun bile üzerine çıkıp<br />

daha fazla zarar verir hale geliyor...<br />

t44’de<br />

4<br />

GAZETESİ’NİN AYLIK İŞ, SİYASET VE YAŞAM DERGİSİ<br />

PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR www.istikbalgazetesi.com Sayı : NİSAN <strong>2019</strong><br />

UĞUR OFSET MATBAACILIK, GAZETECİLİK SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA<br />

Sahibi : Burak TÜRKMEN<br />

Genel Yayın Yönetmeni : Burak TÜRKMEN<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü : Murat TAŞKIN<br />

Gazete, Haber ve Reklam :<br />

Arifiye Mah. Yalbı Sk. No: 13/A K:6 D:10 ESKİŞEHİR<br />

Tel & Faks : 0.222. 220 19 06 - 220 19 08<br />

e-mail : haber@istikbalgazetesi. com<br />

Merkez ve Reklam Bürosu :<br />

İstiklal Mah. Adalar Sk. No : 5 ESKİŞEHİR<br />

Baskı : MİLİMETRİK GRUP MATBAACILIK ORG. İÇ VE<br />

DIŞ TİC.LTD.ŞTİ. İvedik Org. San. Sit. 2271 Cad. No:17<br />

Tel: 0.312 395 37 38 - 0.312 395 33 78 İvedik/ANKARA<br />

e-mail: fotomat06@gmail.com<br />

web: ofsetfotomat.com


Op. Dr. Alev<br />

ÖZDEMİR KARABAĞ<br />

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı<br />

AĞRISIZ (KÖPÜK) HSG<br />

İNFERTİLİTE (KISIRLIK)<br />

TANI VE TEDVAİSİ<br />

MİKROÇİP YÖNTEMİ<br />

İLE AŞILAMA<br />

VAJİNİSMUS TANI<br />

VE TEDAVİSİ<br />

EVLİLİK ÖNCESİ<br />

DANIŞMANLIK<br />

HİZMETLERİ<br />

ÖZEL MUAYENESINDE<br />

HIZMET VERMEKTEDIR.<br />

Vişnelik Mahallesi Tuncay Sokak No:4 Kat:2 Daire:3 Odunpazarı / ESKİŞEHİR<br />

(Atatürk Bulvarı - Hasan Polatkan Sami Ramazanoğlu Camii Karşısı)<br />

GSM: 0 546 228 26 00 TEL: 0 222 226 25 24<br />

www.dravelozdemir.com<br />

5


6


7


Ampute Dansçı Derya Soyiç<br />

DİBE VURMADAN<br />

GÖĞE ÇIKILAMIYOR<br />

>><br />

Doğduğunda omuriliğine<br />

müdahale edememiş doktorlar.<br />

“Müdahale edilirse<br />

ölür” demişler. 5 Yaşına<br />

kadar sıradan bir çocukluğu<br />

olmuş. Fakat 5 yaşından<br />

sonra hastalığı kendisini hissettirmeye<br />

başlamış.<br />

>><br />

Tam 33 ameliyat olmuş birbiri ardına.<br />

19 yaşında sağ ayağını, 22<br />

yaşında sol ayağını kesmişler. 25 yaşında<br />

amputasyon kararı alındığında<br />

doktoru 2 ayağı ampute olan bir<br />

dansçının videosunu izletmiş kendisine.<br />

Ardından “İnanıyorumki sen de<br />

bunu yapabilirsin” demiş.<br />

>><br />

İşte o gün, o an da<br />

kendi kendine söz vermiş,<br />

Derya Soyiç. “2 ayağımın<br />

üzerinde dans<br />

edecek, kelebek etkisi yaratacağım”<br />

diye. Bugün<br />

bunu başarmış biri olarak<br />

gururla dansını yapıyor.<br />

Hava kapalı…<br />

Hani insanın içine sıkıntı bastıran bazı günler olur<br />

ya, öyle…<br />

Yarım saat önce yağdı dolu hatta…<br />

Bense böyle havalarda mutlu olurum.<br />

Herkes güneşli, cıvıl cıvıl havaları tercih ederken ve<br />

içlerini ferahlattığını söylerken, “Bende yağmurlu<br />

hava” hobisi var işte…<br />

‘Gökyüzünün insana hediyesi’ diye düşündürüyor<br />

beni…<br />

Islak sokaklarda ve toprak kokusunun<br />

gökyüzüne karıştığı<br />

bir havada ellerim ceplerimde<br />

ilerlerken, avucumun içerisindeki<br />

küçük not kağıdını fark<br />

ediyorum.<br />

Bir numara yazmışım, “Dansçı”<br />

diye kaydederek koymuşum<br />

cebime…<br />

Yine dergi gününün geldiğini<br />

fark ederek stresle arıyorum<br />

çabucak…<br />

Telefonun tuşlarını hızlıca çeviriyorum.<br />

Gergin, “Sende kimsin” tarzında<br />

soğuk, sevimsiz bir ses<br />

tonu beklerken, sesinde<br />

yaşam enerjisini buram buram<br />

hissettiğim o kız, capcanlı benimle<br />

iletişim kuruyor.<br />

Konuştukça rahatlıyorum.<br />

Hava kapalı ama kızın ses tonu “Kalbime güneş açtırıyor”<br />

resmen…<br />

Sonra başımı gökyüzüne doğru çeviriyorum: “Sen<br />

benim canımı sıkmak için uğraşsan da kalbime<br />

bahar geldi” diyorum gülümseyerek…<br />

Pazar gününe randevulaşıyoruz Derya Soyiç ile…<br />

O gün geldiğinde içimi bir heyecan kaplıyor.<br />

Bilmiyorum sizde de oluyor mu ama bazı anlar vardır.<br />

Sözlerin, kelimelerin bittiği sadece<br />

‘O an’…<br />

Derya ile öyle bir gün yaşıyorum.<br />

Dinlerken gözlerimin dolduğu<br />

ama bir yandan da sevinçten<br />

şehrin bir ucundan diğer ucuna<br />

koşarak gitmek istediğim bir<br />

an…<br />

Hayatın güzelliklerini kalbimin<br />

orta yerinde hissettiğim bir an…<br />

Tam ağlayacakken, kolumun<br />

dirseğiyle gözyaşlarımı silerek<br />

karşımda yeni tanıştığım bayana<br />

kocaman sarılma hissi<br />

uyandıran o an…<br />

Her zaman mücadeleyi, özellikle<br />

insanın kendisiyle yaptığı<br />

mücadeleyi takdir etmişimdir.<br />

Şimdi onun capcanlı örneği karşımda<br />

durunca, “Tuhaf” duygular<br />

ele geçiriyor işte…<br />

8


Hikayesine gelecek<br />

olursam ise…<br />

1990 Eskişehir doğumlu<br />

Derya…<br />

Kendini yine aynı o ilk<br />

günkü telefon konuşmamızdaki<br />

gibi canlı<br />

ve hayat dolu ses tonuyla<br />

anlatıyor:<br />

“ 5 çocuklu bir ailenin<br />

4. kızıyım. Lise mezunuyum.<br />

Yaşadığım<br />

hayat ve tedavi sürecim<br />

eğitimime ara vermeme<br />

sebep oldu. Şu<br />

an Anadolu Üniversitesi<br />

Açık öğretim Fakültesi<br />

İşletme<br />

bölümünde eğitimimi<br />

sürdürmekteyim. Şu<br />

an da ise özel bir bankada<br />

çalışmaktayım.”<br />

“ÖMRÜMÜN İLK<br />

ÇEYREĞİNDE BÜYÜK ZORLUKLAR<br />

GEÇİRDİM”<br />

Hikâyesinin başını sorarken biraz çekinsem<br />

de o gururla anlatıyor.<br />

Sonra hislerimi anlarcasına sırtımı sıvazlıyor:<br />

“Omurilik rahatsızlığı olan meningomyelocele<br />

ile dünyaya geldim. Doğduğumda<br />

omuriliğime müdahale edilmemiş hatta<br />

bununla kalmamış, hangi doktora götürüldüysem<br />

“ müdahale edersek ölür. “<br />

yanıtını almış ailem. 5 yaşına kadar sıradan<br />

bir çocukluk yaşarken 5 yaşında<br />

hastalığım kendisini hissettirmeye başlıyor<br />

ve aslında hikayem tam olarak burada<br />

başlıyor. Hasar<br />

ayaklarımda kalmıştı, hissedilir<br />

boyutta. Ömrümün ilk çeyreğini,<br />

çok büyük zorluklarla,<br />

çok ciddi mücadeleyle geçirdim.<br />

Bu süreçte 33 ameliyat<br />

oldum. 12 yaşıma kadar parmak<br />

ucunda yürüyebildiğim<br />

sağ ayağımı yere tam bastırabilmekten,<br />

12 yaşımdan<br />

sonra ayak tabanımdaki açık<br />

yarayı kapatabilmeye dönüştü<br />

mücadelem. Ve 19 yaşımda<br />

sağ ayağımı<br />

kesilmekten kurtaramadık.<br />

Her şey yoluna girmişti. Aslında<br />

ben, beni neyin beklediğini<br />

bilmiyormuşum. 22<br />

yaşında sol ayak tabanımda<br />

açılan açık yara ve ciddi enfeksiyon<br />

bulgusuyla 3 yıllık<br />

ağır tedavilerin sonucunda<br />

sol bacağımı da kaybettim.<br />

Artık ampute olan 2 ayağımla<br />

sürdürüyorum yaşamımı.”<br />

Doğuştan gelen bir rahatsızlığının<br />

neticesinde 2 ayağını da<br />

kaybediyor Derya…<br />

Kazandıkları kaybettiklerinden çok daha<br />

fazla ama…<br />

“BENİM İÇİN EN BÜYÜK BAŞARI<br />

HAYATTA KALABİLMEK!”<br />

Dansa olan tutkusunu, yeteneğini konuşmak<br />

için bir araya geliyoruz çünkü…<br />

Ben sohbeti devam ettirirken, o güzel<br />

yüzüyle dinliyor beni:<br />

“Aslında bir azmin örneğisin. Yaşama<br />

olan sevincini bırakmadın ve dansa<br />

merak saldın, çok da başarılı oldun. Dansla<br />

tanışma hikâyenizi dinleyebilir<br />

miyiz?”<br />

Sıcak çayından bir yudum aldıktan sonra<br />

düşünceli konuşuyor Derya:<br />

“Aslında “azmin<br />

örneğisiniz” hitabına<br />

hem katılıyor,<br />

hem de<br />

katılmıyorum.<br />

Baktığımda aslında<br />

dezavantajlı<br />

bireyseniz başarı<br />

çok kolay çünkü<br />

insanlar içinde<br />

bulunduğumuz<br />

durumu bir felaket<br />

olarak tanımlıyorlar.<br />

Ve kendi<br />

cesaretsizliklerini<br />

benim gibi iki kat<br />

efor sarf ederek<br />

gerçekleştiren bireyleri<br />

gördüklerinde,<br />

başarı<br />

kaçınılmaz oluyor.<br />

Benim için en<br />

büyük başarı “hayatta<br />

kalabilmiş”<br />

olmam. Bu mücadeledeki azim ise gerçekten<br />

ilham verici.”<br />

“BİR GÜN ÇIKACAK İKİ AYAĞIMIN<br />

ÜZERİNDE KELEBEK ETKİSİ<br />

YARATACAKTIM”<br />

Elindeki bardağı bırakıyor Derya ve<br />

devam ediyor:<br />

“Mücadelenize eşlik eden roller çok<br />

önemli. Benim mücadelemde ailemden<br />

sonra en büyük rol doktoruma aitti.<br />

Dansa hep bir hayranlığım vardı ama<br />

kendi ayaklarımla bunu yapabilmem çok<br />

zordu. Değil dans etmek yürümek bile<br />

çok zordu benim için. 25 yaşında sol bacağım<br />

için amputasyon kararı<br />

alındığında doktorum bana<br />

çeşitli videolar izletti. Ve<br />

bunların içerisinde en çok<br />

dikkatimi çeken 2 ayağı ampute<br />

bir dansçı oldu. Ve doktorum<br />

ekledi “ İnanıyorum<br />

sen de yapabilirsin.” O günden<br />

sonra her gün kendime<br />

söz vermiştim. Bir gün çıkıp,<br />

iki ayağım üzerinde dans<br />

edecek, kelebek etkisi yaratacaktım.<br />

Yaptım da ve evet<br />

bu bir başarıydı.”<br />

Beni tanıyanlar bilir, düşününce,<br />

inanınca, gerçekten<br />

çok isteyince olmayacak hiçbir<br />

şeyin olmadığını savunurum<br />

sürekli…<br />

“TANGO, VALS<br />

YAPIYORUM”<br />

Şimdi bu tezimin ispatlı kanıtını<br />

karşımda görünce kalbim<br />

pır pır oluyor.<br />

Yüzümdeki mutlulukla soruyorum:<br />

“Şu anda profesyonel olarak<br />

9


dansa devam ediyor musunuz? Hangi<br />

tür dansları yapıyorsunuz?”<br />

Kafasıyla onaylıyor: “Evet. Dans etmeye<br />

devam ediyorum. Profesyonel olduğumu<br />

söyleyemem ama her geçen<br />

gün daha da geliştiğimi gözlemliyoruz.<br />

Tango ve vals yapıyorum.”<br />

İçimden bir gün seni izlemeye geleceğim<br />

diye geçiyorum.<br />

Sonra dışarıda yağan yağmura çeviriyorum<br />

kafamı…<br />

“İNSAN NEYE SAHİP DEĞİLSE<br />

ONU İSTİYOR”<br />

Bu havaların insanların üzerinde yarattığı<br />

karamsarlığı düşünüyorum, birdenbire<br />

soruyorum: “İnsanlarımız o kadar<br />

mutsuz ki onlara ne söylemek istersin?”<br />

O da başını benim odaklandığım noktaya<br />

çeviriyor ve öyle konuşuyor:<br />

“İnsanlar genel anlamda mutsuz, tahammülsüz<br />

ve yorgun. Evet, dönem<br />

dönem ben de bu duyguları yaşayabiliyorum<br />

ama tercihlerimizden biz sorumluyuz.<br />

Hep en iyisini ve daha fazlasını<br />

istiyoruz. Bu sanıyorum şununla alakalı;<br />

‘İnsan hep neye sahip değilse onu<br />

istiyor.’ Sahip olduğunda da asıl istediğinin<br />

o olmadığının farkına varıyor.<br />

Bence önce ne istediğimizi bilmeliyiz<br />

ve hayatımızı bir amaca bağlamalıyız.<br />

“AŞKLA DANS EDİYORUM”<br />

Gözlerinin içine bakarak dansın kendisi<br />

için ne ifade ettiğini soruyorum.<br />

Parlayan o ışığı görüyorum tane tane<br />

anlatırken:<br />

“Özgürlük, aşk ve tutku. Tutkuyla bağlanıp,<br />

aşkla dans ediyor ve kendimi özgür<br />

hissediyorum. Çünkü müzik insana<br />

yaşam enerjisi veriyor ve müziğe kendinizi<br />

bırakıp, dansla eşlik ettiğinizde<br />

zihninizdeki olmak istediğiniz yerdesiniz.”<br />

Kendisini içtenlikle, kocaman tebrik<br />

ediyorum ve sarılmak istediğimi söylüyorum.<br />

Anlayışla gülümsüyor, öyle nedensiz<br />

birbirimize sarılıyoruz.<br />

Sonra omuzlarını sıkı sıkı tutarak konuşmama<br />

devam ediyorum:<br />

“HEPİMİZ KENDİ SAVAŞIMIZIN<br />

SAVAŞÇISIYIZ”<br />

“Sizin gibi hayata pozitif bakmayan<br />

bazı kişiler de var maalesef. Onlara bir<br />

mesajın var mı?”<br />

Yanıtını hayranlıkla dinliyorum.<br />

“Yeryüzündeki her insanın bir mücadelesi,<br />

hikayesi var. Hepimiz kendi savaşımızın<br />

savaşçıyız. Yaşamın neresinde<br />

yer aldığımız, ne kadar yer aldığımız da<br />

bizim tercihimiz. Evet, bir bize sunulan<br />

hayat var bir de bizim sunduğumuz ve<br />

hayat paha biçilemez değerde bir hediye.<br />

Neden her anını ölümsüzleştirmeyelim<br />

ki? Ve aslında burada her şeyin<br />

10<br />

daha fazlasını ve hayatın en iyisini isteyerek<br />

yaşamalıyız. Evet, her gün çiçekler<br />

açmıyor ama her geceden sonra<br />

güneş doğuyor.”<br />

Tebessüm ediyorum.<br />

“İÇİMİZDEKİ MÜZİK HİÇ BİTMESİN”<br />

Dans hayatında olmasaydı hayatının<br />

nasıl olacağını merak ediyorum.<br />

Sorumu beğenircesine bakıyor ve ekliyor:<br />

“Bunu zaman zaman ben de sorguluyorum<br />

ve sonucunda ayaklarım olsaydı<br />

nasıl olurdu sorusuyla karşılaşıyorum.<br />

Bu kadar farkında, özgür ve mücadeleci<br />

bir birey olmazdım sanırım. İçimizdeki<br />

müzik hiç bitmesin.”<br />

Alkışlıyorum.<br />

“ÖNCE KENDİ BAHÇEMİZİ<br />

GÜZELLEŞTİRMELİYİZ”<br />

Mutluluğu bize de öğret diyorum ardından…<br />

İçten gülerek bakıyor: “Kesinlikle kendimiz.<br />

Önce kendi bahçemizi güzelleştirmeliyiz.<br />

Kendimizi olduğumuz gibi<br />

kabullenip, neler yapabildiğimizi keşfetmekle<br />

başlayabiliriz mesela. Ve önce<br />

yalnız da mutlu olabilmeyi öğrenmeliyiz.<br />

Zihin öyle bir şey ki onu nasıl beslerseniz<br />

sizi öyle yönetiyor. Biz onu<br />

kötü ve olumsuzluklarla ya zehirliyor,<br />

ya da çiçeklerle, kalplerle, müzikle, güzelliklerle<br />

besliyoruz. Bu da bizim<br />

dünya görüşümüz haline geliyor. Dünya<br />

görüşümüz bizim yaşamımıza, duygularımıza<br />

ve düşüncelerimize yön veren<br />

tek değer.”<br />

Gözlerim dolu dolu kalkıyorum yanından…<br />

Acıklı bir hikaye olduğu için değil bana<br />

mutluluğu, yaşama sevincini öğrettiği<br />

için…<br />

Kapıdan çıkarken sesleniyor Derya:<br />

“Özge!”<br />

Dönüyorum.<br />

“Her konuşmamda dile getirdiğim bir<br />

şey var. Hayatınızı kangreni her ne ise<br />

size kötülük eden her ne ise kesip atmalısınız.<br />

Bu kendi parçanız bile olsa.<br />

Benim hayatımın kangreni kendi parçamdı<br />

ve başka surette yeniden anlam<br />

kazandı. Ve bütün bunları yaparken<br />

zihnimi hep şöyle besledim. Dibe vurmadan<br />

göğe çıkamazsın. Dibi görmelisin<br />

ki gökteki yıldızları toplayabilesin.<br />

Ben dibe vurduğum her zaman göğe<br />

çıkmak için yeniden ayağa kalktım ve<br />

her defasında en güzel yıldızları topladım.<br />

Hayal etmekten, istemekten,<br />

inanmaktan, sevmekten ve önce kendinizi<br />

sevmekten asla vazgeçmeyin.<br />

Hayat siz planlar yaparken yaşadıklarınızdır.”<br />

Gözlerimin doluluğu yağmura<br />

karışıyor.<br />

Öylece yürüyorum.<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu


11


BELKİ DE<br />

TABİATI İYİ<br />

OKUMALIYIZ!<br />

Yaban kazlarının “V” şeklinde<br />

uçtuğunu bilenler vardır.<br />

Peki bu formasyon şeklinin ne<br />

anlama geldiğini biliyor<br />

muyuz?<br />

Bilim adamları kazların<br />

neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar.<br />

Araştırma sonucunda şu verilere ulaşmışlar;<br />

“V” şeklinde uçan her yaban kazı kanat çırptığında,<br />

arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava<br />

akımı sağlıyor.<br />

Böylece “V” seklinde bir formasyonda uçan kaz<br />

grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya<br />

çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini<br />

yüzde yetmiş oranında uzatıyorlar.<br />

Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu<br />

grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlar.<br />

Bir kaz, “V” grubundan ayrıldığı anda uçmakta<br />

güçlük çekiyor.<br />

Çünkü diğer kuşların oluşturduğu hava akımının<br />

dışında kalmış oluyor.<br />

Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor<br />

ve yoluna grupla devam ediyor.<br />

“V” grubunun başında giden kaz hiç bir hava<br />

akımından yararlanamıyor.<br />

Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor.<br />

Bu durumda yorulunca en arkaya geçiyor ve bu<br />

defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna geçiyor.<br />

Bu değişim sürekli yapılıyor;<br />

böylece her kaz, grubun her<br />

noktasında yer almış ve aynı<br />

oranda yorulmuş oluyor.<br />

Uçuş hızı yavaşladığında<br />

gerideki kuşlar, daha hızlı gitmek<br />

üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.<br />

Gruptaki bir kuş hastalanırsa veya bir avcı tarafından<br />

vurulup uçamayacak duruma gelirse;<br />

Düşen kuşa yardım etmek üzere gruptan iki<br />

kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta veya yaralı<br />

kazın yanına gidiyor.<br />

Tekrar uçabilene veya eğer ölürse, ölümüne<br />

kadar onunla beraber kalıyorlar ve yaralı kuşu asla<br />

terk etmiyorlar.<br />

Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu<br />

buluyorlar.<br />

Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak<br />

isteyen kazları reddetmiyor!<br />

H H H<br />

Tabiat bazen en güzel öğretmendir.<br />

Her şey doğal akışında, olması gerektiği gibi<br />

ilerlerken bize çokça ders verir aslında.<br />

Bu yüzden tabiatı iyi okumak ve okuduklarımızdan<br />

dersler çıkarmak lazım.<br />

Kim bilir belki bir yaban kazından bile öğrenecek<br />

çok şeyimiz vardır.<br />

ESKİŞEHİR İLE İLGİLİ<br />

Bir İnternet sitesi, yine internet üzerinden<br />

yapılan paylaşımları tarayarak “Eskişehir<br />

ile ilgili söylenmiş güzel sözleri”<br />

derlemiş.<br />

Eskişehir’de yaşayan, Eskişehir’de olan,<br />

Eskişehir’de eğitim gören ve Eskişehir’e yerleşmeye<br />

düşünenlerin yapmış oldukları paylaşımlarda<br />

kullandığı “Eskişehir” ile ilgili<br />

sözleri bir araya getirmiş.<br />

Kimi ilginç, kimi iddialı, kimi oldukça esprili<br />

sözler…<br />

İşte Eskişehir ile ilgili söylenmiş sözler:<br />

-Biz Eskişehirliyiz mutlu olamayız.<br />

-Biz Eskisehirliyiz. Birbirimize yeteriz.<br />

Biz Eskişehirliyiz kar görmesekte resmini<br />

çizeriz.<br />

Eskişehir mi ? Anlatılmaz. Yaşanır…<br />

-Eskişehirli olmak ne olursa olsun Es-Es<br />

i tutmaktır.<br />

-Adına inat şarap misali eskidikce daha<br />

12<br />

da güzelleşen Eskişehir..<br />

-Dünyada Türk olmak gibidir Türkiye<br />

de Eskişehirli olmak…<br />

Varsa şeklimiz ESKİSEHİR’e bekleriz…<br />

-Eskişehirli olmak çibörek sırasına girenlere<br />

tip tip bakmaktır.<br />

-Eskişehirli olmak liseyi “liğse” olarak<br />

söylemektir.<br />

-Dertli misin dediler, yok biz Eskişehirliyiz<br />

dedik.<br />

-Sıkıntı yapmaya gerek yok burası Eskişehir.<br />

-Biz Eskişehirliyiz çirkin kız arkadaşımız<br />

olmaz.<br />

-Sana ne şarkılar ne de besteler yeter.<br />

Eskişehirimin ismi cihana bedel…<br />

-Eskişehirli olmak bir ayrıcalıktır! Hele<br />

ki Es-Esli olmak, bir şereftir! Ne mutlu Es-<br />

Esliyim diyene!<br />

-Zamanın kalbinin bir başka attığı bir


Evden bir çıkıyorum.<br />

Buz gibi soğuk hava…<br />

Kar havasını andırıyor.<br />

<strong>Nisan</strong> ayı böyle olur mu?<br />

Bahar dediğin rengârenk olmalı…<br />

Yürüyorum Odunpazarı’ndan aşağı<br />

doğru…<br />

Bugün erkenciyim…<br />

Güneş tüm ışıltısıyla sahnede ama onun<br />

da tadı yok belli…<br />

Yoksa baharın ortasında böyle üşütür mü insanı?<br />

Geçiyorum bir banka…<br />

Ellerim cebimde iki büklüm oturuyorum.<br />

Saat sabahın 08.30’u ama insanlar yavaş<br />

yavaş sokaklara akın ediyor.<br />

Herkesin koşturacak bir yaşam telaşı var<br />

belli…<br />

Erkenden halledeyim dercesine hızlı hızlı<br />

yürüyorlar.<br />

Önümden bir kadın geçiyor o esnada…<br />

Bakımlı, yüzüne bakınca hayli güzel…<br />

Bu saatte üşenmemiş de nasıl da hazırlanmış<br />

dedirtiyor insana…<br />

Düşünüyorum da en son ne zaman böyle hazırlandığımı<br />

bilmiyorum.<br />

Şöyle bir gözden geçiriyorum kendimi…<br />

Tayt, tişört mutluyum sanırım…<br />

O sırada karşımda dükkânını açmaya hazırlanan<br />

kuaförün camına astığı yazı gözüme çarpıyor.<br />

“Kendini sev…”<br />

Kendi kendime soruyorum, kendimi seviyor<br />

muyum?<br />

Belki birkaç ay önce bu soruyu sorsam yanıtım<br />

düşünmeden hayır olurdu ama şimdi?<br />

Bilmiyorum.<br />

Canım sıkılıyor, biraz daha yürümeye karar<br />

veriyorum.<br />

Uzmanlar yürümenin insan psikolojisine iyi<br />

geldiğini söylüyor.<br />

Özellikle ritimli yürüyecekmişsin.<br />

Gidiyorum öyle, yolunu kaybetmiş insan<br />

“IŞIĞINI FARK ET!”<br />

Özge Zaim Sarıoğlu<br />

gibi…<br />

Şu soru tekrar kafama takılıyor.<br />

“Kendime değer veriyor muyum?”<br />

İlk etapta, “Hayır” diyecek gibi oluyorum<br />

ama sonra aklıma okuduğum o kitap geliyor.<br />

Her insan değerlidir demiyor muydu orada?<br />

İnsanın içinde, o kuytu köşelerinde mutlaka<br />

bir “değer” vardır.<br />

Düşünüyorum kendi değerimi…<br />

Bulamıyorum.<br />

Yanımdaki çöp tenekesine hızlıca vuruyorum,<br />

ayağım acıyor.<br />

İnsan kendisine kızdığı şeyin acısını başka<br />

bir şeyden nasıl da çıkarıyor?<br />

Bir pişmanlık kaplıyor bedenimi…<br />

Yanımdan geçen o kadın olmasa, neredeyse<br />

gidip özür dileyeceğim çöp tenekesinden…<br />

Delirmiş olmalı bu kız demeden, uzaklaşayım<br />

en iyisi…<br />

Gökyüzüne bakıyorum, güneşin keyfi biraz<br />

daha gelmiş gibi…<br />

Demin ki pişmanlığımdan ötürü tebessüm<br />

ediyor.<br />

Bir an da içime bir sıcaklık yayıldığını hissediyorum.<br />

Bende ona gülümsüyorum.<br />

Kendime söz veriyorum o an…<br />

Kızdıklarımın acısını cansız bile olsa bir<br />

başka şeyden çıkarmayacağıma…<br />

Güneş, tüm parlaklığıyla yanıma sokuluyor.<br />

Işığından gözlerim kamaşıyor.<br />

Korkuyorum.<br />

Korkma dercesine gülümsüyor.<br />

“Kendi değersizliğini sorguladığından beri<br />

peşindeyim.”<br />

Şaşırıyorum: “Nasıl yani?”<br />

Yüzünü buruşturuyor: “Evden çıkarken üşüyordun,<br />

baharın gelmemesinden sitem ediyordun,<br />

şimdi ise gözlerinin kamaşmasından endişelisin<br />

değil mi?”<br />

Kafamı sallıyorum sadece…<br />

Çok uzun konuşmuyor: “İnsanoğlu böyledir<br />

işte… Ne istediğini bilmez. Kendi kararsızlığının<br />

nedenlerini bir başkasında arar. Hayatı da böyledir.<br />

Yapabileceklerinden habersiz… Işığıyla göz<br />

kamaştırabilecekken kendi değerinden habersiz<br />

senin gibi üşümeyi tercih eder.”<br />

Boğazımın ortasına bir şey saplanıyor.<br />

Yutkunamadığımı hissediyorum.<br />

Yavaş yavaş uzaklaşıyor.<br />

Arkasından sesleniyorum, “Ne demek istedin?<br />

Gitme! Biraz daha sohbet edelim. Lütfen!”<br />

Arkasından ne kadar bağırsam da duymuyor.<br />

Gittikten sonra gözlerimi ovuşturuyorum,<br />

avucumun içerisine düşen gözyaşlarını fark ediyorum.<br />

O iki damla yaşa baktıkça ne demek istediğini<br />

anlıyorum.<br />

“Sen değerlisin diyor bana… Işığını fark et!”<br />

Sevinçten etrafımda dönüyorum.<br />

“Ben değerliyim” diyerek sokak ortasında bağıracağım<br />

neredeyse…<br />

İki elimle kalbime bastırıyorum.<br />

İçime odaklanıyorum.<br />

Yeteneklerimi, yapabileceklerimi, yapmak isteyip<br />

de ötelediğim hayallerimi bir bir gözümün<br />

önüne getiriyorum.<br />

Hepsini birer birer yapacağıma söz veriyorum.<br />

Koşarak evin yolunu tutuyorum.<br />

Ne kadar süre öyle koştuğumu bilmiyorum.<br />

Nefes nefese kaldığım bir an da duraksıyorum.<br />

El sallıyorum güneşe…<br />

O ise saklandığı yerden çıkarak hınzırca gülüyor.<br />

SÖYLENMİŞ SÖZLER<br />

Başka Şehir’dir ” Eskişehir ”<br />

-Eskişehirli olmak demek memleketini<br />

öğrenen her insandan “Eskişehir tam öğrenci<br />

şehri yeeaa” lafını duymaktır.<br />

-Önümüzü kesebileceğinizimi zannediyorsunuz,<br />

şimdi daha güçlüyüz daha biriz daha diriyiz..<br />

Çünkü biz ESKİŞEHİRLİYİZ..<br />

-Eskişehirli olmak, sadece 1-2 ay sıcak<br />

yaşamaktır. Daha sonrası hep soğuk hep ayaz.<br />

-Eskişehirliyiz, arenalarla işimiz olmaz…<br />

Eskişehir Atatürk Stadı… Çok şükür ki Eskişehirliyim…<br />

-Eskişehirli olmak Recep dayı “seviyoruuum”<br />

deyince şaşırmamaktır.<br />

-Biz Markete Girdiğimizde ETİ Ürünü<br />

Yoksa Çıkan Giden Adamız Eskişehirliyiz Vefakarız<br />

Gerekirse Cefasınıda Çekeriz.<br />

-İnsanlar 3’e ayrılır; Eskişehirli olanlar,<br />

Eskişehirli olmayanlar ve Eskişehirli olmak<br />

isteyip hiç olamayacaklar…<br />

-Biz Eskişehirliyiz güzelim baharımız yok<br />

ki sevmemiz kolay olsun…<br />

-Biz yedi göbekten Eskişehirliyiz. Es es es<br />

ki ki ki eski eski es. Kupa senindir Eskişehir.<br />

-Herkes diyor ki, FARKLISINIZ. Farklı olduğunuz<br />

kadar tatlısınız. ESKİŞEHİRLİYİZ.! Canım<br />

sizde HAKLISINIZ…!<br />

-Siyah Kırmızı akar kanımız biz Eskişehirliyiz<br />

işte farkımız.<br />

-Sevdik mi deli gibi sever gerekirse aşkımız<br />

dan şehri de yakarız biz Eskişehirliyiz.<br />

-Biz Eskişehirliyiz kira borcu varsa bile silinmişdir.<br />

-Şehrimizin de ES ES’imizin de delisiyiz,<br />

biz ESkişehirliyiz.<br />

-Ferrari bizi bozar, biz Eskişehirliyiz Kartala<br />

bineriz.<br />

-Seninle doğduk, Dünyayı verseler yine<br />

VAZGEÇMEYİZ, ÇÜNKÜ BİZ ESKİŞEHİRLİYİZ.<br />

13


Eskişehir’de 23 mahallenin<br />

yönetimini<br />

kadınlar üstlendi<br />

Birsen Canbaz<br />

Ihlamurkent<br />

31 Mart’ta yapılan seçimlerde Tepebaşı ilçesine bağlı 91<br />

mahallenin 16’sında Odunpazarı ilçesine bağlı 89 mahallenin<br />

de 7’sinde kadın muhtar adayları zaferlerini ilan etti.<br />

Türkiye’de olduğu gibi Eskişehir’de, 31<br />

Mart yerel seçimlerini geride bıraktı.<br />

Tepebaşı İlçesi’ne bağlı kadın muhtarlar<br />

şöyle:<br />

Gül Nazik Yüksel<br />

Gazipaşa<br />

Sevgi Doğan<br />

Gündoğdu<br />

Eskişehir’de 31 Mart Mahalli İdareler<br />

Genel Seçimlerinde rakiplerini geride bırakarak<br />

ipi göğüsleyen kadın muhtarlar, görevlerini<br />

en iyi şekilde yerine getirmek için<br />

çalışmalarına başladı.<br />

Bu seçimlerde Büyükşehir ve ilçe belediye<br />

başkanları ve meclis üyelerinin yanı<br />

sıra muhtarlar arasında da kıyasıya bir mücadele<br />

gerçekleşti.<br />

Mahallelerine en iyi hizmeti götürebilmek<br />

için çabalayan ve seçim döneminde<br />

adeta belediye başkan adayı gibi çabalayan<br />

muhtarlar, seçimlerin netleşmesinin<br />

ardından rahat bir nefes aldı.<br />

Demokrasinin temel taşı olarak görülen<br />

muhtarlık görevine, son dönemlerde<br />

kadınlar da damga vurmayı başardı. Görevi<br />

bir önceki dönemden devralan bazı<br />

kadın muhtarlar olduğu gibi yeni seçilen<br />

isimlerde oldu.<br />

Tepebaşı İlçesi’ne bağlı 91 mahallede<br />

16 kadın muhtar galibiyetini duyururken,<br />

Odunpazarı İlçesine bağlı 87 mahalle de<br />

ise 7 kadın muhtar zaferini ilan etti.<br />

Bahçelievler Mahallesi: Sülbiye Bilen<br />

Batıkent Mahallesi: Derya Can<br />

Bektaşpınar Mahallesi: Yasemen Ünlü<br />

Fatih Mahallesi: Eda Yıldırım<br />

Gazipaşa Mahallesi: Gül Nazik Yüksel<br />

Güllük Mahallesi: Tülay Celt<br />

Hacıalibey Mahallesi: Selma Savaş<br />

Hoşnudiye Mahallesi: Figen Rençber<br />

İhsaniye Mahallesi: Hülya Üregel<br />

Kumlubel Mahallesi: Gülay Karagöz<br />

Mamure Mahallesi: İnci Üluğ<br />

Mustafa Kemal Paşa Mahallesi: Serpil<br />

Üstsoy<br />

Ömerağa Mahallesi: Nevin Atasoyar<br />

Şeker Mahallesi: Canan Arı<br />

Yenibağlar Mahallesi: Mine Türeli<br />

Yeşiltepe Mahallesi: Meryem Kuş Açıkgöz<br />

Odunpazarı Belediyesi’ne bağlı<br />

kadın muhtarlar ise şu şekilde:<br />

Cunudiye Mahallesi: Sevil Ata<br />

Emek Mahallesi: Sibel Akıl<br />

Gündoğdu Mahallesi: Sevgi Doğan<br />

Ihlamurkent Mahallesi: Birsen Canbaz<br />

Yenikent Mahallesi: Nezahat Nazik<br />

Yıldıztepe Mahallesi: Gül Karausta<br />

Lütfiye Mahallesi: Nurcan Yıldırım<br />

Derya Can<br />

Batıkent<br />

14<br />

Sibel Akıl<br />

Emek<br />

Meryem Kuş Açıkgöz<br />

Yeşiltepe<br />

Gül Karausta<br />

Yıldıztepe


İŞTE ESKİŞEHİR’İN TÜM MAHALLE MUHTARLARI LİSTESİ<br />

ODUNPAZARI İLÇESİ MUHTARLARI<br />

MAHALLE<br />

AD SOYAD<br />

AĞAPINAR<br />

ENGİN ERŞAN<br />

AKARBAŞI<br />

SELÇUK YÜCELAND<br />

AKCAMİ<br />

KEMAL MANDAL<br />

AKÇAĞLAN<br />

ALİ İRFAN İBİŞ<br />

ALANÖNÜ<br />

MUSA YELER<br />

ARİFİYE<br />

HAKAN AKSOY<br />

AŞAGIÇAĞLAN<br />

YÜKSEL GEDİK<br />

BÜYÜKDERE<br />

ALİ YEŞİLDAL<br />

CUNUDİYE<br />

SEVİL ATA<br />

ÇANKAYA<br />

CEMİL ÖZTÜRK<br />

ÇAVLUM<br />

MUAMMER ARDUÇ<br />

DEDE<br />

ÖMER SARAÇLAR<br />

DELİKLİTAŞ<br />

HÜSNÜ PETEK<br />

EMEK<br />

SİBEL AKIL<br />

ERENKÖY<br />

OSMAN ÇALIŞ<br />

GÖKMEYDAN<br />

NİZAMETTİN ERTAŞ<br />

GÖZTEPE<br />

AHMET SUNGUR<br />

GÜLTEPE<br />

ALİ AL<br />

GÜNDOĞDU<br />

SEVGİ DOĞAN<br />

HUZUR<br />

REFİK ÖZAYDIN<br />

IHLAMURKENT<br />

BİRSEN CANBAZ<br />

İSTİKLAL<br />

HÜSEYİN ALPARSLAN<br />

KALKANLI<br />

TUNCER BOZKURT<br />

KARACAHÖYÜK<br />

ERDOĞAN ÇAYGEÇEN<br />

KARAPINAR<br />

MUSTAFA GAZİ UZUN<br />

KAYAPINAR<br />

CEMAL ÖZEL<br />

KIRMIZITOPRAK<br />

İSMAİL SARIKAYA<br />

KURTULUŞ<br />

AKIN GÜNYÜZÜ<br />

ORHANGAZİ<br />

İHSAN ÇAĞLAR<br />

ORTA<br />

EROL GÜRDOĞAN<br />

OSMANGAZİ<br />

MUZAFFER ÇİMEN<br />

PAŞA<br />

UTKU ÖLMEZER<br />

SEVİNÇ<br />

TEKİN IŞLI<br />

SÜMER<br />

İSRAFİL ALKAN<br />

ŞARKİYE<br />

ŞAKİR KURTOĞLU<br />

VADİŞEHİR<br />

KADİR ŞEN<br />

VİŞNELİK<br />

MERİÇ GÜNEY<br />

YASSIHÖYÜK<br />

CENGİZ ALGAN<br />

YENİDOĞAN<br />

SABİT KÖRPE<br />

YENİKENT<br />

NEZAHAT NAZİK<br />

YILDIZTEPE<br />

GÜL KARAUSTA<br />

71 EVLER VEYSEL GAZNEPOĞLU<br />

75. YIL ASAF KARABULUT<br />

ODUNPAZARI KÖYDEN MAHALLE OLAN<br />

KÖY ADI<br />

AD SOYAD<br />

AKÇAKAYA<br />

HASAN HÜSEYİN BAL<br />

AKKAYA<br />

İSA BOZKAYA<br />

AKPINAR<br />

ERDOĞAN UMUT<br />

AŞAĞI ILICA<br />

HASAN UÇAK<br />

AVDAN<br />

NECDET KÖSEOĞLU<br />

AYVACIK<br />

AHMET TURAN ÇELİK<br />

ÇAMLICA<br />

İBRAHİM KARTALTEPE<br />

DEMİRLİ<br />

HARUN FİDAN<br />

DOĞANKAYA<br />

ADİL DEMİRKOL<br />

EŞANKARA<br />

ALİ ÖZ<br />

GÜLPINAR<br />

İSMAİL KESKİNER<br />

GÜMELE<br />

HALİL İBRAHİM ÖZBEK<br />

HARMANDALI<br />

TARIK ÜNAL<br />

İMİŞEHİR<br />

KADİR ZAPTİYE<br />

KANLIPINAR<br />

ERDAL ÇELİKTAŞ<br />

KARAALAN<br />

ONUR SON<br />

KARACAŞEHİR<br />

MURAT ÇELİK<br />

KARAÇAY<br />

METİN ERUL<br />

KARAHÜYÜK<br />

ABDULLAH BİLGİÇ<br />

KARAMUSTAFAOĞLU AHMET KARABULUT<br />

KARAPAZAR<br />

MUSTAFA KEMAL BİÇERER<br />

KARATEPE<br />

İSMAİL ÖZAT<br />

KARGIN<br />

TURAN AVCI<br />

KAYACIK<br />

HALİL PARLAK<br />

KIRAVDAN<br />

KENAN YILMAZ<br />

KİREÇ<br />

MUSTAFA DOĞAN<br />

KUYUCAK<br />

HAYDAR ÇAKIR<br />

LÜTFİYE<br />

NURCAN YILDIRIM<br />

MUSALAR<br />

HALİL İBRAHİM YILDIZ<br />

SARISUNGUR<br />

MUHARREM ÖNLÜ<br />

SEKLİCE<br />

ENVER FURTİN<br />

SULTANDERE<br />

SEZGİN YILMAZ<br />

SÜPÜREN<br />

ŞABAN BAŞKAYA<br />

TÜRKMENTOKAT<br />

ALİ OSMAN GÜZEL<br />

ULUÇAYIR<br />

BEDRİ DEYER<br />

YAHNİKAPAN<br />

MEHMET KILINÇ<br />

YENİSOFÇA<br />

HALİL GÖKSU<br />

YÜRÜKKARACAÖREN AHMET SAVİ<br />

YÜRÜKKIRKA<br />

YAKUP AKIN<br />

YUKARIÇAĞLAN<br />

ALİ ÇETİNBAŞ<br />

YUKARIILICA<br />

İBRAHİM ÖZCAN<br />

YUKARI KALABAK MUHARREM IŞIKEL<br />

TEPEBAŞI İLÇESİ MUHTARLARI<br />

MAHALLE<br />

AD SOYAD<br />

ALINCA<br />

İLYAS KESİKBAŞ<br />

AŞAĞI SÖĞÜT ÖNÜ ÖMER AKAR<br />

BAHÇELİ EVLER<br />

SÜLBİYE BİLEN<br />

BATIKENT<br />

DERYA CAN<br />

BOYACIOĞLU<br />

VOLKAN ATAK<br />

CUMHURİYE<br />

ALİ RIZA TAKTAKLAR<br />

ÇAMLICA<br />

SAVAŞ HANCI<br />

ÇUKURHİSAR HİS<br />

HALİL KARATAŞ<br />

ÇUKURHİSAR YENİ FATİH AY<br />

EĞRİÖZ<br />

MUSTAFA MİHALLIÇ<br />

EMİRLER<br />

SÜLEYMAN UYARER<br />

EMİRCEOĞLU<br />

SELİM YILMAZ<br />

ERTUĞRULGAZİ<br />

ÇETİN AYDIN<br />

ESENTEPE<br />

İRFAN OKAY<br />

ESKİBAGLAR<br />

ŞENOL İTGİN<br />

FATİH<br />

EDA YILDIRIM<br />

FEVZİÇAKMAK<br />

YAŞAR ÖZKAYA<br />

GAZİPAŞA<br />

GÜL NAZİK YÜKSEL<br />

GÖKDERE<br />

DAVUT ÜNSAL<br />

GÜLLÜK<br />

TÜLAY CELT<br />

HACIALİBEY<br />

SELMA SAVAŞ<br />

HACISEYİT<br />

MÜNİR ÇORAKBAŞ<br />

HASANBEY<br />

SAİT KANDEMİR<br />

HAYRİYE<br />

FARUK GÖKTANIR<br />

HOŞNUDİYE<br />

FİGEN RENÇBER<br />

IŞIKLAR<br />

HAMDİ ÖZDAMAR<br />

İHSANİYE<br />

HÜLYA ÜREGEL<br />

KAVACIK<br />

VELİ OFLAZ<br />

KESKİN<br />

HASAN KAYHAN<br />

KOZKAYI<br />

EMİN SOLAK<br />

KOYUNLAR<br />

MEHMET SARIKÖSE<br />

KUMLUBEL<br />

GÜLAY KARAGÖZ<br />

MAMURE<br />

İNCİ ÜLUĞ<br />

M.KEMAL PAŞA<br />

SERPİL ÜSTSOY<br />

ORTA<br />

SAMİ BOZTAŞ<br />

ÖMERAĞA<br />

NEVİN ATASAYAR<br />

SAKİNTEPE<br />

OSMAN ALEM<br />

SATILMIŞOĞLU<br />

SİNAN SİVRİKAYA<br />

SAZOVA<br />

KAMİL EMRE<br />

SÜTLÜCE<br />

MEHMET DİPÇİN<br />

ŞARHÖYÜK<br />

ABDULLAH TEPEKAYA<br />

ŞEKER<br />

CANAN ARI<br />

ŞİRİNTEPE<br />

SELAMİ ÇETİN<br />

TUNALI<br />

İBRAHİM BAKİ<br />

ULUÖNDER<br />

HASAN GÜLER<br />

YENİ<br />

HALİL ÇELTİK<br />

YENİ BAĞLAR<br />

MİNE TÜRELİ<br />

YEŞİLTEPE<br />

MERYEM KUŞAÇIKGÖZ<br />

Y SÖĞÜTÖNÜ<br />

ÖNDER ÖZER<br />

ZAFER<br />

ÇETİN ÖZDEMİR<br />

ZİNCİRLİKUYU<br />

ERDAL KARAKAYA<br />

TEPEBAŞI KÖYDEN MAHALLE OLANLAR<br />

KÖY<br />

AD SOYAD<br />

AHİLER<br />

MURAT AKDOĞAN<br />

AŞAĞI KARTAL<br />

ENGİN ER<br />

ATALAN<br />

GÖKHAN ÖZDEMİR<br />

ATALAN TEKKE<br />

AHMET YILDIZ<br />

AVLAMIŞ<br />

ORHAN GAZİ ÖZTÜRK<br />

BEHÇETİYE<br />

ZEYNUN DURMAZ<br />

BEKTAŞPINAR<br />

YASEMEN ÜNLÜ<br />

BEYAZALTIN<br />

YÜKSEL GİRGİN<br />

BOZDAĞ<br />

MUSA ALTINOK<br />

BULDUK PINAR<br />

KEMAL GÖKMEN<br />

CUMHURİYET<br />

HALİL YAVUZEL<br />

ÇALKARA<br />

HASAN BATI<br />

ÇANAKKIRAN<br />

MUHARREM ÜNLÜ<br />

DANIŞMENT<br />

EROL ALKAN<br />

GÖKÇEKISIK<br />

İBRAHİM UYSAL<br />

GÜNDÜZLER<br />

SELİM KURNAZ<br />

HEKİMDAĞ<br />

CEMAL ARSLAN<br />

KARAÇOBANPINARI HİKMET DOKUZLAR<br />

KARADERE<br />

HAYRİ ÖNER<br />

KARAGÖZLER<br />

ALİ AKSOY<br />

KIZILCAÖREN<br />

FESİH AKKUŞ<br />

KIZILİNLER<br />

MUSTAFA GENÇTÜRK<br />

KOZLUBEL<br />

REŞİT ETİ<br />

MOLLAOĞLU<br />

ENVER TEKİN<br />

MUSAÖZÜ<br />

SELMAN ALTINOK<br />

NEMLİ<br />

HALİL İBRAHİM KOÇHAN<br />

SULUKARAAĞAÇ<br />

SÜLEYMAN ÖZBAY<br />

TAKMAK<br />

HÜSEYİN UYANOĞLU<br />

TANDIR<br />

HALİL DOĞAN<br />

TAYCILAR<br />

ŞABAN GÜREN<br />

TEKECİLER<br />

MUSTAFA İMDAT<br />

TURGUTLAR<br />

FAZLI TURGUT<br />

ULUDERE<br />

HASAN HÜSEYİN AKÇAY<br />

YAKAKAYI<br />

MUSTAFA ÜNLER<br />

YARIMCA<br />

MEHMET TEVFİK ŞAHİN<br />

YENİAKÇAYIR<br />

ERCAN TAŞ<br />

YENİ İNCESU<br />

AHMET KILIÇLI<br />

YÖRÜKAKÇAYIR<br />

AHMET YAVUZ<br />

YUKARI KARTAL<br />

HÜSEYİN ŞEN<br />

YUSUFLAR<br />

SELİM ÖZEN<br />

15


Kendini<br />

kendine<br />

bir de<br />

sev,<br />

değer ver,<br />

kahve iç !<br />

Sahibi olduğu butik cafesinde bitki ile kahveyi harmanlayıp<br />

yepyeni bir tarzı yakalayan kadın işletmeci<br />

Senem Kılıç ile kahve üzerine sohbet...<br />

16<br />

Bugün ruhum deli dolu…<br />

Evden çıkıyorum, sokaklarda “avare” dolaşıyorum.<br />

Geçen gün bir arkadaştan numarasını almıştım<br />

gideceğim cafenin…<br />

Hazır böyle dingin bir gün yakalamışım, gideyim<br />

keyifle yapayım işimi diyorum.<br />

Ara sokakta butik bir cafe…<br />

İçeriye girmeden önce dışarıdan şöyle bir<br />

inceliyorum.<br />

Kutu gibi, minicik bir yer…<br />

Bildiğiniz ev gibi…<br />

Sıcaklığı, sevgiyi hissettiriyor insana yaydığı<br />

enerji…<br />

Bağlar’ın ara sokaklarında…<br />

Öğrenciye yakın, benim gibi evi şehrin bir<br />

ucunda olanlara yeri biraz ters kalsa da içtiğim<br />

o mis gibi portakal kokulu kahveden<br />

sonra gelmek için bir nedeni var dedirtiyor<br />

insana…<br />

Kapıdan içeriye girdiğim an tavandaki zincirler<br />

gözüme çarpıyor.<br />

Duvarlarda ise Zebralar ve Afrikalı kadın<br />

simgeleri var.<br />

Konuştukça kafamda şekil alıyor gördüklerim…<br />

KOSGEB desteğiyle butik kafe işletmesi<br />

açan Ela Senem Kılıç, tezgahın arkasında<br />

harıl harıl çalışıyor.<br />

Ben yeşil renkteki, hantal çantamı<br />

bir sandalyeye bıraktıktan sonra<br />

yanına gidiyorum.<br />

Gülüyor: “Erken gelmişsin!”<br />

Bende karşılık veriyorum: “Akşam<br />

üstü yoğun olur dedim, erkenden<br />

halledeyim.”<br />

O bir yandan çalışırken bende bir yandan<br />

etrafı gözlemliyorum.<br />

Bu cafenin bir özelliği de mevsim geçişlerinde<br />

meydana gelen gribal enfeksiyonlara<br />

karşı müşterilerine özel formülüyle hazırladığı<br />

kahveleri sunması…<br />

Örneğin birinin adı 'Latte Amber'<br />

Birçok baharatı içinde bulundurmakla birlikte<br />

espresso ve süt ile de hem şifa dağıtıyor<br />

hem de kahve keyfini doyasıya yaşatıyor.<br />

Burayı yaklaşık bir yıl önce açtığından<br />

bahsediyor Senem Hanım, işlerini tamamlarken…<br />

Sonra gülümseyerek yanıma geliyor…<br />

“KAHVEYİ BİTKİ İLE<br />

HARMANLIYOR”<br />

Kahvenin içeriği hakkında bilgi veriyor:<br />

“Kahvemize Latte Amber ismini verdik.<br />

İçerisinde çeşitli baharatlar ihtiva<br />

ediyor. Aynı zamanda espresso ve süt<br />

karışımı olan bir kahve. Eskişehir<br />

malum havası çok değişken olduğu için<br />

gündüz ve gece sıcaklıkları çok fazla<br />

oluyor. Bu da tabi sağlık açısından<br />

sıkıntı meydana<br />

ge- tirdiği gibi<br />

gribal<br />

enfeksiyonlara<br />

da sebep oluyor.<br />

O yüzden müşterilerimiz<br />

bu kahveyi<br />

içerken hem şifa buluyorlar<br />

hem de espressonun


güzel büyüsüne kapılıp afiyetle kahvelerini<br />

yudumluyorlar. Latte Amber'de daha<br />

çok Honduras kahve kullanıyoruz.”<br />

“FİLTRE KAHVEDE KENYA!”<br />

Diğer kahvelerini de anlatıyor Senem<br />

Hanım: “Onun dışında da filtre kahvede<br />

Kenya ilgi görüyor. Bunun dışında da<br />

farklı baharatlı kahvelerimiz bulunuyor.<br />

Özellikle limonla harmanladığımız kahvelerimiz<br />

var. Limonun ekşi tadı kahveyle<br />

buluştuğunda dikkat çekici bir<br />

lezzet ortaya çıkıyor. Aslında bizim kültürümüzde<br />

sözü de vardır 'Bir kahvenin<br />

40 yıl hatırı vardır' denmesinin sebebi<br />

aslında kültürümüzde kahve var. Ama<br />

çeşitlilik olarak İstanbul’dan gelen bir<br />

akım oluştu. Bu da Eskişehir'e çok güzel<br />

yansıdı. Çeşitlilik arttıkça, kültür arttıkça<br />

insanlar mekanlarda da oturmaktan zevk<br />

alıyorlar. Bu yüzden bence çok güzel.<br />

Masa üzerinde duran menüyü incelerken<br />

portakallı kahve dikkatimi çekiyor.<br />

“Dur ben sana ikram edeyim!” diyerek<br />

tezgahın arkasına geçiyor.<br />

“MİS GİBİ PORTAKAL KOKUSU”<br />

Heyecanla bekliyorum.<br />

Bir şey itiraf edeyim ben portakalı<br />

meyve olarak fazla sevmem, kahvesine<br />

karşı ön yargılı bakıyorum.<br />

Yaparken izliyorum, şurup kullanmıyor,<br />

gerçek meyvelerin sularından oluşturuyor.<br />

İşlemi tamamladıktan sonra sunum yapıyor.<br />

Bir yudum alıyorum, mutluluğum yüzüme<br />

de yansıyor.<br />

Nasıl buldun dercesine bakınca yüzüme<br />

Senem Hanım: “Harika. Portakalın sadece<br />

kokusu var. Öyle buram buram bir portakal<br />

tadı gelmiyor. Bayıldım” diyorum.<br />

Tebessüm ediyor.<br />

Cafeye şöyle bir göz atarak: “Nasıl oluştu<br />

bu fikir?” diye soruyorum.<br />

Kısa bir düşünmenin ardından yanıtlıyor:<br />

“Her zaman kendimi mutfağa yakın hissediyordum.<br />

El becerilerimin olduğuna<br />

inanıyordum. Ayrıca kahve ile ilgili de<br />

değişik araştırmalarım vardı. Bu şekilde<br />

fikir gelişti.<br />

İnsanların ilgisinden de çok memnun<br />

Senem Hanım…<br />

Şu ana kadar kahvelerini beğenmeyen<br />

bir kişinin olmadığını söylüyor.<br />

“ÖNCE CESARET!”<br />

“Kadın girişimcilere tavsiyeleriniz var<br />

mı?” diyorum.<br />

Kendinden emin anlatıyor:<br />

“Önce cesaretli olsunlar. Hiçbir konuda<br />

kendilerini sınırlandırmasınlar. Kadın<br />

olmak ince fikirli olmak demek bence.<br />

Butik cafelerde ayrıntılar her zaman<br />

önemlidir. Herkesin yaptığı şeyin bir<br />

adım dışına çıkmak sizi bir adım öteye<br />

götürür. O yüzden kadın olmanın avantajı<br />

çok fazla. Kadın eli değen her şeyin<br />

güzelleşeceğini düşünüyorum. O yüzden<br />

kesinlikle kendilerini sınırlandırmasınlar.<br />

Her alanda bulunsunlar.”<br />

“ZİNCİRLER KÖLELİĞİ ANLATIYOR”<br />

Konsepti soruyorum, şu içeriye girdiğim<br />

an tavanda göze çarpan zincirleri…<br />

Afrika’dan bahsediyor : “Afrika kahvenin<br />

ilk üretildiği bir ülke. Konseptimizi Afrika<br />

yapmak istedik. Tavandaki zincirler Afrika’daki<br />

köleliği anlatmak için, ona istinaden<br />

yapılmış bir şey. Yine duvarlar da<br />

Zebra ve Afrikalı kadın var. Oradaki insanların<br />

yaşayışları, kölelik sistemi beni hep<br />

içime döndürür, etkiler. Oradan geliyor.”<br />

Hoşuma gidiyor.<br />

“Burada beni çeken bir şey vardı zaten”<br />

diyorum.<br />

Karşılıklı gülüşüyoruz.<br />

Sonra lavaboya gitmek için izin istiyorum.<br />

Bir giriyorum ki, ayna dikkatimi çekiyor.<br />

Şu yazıyı yazmışlar:<br />

“Kendini sev. Kendine değer ver. Kahve<br />

iç!”<br />

İşte o zaman aynaya bakarak kocaman<br />

gülüyorum:<br />

“Hiçbir şey tesadüf değil! Ben burada<br />

olmam gerektiği için buradayım.”<br />

17


Başkan Büyükerşen seçim sonrası<br />

belediye önünde coşkuyla karşılandı<br />

Eskişehir ’de<br />

tarihi<br />

bir rekora imza atarak<br />

31 Mart <strong>2019</strong> Mahalli<br />

İdareler seçimlerinde üst<br />

üste 5. Kez seçilme başarısını<br />

gösteren Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı<br />

Yılmaz Büyükerşen seçim<br />

sonrası belediye önünde<br />

coşkulu bir şekilde karşılandı.<br />

Mesai arkadaşlarının alkışları<br />

eşliğinde belediyeye<br />

gelen Başkan<br />

Büyükerşen, yeni döneme<br />

ilişkin müjdeler de<br />

verdi.<br />

Eskişehirlilerin daha da<br />

gurur duyacağı bir kent<br />

ortaya çıkarmak için projeler<br />

uygulayacaklarını<br />

söyleyen Büyükerşen;<br />

“Önümüzdeki dönemde<br />

de hem kent merkezinde<br />

hem de kırsalda yapacaklarımızla<br />

Eskişehir’i çok<br />

daha ileriye taşıyacağız.<br />

Söz verdiğimiz gibi Eskişehir’e<br />

bahar geldi!” dedi.<br />

18<br />

Gerçekleşen seçimler sonucunda Eskişehir’de<br />

hem merkezde hem kırsalda oyunu arttırarak 5.<br />

dönemine giren Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, personeli tarafından<br />

belediye önünde büyük bir coşkuyla karşılandı.<br />

Başkan Büyükerşen yaptığı konuşmada<br />

önümüzdeki 5 yıl boyunca Eskişehirlilerin daha<br />

fazla gurur duyacağı bir kent yaratmak için hem<br />

kent merkezinde hem de kırsalda önemli projelere<br />

imza atacaklarını ifade etti.<br />

SÖZ VERDİK BAHAR GELDİ<br />

Başkan Büyükerşen, 5. seçiminden de zaferle<br />

ayrılmasının ardından Büyükşehir Belediyesi<br />

önünde personeli tarafından büyük bir coşkuyla<br />

karşılandı. Personele emekleri dolayısıyla teşekkür<br />

eden Başkan Büyükerşen, “Büyükşehir Belediyemizin<br />

çok değerli kadrolarına bu güzel<br />

karşılama için yürekten teşekkür ediyorum. Bugüne<br />

dek Eskişehir’de başardığımız işler yalnızca<br />

benim yaptığım işler değildir. Büyükşehir<br />

Belediyemizin<br />

bütün personelinin<br />

bu şehrin<br />

örnek bir kent olmasında<br />

emeği<br />

büyüktür. Elbette<br />

şüphesiz bu projelere<br />

sahip<br />

çıkan, bizleri destekleyen<br />

hemşerilerimizin<br />

de<br />

hakkı ödenmez.<br />

Önümüzdeki dönemde<br />

de hem<br />

kent merkezinde<br />

hem de kırsalda<br />

yapacaklarımızla<br />

Eskişehir’i çok<br />

daha ileriye taşıyacağız.<br />

Söz verdiğimiz<br />

gibi<br />

Eskişehir’e bahar<br />

geldi!” dedi.


Büyükşehir Belediyesi 500 bin domates fidesini daha üretici ile buluşturdu<br />

Kırsal Büyükşehir ile<br />

KalKınıyor<br />

Üreticiyi kalkındırmak için birçok<br />

projeyi birbiri ardına hayata geçiren<br />

Büyükşehir Belediyesi tarım<br />

ve hayvancılık yapan çiftçilerin<br />

yanında olmaya devam ediyor.<br />

Kırsalda yaşayan vatandaşlara üc-<br />

şehir Belediyesi,<br />

Kır-<br />

Büyük<br />

sal Kalkınma Projeleri<br />

kapsamında zor günlerden<br />

geçen çiftçilere desteklerini<br />

arttırarak sürdürüyor.<br />

Geçen yıl 263 bin domates<br />

fidesini üreticilere ücretsiz<br />

olarak dağıtan ve çiftçilerin<br />

yaklaşık 7 milyon TL gelir<br />

etmelerini sağlayan Büyükşehir<br />

Belediyesi, bu yıl da<br />

500 bin domates fidesini<br />

düzenlediği törenle üreticilerle<br />

buluşturdu. Törende<br />

konuşan Başkan Büyükerşen<br />

“Şehircilik projelerimiz<br />

ile kentimizi nasıl örnek bir<br />

kent haline getirdiysek,<br />

yeni dönemde kırsal kalkınma<br />

projelerimizle de<br />

hem zor günlerden geçen<br />

üreticimize destek olacak,<br />

hem de Eskişehir’i bu<br />

alanda da örnek bir kent<br />

haline getireceğiz” dedi.<br />

retsiz olarak verilen yaklaşık 200<br />

bin dut fidanı, 2 buçuk milyondan<br />

fazla marul fidesi, 263 bin domates<br />

fidesi ve 50 manda hibesinin<br />

ardından 500 bin domates fidesi<br />

daha üreticilere buluştu.<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz<br />

Büyükerşen, Alpu Belediye<br />

Başkanı Gürbüz Güller, Han Belediye<br />

Başkanı Erdal Şanlı, Mahmudiye<br />

Belediye Başkanı İshak<br />

Gündoğan ve birçok ilçeden üreticilerin<br />

katılımıyla Büyükşehir Belediyesi<br />

Park ve Bahçeler<br />

seralarında düzenlenen törende<br />

üreticiler ücretsiz domates fidelerini<br />

teslim aldı. Törende konuşan<br />

Başkan Büyükerşen, kırsal kalkınmaya<br />

büyük önem verdiklerini<br />

ifade ederek, ülkenin içinde bulunduğu<br />

ekonomik krizden üretimin<br />

artırılmasıyla çıkılabileceğini<br />

belirtti. Büyükerşen “Seçim çalışmalarımızda<br />

şehrimizin dört bir<br />

köşesinde üreticilerimiz bizlerden<br />

domates fidesi desteğine devam<br />

etmemizi istediler. Geçtiğimiz yıl<br />

yaklaşık 265 bin domates fidesinden<br />

üreticimizin güzel gelirler<br />

elde ettiğini biliyorum. Bu yıl da<br />

bu sayıyı 500 bine çıkarttık.<br />

Çünkü yanlış tarım politikaları nedeniyle<br />

üreticimizin zor günlerden<br />

geçtiğini biliyorum. Zor günlerden<br />

geçen yalnızca üreticimiz de değil.<br />

Kendileri yüksek maliyetler sebebiyle<br />

üretime katılamadıkları için<br />

ülke olarak ne yazık ki birçok<br />

temel tüketim ürününde dışa bağımlı<br />

hale geldik. Ancak biz<br />

yeni dönemimizde<br />

üreticimize desteklerimizi<br />

arttırmakta<br />

kararlıyız.<br />

Seçimden önce<br />

söylediğimiz gibi<br />

birlikte üreteceğiz,<br />

birlikte bölüşeceğiz<br />

ve Eskişehir’i kırsal kalkınma<br />

alanında da model bir kent haline<br />

getireceğiz” dedi.<br />

Dağıtılan fidelerden tekrar tohum<br />

alınabileceğini ifade eden Başkan<br />

Büyükerşen, Büyükşehir Belediyesi<br />

Tohum Üretim Merkezi’nin de<br />

yerli tohum konusunda önemli çalışmalara<br />

imza attığının altını<br />

çizdi.<br />

19


Gelin ile kayınvalide<br />

aynı sergide buluştu<br />

BİRİ<br />

ressam, diğeri seramik sanatçısı<br />

iki kadın. Özellikleri, birinin<br />

gelin, diğerinin kayınvalide olması. Birbirleri<br />

ile geçinemeyen gelin-kayınvalidelere<br />

inat adeta ana-kız gibi olmuşlar. Birbirleriyle<br />

uyuşup, anlaşmalarının en büyük etkeni<br />

ise ortak özellikleri olan sanatı seviyor<br />

oluşları. İşte gelin Hatice Sarıgül Aydoğan<br />

ve kayınvalide Kahina Aydoğan ile resim,<br />

seramik ve aile içi gelin-kayınvalide ilişkilerini<br />

konuştuk.<br />

İkisi de yetenekli, ikisi de hayat dolu<br />

Biri ressam, diğeri seramik sanatçısı…<br />

İkisi de yetenekli, ikisi de hayat<br />

dolu…<br />

Birbirlerini çok seviyorlar.<br />

Ve gelin- kayınvalide ortak bir<br />

sergi açmaya karar veriyorlar.<br />

Kayınvalide Kahina Aydoğan, gelin<br />

ise Hatice Sarıgül Aydoğan…<br />

Ticaret Borsası’nda ortak bir sergide<br />

buluşacaklarını öğreniyorum.<br />

Soluğu yanlarında alıyorum?<br />

Eee kolay değil?<br />

Şimdiki zaman da gelin kayınvalide<br />

bırakın sergi açmayı yan yana 5<br />

dakika duramıyorlar.<br />

Onlar ise öyle değil…<br />

Anne kız gibi geldiler bana…<br />

Birbirlerini sahiplenmelerinden,<br />

birbirlerine sevecen bakışlarından anlıyorum.<br />

“RESİM YAPMAYI<br />

BIRAKAMIYORUM”<br />

İlk olarak Kahina Teyze’yi dinliyorum.<br />

Asil duruşuyla ev hanımı olduğunu<br />

söylüyor ve başlıyor anlatmaya<br />

serüvenini:<br />

“Ev hanımıyım. Resim gibi hobilerim<br />

vardı. Meraklı olduğum için. İlk<br />

önce evde yapıyordum ama kursların<br />

da çok etkisi oldu tabi. Kursa gittim,<br />

ilk defa malzeme kullanmayı öğrendim.<br />

Malzeme kullanmayı öğrendikten<br />

sonra çoğu eserimi evde yaptım. Evde<br />

20<br />

de resim üzerine çalışıyorum.”<br />

Yeteneğini nasıl<br />

keşfettiğini soruyorum,<br />

akıllıca yanıt veriyor<br />

Kahina Teyze:<br />

“Kızım, anne hiçbir<br />

şey yapmayarak<br />

evde alzheimer olursun<br />

deyince boş durmuyordum.<br />

Başka<br />

işlerle uğraşıyordum.<br />

Bırakamıyorum şimdi<br />

de.”<br />

“SERAMİĞİ<br />

TAVSİYE EDE-<br />

RİM”<br />

Gelini Hatice<br />

Hanım ise mütevaziliğiyle<br />

araya giriyor ve<br />

şöyle konuşuyor:<br />

RÖPORTAJ<br />

“Bu soruyu<br />

Özge Zaim Sarıoğlu<br />

zaman zaman bende<br />

kendime soruyorum. Ama nasıl başladığımı<br />

bende bilmiyorum. Bir şekilde<br />

seramik kursu araştırmaya başladım.<br />

Yol üstünde bir kurs değildi gittiğim<br />

yer. Baya araştırdım. Küçükçekmece’den<br />

Mecidiyeköy’e kadar gidip geliyordum<br />

ilk zamanları… Benim baya<br />

eskiye dayanıyor aslında… Yaklaşık 15-<br />

16 yıl öncesinden ufak ufak ara kurslara<br />

gittim, biraz yaptım. Sonra bir şey<br />

oldu o kurs devam etmedi, ben tekrar<br />

yeni kurs araştırmalarına girdim vs.<br />

Dolayısıyla 15 yıldır aralıksız yapmıyorum<br />

ama ara ara biraz yapıyorum. Son<br />

birkaç yıldır biraz daha yoğun yapıyorum.<br />

Aslında ben İngilizce öğretmeniyim<br />

ve üniversitede çalışıyorum.<br />

Dolayısıyla yoğun iş temposunun yanında<br />

bunun bana çok iyi gelen bir<br />

şey olduğunu fark ettim. Özellikle seramiği<br />

kesinlikle tavsiye ediyorum.”<br />

“TERAPİ GİBİ”<br />

Sonra bana, “Sende gitsene” diye<br />

tavsiye de bulunuyor, bende yetenek-


sizliğimden bahsediyorum.<br />

Gülümsüyor:<br />

“Seramik de çok<br />

fazla yeteneğe<br />

gerek yok. Çamurla<br />

uğraşmak<br />

insanı rahatlatan<br />

bir şey. Stresli iş<br />

döneminde böyle<br />

bana da terapi gibi<br />

de oldu. Sonuçta<br />

bir şey çıkıyor ortada.<br />

Ürün çok<br />

mükemmel olmasa<br />

da bir şekilde beğeniliyor.<br />

Kendim<br />

yapınca, “Ya fena<br />

olmadı” diyorsun.<br />

Üretken olma fikri<br />

de güzel. Uzun zamandır<br />

ara ara yapıyorum.<br />

Aklıma<br />

ne eserse onu yapıyorum.<br />

Eskiden daha fonksiyonel<br />

çalışıyordum, işte böyle kullanabileceğim<br />

şeyler. Kase, peçetelik gibi günlük<br />

hayatta hep kullandığım şeyler. Şimdi<br />

dekoratif şeyler de yapmaya çalışıyorum.”<br />

“GELİN KAYINVALİDE<br />

PROGRAMINI YAPAMAYIZ<br />

SERGİ AÇALIM DEDİK”<br />

Konuyu gelin- kayınvalide muhabbetine<br />

getirmeden edemiyorum.<br />

Biraz çekingen: “Gelin kayınvalide<br />

pek anlaşamaz. Sizi sergi de birleştiren<br />

ne oldu?”<br />

Kahkahayı basıyorlar ve Hatice<br />

Hanım yanıt veriyor:<br />

“Kurslarımız<br />

bile aynı. Çok seviyoruz<br />

birbirimizi.<br />

15 sene<br />

oldu. Annem<br />

resim yapıyor ben<br />

seramik. Tam aynısı<br />

değil ama içimizin<br />

de içinde<br />

sanat sevgisi var.<br />

İkisi de sabır isteyen<br />

şeyler. İkimizde<br />

de o<br />

fazlasıyla var, o<br />

yüzden sanırım.<br />

Bir ara bu gelin<br />

kayınvalide programları<br />

vardı ya.<br />

Oraya mı katılsak<br />

dedik. Sonra<br />

dedik ki bizi<br />

orada ağlatırlar.<br />

Biz orada bir gün<br />

bile dayanamayız.<br />

Çünkü bizim içimizde<br />

öyle bir<br />

şey yok. Dedik ki<br />

biz en iyisi sergi<br />

açalım.”<br />

Tebrik ediyorum<br />

ikisini de ve<br />

devam ediyorum<br />

“Gelin kayınvalidelere<br />

tavsiyeniz<br />

var mı?”<br />

“YAŞ GEÇ-<br />

TİKTEN SONRA<br />

KENDİNİ DİN-<br />

LEMEYECEK-<br />

SİN”<br />

Bu kez Kahina<br />

Hanım<br />

sözü alıyor<br />

“Gelin kayınvalidelere<br />

değil bütün kadınlara<br />

söylüyorum.<br />

Gelin katın<br />

bu tarz etkinliklere…<br />

Evde olup<br />

ancak kendilerini<br />

dinliyorlar.<br />

Yaş geçtikten<br />

sonra da oturup<br />

kendini dinlemeyeceksin.”<br />

Eşleri de en büyük destekçileri…<br />

Bu tarz etkinliklerle uğraşınca<br />

kavga da etmiyorsun, çünkü kafan<br />

meşgul diyorlar.<br />

Eeee, doğru söze ne denir?<br />

Kısa ama bu hoş sohbetten büyük<br />

keyif alarak ayrılıyorum yanlarından…<br />

Ve darısı diğer gelin kayınvalidelerin<br />

başına diyorum.<br />

21


Ünlü Sanatçı Edip Akbayram Eskişehir’de konser verdi<br />

ESKİŞEHİR’DE ÇOKTAN BERİDİR<br />

BAHARLAR ÇİÇEK AÇTI<br />

Matt Organizasyon yine harika<br />

bir işe imza atıyor.<br />

Edip Akbayram konseri düzenleyeceğini<br />

öğrendiğim andan itibaren<br />

irtibata geçiyorum Matt<br />

Organizasyon sahibi Özgür Abla<br />

ile…<br />

Kendisi halden anlar, bir<br />

dönem gazetecilik yaptığı için benimle<br />

yakından ilgileniyor.<br />

Zaten Matt Organizasyon ismini<br />

duyduğum an da bile bende<br />

rahatlık oluşuyor, “Özgür Abla halleder”<br />

diyorum içten içte…<br />

Tahmin ettiğim gibi de oluyor.<br />

Konser 20.00’ de ama ben<br />

19.00 itibari ile Atatürk Kültür Merkezi’ne<br />

geliyorum.<br />

Baktım ortalık sessiz, kulise<br />

iniveriyorum.<br />

Merdivenlerden indiğim gibi<br />

karşımda görmeyeyim mi Edip Akbayram’ı…<br />

O an bana bir stres basıyor,<br />

elimle ensemi kontrol ediyorum<br />

baya terlemişim.<br />

Onların arasında ise, “Bugün<br />

mazbatasını alan Ekrem İmamoğlu”<br />

sohbeti var.<br />

Uzaktan kulak kesiyorum, “Teşekkürler<br />

usta, baharı getirdin” diyorum<br />

içten içe…<br />

Keşke yüzüne de diyebilseydim!<br />

O sıra telefonum çalıyor, arayan<br />

Özgür abla…<br />

Konser sonrası verecek röportajı deyince<br />

yüreğim biraz burkuluyor.<br />

Karşımda böyle dimdik duran adamı<br />

bırakır mıyım?<br />

Bari bir fotoğraf çektireyim diyorum.<br />

Dalıyorum odaya…<br />

Beni görünce şaşırıyor tabi…<br />

Bende biraz tedirgin, “Hayranınızım,<br />

bir fotoğraf çekinebilir miyiz?”<br />

Gazeteciyim demeye cesaretim yok,<br />

hayır desem bile beni kibardan odadan<br />

çıkaracaklarını biliyorum.<br />

“Sen beni tanıyor musun ya” diye soruyor.<br />

Yanındaki iki beyefendi gülüyor.<br />

“Tanımaz olur muyum? Çok seviyorum<br />

sizi” diyorum.<br />

“Ama itiraf edeyim odaya girerken<br />

biraz korktum!”<br />

Şaşırıyor, gözlerimin içine bakarak:<br />

22<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu<br />

“Neden korkuyorsun ya, biz şarkılarımızı<br />

sizin için söylüyoruz.”<br />

Sarılıyor sonra, fotoğraf çektirip ayrılıyorum<br />

yanlarından…<br />

Konserin başlamasına dakikalar var.<br />

Ben heyecanla yerimde beklerken, o<br />

alkışlar içinde sahneye çıkıyor.<br />

Çıkış parçası da “Eşkıya Dünyaya Hükümdar<br />

Olmaz!”<br />

Sesinde bir gram eksilme yok, heybetli<br />

ve gür sesiyle coşturuyor salonu…<br />

Onu sahnede izlerken büyüleniyorum,<br />

sadece ben değil üstelik salondaki<br />

herkes…<br />

“SANATÇI MÜSVEDDESİYİM”<br />

İlk şarkıyı tamamladıktan sonra Edip<br />

Akbayram, şöyle hitap ediyor Eskişehir<br />

halkına:<br />

“Eşkıya ve harabelerin olmadığı bir<br />

dünya düzeninde Eskişehir’in sanatsever<br />

dostlarına sevgi, saygı ve öncelikle dostluklarımı<br />

sunuyorum. Hoş geldiniz, şerefler<br />

verdiniz. Uzun bir süreçten beri<br />

gerçekten Eskişehirli sanatsever dostlarımla<br />

buluşamamıştık. Yıllar<br />

sonra bugün sanatı paylaşmak,<br />

türküleri paylaşmak adına öncelikle<br />

ben ve müzisyen arkadaşlarımız<br />

çok sevinçliyiz.<br />

Karşınızda yaşı 70, 50 senedir<br />

ülkesinin içinde, sanatın içinde<br />

var olmaya çalışan bir sanatçı<br />

müsveddesi var. Ben! Ben bunu<br />

herkese söylüyorum. Sanatçı<br />

müsveddesi, sanatçı müsveddesi.<br />

Eee, sanatçı müsveddesi<br />

olmak kolay değil. Evde oturdum,<br />

bir küçük bilanço yaptım.<br />

50 yıllık sanat hayatımda 11<br />

cumhurbaşkanı, 12- 13 başbakan,<br />

milyonlarca bakan ve milletvekili<br />

önümden geçmiş<br />

gitmiş. Nazım’ın güzel bir şiiri<br />

vardır: “ Vatan sizin kirpiklerinizse,<br />

vatan sizin çeklerinizse,<br />

vatan sizin bankalarınızsa biz<br />

sanatçı müsveddeleri sanatımıza<br />

devam ediyoruz ve devam edeceğiz<br />

efendim!”<br />

“ESKİŞEHİR’DE DEĞERLİ<br />

BİR YÖNETİM VAR!”<br />

Alkışlar kopuyor o an…<br />

Edip Beyse konuşmalarına<br />

devam ediyor, bahar mesajını vererek:<br />

“Eskişehirli dostlarımıza herkesi kucaklayabilecek<br />

bir repertuar hazırladık.<br />

Şimdi burada yıllar sonra sizlerle beraber<br />

olmanın sevincini yaşıyoruz. Eskişehir’de<br />

çoktan beridir baharlar çiçek açtı. Çünkü<br />

burada çok değerli bir yerel yönetim,<br />

başkanımız var. Ülkemizin genelinde<br />

daha demokrat, daha çağdaş, daha evrensel<br />

bir Türkiye’nin resmini çizecek bir<br />

idarenin çok olması, hele bugün birde İstanbul’da<br />

baharın çiçeklerinin açması biz<br />

sanatçıların yüreğini rahatlattı.”<br />

Ardından bütün unutulmaz parçalarını<br />

Aldırma Gönül, Güzel Günler Göreceğiz,<br />

Boşu Boşuna, Hava nasıl oralarda ve<br />

daha fazlasını birer birer seslendiriyor.<br />

Bazı anlar vardır anlatılmaz, sadece<br />

yaşanır ya!<br />

Öyle bir gün yaşatıyor bana Edip Akbayram…<br />

Bir kez daha teşekkür ediyorum sanatına,<br />

sanatçılığına ve tabi böyle değerli<br />

isimleri bizimle buluşturan Matt Organizasyon’a…


Gebe kalmak isteyen<br />

anne adayları ne yapmalı ?<br />

Eskişehir Özel Ümit Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Dilek ULUSOY<br />

“Gebelik Öncesi Danışmanlık” kavramını;<br />

sağlıklı bir gebelik süreci, sağlıklı bir<br />

anne, sağlıklı bir bebek elde etmek için<br />

gebe kalmadan önce anne adayını doğru<br />

yönlendirmek için verilen hizmet olarak<br />

tanımlıyoruz. Gebelik öncesinde annede<br />

anemi, vitamin eksikliği, bağışıklığı olmayan<br />

aşıları, kadın genital yolda yapısal<br />

bir patoloji gibi sorunların varlığının<br />

önceden tespit ve tedavisi için 3 ay önceden<br />

anne adayını görmekte fayda vardır.<br />

İLK MUAYENEDE NELER YAPILIYOR<br />

Öncelikle anne adayına bir vajinal muayene<br />

yapılarak, rahim ağzında erezyon,<br />

anormal vaginal kanama, akıntı varlığı<br />

araştırılarak gerekli tedavi uygulanır.<br />

Özellikle smear denilen rahim ağzı kanser<br />

tarama testi mutlaka yapılması lazım,<br />

çünkü rahim ağzı kanseri bin gebeden<br />

beşinde görülen bir hastalıktır. Bu nedenli<br />

gebelik oluşmadan taramasının yapılması<br />

ve varlığı durumunda gebelik<br />

oluşmadan tedavisinin yapılması önemlidir.<br />

Ultrason yapılarak rahimle alakalı gebeliğe<br />

engel olabilecek ya da gebelik<br />

oluştuğu takdirde bebeği ve anneyi sıkıntıya<br />

sokabilecek bir problem olup olmadığı<br />

araştırılır. Yumurtalıkların<br />

değerlendirilerek gebeliğe engel olabilecek<br />

herhangi bir kist/kitle varlığı araştırılır.<br />

HORMON DEĞERLERİ ÖNEMLİ<br />

Hamilelik öncesinde folik asit desteği çok<br />

önemlidir. Buna da 3 ay öncesinden başlamakta<br />

fayda vardır. Folik asit vücutta<br />

depolanmayan bir vitamin, öncelikle annenin<br />

eksikliğini tamamlamak gebe kalındığı<br />

takdirde bebeğin ihtiyacını<br />

anneden karşılayabilmesi için önemlidir.<br />

Troid bezindeki hormonal dengesizlikler<br />

gebelikte çok önemlidir, çünkü bebek ilk<br />

üç ayda kendi hormonunu üretemiyor ve<br />

anneden alıyor. Eğer annede hipotroidi<br />

mevcutsa bebeğe geçen hormon yetersizliğinde<br />

bebeğin mental/motor gelişiminde<br />

gerilikler görülebiliyor, onun için<br />

gebe kalmadan önce hormon değerlerinin<br />

istenilen seviyeye çekilmesi çok<br />

önemlidir.<br />

24<br />

ŞEKER ÖLÇÜMÜ<br />

Bir gebe adayının, daha önceki gebeliğinde<br />

şeker hastalığı, ailede<br />

şeker hastalığı öyküsü<br />

gibi sorgulanmalı<br />

gerekli görülürse gebelik<br />

öncesi şeker<br />

testi yapılmalıdır. Annenin<br />

kilosu çok<br />

önemli, BMI >25 olan<br />

kadınlarda gebelikte<br />

şeker hastalığı,<br />

hipertansiyon<br />

gelişme ihtimali<br />

artıyor.<br />

HEPATİT B<br />

Anne adayında<br />

Hepatit<br />

B antikor düzeylerine<br />

bakıyoruz<br />

yeterli<br />

değil ise gebe<br />

kalmadan<br />

önce bağışıklığı<br />

sağlamak<br />

için aşılanmasını<br />

öneriyoruz.<br />

Hebatit<br />

B aşısı gebelikte de yapılabilen bir aşı<br />

ama gebe kalmadan önce aşılarını tamamlarsa<br />

gebelikte böyle bir korku<br />

olmaz. Anne gebelik esnasında Hebatit B<br />

ile enfekte olursa doğum esnasında bu<br />

bebeğe geçiş gösterirse bebekte ciddi karaciğer<br />

rahatsızlıklarına sebep olabilir.<br />

Babada hepatit B taşıyıcılığı var ise bir<br />

risk faktörü olarak görülür ve anne gebelik<br />

esnasında aşılanabilir.<br />

KIZAMIKÇIK (Rubella)<br />

Kızamık, kızamıkçık, kabakulak bunlar<br />

canlı aşılar ve gebelik esnasında mutlaka<br />

yapılmaması ve geçirilmemesi gereken<br />

hastalıklardır. Canlı aşı olduğu için gebe<br />

kalmadan 3 ay öncesinde aşılarını tamamlamak<br />

lazım çünkü bunlar gebelikte<br />

geçirildiği takdirde bebeğe çok ciddi<br />

zarar verebilen rahatsızlıklardır. Anne<br />

adayının eğer bağışıklığı yok ise aşılarını<br />

tamamlıyoruz.<br />

KAN UYUŞMAZLIĞI<br />

Anne kan grubunun Rh negatif, baba kan<br />

grubunun:Rh pozitif olduğu durumlarda<br />

eğer bebekte kan grubu pozitif olursa<br />

gebelik esnasında herhangi bir kanama<br />

olur ve bebekten anneye bu<br />

kan hücreleri geçerse, annenin vücudu<br />

bebeği yabancı olarak algılayıp<br />

savaş açar. Böyle durumlarla<br />

karşılaşmamak için gebe kalmadan<br />

önce anne ve baba adayının<br />

kan gruplarına bakılıyor, uyuşmazlığı<br />

olanlarda gebelik esnasındaki<br />

en ufak bir<br />

kanamada uyuşmazlık<br />

iğnesi yapılıyor ki<br />

bebeğe zarar vermesin.<br />

EPİLEPSİ VE<br />

YÜKSEK<br />

TANSİYON<br />

HASTA-<br />

LARI<br />

Epilepsi<br />

hastaları<br />

hamile kalabiliyor<br />

ama kullandıkları<br />

ilaçların<br />

çeşitleri var bunlardan<br />

bazıları gebelikte kullanıldığı takdirde<br />

bebekte bir takım hastalıklara<br />

sebep olabiliyor. Doktoruna danışarak<br />

ilaçların değiştirilmesi önerilebilir, gebelikte<br />

daha kullanabilir ilaçlara geçilmesi<br />

sağlanabilir. Tansiyon da çok önemli eğer<br />

gebelik öncesinde kronik tansiyon rahatsızlığı<br />

var ise tansiyonun düzenlenmesi<br />

gerekir. Bu nedenle gebelik öncesi kardiyoloji<br />

doktoru tarafından bir muayene<br />

öneriyoruz.<br />

Eskişehir Özel Ümit Hastanesi Kadın<br />

Hastalıkları ve Doğum Uzmanı<br />

Op. Dr. Dilek Ulusoy<br />

GEBELİK ÖNCESİ DANIŞMANLIĞIN<br />

ÖNEMİ<br />

Doğurganlık çağındaki tüm kadınlarda<br />

sağlığı geliştirici rutin aktiviteler kadınların<br />

gebelik planlarının saptanmasıyla<br />

başlanmalıdır. Gebelik öncesi bakım vermenin<br />

mantığı birincil koruma uygulayabilmektir;<br />

yani ana çocuk sağlığını<br />

etkileyebilecek olumsuzlukları ortadan<br />

kaldırmak veya mümkün olan en az düzeye<br />

indirmek yoluyla gebeliğe ilişkin<br />

sorunları önlemek/ azaltmak ve dolayısıyla<br />

annenin/bebeğin daha sağlıklı olmasının<br />

başarmaktır.


Üro-Onkoloji<br />

(ÜROLOJİK KANSERLERİ TANI VE TEDAVİLERİ)<br />

Prostat Kanseri,<br />

Mesane Kanseri,<br />

Testis Tümörleri,<br />

Böbrek Kanseri,<br />

Böbrek Üstü Bezi Tümörleri,<br />

Retroperiton Tümorleri<br />

Üroloji Polikliniği<br />

0 222 335 0 335<br />

25


31 Mart seçimlerinden zaferle ayrılan Odunpazarı<br />

“Teşekkürler<br />

31 Mart’ta yapılan Mahalli<br />

İdareler seçimlerinde<br />

büyük bir başarı<br />

kazanarak yeniden Odunpazarı<br />

Belediye Başkanlığı’na<br />

seçilen Kazım Kurt, belediye<br />

önünde coşkulu bir kalabalık<br />

tarafından karşılandı.<br />

Burada yeni döneme<br />

ilişkin önemli mesajlar<br />

veren Başkan Kurt,<br />

daha önce açıkladığı 25 Vizyon<br />

Projenin hayata geçirileceğinin<br />

müjdesini verdi.<br />

Başkan Kurt, “Önümüzdeki<br />

5 yılın birlikte yönetileceği,<br />

halkla<br />

birlikte karar verileceği ve<br />

halkın düşüncelerini önemseyeceğini<br />

bir 2. Dönem olacak.<br />

Biz önümüzdeki 5 yıla<br />

bakacağız. 25 tane büyük<br />

projeyi vizyon proje olarak<br />

sunduk. Bu projeleri gerçekleştireceğiz<br />

ve kimse buna<br />

engel olamayacak” diye konuştu.<br />

Düzenlenen törenle mazbatasının<br />

alarak 2. Dönem için kolları sıvayan<br />

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım<br />

Kurt, belediye binası önünde coşkuyla<br />

karşılandı.<br />

Gerçekleştirilen kutlama törenine<br />

Eskişehir Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen,<br />

CHP Eskişehir İl Başkanı Abdülkadir<br />

Adar, CHP Odunpazarı İlçe<br />

Başkanı Rahmi Çınar, Seyitgazi Belediye<br />

Başkanı Uğur Tepe, Han Belediye<br />

Başkanı Erdal Şanlı, çok sayıda vatandaş<br />

katıldı.<br />

TEŞEKKÜRLER ODUNPAZARI<br />

Odunpazarı Belediyesi önünde gerçekleştirilen<br />

törende konuşan Başkan<br />

Kurt, “CHP seçim çalışmasında 24<br />

saat kapı kapı çalışan değerli arkadaşlarım<br />

hepiniz hoş geldiniz. Nihayet<br />

4 aylık bir seçim maratonunun<br />

sonuna geldik. Bugün mazbatalarımızı<br />

aldık. Yeni görevimize başlıyoruz.<br />

Önümüzdeki 5 yılın birlikte<br />

yönetileceği, halkla birlikte karar verileceği<br />

ve halkın düşüncelerini<br />

önemseyeceğini bir 2. Dönem olacak.<br />

Bu dönemde biz Türkiye’ye örnek olmayı<br />

hedefledik. Odunpazarı Belediyesi’nde<br />

çalışan bütün kardeşlerime<br />

teşekkür ediyorum. 5 yıl boyunca<br />

bizim yüzümüzü kara çıkarmadılar.<br />

Odunpazarı Bölgesinde çalışan CHP<br />

Odunpazarı İlçe başkanı ve yöneticilerine<br />

teşekkür ediyorum. Bizleri<br />

onurla ve gururla temsil ettiler ve<br />

birlikte çalışmanın hazzını tattırdılar.<br />

Odunpazarı Seçim Komitesinden çalışan<br />

arkadaşlarıma teşekkür ediyorum,<br />

çünkü onları organizasyonları<br />

ile bu zafer elde edildi. Odunpazarı’nda<br />

asıl teşekkürü Odunpazarı halkına<br />

ediyorum. Çünkü biz halkın<br />

ittifakı ile bu seçimi kazandık. Bizde<br />

başka ittifak yoktu. Bizde halk vardı.<br />

AKP’li olup da bize oy veren hemşehrilerimize<br />

teşekkür ediyorum. MHP’li<br />

ve İYİ Partili olup da bize oy veren<br />

kardeşlerimize teşekkür ediyorum.<br />

Bizim dışımızdaki sol ve sosyalist<br />

partilerdeki hemşehrimize teşekkür<br />

26


Belediye Başkanı Kurt’tan “Birlikte yöneteceğiz” mesajı<br />

Odunpazarı”<br />

ediyorum. Onların gayreti desteği ve çabasıyla bir halk ittifakını<br />

oluşturduk. Bu ittifak önümüz deki 5 yıl içerisinde 7<br />

artarak, gelişerek ve büyüyerek devam edecek.” dedi.<br />

BİZ SADECE GÖNÜLLERİ ÇALARIZ<br />

Bundan sonra gelecek 5 yıl içerisindeki çalışmalara odaklanacaklarını<br />

anlatan Başkanı Kazım, seçim öncesi açıkladığı 25 Vizyon<br />

Projenin hayata geçmesi için uğraş vereceklerini söyledi.<br />

Başkan Kurt; “Biz önümüzdeki 5 yıla bakacağız. Önümüzdeki 5<br />

yıl ne yapacağız. 25 tane büyük projeyi vizyon proje olarak<br />

sunduk. Bu projeleri gerçekleştireceğiz ve kimse buna engel olamayacak.<br />

Yeter ki geçtiğimiz 5 yılda ki gibi saldırılara uğramayalım.<br />

Bize saldırana bizde saldırırız ve hiç kimseden de<br />

korkumuz yok. Biz seçim süreci boyunca terbiyemizi bozmadık<br />

ve gaza gelip de bir takım şeyleri söylemedik. CHP’liler hiçbir<br />

zaman gönül çalmaktan başka bir<br />

şey çalmazlar. Biz geçmiş 5 yılda<br />

nasıl tek başımıza halkla bütünleşerek,<br />

halkla ittifak kurarak oyunu Türkiye’de<br />

en çok artıran belediyelerden<br />

biri olduysak önümüzdeki 5 yılda da<br />

aynısı olacaktır.” İfadelerini kullandı.<br />

olmayacağının da altını<br />

çizen Başkan Kurt, “Hak<br />

Hukuk ve Adalet için 500 km yolu yürümeye göze alan bir<br />

genel başkanın partisiyiz biz. Odunpazarı Belediyesi’nin Başkan<br />

Yardımcılarına ve Müdürlerine sesleniyorum. Asla çalışanlara<br />

adaletsizlik yapmayacaksınız. Adaletsiz davranan<br />

müdürün hesabını sormak benim birinci görevim. 5 yıl boyunca<br />

hiç kimsenin siyasi görüşüne müdahale etmedik. Odunpazarı<br />

Belediyesinde yasal olarak siyaset yapma hakkı olan<br />

sadece ben varım. Biz halkın yönetimiyiz. Biz 400 bin kişinin<br />

yönetimiyiz. 400 bin kişiden bir teki bile gelip de bir müdürümüzden<br />

şikayetçi olursa müdür arkadaşım kusura bakmasın”<br />

diye konuştu.<br />

Kurt’un konuşmasının ardından belediye önüne toplanan kalabalık<br />

hep birlikte seçim zaferini kutladı.<br />

ASLA ADALETSİZLİK OLMAYACAK<br />

Önümüzdeki 5 yılda Odunpazarı Belediyesi’nde<br />

asla ve asla adaletsizlik<br />

27


KEMAL DOĞULU : Stilist, Modacı, Kuaför, Dj. Kısacası on parmağında on marifeti olan bir isim.<br />

Ünlü isimle bu yılın modasından Eskişehir’e kadar herşeyi İSTİKBAL DERGİ için konuştuk.<br />

ESKİŞEHİR’DE ADETA<br />

KENDİ EVİMDE GİBİYİM<br />

Stilist, modacı, kuaför,<br />

DJ…<br />

Yok, yok yani…<br />

Kemal Doğulu’dan bahsediyorum.<br />

Kendisinin Eskişehir’de olduğunu<br />

öğrendiğim andan<br />

itibaren ortak bir arkadaşımız<br />

Emine Girgin’i arıyorum.<br />

Ortağıyla birlikte ‘Rengarenk<br />

Medya’ adında harika<br />

bir şirket kurdular.<br />

Manken ve oyuncu olmak isteyen<br />

genç arkadaşları, işin<br />

de uzman kişilerle buluşturuyor,<br />

eğitim almalarını sağlıyorlar.<br />

İsmi gibi de rengârenk bir ortamları<br />

var.<br />

Beni kırmıyor, yakından ilgileniyor<br />

ve Kemal Bey ile buluşmamızı<br />

bağlıyor.<br />

Sempre de buluşacağımızı<br />

öğrendiğim andan itibaren<br />

kalbim yerinde durmaksızın<br />

koştura koştura gidiyorum.<br />

Ben 10 dakika ya konuşur ya<br />

konuşmaz şeklinde, egosu<br />

tavan, şımarık bir kişi beklerken<br />

tam tersine sıcakkanlı,<br />

şakacı, samimi biriyle<br />

karşılaşıyorum.<br />

Kızıyorum kendime: “Yine<br />

ön yargılı davrandın!”<br />

Sandalyeyi yanına çekiyorum.<br />

Sanki yıllardan beri tanışıyoruz<br />

hissi uyanıyor o an…<br />

Konuşurken iri gözlerinin<br />

içi gülüyor Kemal Bey’in…<br />

İşte o zaman anlıyorum<br />

“İyi bir insan” olduğunu…<br />

28<br />

Kemal Doğulu’yu Eskişehir’e ne getirdi?<br />

Zaten Eskişehir’e çok sık geliyorum. Yılda 2-3<br />

defa DJ olarak çalmaya ama bu sefer ‘Rengarenk<br />

Medya’ farklı bir konsept için beni çağırdı.<br />

Benimle dört haftalığına <strong>Nisan</strong> ayı boyunca<br />

haftada bir gün model ve manken adaylarına<br />

ders vermem için anlaştı. Sağ olsunlar beni<br />

davet ettiler. Bu ikinci haftamız ve güzel gidiyor.<br />

Dördüncü haftanın sonunda bir defile var.<br />

Onun için hazırlanıyoruz son sürat…<br />

“BAŞKASI OLMA KENDİN OL!”<br />

Eskişehirli kadınlarımızı nasıl buldunuz? Güzeller<br />

mi?<br />

Yani kategorize etmiyorum. Türk kadını diye<br />

bir başlık koyabilirim. Genelde Türk kadınları<br />

başkası olmaya çalışırlar. Dolayısıyla en güzel<br />

motto Sezen’in de söylediği gibi: “Başkası<br />

olma, kendin ol. Böyle çok daha güzelsin.” Başkasına<br />

öykünmemek lazım. Moda dergilerindeki<br />

fotoğraflardan sayfalar kopartıp beni<br />

böyle yapın, işte saçla ilgili, makyajla ilgili, kıyafetle<br />

ilgili, her türlü böyle olmamalı diye düşünüyorum.<br />

“BİR İNSAN KENDİSİNİ<br />

ZAMANLA KEŞFEDER”<br />

Bir insan ‘kendisi’ nasıl olur?<br />

Zamanla… Keşfeder. Kendimi bildim bileli kendim<br />

giyinirim. O zaman dört kardeştik. Beş kardeşim<br />

şu an da ama o zaman dört kardeştik.<br />

Bir bütçemiz vardı. Hiç zengin bir aile değildik<br />

hatta. Çok küçük bütçeler vardı. Ben o zaman<br />

bile anneme derdim ki bayramlıklarım için<br />

bana kaç para ayırdın? Atıyorum 50 lira. Ver o<br />

50 lirayı bana ben gidip kendim alacağım derdim.<br />

Hiçbir zaman başkasının bana direttiği<br />

şeyi giymedim. Veya istemediğim hiçbir şeyi<br />

giymedim. Giydirmedim de… Karşımdakini beğenmediysem<br />

direk müdahale ettim. Çocukluktan<br />

beri bu huy var bende… Halalarım beni<br />

hiç sevmezler. Kaçarlar benden… (Gülüyor)<br />

Her kadın güzel midir o zaman?<br />

Kadın güzeldir. Varlık olarak güzeldir bir kere…<br />

Dünyaya gelme amacı olarak kadınlar güzeldir.<br />

Kadınlar insandır Neşet Ertaş’ın dediği gibi, biz<br />

insanoğluyuz. Kadınların çocuklarıyız biz. Kadınlar<br />

olmasa tabii insan ırkı olmazdı.<br />

“KADINLAR MUTSUZKEN<br />

KUAFÖRE GİDER”<br />

Kadınlar neden sürekli kuaförde?<br />

İstediklerini bulamıyorlar. Benim müşterilerim<br />

öyle değil. Ben bir saçı kestiğimde, boyadığımda<br />

ay da bir kere gelirler. Benim kestiğim<br />

saç fön istemez. Doğallıktan hoşlanır. Kadınlar<br />

mutsuzken çok kuaföre giderler. Atıyorum sev-


gilisi ile kocası ile kavga ederler<br />

soluğu kuaförde alırlar. Ve ben<br />

onu anlarım. Salonuma gelen bir<br />

kadın, atıyorum senin gibi bir<br />

kadın beni sarışın yap dediğinde,<br />

“ Hayırdır, ne var ne yok? İyi<br />

misin? Özel hayatında sorunlar<br />

var mı?” diye konuya direk girerim.<br />

Çünkü buradan sarıya dönmek<br />

marjinal bir karardır. O<br />

marjinallik kolay bir şey değildir.<br />

Şimdi ben seni görünce anlarım<br />

ve müdahale ederim. Çünkü<br />

onun istediğini yapsam, mutsuzluklarını<br />

ben işimle mutlu etmeye<br />

çalışırsam daha da mutsuz olurlar.<br />

O an o kararsızlıkla ben kafasına<br />

kuş da kondursam<br />

beğenmeyecek. Dolayısıyla o<br />

tarzı hissettiğim an da salondan<br />

bir çay, kahve ikram ederek geri<br />

gönderirim. Haftaya tekrar gel,<br />

aynı fikirdeysen devam edebiliriz<br />

derim. Çünkü ihale sonunda bana<br />

kalır. Kemal mahvetti saçımı olur.<br />

Benden marjinal olmaz anladığım<br />

kadarıyla… Ne olur benden?<br />

(Gülüyor) Sende dağ, kayak<br />

yapan stili var şu an üstünde…<br />

Kayağa gitmiş ya da kayaktan<br />

sonra falan gibi… Öyle bir tarz<br />

var. Normalde böyle mi giyinirsin<br />

bilmiyorum ama… Ayağındakiler<br />

kar botu. Üstündeki kar montu.<br />

Ne kaldı geriye? Kar yok sadece…<br />

(Gülüyor)<br />

“BU YAZIN MODASI MODASIZLIK”<br />

Ünlü modacıyı yakalamışken sorayım. Bu<br />

yazın modasını öğrenebilir miyiz?<br />

Bu yazın modası modasızlık… Her sezondan<br />

bir şey var. 50’lerden, 60’lardan, 70’lerden,<br />

80’lerden var. 80’lerden çok var ama 80’lerin<br />

modasını hatırlar mısınız? Korkunç rüküş, berbat<br />

vatkalar, kemerler ama bu günümüze uyarlanmış<br />

çok modern, çok cool şahane 80’ler<br />

ama dediğim gibi modasızlık moda bu sezon.<br />

Her şey var. Bir kalıba giremezsin. Şuna uyum<br />

sağlayayım desen ertesi gün değişmiş olacak.<br />

Çünkü modanın başlangıcından bu yana her<br />

şey neredeyse bu sezon da var.<br />

Ucuza da giyinilir mi sizce?<br />

Aaa, tabi ki giyinilir. Ben haftanın altı günü<br />

program zamanı televizyondayım. Ve haftanın<br />

6 günü yeni bir şey giyinmem gerekiyor.<br />

İki defa üst üste aynı kıyafeti giyemiyorsun<br />

televizyonda… Ben pahalı bir<br />

markaya da gitsem 30 bin lira da versem<br />

bir takıma bir kere giyiyorum,<br />

Zara, Bershka ya da İspanya markalarına<br />

da gitsem bir kere giyiyorum.<br />

Ona 30 bin veriyorum. Ona 300<br />

lira veriyorum. Eee, ikisini de bir<br />

kere giyiyorum. Dolayısıyla<br />

ucuza şık olmayı tercih ediyorum.<br />

Ucuza pazardan da giyinirim.<br />

İstiklal Caddesinde<br />

Terkos Pasajı vardır. Yolunuz<br />

düşerse gidin. Bütün<br />

markaların orada<br />

arızalı, küçük defolu<br />

ama hiç belli olmayan<br />

ürünleri var. Oralardan da<br />

giyiniyorum. Terkos Pasajından bir tişört alıyorum.<br />

Büyük lüks markalardan ayakkabı, pantolon<br />

alıyorum. Her yerden giyiniyorum.<br />

“SAÇTA 70’Lİ YILLAR MODASI”<br />

Bu yıl saçta moda nedir?<br />

Bakır var çok. Yoğun, volümlü dalgalı, kabarık<br />

saçlar, saçta 70’ler var özellikle… En güzel<br />

dönem saç için 70’lerdir. Güzel volümlü dalgalar,<br />

arada hafif halyan balyajlar, bakırlar. Doğal<br />

ve kabarık yani salıyorsun saçlarını… Allah ne<br />

verdiyse şeklinde ki bence en güzeli o. Çünkü<br />

ben kestirttiğim saçlara fön çektirtmem. Yıkayın<br />

çıkın derim. En güzeli de o olur zaten…<br />

TV 8’de izledik sizi en çok… Bir stil programının<br />

jüri üyesiydiniz. Modaya dair çok şey<br />

de öğrendik.<br />

Evet, öğrettik öğrettik, yeter artık. Şimdi başka<br />

şeyler yapıyorum.<br />

Yeni projeler var mı?<br />

Var.<br />

“ESKİŞEHİR’DE KENDİ<br />

EVİMDE GİBİYİM”<br />

Eskişehir’i beğendiniz mi?<br />

Çok beğeniyorum. Sıklıkla geliyorum.<br />

Kız kardeşim burada okudu.<br />

Moda Tasarımı. Sanki kendi evimdeymişim<br />

gibi biliyorum. Gençler<br />

zaten benim kitlem. Bende gencim.<br />

Enerjileri uyuşuyor. Mekanlar<br />

güzel. İdeolojik olarak uygun.<br />

Dolayısıyla Eskişehir’i burada olmayı<br />

seviyorum. Sıklıkla geliyorum.<br />

“EYVAH KEMAL MUTFAKTA”<br />

YENİ SEZONDA”<br />

Öğrenebilir miyiz?<br />

Modayla ilgisi yok. Hiç ilgisi yok.<br />

İstemiyorum. Bana çok teklif<br />

geldi iki sezondur moda programı<br />

ama ben artık onun altından stiletto,<br />

file çorap, deri ceket falan<br />

yeter. Nereye kadar? 5 yıldır<br />

zaten aynı şeyleri söyledik. Öğrettik<br />

de fark ettik de… Fakat<br />

bitti. Ama ben artık onun altına<br />

o olmuş mu bunun altına bu olmamış<br />

demek istemiyorum. Ben<br />

şef standardında yemek yapıyorum.<br />

Baya büyük yemek yapıyorum.<br />

Belli bir format yazdım,<br />

kendim yazdım. “Eyvah Kemal<br />

Mutfakta” Görüşmeler devam<br />

ediyor. Yeni sezonda görüşürüz.<br />

Formatı çok komik ve çok eğlenceli.<br />

Sadece ismini veriyorum. İzleyen<br />

herkes kahkahalara<br />

boğulacak.<br />

Kadınlarımıza mutluluğun sırrını söyler misiniz?<br />

Mutluluğun sırrını cevaplayacak kişi çok mutludur<br />

eminim. (Gülüyor) Mutlu olmanın sırrını<br />

bilmiyorum ama mutsuzluğun sırrını biliyorum.<br />

O da herkesi mutlu etmekten geçer. Dolayısıyla<br />

herkes kendi fikri, kendi iradesiyle, başkasının<br />

güdüsü altında kalmadan yanlış da olsa<br />

kararı doğru da olsa devam etmeli. Ben 17 yaşından<br />

beri aktif olarak çalışıyorum. Çok kararlar<br />

sayesinde bugün buradayım. Yarısı yanlış<br />

karardı benim için.<br />

“İŞİM SAYESİNDE ÜNÜM OLDU”<br />

Stil programı yanlış bir karar mıydı peki?<br />

Hayır, o doğru bir karardı. Zaten ben o koltuğa<br />

işim sayesinde oturdum. İnsanların<br />

genelde ünü sayesinde işi<br />

olur benim işim sayesinde<br />

ünüm vardı. Dolayısıyla ilk tercih<br />

bendim. Oturdum da pişman<br />

değilim. Zaman zaman<br />

tabi ki yorgunluklarım, pişmanlık<br />

sandığım anlarım<br />

oldu ama tabi ki<br />

pişman değilim. İşimin<br />

getirisi olarak o<br />

koltuğa oturdum ve<br />

hakkını da verdiğimi<br />

düşünüyorum.<br />

Çok teşekkür ediyoruz<br />

Kemal Bey…<br />

Asıl ben teşekkür ederim.<br />

Başarılar dilerim.<br />

29


Yeniden seçilerek 4. Kez<br />

Girdiği her seçimden oylarını artırarak<br />

çıkmayı başaran Tepebaşı Belediye Başkanı<br />

Ahmet Ataç, 31 Mart seçimlerinde<br />

de büyük bir başarıya imza attı. 31 Mart Yerel<br />

Seçimleri’nin ardından mazbatasını alan Başkan<br />

Ataç, Tepebaşı Belediyesi Hizmet Binası<br />

önünde çok sayıda yurttaş tarafından coşkuyla<br />

karşılandı.<br />

Adeta sevgi seli altında bir konuşma yapan<br />

Başkan Ataç yeni döneme ilişkin önemli mesajlar<br />

da verdi. Ataç; “Önümüzdeki 5 yılda Tepebaşı’nda<br />

gelişmeler, yenilikler devam edecek.<br />

Siz bize desteğinizi verdiniz, elimizden gelen<br />

projeleri yapacağız” diye konuştu.<br />

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde Eskişehirlilerin<br />

güvenini tekrar kazanarak, tekrar başkan<br />

seçilen Ahmet Ataç, mazbatasını da<br />

alarak 4. Kez görevine başladı. Başkan Ataç,<br />

mazbatasını Tepebaşı İlçe Seçim Kurulu Başkanı<br />

Hâkim Halil Taşlıgedik'ten aldı.<br />

ADLİYE ÖNÜNDE DE COŞKU VARDI<br />

Mazbatasını diğer CHP’li Başkanlar Yılmaz Büyükerşen<br />

ve Kazım Kurt ile birlikte alan Ataç<br />

ve CHP’li heyete Adliye önünde toplanan vatandaşlar<br />

yoğun ilgi gösterdi.<br />

Tepebaşı Belediyesi Hizmet Binası’nda da düzenlenen<br />

törende, çok sayıda yurttaş ve belediye<br />

çalışanı Başkan Ataç’ı coşkuyla karşıladı.<br />

Buradaki törene, Eskişehir Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Büyükerşen, Han Belediye Başkanı<br />

Erdal Şanlı, CHP İl Başkanı Abdulkadir<br />

Adar ve Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç ile<br />

Tepebaşı Belediyesi Meclis Üyeleri de katıldı.<br />

30<br />

SEVGİ SELİ ALTINDA KARŞILANDI<br />

Mazbata törenin ardından 4. Kez seçildiği Tepebaşı<br />

Belediyesi için<br />

hizmet binasına gelen<br />

Başkan Ahmet Ataç, burada<br />

sevenleri tarafından<br />

alkışlarla ve şarkılarla<br />

karşılandı. “Heyet Tepebaşı’nda”<br />

sloganının ortaya<br />

çıkaran mesai<br />

arkadaşları tarafından<br />

sevgi seli altında karşılanan<br />

Ataç’a vatandaşlar<br />

da destek vererek, seçim<br />

zaferini kutladı.<br />

Başkan Ataç, kendisini hizmet binası önünde<br />

şarkılarla karşılayan topluluğa yaptığı konuşmasında;<br />

“Biliyorsunuz son 3 ay hepimiz için<br />

çok yoğun geçti. Herkesin o kadar çok alın teri<br />

var ki! Bu başarıyı hep birlikte elde ettik.<br />

1999’dan beri Eskişehir tercihini hiç değiştirmedi.<br />

Neticede 3 belediye başkanını da Cumhuriyet<br />

Halk Partisi’nden seçerek,<br />

Eskişehir’deki düşüncenin ne olduğunu anlattılar.<br />

Bizim siyasi partilerin seçmenleriyle hiç<br />

sıkıntımız yok. Bizim derdimiz<br />

bu ülkeyi iyi yönetemeyenlerle.<br />

Bu ülkeyi<br />

iyi yönetseler desteğimizi<br />

onlara veririz. Ama<br />

maalesef iyi yönetemiyorlar.<br />

Yerel seçim olmasına<br />

rağmen, insanların<br />

düşüncelerinin ne kadar<br />

değiştiğini açıkça gördük.”<br />

dedi.<br />

TEPEBAŞI DAHA DA<br />

GELİŞECEK<br />

Örnek alınan ve Avrupa’dan<br />

da takdir gören<br />

projelerin yeni dönemde<br />

de devam edeceğinin<br />

müjdesini veren Tepebaşı<br />

Belediye Başkanı<br />

Ahmet Ataç, yeni dönemde<br />

daha gelişmiş bir<br />

Tepebaşı ortaya çıkarmak<br />

için çalışacaklarını<br />

söyledi. Ataç, “Önümüzdeki<br />

5 yılda Tepebaşı’nda<br />

gelişmeler,<br />

yenilikler devam edecek<br />

arkadaşlar. Siz bize desteğinizi<br />

verdiniz, elimizden<br />

gelen projeleri yapacağız. Burada çalışma<br />

arkadaşlarımız var. Her yerde onlardan iftiharla<br />

söz ediyorum. Çünkü Tepebaşı Belediyesi’nin<br />

başarısı varsa, el birliğiyle oluyor.<br />

Muhtarlarımız var, kazandıkları için kutluyorum.<br />

Bu seçimin son 1 ayında bizi karalamak<br />

için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Eskişehir<br />

halkı Allah’tan bizi çok iyi tanıyor. Bizim ne<br />

kadar demokrat, laik, cumhuriyetini, Ata’sını<br />

seven insanlar olduğumuzu net biliyorlar. Eskişehir<br />

halkı o kadar güzel bir cevap verdi ki


göreve gelen Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a sevgi seli<br />

başka bir şey söylemeye gerek yok. Emeğinize,<br />

alın terinize çok teşekkür ediyorum.<br />

Bu sevgi başka sevgi. Bu sevgi hiç<br />

bitmeyecek arkadaşlar. Hepinize sağlık,<br />

mutluluk, huzur barış içinde bir Türkiye<br />

diliyorum” dedi.<br />

TEPEBAŞI ESKİŞEHİR’İN PARLAYAN<br />

YILDIZI<br />

Belediye önündeki coşkuya katılarak<br />

Ahmet Ataç’ı yeni dönemi için kutlayan<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’de<br />

Tepebaşı’nın parlayan bir<br />

yıldız olduğunu dile getirdi.<br />

Başkan Ataç’ın ardından bir konuşma<br />

yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.<br />

Dr. Yılmaz Büyükerşen hizmet binası<br />

önünde toplanan vatandaşlara hitap<br />

ederek “Çok değerli Tepebaşı sakinleri.<br />

Sakin demek belki yanlış olur, aslında sizler<br />

içinizde büyük bir dinamizm taşıyorsunuz.<br />

Kararlılığınızı ortaya<br />

koyuyorsunuz. Aynı zamanda en iyiyi<br />

seçme niteliğinizin ne kadar yüksek olduğunu<br />

gösteriyorsunuz. Tepebaşı Belediye<br />

Başkanlığı için sevgili kardeşim<br />

Ahmet’i ve partinin<br />

listesinde gösterdiği<br />

meclis üyelerini seçtiniz. Sağ olun<br />

var olun bu seçiminizden dolayı. Tepebaşı<br />

Eskişehir’in gelişen yüzlerinden bir<br />

tanesi olan bir tanesidir, parlayan bir yıldızdır.<br />

Sürekli gelişmeye devam ediyor.<br />

Eskişehir her gün bir sıçramayla devam<br />

edip gidiyor. Tepebaşı halkının ayrıcalığı<br />

da var; her şeyin en iyisini en güzelini istiyor.<br />

Bunun için sizi ayrıca kutluyorum.<br />

Tepebaşı’nın bu güne kadar olduğu gibi<br />

bundan sonra da başarılı olacağına inanıyorum.<br />

Hayırlı uğurlu olsun. Güzel bir 5<br />

yıl, pırıl pırıl bir 5 yıl diliyorum. Kış mevsiminde<br />

bile bahar olan bir şehir olacaksınız”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Belediye binası önünde düzenlenen<br />

tören, çektirilen hatıra fotoğrafı ile son<br />

bulurken Başkan Ataç; Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i,<br />

Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı’yı,<br />

CHP İl Başkanı Abdulkadir Adar ve Tepebaşı<br />

İlçe Başkanı Atilay Dalgıç ile Tepebaşı<br />

Belediyesi Meclis Üyelerini<br />

makamında ağırladı.<br />

31


Mayıs ayı burçlarının<br />

Ünlü Astrolog<br />

Burcu Pamuk’tan<br />

GÖKYÜZÜ YORUMU<br />

Yeni bir aya giriş yaptığımız şu günlerde beklentilerimiz, heyecanlarımız, umutlarımız da artıyor.<br />

Ünlü Astrolog Burcu Pamuk, Mayıs ayının enerjisini siz <strong>İstikbal</strong> okuyucularımız için değerlendirdi.<br />

Mayıs ayı doğumlu Boğa burçlarına da doğum günü hediyesi vererek aylarını derinlemesine<br />

inceleyen Pamuk, “Mayıs ayına harika bir enerji ile başlıyoruz” açıklamasında bulundu.<br />

Merhaba sevgili okuyucularım,<br />

Mayıs ayına harika bir enerji ile başlıyoruz. Bahar bayramı ile beraber<br />

bir ‘Yeni Ay’ gerçekleşiyor ve toprağın, doğanın bereketi ve<br />

muazzam enerjisi bizlere yansıyor. Bu ay sizlere gökyüzündeki<br />

iki önemli yıldızın ay ile kavuşum anlarında yaydıkları güzel<br />

enerji zamanlarını yazdım. Bol bol dilek ve dua için oldukça<br />

önemlidir bu vakitler. Şimdiden şifa ve katkı olsun dilerim.<br />

5 Mayıs BOĞA BURCUNDA YENİ AY - HIDIRELLEZ (BAHAR<br />

BAYRAMI)<br />

Baharın gelişi ve doğanın yeniden hareketlenip canlanması insanlar<br />

tarafından bayram coşkusu ile her sene kutlanmaktadır.<br />

Dilekler tutulur ve şenliklere katılınır. Yeni aylar ise hayatımızda<br />

yeniliklere ve başlangıçlara odaklanmamız için muazzam bir<br />

enerjidir. Boğa Yeni Ay’ı toprağa yeni ekinler eker gibi kalbimize<br />

en güzel niyetlerle tohumlar atmamızı bekliyor. Ay; kalıcılık<br />

ve sabır sebat gezegeni Satürnden ve hayallerimizi, sezgilerimizi<br />

yöneten Neptünden olumlu açılar almakta. Hayallerin<br />

gerçeğe evrilmesini anlatan bu gün oldukça<br />

özeldir. Kalıcı başlangıçları anlatır. Menkar yıldızı ile kavuşumda<br />

olması ise hayal ve gerçek arasında dengeli<br />

bir ruh halinde olmamızı anlatıyor. Bilinçaltımızın<br />

oyunlarına gelmemeliyiz. Kontrol bizde olmalı.<br />

Ruhta açılan her yara, bedenimize yansıyan bir hastalık<br />

olarak kendini gösterebilir. Bugün meditasyon,<br />

yoga, ilahi bağlantı ile dua pozisyonunda olmak gerekir.<br />

Boyun, boğaz rahatsızlıkları ve baygınlık enerjileri<br />

aktiftir, dikkat edilmelidir. Boğa, Başak, Oğlak, Aslan,<br />

Akrep, Kova en çok etkilenenlerden olacaktır.<br />

32<br />

9 MAYIS – Ay ve Sirius Yıldızıkavuşumdalar<br />

(09.44 – 11.35 saat aralığı )<br />

Güneş’ten sonraki gökyüzündeki en<br />

parlak yıldızdır. Antik Mısır’ın kutsal<br />

yıldızı Siriusdur. Kuran-ı Kerimde<br />

de şira olarak adı geçen<br />

bu kutsal yıldız çok güçlü bir<br />

etkiye sahiptir. Bu vakitte<br />

ay ile kavuştuğunda atılan<br />

küçücük bir adım, niyet,<br />

dua ve dilek büyük sonuçlara<br />

ve mucizelere götürebilir.<br />

İtibar, bolluk, bereket<br />

getirir. Kadersel eşimizi<br />

anlatan Juno astreodi ve<br />

kadersel etkiler yaratan<br />

kuzey ay düğümü de bu kavuşuma<br />

eşlik edeceklerdir. Evlilik, ilişkiler adına kaderimiz için en<br />

iyi olanı dilemek, hayatımıza eşlik edecek kişiyi en kısa zamanda<br />

çekmek için ilahi bağlantı kurup dileklerimizi yazılı veya sözlü belirterek<br />

niyet edebiliriz<br />

26 MAYIS Ay ve Fomalhaut yıldızı kavuşumdalar (17:56 -<br />

20:20 saat aralığı)<br />

Fomalhaut, Simyanın yıldızdır. Yüksek ahlak isteyen çok derin bir<br />

Okült Yıldızdır. Rüyaları, Öngörüyü, Şifayı ve ilahi bağlantı kurmayı<br />

anlatır. Bu vakitte ay ile kavuştuğunda ise etik, ahlaklı ve<br />

hak edişimiz olduğunu düşündüğümüz şeyleri dileyebilir.<br />

Evrenden hakkımızı talep edebiliriz. Hastalığı<br />

olanlar şifa dileyebilirler.<br />

19 MAYIS Akrep burcunda Dolunay<br />

Dolunaylar çoğunlukla Yeni Ay’da ektiklerimizi<br />

biçme zamanıdır. Geriye dönüp 5<br />

Mayıs Yeni Ay zamanı neler yaşadığımıza<br />

bir göz atabiliriz. Neyi başlattınız, ne için<br />

ve ne niyetle adım attınız? İyi veyahut<br />

kötü ne ekildiyse o biçilecektir. Hayatımızda<br />

bizi eksilten, bize yaramayan<br />

enerjileri bırakmak içinde uygun bir zamandır.<br />

Akrep enerjisi bizi şüpheci, sorgulayan<br />

ve fazla araştıran bir vaziyete<br />

yönlendirebilir. Aklın gezegeni Merkür ile<br />

olan karşıt açısı ise sezgilerde yanılma, fikir<br />

çatışmaları, kafamızı bulandıran bazı konulara<br />

sebep olabilir. Duygu ve mantık çatışmaları. Bırakılması<br />

gerekenleri bırakamamak.<br />

Akrep, Yengeç, Balık, Kova, Aslan,<br />

Boğa en çok etkilenenlerden<br />

olacaktır.<br />

KOÇ : ( 21 Mart<br />

– 20 <strong>Nisan</strong> )<br />

Mayıs size bolluk<br />

ve bereketi<br />

ile geliyor.<br />

Zam, terfi, iyileştirme<br />

alabilirsiniz.<br />

Finansal ve kişisel<br />

anlamda kendinizi özgüvenli<br />

ve rahat hissedeceğiniz<br />

bir dönemdir.<br />

Kişisel motivasyonunuz<br />

ve öz değeriniz ile par-


larsınız. 18 Mayısa kadar Ticari anlaşmalar için de uygun zamandır.<br />

Yakın çevreniz ve aileniz ile fikir çatışmaları yaşayabilirsiniz.<br />

19 Mayıs sonrası Sağlık, Para ve Aile temalarında bir takım krizler<br />

oluşabilir.<br />

BOĞA : (21 <strong>Nisan</strong> -20 Mayıs ) Sizler için yenilenme<br />

ve kendinizi baştan yaratma zamanı. Bahar’ın<br />

uyanışı ile sizin de hayata dair bir çok<br />

uyanış ve farkındalık yaşadığınız zamandır.<br />

Yeni iş, aşk ve hobiler sizi bekler. Alışveriş yaparken<br />

ve araba kullanırken dikkatli ve yavaş<br />

olunuz, acele reaksiyonlar için sizi uyarmalıyım. 19<br />

Mayıs ve sonrası evli ve ortak iş yapanlar için bazı sert enerjiler<br />

aktif olacak. Fikir çatışmaları yaşayabilirsiniz. Acele kararlar almamakta<br />

fayda var.<br />

İKİZLER : (21 Mayıs – 29 Haziran) Ayın en<br />

içsel devrimcisi ilan edilebilirsiniz. İç motivasyonunuz<br />

harikadır. Yaratıcılık, sanatsal kabiliyetler<br />

parlar ve keşfedilir. Rüyalarınız mesajlıdır,<br />

sezgileriniz nokta atışı yapar. İlahi bağlantınız<br />

ve dua kapıları size açıktır. Dileyin ve olsun. Eyleme<br />

geçmek için ise 16 Mayısa kadar temkinli<br />

davranın. Duygu ve mantığı harmanlayıp harekete geçin. Hayalinizdeki<br />

aşk 17-18 Mayısta karşınıza çıkabilir. 19 Mayıs sonrası ise<br />

Sağlık, İş ve Ev içi konularında bazı sert gündemler oluşabilir.<br />

YENGEÇ : (21 Haziran – 22 Temmuz ) Ayın en<br />

sosyali, aktifi ve halk kahramanı olabilirsiniz.<br />

Arkadaşlar hayatınızdaki birçok yeniliğe vesile<br />

olabilir. O kadar canlı ve kalabalık bir aydır ki<br />

girdiğiniz ortamlarda bir arkadaş vesilesi ile birisi<br />

ile tanışır ve aşık olabilirsiniz, tesadüfen iş<br />

ortaklığı yapacağınız kişi ile tanışabilirsiniz. Enerjiniz<br />

kalabalıklar içerisinde dikkat çekecektir. Bilinçaltında<br />

eskiye dair bazı pürüzler size rüyanızda kâbus olarak tezahür edebilir.<br />

Geçmiş ile yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz. 19 Mayıs ve sonrası<br />

aşk trafiğiniz biraz stresli ve kararlar almanıza sebep olabilir.<br />

ASLAN : (23 Temmuz – 23 Ağustos ) Kariyer<br />

dediniz mi Mayıs ayında aklınıza Aslanlar gelsin.<br />

Terfiler, onore edilmeler. Çabalıyorum ama<br />

görülmüyor dediğiniz tüm eylemleriniz fark<br />

edilebilir. Yeni iş teklifleri, toplumda yer edindiğiniz<br />

yeni bir alansizi bekler. Aynı iş yerinden bir<br />

kişi ile ilişkiye başlayabilirsiniz. Ayın ortasına<br />

kadar bazı arkadaşlarınızla anlaşmazlılar yaşayabilirsiniz. 19 Mayıs<br />

ve sonrası ise Ailenizde, evinizde bazı anlaşmazlıklar, tadilatlık durumlar<br />

oluşabilir.<br />

BAŞAK : (24 Ağustos – 23 Eylül ) Seyahatler,<br />

seyahat planları, yeni eğitimler sizi bekler. Kendinizi<br />

uluslararası platformlarda göstermeniz<br />

için harika bir zaman. Sosyal medyanın gücünden<br />

yararlanın ve kendinizi alanınızda insanlara<br />

tanıtın. Yolculuklara çıkabilir ve gittiğiniz yerde bir<br />

aşk sürprizi ile karşılaşabilirsiniz. Yabancı bir kişi ile<br />

flört edebilirsiniz. 17-18 Mayıs aynı alanda eğitim aldığınız bir kişi<br />

ile beklenmedik bir beraberlik başlayabilir. İş ve arkadaşlar konusunda<br />

tahammülsüzsünüz, sakin olun, pire için yorgan yakmayın.<br />

19 Mayıs ve Sonrası kardeşler ve yakın çevre ile gerilim artabilir.<br />

TERAZİ : (24 Eylül – 23 Ekim ) Uzun zamandır<br />

beklediğiniz finansal destek gelebilir. Eşiniz<br />

işinde zam, terfi alabilir. Miras davanız varsa<br />

lehinize sonuçlanabilir. Maddi anlamda dışarıdan<br />

katkı alacağınız bir dönemdir. Sağlık ile ilgili<br />

problemler varsa sıkıntı azalır, iyileşme<br />

süreci hızlanır. Ameliyatlık bir durum varsa 19 Mayısa<br />

kadar olunmalıdır. Dolunay enerjisi cerrahi operasyonlar için<br />

iyi değildir. Eğitiminizde ve kariyerinizde ani kararlar almamalısınız.<br />

19 Mayıs ve sonrası harcamalarınıza ve alışverişlerinizde güvenirlik<br />

detayına (özellikle online alışverişlerde) dikkat ediniz.<br />

AKREP : (24 Ekim – 22 Kasım ) Ayın en evlilik<br />

enerjisinde olanları sizlersiniz. Evlilik teklifi, evliliğe<br />

giden yolda yeni adımlar, iş ve ortaklık teklifleri<br />

, yeni anlaşmalar olasıdır. Evli iseniz çocuk<br />

yapma kararı alabilirsiniz. Sağlığınıza dikkat etmelisiniz<br />

özellikle 16 Mayısa kadar beden ve ruh<br />

sağlığınıza önem verin. Sıkıntı yaşadığınız bir durum<br />

varsa kontrollerinizi aksatmayınız. 19 Mayıs ve sonrası ilişkinizde<br />

ben/sen çatışmaları yaşanabilir. İş ortağınız ve eşiniz sizi anlamayabilirler.<br />

Bazı konuları kafaya takıp içselleştirip içinize atmaktansa<br />

sakince konuşup aydınlığa kavuşturabilirsiniz konuyu.<br />

Sezgileriniz her zaman doğru çıkmayabilir.<br />

YAY : (23 Kasım – 21 Aralık ) Enerjinizi spora,<br />

sağlıklı beslenmeye ve arı gibi çalışmaya adayacağınız<br />

bir aydır. Daha güzel görünmek ve sağlıklı<br />

yaşam kararları alırsınız. Taşınabilirsiniz,<br />

yeni ev planları yapabilirsiniz. Eşyaların yeri değişir,<br />

iş değişikliği veyahut terfi alabilirsiniz. Hizmet<br />

kapasiteniz en üst oktavdadır. Çabanız görülür<br />

ve takdir edilir. Yalnız iseniz çalışma arkadaşınızın size ilgisi olduğunu<br />

fark edebilir ve sürpriz bir aşka yaşayabilirsiniz. Evli iseniz<br />

19 Mayıs sonrası fikir çatışmalarına, ego savaşlarına dikkat edin.<br />

Bilinçaltınız sizi yanıltabilir, sağlığınıza yansıyan stres kaynaklı<br />

problemler yaşayabilirsiniz.<br />

OĞLAK : (22 Aralık – 21 Ocak ) Ayın en aşığı siz<br />

olabilirsiniz. Özellikle 17-18 Mayısta aniden âşık<br />

olma enerjiniz tavandır. Ay boyunca en eğlenceli,<br />

en yaratıcı ve en çılgın karakteriniz devreye<br />

girer ve çevrenizdekileri şaşırtabilir. Aşka aşık<br />

olduğunuz için tüm yaşam ile barışık olduğunuz,<br />

içsel çocuğunuzun ise en şımarık olduğu bir dönemdir.<br />

Abartın, çoğaltın ve kendinizi parlatın. Bireysel olarak hayattan<br />

tatmin olduğunuz fakat arkadaşlarınızı veyahut<br />

sorumluluklarınızı biraz unuttuğunuz bu süreçte mantığınızı devreye<br />

sokmanın tam zamanıdır. 16 Mayıs sonrası evli ve iş ortağı<br />

olan Oğlaklar ne dediklerine dikkat etmeliler. Kapıyı çarpıp gitme<br />

enerjiniz aktiftir.<br />

KOVA : (21 Ocak – 18 Şubat ) Ailecek güzelleştiğiniz,<br />

yenilendiğiniz ve her şeyi yoluna<br />

koyduğunuz bir dönemdir. Gayrimenkul için<br />

olumlu zamandır. Ev alma- satma meseleleri<br />

gündemdedir. Doğduğunuz topraklardan, aynı<br />

kültürde olduğunuz birileri ile tesadüfen bir<br />

enerji çekimi yaşar birbirinizi bulursunuz ve sürpriz<br />

bir aşk doğabilir. Eşzamanlılık ile farklı enerjilere akabilirsiniz.<br />

İletişim kurarken daha sakin ve düşünceli davranmalısınız. Bilhassa<br />

kariyer yaşamınıza ve 19 Mayıs sonrası gelişen olaylara dikkat<br />

edin. Manipüle edici olaylara maruz kalabilirsiniz. Sakin olun ve<br />

pes etmeyin.<br />

BALIK : (19 Şubat – 20 Mart ) Seyahatler çekiyor<br />

içiniz ve Mayıs ayı gitmek, gezmek ve öğrenmek<br />

istiyorsunuz. Gittiğiniz yerde âşık<br />

oluyorsunuz ve belki de seyahat için gidip sonrasında<br />

oraya yerleşme kararı alıyorsunuz. Ayın en<br />

gezgini de sizsiniz sevgili balıklar. Bir konuşuyorsunuz<br />

ve karşınızdakileri büyülüyorsunuz. Yeni tanıştığınız<br />

ve çalışma ortamınızdaki kişiler ile iletişimde bir<br />

numarasınız. Fakat zaman zaman aileniz ile ve varsa ilişkinizde<br />

bazı kırıcı yaklaşımlar sergileyebilirsiniz. Eşinizin ailesi ile gerginlikler<br />

yaşanılabilir. Eğitim planlarınız aksayabilir.<br />

33


Eski tadı, havası, ahengi kalmayan, alternatif ulaşım<br />

araçlarının zaafa uğrattığı OTOGAR, azalan yolcusu ve kapanan<br />

işyerleriyle o eski günleri aratır bir görüntüye büründü<br />

Otogar : ADETA<br />

VEDA EDER GİBİ...<br />

Kavuşmanın sevinci de ayrılığın hüznü de hep orada yaşanırdı. Günün her saati yaşayan<br />

tek yerdi otogar. Şu sıralar büyük bir sessizliğin hakim olduğu bir yer haline geldi.<br />

kadın geçiyor önce elindeki valizi telaşla<br />

Birsürükleyerek…<br />

Yalnız, sinirli, yüzündeki çizgilere bakınca sitemkâr…<br />

Saçlarının telleri ise her şeyi anlatıyor aslında…<br />

Belli belirsiz bir toka ile atkuyruğu yapmasından belli<br />

oluyor.<br />

Valizinin içine<br />

sıkıştırdığı eşyaları bir<br />

yandan sürmeye<br />

çalışırken bir yandan da<br />

otobüs saati için endişe<br />

ediyor.<br />

Sık sık kolundaki saate<br />

bakmasından anlıyorum.<br />

Kafamı diğer tarafa çeviriyorum<br />

ki…<br />

Eşiyle birlikte koştura<br />

koştura peron arayan<br />

çekirdek bir aile gözüme<br />

çarpıyor.<br />

Minik oğulları arkadan<br />

onların hızına yetişmeye<br />

çalışıyor.<br />

Yorgun gibi…<br />

Öyle bedensel bir yorgunluk değil ama…<br />

Biraz önce annesi ile babası kavga etmiş olmalı…<br />

Karşıya dönüyor sonra başım…<br />

Otogarın içerisine yerleştirilen kırmızı koltukların üzerinde<br />

sabahlamış şu adını bilmediğim evsiz yine…<br />

Düzenli bir hayatı<br />

olsa, öyle sırtı<br />

ağrıyarak uyanmazdı<br />

sürekli…<br />

Yan taraftan gelen<br />

gürültü dikkatimi<br />

çekiyor.<br />

Şu gençler yok mu, şu<br />

gençler?<br />

Üniversiteye giderken<br />

ne çok heyecanlılar…<br />

Erkenden geliyorlar<br />

otogara…<br />

Bekliyorlar gidecekleri<br />

aracı uzun uzun…<br />

Eeee ne de olsa koca<br />

bir dönem gelmeyecekler,<br />

bırak tadını<br />

çıkarsınlar gençliğin!<br />

34<br />

RÖPORTAJ<br />

Ali Naki Erdoğan


Hepsinde ayrı bir telaş, hepsinde ayrı bir yolculuk, hepsinde<br />

ayrı bir hikaye…<br />

Ne ayrılıklara, ne hüzünlere, ne kavuşmalara şahit oldum<br />

der gibi bakıyor duvarlar sanki yüzüme…<br />

Gün içerisinde binleri uğurlayan, binlerin hikayesine ortak<br />

olan ‘Otogar’…<br />

Eski tadı kalmamış ama…<br />

İçeriye girdiğin andan itibaren yanına gelen, “Ablacım yolculuk<br />

nereye? Gel cam kenarından yerini vereyim’ ile<br />

başlayan o uğultu yavaş yavaş kendini sessizliğe bırakmış…<br />

O kargaşadan, gürültüden eser yok.<br />

Adımını attığın gibi o hüzünlü kokuyu ciğerlerinde<br />

hissediyor insan…<br />

Etrafımı şöyle bir izliyorum.<br />

Binlerce hikâyeye tanıklık etmiş o koku burun direklerimi<br />

sızlatıyor.<br />

Bilmene gerek yok üstelik yaşanmışlıkları…<br />

Yerlere baksan, kaybolmaya yüz tutan ayak izlerini<br />

görürsün.<br />

Otogarın<br />

içerisinde gezerken<br />

birer birer<br />

kepenklerini indiren<br />

yazıhanelere baka<br />

baka geçiyorum.<br />

Buzlu Turizm Genel<br />

Müdürü Bilgin Çıldır :<br />

“HIZLI TRENLE<br />

REKABET ETME<br />

GÜCÜMÜZ YOK”<br />

15- 16 tanesinin ise kapandığını söylüyor.<br />

Konuyu teknolojiye getiriyorum.<br />

“HIZLI TRENLE REKABET ETME LÜKSÜMÜZ YOK”<br />

Her şeyi esir alıp tükettiği gibi otogarı da teslim aldığını<br />

anlatıyorum ve konuya şöyle bağlıyorum: “Hızlı tren de<br />

sizi etkiledi sanırım…”<br />

Kafasıyla onaylıyor sözlerimi:<br />

“Hızlı tren bizi çok etkiledi. 1 adet hızlı tren 30 adet otobüs<br />

yolcusunu bir seferde taşıyabiliyor. Devlet fiyatları da<br />

bizim sektörümüze göre daha düşük tutuyor. Bizim de onlarla<br />

bir rekabet etme lüksümüz olamaz. O yüzden<br />

fazlasıyla etkiliyor.”<br />

Şu kapitalizm ne garip şey diyorum kendi kendime!<br />

Kimisine yapay mutluluklar sağlarken kimisini ise tamamen<br />

yok ediyor:<br />

“Ayakta durabilmek için yaptığınız kampanyalar var mı?”<br />

diye sohbeti sürdürüyorum.<br />

Kısa bir düşünüyor ve devam ediyor:<br />

“Yaptığımız kampanya şu anda çok fazla düşük sayıda sefer<br />

düzenliyoruz. Fiyatlarımız zaten oldukça makul. Geçen<br />

sezon İstanbul’a 60- 65 liraya yolcu taşırken şimdi 40- 45<br />

liraya kadar yolcu taşıyoruz. Bu fiyat politikamız bütün seferlerimizde<br />

geçerli. Ekonomik şartlardan dolayı günde 11,<br />

12 sefer düzenliyoruz. İstanbul seferi yaparken şimdi bu<br />

sayıyı kendi imkanlarımız doğrultusunda 5-6 sayıya<br />

düşürdük.”<br />

“İNSANLAR EVDEN DIŞARI ÇIKMAK İSTEMİYOR”<br />

O şaşalı otogar günlerini özleyip özlemediğini soruyorum.<br />

Hüzünle karışık yanıtlıyor: “ İnsanların da ekonomik durumu<br />

belli. İnsanlar bırakın seyahat etmeyi evden dışarı<br />

çıkmak istemiyor.”<br />

“Eskiyi özlüyor musunuz?” diyorum…<br />

Kısa ve öz yanıt veriyor: “Mutlaka...”<br />

yanına uğruyorum.<br />

Buzlu Turizmin<br />

Genel Müdürü Bilgin<br />

Çıldır’ın<br />

“ÜLKENİN DURUMUYLA EŞ DEĞER”<br />

Sektörün durumu içeriye girdiği andan itibaren kendini hissettirse<br />

de formaliteden soruyorum işte…<br />

O da kapanan dükkanlara baka baka anlatıyor:<br />

“Sektörün durumu ülkenin durumuyla eş değer vaziyette.<br />

Durgun geçiyor. Yakıt ücretleri malum, mazotun durumu<br />

malum. Fiyatlar yüksek. Şirketler arasındaki rekabet ortamı<br />

devam etmekte. Masraflarımız çok ama ücretlerimiz düşük<br />

vaziyette. İnsanlarımızı memnun etmeye çalışıyoruz.”<br />

Onun gözlerini takip ediyorum ve sohbetime devam ediyorum:<br />

“Çok fazla esnaf kepenk indirdi. Nedeni nedir?”<br />

Kafasıyla onaylıyor ve geçmişe gider gibi konuşuyor:<br />

“İşte bahsettiğim gibi aynı şeyler. İş yokluğundan,<br />

ekonomik durumlardan dolayı insanlar küçülmeye gidiyor.<br />

İki üç yazıhaneci tek yazıhanede bir araya gelerek bir<br />

şekilde şartlarını sürdürmeye çalışıyorlar.”<br />

“48 YAZIHANE VAR!”<br />

“Kaç yazıhane var şu anda?”<br />

Sitemkar bir şekilde gülüyor:<br />

“Otogarda toplamda 48 tane yazıhane var. Bunun da<br />

yaklaşık olarak 30 tanesi faaliyette.”<br />

Teşekkür edip yanından<br />

ayrıldıktan sonra kapanan<br />

Kanat Turizm<br />

sahibi şimdi ise Metro<br />

Turizmin işletmecisi<br />

Mesut Kanat’ın yanına<br />

gidiyorum.<br />

Kanat Turizm Sahibi Metro<br />

Turizm İşletmecisi Mesut<br />

Kanat :<br />

“ŞU ANDA AYAKTA<br />

KALABİLEN<br />

SADECE<br />

3 FİRMA VAR”<br />

“OTOBÜS YÜRÜYEMEZ HALDE”<br />

O da Bilgin Bey’in anlattıklarını söylüyor.<br />

Otobüs çok maliyetli, yürüyemez halde şu an da derken<br />

hızlı trenden de bahsediyor:<br />

35


“Eskişehir’de ağırlıklı olan hatlarımız<br />

zaten Eskişehir Ankara’ydı. Eskişehir<br />

İstanbul’du, Eskişehir Konya idi. Buralar<br />

tamamen hızlı trene geçti. Hızlı<br />

tren dolarsa yolcular bize geliyor. Hızlı<br />

tren hem hızlı hem de fiyatı cazip<br />

olduğu için onu tercih ediyorlar.”<br />

Eskişehir’in kapanan dev firmalarını<br />

da birer birer sayıyor Mesut Amca:<br />

“Eskişehir’imizde kapanan 5 firma var.<br />

Kanat Turizm, İsmail Ayaz, Yüksel,<br />

Ceylan kapandı. En son şehirlerarası<br />

Özberkay kuruldu. O da kapandı. Yani<br />

hepsi kapandı. Başka illerde de sürekli<br />

kapanıyor. Tekelleşmeye gidiyor. Şu<br />

anda ayakta kalan 3 firma var. Onun<br />

üzerinden hareket ediyor.”<br />

O da eski yoğunluğu özleyenlerden…<br />

Şöyle anlatmasından anlıyorum: “Şu<br />

koridorlarda mesela 48 yazıhanenin<br />

24 tanesi boş. Eskiden 48 yazıhane<br />

yer bulamazdı, hava parasıyla devirler<br />

yapılırdı. Daha yoğundu. Şimdi yok. “<br />

“ESNAF ZOR DURUMDA”<br />

Eskişehir Kamil Koç İşletmecisi Ramis<br />

Balkan’ın da misafiri oluyoruz.<br />

Bir yandan sıcak çayımızı yudumlarken<br />

bir yandan Ramis Bey’i dinliyoruz.<br />

Sektörde 40 senedir çalıştığını dile getiriyor<br />

sakin konuşmasında, şöyle<br />

devam ediyor:<br />

“Esnaf şu anda çok zor durumda. Hem<br />

yolcu bakımından hem de bize yardım<br />

eden hiç kimse kalmadı artık. Günlük<br />

yolcu sayımız düştü. Kazanacağımız<br />

para maliyetleri karşılamaya yetmiyor.<br />

Ondan dolayı hepimiz mustaribiz.<br />

Kiraları, ısıtmaları, elektrikleri ödemek<br />

de hepimiz büyük problemler<br />

yaşıyoruz.<br />

“Sizi en çok etkiledi?” diye soruyorum,<br />

beklercesine yanıtlıyor:<br />

“Mazotlar çok fena. Kiralarımız çok<br />

yüksek. Otogarlarda ortak ısıtma<br />

ödemeleri var. Metre kareye göre. Çok<br />

Eskişehir Kamil Koç<br />

işletmecisi Ramis<br />

Balkan :<br />

“ESKİŞEHİRLİ<br />

FİRMALAR<br />

TEK TEK<br />

KAPATMAK<br />

ZORUNDA<br />

KALDI”<br />

fazla rakam geliyor. Benim evim 110<br />

metre kare evim 150 lira geliyor. Buraya<br />

1 milyon lira geliyor. 5 metre kareye.<br />

Bu da insanları etkiliyor.”<br />

Otobüsçülük dönemi biter mi diye sohbeti<br />

noktalarken Ramis Bey şöyle<br />

anlatıyor:<br />

“Sıfıra düşmez ama tabi ki azalacaktır.<br />

Firma sayıları düştü. Malum. Eskişehir<br />

yöresel firmalardan Buzlu Turizm<br />

kaldı. Hepsi kapatmak zorunda kaldı.”<br />

Yanından ayrılırken etrafa bakarak<br />

yürüyorum.<br />

Otobüs peronlarını izliyorum uzun<br />

uzun…<br />

Bir dönem benim hikâyelerime de<br />

şahitlik etmiş duvarlara el sallayasım<br />

geliyor.<br />

Çünkü gülümseyerek bakıyorlar.<br />

Hissediyorum.<br />

36


Tek soru, tek yanıt...<br />

ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ<br />

ESKİŞEHİR ŞUBE BAŞKANI<br />

SEVGİ AKMEN<br />

l<br />

Kendimi tek kelime tanımlayacak olursam ‘İSTİKRARLI’ derdim.<br />

l<br />

Şu an yaptığım işi yapmasaydım ‘DİPLOMAT’ olurdum.<br />

l<br />

Gündemimi en fazla meşgul eden şey : ‘SİYASET’<br />

l<br />

Kayıtsız kalamadığım tek şey: ‘HAKSIZLIK’<br />

l<br />

En büyük sevincim: ‘OĞLUMUN BAŞARILARI’<br />

l<br />

En büyük pişmanlığım: ‘AKADEMİK KARİYER YAPMAMAK’<br />

l<br />

Hayatımın dönüm noktası: ‘ÜNİVERSİTE’<br />

l<br />

Beni en çok etkileyen yazar: ‘BALZAC’<br />

l<br />

En beğendiğim kitap: ‘OBLOMOV’<br />

l<br />

Hoşlandığım müzik türü: ‘TÜRKÜ’<br />

l<br />

Hatırladığım en iyi film: ‘FORREST GUMP’<br />

l<br />

Aldığım en son şey (kendim için): ‘FULAR’<br />

l<br />

Bugüne kadar aldığım en güzel hediye: ‘BİR ÖĞRENCİDEN GELEN<br />

ÇİÇEK’<br />

l<br />

Kendimde değiştirmek istediğim: ‘MÜKEMMELCİLİK’<br />

l<br />

En çok beğendiğim özelliğim: ‘PLANCILIK’<br />

l<br />

Olmasa da olur dediğim: ‘ZENGİNLİK’<br />

l<br />

Olmazsa olmazım: ‘AİLEM’<br />

l<br />

Mutlaka yapmak istediğim: ‘YAZARLIK’<br />

l<br />

Mutlaka görmek istediğim: ‘ÇİN’<br />

l<br />

En gıcık olduğum şey: ‘MASKELİ KİŞİLİKLER’<br />

l<br />

Eskişehir’de en beğendiğim mekân: ‘KENTPARK’<br />

37


A Milli Futbol Takımımız, 2020 UEFA Avrupa Futbol<br />

(HŞampiyonası Elemeleri H Grubu'ndaki ikinci maçında<br />

Moldova'yı 4-0 yendi. Eskişehirli sporseverler tribünleri<br />

doldurarak takıma tam destek verdi.<br />

MUHTEŞEM ATMOSFER<br />

2020 Avrupa Şampiyonası Elemeleri<br />

H Grubu'nda Türkiye, konuk ettiği<br />

Moldova'yı 4-0'lık net bir skorla geçmeyi<br />

başardı.<br />

Eskişehir'de muhteşem bir atmosferde<br />

oynanan karşılaşmada A Milli<br />

Takım'ın gollerini Hasan Ali Kaldırım,<br />

Cenk Tosun (2) ve Kaan Ayhan<br />

kaydetti.<br />

MİLLİLERDEN TEŞEKKÜR<br />

Eskişehirli sporseverler Milli maçta en<br />

güzel şekilde ev sahipliği yapmanın<br />

onuruyla ve gururunu yaşadı. Karşılaşmanın<br />

ardından A Milli takım oyuncuları<br />

kendilerine destek veren<br />

Eskişehirli sporseverlere teşekkür<br />

ederken, takımın teknik sorumlusu<br />

Şenol Güneş ‘de taraftara teşekkür<br />

etti. Ayrıca TFF resmi sitesinden de<br />

Eskişehir’e teşekkür geldi.<br />

38


A Milli Erkek Hentbol takımımız, 2020 Erkekler<br />

(H Avrupa Hentbol Şampiyonası Elemeleri 3. grup<br />

dördüncü maçında Yunanistan’ı 26-23 mağlup etti. Eskişehir<br />

Porsuk spor salonunda oynanan maçta sporseverler<br />

tribünleri tamamen doldurarak takımı destekledi.<br />

PORSUK’DA MİLLİ COŞKU<br />

A Milli Hentbol takımımıza da Eskişehir ev sahipliği yaptı. 2020<br />

Erkekler Avrupa Hentbol Şampiyonası Elemeleri 3. grup dördüncü<br />

maçında Yunanistan ile karşılaşan hentbolcularımız<br />

ilk yarıyı 12-9 önde kapattı. Maçın ikinci<br />

yarısında tribünleri dolduran taraftarın da desteği<br />

ile coşan Millilerimiz maçı da 26-23 kazandı. Millilerimiz<br />

bu sonuçla puanını 4 yaparken, Yunanistan<br />

2 puanda kaldı.<br />

“SEYİRCİ İYİ DESTEKLEDİ”<br />

A Milli Erkek Hentbol Takımı Başantrenörü İlker<br />

Şentürk, “Bugün burada seyircinin takımımızı iyi<br />

desteklemesi, bizi strese soktu. Daha sonra toparlandık.<br />

Genç ve iyi bir takımız. Yeni bir takım oluşturduk.<br />

Bu takıma herkes sahip çıksın. Bu takım, 2020<br />

Avrupa Şampiyonası’na gidecek. Avrupa Şampiyonası’na<br />

ilk kez gidecek olan bir takımız. Herkes bu takıma<br />

inansın " dedi. Öte yandan A milli hentbol<br />

takımımız 12 Haziran’daki Makedonya maçını da yine<br />

ilimizde oynayacak.<br />

A Milli Erkek Hentbol Takım oyuncuları maç sonunda tribünlere koşarak Eskişehir taraftarına teşekkür etti.<br />

39


Eskişehirspor’un<br />

etkili gol silahı<br />

Emre Güral<br />

Bu şehre<br />

ve taraftara<br />

Süper Lig<br />

yakışır…<br />

“<br />

Bana Eskişehir'e gidersen<br />

tepki alırsın<br />

diyenler olmuştu<br />

ama ben böyle düşünmüyordum.<br />

Nitekim<br />

Eskişehirspor<br />

taraftarı da beni<br />

çok güzel karşıladı<br />

ve düşündüğüm<br />

gibi de oldu.<br />

Burada gerçekten<br />

bilinçli bir<br />

taraftar kitlesi<br />

var. Her şeyin<br />

farkındalar.<br />

Ben<br />

eski<br />

stadyumda<br />

Eskişehirspor<br />

for-<br />

ması<br />

giymiştim ama yeni stadyumda hiç maça çıkamamıştım.<br />

Gençlerbirliği maçında ilk kez o taraftarın<br />

önünde bu kutsal formayı giydim”<br />

“<br />

Devre arası birçok teklife rağmen Eskişehirspor’u<br />

tercih ettim. Ben Eskişehirspor camiasına<br />

küs ayrılmadım. Burası ile hep bir gönül<br />

bağım vardı. Fuat hoca ve yöneticilerimiz benimle<br />

temasa geçtiklerinde çok mutlu oldum. Eskişehir'i<br />

ailece çok seviyoruz. Benim ilk iki çocuğum Eskişehir<br />

doğumlu. Gücüm yettiği kadar takıma her<br />

türlü katkıyı sağlayıp, başarı da pay sahibi olmak<br />

istiyorum”<br />

40<br />

“ Osmanlıspor<br />

maçı çok önemliydi<br />

ve 6 puanlık<br />

bir galibiyet<br />

aldık. O gün öyle<br />

bir motive<br />

olmuştuk<br />

ki<br />

rakip<br />

kim olursa<br />

olsun<br />

biz çıkıp o maçı<br />

kazanacaktık.<br />

Bir patlama yapmamız<br />

gerekiyordu 2 gol attım ve kazandığımız<br />

penaltıyı kullanmadan<br />

önce omuzlarımda bir kentin<br />

yükü vardı. Sorumluluk almak<br />

bana düştü. Sert bir vuruşla topu<br />

ağlara gönderdim. Benim için çok<br />

özel bir andı”<br />

“<br />

Elazığspor karşısında 6 puanlık<br />

bir maça çıktık. Geriye<br />

düşmemize rağmen dönmemiz<br />

önemliydi. Bunu da başardık.<br />

Artık tüm ipler bizim elimizde...<br />

Yeni sezon için de benim Eskişehirspor<br />

1,5 yıllık bir sözleşme<br />

var. Takımımızın önümüzdeki<br />

sezon hedefi mutlak Süper Lig'e<br />

yükselmek. Benden devam<br />

etmem istenirse gereğini yaparım”


<strong>İstikbal</strong> <strong>Dergi</strong>’nin bu<br />

ayki konuğu Eskişehirspor’un<br />

etkili gol silahı<br />

Emre Güral…<br />

Devre arasında birçok takımın<br />

transfer teklifine rağmen<br />

Es-Es’e geri dönen ve<br />

kritik başkent deplasmanında<br />

Osmanlıspor’a 3 gol<br />

atarak hayat veren galibiyete<br />

imzasını atan Emre Güral takımı,<br />

taraftarı, geleceğini ve yeni sezonla<br />

ilgili düşüncelerini aktardı.<br />

-Emre Güral kimdir, bize biraz kendinden<br />

bahseder misin?<br />

“1989 yılında Almanya Offenbach kentinde<br />

dünyaya geldim. Anne tarafından İzmirli,<br />

Baba tarafından Balıkesirli bir ailenin<br />

çocuğuyum. 4 yaşındayken köy takımı olan<br />

SC Egelsbach ile adım attım daha sonra babamın<br />

da desteği ile Eintracht Frankfurt seçmelerine<br />

girdim. Başarılı olunca da futbol<br />

yaşantıma Frankfurt takımında başladım.<br />

Daha sonra sırasıyla Jahn Regensburg, Elversberg,<br />

Bucaspor, Trabzonspor, Eskişehirspor,<br />

Antalyaspor ve Alanyaspor gibi<br />

takımlarda forma giydim. Şu anda Eskişehirspor'da<br />

futbol oynuyorum. 2014 yılında<br />

evlendim ve üç çocuğum var.”<br />

-2016 yılında Eskişehirspor'dan ayrılma<br />

kararı aldın ve başka bir takıma transfer<br />

oldun. Bize o süreçten bahsedebilir<br />

misin?<br />

“Geçtiğimiz yıllarda Eskişehirspor'da<br />

forma giydim. Geçmiş konuları konuşmanın<br />

manası yok. Geçmiş geçmişte kaldı.<br />

Bizim artık geleceğe bakmamız gerekiyor.<br />

Sadece şunu söyleyebilirim herkes<br />

Emre bıraktı gitti diyor ancak işin<br />

aslı öyle değil. Para konusu falan<br />

gündeme getirildi ama benim için<br />

başka meseleler daha önemliydi.<br />

Benim problemim o zamanın yöneticileriyleydi<br />

ama şu an hiç birisi yok. O<br />

isimler zaten burada olsaydı Emre<br />

Güral şu an Eskişehirspor'da olmazdı.”<br />

“Eskişehir’i ailecek<br />

çok seviyoruz”<br />

-Eskişehirspor'da yeniden<br />

forma giymeye<br />

başladın. İlk maçında<br />

neler hissettin?<br />

“Eskişehirspor taraftarı da<br />

beni çok güzel karşıladı. Bana<br />

‘Eskişehir'e gidersen tepki alırsın’<br />

diyenler olmuştu ama ben<br />

böyle düşünmüyordum. Düşündüğüm<br />

gibi de oldu. Burada gerçekten<br />

bilinçli bir taraftar kitlesi<br />

var. Her şeyin farkındalar. Ben eski<br />

stadyumda Eskişehirspor forması giymiştim<br />

ama yeni stadyumda hiç maça<br />

çıkamamıştım. Gençlerbirliği maçında ilk<br />

kez o taraftarın önünde bu kutsal formayı<br />

giydim. Taraftarların tribünlerde ismimi<br />

bağırması hiç hazır olmamama rağmen bir<br />

an önce kendimi sahaya atma isteğinin<br />

oluşmasına neden oldu. Hocamız da bana<br />

görev verdi. Çıktım ve takıma katkıda bulunmaya<br />

çalıştım. Maçı da 3-2 kazandık.<br />

Çok güzel bir gündü. 5,5 ay yeşil sahalardan<br />

uzak kalmıştım. Yavaş yavaş özlenen<br />

Emre Güral olma yolunda ilerliyorum. Hiç<br />

bir sıkıntım yok. Mutluyum.”<br />

-Eskişehirspor'a geri dönüş sürecin nasıl<br />

gerçekleşti?<br />

“Ben Eskişehirspor camiasına küs ayrılmadım.<br />

Burası ile hep bir gönül bağım vardı.<br />

Fuat hoca ve yöneticilerimiz benimle temasa<br />

geçtiklerinde çok mutlu oldum. Buraya<br />

gelebilmek için yapabileceğim bütün<br />

fedakarlıkları yaptım. ‘Eskişehirspor'u ait olduğu<br />

yerlere yükseltebilmek için savaşmaya<br />

geliyorum’ demiştim. Hala lafımın arkasındayım.<br />

Takıma şuan elimden geldiğince yardım<br />

etmeye çalışıyorum. Saha içinde ve saha dışında<br />

mücadelemi veriyorum. Genç futbolculara<br />

tecrübelerimizi aktarıyoruz. Sezgin gibi,<br />

Kıvanç gibi ben de ağabeylik yapmaya çalışıyorum.”<br />

-Ailenin Eskişehir'i çok sevdiğini biliyoruz<br />

ancak şuan kendileri Antalya'da. Bunun sebebi<br />

nedir?<br />

“Eskişehir'i çok seviyoruz. Benim ilk iki çocuğum<br />

Eskişehir doğumlu. Biz ailecek Es-<br />

41


kişehir'i gerçekten çok seviyoruz. Ankara<br />

ve İstanbul'a çok yakın olması nedeniyle<br />

havaalanı yok ama olsun. Eşimde Eskişehir'i<br />

çok seviyor. Ailem şu an Antalya'da<br />

çünkü bir doğum süreci vardı.<br />

Oradaki doktorunu bırakmak istemedi.<br />

Çocukların bir okul düzeni vardı. Bozulsun<br />

istemedik. Böyle bir karar verdik ama<br />

önümüzdeki dönemde Eskişehir'e<br />

gelebilirler.”<br />

-Osmanlıspor'u deplasmanda<br />

senin üç gol attığın maçta mağlup<br />

ettik. O gün hakkındaki düşüncelerin<br />

neler?<br />

“Osmanlıspor maçı çok çok önemliydi.<br />

Süper Lig mücadelesi veren bir<br />

rakibe karşı deplasmanda alınan galibiyet<br />

bana göre 6 puanlık bir galibiyettir.<br />

O gün öyle bir motive olmuştuk<br />

ki rakip kim olursa olsun biz çıkıp o<br />

maçı kazanacaktık. Bu Osmanlıspor'a<br />

kısmet oldu. Kötü bir seriye denk gelmiştik.<br />

Bir patlama yapmamız gerekiyordu. Bunu da<br />

Osmanlıspor deplasmanında başardık. Geriye<br />

düştük ama mücadeleyi asla bırakmadık. Gelecek<br />

adına umut vaat eden bir galibiyet<br />

oldu. Kazandığımız penaltıyı kullanmadan<br />

önce omuzlarımda bir kentin yükü vardı. Sorumluluk<br />

almak bana düştü. Karcemarskas<br />

beni çok iyi tanıyan bir kaleci. Nereye vuracağımı<br />

da biliyordu. Ama bu sefer tersine atmaya<br />

karar verdim. Tahmin ettiğim gibi de<br />

oldu. Sert bir vuruşla topu ağlara gönderdim.<br />

Benim için çok özel bir andı. Gerek maçın son<br />

dakikaları olması, gerek öne geçiyor olmamız<br />

bu penaltıyı daha önemli kılmıştı. Golden<br />

sonra da büyük bir mutluluk yaşadım.”<br />

-Önümüzdeki sezon da Emre Güral'ın Eskişehirspor<br />

forması ile izleyebilecek miyiz?<br />

“Eskişehirspor'a gelirken 1,5 yıllık bir sözleşme<br />

imzalamıştım. Takımımızın önümüzdeki sezon hedefi<br />

mutlak Süper Lig'e yükselmek. Benden devam<br />

etmem istenirse gereğini yaparım. Çünkü ben bu<br />

takımın güzel bir kadroya sahip olduğunu düşünüyorum.<br />

Transfer yasağı kaldırılırsa bir kaç nokta<br />

transfer ile de bence mümkün olabilir.”<br />

-Eskişehirspor yönetimi hakkındaki düşüncelerin<br />

neler?<br />

“Mevcut yönetim hata yapmıyor. Açılamaz denilen transfer<br />

tahtasını açtılar. Futbolcuların maaşlarını ve primlerini<br />

ödüyorlar. Özverili bir şekilde çalışan bir yönetimimiz var.<br />

Bu da gelecek adına umut verici.”<br />

-Eskişehirspor'daki genç futbolcular için düşüncelerin<br />

neler?<br />

42<br />

“Eskişehirspor'da gerçekten gelecek vaat eden genç yetenekler<br />

var. Türk futbolu ve Eskişehirspor onlardan çok şeyler<br />

bekliyor. Elinize geçen her fırsatı çok iyi kullanın diye<br />

bizler sürekli onlar ile konuşuyoruz. Böyle<br />

bir camiada parlamak daha güzeldir.<br />

Çünkü her futbolcu Eskişehirspor'da<br />

forma giymek ister.”<br />

-Teknik Direktör Fuat<br />

Çapa için ne düşünüyorsun?<br />

“Eskişehirspor'a tekrar<br />

dönmemin en<br />

önemli sebeplerinden<br />

birisi de Fuat<br />

Çapa'dır. Kendisini ve<br />

kariyerini herkes çok<br />

iyi biliyor. Karakteri ve<br />

insanlığı beni etkiledi. Avrupa<br />

mantalitesi çok yüksek<br />

bir isim. Bana kulübün<br />

hedeflerini anlatırken en ufak<br />

bir şüphe duymadım. Kısaca<br />

söylemek gerekirse güvenebilir<br />

bir hoca. Sağ olsun bana şans<br />

verdi, bende her fırsatta hocamızın<br />

ve taraftarımızın yüzünü kara çıkartmamaya<br />

çalıştım ve çalışmaya da<br />

devam edeceğim.”<br />

-Bütün futbolculara sorduğumuz<br />

bir soruyu sana da sormazsak<br />

olmaz. Eskişehirspor taraftarı<br />

hakkındaki düşünceleriniz<br />

neler?<br />

“Eskişehirspor taraftarı cidden<br />

anlatılmaz. Türkiye'nin en etkili<br />

taraftar grubuna sahibiz diyebilirim.<br />

Eskişehirspor taraftarını tüm<br />

Türkiye biliyor. Futbola sadece<br />

futbol gibi bakmıyorlar. Eskişehirspor'a<br />

ve Milli Takıma inanılmaz<br />

bir şekilde sahip çıkıyorlar.<br />

Deplasman maçlarında da kendilerine<br />

ayrılan bölümleri hıncahınç<br />

dolduruyorlar.<br />

Eskişehirspor'a gelmek isteyen<br />

her futbolcu taraftara<br />

hayran olduğu için gelmek<br />

ister. Taraftarlarımız bir marka.”<br />

-Bu sezon Eskişehirspor ligi<br />

nasıl bir yerde tamamlar.<br />

Küme düşme tehlikesi yaşamayız<br />

değil mi?<br />

“Ligin artık son dönemine geldik.<br />

Elazığ maçında aldığı-


mız 3 puan bizi çok rahatlattı. Çok büyük avantajımız<br />

var ve ipler bizim elimizde. Ama biz<br />

yine de işi sıkı tutarak her maça final havasında<br />

çıkacağız. Büyük taraftara ligin sonunda<br />

galibiyetler hediye etmek istiyoruz. Çünkü Eskişehirspor<br />

tüm maçlara her zaman kazanmak<br />

için çıkan bir takım”<br />

-Emre daha önce de milli oldun. Hedeflerin<br />

arasında yeniden milli takım formasını<br />

giymek var mı?<br />

"Her Türk futbolcusunun<br />

hedefinde<br />

ay-yıldızlı<br />

forma giymek<br />

vardır. Ben<br />

de A Milli Futbol Takımı'na gitmek istiyorum.<br />

Ben bunun için çok çalışacağım. Milli formayı<br />

yeniden giyme hedefim için elimden geleni yapacağım.<br />

Her şeyin bir zamanı var. Eskişehirspor'daki görevlerimi<br />

yaptıktan sonda diğer hedeflerim için<br />

harekete geçeceğim. Hedeflerim hep yüksek."<br />

-En beğendiğin futbolcular kimler?<br />

“En beğendiğin futbolcu kim sorusuna ben her zaman<br />

Cristiano Ronaldo cevabını vermişimdir. Bana göre dünyanın<br />

yetenekli oyuncusu. Neredeyse hiç bir eksiği yok.<br />

Oyun stili herkes tarafından kabul görmüş bir isim.<br />

Benim stilimi de kimi insanlar benzetirler. Brezilyalı Ronaldo'da<br />

çocukluğumun yıldızıydı. Onu çok<br />

beğeniyordum. Türkiye'de Burak<br />

Yılmaz'ın<br />

en iyi golcü olduğunu söyleyebilirim.”<br />

-Kısa ve net bir soru. Oğlunun da senin<br />

gibi bir futbolcu olmasını ister misin?”<br />

“Oğlumun futbolcusunu elbette isterim.<br />

Beraber futbol oynamaya çalışıyoruz.<br />

Bariz bir yeteneği var ama ben kendisini<br />

asla yönlendirmiyorum. Her şeye<br />

kendisi karar verecek. İsterse basketbolcu<br />

olmak istesin, isterse hentbolcü<br />

olmak istesin ben seve seve<br />

desteklemeye hazırım”<br />

43


Eskişehirspor taraftarı tam 53 yıl sonra özel bir organizasyon<br />

ile 7 <strong>Nisan</strong>’da Anıtkabir’i ziyaret ederek<br />

Ata’nın huzuruna çıktı. En son 1966 yılında<br />

dönemin Belediye başkanı Sebahattin<br />

Günday başta olmak üzere<br />

Eskişehirspor’un kurucu başkanı<br />

Aziz Bolel ve Eskişehir milletvekili Seyfi Öztürk<br />

önderliğinde Eskişehirsporlu taraftarlar<br />

Anıtkabir’i toplu halde ziyaret etmişlerdi.<br />

Osmanlıspor maçı için Ankara'ya<br />

giden Eskişehirspor taraftarı maç<br />

öncesi Anıtkabir'deydi. Yüzlerce<br />

Es-Es sevdalısı Aslanlı yolda kol<br />

kola girerek Anıtkabir'e yürüdü ve<br />

Atatürk'e sevgi ile saygısını gösterdi.<br />

Oldukça özel ve güzel görüntülerin oluştuğu<br />

ziyarette Es-Es taraftarı yine farkındalığını<br />

ortaya koydu.<br />

44


Fakat 53 yıl önceki<br />

gibi Belediye başkanları,<br />

siyasiler ve<br />

şehrin önde gelen<br />

isimleri bu kez taraftarın<br />

yanında değildi.<br />

Ama Cumhuriyet şehri Eskişehir,<br />

yine nasıl Atatürkçü olduğunu<br />

gösterdi. Ve adına yakışır bir ziyaret<br />

gerçekleştirdi. Eskişehirspor<br />

yönetiminden yalnızca Selim<br />

Demircioğlu’nun Anıtkabir ziyaretine<br />

katılması da dikkat çeken bir<br />

başka noktaydı.<br />

Cumhuriyeti Devletimizi kuran ve<br />

bu topraklar üzerinde yaşayan insanların<br />

ortak değeri ve sevdası.<br />

Bu değerlere sahip çıkmak ve gelecekteki<br />

nesillere aşılamak için<br />

bu sene ziyaretlerimizin ilkini<br />

yaptık. İnşallah bundan sonra Ankara'ya<br />

geldiğimizde bunu devam<br />

ettireceğiz. ” diye konuştu.<br />

Konuyla ilgili açıklama<br />

yapan Eskişehirspor<br />

Taraftarlar Birliği<br />

Başkanı Murat Diri<br />

Eskişehirspor taraftarları<br />

olarak herkesten<br />

bağımsız tarihte ilk<br />

defa böyle bir organizasyon gerçekleştirdiklerini<br />

belirterek, “Toplumu<br />

bir arada tutan belli<br />

değerler vardır. Atatürk; Türkiye<br />

45

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!