26.12.2015 Views

EDEBİYAT-KÜLTÜR-SANAT

1MAJ7jV

1MAJ7jV

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Dağların ardında görülen gökkuşağı artık görülmez oldu.<br />

Kararsızlar’ı artık İstiklâl Caddesi’nde dinleyemez oldu.<br />

Annesinin üç yıl evvel üzerine örttüğü toprağı koklayamaz oldu.<br />

Yatmadan önce içtiği sütün tadı yok artık ve gece başını yastığa koyduğu an ‘’Bu yorgan<br />

çok ağır,’’ diyerek dert yanamadı.<br />

Mayıs’tı. Artık ağaçlara çiçek olan kar taneleri yerini suya bırakmıştı. Toprağa düşüp yerini<br />

ağaçların ilk meyvelerine devretmişti. Kaldırım kenarından akan sular derelere, oradan<br />

denizlere ve oradan da okyanuslara gidiyordu artık. Bir damlanın sınırsızlığı. Annesinin<br />

kucağına verdiklerinde isminin Bahar olmasını istemişti. Eve geçtiklerinde ise değişti tabii.<br />

Çünkü aile büyükleri söz alma hakkına erişmişti. Dedesinin kucağına verdiler, mutluluktan<br />

gözlerinden bir damla yaş süzüldü. Yanaklarından, yanaklarındaki sakallarının arasından<br />

sıyrıldı. Düştü. Eylül olsun, dedi. Herkes herkesin gözünün içine baktı. Böyle olur zaten<br />

çoğu zaman, eğer evin büyüğü bir şey diyorsa kimse ilk etapta itiraz edemez.<br />

Büyüdü. Mevsimler geçti. Bahar geldi. Eylül geldi. Gökkuşağını tanıdı. Kararsızlar’ı dinledi,<br />

yağmurdan sonra toprak kokusunu içine çekti, anneannesinin hazırladığı ballı sütü hep içti<br />

ve üzerindeki yorganın ağırlığından hep şikâyet etti.<br />

On sekizinden gün almaya başladığı günlerden bir gündü.<br />

Eve birçok insan gelmiş tanıdığı tanımadığı. Okuldan gelir gelmez odasına geçti. Anlamıştı<br />

zaten kapının önündeki ayakkabılardan annesinin altın günü yaptığını. Eğer bir mahallede<br />

çalışmayan üç kadın varsa ve eklenecek olan üç kadın daha bulunabilecekse annelerin<br />

bu telaşesi kaçınılmaz oluyordu. Yatağına uzandı. Sabah yediye çeyrek kala uyanmış<br />

yarım saat sonra evden çıkmış ve fakültenin servisi ile bir saatlik yolcuğu başlamıştı. Başını<br />

cama yaslayıp uyuyarak gitse de cam bir yastık değildi ve üzerinde çiçekler yerine anlamsız<br />

şeyler mevcuttu: kir, pas, toz.<br />

Odanın kapısını çaldı. Cevap gelmeden kapının hemen yanındaki masanın önünde duran<br />

sandalyeye oturdu.<br />

-Hadi kızım salona gel de misafirlere görün, ayıp olmasın.<br />

‘’Tamam annecim,’’ dedikten sonra ayağa kalktı. Annesi o sırada çoktan salona geçmiş<br />

‘’Bizim kız da büyüdü de üniversitelere gider oldu. Sabah gün doğmadan uyanıyor, hazırlanıyor,<br />

kahvaltı bile etmeden servise gidiyor. Bugün Perşembe diye erken geldi, dersi az.<br />

Diğer günler böyle değil, saat altı dedi mi anca bitiyor, bir saat de o trafiği çekiyor. İnsan<br />

bazen hayret ediyor o ilk anı hatırladıkça.’’<br />

-Hoş geldin Bahar, nasılsın?<br />

(İyi değilim.)<br />

-İyiyim Şükran teyze, sen nasılsın?<br />

-Eh işte iyi olmaya çalışıyoruz, bizim adamla uğraşmaktan yıldım ama işte bilirsin sen de,<br />

okumuş görmüş kızsın, dövse de sevse de kocam.<br />

Şükran teyze böyledir, hep şikayet eder. Şikayetlerinin sınırı yoktur. Aklınıza gelebilecek her<br />

şeyden şikayet eder.<br />

Şükran teyze gözlerimin yeşilini Utrillo yeşiline benzetmese de bu geni dedemden aldığıma<br />

inanır. Nerede görse nerede olsa anlatır. Annesinin anlattıklarına göre ilk günden başlamış<br />

‘’Bu kızın gözleri, gözlerinin yeşili aynı dedesi.’’<br />

Elleri dizlerinde, bir ayağını sürekli sallıyor. Salladıkça konuşmaların ardı arkası kesilmiyor.<br />

Şükran teyze bir kere konuyu açtı artık. Alt katta yaşayan Ayten, genç yaşta dul kalan<br />

diğeri değil, altta kalır mı hiç? Kalmaz.<br />

‘’Hatırlamaz mısınız Bahar’ın nasıl piyano çaldığını? Daha beş yaşındayken o sesi duyduğumuz<br />

an işimizi, aşımızı bırakır balkonlara çıkar ondan habersiz dinlerdik. Annesini hepiniz<br />

bilmezsiniz ama gençken belediyenin konservatuarında piyano çalardı. Bahar’daki o<br />

kaybolandefterler<br />

/ zine<br />

51

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!