01.05.2013 Views

toplum sağlığı kurultayı_kapak_layersiz.TIF - Ana Sayfa | İstanbul ...

toplum sağlığı kurultayı_kapak_layersiz.TIF - Ana Sayfa | İstanbul ...

toplum sağlığı kurultayı_kapak_layersiz.TIF - Ana Sayfa | İstanbul ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

gıları, işte sağlık bütçelerinin yetersiz oluşu ve bugünkü bu mevzuatla bu amaca ulaşmaları<br />

mümkün değildir. Hele bizim gibi, işte 30-40 milyar sermayeli veya en fazla 100 milyar sermayeli,<br />

küçük, 30-35 metrekarelik eczanelerde bu tüketimi gerçekleştirmeleri mümkün değil.<br />

O zaman ne yapacaklar? İki engelden kurtulmaları lazım; bir, devletin bu sorumluluğundan,<br />

denetiminden kurtaracaklar, iki, eczacının o yetersiz küçük sermayeyle birlikte sahip olduğu<br />

ilacı ondan kurtarmak. Bu ikisinden kurtardıktan sonra işler çok kolay.<br />

Bir başka beklentileri, onları engelleyen bir başka unsur, şu anda ilacın ruhsatıyla fiyatlandırılması<br />

aynı işlem içerisinde gerçekleştiriliyor. Yani ilacın fiyatı, ruhsat alma aşamasının<br />

bir parçası. Şöyle bir engel oluyor orada, bir ilaç, işte literatür anlamında, tedavi değeri anlamında,<br />

etkinlik, güvenilirlik, kalite anlamında yeterli olabilir ama fiyatı fahiş ise o ruhsatlandırma<br />

komisyonu, “Sizin bu ilacınız Türkiye’de uygun değil” deme hakkına sahip. Fiyat<br />

çünkü o ruhsat sürecinin bir parçası. İşte bu kurum yasasından sonra ilacın ruhsatlandırılmasıyla<br />

fiyatlandırılması birbirinden ayrılıyor. Bir ilacın sözünü ettiğim tedavi değeri, etkinlik,<br />

güvenilirlik, kalite anlamında eğer yeterliliği o komisyondan geçerse, bu kurumun oluşturacağı<br />

komisyondan, fiyatı artık verilmek zorunda olan, son bir prosedür olarak ortaya çıkıyor.<br />

Yani tedavi değeri çok açık olarak kanıtlanmış, ruhsatı almış bir ürüne siz sıkıysa fiyat vermeyin<br />

bakalım! O zaman o günkü gazetelerde, ruhsat almış fakat fiyat almadığı için insanların<br />

<strong>sağlığı</strong>na kavuşamadığından söz eden birçok habere ve köşe yazısına rastlayacaksınız.<br />

Bana göre, sabah Kadriye Hanım’la bunu tartışmaya çalıştım, <strong>Ana</strong>yasa’ya aykırı bir oluşum<br />

söz konusu. Yani insan <strong>sağlığı</strong>nı, <strong>toplum</strong>un sağlık konusundaki güvencesini bu kadar yakından<br />

ilgilendiren ilaçla ilgili parlamento denetimi ortadan kaldırılıyor. Yani <strong>Ana</strong>yasa’da<br />

insanın <strong>sağlığı</strong>nın güvencesinin devlete verilmiş olduğu gerçeği bir tarafta dururken, ilaçla<br />

ilgili her türlü kararı alabilen böylesine bağımsız, özerk, kendi bağış ve kendi kaynaklarını<br />

ilgili sektörden sağlayan bir yapıyla o <strong>Ana</strong>yasa bana göre çelişiyor. Ben Kadriye Hanım’a<br />

onu sordum, o da, “İnceleyeceğim” dedi.<br />

Bakınız, Sağlık Bakanı ilaçla ilgili Türkiye’de bir olumsuzluk olduğu zaman, onun hesabını<br />

vermeli, en azından Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşmeleri esnasında herhangi bir parlamenterin<br />

kalkıp soru sormasıyla, eleştirme hakkı var yani parlamento denetimini hayata<br />

geçirme hakkı var. Bir başka hak var, gensoru verebilirsiniz. İlaçla ilgili çok olumsuz bir<br />

tablo ortaya çıkabilir ve Meclis’te bir grup veya parlamenter gensoru önergesi verebilir. Bu<br />

iki olanak da ortadan kaldırılmaktadır.<br />

Benim, aşağı yukarı, bu taslakla ilgili aktaracaklarım bu kadar. Dinlediğiniz için teşekkür<br />

ederim.<br />

(Alkışlar)<br />

Dişhekimi Kadir Öğüt: <strong>İstanbul</strong> Eczacı Odası Eski Başkanı Sayın Zafer Kaplan’a çok<br />

teşekkür ediyoruz. Çok uyarıcı bir konuşmaydı. Tartışma bölümünü açıyorum. Katkıda bulunmak<br />

isteyenler… Buyurun efendim.<br />

Dinleyici: Zafer Bey’e konuşmasından dolayı teşekkür ederim, tebrik ederim, gerçekten<br />

önemli bir konu. Denizli’de neo-liberal politikalarla ilgili 11. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi’nde<br />

detaylı bir açıklama yapıldı. Bu tip süreçlerin gerçekleştirilebilmesi için, Siyasal Bilgileri Fakültesi’nden<br />

gelen öğretim üyesinin söylediği şey şu, “<strong>Ana</strong>yasa değişikliğinin gündeme gelmesi<br />

tesadüfi değildir” der. Yani böyle yasalar öne çıktığı takdirde ne olacak, itiraz edilecek,<br />

şu andaki <strong>Ana</strong>yasa’ya ters gelecek, iptal edilecek, geçersiz kalacak ama öncelikle bu tip yasaların<br />

çıkışının kolaylıkla sağlanabilmesi için <strong>Ana</strong>yasa’nın, sabahtan beri de konuşuluyor zaten,<br />

değiştirilmesi esas alınmakta. <strong>Ana</strong>yasa’nın değiştirilmesi gerçekleştirildikten sonra bu süreç<br />

Toplum Sağlığı Kurultayı (10-11 Kasım 2007)<br />

99

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!