03.05.2013 Views

Prematüre İnfantlarda Kalp Boyutlarının Referans Aralıkları ve Kan ...

Prematüre İnfantlarda Kalp Boyutlarının Referans Aralıkları ve Kan ...

Prematüre İnfantlarda Kalp Boyutlarının Referans Aralıkları ve Kan ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

T.C.<br />

BAKIRKÖY KADIN DOĞUM <strong>ve</strong> ÇOCUK HASTALIKLARI<br />

EĞİTİM <strong>ve</strong> ARAŞTIRMA HASTANESİ<br />

ÇOCUK KLİNİĞİ<br />

BAŞHEKİM: DR. RENGİN ŞİRANECİ<br />

<strong>Prematüre</strong> <strong>İnfantlarda</strong> <strong>Kalp</strong> <strong>Boyutlarının</strong> <strong>Referans</strong><br />

<strong>Aralıkları</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kan</strong> Akım Hızlarının Ekokardiyografik Tespiti<br />

<strong>ve</strong> Elektrokardiyografik Değerlerinin Saptanması<br />

Uzmanlık Tezi<br />

Dr. Mehmet KESİKMİNARE<br />

Klinik Şefi:<br />

Dr. Sultan KAVUNCUOĞLU<br />

İstanbul 2008<br />

1


T.C.<br />

BAKIRKÖY KADIN DOĞUM <strong>ve</strong> ÇOCUK HASTALIKLARI<br />

EĞİTİM <strong>ve</strong> ARAŞTIRMA HASTANESİ<br />

ÇOCUK KLİNİĞİ<br />

BAŞHEKİM: DR. RENGİN ŞİRANECİ<br />

<strong>Prematüre</strong> <strong>İnfantlarda</strong> <strong>Kalp</strong> <strong>Boyutlarının</strong> <strong>Referans</strong><br />

<strong>Aralıkları</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kan</strong> Akım Hızlarının Ekokardiyografik Tespiti<br />

<strong>ve</strong> Elektrokardiyografik Değerlerinin Saptanması<br />

Uzmanlık Tezi<br />

Dr. Mehmet KESİKMİNARE<br />

Klinik Şefi:<br />

Dr. Sultan KAVUNCUOĞLU<br />

İstanbul 2008<br />

2


ÖNSÖZ<br />

Uzmanlık eğitim süresince bilgi <strong>ve</strong> deneyimlerini aktararak yetişmemizde<br />

değerli katkıları bulunan hastanemiz başhekimi Klinik Şefi Dr. Rengin ŞİRANECİ’ ye,<br />

Eğitimime her anlamda büyük katkıları bulunan <strong>ve</strong> meslek hayatım boyunca<br />

kendime örnek aldığım başta değerli hocam Klinik Şefi Dr. Sultan KAVUNCUOĞLU<br />

olmak üzere; Klinik Şefleri; Dr. Erdal ADAL, Dr. Gönül AYDOĞAN ’a,<br />

Tezimin ekokardiyografilerini yaparak bana yol gösteren, tezimin her<br />

aşamasında büyük desteğini gördüğüm Pediatrik Kardiyolog Dr. Kazım ÖZTARHAN’a<br />

Bilgi <strong>ve</strong> birikimlerinden faydalandığım tüm uzman doktorlara,<br />

Çalışma arkadaşlarımdan başta Dr. Arzu AK, Dr. Ayfer ARDUÇ AKÇAY, Dr.<br />

Ahsen TABAK, Dr. Pınar UYSAL, Dr. Taliha ÖNER olmak üzere birlikte çalıştığım<br />

tüm asistan arkadaşlarıma en içten sevgi, saygı <strong>ve</strong> teşekkürlerimi sunuyorum.<br />

Tezimin istatistiksel analizlerinin yapılmasında yardımcı olan Dr. Emire BOR’a,<br />

Tez çalışma aşamasında emeği geçen kardiyoloji polikliniği <strong>ve</strong><br />

elektrokardiyografi laboratuarında çalışan tüm doktor, hemşire <strong>ve</strong> personel arkadaşlara<br />

teşekkürlerimi sunuyorum.<br />

Tüm hayatım boyunca benden desteğini esirgemeyen, her zaman yanımda<br />

olduklarını hissettiren sevgili annem, babam <strong>ve</strong> kardeşlerime,<br />

Teşekkürlerimi sunarım.<br />

3<br />

Dr. Mehmet KESİKMİNARE<br />

İstanbul, 2008


1. GİRİŞ<br />

Preterm doğum, gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere tüm dünyada neonatal<br />

mortalite <strong>ve</strong> morbiditenin en sık sebebidir 1 . Her yıl erken doğan bebeklerin toplam<br />

sayısının giderek artması, erken doğumun getirdiği, hem yenidoğan dönemine özgü<br />

olan, hem de çocuk, aile <strong>ve</strong> toplum açısından uzun dönemde yaşanan sorunlar nedeniyle<br />

prematürite, önemli bir halk sağlığı sorunudur 2,3 . Günümüzde yaşayabilirlik sınırı 23.<br />

gebelik haftasına kadar inmiştir <strong>ve</strong> 500 g altındaki bebekler yaşatılabilmektedir 1 .<br />

Perinatal bakımda son 30 yılda yaşanan ilerlemelerle erken doğan bebeklerin<br />

yaşam oranlarında artış sağlanmış olmasına karşın, günümüzde de prematürite, erken<br />

bebeklik dönemindeki mortalitenin önde gelen nedenlerinden biridir <strong>ve</strong> uzun dönemde<br />

yol açtığı gelişimsel sorunlar yönünden önemli bir morbidite grubunu oluşturmaktadır 3 .<br />

Son yıllarda neonatoloji ile ilgili bilimsel, teknolojik gelişmeler, tıbbi<br />

mühendislik alanındaki ilerlemeler, modern perinatal <strong>ve</strong> neonatal yoğun bakım<br />

ünitelerinin kurulması, mekanik <strong>ve</strong>ntilatörlerin kullanıma girmesi, sürfaktanın yaygın<br />

olarak kullanılması, destek tedavilerindeki gelişmeler, bebeklerin vital bulgularının<br />

elektronik cihazlarla monitorizasyonu <strong>ve</strong> bu konuda deneyimli neonatologların<br />

yetişmesi ile prematüre bebeklerin yaşam oranı belirgin olarak artış göstermiştir.<br />

Neonatal <strong>ve</strong> perinatal bakımdaki tüm bilimsel <strong>ve</strong> teknolojik gelişmelere karşın prematür<br />

doğum, halen önemli <strong>ve</strong> önlenememiş bir problem olarak kalmaya devam etmektedir.<br />

Bu bebeklerin bir kısmı ya doğumda ya da hemen doğum sonrası kaybedilirken,<br />

yaşayanlarda prematürite nedeniyle önemli komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir 4 .<br />

Ekokardiyografi, ultrason dalgalarının kardiyolojide kullanılma şekli olup<br />

yaklaşık 30 yılı aşkın süredir kardiyak fonksiyonların <strong>ve</strong> anormalliklerin<br />

değerlendirilmesinde kullanılan bir tekniktir 5 . Son yıllarda erişkin, çocuklar <strong>ve</strong> term<br />

infantlar için kardiyak ölçümlerin referans aralıkları belirlenmiştir 6,7 . Ancak sağlıklı<br />

prematüre infantlar açısından bu değerlendirmeler hem prematüreliğe bağlı<br />

morbitiditelerin fazla olması hem de ölçüm zorlukları gibi nedenlerden dolayı yeterli<br />

oranda gerçekleştirilememektedir. Yoğun bakım ünitelerinin gelişmesi, özellikle çok<br />

düşük doğum ağırlıklı prematüre infantların sağkalım oranlarının artması ile birlikte<br />

preterm kardiyak fonksiyon <strong>ve</strong> değişimlerinin ölçümü de daha kolay hale gelmiştir.<br />

Fetal yaş arttıkça sistolik <strong>ve</strong> diastolik işlev maturasyonu artar. Prematür<br />

yenidoğanın işlevleri terme oranla geri, matürasyon geçtir. İmmatür yenidoğanın<br />

4


işlevleri daha geri, matürasyon daha geçtir. Gestasyon boyunca fetal miyokardın total<br />

kollajen/total protein oranı yüksek, kontraktil/non kontraktil protein oranı az, kontraktil<br />

proteinler disorganize dizilmiştir. Miyokard relaksasyon <strong>ve</strong> kompliyansı düşüktür.<br />

Myokard miyofibril içeriği düşüktür <strong>ve</strong> miyofibril içeriği yaşla birlikte artar. Postnatal<br />

dönemde disorganizasyon düzelir, Sarkoplazmik retikulum içeriği artar, kontraktil/non<br />

kontraktil protein oranı artar. Sonuçta miyokard relaksasyon <strong>ve</strong> kompliyansı<br />

matürasyona uğrar 8,9 .<br />

<strong>Prematüre</strong> infantlarda kalp boyutlarının referans aralıkları <strong>ve</strong> kan akım hızlarının<br />

ekokardiyografik tespiti <strong>ve</strong> elektrokardiyografik değerlerinin saptanması konusunda<br />

ülkemizde yapılmış bir çalışma olmayıp, hastanemizde prematüre servisinin <strong>ve</strong> yeterli<br />

sayıda prematüre infant bulunması nedenleriyle çalışmamızın ülkemiz prematüre<br />

bebeklerinin kardiak ölçümlerine referans oluşturabilmesi açısından önemli bir<br />

araştırma olacağını düşünmekteyiz.<br />

5


Tezin amaçları;<br />

• 28 ile 36 gestasyonel hafta arasında değişen sağlıklı prematüre<br />

infantların 0-7. günler içerisindeki ekokardiyografik değerlerinin ölçümü<br />

<strong>ve</strong> M-Mode ekokardiyografik değerlerinin saptanması;<br />

• 0-7. günler içerisindeki prematüre infantların elektrokardiyografik<br />

parametrelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.<br />

6


İÇİNDEKİLER<br />

Sayfa No<br />

ÖNSÖZ 3<br />

İÇİNDEKİLER I<br />

KISALTMALAR II<br />

ŞEKİLLER DİZİNİ IV<br />

TABLOLAR DİZİNİ VI<br />

1.GİRİŞ <strong>ve</strong> AMAÇ 1<br />

2. GENEL BİLGİLER 4<br />

2. 1. PREMATÜRİTE 4<br />

2. 2. KALP ANATOMİSİ 8<br />

2. 3. KARDİYOVASKÜLER SİSTEM EMBRİYOLOJİSİ 11<br />

2. 4. KALP TÜPÜNÜN MOLEKÜLER GELİŞİMİ 20<br />

2. 5. VENTRİKÜL YAPI VE FONKSİYONU 26<br />

2. 6. KALP KONTRAKSİYONUN HÜCRESEL TEMELİ 27<br />

2. 7. SARKOMER <strong>ve</strong> KARDİYAK KONTRAKSİYON 31<br />

2. 8. ELEKTROKARDİYOGRAFİ 34<br />

2. 9. EKOKARDİYOGRAFİ 36<br />

3. GEREÇ <strong>ve</strong> YÖNTEMLER 60<br />

4. BULGULAR 64<br />

5. TARTIŞMA 102<br />

6. SONUÇLAR 112<br />

7. ÖZET 114<br />

8. KAYNAKLAR 121<br />

7


A : Geç doluş <strong>ve</strong>lositesi<br />

Ac. T : Acceleration Time<br />

Acc : Acceleration<br />

KISALTMALAR<br />

AGA :Appropriate for gestational age<br />

AP : Elektriksel uyarı<br />

AT : A Time (A dalgasının süresi)<br />

Av : A dalgası maksimum <strong>ve</strong>lositesi<br />

AV : Atrio<strong>ve</strong>ntriküler<br />

DDA : Düşük Doğum Ağırlığı<br />

Dec. T : Deselerasyon zamanı<br />

E/A : Ev/Av oranı<br />

E : Erken doluş <strong>ve</strong>lositesi<br />

ECC : Eksitasyon-Kontraksiyon Coupling Sistemi<br />

EF : Ejeksiyon Fraksiyonu<br />

EKG : Elektrokardiyografi<br />

EKO : Ekokardiyografi<br />

ET : E Time (E dalgasının süresi)<br />

Ev : E dalgası maksimum <strong>ve</strong>lositesi<br />

FS : (Fractional shortening)Kısalma Fraksiyonu<br />

GH : Gestasyon Haftası<br />

IVRT : İzovolumetrik relaksasyon zamanı<br />

IV : İnter<strong>ve</strong>ntriküler<br />

IVCT : İzovolumetrik Kontraksiyon Zamanı<br />

IVSd : İnter<strong>ve</strong>ntriküler septum diyastolik çapı<br />

IVSs : İnter<strong>ve</strong>ntriküler septum sistolik çapı<br />

8


LA : Sol Atrium<br />

LV MASS : Sol <strong>ve</strong>ntrikül kitlesi<br />

LV : Sol Ventrikül<br />

LVDD : Sol <strong>ve</strong>ntrikül diyastol sonu çapı<br />

LVDS : Sol <strong>ve</strong>ntrikül sistol çapı<br />

LVEF : Sol Ventrikül Ejeksiyon Fraksiyonu<br />

LVPWD : Sol <strong>ve</strong>ntrikül arka duvar diyastolik çapı<br />

LVPWS : Sol <strong>ve</strong>ntrikül arka duvar sistolik çapı<br />

M-mode : Motion mode<br />

MPI : Miyokard performans indeksi<br />

PW : Pulsed wa<strong>ve</strong><br />

QTc : Düzeltilmiş QT intervali<br />

RDS : Respiratory Distress Syndrome<br />

RV : Sağ Ventrikül<br />

SA : Sinoatrial<br />

VCİ : Vena Cava İnferior<br />

VCS : Vena Cava Superior<br />

VSD : Ventriküler Septal Defekt<br />

VTİ-A : A Dalga Alanı<br />

VTİ-E : E Dalga Alanı<br />

WHO :Dünya Sağlık Örgütü<br />

9


ŞEKİLLER DİZİNİ<br />

Şekil 1: Yaklaşık 26 günlük embriyonun kardiyovasküler sistemine ait şematize resmi<br />

Şekil 2: <strong>Kalp</strong> tüpünün moleküler gelişim şeması<br />

Şekil 3:Sarkomerin ultra yapısı<br />

Şekil 4:Miyokard kontraksiyonun moleküler temeli<br />

Şekil 5a, 5b: <strong>Prematüre</strong> EKG örnekleri<br />

Şekil 6: A-mode, B-mode <strong>ve</strong> M-mode ekokardiyogramların oluşumu.<br />

Şekil 7: Kardiyak boyutların M-mode ölçümleri için tavsiye edilen kriterler.<br />

Şekil 8: İzovolumetrik Kontraksiyon Fazı<br />

Şekil 9: Ventriküler Ejeksiyon<br />

Şekil 10: Sekil 5: Wiggers döngüsü.<br />

Şekil 11: Ventriküler Relaksasyon<br />

Şekil 12: Erken Dolum Fazı<br />

Şekil 13: Atrial Sistol<br />

Şekil 14: Diyastolik fonksiyon bozukluğu evreleri<br />

Şekil 15: Sol <strong>ve</strong>ntrikül doluş örneği<br />

Şekil 16: Farklı diyastolik fonksiyon derecelerinde transmitral akımlarının<br />

karsılaştırılması<br />

Şekil 17: Normal mitral anuler doku doppler görüntüsü<br />

Şekil 18: Doku doppler görüntüleme örneği<br />

Şekil 19: Doppler ekokardiyografi ile belirlenen mitral akım örnek şematizasyonu<br />

Şekil 20a, 20b, 20c, 20d, 20e: Ekokardiyografi örnekleri<br />

Şekil 21: Sol Ventrikül parametreleri<br />

Şekil 22: Bebek ağırlığına göre IVS sistolik arter basınç düzeyleri<br />

Şekil 23: Bebek ağırlığına göre IVS diastolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 24: Bebek ağırlığına göre LVPW sistolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

10


Şekil 25: Bebek ağırlığına göre LVPW diastolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 26: Bebek ağırlığına göre LVD sistolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 27: Bebek ağırlığına göre LVD diastolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 28: Bebek ağırlığına göre LVMASS düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 29: Bebek ağırlığına göre sol atrium düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 30: Bebek ağırlığına göre aortik çap düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 31: Bebek ağırlığına göre aortik çap kısa düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 32: Bebek ağırlığına göre pulmoner arter düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 33: Gestasyon haftasına göre IVS sistolik arter düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 34: Gestasyon haftasına göre IVS diyastolik arter düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 35: Gestasyon haftasına göre LVPW sistolik arter düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 36: Gestasyon haftasına göre LVPW diyastolik arter düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 37: Gestasyon haftasına göre LVD sistolik arter düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 38: Gestasyon haftasına göre LVD diastolik arter düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 39: Gestasyon haftasına göre LV Mass düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 40: Gestasyon haftasına göre sol atrium düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 41: Gestasyon haftasına göre Aortik çap düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 42: Gestasyon haftasına göre Aortik çap kısa düzeyleri dağılımı<br />

Şekil 43: Gestasyon haftasına göre pulmoner arter düzeyleri dağılımı<br />

11


TABLOLAR DİZİNİ<br />

Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklere göre dağılımlar<br />

Tablo 2: Bebeklerin Antropometrik ölçümleri<br />

Tablo 3: Sol Ventrikül parametreleri<br />

Tablo 4: Sistolik parametreler<br />

Tablo 5: LV Mass, Sol Atrium, Aortik Çap, Aortik Çap-Kısa, Pulmoner Arter değerler<br />

Tablo 6: Diastolik parametreler<br />

Tablo 7: Elektrokardiyografik parametreler<br />

Tablo 8: Bebek Ağırlıklarına Göre LV Değerlendirmeler<br />

Tablo 9: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi LV Değerlendirmeler<br />

Tablo 10: Bebek Ağırlıklarına Göre Sistolik Değerlendirmeler<br />

Tablo 11: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi Sistolik fonksiyonların diğer gruplar ile<br />

anlamlılıklarının ( p değerlerinin ) karşılaştırılması<br />

Tablo 12: Bebeklerin Ağırlıklarına Göre Çaplar<br />

Tablo 13: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi Çapların Değerlendirmesi<br />

Tablo 14: Bebek Ağırlıklarına Göre Diastolik Değerlendirmeler<br />

Tablo 15: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi Diastolik Değerlendirmesi<br />

Tablo 16: Bebek Ağırlıklarına Göre Elektrokardiyografik Değerlendirmeler<br />

Tablo 17: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi Elektrokardiyografik Değerlendirmeler<br />

Tablo 18: Gestasyon Haftasına Göre LV Değerlendirmeler<br />

Tablo 19: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi LV Değerlendirmesi<br />

Tablo 18: Gestasyon Haftasına Göre LV Değerlendirmeler<br />

Tablo 20: Gestasyon Haftasına Göre Sistolik Değerlendirmeler<br />

Tablo 21: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi Sistolik Değerlendirmesi<br />

Tablo 22: Gestasyon Haftasına Göre Çap Değerlendirmeleri<br />

Tablo 23: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi Sistolik Değerlendirmesi<br />

12


Tablo 24: Gestasyon Haftasına Göre Diastolik Değerlendirmeler<br />

Tablo 25: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi Diastolik Değerlendirmesi<br />

Tablo 26: Gestasyon Haftasına Göre Elektrokardiyografik Değerlendirmeler<br />

Tablo 27: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi Elektrokardiyografik Değerlendirmesi<br />

2. GENEL BİLGİLER<br />

2. 1. PREMATÜRİTE<br />

2. 1. 1. Tanım<br />

Erken doğum (prematürite), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından, 20 ile 37.<br />

gestasyon haftaları arasında matürite tamamlanmadan olan doğumlar olarak<br />

tanımlamaktadır 10 . Prematür doğum, prematür eylemi takiben gerçekleşen bir olaydır.<br />

Prematür eylem; kiloya bakılmaksızın, son adet tarihi kesin olarak bilinen bir gebenin<br />

son adetinin ilk gününden itibaren 20-37. gestasyon haftaları arasında eyleme girmesi<br />

<strong>ve</strong> bu eylem ile servikal açıklık <strong>ve</strong> silinmede eylem süresince değişiklik olması halidir 11 .<br />

Erken doğumlar, doğum haftasına göre, 32-37 hafta arası, 28-31 hafta arası <strong>ve</strong> 28<br />

haftanın altı olmak üzere üç grupta incelenmektedir. <strong>Prematüre</strong> doğan bebeklerden<br />

32.-36. gestasyon haftaları arasında doğanlar orta derecede prematüre, 32. haftanın<br />

altında doğanlar ise ileri derecede prematüre olarak adlandırılır 12 .<br />

Dünyada perinatal mortalite <strong>ve</strong> morbiditenin en önemli nedeni %75’lik oranla<br />

ile preterm doğumlardır 11,15,17 . Tüm doğumların yaklaşık % 10’u pretermdir <strong>ve</strong> bu<br />

bebeklerin %1-2’si 32. gestasyon haftasından küçük <strong>ve</strong> doğum ağırlığı 1500 gramın<br />

altında olan vakalardır 16 . Prematür doğum oranı için ülkemizde kesin belirlenmiş bir<br />

istatistiksel rakam olmamakla beraber Amerika’da % 11, Avrupa’da % 5-7, <strong>Kan</strong>ada’da<br />

% 6,5 olarak tanımlanmıştır 18,19 .<br />

Türk Neonatoloji Derneği’nin 2005 yılında 25 üni<strong>ve</strong>rsite hastanesi, 1 eğitim <strong>ve</strong><br />

araştırma hastanesi <strong>ve</strong> 2 özel hastane olmak üzere, toplam 28 büyük merkezde yaptığı<br />

çalışmada, doğum ağırlıkları 500-749 gr. olan bebeklerde mortalite %70, 750-999 gr.<br />

olanlarda %45, 1000-1249 gr. olanlarda %21, 1250-1499 gr. olanlarda %10, 1500-1999<br />

gr. olanlarda %5, 2000-2499 gr. olanlarda %4 olarak bulunmuştur 20 . Özellikle doğum<br />

ağırlığı 1000 gr. altında olan bebeklerde bildirilen mortalite oranları gelişmiş ülkeler ile<br />

karsılaştırıldığında yüksektir.<br />

13


Yenidoğan yoğun bakımı alanında son 30 yılda çok önemli yol alınmış, 1990’lı<br />

yılların basından itibaren, erken doğum sorununun obstetrik yönden izlemi <strong>ve</strong> erken<br />

doğan bebeklerin yenidoğan dönemi bakımları ile ilgili yeni yaklaşımlar ortaya<br />

çıkmıştır. Bu gelişmeler, erken doğum riski olduğunda doğum öncesi kortikosteroidlerin<br />

kullanımı 21 , RDS’nin (respiratory distress syndrome) önlenmesi <strong>ve</strong> tedavisi icin<br />

surfaktan kullanımı 22, kronik akciğer hastalığı için steroidlerin kullanımı 23 <strong>ve</strong> RDS için<br />

yeni solunum destek tedavisi modellerinin 24 uygulanmaya başlanmasıdır. Yeni<br />

yaklaşımlar sonucunda, gelişmiş ülkelerde mortalite oranları, 501-750 g arasında doğan<br />

bebeklerde %45’e, 751-1000 g arasında %12’ye, 1001-1250 g arasında %6’ya,<br />

1251-1500 arasında ise %4’e kadar gerilemiştir. Günümüzde yasayabilirlik sınırı 23.<br />

gebelik haftasına kadar inmiştir <strong>ve</strong> 500 g altındaki bebekler yaşatılabilmektedir 10,25 .<br />

2. 1. 2. PREMATÜR DOĞUMLARDA RİSK FAKTÖRLERİ<br />

Epidemiyolojik çalışmalar prematür doğumlarda pek çok risk faktörü<br />

belirlemiştir. Bunlar spontan prematür doğum, siyah ırk, ileri anne yaşı, düşük eğitim<br />

<strong>ve</strong> düşük sosyoekonomik durum, sigara içme, evli olmama <strong>ve</strong>ya partnersiz yaşama, ağır<br />

<strong>ve</strong> stresli ortamda yaşama, düşük maternal vücut kitle indeksi, az <strong>ve</strong>ya aşırı kilo<br />

almadır. Medikal <strong>ve</strong> obstetrik komplikasyonlar çoğul gebelik, gestasyonel <strong>ve</strong>ya önceden<br />

var olan diyabet, esansiyel <strong>ve</strong>ya gebeliğin indüklediği hipertansiyon, plasenta previa,<br />

plasental ayrılma, polihidramnios, oligohidramnios, ikinci <strong>ve</strong>ya üçüncü trimesterde<br />

abdominal cerrahi, sistemik <strong>ve</strong>ya bölgesel enfeksiyonlardır. Bu risk faktörlerinin<br />

çoğunun mekanizması hala çok açık bilinmemektedir 26 .<br />

2. 1. 3. PREMATÜR DOĞUMDA NEONATAL MORBİDİTE VE<br />

MORTALİTEYİ ETKİLEYEN DURUMLAR<br />

a)Gestasyon Yaşı:<br />

Gestasyon yaşı özellikle neonatal mortalite açısından maturasyonun<br />

tamamlanmamasındaki artış nedeniyle önemli bir faktördür. Fetuslar ikinci trimesterde<br />

plasenta yardımıyla büyüme faktörleri <strong>ve</strong> diğer nörokoruyucu proteinleri anneden alarak<br />

depolarlar. Doğumdan sonra bu maddeler hasarlara karşı koruyucu etki gösterirler. Bu,<br />

proteinlerin birikimi dolayısıyla yenidoğanda beyin <strong>ve</strong> olası akciğer hasarını da azaltır.<br />

Ancak prematür doğumlarda bu birikim yeterli miktarda olamadığından inflamatuar<br />

sitokinler sentezlenemez <strong>ve</strong> oksidatif stres minimalize edilemediğinden hasar oluşumu<br />

artar 27 .<br />

14


Neonatal mortalite oranının artan gestasyonel hafta ile düştüğü saptanmıştır. 24.<br />

gestasyonel haftada neonatal mortalite 795/1000 iken, 36. gestasyonel haftada<br />

9/1000’dir 28 . Solunum yetmezliği sendromu (RDS), III. <strong>ve</strong>ya IV. derece IVH <strong>ve</strong><br />

nekrotizan enterokolit (NEK) gibi mortaliteyi arttıran olayların da 33. gestasyon<br />

haftanın altında daha sık olduğunu saptanmıştır (% 19.4, % 8.1, % 4.8) 29 .<br />

b)Doğum Ağırlığı:<br />

WHO’nun <strong>ve</strong>rilerine göre düşük doğum ağırlığı (DDA) oranı gelişmekte olan<br />

ülkelerde, gelişmiş ülkelere göre çok daha fazladır. Yapılan bir çalışmada her<br />

gestasyonel hafta grubunda vücut ağırlığı daha fazla olanlarda daha düşük oranda ölüm<br />

saptanmıştır 30 . Özellikle gestasyon haftasına göre küçük doğum, hangi gebelik<br />

haftasında <strong>ve</strong> hangi nedene bağlı olursa olsun, bebekte hem neonatal dönemde, hem de<br />

uzun vadede önemli sorunlar oluşturabilir. İntrauterin enfeksiyonlar ya da kromozom<br />

anomalilerine bağlı olanlar dışlandığında, neden sıklıkla uteroplasental yetmezlik ya da<br />

anneye ait diğer nedenlerdir. Bu bebekler yenidoğan döneminde hipoglisemi, hipotermi,<br />

polisitemi, beslenme güçlüğü, beslenme intoleransı gibi problemlerle daha sık karşı<br />

karşıya gelir. 27. ile 35. gestasyon haftası (GH)’ında doğan prematürlerde DDA<br />

infantlarda anlamlı derecede daha yüksek mortalite oranı saptanmıştır 31 . Yine yapılan<br />

bir çalışmada 32. gestasyon haftasının altı doğan prematüre bebeklerde, neonatal<br />

pulmoner morbidite <strong>ve</strong> bronkopulmoner displazinin DDA’larda anlamlı derecede<br />

yüksek olduğunu saptanmıştır 32 .<br />

c)Çoğul Gebelik 28,30,33<br />

d)Preeklampsi 34,35<br />

e)Erken Membran Rüptürü (EMR) 36,37,38,39,40,41<br />

f)Diğer Faktörler:<br />

Bilinmeyen nedenlerle prematür doğumların insidansı pek çok gelişmiş ülkede<br />

1980’lerin başında artmıştır. Bu artış beyaz <strong>ve</strong> sağlıklı popülasyonda daha fazla<br />

olmuştur. Beyaz ırkta prematür doğum oranının 1989’da % 8.8 iken 1997’de % 10.2’ye<br />

çıktığı; siyah ırkta ise % 15.6’dan % 7.6’ya gerilediği saptanmıştır 42 . Başka bir 32.<br />

gestasyon haftası altı prematürlerle yaptıkları 1006 infantlık bir retrospektif çalışmada<br />

ırk <strong>ve</strong> etnik kökenin etkisi araştırılmış <strong>ve</strong> erken doğum siyah ırkta fazla iken çoğul<br />

doğum beyaz ırkta sık saptanmıştır 43 .<br />

15


Ayrıca prematür infantlarda histolojik korioamnionit, erken doğum, EMR, IVH<br />

<strong>ve</strong> serebral palsi riskini arttırmaktadır 27 .<br />

2. 1. 4. Term <strong>ve</strong> Preterm İnfantların Kardiyak Fonksiyonlarının<br />

Karşılaştırılması<br />

Fetal yaş arttıkça sistolik <strong>ve</strong> diastolik işlev maturasyonu artar. Prematür<br />

yenidoğanın işlevleri terme oranla geri, matürasyon geçtir. İmmatür yenidoğanın<br />

işlevleri daha geri, matürasyon daha geçtir. Gestasyon boyunca fetal miyokardın total<br />

kollajen/total protein oranı yüksek, kontraktil/non kontraktil protein oranı az, kontraktil<br />

proteinler disorganize dizilmiştir. Miyokard relaksasyon <strong>ve</strong> kompliyansı düşüktür.<br />

Myokard miyofibril içeriği düşüktür <strong>ve</strong> miyofibril içeriği yaşla birlikte artar. Postnatal<br />

dönemde disorganizasyon düzelir, Sarkoplazmik retikulum içeriği artar, kontraktil/non<br />

kontraktil protein oranı artar. Sonuçta miyokard relaksasyon <strong>ve</strong> kompliyansı<br />

matürasyona uğrar 8,9 .<br />

Fetal yaş arttıkça sistolik <strong>ve</strong> diastolik işlev matürasyonu artar, kompliyans <strong>ve</strong><br />

relaksasyon artar. Prematür yenidoğanın işlevleri terme oranla geri, matürasyon geçtir.<br />

İmmatür yenidoğanın işlevleri daha geri, matürasyon daha geçtir.<br />

• Preterm-Term Sistolik İşlevler<br />

Preterm <strong>ve</strong> termde sistolik işlevler korunur, doğum sonrası LV yükü giderek<br />

artmasına rağmen fizyolojik sınırlar içinde sistolik işlevler değişmez. Term <strong>ve</strong> preterm<br />

yenidoğanda kontraktilite korunur, preterm sistolik işlevleri yaklaşık 3. ayda terme<br />

eşitlenir.<br />

• Preterm-Term Diastolik İşlevler<br />

Fetüs büyüdükçe;“Tip I diastolik doluş paternine” benzer (Pik A>Pik E), yaşla<br />

E/A oranı artar, Yenidoğan bebek büyüdükçe; Pik E <strong>ve</strong> Pik A artar, VTİ-E <strong>ve</strong> VTİ-A<br />

artar, E/A oranı artar, AcT, Acc. hızı artar, İVRT doğumda yüksektir, sonra giderek<br />

azalır, 2. ayın sonunda sabitlenir.<br />

İlk 1 ay boyunca diastolik tüm parametreler pretermde düşük, Yaşla erken doluş<br />

lehine artar. Yaklaşık 2-4.ayda term yenidoğana eşitlenir. İmmatürite arttıkça<br />

matürasyon süresi uzar.<br />

16


İlk bir ay <strong>ve</strong>ntrikül relaksasyon <strong>ve</strong> kompliyansı artar, Pik E <strong>ve</strong> Pik A artar İlk<br />

aydan sonra başlıca relaksasyon artar, Pik E artar. LV diastolik işlevleri yaklaşık 3 ayda<br />

matürasyona uğrar. RV matürasyonu gecikir, preterm matürasyonu gecikir.<br />

2. 2. KALP ANATOMİSİ<br />

<strong>Kalp</strong>, kan dolaşımını sağlayan <strong>ve</strong> bir pompa işlevi gören kastan yapılmış koni<br />

şeklinde bir organdır. Toraks boşluğunda <strong>ve</strong> orta mediastinumda perikardiyum ile sarılı<br />

olarak bulunur. Tabanında büyük kan damarları ile yaptığı bağlantı dışında<br />

perikardiyum içinde serbest haldedir. Yetişkin bir erkekte 280-340 g, kadında ise<br />

230-280 g ağırlığında olup ekseni yukardan aşağıya, arkadan öne, sağdan sola doğru<br />

uzanır. Bu ağırlık farkı yaşa, cinsiyete, mesleğe <strong>ve</strong> spor yapıp yapmamaya göre değişir.<br />

Boyutları ise apex-basis arası 12 cm, trans<strong>ve</strong>rs yönde 8-9 cm, ön arka yönde ise 6<br />

cm’dir. Yaşın ilerlemesi ile kalbin hacmi <strong>ve</strong> ağırlığı normal olarak biraz artar. Bu artış<br />

erkeklerde kadınlara oranla biraz daha fazladır 44,45,46,47 .<br />

Kabaca koni şeklinde olan kalbin, taban kısmına basis cordis denilir. Arkaya<br />

sağa <strong>ve</strong> biraz yukarıya bakan basis cordis, yatan kişide 5-8., ayakta duran kişide ise 6-9,<br />

göğüs omurları hizasında bulunur. Basis cordis atrium sinistrum’un tümü <strong>ve</strong> atrium<br />

dextrum’un da küçük bir bölümü tarafından oluşturulur. Kalbin ön-sol tarafa doğru<br />

yönelmiş olan tepe kısmına apex cordis denilir. Ventriculus sinister’e ait olan apex<br />

cordis sol akciğer <strong>ve</strong> plevra ile örtülmüş olup, sol 5. interkostal aralıkta orta çizgiden<br />

9-10 cm uzaklıktadır 44,45 .<br />

Facies sternocostalis (anterior), facies diaphragmatica (inferior), facies<br />

pulmonalis dexter <strong>ve</strong> facies pulmonalis sinister olmak üzere dört yüzü vardır. Facies<br />

sternocostalis sternum <strong>ve</strong> kıkırdak kostalar ile komşu olup, öne <strong>ve</strong> biraz da yukarıya<br />

doğru bakar. Bu yüzü atrium dextrum, <strong>ve</strong>ntriculus dexter <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ntriculus sinister<br />

oluşturur. Facies sternocostalis’te truncus pulmonalis <strong>ve</strong> auricula sinister arasından<br />

başlayarak apex’e doğru uzanan bir oluk görülür. Sulcus inter<strong>ve</strong>ntricularis anterior<br />

denilen bu oluk aynı zamanda septum inter<strong>ve</strong>ntriculare’nin ön yüz üzerindeki<br />

izdüşümüdür. Facies diaphragmatica kalbin diaphragma’nın centrum tendineum’una<br />

17


oturan yüzüdür. Bu yüz biraz aşağıya arkaya doğru bakar <strong>ve</strong> büyük bir bölümünü<br />

<strong>ve</strong>ntriculus sinister oluşturur. Sulcus coronarius’tan başlayarak öne, sağa doğru uzana<br />

sulcus inter<strong>ve</strong>ntricularis posterior, alt yüz üzerinde iki <strong>ve</strong>ntrikül arasındaki sınırı<br />

gösterir. Facies pulmonalis dexter <strong>ve</strong> sinister ise kalbin akciğerlere temas eden yan<br />

yüzleridir. Facies pulmonalis dexter dardır <strong>ve</strong> bu yüzü atrium dextrum oluşturur. Facies<br />

pulmonalis sinister yukarıya, arkaya <strong>ve</strong> sola doğru bakar. Bu yüzün büyük bölümünü ise<br />

atrium sinistrum <strong>ve</strong> auricula sinistra oluşturur 46 .<br />

Kalbin duvarları myocardium denilen kalp kasından oluşmuştur. Bu kas dıştan<br />

epicardium denilen seröz perikard ile, içten de ince bir endotel tabakası olan<br />

endokardium ile sarılmıştır.<br />

İnsan kalbi atrium dextrum, atrium sinistrum, <strong>ve</strong>ntriculus dexter <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ntriculus<br />

sinister olmak üzere dört boşluktan oluşur. Atriumların duvarları <strong>ve</strong>ntriculus duvarlarına<br />

göre daha incedir. En kalın duvara sahip olan boşluk <strong>ve</strong>ntriculus sinister’dir.<br />

Atrium dextrum; küp şeklinde bir boşluk olarak kabul edilir. Arka-üst bölümüne<br />

<strong>ve</strong>na cava superior, arka-alt bölümüne <strong>ve</strong>na cava inferior açılır. Bu iki oluşumun<br />

açıldıkları yerde birer rudimenter kapakçık bulunur. Ön-üst bölümünden sola doğru<br />

uzanan küçük çıkıntısına auricula dextra denilir. Bu boşluğa gelen kan ostium<br />

atrio<strong>ve</strong>ntriculare dextrum’dan geçerek sağ <strong>ve</strong>ntriküle gelir 44,46 .<br />

Atrium sinistrum; atrium dextrumdan daha küçüktür. Fakat duvarı daha kalın<br />

olup 3 mm kadardır. Kalbin tabanının büyük kısmını oluşturur. Asıl atrium boşluğu <strong>ve</strong><br />

auricula sinistra olmak üzere iki bölümden oluşur. Üst sol köşesinden ön tarafa doğru<br />

uzanan çıkıntısına auricula sinistra denilir. Büyük kısmını oluşturan asıl atrium bölümün<br />

4 adet <strong>ve</strong>na pulmonalis açılır. Atriumun ön <strong>ve</strong> alt duvarını ostium atrio<strong>ve</strong>ntriculare<br />

sinistrum oluşturur. Bu delikten kan geçişi valva atrio<strong>ve</strong>ntricularis ile kontrol edilir 44,45 .<br />

Ostium atrio<strong>ve</strong>ntriculare dextrum’dan kalbin apex’inin yakınına kadar uzanan<br />

<strong>ve</strong>ntriculus dexter’in lümeni trans<strong>ve</strong>rs kesitte yarım ay şeklindedir.<br />

Sol üst tarafında bulunan huni şeklindeki yere conus arteriosus denilir <strong>ve</strong> bu yapı<br />

yukarıya doğru takip edilirse, truncus pulmonalis’in başlangıcına ulaşılır. Ventriculus<br />

dexter’in duvarı ortalama 3-4 mm kalınlığındadır. Buna karşın <strong>ve</strong>ntriculus sinister’in<br />

18


duvarı 3 misli daha kalın olup 8-12 mm’dir. Sağ <strong>ve</strong>ntrikül duvarının kalınlığı apex’e<br />

doğru gittikçe incelir 44 .<br />

Ventriculus sinister; sağ <strong>ve</strong>ntrikülden daha uzun <strong>ve</strong> daha koniktir. Trans<strong>ve</strong>rs<br />

kesitlerinde oval <strong>ve</strong>ya hemen hemen daire şeklindedir. Duvarları en kalın olan kalp<br />

boşluğudur. Bunun nedeni sol <strong>ve</strong>ntrikülün bütün vücuda kan pompalamasından dolayı<br />

içindeki basıncın sistol esnasında çok daha yüksek olmasındandır. Sol <strong>ve</strong>ntrikülün<br />

duvarlarının iç yüzeyinde trabeculae carneae adı <strong>ve</strong>rilen kabartılar <strong>ve</strong>rilir. Sol atriumdan<br />

buraya gelen kan ostium aortae ile periferik kan dolaşımına atılır 44 .<br />

Kalbi besleyen arterler koroner arterlerdir. Bunlar aorta kapaklarının yaptığı<br />

sinusların üzerinde, sağ koroner arter valvula semilunaris dextra’nın, sol koroner arter<br />

ise valvula semilunaris sinistra’nın hemen üstünden çıkar. Kalbin <strong>ve</strong>nöz drenajının<br />

2/3’ü kalbin arterleri ile beraber seyreden <strong>ve</strong>nler tarafından yapılır. Bu <strong>ve</strong>nlerin taşıdığı<br />

<strong>ve</strong>nöz kan kalbin alt yüzündeki sulcus coronarius içindeki sinus coronarius’a <strong>ve</strong> buradan<br />

da sağ atrium’a dökülür.<br />

<strong>Kalp</strong> istem dışı çalışan bir organ olup çalışması otonom sinir sistemi ile sağlanır.<br />

Kalbin impuls üreten <strong>ve</strong> ileten sistemini oluşturan yapılar esas olarak modifiye olmuş<br />

kalp kası hücreleridir. Kalbin uyarı merkezi (pace-maker), crista terminalis’in içinde yer<br />

alan nodus sinoatrialis (SA nodül, Keith-Flack nodülü)’tir. Normal bir erişkinde bu<br />

merkezden başlayan uyarılarla, kalbin atım hızı dakikada 60-90 civarındadır. Küçük<br />

çocuklarda bu sayı 90-140 <strong>ve</strong> yaşlılarda ise 70-80’dir. <strong>Kalp</strong> normalde ritmik olarak<br />

kasılır. SA nodülden başlayan impuls atrium’ların normal kas lifleri yolu ile septum<br />

interatriale’nin içinde <strong>ve</strong> sinus coronarius’un açıldığı yerin hemen üzerinde bulunan<br />

nodus atrio<strong>ve</strong>ntricularis’e (AV nodül, Aschoff-Tawara nodülü) ulaşır. AV nodüle gelen<br />

impuls buradan fasciculus atrio<strong>ve</strong>ntriculus (His hüzmesi) ile <strong>ve</strong>ntriküllere iletilir. His<br />

hüzmesi, crus dextrum <strong>ve</strong> crus sinustrum dallarına ayrılır. Bu dallar endokardiyumun<br />

hemen altında seyreder <strong>ve</strong> rami subendocardiales’e (Purkinje lifleri) ayrılarak<br />

<strong>ve</strong>ntriküllerin her tarafına dağılır 46 .<br />

Kalbe otonom sinir sisteminden sempatik <strong>ve</strong> parasempatik sinirler gelir. Bu<br />

sinirlerin çoğu hem afferent hem de efferent lifler içerir. Sempatik afferent lifler kalpten<br />

19


ağrı duyusunu taşır, parasempatik afferentler ise genellikle bazı refleksler ile<br />

ilgilidir 44,46 .<br />

2. 3. KARDİYOVASKÜLER SİSTEM EMBRİYOLOJİSİ<br />

Kardiyovasküler sistem, embriyoda fonksiyon gösteren ilk sistemdir. Primordiol<br />

kalp <strong>ve</strong> damar sistemi embriyonik gelişimin üçüncü haftasının ortalarında belirir. <strong>Kalp</strong><br />

dördüncü haftanın başında çalışmaya başlar. Bu erken kalp gelişimi; hızla gelişen bu<br />

nedenle kendi besin <strong>ve</strong> oksijen ihtiyacını sadece difüzyon yoluyla daha fazla<br />

karşılayamayan embriyo için gereklidir. Sonuç olarak gerekli oksijen <strong>ve</strong> besin<br />

maddelerinin anne kanından alınması <strong>ve</strong> yerine karbondioksit <strong>ve</strong> artık maddelerin<br />

<strong>ve</strong>rilmesi için etkili bir düzene ihtiyaç vardır. Kardiyovasküler sistem başlıca şunlardan<br />

gelişir:<br />

1. Splanknik mezoderm; kalbin primordiumunu oluşturur.<br />

2. İç kulağın geliştiği otik plakodun yani önbeyin boyunca ortada yer alan<br />

kalınlaşmış ektodermal alanların yanındaki paraksiyal <strong>ve</strong> lateral mezoderm<br />

3. Üçüncü somit çiftinin kaudal sınırlarından gelen <strong>ve</strong> iç kulağın membranöz<br />

labirintinin primordiası olan otik <strong>ve</strong>ziküller arası bölgeden gelen crista<br />

neuralis hücreleri.<br />

2. 3. 1. KALBİN SON PRENATAL GELİŞİMİ<br />

Kalbin primordiumu ilk olarak 18. günde belirir <strong>ve</strong> 22-23. günde atmaya başlar.<br />

Kardiyojenik alanda, pericardial coelom’um <strong>ve</strong>ntralindeki splanknik mezenşimal<br />

hücreler kardiyak promordiayı- anjiyoblastik kordonları yaparlar. Bu kordonlar kanalize<br />

olarak 2 adet ince duvarlı endokardiyal kalp tüplerini oluştururlar. Lateral embriyonik<br />

katlanmalar oluştuğunda, endokardiyal tüpler birbirine yaklaşır <strong>ve</strong> tek bir endokardiyal<br />

tüp yapmak üzere birleşir. Endokardiyal tüplerin birleşmesi; gelişen kalbin kranial<br />

ucundan başlar <strong>ve</strong> kaudale doğru uzanır. Fare <strong>ve</strong> tavuk embriyosunda yapılan moleküler<br />

20


çalışmalar, primordium endocardiale tüp çiftinde <strong>ve</strong> daha sonraki kardiyak<br />

morfogenezis aşamasında 2 adet 6HLH (basic helix-loop-helix) genlerinin, dHAND <strong>ve</strong><br />

eHAND’nın varlığını göstermiştir 53 . <strong>Kalp</strong> tüpleri oluşmadan önce kardiyojenik öncü<br />

hücrelerde eksprese olan Murine MEF2C geni, erken kalp gelişiminde regulatör olarak<br />

gerekli gözükmektedir 51 . Bunlar ayrıntılı olarak daha sonra kalp tüpünün moleküler<br />

gelişimi konusunda anlatılacaktır.<br />

<strong>Kalp</strong> tüpleri birleşince, embriyonik kalbin dış tabakası-primordium myocardiale-<br />

pericard coelum’u saran splanknik mezodermden oluşur. Bu aşamada gelişen kalp ince<br />

endotelyal bir tüptür. Bu endotelyal tüp; kalın musküler bir tüpten yani primordium<br />

myocardiale’den jelatinöz bir bağ dokusu –Kardiyak jöle- ile ayrılır. Endotelyal tüp,<br />

kalbin iç endotelyal örtüsünü yapar yani endocardim’u oluşturur. Visceral pericardium<br />

<strong>ve</strong>ya epicardium ise sinus <strong>ve</strong>nosus’un dış yüzünden köken alan <strong>ve</strong> myokardiumun<br />

üzerine dağılan mezotelyal hücrelerden farklanır.<br />

Baş bölgesi katlandığında, kalp <strong>ve</strong> perikardiyal boşluk ön bağırsağın <strong>ve</strong>ntralinde<br />

<strong>ve</strong> orofaringeal membranın kaudalinde yer alır. Bunun ardından tübüler kalp uzar,<br />

genişlemeler <strong>ve</strong> daralmalar oluşur:<br />

• Truncus arteriosus<br />

• Bulbus cordis<br />

• Atrium<br />

• Sinus <strong>ve</strong>nosus<br />

Tübüler truncus arteriosus kranialde aort yaylarının çıktığı saccus aorticus ile<br />

devam eder. Sinus <strong>ve</strong>nosus; koryondan, vitellus kesesinden <strong>ve</strong> embriyodan gelen <strong>ve</strong>na<br />

umblicalis, <strong>ve</strong>na vitellina <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>na cardinalis comminis’lerin getirdiği kanalları alır.<br />

Kalbin arterial <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>nöz uçları, sırasıyla yutak uçları <strong>ve</strong> septum trans<strong>ve</strong>rsum ile<br />

sabitlenmiştir. Çünkü bulbus cordis <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ntriküller diğer bölgelerden daha hızlı<br />

büyürler, kalp kendi üzerine kıvrılır <strong>ve</strong> U şeklinde bulbo<strong>ve</strong>ntriküler kıvrımı (Ansa<br />

bulbo<strong>ve</strong>ntricularis) yapar. Kalbin kıvrımlanmasından sorumlu sinyal moleküller <strong>ve</strong><br />

hücresel mekanizmaların büyük bir kısmı bilinmemektedir. Primordiol kalp büyüdükçe,<br />

atrium <strong>ve</strong> sinus <strong>ve</strong>nosus; truncus arteriosus, bulbus cordis ile <strong>ve</strong>ntriküllerin dorsalinde<br />

21


uzanır hale gelir. Bu aşamada sinus <strong>ve</strong>nosus lateral genişlemeler yaparak, sağ <strong>ve</strong> sol<br />

sinus <strong>ve</strong>nosus’un boynuzlarını-cornu dextrum<strong>ve</strong> cornu sinistrum’u oluşturur.<br />

<strong>Kalp</strong> uzayıp büküldükçe, perikardiyal boşluğun içerisine doğru sokulur. <strong>Kalp</strong> ilk<br />

olarak bir mezenter aracılığıyla, yani dorsal mesocardium ile arka duvara asılı olarak<br />

durur, fakat daha sonra bu mezenterin orta kısmı dejenere olur <strong>ve</strong> perikardiyal boşluğun<br />

sağ <strong>ve</strong> sol kenarları arasında bir bağlantı oluşur (trans<strong>ve</strong>rs pericardiyal sinus). Bundan<br />

sonra kalp artık sadece kranial <strong>ve</strong> kaudal ucundan tutuludur.<br />

2. 3. 2. Primordiol <strong>Kalp</strong> Boyunca Dolaşım<br />

Kalbin ilk kasılmaları kastan köken alır yani miyojenik kökenlidir 54 . Atrium <strong>ve</strong><br />

<strong>ve</strong>ntriküllerin kas tabakaları devamlıdır <strong>ve</strong> kasılmalar sinus <strong>ve</strong>nosus’da başlayan<br />

peristaltizm benzeri dalgalar olarak oluşur. Primordial kalp boyunca ilk dolaşım<br />

yükselip alçalmalar şeklindedir, 4. haftanın sonunda kalbin koordine kasılmaları tek<br />

yönlü akımla sonuçlanacak şekildedir. Sinus <strong>ve</strong>nosus’a boşalan kan:<br />

• Venae cardinales comminis aracılığıyla embriyodan<br />

• Venae umblicales aracılığıyla plasentadan<br />

• Venae vitellinae aracılığıyla vitellus kesesinden, gelir.<br />

Sinus <strong>ve</strong>nosus’tan sonra kan primordial atriuma gelir, bu kan akımı sinoatrial<br />

kapaklar ile kontrol edilir. Daha sonra kan, canalis atrio<strong>ve</strong>ntricularis aracılığıyla<br />

primordial <strong>ve</strong>ntriküle gider. Ventriküller kasılınca, kan bulbus cordis <strong>ve</strong> truncus<br />

arteriosus aracılığıyla saccus aortaya pompalanır, buradan da yutak yaylarının arcus<br />

aorta’larına dağılır. <strong>Kan</strong> daha sonra aorta dorsalis’e geçer <strong>ve</strong> buradan da embriyo,<br />

vitellus kesesi <strong>ve</strong> plasentaya dağılır.<br />

22


Şekil 1: Yaklaşık 26 günlük embriyonun kardiyovasküler sistemine ait şematize resmi; sadece sol taraftaki damarlar<br />

görülmektedir. Vena umblicalis, iyi oksijenli kanı <strong>ve</strong> besin maddelerini koryondan (plasentanın embriyonik kısmı)<br />

embriyoya taşır. Umblikal arterler, oksijenden fakir kanı <strong>ve</strong> artık maddeleri koryona taşır.<br />

2. 3. 3. PRİMORDİAL KALBİN BÖLMELENMESİ<br />

Canalis atrio<strong>ve</strong>ntricularis’in bölmelenmesi; yani primordium atriale <strong>ve</strong><br />

primordium <strong>ve</strong>ntriculare oluşumu dördüncü haftanın ortalarında başlar <strong>ve</strong> beşinci<br />

haftanın sonunda tamamlanır. Her ne kadar farklı olarak tanımlansa da bu süreç ard arda<br />

oluşur.<br />

2. 3. 3. 1. Canalis Atrio<strong>ve</strong>ntricularis’in Bölmelenmesi<br />

Dördüncü haftanın sonuna doğru, endokardiyal yastıklar atrio<strong>ve</strong>ntriküler(AV)<br />

duvarın dorsal <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ntralinde oluşur. Bu doku kütlesi beşinci haftada mezenşimal<br />

hücreler tarafından işgal edilince, AV endokardiyal yastıklar birbirine yaklaşır <strong>ve</strong><br />

birleşir. AV kanal ise; sağ <strong>ve</strong> sol AV kanallar olarak ayrılır. Bu kanallar, primordium<br />

atriale’yi primordium <strong>ve</strong>ntriculare’den kısmen ayırır. Endokardiyal yastıklar da AV<br />

kapakları gibi fonksiyon görürler.<br />

2. 3. 3. 2. Primordial Atrium’un Bölmelenmesi<br />

Dördüncü haftanın sonundan başlayarak primordium atriale, iki septanın<br />

(septum primum <strong>ve</strong> septum secundum) oluşumuyla sağ <strong>ve</strong> sol atriumlar olarak bölünür.<br />

23


Septum primum, ince yarımay şeklinde bir membrandır, primordium atriale’nin<br />

tavanından birleşmekte olan endokardiyal yastıkçıklara doğru büyür <strong>ve</strong> ortak atriumu<br />

sağ <strong>ve</strong> sol yarım olarak kısmen ikiye ayırır. Bu perde benzeri membran büyüdükçe<br />

yarımayın serbest kenarı ile endokardiyal yastıklar arasında büyük bir açıklık- foramen<br />

primum(ostium primum) oluşur. Foramen primum şant gibi davranır, yani oksijenli<br />

kanın sağdan sol atriuma geçişini sağlar. Foramen primum gittikçe küçülür <strong>ve</strong> kaybolur,<br />

çünkü septum primum daha önce birleşmiş olan endokardiyal yastıklarla birleşerek<br />

primordial AV septum’u yapar. Foramen primum kaybolmadan önce septum<br />

primum’un orta bölgesinde programlı hücre ölümü(apopitosis) ile oluşan delikler<br />

belirir. Septum, birleşmiş olan endokardiyal yastıklarla birleştiğinde, delikler de<br />

birleşerek bir başka açıklık; foramen secundum’u(ostium secundum) oluşturur. Bunun<br />

ardından septum primum’un serbest kenarı; birleşik endokardiyal yastıkların sol kenarı<br />

ile birleşir <strong>ve</strong> foramen primum’u kapatır, foramen secundum oksijenden zengin kanın<br />

sağdan sol atriuma devamlı akışını sağlar.<br />

Septum secundum, yarımay biçiminde musküler membrandır, atriumun<br />

<strong>ve</strong>ntrokranial duvarından septum primum’un hemen sağından gelişir. Bu kalın septum<br />

beşinci <strong>ve</strong> altıncı haftalarda geliştiğinden, septum primum’daki foramen secundum’u<br />

gittikçe örter. Septum secundum, atriumlar arasında tam olmayan bir bölmelenme<br />

oluşturur <strong>ve</strong> oval şekilli bir foramen yani foramen ovale oluşur. Septum primum’un<br />

kranial kısmı ilk başlangıçta sol atriumun tavanına tutuludur sonra yavaş yavaş<br />

kaybolur. Septum primum’un kalan kısmı birleşik endokardiyal yastıklara tutunur flap<br />

benzeri foramen ovale’nin kapağını yapar.<br />

Doğumdan önce foramen ovale, VCİ’dan sağ atriuma gelen oksijenli kanın<br />

büyük kısmının sol atriuma geçmesine izin <strong>ve</strong>rir <strong>ve</strong> kanın ters yöne akımını önler çünkü<br />

septum primum daha sert olan septum secundum’u kapatır. Doğumdan sonra foramen<br />

ovale normal olarak kapanır <strong>ve</strong> foramen ovale’nin kapağı septum primum ile birleşir.<br />

Sonuç olarak interatrial septum oluşumunun tamamlanmasıyla, atriumlar arası tamamen<br />

bölmelenmiş olur.<br />

2. 3. 3. 3. Sinus Venosus’daki Değişiklikler<br />

İlk olarak sinus <strong>ve</strong>nosus, primitif atrium’un dorsal duvarının ortasına açılır <strong>ve</strong><br />

sinus <strong>ve</strong>nosus’un sağ <strong>ve</strong> sol boynuzları aynı büyüklüktedir. Sinus <strong>ve</strong>nosus’un sağ<br />

boynuzunun progresif olarak genişlemesi soldan sağa iki kan akımı sonucu olur. Bunlar;<br />

24


• İlk kan akımı; vitellin <strong>ve</strong> umblikal <strong>ve</strong>nlerin transformasyonundan oluşur.<br />

• İkinci kan akımı; <strong>ve</strong>na cardinalis anterior damarlarının bir oblik anostomoz<br />

ile bağlandığı zaman oluşur. Bunda kan akımı, <strong>ve</strong>na cardinalis anterior<br />

sinistra’dan dextra’ya doğrudur. Bu zaman içinde <strong>ve</strong>na brachiocephalica<br />

sinistra olur. Sağ <strong>ve</strong>na cardinalis anterior <strong>ve</strong> sağ <strong>ve</strong>na cardinalis comminis,<br />

VCS’u yapar.<br />

• Dördüncü haftanın sonunda, sağ boynuz belirgin olarak soldan daha geniş<br />

hal alır. Bu iki adet soldan sağa <strong>ve</strong>nöz şantın sonu ise şöyledir:<br />

• Sinus <strong>ve</strong>nosus’un sol boynuzu önemini <strong>ve</strong> büyüklüğünü yitirir.<br />

• Sağ boynuz ise genişler; VCS aracılığıyla tüm baş <strong>ve</strong> boyundan gelen kanı<br />

alır, VCİ aracılığıyla da gövdenin kaudal kısmından <strong>ve</strong> plasentadan gelen<br />

kanı alır.<br />

Başlangıçta sinus <strong>ve</strong>nosus kalpten ayrı bir bölümdür <strong>ve</strong> sağ atriumun dorsal<br />

duvarına açılır. <strong>Kalp</strong> gelişimi ilerledikçe, sinus <strong>ve</strong>nosus’un sol boynuzu sinus<br />

coronarius olur <strong>ve</strong> sağ boynuz sağ atrium duvarıyla birleşir.<br />

Sağ atrium duvarının düz parçası; sinus <strong>ve</strong>nosus’dan farklandığı için sinus<br />

<strong>ve</strong>narum adını alır. Sağ atrium duvarının iç yüzeyinin kalan kısmı <strong>ve</strong> konik muskuler<br />

cep, auricle; girintili çıkıntılı trabeküllü bir görünüme sahiptir. Bu iki kısım primordium<br />

atriale’den farklanır. Düz kısım (sinus <strong>ve</strong>narum) <strong>ve</strong> düzensiz girintili çıkıntılı kısım<br />

(primordium atriale); sağ atriumun iç yüzünde <strong>ve</strong>rtikal bir çıkıntı crista terminalis <strong>ve</strong><br />

dışardan belli belirsiz bir girintiyle sulcus terminalis ile birbirinden ayrılabilir. Crista<br />

terminalis; sağ sinoatrial kapağın kısmındadır; bu kapağın kaudal kısmı VCİ <strong>ve</strong> sinus<br />

coronarius’un kapaklarını yapar. Sol sinoatrial kapak septum secundum ile birleşir <strong>ve</strong><br />

interatrial septum’a katılır.<br />

2. 3. 3. 4. Primordium Vena Pulmonalis <strong>ve</strong> Sol Atriumun Oluşumu<br />

Sol atrium duvarının büyük bir kısmı düzdür çünkü primordium <strong>ve</strong>na<br />

pulmonalis’in birleşmesiyle oluşur. Bu <strong>ve</strong>n, septum primum’un hemen sol tarafında<br />

atriumun dorsal duvarının çıkıntısı olarak gelişir. Atrium genişledikçe, primordium <strong>ve</strong>na<br />

pulmonalis <strong>ve</strong> ana dalları yavaş yavaş sol atrium duvarıyla birleşir <strong>ve</strong> sonuç olarak 4<br />

pulmonalis <strong>ve</strong>n oluşur. Moleküler çalışmalar, atrial miyoblastların pulmonalis<br />

<strong>ve</strong>nlerinin duvarlarına göçünü onaylamaktadır. Bu pulmonalis kardiyak kaslarının<br />

25


fonksiyonel önemi bilinmemektedir 55 . Sol küçük auricle; primordium atriale’den<br />

farklanır; bunun iç yüzeyi düzensiz girintili çıkıntılı trabeküler görünüme sahiptir.<br />

2. 3. 3. 5. Primordium Ventriculare’nin Bölmelenmesi<br />

Primordium <strong>ve</strong>ntriculare’nin iki iki <strong>ve</strong>ntriküle bölünmesi, ilk olarak median<br />

muskuler çıkıntı –primordium septum inter<strong>ve</strong>ntriculare(İV) primordiale- ile başlar. Bu<br />

çıkıntı <strong>ve</strong>ntrikülün apeksine yakın kısımda <strong>ve</strong>ntrikül tabanında yer alır. Bu kalın<br />

yarımay biçimli katlantı konkav serbest bir kenara sahiptir. Başlangıçta bu katlantının<br />

yüksekliğindeki artışın büyük bir kısmı, İV septum’un her iki yanındaki <strong>ve</strong>ntriküllerin<br />

genişlemeleriyle olur. Ventriküler genişlemelerin medial duvarları, birbirine yaklaşarak<br />

İV septum’un muskuler kısmının primordiasını oluşturmak üzere birleşir. Daha sonra<br />

septumda miyofibroblastlar aktif proliferasyon gösterir <strong>ve</strong> septumun boyutunu artırır.<br />

Yedinci haftaya kadar, İV septumun serbest kenarı ile birleşik endokardiyal yastıklar<br />

arasında; yarımay biçimli foramen inter<strong>ve</strong>ntriculare vardır. İV foramen sağ <strong>ve</strong> sol<br />

<strong>ve</strong>ntriküller arasında geçişe izin <strong>ve</strong>rir. Yedinci haftanın sonunda İV foramen genellikle,<br />

bulbar çıkıntıların endokardiyal yastıklarla birleşmesiyle kapanır.<br />

İV foramen’in kapanması <strong>ve</strong> İV septumun membranöz kısmının oluşumu; üç<br />

kaynaklı dokunun birleşmesiyle oluşur. Bu üç doku şunlardır:<br />

• Sağ bulbar çıkıntı<br />

• Sol bulbar çıkıntı<br />

• Endokardiyal yastık.<br />

İV septum’un membranöz kısmı; endokardiyal yastığın sağ tarafından İV<br />

septumun muskuler kısmına uzanan bir dokudan farklanır. Bu doku, septum<br />

aorticopulmonale <strong>ve</strong> septum inter<strong>ve</strong>ntriculare pars muscularis kısmıyla birleşir.<br />

Foramen inter<strong>ve</strong>ntriculare’nin kapanmasından <strong>ve</strong> septum inter<strong>ve</strong>ntriculare pars<br />

membranacea kısmının oluşumundan sonra; truncus pulmonalis <strong>ve</strong> sağ <strong>ve</strong>ntrikül aorta<br />

ile sol <strong>ve</strong>ntrikül aracılığıyla bağlantı kurar.<br />

Ventrikül duvarlarında boşlukların oluşumu kas demetlerinin süngerimsi<br />

yapısını oluşturur. Bu demetlerin bir kısmı, trabeculae carneae (<strong>ve</strong>ntrikül duvarındaki<br />

kas demetleri) olarak kalır, diğerleri ise musculus papillaris chordae tendineae olur.<br />

Chordae tendinea musculus papillaris’ten atrio<strong>ve</strong>ntriküler kapaklara uzanır.<br />

2. 3. 3. 6. Bulbus Cordis <strong>ve</strong> Truncus Arteriosus’un Bölmelenmesi<br />

26


Gelişmenin beşinci haftasında, bulbus cordis’in duvarındaki mezenşim<br />

hücrelerinin aktif proliferasyonu, crista bulbaris’in oluşumuyla sonuçlanır. Benzer<br />

çıkıntılar, bulbar çıkıntılar ile devam eden truncus arteriosus’da da oluşur. Bulbar <strong>ve</strong><br />

trunkal çıkıntılar, büyük ölçüde crista nevralis mezenşiminden oluşur 56,57 . Crista neuralis<br />

hücreleri, primordial farinks <strong>ve</strong> farinks yayları (yutak yayları) aracılığıyla çıkıntılara<br />

göç ederler. Bu olaylar oluşunca, bulbar <strong>ve</strong> trunkal çıkıntılar 180 derece helezonlaşır.<br />

Bulbar <strong>ve</strong> trunkal çıkıntıların bu spiral düzenlenimi, muhtemelen <strong>ve</strong>ntriküllerden kan<br />

akımı nedeniyle oluşur. Bu çıkıntılar birleştiği zaman da spiral bir septum<br />

aorticopulmonale oluşur. Bu septum, bulbus cordis <strong>ve</strong> truncus arteriosus’u aorta <strong>ve</strong><br />

truncus pulmonalis olarak iki arterial kanala böler 58 . Septum aorticopulmonale<br />

spiralleştiği için truncus pulmonalis, aorta ascendans’ın etrafında dönüş yapar.<br />

Bulbus cordis, ilerideki gerçek <strong>ve</strong>ntriküllerin duvarlarıyla birleşir:<br />

• Sağ <strong>ve</strong>ntrikülde; bulbus cordis, conus arteriosus(infindibulum) ile temsil<br />

edilir. Bu da truncus pulmonalis’in çıkan kök kısmını yapar.<br />

• Sol <strong>ve</strong>ntrikülde; bulbus cordis, aort kapağının hemen aşağısındaki<br />

<strong>ve</strong>ntriküler boşluğun bir kısmı olan aortik <strong>ve</strong>stibülün duvarını yapar.<br />

2. 3. 3. 7. <strong>Kalp</strong> Kapaklarının Gelişimi<br />

Truncus arteriosus’un bölmelenmesi hemen hemen tamamlandığında, aorta <strong>ve</strong><br />

truncus pulmonalis açıklıklarının etrafındaki subendokardiyal dokudaki 3 şişlikten valva<br />

semilunaris(valva tricuspidalis <strong>ve</strong> valva mitralis) benzer olarak AV kanalların<br />

çevresindeki dokunun bölgesel çoğalmasından gelişir.<br />

2. 3. 4. Kalbin İleti Sistemi<br />

Başlangıçta atrium <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ntrikülün kas tabakaları devamlıdır. Primordium atriale,<br />

kalbin ‘interim pacemaker’ ı olarak hareket eder, fakat sinus <strong>ve</strong>nosus hemen sonra bu<br />

fonksiyonu üstlenir. Sinoatrial (SA) düğüm, beşinci haftada gelişir <strong>ve</strong> sinus <strong>ve</strong>nosus’un<br />

sağ duvarında yer alır <strong>ve</strong> sinus <strong>ve</strong>nosus ile sağ atriumun duvarına katılır. SA düğüm;<br />

sağ atriumda yukarıda VCS’un girişinin yakınına yerleşmiştir. Sinus <strong>ve</strong>nosus’un<br />

katılımından sonra, onun sol duvarındaki hücreler sinus coronarium’un açıklığının<br />

hemen önünde interatrial septumun tabanında yer alır. AV bölgesinden hücreler bir<br />

araya gelerek, AV düğümü <strong>ve</strong> hüzmesini yaparlar. Bu düğüm <strong>ve</strong> hüzme endokardiyal<br />

yastıkların hemen üzerinde yerleşmiştir. AV hüzmesinden gelen fibriller, atriumdan<br />

geçerek <strong>ve</strong>ntriküle gelir <strong>ve</strong> sağ ile sol demeti oluşturan dallara ayrılırlar, bunlar da<br />

27


<strong>ve</strong>ntriküler miyokardium boyunca dağılırlar. SA düğüm, AV düğüm <strong>ve</strong> AV hüzmesi;<br />

sinirlerle zengince inner<strong>ve</strong>dir. Ancak bu sinirler, kalbe girmeden önce ileti sistemi iyice<br />

gelişir. Özelleşmiş doku seyri sadece atriumlardan <strong>ve</strong>ntriküllere doğrudur çünkü kalbin<br />

dört odası gelişince, epikardiyumun bağ dokusundan yapılı bir bant içeri doğru büyür.<br />

Bu doku atriumların kaslarını <strong>ve</strong>ntriküldeki benzerlerinden ayırır <strong>ve</strong> kardiyak iskeletin<br />

bir kısmını yapar.<br />

2. 3. 5. KARDİYOVASKÜLER SİSTEM EMBRİYOLOJİSİNİN ÖZETİ<br />

Kardiyovasküler sistem, 3. haftanın sonuna doğru gelişmeye başlar ancak kalp 4.<br />

haftanın başında atmaya başlar. Splanknik mezodermden farklanan mezenşimal hücreler<br />

prolifere olur <strong>ve</strong> izole hücre kümelerini yapar, bu izole hücre kümeleri, endotelyal<br />

tüplerin içinde de gelişerek primordial vasküler sistemi oluşturur. <strong>Kalp</strong> kardiyojenik<br />

alandaki splanknik mezenşimden gelişir. Bir çift endotelyal tüp birleşir <strong>ve</strong> tek<br />

endokardiyal kalp tüpünü yapar. <strong>Kalp</strong> tüpünü saran splanknik mezoderm, primordial<br />

miyokardiumu yapar.<br />

Kalbin primordiumu 4 oda içerir:<br />

• Bulbus cordis<br />

• Ventrikül<br />

• Atrium<br />

• Sinus <strong>ve</strong>nosus<br />

Truncus arteriosus (truncus pulmonalis <strong>ve</strong> aorta ascendans’ın primordiumu)<br />

kaudalde <strong>ve</strong>ntriküllerin bir parçası olan Bulbus cordis ile devam eder. <strong>Kalp</strong> büyüdükçe,<br />

sağa doğru kıvrılır <strong>ve</strong> sonunda genel olarak erişkin kalp görünümünü kazanır. <strong>Kalp</strong> 4.<br />

Ve 7. haftalar arasında dört boşluğa bölünür. Üç çift <strong>ve</strong>n sistemi, primordial kalbe<br />

boşalır:<br />

• Vitellin sistem, portal sisteme dönüşür<br />

• Kardinal sistem, kaval sisteme dönüşür<br />

• Umblikal sistem, doğumdan sonra geriler.<br />

Dördüncü <strong>ve</strong> beşinci haftalarda yutak yayları oluştukça, arterler tarafından<br />

beslenmeye başlarlar (saccus aorticus’dan gelen arcus aorticus’lar). Altıncı ile sekizinci<br />

haftalar sırasında ise; arcus aorticus’lar erişkindeki düzenlenimleri gibi karotid,<br />

subclavian <strong>ve</strong> pulmoner arterlere dönüşürler.<br />

28


Kalbin gelişiminin kritik dönemi, fertilizasyondan sonraki 20-50. günlerdir.<br />

Birçok kritik olay kardiyak gelişim sırasında olur <strong>ve</strong> bu zamanda normalden herhangi ir<br />

sapma, bir <strong>ve</strong>ya daha fazla konjenital kalp defektini oluşturabilir. Primordial kalbin<br />

bölmelenmesi kompleks olaylar dizisi olduğu için, kalbin septumundaki defektler<br />

kısmen daha sıktır, özellikle de VSD(<strong>ve</strong>ntriküler septal defekt)’ler.<br />

2. 4. KALP TÜPÜNÜN MOLEKÜLER GELİŞİMİ<br />

2. 4. 1. Embriyo Dizgelenmesi:<br />

Kalbin morfogenezi embriyonun birincil dizgelenmesi ile başlar. Bu<br />

dizgelenmede embriyonun temel üç aksı belirler: anterior-posterior, dorsal- <strong>ve</strong>ntral, sol-<br />

sağ. Hücre populasyonlarının gelişerek embriyonik <strong>ve</strong> ekstraembriyonik dokuları<br />

oluşturması ile ilgili olan bu eksenler hücresel programlar üzerinde de etkilidirler.<br />

Birçok hayvan cinsinde bu eksen gelişimini etkileyen özel genler vardır 61,62 . Embriyo<br />

eksenlerinin belirlenmesinden sonra, hücre alt grupları segmental vücut planına göre<br />

programlanırlar 63 . Memelilerde, hücreyi ilk iki hücre döngüsünden geçerken maternal<br />

29


gen ürünleri kontrol eder, daha sonra kontrol embriyonik genomun eline geçer. Bu<br />

dizgilenme (homeobox) genleri embriyonun anteroposterior ekseni üzerinde<br />

sıralanmışlardır 64 . Blastodisk dönemindeyken strüktürel asimetri belirgindir; bu<br />

dönemde primitif çentik anterior-posterior ekseni, yolk kesesi pozisyonu da dorsal-<br />

<strong>ve</strong>ntral ekseni belirlemektedir. Embriyonun erken blastula döneminde miyosit<br />

faklılaşması olur, bunu da gastrulasyon sonrası oluşan lateral splanknik kıvrımlardaki<br />

bilateral kalp oluşturan bölgelerdeki klonal genişleme izler 65 .<br />

Embriyonun primer ekseninin organizasyonu ile sağ <strong>ve</strong> sol kesimlerinin<br />

farklılaşmasında mezoderm oluşum mekanizması önemli bir rol oynar. Gelişimin<br />

blastodisk döneminde iki primitif germ tabakası endoderm <strong>ve</strong> ektoderm bulunmaktadır<br />

<strong>ve</strong> daha sonra endoderm tabakası araya giren mesodermal hücreler ile splanknik <strong>ve</strong><br />

visceral tabakaları oluşturmak üzere ayrılır. Ektodermal hücrelerin Hensen noduna<br />

(organize eden kesim) yakın seyrederek primitif çentik boyunca göç etmeleri ile<br />

mezoderm oluşur. İçinde retinoik asit bulunduran Hensen nodu mesodermal hücrelere<br />

pozisyonel bilgi <strong>ve</strong>ren bir embriyonik organizatör olarak görev yapar 66 . Göç sonrası bu<br />

mesokardiyal hücreler hilali, daha sonra kalbi <strong>ve</strong> ana damarların hücrelerini oluşturacak<br />

olan prekardiyak bölgeyi meydana getirirler.<br />

2. 4. 2. Kardiyogenezde Rolü Olan Moleküler Faktörler<br />

2. 4. 2. 1. Temel Heliks-Sarmal-Heliks Faktörleri <strong>ve</strong> Kas Gelişimi<br />

Kas gelişimi ile ilgili ilk <strong>ve</strong> en önemli buluşlardan biri de myoblastlarda<br />

eksprese edilen <strong>ve</strong> Myo-D adı <strong>ve</strong>rilen bir transkripsiyon faktörünün birçok mesodermal<br />

<strong>ve</strong> non-mesodermal hücre tipini aktif kasa özgü gen ekspresyonu sayesinde stabil<br />

myoblastlara çevirmesidir 67 . Myo-D’yi parola olarak kullanarak fibroblastların çizgili<br />

kas yolunda farklılaşmasını sağlayan birkaç düzenleyici faktör de bulunmuştur;<br />

Myogenin 68,69 , Myf5 70 , MRF4-herculin 72 <strong>ve</strong> Myf6 71,73 . Bu faktörler temel bir alanda<br />

birbirleri ile oldukça çok ortak bir yapı bulundururlar 74 <strong>ve</strong> bu faktörler ile DNA<br />

bağlanması <strong>ve</strong> dimerizasyonu ile ilgili bir HLH motifi arasında bir bağ bulunmuştur.<br />

HLH proteinleri, E-box adı <strong>ve</strong>rilen, DNA üzerindeki CANNTG bulunduran bölgeleri<br />

tanırlar. Sonuç olarak çizgili kas farklılaşmasındaki düzenleyici mekanizma temel HLH<br />

30


myojenik düzenleyici faktörleri üzerine durmuştur. Fakat Myo-D, myogenin, Myf5,<br />

MRF4-herculin <strong>ve</strong> Myf6 adlı genler kalpte eksprese edilememektedirler 75 .<br />

<strong>Kalp</strong> kasında, daha başka temel HLH faktörleri bulunmaktadır. dHAND <strong>ve</strong><br />

eHAND bunlardan ikisidir, bu iki bHLH transkripsiyon faktörü kendi aralarında<br />

oldukça benzer alanlar içermektedirler 76 . HAND ekpresyonu, diğer kardiyak<br />

transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonu ile aynı zamanda olmaktadır. dHAND<br />

ekspresyonu düz kalp tüpü oluşumu esnasında tüm endokardiyumda bulunmasına<br />

rağmen, kalp tüpünün sarmal oluşturması ile sadece sağ <strong>ve</strong>ntrikül <strong>ve</strong> konotrunkusda<br />

görülür 77 . Myokardda saptanan eHAND ise hızlı bir şekilde sadece konotrunkus <strong>ve</strong> sol<br />

<strong>ve</strong>ntrikülde saptanır hale gelir. İki <strong>ve</strong>ntrikülün ayrılması dHAND <strong>ve</strong> eHAND<br />

ekspresyonunu takip eder, bu da erken odacık spesifikasyonunu belirler. <strong>Kalp</strong>teki<br />

ekspresyona ek olarak, eHAND(HAND1) erken trofoblast dokusunda da bulunur <strong>ve</strong><br />

gelişen embriyonun beslenmesinde oldukça etkilidir 78 . Nkx-2.8’ in ekspresyon paterni<br />

olarak kalp tüpünün kaudal <strong>ve</strong> rostral bölgelerine ait olması farinks kavislerinin<br />

endoderminde bulunması, eHAND’ın ekspresyon paterni ile kesişmesine neden<br />

olmaktadır. dHAND ekspresyonunun sağ <strong>ve</strong>ntrikül oluşumu için gerekli olduğu,<br />

dHAND geninin gen hedeflenmesi ile silinmesi sonucu bulunmuştur 77,79 . Sonuç olarak<br />

dHAND’in sağ <strong>ve</strong>ntrikülü, eHAND’in sol <strong>ve</strong>ntrikülü temsil ettiği söylenebilir. Bunlara<br />

ek olarak dHAND <strong>ve</strong> eHAND’in sağ <strong>ve</strong> sol <strong>ve</strong>ntrikülün kendilerine özgü morfolojileri<br />

situstan bağımsız olarak belirlediği de söylenebilir 80 .<br />

2. 4. 3. <strong>Kalp</strong> Tüpünün Lateralizasyonu<br />

Doğru lateralizasyon gelişen embriyo için temel önlem taşımaktadır <strong>ve</strong> situs<br />

solitus en az doğumsal kardiyovasküler malformasyon riskine sahiptir 81 . Gelişen ilk<br />

asimetrik yapı kalp tüpüdür, bu yapı kalp primordial dokularının orta hatta<br />

birleşmesinden oluşur. Bu tübüler kalp, insan embriyosunda 23. günde ritmik<br />

kasılmalarla başlar <strong>ve</strong> sonra sağa doğru sarmallaşır. Bu sağ- sol asimetrisi, gastrulasyon<br />

öncesi sinyal mekanizmalarına bağlı olarak tüm omurgalı iç organlarda olur. Hensen<br />

nodunun sağ tarafında; salgılanan morfojen aktivin, Sonic heghehog(kirpi) (Shh)<br />

ekspresyonunu baskılar <strong>ve</strong> aktivin reseptörü ile fibroblast büyüme faktörü-8 (FGF-8)<br />

31


genlerinin ekspresyonunu uyarır. Sol tarafta ise Shh, lateral tabaka mezodermindeki<br />

nodal ekspresyonu başlatır <strong>ve</strong> takiben bir hox geni olan Pitx2’inde sol taraflı<br />

ekspresyonu meydana gelir. Embriyoda, kafa mezodermi ile anterior sol lateral<br />

mezodermi(LTM) içinde hox geni Nkx3.2 asimetrik olarak eksprese edilmiştir 82 .<br />

2. 4. 4. Miyokardiyal Genişleme <strong>ve</strong> Farklılaşma<br />

Retrovirus işaretleme çalışmaları göstermiştir ki, <strong>ve</strong>ntriküler myokard; kalp<br />

tüpünün epiteloid miyositlerinin klonal genişlemesi sonucu genişlemektedir 83,84 . Miyosit<br />

özgüllenmesi <strong>ve</strong> farklılaşması oldukça karışıktır <strong>ve</strong> N-cadherin gibi hücre adezyon<br />

molekülleri, hücre dışı proteazlar <strong>ve</strong> TGF-beta <strong>ve</strong> FGF gibi büyüme faktörleri<br />

ailelerinden olan moleküller ile düzenlenmektedir 84,85 .<br />

2. 4. 5. Nöral Krest <strong>ve</strong> <strong>Kalp</strong> Gelişimi<br />

Kardiyak nöral krest, kardiyovasküler morfogeneze katkıda bulunan önemli bir<br />

göç eden hücre populasyonudur. Kardiyak nöral krest, füzyon öncesi nöral tüpün dorsal<br />

sınırından orjin alıp, <strong>ve</strong>ntral göç sonrası otonom ganglionları, meknositleri <strong>ve</strong> Schwann<br />

hücrelerini oluşturur. Kranial nöral krest bölgesi içinde kalp, arka beyin, yüz <strong>ve</strong> brankial<br />

ark yapılarının bulunduğu bir gelişim bölgesini kapsar 86,87 .<br />

2. 4. 6. Miyosit Farklılaşması<br />

İnsan embriyosunda, kontraksiyon <strong>ve</strong> relaksasyon mekanizmasının fonksiyonel<br />

olduğu 17. günde kalp fonksiyonları başlar. Fonksiyonel üniteler içinde, kontraktil<br />

elemanlarını oluşturduğu sarkomer enerji üretimi için gereken enzimleri bulunduran<br />

mitokondri <strong>ve</strong> sarkoplazmik retikuluma(SR) bağlı t-tübüler sistemi ile özelleşmiş<br />

komponentleri üstünde bulunduran bir hücre zarfı, yani sarkolemma bulunur. Olgun<br />

miyokarda, sarkomerler, tepe sistolik stres çizgilerine paralel olarak yerleştirilmişlerdir.<br />

Embriyonik miyositte, miyofibriller ilk olarak bozuk organizedirler, ama gelişim<br />

32


süresince organizasyonları doğru yönde olur 88 . Fakat bu bozuk organizasyon<br />

görüntüsüne rağmen erken embriyonik kalbin kontraksiyonu isotropiktir 89 .<br />

Prekardiyak tüp döneminde, düz kas alfa-aktini mevcut olan tek isoformdur.<br />

Kardiyak tüpün oluşup, kardiyak pompalama hareketinin meydana gelmesi ile,<br />

sarkomerik aktinin kardiyak formunun sürekli artan bir ekspresyonu oluşmaktadır. Alfa<br />

düz kas aktininin, sarkomerin oluşum süresinde bir tür kalıp görevini yaptığı<br />

düşünülmektedir. Farklılaşan miyositte, miyofibrillerle birlikte mitokondriler de çoğalır.<br />

Gelişmiş kalpte, mitokondriyal enzimler yüksek enerjili fosfat bağlarının temel<br />

kaynağıdırlar <strong>ve</strong> yüksek olasılıkla bu görevlerine embriyonik gelişme esnasında<br />

başlarlar. SR ile eksitasyon-kontraksiyon bileşkesini sağlayan yapıların olgunlaşması ile<br />

embriyonik kalbin yapısal morfogenezi aynı dönemde meydana gelmiştir.<br />

2. 4. 7. <strong>Kalp</strong> Tüpü Oluşumunun Segmental Temeli<br />

<strong>Kalp</strong> tüpünün oluşumu komplike bir morfogenetik olaydır. İlkel bilateral kalp<br />

tüpünün her ikisinin de içinde endodermden oluşan bir iç tabaka, kardiyak jelden oluşan<br />

bir orta tabaka <strong>ve</strong> miyokarddan oluşan bir dış tabaka vardır. Embriyonun sefalik ucunda<br />

her kalp tüpünün içindeki bölmelerde bulunan miyositler kontraktil elamanlar<br />

kazanırlar. <strong>Kalp</strong> tüpleri gelişen vücut boşluğunun (embriyo içi sölom) sefalik kısmında,<br />

önbağırsağın <strong>ve</strong>ntralinde, önce birbirlerine yakın <strong>ve</strong> paralel bir konumda yerleşip daha<br />

sonra <strong>ve</strong>ntral orta hatta birleşerek lineer ya da düz kalp tüpünü oluştururlar 90,91,92,93 .<br />

Burada önemli olan bir nokta da ilkel lineer kalp tüpünün içinde yetişkin kalpte bulunan<br />

tüm segmentlerin bulunmadığının bilinmesidir. Sonuç olarak, yetişkin kalbin her<br />

segmenti, embriyogenez esnasında kendine özgü bir zamanda meydana gelir 94 .<br />

2. 4. 8. Myokardiyal Trabekulasyon<br />

Primer miyokard trabekulasyon olayı, sekonder <strong>ve</strong> tersiyer miyokardiyal<br />

trabekullerin genişlemesi <strong>ve</strong> miyokardiyal sıkılaşma <strong>ve</strong>ntrikül odacıklarının yapısal<br />

olgunlaşması için en önemli olaylardır. Bu olay sayesinde düz yapılı endokardiyal<br />

kaplama, sağ <strong>ve</strong> sol <strong>ve</strong>ntrikülün karmaşık üç boyutlu miyokardiyal yapısına dönüşür.<br />

Ventrikül miyokardının büyümesi, klonal olarak bağlantılı miyokard hücrelerinin<br />

epikarddan endokarda doğru transmural dağılımı ile ilgilidir 83,84 . Bu hücreler kalbin<br />

longitudinal aksına belirli bir açı ile yerleşmiş kas demetlerinde bulunurlar, bu da<br />

33


yetişkin miyokardında olduğu gibi <strong>ve</strong>rimli bir bükülme <strong>ve</strong> kasılma mekanizmasına uyan<br />

bir mimari yapıya uygundur.<br />

2. 4. 9. Miyokardiyalizasyon<br />

Var olan miyokardın aktif büyümesi ile kalbin mezenkim dokusu içine büyüme<br />

olayına Miyokardiyalizasyon denir. İnsan kalbinde konus çıkıntılarının birleşmesi ile<br />

oluşan mezenkimal çıkış septumunun, musküler çıkış septuma dönüştüğü kanal<br />

septumda miyokardiyalizasyon oluşur. Miyokardiyalizasyonun, çıkış yolunun aortik<br />

kesiminin sol <strong>ve</strong>ntriküle eklenmesinde <strong>ve</strong> AV bileşkenin sağa doğru genişlemesinde<br />

itici rol oynadığı düşünülmektedir. Deneysel hayvan modellerinde<br />

miyokardiyalizasyonun olmamasının <strong>ve</strong>ya engellenmesinin birçok doğumsal kardiyak<br />

soruna yol açtığı gösterilmiştir 95 . Bu malformasyonların birçoğunda çıkış yolu<br />

septumunun inter<strong>ve</strong>ntriküler muskuler septum ile bozuk yerleşimde olması üzerine<br />

değişik büyüklüklerde ana damarların oluşması ile VSD’lerin birlikte olması söz<br />

konusudur 94 .<br />

SRF tip NK-Faktörler<br />

Koaktivatörler BMPs’ler<br />

MEF-2 CARP<br />

Mesodermal Lateral<br />

Düzlemler<br />

Kardiyoblast<br />

34


SRF tip GATA-4<br />

Koaktivatörler<br />

Sağ: Sol:<br />

Aktivin Shh<br />

FGF-8 Nodal<br />

Kardiyomiyosit<br />

Lateralite Faktörleri<br />

Kardiyak Tüp<br />

Nkx-2.5, 2.8 eHAND<br />

MEF-2C dHAND<br />

Kıvrımlı <strong>Kalp</strong> Tüpü<br />

Sağ Ventrikül Sol Ventrikül<br />

dHAND eHAND<br />

Çok Boşluklu <strong>Kalp</strong><br />

Şekil 2: Orta hattın her iki tarafında kalbin <strong>ve</strong> ana damarların gelişimini oluşturmak üzere lateral mezoderm tabakası<br />

yerleşmiştir. Nkx2.5 gibi diğer NK-Faktör hox genleri, Serum Response Factor(SRF) gibi diğer genlerle beraber bu farklılaşmamış<br />

hücrelerin kardiyoblast yönünde farklılaşmasını sağlar. Miyosit güçlendirici faktörün(MEF) tüm kas genlerinde bir bağlanma<br />

noktası vardır <strong>ve</strong> kardiyak miyositlerin oluşumu için gereklidir. CARP geni, kardiyak dizide Nkx2.5’in aşağı akım yolundadır. İki<br />

LMT’nin birleşmesini sağlayan genler bilinmemektedir ama SRF <strong>ve</strong> diğer genlerle birlikte GATA-4’ün önemli olduğu<br />

bilinmektedir. Lateralizasyondaki genler ise Aktivin, FGF-9, Shh <strong>ve</strong> Nodal genlerdir. Sağa doğru döngü yapan kalp tüpü inv <strong>ve</strong> iv<br />

genleri ile birlikte Nkx, dHAND <strong>ve</strong> eHAND genlerine de ihtiyaç duyar. dHAND sağ <strong>ve</strong>ntrikül oluşumuna katkıda bulunur.<br />

2. 5. VENTRİKÜL YAPI VE FONKSİYONU<br />

İnsanda sol <strong>ve</strong>ntrikül(LV) kalın duvarlı bir yapıdır (diastol sonu çapı ortalama<br />

1.0 cm) miyosit demetlerini spiral yaparak <strong>ve</strong>ntriküle elips şeklini <strong>ve</strong>rir. Miyosit<br />

demetleri subepikardiyumdan subendotelyuma doğru, elipsin uzun aksına göre<br />

longitudinal formdan <strong>ve</strong>ntrikül duvarının orta 2/3’üne doğru sirkumferensiyal <strong>ve</strong> yine<br />

subendokarda longitudinal bir şekilde yerleşmiştir 96 . Ventrikül duvarının bölgesel<br />

kalınlığı o bölgenin eğriliğinin(curvature) yarıçapı ile doğru orantı gösterir. Apekste<br />

35<br />

İnv,<br />

iv


yarıçap küçüldüğünden kalınlık oldukça küçüktür. Duvar kalınlıklarındaki bu<br />

farklılıklar bölgesel duvar stresini eşitlemede rol oynayabilir.<br />

LV kontraksiyonu bazal bölümden apekse doğru artan saatin aksi istikametinde,<br />

bükülme(wringling) ya da torsiyon hareketi ile karakterizedir 97 . Torsiyon normal<br />

ejeksiyonda önemli bir rol oynar, uyarının normal olarak iletilmesi <strong>ve</strong> miyokard<br />

demetleri arasındaki bağlantılar için gereklidir 98 . Sistolde oluşan <strong>ve</strong> diastolde kinetik<br />

enerjiyi dönüştürülen potansiyel enerjinin depolanmasını sağlar, ayrıca <strong>ve</strong>ntrikül<br />

dolumuna emme hareketi yardımcı olur 99 . Bu kompleks yapı miyosit kısalmasını etkili<br />

bir şekilde duvar kalınlaşmasına dönüştürerek, kanın ejeksiyonunu sağlar. Böylece her<br />

bir fiber yalnızca % 10 kadar kısalmasına rağmen normal sol <strong>ve</strong>ntrikül diastol sonu<br />

hacminin 2/3’ünü pompalar. İnter<strong>ve</strong>ntriküler septal fiberler LV serbest duvarının<br />

devamıdır <strong>ve</strong> aynı oryantasyona sahiptir. Bunun sonucunda septum LV devamı gibi<br />

davranır; kontraksiyon sırasında yüzeyi LV merkezine doğru simetrik bir hareket yapar.<br />

Pulmoner vasküler yapının yüksek kapasiteli <strong>ve</strong> düşük dirençli olması nedeni ile<br />

sol <strong>ve</strong>ntriküle oranla sağ <strong>ve</strong>ntrikül(RV) daha ince duvarlıdır(yetişkinlerde 3-4 mm) <strong>ve</strong><br />

kesitlerde ay şeklinde gözlenir 96 . Kontraksiyonu bir körüğe benzetilmiştir. RV giriş <strong>ve</strong><br />

çıkış yolu kontraksiyonu fonksiyonel olarak ayrıdır, giriş yolu kontraksiyonu çıkış yolu<br />

kontraksiyonundan önce oluşu 100 . RV debisinin büyük bir kısmı inter<strong>ve</strong>ntriküler septum<br />

aracılığı ile LV’den enerji transferi ile ilişkili gibi görünmektedir 101 <strong>ve</strong> bu gözlem RV<br />

serbest duvarının büyük bir bölümünün fonksiyonunun bozulmasının iyi tolere edilmesi<br />

ile desteklenmektedir.<br />

Ventrikül miyokardının aynı zamanda iyi gelişmiş bir bağ doku matriksi<br />

mevcuttur 102,103,104 . Kardiyak kollojen miyofibrillerin etrafında ağ şeklinde bir yapı<br />

oluşturacak şekilde organize olmuştur, ayrıca miyofibrilleri en yakındaki damara bağlar.<br />

Bu kontraksiyon sırasında damar açıklığının sağlanmasına yardımcı olabilir.<br />

Ventriküllerin kollojen ağı pasif dolum özelliklerinin önemli bir belirleyicisidir.<br />

Ventriküllerin majör bölümlerinden biri de vasküler yataktır.<br />

2. 6. KALP KONTRAKSİYONUN HÜCRESEL TEMELİ<br />

Kardiyomiyositlerin 3 sistemden oluştuğu söylenebilir:<br />

36


1. Sarkolemmal eksitasyon elektriksel uyarı(AP)’nın yayılımında görev alarak<br />

kontraksiyon ile sonuçlanan intraselluler olayların başlamasını sağlar,<br />

2. Eksitasyon-Kontraksiyon Coupling Sistemi (ECC) elektriksel uyarıyı<br />

kimyasal bir uyarıya çevirir,<br />

3. Kontraksiyon sistemi akti<strong>ve</strong> olur.<br />

2. 6. 1. EKSİTASYON SİSTEMİ<br />

Aksiyon potansiyeli, transmembran potansiyelinin normal değeri olan negatif<br />

80-90 mV’dan pozitif değerlere kadar yükselterek depolarizan akıma sebep olur <strong>ve</strong><br />

sonrasında transmembran potansiyeli istirahat halindeki değere tekrar ulaşır 105,106 . AP,<br />

spesifikleşmiş iyonların sarkolemmal kanallardan iletilmesi ile oluşan koordine<br />

değişikliklerden kaynaklanır <strong>ve</strong> spesifikleşmiş ileti dokusu ile başlatılarak miyositler<br />

aracılığı ile iletilir. Hücre depolarizasyonunun en erken en önemli kısmı hızlı Na +<br />

girişidir. Hücrenin istirahat potansiyeli Na + iyonlarını ATP hidrolizi ile elde edilen<br />

enerjiyi kullanarak hücre dışına pompalayan transmembran Na-K-ATPaz pompası ile<br />

sağlanır. Kontraksiyonun başlatılmasında en önemli bölüm voltaj duyarlı L-tipi Ca +2<br />

kanallarından yavaş Ca girişidir 107,108,109 . Bu kanallar açılıp transmembran potansiyeli<br />

-35 ile -20 mV’a ulaştığında Ca akımı başlar <strong>ve</strong> yavaş kinetiği nedeni ile Na akımının<br />

bitmesinden sonra da devam eder. Ca akımı AP eğrisinin plato fazından sorumludur. L-<br />

tipi kanallar inakti<strong>ve</strong> olup rejeneratif akımlar repolarizasyon prosesini başlattığında (K<br />

çıkışı) Ca girişi sona erer. L-tipi kanallar ayrıca dihidropridin(DHP) reseptörleri olarak<br />

da adlandırılırlar, sarkoplazmik retikulum membran ilişkili ryanodin reseptör(RyR) Ca<br />

salınım kanallarının hemen yakınında, trans<strong>ve</strong>rs-tübül sistemi denilen sarkolemma<br />

girintilerinde konsantre olmuşlardır. AP, Ca iyonlarının hücre içine, Na iyonlarının<br />

hücre dışına çıkmasına neden olur. Hücrenin iyonik dengesi ise Na-Ca<br />

değiştirici(exchanger) adı <strong>ve</strong>rilen Sarkolemmal iyon transport mekanizması ile<br />

sağlanır 108,110,111 . Bu sistem bir Na iyonunu hücre içine almak sureti ile elde ettiği<br />

enerjiyi bir Ca iyonunu konsantrasyon farkına rağmen hücre dışına pompalarken<br />

kullanılır. Na-Ca değiştiricisi, Ca iyonunun hücre içi Na iyonun ise hücre dışı hareketini<br />

sağladığı için Ters-sistem olarak da adlandırılır 110,111 . Normalde ters-sistem Ca<br />

iyonlarının hücre içine doğru olan hareketine katkıda bulunmaz.<br />

37


2. 6. 2. EKSİTASYON-KONTRAKSİYON COUPLİNG SİSTEM<br />

ECC spesifik sarkolemmal <strong>ve</strong> intraselluler membrandan oluşan sarkotubuler<br />

sistem ile oluşturulur <strong>ve</strong> aksiyon potansiyelinin kontraktil sistemi başlatıp<br />

sonlandırabilme özellinin kontrol edilmesini sağlar. Bu özelliğini sarkolemma ile<br />

intraselluler organeller arasında elektrokimyasal uyarılar yaratarak oluşturur: <strong>ve</strong> bu<br />

uyarılar molekülün (Ca iyonu) basit diffuzyonla yayılması ile karşılaştırıldığında çok<br />

daha hızlı olarak yayılırlar.<br />

Sarkotubuler sistem trans<strong>ve</strong>rse <strong>ve</strong>ya T-tübül sistemi <strong>ve</strong> sarkoplazmik<br />

retikulum(SR) adı <strong>ve</strong>rilen iki sistemden oluşur 108,112,113 . T-tübülleri sarkomerin Z<br />

çizgisinde konsantre olmuş sarkolemmal girintilerdir. SR kontraktil filamentleri 1-2 mm<br />

aralıklarla yaka şeklinde sararak, her miyofibril boyunca enine çizgilenmeler(cross<br />

striation) arasında tekrarlayan kapalı bölümler oluşturan longitudinal olarak yerleşmiş<br />

intraselluler membransal bir sistemdir. Her yakanın sonu, bazen bir triad bazen de bir<br />

diad yaratan, T- tübülünün hemen yanında bulunan bir sisterna oluşturur. Sisterna ile t-<br />

tübül arasındaki boşluk ayak(feet) adı <strong>ve</strong>rilen yapılar aracılığı ile köprüleşir.<br />

Sarkoplazmik retikulum(SR), Ca bağımlı Ca salınımı (CICR) 108,109,114,115 adı<br />

<strong>ve</strong>rilen bir yol ile sitoplazmaya salınan oldukça büyük bir Ca deposuna sahiptir. Bu olay<br />

dyad içinde <strong>ve</strong>ya hemen yakınında oluşur. SR içinde Ca iyonları her zaman<br />

calsequestrin gibi bir proteine bağlı olarak bulunmaktadır. Dyadların hemen yanındaki<br />

SR, sisternal membranda köprüleşen Ca salınım kanallarını içerir 108,109,116,117,118 . Hücre<br />

membranı AP ile uyarıldığında, voltaja duyarlı DHP reseptörü Ca kanalı açılır,<br />

kalsiyumun ekstraselluler bölgeden dyadın gap bölgesine hareketi oluşur. Dyad içinde<br />

lokal Ca konsantrasyonunun artması ile yan yana RyR kanalları akti<strong>ve</strong> olur, bu da SR<br />

sisternasından sitoplazmaya daha fazla olarak Ca iyonu salınımını meydana getirir. Ca<br />

iyonundaki bu artış kontraktil sistemi harekete geçirir.<br />

Kontraksiyonun sonlanması <strong>ve</strong> relaksasyonun başlaması için proteinlere<br />

bağlanmış olan Ca iyonunun SR’da depolandığı bölgelere geri dönmesi <strong>ve</strong> AP sırasında<br />

hücre içine giren az miktardaki iyonun ekstraselluler boşluğa atılması gerekmektedir.<br />

Na-Ca değiştirici esas olarak kalsiyumun sitoplazmaya transportundan sorumludur.<br />

Kalsiyumun SR tarafından geri alımında bir SR transmembran proteini olan SR Ca<br />

ATPaz(SERCA2) en önemli mekanizmayı oluşturur 108,113,119 . SERCA2, CICR sırasında<br />

38


salınan Ca iyonlarının tekrar SR alımında ATP hidrolizi ile elde edilen enerjiyi kullanır.<br />

SERCA2 pompasının hızı serbest Ca konsantrasyonu ile arttığı için kısmen kendi<br />

kendine regüle olduğu söylenebilir.<br />

2. 6. 3.KONTRAKTİL SİSTEM<br />

Kontraktil sistemin yapı taşı tekrarlayan proteinler ile oluşmuş, mekanik<br />

aktiviteden sorumlu olan sarkomerlerdir 112 . Sarkomerlerin paralel olarak artışı kuv<strong>ve</strong>t<br />

oluşturma kapasitesini artırırken, seri olarak artışı kısalma kapasitesini artırır. Her<br />

sarkomer iki demet longitudinal demetten oluşmuştur 112 . Kalın filamentler yaklaşık<br />

olarak 1.6 mm uzunluğunda olup, sarkomer merkezi boyunca trigonal olarak yerleşmiş<br />

miyosin moleküllerinden oluşur. Kalın filamentlerin yapısında miyosinin yanı sıra Titin<br />

<strong>ve</strong> miyosin bağlayıcı protein C de bulunmaktadır. Bu düzeneğin her iki ucunda aktin<br />

tropomiyosin(Tm) <strong>ve</strong> troponin(Tn) den oluşmuş 1 mm uzunluğunda ince filamentler<br />

kalın filamentlerle iç içe girer. İnce filamentlerin diğer uçları sarkomerin uç noktalarına<br />

doğru uzanır, burada Z-çizgisi denilen trans<strong>ve</strong>rs yapıya tutunur. Z-çizgileri arasındaki<br />

uzaklık sarkomer uzunluğudur. 2.2mm.lik uzunlukta (maksimum gücün oluşturulduğu<br />

güçtür) her ince filamentin santral ucu kalın filamentlerin 0.7 mm.lik distal ucu ile üst<br />

üste gelir(o<strong>ve</strong>rlap zone). Z çizgisine uzanan <strong>ve</strong> kalın filamentlerle üst üste gelmeyen 0.3<br />

mm.lik bölüm <strong>ve</strong> komşu sarkomerdeki 0.3 mm.lik aynı bölüm I bandını oluşturur.<br />

Merkezde bulunan kalın filamentler A-bandını meydana getirir. A <strong>ve</strong> I bantlarının sıra<br />

ile dizilmesi kalp kasının çizgili görüntüsünden sorumludur. Kalın filamentler<br />

sarkomerin merkezinde M-çizgisinde birleşirler.<br />

Miyosin molekülünün bir bölümü longitudinal olarak kalın filamentleri<br />

oluştururken, diğer bir bölümü kalın filamentin yüzeyine çıkıntı yaparak, kalın <strong>ve</strong> ince<br />

filamentlerin arasındaki boşlukta serbestçe hareket eder. Bu bölüm miyosin ağır<br />

zincirini içerir <strong>ve</strong> aktine bağlanarak kimyasal enerjinin (yüksek enerjili fosfat bağları)<br />

mekanik enerjiye (güç <strong>ve</strong> hareket) dönüşümünden sorumludur 120,121 . Miyosin ağır<br />

zincirinin söz konusu baş bölgesi aktin ile bağlantıyı sağlayan bağlanma bölgesi <strong>ve</strong><br />

ATPaz aktivitesi gösteren bölgeyi içeren kompleks bir yapıya sahiptir 122,123 . Memeli kalp<br />

kasında miyosin ağır zinciri alfa <strong>ve</strong> beta olmak üzere iki izoformda bulunur 122 . Alfa<br />

izoformu betaya göre daha yüksek ATPaz aktivitesine sahiptir <strong>ve</strong> aktin ile daha hızlı<br />

bağlantı kurar, ayrıca küçük memelilerde dominant olarak mevcuttur 123,124 . Beta<br />

39


izoformu insanlar da dahil olmak üzere büyük memelilerde bulunur. Titin sarkomerin<br />

bir ucunda Z-çizgisinde <strong>ve</strong> diğer ucunda miyosin ile beraber bulunan dev bir<br />

proteindir 125 . Titinin bir bölümü yaylanma benzeri özelliklere sahiptir <strong>ve</strong> miyositin 125,126<br />

dolayısıyla <strong>ve</strong>ntrikülün pasif viskoelastisitesinin önemli bir parçasını oluşturur. <strong>Kalp</strong><br />

kası normalden daha fazla kasılarak kısalırsa, titin baskıya uğrayarak istirahat<br />

uzunluğuna tekrar ulaşır 125,126 . Titinin bu özellikleri diastolik fonksiyonlarda rol<br />

oynayabilir. Miyosin bağlayıcı protein C hem miyosine hem de titine bağlanır. Miyosin<br />

bağlayıcı protein C sarkomer yapısında rol alır <strong>ve</strong> fosforilasyondaki değişiklikler<br />

aracılığı ile miyosin ATPaz aktivitesini module eder 127 .<br />

Aktin monomerleri çiftli sarmal şeklinde düzenlenerek nice filamentin ana<br />

yapısını oluşturur 128,129,130 . Tm ince filament boyunca longitudinal olarak bulunur. Her<br />

molekül yedi aktin monomeri boyunca uzanır <strong>ve</strong> komşu Tm molekülü ile kısa bir<br />

bölümü üst üste gelir(o<strong>ve</strong>rlap zone). Troponin; troponin C(Tn C), troponin I(Tn I), <strong>ve</strong><br />

troponin T(Tn T) olmak üzere üç subuniteden oluşur <strong>ve</strong>Tm molekülü üzerinde<br />

lokalizedir. Her yedi aktin molekülü için bir Tn molekülü mevcuttur. Tn C, Ca<br />

bağlanma bölgesi içerir; Tn I, aktivasyon durumuna göre Tm <strong>ve</strong> Tn C’ye bağlanır; Tn<br />

T, troponinin Tm ile bağlantısını sağlar. Tn-Tm kombinasyonu Ca iyonlarının Tn C’ye<br />

bağlanması yolu ile aktin <strong>ve</strong> miyosin arasındaki bağlantıların başlamasına olanak <strong>ve</strong>rir.<br />

Tn I <strong>ve</strong> Tn T, miyosin düzenleyici hafif zincir <strong>ve</strong> miyosin bağlayıcı protein C<br />

fosforilasyon bölgeleri içerir 130,131 . Bu kontraktil proteinlerin, özellikle de Tn I <strong>ve</strong> Tn<br />

T’nin fosforilasyonu miyosin ATPaz aktivitesini düzenler.<br />

Akti<strong>ve</strong> sarkomerin mekanik performansını etkileyen bir diğer faktör, kasın<br />

başlangıç uzunluğu olarak gözlemlediğimiz sarkomerin inisiyal uzunluğudur<br />

(preload) 130,132,133,134 . Sarkomerin oluşturduğu güç uzunluk 2.2 mm’de maksimum iken, 2<br />

mm altındaki değerlerde hızla düşer.<br />

2. 6. 4. MİYOSİT RELAKSASYONU<br />

Miyosit relaksasyonu hızı üç temel faktöre ağlı olan kompleks bir olaydır;<br />

çapraz bağ siklusunun kinetiği(özellikle güç oluşturan formdan güç oluşturmayan forma<br />

geçiş hızı), Ca iyonlarının Tn C’ye afinitesi <strong>ve</strong> Ca iyonunun geri alınım mekanizmasının<br />

aktivitesi <strong>ve</strong> afinitesidir 135,136 . Çapraz bağ siklusunun yavaş bir kinetiğe sahip olması, Tn<br />

C’nin kalsiyum afinitesinin yükselmesi <strong>ve</strong> SERCA2 <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya Na-Ca değiştiricisinin<br />

40


aktivasyonununda azalma relaksasyonu yavaşlatır. Relaksasyon kısmen de olsa miyosit<br />

üzerindeki yüklenmeye bağlıdır. Titin kompresyonu da oluşturduğu kuv<strong>ve</strong>tler aracılığı<br />

ile relaksasyonu etkileyebilir.<br />

2. 7. SARKOMER <strong>ve</strong> KARDİYAK KONTRAKSİYON<br />

Kardiyak miyositleri 120 mikrometre uzunluğuna kadar varan büyük<br />

hücrelerdir. Sinsityumda bir araya gelirler. Miyositi çevreleyen sarkolemma interkale<br />

disk aracılığıyla komşu hücrelere bağlanır <strong>ve</strong> T-tübülleri aracılığı ile miyofibrilin içine<br />

cepleşir. <strong>Kalp</strong> kası liflerden oluşur; lifleri de miyofibriller oluşturur. Kontraksiyon<br />

birimi olarak çalışan sarkomer miyofibrile bir periyodiklik kazandırır. Sarkomerler Z<br />

çizgileri ile birbirleriyle bir seri halinde birleşirler. Sarkomer birçok proteinden oluşur;<br />

miyozin <strong>ve</strong> aktin baskın proteinlerdir <strong>ve</strong> sırasıyla kalın <strong>ve</strong> ince filamanlar içerirler.<br />

Aktin filamanına iki regülatör bağlanır-tropomiyozin <strong>ve</strong> troponin C, T <strong>ve</strong> I- <strong>ve</strong> iki<br />

miyozin hafif zincir molekülü miyozin ağır zincirine bağlanır. Sarkomerler kardiyak<br />

miyosit kitlesinin yaklaşık % 50’sini oluştururlar <strong>ve</strong> kontraksiyon durumuna bağlı<br />

olarak uzunlukları 1.6 <strong>ve</strong> 2.2 mikrometre(μm) arasında değişir.<br />

2. 7. 1. Kontraktil Proteinler<br />

Aktin filamanlarının miyozin filamanları üzerinde kaydığı <strong>ve</strong> kısalma <strong>ve</strong><br />

kasılmayı indüklediği varsayılan mekanizma Şekil 14.7’de gösterilmiştir. Kardiyak<br />

kontraksiyon <strong>ve</strong> relaksasyon kısmen kalsiyum tarafından regüle edilir. SR<br />

kontraksiyonu kalsiyum salarak indükler <strong>ve</strong> kalsiyum tutarak relaksasyonu indükler.<br />

Aktin filamanının yaklaşık 7 mikrometrelik mesafede kat ettiği her döngü için bir<br />

miyozin başına bir molekül hızında ATP hidrolizi gereklidir. Relaksasyon durumunda<br />

miyozinin aktine bağlanması miyozinin bağlanma bölgesini bloke eden tropomiyozin <strong>ve</strong><br />

troponin varlığı ile engellenir. Miyozinin ATPaz aktivitesi aktin yokluğunda<br />

minimumdur; yine de ATP’yi ADP’ye kısmen de olsa indükler <strong>ve</strong> Pi- sistolik<br />

kontraksiyonu kalsiyum tarafından indüklenir. SR’den salı<strong>ve</strong>rilen Ca Tn C’ye bağlanır<br />

<strong>ve</strong> Tn C miyozin için bağlanma bölgesinin açığa çıkartan tropomiyozinin hafifçe<br />

hareket etmesine neden olur. Sonuçta oluşan aktin-miyozin bağlanması miyozinin<br />

ATPaz aktivitesini yaklaşık 200 kat artırır; ATPaz ATP’den ADP hidrolize eder. ADP<br />

miyozinin başından salı<strong>ve</strong>rilir <strong>ve</strong> miyozinin aktine bağlanmasını da daha da güçlendirir.<br />

Miyozin başı aktin ile 90 derecelik açı yapacak şekilde yerleşim gösterir <strong>ve</strong> 45 derecelik<br />

41


ir açıya kadar eğilerek aktin filamanlarının birbirlerine yaklaşmasını sağlayan hareketi<br />

yapar. Sonrasında kalsiyum tekrar SR tarafından tutulur <strong>ve</strong> ATP miyozin başına<br />

bağlanarak aktine bağlanmayı inhibe eder, sarkomer relaksasyonunu sağlar <strong>ve</strong> diastolü<br />

yeniden başlatır(Şekil 14.8). Sistolik kalsiyum <strong>ve</strong> tropomiyozin hareketinde artış kasın<br />

uyarılmasından 17 ms sonra oluşur. Miyozin başı aktine yaklaşık 25 ms sonra bağlanır<br />

<strong>ve</strong> gerilim yaklaşık 40 ms sonra oluşur.<br />

2. 7. 2. Hücre İskelet Proteinleri<br />

Hücre iskeleti sitoplazmada bulunan fibröz proteinleri ifade eder. Hücre iskeleti<br />

lifleri hücrenin gücünü <strong>ve</strong> dayanıklılığını sağlar <strong>ve</strong> hücre içindeki hareketi kontrol eder.<br />

Örneğin mikrotübüller <strong>ve</strong>ziküllerin tübülin bağlayan moleküller tarafından taşındığı<br />

yolları sağlar. bu hücre iskeleti proteinleri üç major sınıf oluşturur <strong>ve</strong><br />

mikrofilamanların 137 , mikrotübüllerin <strong>ve</strong> ara filamanların boyutuna göre alt bölümlere<br />

ayrılırlar 138 . Mikrofilamanlar protein alt birimi olan aktinin polimerleridir; mikrotübüller<br />

alfa <strong>ve</strong> beta-tübülinin alt birimlerinin polimerleridirler. Bu liflerin polimerizasyon <strong>ve</strong><br />

depolimerizasyonları hücre tarafından sıkı bir regülasyonla izlenir.<br />

2. 7. 2. 1. Mikrofilamanlar: Kontraksiyon gücünün oluşturulmasında yardımcı<br />

olan sarkomerin aktin ince filamanlarına ek olarak aktin filamanları bütün hücrelerin<br />

sitoplazmaları boyunca dağılım gösterir <strong>ve</strong> güç aktarımı görevini yerine getirirler.<br />

2. 7. 2. 2. Mikrotübüller: Mikrotübüller yaklaşık 24 mikrometre çapındadır <strong>ve</strong><br />

uzunlukları bir mikrometrelik bir parçacıktan onlarca mikrometreye kadar değişkenlik<br />

gösterir. Mikrotübül duvarı yaklaşık 4-5 mikrometre çapındaki globuler alt birimlerden<br />

oluşur <strong>ve</strong> bu alt birimler oyuk bir merkezi çevreleyen 13 longitudinal sıra halinde<br />

düzenlenir. Mikrotübüller hareket <strong>ve</strong> hücre organellerinin organizasyonunda rol<br />

oynarlar. Kolşisin mikrotübül oluşumunu tubulinlere bağlanarak engeller.<br />

2. 7. 2. 3. Ara Filamanlar: Hücre tipine göre farklılaşan aktin <strong>ve</strong> tubulinin<br />

aksine, az çözünen ara filamanlar doku <strong>ve</strong> hücreye özgüdür. Ara filamanların alt ünit<br />

proteinleri halat benzeri polimerler oluşturan uzamış moleküllerdir. Ara filamanların<br />

proteinleri Desmin, Vimentin, Nörofilamanlar, Glial Fibriler Asit Protein <strong>ve</strong> Keratinleri<br />

içerir. <strong>Kalp</strong> kas hücrelerinde, desmin filamanları iki kas hücresi arasındaki<br />

desmosomları bağlar <strong>ve</strong> Z-diski <strong>ve</strong> miyofibrillerin yapı iskeletini oluşturur. Desmin<br />

filaman, kardiyak miyositler arasında kasılma gücündeki stres <strong>ve</strong> gerilmenin<br />

iletilmesinde rol oynar. Ayrıca nukleusu plazma membranına da bağlar.<br />

42


Şekil 3: Sarkomerin ultra yapısı<br />

Şekil 4: Miyokard kontraksiyonun moleküler temeli<br />

2. 8. ELEKTROKARDİYOGRAFİ (EKG)<br />

<strong>Kalp</strong> kasında oluşan elektriksel aksiyon akımlarının vücut yüzeyi üzerinden<br />

kaydedilmesine elektrokardiyografi (EKG) denir 139,141 . EKG oldukça yararlı klinik bilgi<br />

<strong>ve</strong>rmesine rağmen, sadece kaynak tarafından oluşturulan voltajın tahmini değerini<br />

söyler 139,140 . <strong>Kalp</strong> hastalıklarının tanı, tedavi <strong>ve</strong> izlenmesinde EKG en sık kullanılan<br />

laboratuar tetkikidir.<br />

43


EKG’nin pek çok kullanım alanı vardır: Miyokardiyal hastalıkların bağımsız bir<br />

belirteci olarak bilgi <strong>ve</strong>rir; kalbin hemodinamik, moleküler, iyonik <strong>ve</strong> ilaca bağlı<br />

anormalliklerini yansıtabilir; pek çok kardiyak 139 problemin 141 uygun tanı <strong>ve</strong> tedavisi<br />

için gerekli bilgiyi sağlayabilir. Özellikle atrial <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya <strong>ve</strong>ntriküler hipertrofi varlığını<br />

ya da ileti bozukluklarını saptamada EKG’den yararlanılır. Sağlıklı çocuklarda EKG,<br />

yas ile büyük değişiklik gösterir. Bu nedenle değişik yaslardaki EKG özelliklerini<br />

belirleyen kalp hızı, PR, QRS, QT süreleri, R <strong>ve</strong> S voltajlarına ilişkin normal değerleri<br />

saptamak için tablolardan yararlanılır 142 .<br />

2. 8. 1. Yenidoğan Elektrokardiyografisi<br />

Yenidoğan döneminde hızlı hemodinamik değişiklikler <strong>ve</strong> EKG çekimindeki<br />

pratik zorluklar nedeniyle EKG’nin değerlendirilmesi zordur. Ayrıca bu dönemde<br />

hipoksi, elektrolit dengesizlikleri, pulmoner vasküler direnç, ciddi hemolitik anemi,<br />

hiper <strong>ve</strong> hipovolemi gibi faktörler de EKG’yi etkiler. Normal yenidoğanın EKG’sinde<br />

bu dönemin hemodinamik özelliklerine bağlı olarak sağ <strong>ve</strong>ntrikül hakimiyeti vardır 143 .<br />

EKG’de;<br />

azalır 143,144 .<br />

• Sağ aks deviasyonu,<br />

• Sağ prekordiyal(V1, V2) derivasyonlarda yüksek R dalgaları,<br />

• Sol prekordiyal(V5, V6) derivasyonlarda derin S dalgaları,<br />

• V1’de pozitif T dalgaları (ilk 5 gün),<br />

• 3 mm’ ye kadar uzanan sivri P dalgaları,<br />

• Sol prekordiyal derivasyonlarda negatif T dalgaları (ilk 4 gün) görülebilir.<br />

Yas ilerledikçe QRS aksı sola kayar. Sağ prekordiyallerde R amplitüdü tedricen<br />

<strong>Prematüre</strong> infantlarda da term yenidoğanlara kıyasla EKG’de birtakım<br />

değişiklikler görülebilir. Özellikle 35 gestasyon haftasından (GH) küçük infantların<br />

EKG’sinde sol <strong>ve</strong>ntrikül hakimiyeti vardır. EKG’de;<br />

• Relatif taşikardi (


• V6’daki T daha uzun,<br />

• Term yenidoğana göre daha fazla EKG değişkenliği vardır.<br />

<strong>Prematüre</strong> EKG örnekleri<br />

Şekil 5a:<br />

Şekil 5b:<br />

2. 9. EKOKARDİYOGRAFİ<br />

Ekokardiyografi, gerçek zamanda kalp atışlarının görüntüsünü elde etmek için<br />

yüksek frekanslı ultrasonik dalgaların kullanıldığı bir teşhis tekniğidir 145 .<br />

Ekokardiyografi, çoğu kalp hastalıklarının takibinde önemli rol oynayan, kalp<br />

hastalıklarını kesin tanımlayabilme yeteneğinde olan bir tekniktir. Ekokardiyografi<br />

45


kardiyak fonksiyonların belirlenmesinde kullanılan diğer yöntemlerle<br />

karşılaştırıldığında aşağıda belirtilen birçok avantajlara sahiptir:<br />

• Noninvaziv bir yöntemdir (vücudun içine hiçbir cihaz yerleştirilmiyor)<br />

• Ağrısız olmasının yanında, hastanın özel bir hazırlık yapmasını<br />

gerektirmiyor.<br />

• Hastaya zararlı etkileri yoktur.<br />

• Bir hastalığın tedavisinin seyrini belirlemek amacıyla bu yöntemin ard arda<br />

tekrarlanması hasta açısından bir sakınca oluşturmaz.<br />

• Anında görüntü oluşturması nedeniyle acil durumlarda hızlı teşhis koyma<br />

olanağı sağlar.<br />

• Taşınabilir <strong>ve</strong> ekonomiktir.<br />

Ekokardiyografi ultrason dalgalarının kardiyolojide kullanılma şekli olup;<br />

kardiyak anatomi, fizyoloji <strong>ve</strong> hemodinami konusunda detaylı bilgiler elde edilebilen<br />

noninvazif bir tanı yöntemidir. Yüksek frekanslı (ultrasonik) dalgalar, bir piezo-elektrik<br />

kristal <strong>ve</strong>ricisi olan transduser tarafından üretilir, vücut dokularına paketler şeklinde<br />

iletilir <strong>ve</strong> bitişik dokuların akustik impedansında bulunan farkları yansıtır. Yansıyan<br />

dalgalar transdusere geri dönerler <strong>ve</strong> piezo-elektrik seramik’in mekanik<br />

deformasyonuna sebep olurlar. Geri yansıyan sesler, cihazın bilgisayar bölümüne<br />

iletilip, geliş zamanlarına göre birbirine eklenip bir resim şekline getirilir <strong>ve</strong> ekrana<br />

yansıtılır. Transduser <strong>ve</strong> yüzeye yansıyan her bir anatomik yapının arasındaki mesafe,<br />

ses dalgalarının başlayışı <strong>ve</strong> yansıdıktan sonra alınışı arasında geçen zaman üzerinden<br />

otomatik olarak makineyle hesaplanabilir.<br />

İnsan kulağı en fazla 2000/saniye’ ye kadar olan titreşimleri duymasına karşılık<br />

ekokardiyografide kullanılan titreşimler 2-10 milyon/sn. arasındadır. Erişkinlerde <strong>ve</strong><br />

büyük çocukta 2-3.5 megahertz yeterli iken yenidoğan <strong>ve</strong> süt çocuğu için 5-7,5<br />

megahertz’lik transducerlar gereklidir 146,147 .<br />

2. 9. 1. Ekokardiyografinin Sınıflandırılması<br />

2. 9. 1. 1. M- mode Ekokardiyografi<br />

46


Ekokardiyografinin gelişiminin ilk evresi M-mode ekokardiyografidir. Kardiak<br />

kontraksiyonda yayılan dalgaların <strong>ve</strong>rtikal eksendeki hareketinin kaydedilmesi “M<br />

(Motion)-mode ekokardiyografi”yi oluşturur. Horizontal (X) ekseni zamanı; <strong>ve</strong>rtikal<br />

(Y) ekseni ise dokuların göğüsten uzaklığını ölçer. Hareketli bir organ olan kalbin<br />

ritmik hareketlerini ekrana yansıtan bu metodla kalbin anatomik yapısı hakkında kısmen<br />

bilgi edinilebilir. Halen kardiyak boyutların (boşluk çapları, septum <strong>ve</strong> duvar<br />

kalınlıkları) ölçülmesinde <strong>ve</strong> sistolik fonksiyonların global olarak değerlendirilmesinde<br />

standart bir yöntem olmasına karşın yapısal kalp anomalilerini belirlemede yetersiz<br />

kalmaktadır 148,149 .<br />

2. 9. 1. 2. İki Boyutlu Ekokardiyografi<br />

Ses kaynağı sesi yelpaze gibi genişleyen üçgen bir alana doğru yayarsa,<br />

titreşimler bir kesit düzeyi oluşturur <strong>ve</strong> buradaki her dokudan yansıyan dalgalar ekranda<br />

resim gibi görülür. En <strong>ve</strong> boy gibi iki boyut olduğundan “İki boyutlu<br />

ekokardiyografi” denir. Böylece kardiyak yapılar kesitsel <strong>ve</strong> iki boyutlu olarak<br />

görüntülenir. Yapısal kalp defektlerinin tanınmasında, damar <strong>ve</strong> kapak çaplarının<br />

belirlenmesinde yararlanılır 149,150 .<br />

2. 9. 1. 3. Doppler ekokardiyografi<br />

Ekokardiyografinin M-mode <strong>ve</strong> iki boyutlu ekokardiyografiden sonraki üçüncü evre<br />

olarak kabul edilen Doppler ekokardiyografinin temeli Avusturya’lı bir fizikçi olan C. J.<br />

Doppler tarafından 19. asırda ortaya konulan Doppler kuramına dayanmasına karşın<br />

klinik kullanıma uyarlanması son iki dekadda mümkün olmuştur 151 .. Belli hızda, kısa<br />

aralıklarla (Pulsed Doppler) <strong>ve</strong>ya devamlı (Continuous Doppler) gönderilen ses<br />

dalgaları, eritrositlere çarparak geriye yansımakta <strong>ve</strong> geri gelen sesle eritrositlerin<br />

hareket yönü <strong>ve</strong> hızı belirlenebilmektedir. Böylece ultrason dalgalarından oluşan bir<br />

adacık halindeki istediğimiz bölgedeki (Sample Volum) kan akımı tetkik edilmiş olur.<br />

<strong>Kan</strong> akımı transduser’ den uzaklaşıyorsa negatif, yaklaşıyorsa pozitif akım trasesi<br />

çizmektedir.<br />

Kardiyovasküler sistemden geçen kan akımının paterni hakkında bilgi <strong>ve</strong>ren bu<br />

yöntem bugün kardiyolojide yaygın olarak kullanılan, kalbin hemodinamisi hakkında<br />

çok değerli bilgiler <strong>ve</strong>rerek büyük ölçüde kalp kateterizasyonu ihtiyacını azaltan<br />

vazgeçilmez bir tanı aracıdır. Bu yöntemle iki boyutlu ekokardiyografi <strong>ve</strong> simultane<br />

EKG kombine edilerek istenilen bölgelerdeki kan akımının paterni, zamanı, <strong>ve</strong>lositesi<br />

47


(hızı) <strong>ve</strong> akselerasyonu (ivmesi) ile Bernoulli eşitliğinden yararlanılarak basınç<br />

gradiyenti belirlenebilmektedir. Böylece kalbin sistolik <strong>ve</strong> diastolik fonksiyonları<br />

konusunda daha detaylı bilgiler elde etmek mümkün olmuştur. Renkli Doppler<br />

ekokardiyografi ile küçük defektler, multipl <strong>ve</strong>ntriküler septal defektler daha iyi görülebilir.<br />

Şantın yönü, akimin kalitesi <strong>ve</strong> kalınlığı transseptal akimin suresi değerlendirilebilir.<br />

Teknolojideki ilerlemeler daha sonraları kalp <strong>ve</strong> damar boşluklarındaki kan<br />

akımını siyah-beyaz iki boyutlu görüntü üzerinde transdusere yaklaşıp uzaklaşması <strong>ve</strong><br />

özelliğine göre (laminar <strong>ve</strong>ya türbülan) renkli olarak görüntülemeyi (kodlamayı)<br />

sağlamıştır. Akımın yönü <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>lositesine göre mavi, kırmızı <strong>ve</strong> sarı-yeşil (mozaik) renk<br />

haritalanması oluşur. <strong>Kan</strong> akımının renklenmesinden yararlanılarak küçük vasküler<br />

yapılar daha net görüntülenebilir, anormal akım paternleri (jet akım, regürjitan akım,<br />

şant akımları vb) kolayca ayırt edilebilir. Renkli akım kılavuzluğunda Pulsed <strong>ve</strong>ya<br />

Continuous Doppler ile daha kolay <strong>ve</strong> daha doğru akım örnekleri elde etmek mümkün<br />

olur.<br />

Ekokardiyografik incelemeler için parasternal, subkostal, suprasternal <strong>ve</strong> apikal<br />

olmak üzere değişik eko pencerelerinden yararlanılır. Son zamanlarda transosefageal<br />

olarak da uygulama alanı bulmuştur. Bu bölgelerdeki incelemeler transduserin kendi ekseni<br />

etrafında çevrilerek değişik düzlemlerde kesit alma özelliklerine dayanır. İki boyutlu<br />

ekokardiyografik çalışmaya kalbin anatomisine genel bir bakışla başlanmaktadır. Önce<br />

iki ayrı <strong>ve</strong>ntrikülün <strong>ve</strong> iki atriumun varlığı başka bir deyişle inter<strong>ve</strong>ntriküler septum <strong>ve</strong><br />

interatrial septumun bulunup bulunmadığı incelenir. Bunu hastanın iki ayrı atrio<strong>ve</strong>ntriküler <strong>ve</strong><br />

semiluner kapakların değerlendirilmesi izler. Büyük damarların hangisinin pulmoner arter <strong>ve</strong>ya<br />

aorta olduğu kararlaştırılarak bunların ilişkide bulunduğu <strong>ve</strong>ntriküllerin durumlarının<br />

normaldeki gibi olup olmadığına bakılır. Pulmoner <strong>ve</strong>nlerin sol atriumla, inferior <strong>ve</strong>na<br />

kava <strong>ve</strong> superior <strong>ve</strong>na kava’nın sağ atriumla devamlılık gösterip göstermediği değerlendirilir.<br />

Mevcut olabilecek defekt <strong>ve</strong>ya defektlerin lokalizasyonu, büyüklüğü, sayısı, sağ <strong>ve</strong> sol<br />

<strong>ve</strong>ntrikül giriş <strong>ve</strong> çıkış yolu obstrüksiyonları, ana pulmoner arter <strong>ve</strong> dalları; çıkan, arkus <strong>ve</strong><br />

inen aorta ile birlikte bulunabilecek diğer lezyonlar klinik bilgiler dikkate alınarak<br />

değerlendirilir. Total anormal pulmoner <strong>ve</strong>nöz dönüş <strong>ve</strong> kor triatriatum gibi konjenital<br />

malformasyonlar, tümör, trombus, bakteriyel endokardit <strong>ve</strong>rrusu, perikardit effuzyonu gibi<br />

durumlar incelenir. <strong>Kalp</strong> boşluklarının büyüklükleri, duvar <strong>ve</strong> septum kalınlıkları<br />

değerlendirilir.<br />

48


Şekil 6: A-mod, B-mode <strong>ve</strong> M-mode ekokardiyogramların oluşumu. Transduser her anatomik katmanda yansıyan<br />

ultrasonik bir ışın yayar. Yansıyan dalgalar, noktalar (B-mode) ya da spiklar (A-mode ) şeklinde gösterilebilirler. Noktanın parlaklığı<br />

<strong>ve</strong> spikm büyüklüğü, yansıyan ışının miktarına bağlı olarak değişir. Eğer B-mode sinyalleri, zamana bağlı olarak soldan sağa doğru<br />

kaydırılırsa M-mode imajı oluşur. CW=göğüs duvarı; RV=sağ <strong>ve</strong>ntrikül; IVS:inter<strong>ve</strong>ntriküler septum; PML:mitral arka kapak; <strong>ve</strong><br />

PW=arka duvar. (Hagan AD.Oe Maria AN.Clinical Applications of Two-Dimensionel Echocardiography and Cardiac Doppler.Boston:<br />

Little,Brown;1989, izniyle.)<br />

Şekil 7: Kardiyak boyutların M-mode ölçümleri için tavsiye edilen kriterler. Figürler <strong>ve</strong> eliptik imajlar (a,b,c,d <strong>ve</strong> e)<br />

‘leading edge’ metodunu göstermektedir. ARV:sağ <strong>ve</strong>ntrikül ön duvarı; RV:sağ <strong>ve</strong>ntrikül; LV:sol <strong>ve</strong>ntrikül; PLV:sol <strong>ve</strong>ntrikül arka<br />

duvarı; S:septum; PPM:papiller kas; AMV <strong>ve</strong> PMV:mitral ön <strong>ve</strong> arka kapak; EN:endokard; EP:epikard; Ao:aort; LA:sol atrium;<br />

AV: aort kapak.<br />

2. 9. 2. SOL VENTRİKÜL SİSTOLİK VE DİASTOLİK<br />

FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

49


2. 9. 2. 1. KARDİYAK FİZYOPATOLOJİ<br />

<strong>Kalp</strong>, dokuların ihtiyaç duyduğu kanı normal doluş basınçları altında<br />

pompalayarak dağılımını sağlayabilme görevini kontraksiyon, relaksasyon <strong>ve</strong> dolum<br />

evrelerinden oluşan bir döngü içinde yerine getirir. Sistolik evre kalbin kasılabilirlik <strong>ve</strong><br />

ileri atım gücünü, diastolik evre ise kalbin relaksasyon kapasitesinini belirler. Hem<br />

sistol hem de diastol kendi içinde her biri enerji gerektiren <strong>ve</strong> farklı görevleri olan<br />

evrelerden oluşmuştur. Bu evreler ilk olarak Wiggers tarafından tanımlanmıştır. Daha<br />

sonra adı ile anılan Wiggers kalp döngüsü 152 (Şekil 5) sistol <strong>ve</strong> diastolün evrelerine<br />

ilişkin bilgiler <strong>ve</strong>rmektedir. Her kalp atımı, bir biri ardı gelen 3 fazdan oluşan bir döngü<br />

sonucu oluşur. <strong>Kalp</strong> döngüsünü oluşturan bu fazlar; Kontraksiyon fazı, Relaksasyon<br />

fazı, Doluş fazı seklinde sıralanabilir 153 . Birinci faz sistole, 2. <strong>ve</strong> 3. fazlar ise diastole<br />

aittir.<br />

2. 9. 2. 1. 1. Sistolik Faz:<br />

a) İzovolumetrik Kontraksiyon Zamanı (IVCT): Q dalgasının başlangıcı ile<br />

başlayıp, QRS kompleksi boyunca devam eder. Ventrikül depolarizasyonunun<br />

başlangıcı ile ejeksiyonunun başlangıcı arasındaki süredir. Longitudinal aksta trans<strong>ve</strong>rs<br />

aksa göre daha kısadır, ortalama fark 25 msn kadardır. <strong>Kalp</strong> içi volümün sabit olup<br />

rotasyonel hareketin yapıldığı fazdır 155 . Genellikle mekanik döngünün, hemen sistol<br />

öncesinde <strong>ve</strong>ntrikül içi basıncının hızla artıp <strong>ve</strong>ntriküllerin aktif olarak basınç meydana<br />

getirdiği diastol sonunda başladığı farzedilir. Ventriküllerin içinde oluşan sistolik basınç<br />

henüz kan <strong>ve</strong>ntrikülden atılmadan yükselerek atrial basınçları geçer <strong>ve</strong> bunun<br />

sonucunda da mitral <strong>ve</strong> triküspid kapaklar yukarıya doğru itilerek kapanır. Bu faz<br />

esnasında <strong>ve</strong>ntrikül basıncı henüz aort <strong>ve</strong> pulmoner arter basıncı değerlerine<br />

ulaşmamıştır <strong>ve</strong> semilunar kapaklar kapalıdır. Ventrikül hacmi sabit kalırken basınçta<br />

artmanın olduğu bu evreye ‘İzovolumik <strong>ve</strong>ya İzovolumetrik Kasılma Fazı’ denir. Bu<br />

evre elektrokardiyografideki “R” dalgasının zir<strong>ve</strong> noktası <strong>ve</strong>ya birinci kalp sesinin<br />

başlaması ile baslar <strong>ve</strong> semilunar kapakların açılmasına kadar devam eder.<br />

50


Şekil 8: İzovolumetrik Kontraksiyon Fazı<br />

b) Sistolik Kontraksiyon Fazı (Ejeksiyon fazı): QRS kompleksi sonu ile T<br />

dalgası sonu arasında olan pozitif dalgadır. Ventrikül ejeksiyonu bu periyotta olur 156 .<br />

QRS kompleksi sonu ile T dalgası sonu arasında olan pozitif dalgadır. Ventrikül<br />

basıncının aort <strong>ve</strong> pulmoner arter basıncını aşması ile semilunar kapaklar açılır; sistemik<br />

<strong>ve</strong> pulmoner dolaşıma kanın atılması gerçekleşir. Bu döneme ejeksiyon fazı denir.<br />

Sistolik zir<strong>ve</strong>ye kadar olan bölüm “erken ejeksiyon”, zir<strong>ve</strong>den sonraki bölüm ise “geç<br />

ejeksiyon” olarak adlandırılır. Erken bölümde kanın aortaya atılması <strong>ve</strong>ntrikül<br />

volümünde hızlı azalma yapar, geç bölümde ise volüm azalması ile birlikte basınç<br />

azalması da vardır. Geç ejeksiyon <strong>ve</strong>ntrikül gevşemesi ile diastolik fazın başladığı<br />

dönemdir. Semilunar kapakların kapanması ile son bulur 153 .<br />

Şekil 9: Ventriküler Ejeksiyon<br />

51


Normal insanlarda doku doppler ile yapılan çalışmalarda <strong>ve</strong>ntriküllerin <strong>ve</strong><br />

septumun değişik segmentlerinin heterojen sistolik <strong>ve</strong> diastolik akım özellikleri<br />

gösterdiği görülmüştür. Bu heterojenitenin nedeni miyokardiyal liflerin farklı anatomik<br />

düzenlenmesidir 154,157,158 . <strong>Kalp</strong> siklusu boyunca apeks, göreceli olarak sabit olup, kalp<br />

uzun eksen boyunca hafif rotasyon ile birlikte apikale doğru hareket eder. Bu nedenle<br />

sistolik <strong>ve</strong> diastolik miyokard <strong>ve</strong>lositeleri bazal <strong>ve</strong> lateral segmentlerde en<br />

yüksektir 159,160,161 . Miyokard segment <strong>ve</strong>lositeleri bölgesel <strong>ve</strong>ntriküler kontraktilite<br />

hakkında bilgi <strong>ve</strong>rirken, mitral anuler <strong>ve</strong>losite ölçümü tüm longitudinal fonksiyonu<br />

değerlendirir 162 . Greenbaum <strong>ve</strong> ark. sol <strong>ve</strong>ntrikül sistolik <strong>ve</strong> diastolik fonksiyonlarını<br />

etkileyen en önemli parametrenin miyokardiyal fibrillerinin anatomik yerleşimi<br />

olduğunu göstermiştir 163 . Miyokardiyal kas lifleri iki farklı tipten oluşur:<br />

• Longitudinal lifler: Fibröz apeksten fibröz atriyo<strong>ve</strong>ntriküler ringe kadar<br />

uzanırlar <strong>ve</strong> başlıca subendokardiyal, sol <strong>ve</strong>ntrikül serbest duvarının<br />

subepikardiyal tabakasında <strong>ve</strong> papiller kaslarda bulunur, septumda<br />

bulunmaz 163,164 . Sol <strong>ve</strong>ntrikülün longitudinal akstaki hareketi temel olarak<br />

subendokardiyal lifler iledir 165 . Erken sistol sırasında longitudinal liflerin<br />

kısalması sirkumferansiyel liflerden önce olur <strong>ve</strong> izovolumetrik<br />

kontraksiyon fazı sırasında sol <strong>ve</strong>ntrikül kavitesi daha sferik duruma<br />

gelir 160 .<br />

• Sirkumferansiyel lifler: Sol <strong>ve</strong>ntrikül serbest duvarının orta<br />

tabakalarında bulunur, inter<strong>ve</strong>ntriküler septumda büyük boyutlarda<br />

görülmekte <strong>ve</strong> özellikle sol <strong>ve</strong>ntrikül bazalinde belirgin olan bir sfinkter<br />

sistemi oluşturmakta. Esas olarak sol <strong>ve</strong>ntrikül ejeksiyonundan<br />

sorumludur 163,164,165,166 .<br />

52


Şekil 10: Wiggers döngüsü. b <strong>ve</strong> c sistol; d,e,f,g <strong>ve</strong> a diastole ait bölümleri göstermektedir. Eş zamanlı basınç, fono <strong>ve</strong><br />

EKG beraberliğinde her atımda gerçeklesen olaylarla ilişkisi belirtilmiştir.<br />

53


2. 9. 2. 1. 2. Diastolik Fazlar:<br />

<strong>Kan</strong>ın diastol boyunca <strong>ve</strong>ntriküle dolusunu sağlayan <strong>ve</strong> birbiri ile ilişkili olan 2<br />

önemli mekanizma vardır. Bunlar gevşeme (relaksasyon) <strong>ve</strong> esneme (kompliyans)<br />

mekanizmalarıdır.<br />

a)Relaksasyon (Gevşeme):<br />

Miyokardın relaksasyonu kontraktil elementlerin çözülmesi <strong>ve</strong> miyofibrillerin<br />

kontraksiyon öncesi uzunluğuna gelmesini içerir. Relaksasyon sodyum-potasyum <strong>ve</strong><br />

kalsiyum pompalarının çalışmasını gerektiren enerjiye bağımlı bir olaydır. Sistolün<br />

ortasında başlayan, bu nedenle sistolik gevşemede de denilen ilk gevşeme, diastolik<br />

dolusun ilk 1/3’ü boyunca devam eder. Aort kapağının kapanmasından mitral kapağın<br />

açılmasına kadar geçen süre ise izovolumetrik relaksasyon zamanı (IVRT) <strong>ve</strong> mitral<br />

kapağın açılması ile başlayan hızlı doluş fazı ile devam eder 153 .<br />

b)Kompliyans (Esneme):<br />

Mitral kapak yoluyla LV’e dolan kanın <strong>ve</strong>ntrikülü doldurması için gereken<br />

LV’ün pasif esneme özelliği kompliyans olarak tanımlanır. Relaksasyondan farklı<br />

olarak enerji gerektirmeyen pasif bir olay olup <strong>ve</strong>ntrikülün esneyebilirliğini oluşturur.<br />

Frank Starling kanununa göre kalp fizyolojik sınırlar içerisinde ne kadar çok gevşer <strong>ve</strong><br />

esnerse o kadar iyi kasılabilir <strong>ve</strong> iyi bir atım hacmine sahip olabilir. Esnemenin<br />

azalması durumunda LV diastolik fonksiyonunun bozulmasına bağlı olarak sol atrium<br />

(LA) basıncı <strong>ve</strong> sol <strong>ve</strong>ntrikül diastol sonu (LVDD) basıncı artmaktadır.<br />

Esneyebilirlikteki azalma miyokardiyal stiffness (miyokard katılığı) artısı ile<br />

koreledir 153 . Kalbin yeterli atım hacmini sağlayabilmesi için diastolde yeterince<br />

gevşeyip, esneyerek LV’ün yeterli volümle dolması gerekmektedir. Bu yeterli volümü<br />

sağlayan doluş basıncı LV diastol sonu basıncını belirler. Gerek gevşeme gerekse de<br />

esneyebilme özelliklerindeki bozulmalar yeterli diastol sonu volümü sağlamak için daha<br />

yüksek LVDD basıncına neden olur. Diastol fazı birbirini takip eden dört periyottan<br />

oluşmaktadır:<br />

2. 9. 2. 1. 2. 1. İzovolumik Relaksasyon Zamanı(IVRT): Sistolün geç<br />

ejeksiyon fazında, <strong>ve</strong>ntrikül içinde hızla basınç düşmesi olur. Ventrikül içi basınç aort<br />

sistolik basıncının altına indiğinde aortik kapak kapanır. Ancak bu esnada <strong>ve</strong>ntrikül içi<br />

basınç hala sol atrium basıncından yüksek olduğu için mitral kapak kapalıdır. Ventrikül<br />

içi hacim sabit kalırken miyokardın relaksasyonu ile basınç azalması devam eder <strong>ve</strong> bir<br />

54


süre sonra <strong>ve</strong>ntrikül içi basınç sol atrium basıncının altına düşüp mitral kapağın<br />

açılmasına neden olur. Aort kapağının kapalı olduğu <strong>ve</strong> mitral kapağın açılmasına kadar<br />

devam eden bu döneme izovolumik <strong>ve</strong>ya izovolumetrik gevşeme fazı denir. Mitral<br />

kapağın tam açılmasına kadar süren bu dönem normal insanlarda 90-110 msn<br />

arasındadır.<br />

Şekil 11: Ventriküler Relaksasyon<br />

2. 9. 2. 1. 2. 2. Hızlı Doluş Fazı(Pasif Doluş, E Zamanı): Erken diastolik hızlı<br />

doluş fazı mitral kapak açılması ile başlar <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ntrikül içi basınç sol atrium basıncına<br />

eşitlendiğinde <strong>ve</strong>ya bunu geçtiğinde sona erer. Mitral kapağın açılması ile birlikte sol<br />

<strong>ve</strong>ntriküle hızla kan dolusu olur. Bu dolum birkaç mmHg atrio<strong>ve</strong>ntriküler basınç farkı<br />

ile pasif olarak gerçekleşir. Ancak atrio<strong>ve</strong>ntriküler kan akımının hızı; atrio<strong>ve</strong>ntriküler<br />

basınç farkı yanında, her iki boşluğun kompliyanslarına/esneyebilirliğine <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ntrikül<br />

gevşemesine bağlıdır <strong>ve</strong> bu faktörler sol <strong>ve</strong>ntrikül erken diastolik doluşunda sol atrium<br />

basıncından çok daha önemli yere sahiptir. Her ne kadar pasif doluş fazı olarak<br />

adlandırılsa da <strong>ve</strong>ntrikül gevşemesi enerji gerektiren bir süreçtir <strong>ve</strong> bu fazda ATP<br />

harcanır. Sol atrium basıncı kanın sol <strong>ve</strong>ntriküle geçmesi ile azalır ancak <strong>ve</strong>ntrikül<br />

gevşemesi sayesinde, <strong>ve</strong>ntrikül basıncı da kan dolusunun başlamasının hemen<br />

sonrasında birkaç mmHg düşer, en düşük değerlerine ulaşır <strong>ve</strong> hızlı doluş devam<br />

ettirilir. <strong>Kan</strong> sol <strong>ve</strong>ntriküle geçtikçe <strong>ve</strong>ntrikül içi basınç artmaya baslar. Başlangıçta<br />

dengelenebilen basınç değeri miyokard gevşemesinin de azalması ile hızla yükselmeye<br />

baslar. Sol atrium basıncındaki düşüş, sol <strong>ve</strong>ntrikül basıncındaki artış sonucunda<br />

atrio<strong>ve</strong>ntriküler basınç farkı <strong>ve</strong> dolayısıyla kanın sol <strong>ve</strong>ntriküle dolusu giderek azalır.<br />

55


Normalde sol <strong>ve</strong>ntrikül diastolik dolusunun yaklaşık olarak %80’ i bu safhada<br />

olmaktadır.<br />

Şekil 12: Erken Dolum Fazı<br />

2. 9. 2. 1. 2. 3. Diyastazis(Diastolik akımın kısa bir süre durması): Bu fazda<br />

sol atrium <strong>ve</strong> sol <strong>ve</strong>ntrikül basınçları hemen hemen eşittir, atrio<strong>ve</strong>ntriküler basınç farkı<br />

ortadan kalkmıştır <strong>ve</strong> pulmoner <strong>ve</strong>nlerden sol atriuma gelen kanın sol <strong>ve</strong>ntriküle akması<br />

ile ila<strong>ve</strong> sol <strong>ve</strong>ntrikül dolusu gözlenir. Bu faz, diastolik doluş periyodu nisbi olarak uzun<br />

ise görülür <strong>ve</strong> özellikle egzersizde olduğu gibi yüksek kalp hızlarında ortadan kalkar.<br />

2. 9. 2. 1. 2. 4. Geç Dolum Fazı(Atrial Kontraksiyon, A Dalgası): Sinüs<br />

ritminde sol atrial elektriksel uyarısı sonrası sol atrial kasılma oluşur. Atrial kasılma<br />

yeni bir transmitral basınç farkı oluşturup, diyastazis fazında yarı açık konuma gelen<br />

mitral yaprakçıkları tekrar açarak, geç diastolde kanın atriumdan <strong>ve</strong>ntriküle geçişini<br />

sağlar. Bu dönem geç dolum fazı olarak adlandırılır <strong>ve</strong> normal kalplerde tüm sol<br />

<strong>ve</strong>ntrikül dolusunun %15-20’ si bu dönemde gerçekleşir. Atrium kasılmasının olmadığı<br />

atrial fibrilasyon varlığında bu katkı ortadan kalkar.<br />

56


Şekil 13: Atrial Sistol<br />

2. 9. 2. 2. Sol <strong>ve</strong>ntrikül sistolik fonksiyonlarının değerlendirilmesi<br />

Miyokard mekaniğinin anlaşılmasına bağlı son gelişmelere rağmen, klinik<br />

olarak sol <strong>ve</strong>ntrikül sistolik volüm değişikliği (LVEF: Sol Ventrikül Ejeksiyon<br />

Fraksiyonu) yada sistolik çap değişim yüzdesi (FS(Fractional shortening):Kısalma<br />

Fraksiyonu) halen <strong>ve</strong>ntrikül performansının değerlendirilmesinde en sık kullanılan<br />

yöntemdir. Vasküler <strong>ve</strong> hormonal etkiler, kardiak hipertrofi <strong>ve</strong> geometri ile miyokard<br />

fonksiyonu gibi faktörlerinde etkilerinin dahil olduğu kompleks bir etkileşmenin son<br />

ürünü olduğu anlaşılmasına rağmen kısalma yüzdesi ile eşitlemek klinikte yaygın bir<br />

uygulamadır. LVEF <strong>ve</strong> FS ölçmek için birkaç ekokardiyografik parametre kullanılabilir.<br />

2. 9. 2. 2. 1. M-mode ekokardiyografi<br />

Sol <strong>ve</strong>ntrikül boşluğunun boyutları <strong>ve</strong> duvar kalınlıklarının ölçümü M-mode<br />

kayıtlarda elde edilebilir. Amerikan Ekokardiyografi Derneğinin önerileri<br />

doğrultusunda ölçümler, diastol sonunda QRS kompleksinin başlangıcında <strong>ve</strong> sistol<br />

sonunda sol <strong>ve</strong>ntrikül arka duvar endokardının yukarı yöndeki hareketinin en fazla<br />

olduğu noktada yapılır. Ayrıca M-mode ölçülen <strong>ve</strong>ntrikül boyutları <strong>ve</strong>ntrikülün<br />

tamamını yansıtmayabilir. Fraksiyonel kısalma da hesaplanabilir. Bu değer LV<br />

fonksiyonunun değerlendirilmesinde yardımcıdır. Ancak, sol <strong>ve</strong>ntrikülün yalnızca<br />

izlenen düzlemdeki fonksiyonunu yansıtır. <strong>Kalp</strong> kasılmalarının es zamanlı olmadığı<br />

durumlarda ya da segmental dissinerji durumunda yanlış yorumlara neden olabilir 149 .<br />

2. 9. 2. 2. 2. İki boyutlu ekokardiyografi<br />

57


İki boyutlu (2D) ekokardiyografi sol <strong>ve</strong>ntrikül <strong>ve</strong> çevresini birçok düzlemde<br />

görüntüleyebildiğinden odacık hacimlerinin <strong>ve</strong> EF’nin hesaplanması konusunda M-<br />

mode EKO’dan belirgin olarak daha üstündür. Ekokardiyografi ile LV hacimlerini<br />

hesaplamak için değişik algoritmalar önerilmektedir. Bu algoritmaların çoğu sol<br />

<strong>ve</strong>ntrikülün elips seklinde bir küre olduğunu varsayıp hacim hesaplamasında çap-<br />

uzunluk <strong>ve</strong>ya alan-uzunluk ölçümleri kullanılır. Sol <strong>ve</strong>ntrikül hacmini hesaplamada en<br />

çok kullanılan yöntem, Simpson kuralı’na dayanır. Burada LV birçok düzlemde<br />

kesitlenerek ortaya çıkan dilimlerin alanları toplanır <strong>ve</strong> hacim buna göre hesaplanır. Bu<br />

yöntemin en önemli avantajı, LV geometrisi konusunda herhangi bir varsayıma gerek<br />

olmamasıdır. Sol <strong>ve</strong>ntrikül hacmini <strong>ve</strong> EF’yi hesaplamak için kuralın değişik<br />

modifikasyonları kullanılmaktadır. Bunlardan en iyisi, apeks hacmini elipsoid olarak<br />

varsayan bir modifikasyonudur 149 . Sol <strong>ve</strong>ntrikül EF ölçümlerinde, modifiye Simpson’s<br />

yönteminin kullanımı önerilmekte ancak LV sekli ileri derecede bozulmuş hastalarda<br />

hatalı sonuçlara mahal <strong>ve</strong>rmemek için apikalden göz kararıyla bakılıp ölçümün<br />

uygunluğunun teyit edilmesi önerilmiştir 150 .<br />

2. 9. 2. 2. 3. Miyokard performans indeksi<br />

Miyokard performans indeksi (MPI), sol <strong>ve</strong>ntrikülün global (sistolik <strong>ve</strong><br />

diastolik) olarak performansını gösteren değerdir. Miyokard performans indeksi;<br />

izovolumetrik kontraksiyon zamanı (IVCT) <strong>ve</strong> izovolumetrik relaksasyon zamanı<br />

(IVRT) toplamının ejeksiyon zamanına (ET) oranıdır. Sol <strong>ve</strong>ntrikül çıkış yolu <strong>ve</strong> mitral<br />

inflow’dan Doppler metodu ile hesaplanır. Normal değeri %40’dan daha az olup bunun<br />

üzerindeki değerler sol <strong>ve</strong>ntrikül performansının bozulduğunu gösterir 167 . Miyokard<br />

performans indeksi mitral inflow’dan konvansiyonel yöntem ile ölçülebileceği gibi PW<br />

doku Doppler ile de ölçülebilir. Özellikle PW Doppler intervallerine teknik olarak<br />

ulaşmanın zor olduğu durumlarda <strong>ve</strong> yüksek kalp hızı değişkenliğinin varlığında MPI<br />

konvansiyonel metod ile yanlış sonuç <strong>ve</strong>rebilir. Bu durumda doku Doppler MPI<br />

konvansiyonel metoda iyi bir alternatif olabilir 168 . Sol <strong>ve</strong>ntrikül kontraktil durumu<br />

hakkında hızlı <strong>ve</strong> doğru bilgiler <strong>ve</strong>rebilmesine karsın doku Doppler MPI ön yük <strong>ve</strong> ard<br />

yükteki akut değişikliklerden kolay etkilenir 169 . Miyokard performans indeksi daha önce<br />

yapılan çalışmalarda; kardiyak amiloidoz, primer pulmoner hipertansiyon <strong>ve</strong> idyopatik-<br />

dilate kardiyomiyopati hastalarında mortalite <strong>ve</strong> morbidite ile yakından ilgili<br />

bulunmuştur 170 . Son yıllarda yapılan başka bir çalışmada ise sol <strong>ve</strong>ntrikül MPI<br />

58


metabolik sendromlu kadın hastalarda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek<br />

hesaplanmıştır 171 .<br />

Global olarak sol <strong>ve</strong>ntrikül sistolik fonksiyonu en sıklıkla M-mode<br />

ekokardiyografi ile SF, LVEF <strong>ve</strong> ortalama dairesel liflerin kısalma hızı (mVcf)<br />

ölçülerek değerlendirilir.<br />

SF sol <strong>ve</strong>ntrikül diastolik çapının sistolik çaptan farkının, diastolik çapa oranıdır.<br />

Yüzde (%) şeklinde ifade edilir.<br />

SF = ( LVDd–LVDs) / LVDd × 100<br />

Sol <strong>ve</strong>ntrikül ejeksiyon fraksiyonu ise diastolik <strong>ve</strong> sistolik hacim farkının<br />

diastolik hacime oranıdır. Sol <strong>ve</strong>ntrikül elipsoid yapıda kabul edilerek sol <strong>ve</strong>ntrikül<br />

sistolik <strong>ve</strong> diastolik çaplarından, sistolik <strong>ve</strong> diastolik hacim bulunarak aşağıdaki<br />

formülden hesaplanır:<br />

LVEF = (LVEDV −LVESV) / LVEDV × 100<br />

Global sol <strong>ve</strong>ntrikül sistolik fonksiyonu indekslerinden bir diğeri ortalama<br />

dairesel liflerin kısalma hızıdır (mVcf). Sol <strong>ve</strong>ntrikülün sirküler bir yapıda olduğu farz<br />

edilerek sistolde sol <strong>ve</strong>ntrikül çevresinin kısalma hızı;<br />

ΔCF= π x LVDd – π x LVDs<br />

mVcf= [ (π x LVDd – π x LVDs) / π x LVDd] / LVET<br />

mVcf=[ (LVDd-LVDs) / LVDd] / LVET<br />

mVcf =FS / LVET formülünden hesaplanır.<br />

Bu indekslerin hesaplanması için ölçülen sol <strong>ve</strong>ntrikül çapları yalnızca bir kesit<br />

<strong>ve</strong> doğrultudan elde edildiğinden, ayrıca LVEF için boşluk hacminin hesaplanması için<br />

çeşitli geometrik kabullerden yola çıkılarak yapıldığından, bölgesel duvar hareketleri<br />

bozuk olduğunda ölçümün sistolik fonksiyonu değerlendirmede hatalı olması<br />

muhtemeldir. Ancak çocuklarda bölgesel duvar hareketleri bozukluğu istisnai<br />

durumlarda söz konusudur. Dolayısıyla bu indeksler sol <strong>ve</strong>ntrikül sistolik fonksiyonunu<br />

global olarak değerlendirmede gü<strong>ve</strong>nilir sonuçlar <strong>ve</strong>rmektedir.<br />

59


2. 9. 2. 3. Sol <strong>ve</strong>ntrikül diastolik fonksiyonlarının değerlendirilmesi<br />

1980 yılından önce <strong>ve</strong>ntriküllerin diastolik fonksiyonları genellikle kateter<br />

laboratuarında invaziv teknikler <strong>ve</strong> karmaşık metodlar kullanılarak çalışılmıştır 176,177 .<br />

Son yıllarda ise Doppler ekokardiyografi ile sağlıklı çocuklarda, erişkinlerde <strong>ve</strong> kalp<br />

hastalarında <strong>ve</strong>ntriküllerin diastolik fonksiyonları çalışılabilir hale gelmiştir 178,179 . Bugün<br />

bilinmektedir ki, diastolik fonksiyon bozuklukları sistolik fonksiyonlar bozulmadan<br />

önce başlar. Bundan dolayı diastolik fonksiyon bozukluğunun saptanması hastalığın<br />

erken döneminde tanının koyulmasına olanak sağlar 176 . Diastolik fonksiyonların<br />

değerlendirilmesi bu fonksiyonları belirleyen çok sayıda <strong>ve</strong> karmaşık faktörün<br />

olmasından dolayı oldukça güçtür. Bunlar relaksasyon, pasif kompliyanslı atriumların<br />

kasılması, koronerlerin erektil etkisi, viskoelastik özellikler, <strong>ve</strong>ntriküler etkileşim <strong>ve</strong><br />

perikardın sınırlayıcı etkisidir 176 . Diastolik fonksiyonlar ayrıca yaş, kalp hızı,<br />

miyokardın kasılması <strong>ve</strong> preload gibi değişkenlerden etkilenmektedir ki, objektif bir<br />

değerlendirme için bu değişkenlerin elimine edilmesi gerekmektedir 176,177 . Organik kalp<br />

hastalıklarının tüm formlarının sol <strong>ve</strong>ntrikül diastolik disfonksiyonu ile ilişkili olduğu<br />

ortaya konulmuştur. Hipertansif kalp hastalığı, hipertrofik kardiyomiyopati, koroner<br />

arter hastalığı, dilate kardiyomiyopati <strong>ve</strong> kalp kapak hastalıklarının bütün şekilleri bu<br />

gurubun içine girer 167 . Sistolik fonksiyonların belirlenmesinde M mode/2D Doppler,<br />

diastolik disfonksiyonun <strong>ve</strong> diastolik kalp yetersizliğinin belirlenmesinde ise PW<br />

Doppler kullanılır 172 .<br />

2. 9. 2. 3. 1. M-mode ekokardiyografi<br />

M-mode kayıtlarda mitral kapak ön liflet M harfi, arka liflet W harfi<br />

görünümünde <strong>ve</strong> ön liflet açılma amplitüdü normal şartlarda daima daha büyüktür. Her<br />

iki kapak amplitüdlerinin eşitliğe gidisi ön liflet açılımını kısıtlayan bir etken olmadıkça<br />

diastolik fonksiyonlardaki bozulmayı gösterir 172 .<br />

2. 9. 2. 3. 2. Transmitral akımın PW Doppler analizi<br />

Son yıllarda SV diastolik fonksiyonunun değerlendirilmesinde mitral akım hızı<br />

modellerinin kullanılmasına karsı büyük bir ilgi vardır. Transmitral dolum hızları<br />

diastol sırasındaki LA <strong>ve</strong> LV arasındaki basınç gradyentini gösterir. Erken diastolde,<br />

LV içerisindeki basınç düşük olduğundan E dalgası hızı artar. Diastol ortasında LV ile<br />

LA arasındaki basıncın eşitlenmesine bağlı transmitral akım hızı yavaşlar. Geç<br />

diastolde, LA kontraksiyonu küçük bir gradient yapıp transmitral akımı hızlandırarak E<br />

60


dalgasından daha az büyüklükteki ikinci bir zir<strong>ve</strong>ye (A dalgası) neden olur 149 . Sol<br />

<strong>ve</strong>ntrikül volümü sabit kalmak kaydı ile aort kapağının kapanmasından mitral kapağın<br />

açılmasına kadar geçen süre izovolumetrik gevşeme zamanı (IVRT)’dir. İzovolumetrik<br />

gevşeme zamanı, PW Doppler ile aort ileri akımının bittiği noktadan mitral diastolik<br />

akımın başladığı nokta arası olarak belirlenir. Sol <strong>ve</strong>ntrikül basıncındaki azalma,<br />

IVRT’yi belirleyen en önemli faktördür. Düşük aort diastolik basıncı <strong>ve</strong>ya yüksek LA<br />

basıncı gevşeme hızından bağımsız olarak IVRT’yi kısaltır. İzovolumetrik gevşeme<br />

zamanı, LA doluş basıncı artmadan, E/A oranı değişmeden gözlenen ilk bozulma<br />

işaretidir. Elli yas altında 65-90 msn, 50 yas üstünde 70-110 msn normal değerler olarak<br />

kabul edilir. E dalgası, mitral kapağın açılması <strong>ve</strong> kanın basınç farkı ile SV’e hızlı<br />

dolusunu gösterir. Deselerasyon zamanı (Dec. T); transmitral diastolik basınç farkının,<br />

E akım hızının pik değere ulaşmasından sonraki sıfırlanma noktasına kadar geçen süre<br />

olarak bilinir 172 .<br />

1. Normal Pattern<br />

Genç <strong>ve</strong> sağlıklı kişilerde görülen normal paternde; E/A >1, DT: 200±40 msn<br />

olarak <strong>ve</strong>rilmiştir. Elli yas üstünde E/A oranı küçülmeye baslar 172 .<br />

2. Uzamış Gevşeme Patterni (Tip I Diastolik Disfonksiyon)<br />

E akım hızında azalma, A akım hızında artma, E/A 1’den küçük, Dec. T <strong>ve</strong><br />

IVRT’de uzama (Dec. T >240 msn, IVRT>90 msn) ile belirlenir. Sol <strong>ve</strong>ntrikül iskemisi,<br />

hipertrofisi <strong>ve</strong> artan yaşla birlikte gözlenir 172,173 .<br />

3. Yalancı (Pseudo) Normal Pattern (Tip II Diastolik Disfonksiyon)<br />

İkinci ile 4. <strong>ve</strong> 5. patern arasındaki geçişi gösterir. Doluş basıncının normalin üst<br />

sınırını aşmaya başladığı dönemdir. Doluş basıncı genellikle 15 mmHg’dan fazladır.<br />

Normal PW Doppler akım örneğini taklit eder (E/A 1- 2, Dec. T :160-240 msn, IVRT<br />


Yüksek SV basıncının SA basıncını asması nedeni ile transmitral A dalga akım<br />

hızı yok denecek kadar azdır. Dec. T


Sekil 14: Diastolik fonksiyon bozukluğu evreleri: LV <strong>ve</strong> LA’nın diastol esnasındaki basınçları, transmitral Doppler LV<br />

dolum akım hızları, pulmoner <strong>ve</strong>n Doppler hızları <strong>ve</strong> Pulsed Wa<strong>ve</strong> Doku Doppler (PWDD) hızlarında gözlenen değişiklikler (89).<br />

2. 9. 2. 3. 3. Pulmoner Ven PW Akımının Doppler Analizi<br />

Yakın zamanlarda, dikkatler SV disfonksiyonu <strong>ve</strong> SA basıncını değerlendirmede<br />

yardımcı Doppler teknikleri üzerine yoğunlaşmıştır. Normal sağlıklı kişilerde 40 yasın<br />

altında pulmoner <strong>ve</strong>n sistolik akım hızı (Ps), pulmoner <strong>ve</strong>n diastolik akım hızı (Pd)’ye<br />

esit <strong>ve</strong>ya daha küçük olup yasla birlikte Ps’de artma, Pd’de azalma <strong>ve</strong> a ters akımında<br />

(Ra) artma olur. Bu, yasla birlikte SV dolumunda meydana gelen olumsuz değişimlerin<br />

mitral akım Doppler paternine yansıdığı gibi pulmoner <strong>ve</strong>n Doppler paternine de<br />

yansıdığını gösterir. Ps <strong>ve</strong> Pd dalgaları genç erişkinlerde normalde eşit olup uzamış<br />

gevşeme paterninde Ps/Pd oranı artarken, pseudonormal <strong>ve</strong> restriktif paternde Ps/Pd<br />

oranı azalır. Pulmoner <strong>ve</strong>n Ra süresi mitral A dalgasından normalde daha küçüktür. Bu<br />

süre A dalgası süresini 30 msn geçerse SV diastol sonu basıncı 20 mmHg’nın<br />

üzerindedir 149,172,173 .<br />

2. 9. 2. 3. 4. Doku Doppler Görüntüleme<br />

Mitral kapak uçlarından konvansiyonel “pulsed wa<strong>ve</strong> Doppler” metoduyla<br />

yapılan incelemede yüksek frekanslı düşük amplitüdlü kan akım hızları<br />

değerlendirilirken, mitral anuler doku Doppler metodunda düşük frekanslı yüksek<br />

amplitüdlü miyokardiyal hareket hızları değerlendirilir. Tipik bir doku Doppler<br />

63


görüntüsü (DDG) incelendiğinde sistol sırasında <strong>ve</strong>ntrikül merkezine yönelen bir sinyal<br />

(Sm) <strong>ve</strong> erken-geç diastol de merkezden uzaklaşan iki farklı sinyal alınır (Em <strong>ve</strong> Am).<br />

Normal kişilerde miyokardın diastolde hareketi transmitral akım örneğinin ayna<br />

hayalidir. Anuler akım segmentlerinden elde edilen <strong>ve</strong>riler daha çok global diastolik<br />

disfonksiyonu gösterir. Yasla birlikte Em azalır, E/Em artar. E/Em, pulmoner kapiller<br />

wedge (PCW) basıncı ile koreledir <strong>ve</strong> sol <strong>ve</strong>ntrikül dolum basıncını hesaplamada<br />

yardımcı olur. E/Em >10 ise sol <strong>ve</strong>ntrikül dolum basıncı artmıs demektir <strong>ve</strong> diastolik<br />

disfonksiyonu gösterir. Normal durumda Em hızı >8cm/sn iken, diastolik fonksiyonların<br />

bozulması ile Em1’dir. Em/Am


Sekil 15: Sol <strong>ve</strong>ntrikül doluş örneği.<br />

Sekil 16; Farklı diastolik fonksiyon derecelerinde transmitral akımlarının karsılaştırılması<br />

65


Şekil 17: Normal mitral anuler doku doppler görüntüsü<br />

Şekil 18:Doku doppler görüntüleme. Sm:Sistolik dalga; IVR:izovolumetrik gevşeme; Em:Erken boşalma dalgası;<br />

Am:Geç boşalma dalgası; IVK:izovolumetrik kontraksiyon<br />

:Diyastazis<br />

A 2<br />

E<br />

IVRT AT DT<br />

1 2 3 4<br />

Şekil 19: Doppler ekokardiyografi ile belirlenen mitral akım örneği şematik olarak gösterilmiştir. A: Atrial<br />

kontraksiyon <strong>ve</strong>lositesi, A 2 : Aort kapağının kapanması, AT: Akselerasyon zamanı, DT: Deselerasyon zamanı, E:<br />

Erken pik <strong>ve</strong>losite, IVRT : İzovolumik relaksasyon zamanı, S 1 : Birinci kalp sesi.<br />

66<br />

A<br />

S 1


Şekil 20a<br />

Şekil 20b<br />

67


Şekil 20c<br />

Şekil 20d<br />

Şekil 20e<br />

68


3. GEREÇ <strong>ve</strong> YÖNTEMLER<br />

Çalışmamızda T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Kadın Doğum <strong>ve</strong> Çocuk Hastalıkları<br />

Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi <strong>Prematüre</strong> Servisinde yatmakta olan hastalar ile doğum<br />

sonu katlarında anne yanında kalan 24 ile 36 gestasyonel hafta arasında değişen sağlıklı<br />

prematüre infantlar çalışmaya alınmıştır. Çalışma 02.01.2007-23.05.2008 tarihleri<br />

arasında yapıldı. Çalışma öncesinde Helsinki Deklarasyonu’na uygun olarak Bakırköy<br />

Kadın Doğum <strong>ve</strong> Çocuk Hastalıkları Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi Etik Kurul onayı<br />

alındı.<br />

Çalışmaya 68’i kız, 64’ü erkek olmak üzere toplam 132 prematüre infant alındı.<br />

Çalışmada prematüre infantların kalp boyutlarının referans aralıkları <strong>ve</strong> kan akım<br />

hızlarının ekokardiyografik tespiti ile elektrokardiyografik değerlerinin saptanması<br />

amaçlandığından çalışmaya kontrol grubu alınmadı.<br />

Her bebek için ebe<strong>ve</strong>ynlerle konuşulup çalışmanın içeriği <strong>ve</strong> amacı anlatıldıktan sonra<br />

izin alındı. Bebeklerin gestasyon haftaları son adet tarihi, ultrasonografi <strong>ve</strong> yeni Ballard<br />

skorlama yöntemi ile tespit edilip doğum ağırlıkları <strong>ve</strong> haftaları tespit edildi.<br />

Araştırmaya Alınma Ölçütleri<br />

Çalışmaya, Sağlık Bakanlığı Bakırköy Kadın Doğum <strong>ve</strong> Çocuk Hastalıkları<br />

Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi <strong>Prematüre</strong> Servisinde <strong>ve</strong> doğum sonu katlarında yatan<br />

sağlıklı, kardiak <strong>ve</strong> pulmoner hastalığı olmayan ≤36 gestasyon haftasındaki preterm<br />

infantlar alındı.<br />

Çalışmadan Çıkarılma Ölçütleri<br />

• Patent Duktus Arteriosus (PDA) <strong>ve</strong> Patent Foramen Ovale (PFO) dışında<br />

konjenital kalp hastalığı olan pretermler,<br />

• PDA <strong>ve</strong> PFO’ su olup hemodinamik açıdan semptomatik olan pretermler;<br />

taşikardi, takipne, artmış nabız basıncı, suprasternal çentikte <strong>ve</strong>ya sol<br />

infraklavikuler bölgede thrill alınması, devamlı üfürüm duyulması,<br />

artmış prekordial aktivite, sıçrayıcı periferik nabız vs… gibi bulguları<br />

olan pretermler;<br />

• Pulmoner hastalığı olan pretermler (RDS, TTN),<br />

69


• Antenatal ilaç kullanım öyküsü olan anne bebekleri (steroid haricindeki<br />

ilaçlar),<br />

• SGA pretermler,<br />

• LGA pretermler;<br />

• İntrauterin gelişme geriliği (İUGR) olan pretermler,<br />

• Malformasyonlu <strong>ve</strong> İntrauterin enfeksiyonu olan pretermler çalışma<br />

dışında bırakıldı.<br />

Klinik İnceleme<br />

Tüm preterm infantların adı-soyadı, dosya numarası, doğum tarihi, doğum sekli,<br />

cinsiyeti, doğum ağırlığı, boyu <strong>ve</strong> baş çevresi, özgeçmişi, kaçıncı gebelik olduğu,<br />

doğum haftası, gestasyona göre AGA olması, asfiktik doğum öyküsü, annenin gebelikte<br />

geçirdiği hastalıklar, annenin gebelikte ilaç kullanım öyküsü, çoğul gebelik öyküsü <strong>ve</strong><br />

ailenin sosyal gü<strong>ve</strong>nce durumu incelendi bilgiler forma kaydedildi.<br />

Bütün prematüre yenidoğanlara tam bir fizik muayene yapıldı. Solunum sıkıntısı<br />

olan infantlar çalışmaya alınmadı.<br />

Elektrokardiyografi<br />

<strong>Prematüre</strong> infantlara 10 mm/mV amplitünde, 25 mm/s hızında 12 derivasyonlu<br />

elektrokardiyografi çekildi. Çekilen EKG’ler PR mesafesi, QRS süresi, QT süresi,<br />

Düzeltilmiş QT(QTc), RV5/SV1, RV5+SV1, QRS aksı <strong>ve</strong> T aksı açısından<br />

değerlendirildi. Vücut yüzeylerinin küçük olmasından dolayı oraya çıkan çekim hatalı<br />

EKG’ler çalışmaya alınmadı.<br />

Ekokardiyografi<br />

Hasta <strong>ve</strong> kontrol grubundaki çocukların M-mode, iki boyutlu <strong>ve</strong> Doppler<br />

ekokardiyografik incelemeleri, Acuson Cypress Ekokardiografi cihazının 7V3C probu<br />

ile Renkli Doppler, M-Mode Ekokardiyografik ölçümleri, CW Doppler, PW Doppler ile<br />

İnter<strong>ve</strong>ntriküler Septum (IVS), Sol Ventrikül Arka Duvar (LVPW), Sol Ventrikül<br />

Sistolik <strong>ve</strong> Diastolik Çapları, Sol Atrium (LA), Aortik Kök (AR) ölçümleri, Sol<br />

Ventrikül Sistolik Fonksiyonları [Ejeksiyon Fraksiyonu(EF), Kısalma Fraksiyonu(SF)]<br />

<strong>ve</strong> Sol Ventrikül Diastolik Fonksiyonlarının (E Dalgası, A Dalgası, E Süresi, A Süresi,<br />

70


Deselerasyon Zamanı, Total Süre, ard arda gelen en az 5 adet akım örneklerinin<br />

ortalaması) ölçümleri ile sırtüstü <strong>ve</strong>ya hafif sol lateral dekubitus pozisyonunda yapıldı.<br />

Hastada doğumsal <strong>ve</strong> edinsel kapak hastalığı olmadığı gösterildikten sonra kalbin<br />

sistolik <strong>ve</strong> diastolik fonksiyonları değerlendirildi. Ölçümler Amerikan Ekokardiyografi<br />

Örgütü önerilerine uygun olarak alındı. Ekokardiyografik tüm ölçümler aynı pediatrik<br />

kardiyolog tarafından yapıldı.<br />

M-mode ekokardiyogram;<br />

LVDD(cm) :Sol <strong>ve</strong>ntrikül end diastolik çapı<br />

LVDS(cm) :Sol <strong>ve</strong>ntrikül end sistolik çapı<br />

IVSD(cm) :İnter<strong>ve</strong>ntriküler septum diastolik çapı<br />

IVSS(cm) : İnter<strong>ve</strong>ntriküler septum sistolik çapı<br />

LPWD(cm) :Sol <strong>ve</strong>ntrikül arka duvar diastolik çapı<br />

LPWS(cm) : Sol <strong>ve</strong>ntrikül arka duvar sistolik çapı<br />

SF(%) :Kısalma fraksiyonu<br />

EF(%) :Ejeksiyon fraksiyonu<br />

Ao(cm) :Aort kökü diastolik çapı<br />

LA :Sol atrium çapı<br />

İki boyutlu ekokardiyogram<br />

<strong>Kalp</strong> içi lezyonların belirlenmesinde kullanıldı.<br />

Doppler (Pulse Wa<strong>ve</strong> – PW) ekokardiyografi<br />

Diastolik fonksiyonları değerlendirmek amacıyla mitral kapaktan Doppler akım<br />

örnekleri apikal dört boşluk görüntüde PW Doppler ile kürsör mitral kapağın<br />

hemen üzerinde akıma paralel düşülerek elde edildi 179 . Arka arkaya en az 5 ölçüm<br />

yapılarak ortalamaları alındı.<br />

71


Sol <strong>ve</strong>ntrikül diastolik akım örneklerinde şu ölçümler yapıldı;<br />

• E dalgası maksimum <strong>ve</strong>lositesi (Ev): Erken diastolik dalganın<br />

maksimum hızı ( mitral hızlı doluş)<br />

• A dalgası maksimum <strong>ve</strong>lositesi (Av) : Geç diastolik dalganın<br />

maksimum hızı<br />

• E/A:Ev/Av oranı<br />

• ET:E Time (E dalgasının süresi)<br />

• AT:A Time (A dalgasının süresi)<br />

• Dec T: Deselerasyon zamanı<br />

• IVRT: İzovolumetrik relaksasyon zamanı<br />

İstatistiksel İncelemeler<br />

Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için<br />

SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 15.0 programı kullanıldı.<br />

Çalışma <strong>ve</strong>rileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metodların (Ortalama,<br />

Standart sapma, frekans) yanısıra niceliksel <strong>ve</strong>rilerin karşılaştırılmasında normal<br />

dağılım gösteren parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Oneway Anova testi<br />

<strong>ve</strong> farklılığa neden çıkan grubun tespitinde Tukey HDS testi kullanıldı. Sonuçlar %<br />

95’lik gü<strong>ve</strong>n aralığında, anlamlılık p


4. BULGULAR<br />

Çalışma 02.02.2008 - 23.05.2008 tarihleri arasında Bakırköy Kadın Doğum <strong>ve</strong> Çocuk<br />

Hastalıkları Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesinde toplam 132 preterm bebek üzerinde<br />

yapılmıştır. Bebeklerin %51,5’i kız, %48,5’i erkektir<br />

Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklere göre dağılımlar<br />

Cinsiyet<br />

Doğum şekli<br />

Ağırlık<br />

Gestasyon haftası<br />

n %<br />

Kız 68 51,5<br />

Erkek 64 48,5<br />

NSD 24 18,2<br />

C/S 108 81,8<br />

2001 54 40,9<br />

36 31 23,5<br />

Bebeklerin doğum şekline bakıldığında %18,2’si normal doğum, %81,8’i sezaryen<br />

doğum gerçekleştirmiştir.<br />

Bebeklerin ağırlıklarına bakıldığında %8,3’ü 2001 gr <strong>ve</strong> üzerindedir.<br />

73


Bebeklerin gestasyon haftalarına bakıldığında %10,6’sı 36 hf <strong>ve</strong> üzeridir.<br />

Tablo 2: Bebeklerin Antropometrik ölçümleri<br />

Min – Max Ort ±SD<br />

Ağırlık 920 – 2900 1895,83±470,81<br />

Boy 35 – 49 43,53±3,19<br />

Baş çevresi 26 – 35 30,73±2,17<br />

Gestasyon haftası 29 – 36 33,78±1,86<br />

Bebeklerin ağırlıkları 920 gr ile 2900 gr arasında değişmekte olup, ortalama ağırlık<br />

1895,83±470,81 gr dır.<br />

Bebeklerin boyları 35 cm ile 49 cm arasında değişmekte olup, ortalama boy 43,53±3,19<br />

cm dir.<br />

Bebeklerin baş çevresi 26 ile 35 cm arasında değişmekte olup, ortalama baş çevresi<br />

30,73±2,17 cm dir.<br />

Bebeklerin gestasyon haftası 29 ile 36 arasında değişmekte olup, ortalama gestasyon<br />

haftası 33,78±1,86 hf dır.<br />

Tablo 3: Sol Ventrikül parametreleri<br />

Min – Max Ort ±SD<br />

IVS Sistolik 0,17 - 0,58 0,31±0,07<br />

IVS Diastolik 0,15 - 0,45 0,27±0,05<br />

74


LVPW Sistolik 0,30 – 0,65 0,46±0,08<br />

LVPW Diastolik 0,13 – 0,45 0,27±0,05<br />

LVD Sistolik 0,58 – 1,34 0,93±0,12<br />

LVD Diastolik 0,95 – 2,04 1,44±0,18<br />

Bebeklerin IVS Sistolik değerleri 0,17 ile 0,58 arasında değişmekte olup, ortalama IVS<br />

Sistolik değerleri 0,31±0,07’dir.<br />

Bebeklerin IVS Diastolik değerleri 0,15 ile 0,45 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

IVS Diastolik değerleri 0,27±0,05’dir<br />

Bebeklerin LVPW Sistolik değerleri 0,30 ile 0,65 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

LVPW Sistolik değerleri 0,46±0,08’dir<br />

Bebeklerin LVPW Diastolik değerleri 0,13 ile 0,45 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

LVPW Diastolik değerleri 0,27±0,05’dir<br />

Bebeklerin LVD Sistolik değerleri 0,58 ile 1,34 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

LVD Sistolik değerleri 0,93±0,12’dir.<br />

Bebeklerin LVD Diastolik değerleri 0,95 ile 2,04 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

LVD Diastolik değerleri 1,44±0,18’dir.<br />

75


ort+SD<br />

1,8<br />

1,6<br />

1,4<br />

1,2<br />

1<br />

0,8<br />

0,6<br />

0,4<br />

0,2<br />

0<br />

IVS Sistolik IVS<br />

Diastolik<br />

Sol Ventrikül Parametreleri<br />

LVPW<br />

Sistolik<br />

Şekil 21: Sol Ventrikül parametreleri<br />

Tablo 4: Sistolik parametreler<br />

LVPW<br />

Diastolik<br />

LVD<br />

Sistolik<br />

LVD<br />

Diastolik<br />

Min – Max Ort ±SD<br />

EF 57 – 89 72,23±6,77<br />

SF 24 – 52 35,24±5,53<br />

Bebeklerin EF değerleri 57 ile 89 arasında değişmekte olup ortalama EF değerleri<br />

72,23±6,77’dir.<br />

Bebeklerin SF değerleri 24 ile 52 arasında değişmekte olup, ortalama SF değerleri<br />

35,24±5,53’dür.<br />

Tablo 5: LV Mass, Sol Atrium, Aortik Çap, Aortik Çap-Kısa, Pulmoner Arter değerler<br />

76


Min – Max Ort ±SD<br />

LV Mass 2,40- 9,70 4,89±1,49<br />

Sol Atrium 0,54 – 1,26 0,91±0,16<br />

Aortik Çap 0,52 – 1,02 0,71±0,10<br />

Aortik Çap-Kısa 0,48 – 1,05 0,74±0,10<br />

Pulmoner Arter 0,41 – 0,99 0,61±0,11<br />

Bebekleri LV Mass değerleri 2,40 ile 9,70 arasında değişmekte olup, ortalama LV Mass<br />

4,89±1,49’dur.<br />

Bebeklerin Sol Atrium değerleri 0,54 ile 1,26 arasında değişmekte olup, ortalama Sol<br />

Atrium değerleri 0,91±0,16’dır.<br />

Bebeklerin Aortik Çap değerleri 0,52 ile 1,02 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

Aortik Çap değerleri 0,71±0,10’dur.<br />

Bebeklerin Aortik Çap-Kısa değerleri 0,48 ile 1,05 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

Aortik Çap-Kısa değerleri 0,74±0,10’dur.<br />

Bebeklerin Pulmoner Arter değerleri 0,41 ile 0,99 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

Pulmoner Arter değerleri 0,61±0,11’dir.<br />

77


Tablo 6: Diastolik parametreler<br />

Min – Max Ort ±SD<br />

E. Dalgası 0,26 – 0,78 0,49±0,11<br />

A. Dalgası 0,30 – 0,78 0,48±0,09<br />

IVRT 14 – 32,80 22,97±4,20<br />

T. Süresi 162 – 466 298,48±59,08<br />

E. Süresi 36,70 – 118 74,66±18,10<br />

A.Süresi 28 – 87,60 64,48±10,57<br />

DES. Süresi 14 – 38,40 22,91±4,56<br />

Bebeklerin E.Dalgası değerleri 0,26 ile 0,78 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

E.Dalgası değerleri 0,49±0,11’dir.<br />

Bebeklerin A.Dalgası değerleri 0,30 ile 0,78 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

A.Dalgası değerleri 0,48±0,09’dur.<br />

Bebeklerin IVRT değerleri 14 ile 32,80 arasında değişmekte olup, ortalama IVRT<br />

değerleri 22,97±4,20’dir.<br />

Bebeklerin T.Süresi 162 ile 466 arasında değişmekte olup ortalama T.Süresi<br />

298,48±59,08’dir.<br />

Bebeklerin E.Süresi 36,70 ile 118 arasında değişmekte olup, ortalama E.Süresi<br />

74,66±18,10’dur.<br />

Bebeklerin A.Süresi 28 ile 87,60 arasında değişmekte olup, ortalama A.Süresi<br />

64,48±10,57’dir.<br />

Bebeklerin Des. Süresi 14 ile 38,40 arasında değişmekte olup ortalama DES. Süresi<br />

22,91±4,56’dır.<br />

78


Tablo 7: Elektrokardiyografik parametreler<br />

Min- Max Ort ±SD<br />

KTA başlangıç 110 – 178 141,97±11,07<br />

KTA 2.ölçüm 119 – 220 169,28±23,65<br />

PR. Mesafesi 80 – 130 105,71±15,06<br />

QRS. Süresi 50 – 100 59,54±8,45<br />

QT. Süresi 190 – 368 301,37±32,38<br />

QTc. Süresi 290 – 452 391,77±31,41<br />

RV5/SV1 0,84 – 12,80 4,17±2,44<br />

RV5+SV1 0,45 – 2,04 1,21±0,29<br />

QRS. Aksı 77 – 270 124,28±54,37<br />

T. Aksı -30 – 90 36,31±37,87<br />

Bebeklerin KTA başlangıç değerleri 110 ile 178 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

KTA değerleri 141,97±11,07’dir.<br />

Bebeklerin KTA 2.ölçümleri 119 ile 220 arasında değişmekte olup, ortalama KTA 2<br />

değerleri 169,28±23,65’dir.<br />

PR. Mesafesi 80 ile 130 arasında değişmekte olup, PR. Mesafesi 105,71±15,06’dır.<br />

QRS. Süresi 50 ile 100 arasında değişmekte olup, ortalama QRS. Süresi 59,54±8,45’dir.<br />

Bebeklerin QT. Süresi 190 ile 368 arasında değişmekte olup, ortalama QT. Süresi<br />

301,37±32,38’dir. QTc. Süresi 290 ile 452 arasında değişmekte olup, ortalama QTc.<br />

Süresi 391,77±31,41’dir.<br />

Bebeklerin RV5/SV1 değerleri 0,84 ile 12,80 arasında değişmekte olup, ortalama<br />

RV5/SV1 değerleri 4,17±2,44’dür. RV5+SV1 değerleri 0,45 ile 2,04 arasında<br />

değişmekte olup, ortalama RV5+SV1 değerleri 1,21±0,29’dur.<br />

79


Bebeklerin QRS. Aksı değerleri 77 ile 270 arasında değişmekte olup, ortalama QRS.<br />

Aksı değerleri 124,28±54,37 <strong>ve</strong> T. Aksı değerleri -30 ile 90 arasında değişmekte olup,<br />

ortalama T. Aksı değerleri 36,31±37,87’dir.<br />

80


Tablo 8: Bebek Ağırlıklarına Göre LV Değerlendirmeler<br />

IVS<br />

Sistolik<br />

IVS<br />

Diastolik<br />

LVPW<br />

Sistolik<br />

LVPW<br />

Diastolik<br />

LVD<br />

Sistolik<br />

LVD<br />

Diastolik<br />

Ağırlık (gr)<br />

≤1250<br />

1251-1500 1501-175<br />

0<br />

1751-200<br />

0<br />

≥2001<br />

Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD<br />

0,27±0,04<br />

(0,23-0,30)<br />

0,25±0,07<br />

(0,20-0,30)<br />

0,46±0,10<br />

(0,39-0,53)<br />

0,25±0,05<br />

(0,21-0,28)<br />

0,82±0,08<br />

(0,77-0,88)<br />

1,28±0,11<br />

(1,20-1,36)<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

** p


Bebeklerin ağırlıklarına göre IVS sistolik değerleri arasında istatistiksel olarak ileri<br />

düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


Bebeklerin ağırlıklarına göre LVD diastolik değerleri arasında istatistiksel olarak<br />

ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


(mm)<br />

toli<br />

k<br />

arte<br />

IVS<br />

Dias<br />

0,45<br />

0,40<br />

0,35<br />

0,30<br />

0,25<br />

0,20<br />

0,15<br />

500<br />

1000<br />

1500<br />

2000<br />

2500<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

3000<br />

Şekil 23: Bebek ağırlığına göre IVS diastolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

84


0,70<br />

0,60<br />

0,50<br />

0,40<br />

0,30<br />

500<br />

LVPW SİSTOLİK (mm)<br />

1000<br />

1500<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

Şekil 24: Bebek ağırlığına göre LVPW sistolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

85<br />

2000<br />

2500<br />

3000


0,50<br />

0,40<br />

0,30<br />

0,20<br />

0,10<br />

LVPW<br />

Diast<br />

olik<br />

500,00<br />

1000,00<br />

1500,00<br />

2000,00<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

2500,00<br />

3000,00<br />

Şekil 25: Bebek ağırlığına göre LVPW diastolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

86


1,40<br />

1,20<br />

1,00<br />

0,80<br />

0,60<br />

0,40<br />

LVD Sistolik<br />

500,00<br />

1000,00<br />

1500,00<br />

2000,00<br />

2500,00<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

3000,00<br />

Şekil 26: Bebek ağırlığına göre LVD sistolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

87


LVD.<br />

Dias<br />

toli<br />

k<br />

2,20<br />

2,00<br />

1,80<br />

1,60<br />

1,40<br />

1,20<br />

1,00<br />

0,80<br />

500,00<br />

1000,00<br />

1500,00<br />

2000,00<br />

2500,00<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

3000,00<br />

Şekil 27: Bebek ağırlığına göre LVD diastolik arter basınç düzeyleri dağılımı<br />

88


Tablo 9: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi LV Değerlendirmeler<br />

Ağırlık<br />

≤1250<br />

1251-1<br />

500<br />

1501-1<br />

750<br />

1251-15<br />

00<br />

1501-17<br />

50<br />

1751-20<br />

00<br />

IVS<br />

Sistolik<br />

IVS<br />

Diastolik<br />

LVPW<br />

Sistolik<br />

LVPW<br />

Diastolik<br />

LVD<br />

Sistolik<br />

LVD<br />

Diastolik<br />

0,999 0,994 0,959 0,995 0,654 0,705<br />

0,738 0,926 1,000 0,925 0,164 0,210<br />

0,698 1,000 0,904 1,000 0,050* 0,017*<br />

≥2001 0,002** 0,021* 0,908 0,034* 0,003** 0,001**<br />

≤1250 0,999 0,994 0,959 0,995 0,654 0,705<br />

1501-17<br />

50<br />

1751-20<br />

00<br />

0,770 0,553 0,856 0,989 0,876 0,893<br />

0,736 0,998 0,999 0,999 0,457 0,183<br />

≥2001 0,001** 0,001** 0,248 0,022* 0,069 0,003**<br />

≤1250 0,738 0,926 1,000 0,925 0,164 0,210<br />

1251-15<br />

00<br />

1751-20<br />

00<br />

0,770 0,553 0,856 0,989 0,876 0,893<br />

0,999 0,800 0,739 0,946 0,878 0,506<br />

≥2001 0,003** 0,011* 0,775 0,024* 0,311 0,011*<br />

89


1751-2<br />

000<br />

≥2001<br />

≤1250 0,698 1,000 0,904 1,000 0,050* 0,017*<br />

1251-15<br />

00<br />

1501-17<br />

50<br />

0,736 0,998 0,999 0,999 0,457 0,183<br />

0,999 0,800 0,739 0,946 0,878 0,506<br />

≥2001 0,003** 0,002** 0,179 0,016* 0,988 0,909<br />

≤1250 0,002** 0,021* 0,908 0,034* 0,003** 0,001**<br />

1251-15<br />

00<br />

1501-17<br />

50<br />

1751-20<br />

00<br />

0,001** 0,001** 0,248 0,022* 0,069 0,003**<br />

0,003** 0,011* 0,775 0,024* 0,311 0,011*<br />

0,003** 0,002** 0,179 0,016* 0,988 0,909<br />

* p


Bebeklerin ağırlıklarına göre EF <strong>ve</strong> SF ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Tablo 11: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi Sistolik Değerlendirmeler<br />

Ağırlık EF SF<br />

≤1250<br />

1251-1500<br />

1501-1750<br />

1751-2000<br />

≥2001<br />

1251-1500 0,979 0,943<br />

1501-1750 0,930 0,828<br />

1751-2000 0,986 0,968<br />

≥2001 1,000 1,000<br />

≤1250 0,979 0,943<br />

1501-1750 0,999 0,998<br />

1751-2000 1,000 1,000<br />

≥2001 0,892 0,915<br />

≤1250 0,930 0,828<br />

1251-1500 0,999 0,998<br />

1751-2000 0,999 0,995<br />

≥2001 0,645 0,635<br />

≤1250 0,986 0,968<br />

1251-1500 1,000 1,000<br />

1501-1750 0,999 0,995<br />

≥2001 0,929 0,961<br />

≤1250 1,000 1,000<br />

1251-1500 0,892 0,915<br />

1501-1750 0,645 0,635<br />

1751-2000 0,929 0,961<br />

Tablo 12: Bebeklerin Ağırlıklarına Göre Çaplar<br />

91


LV Mass<br />

Sol<br />

Atrium<br />

Aortik<br />

Çap<br />

Aortik<br />

Çap Kısa<br />

Pulmoner<br />

Arter<br />

Ağırlık (gr)<br />

2001<br />

Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD<br />

3,80±1,24<br />

(2,96-4,63)<br />

0,84±0,14<br />

(0,74-0,94)<br />

0,63±0,09<br />

(0,57-0,69)<br />

0,70±0,11<br />

(0,63-0,78)<br />

0,60±0,06<br />

(0,55-0,64)<br />

3,93±0,80<br />

(3,54-4,32)<br />

0,83±0,14<br />

(0,76-0,90)<br />

0,67±0,08<br />

(0,63-0,71)<br />

0,70±0,11<br />

(0,65-0,76)<br />

0,58±0,09<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

* p


yüksektir. Diğer ağırlıklardaki bebeklerin LV mass değerleri arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre sol atrium ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


LVMASS<br />

10,00<br />

8,00<br />

6,00<br />

4,00<br />

2,00<br />

500,00<br />

1000,00<br />

1500,00<br />

2000,00<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

Şekil 28: Bebek ağırlığına göre LVMASS düzeyleri dağılımı<br />

SOL.ATRİYUM<br />

94<br />

2500,00<br />

3000,00


1,40<br />

1,20<br />

1,00<br />

0,80<br />

0,60<br />

0,40<br />

500,00<br />

1000,00<br />

1500,00<br />

2000,00<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

Şekil 29: Bebek ağırlığına göre sol atrium düzeyleri dağılımı<br />

95<br />

2500,00<br />

3000,00


1,10<br />

1,00<br />

0,90<br />

0,80<br />

0,70<br />

0,60<br />

0,50<br />

AORTİK ÇAP<br />

500,00<br />

1000,00<br />

1500,00<br />

2000,00<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

Şekil 30: Bebek ağırlığına göre aortik çap düzeyleri dağılımı<br />

96<br />

2500,00<br />

3000,00


1,00<br />

Aorti<br />

k Çap<br />

Kısa<br />

0,80<br />

0,60<br />

0,40<br />

500,00<br />

1000,00<br />

1500,00<br />

2000,00<br />

2500,00<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

Şekil 31: Bebek ağırlığına göre aortik çap kısa düzeyleri dağılımı<br />

97<br />

3000,00


1,00<br />

0,90<br />

0,80<br />

0,70<br />

0,60<br />

0,50<br />

0,40<br />

Pulmoner arter<br />

500,00<br />

1000,00<br />

1500,00<br />

2000,00<br />

2500,00<br />

Bebek ağırlığı(gr)<br />

Şekil 32: Bebek ağırlığına göre pulmoner arter düzeyleri dağılımı<br />

98<br />

3000,00


Tablo 13: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi Çapların Değerlendirmesi<br />

Ağırlık<br />

≤1250<br />

1251-1<br />

500<br />

1501-1<br />

750<br />

1751-2<br />

000<br />

1251-150<br />

0<br />

1501-175<br />

0<br />

1751-200<br />

0<br />

LV Mass Sol<br />

Atrium<br />

Aortik<br />

Çap<br />

Aortik<br />

Çap Kısa<br />

Pulmoner<br />

Arter<br />

0,998 0,999 0,841 1,000 0,993<br />

0,612 0,672 0,307 0,989 0,945<br />

0,731 0,871 0,538 0,956 0,936<br />

≥2001 0,001** 0,221 0,002** 0,050* 0,119<br />

≤1250 0,998 0,999 0,841 1,000 0,993<br />

1501-175<br />

0<br />

1751-200<br />

0<br />

0,664 0,292 0,862 0,967 0,997<br />

0,804 0,621 0,970 0,910 0,993<br />

≥2001 0,001** 0,026* 0,011* 0,008** 0,005**<br />

≤1250 0,612 0,672 0,307 0,989 0,945<br />

1251-150<br />

0<br />

1751-200<br />

0<br />

0,664 0,292 0,862 0,967 0,997<br />

1,000 0,998 0,999 0,997 1,000<br />

≥2001 0,001** 0,832 0,063 0,015* 0,001**<br />

≤1250 0,731 0,871 0,538 0,956 0,936<br />

1251-150<br />

0<br />

1501-175<br />

0<br />

0,804 0,621 0,970 0,910 0,993<br />

1,000 0,998 0,999 0,997 1,000<br />

≥2001 0,001** 0,788 0,136 0,193 0,002**<br />

99


≥2001<br />

≤1250 0,001** 0,221 0,002** 0,050* 0,119<br />

1251-150<br />

0<br />

1501-175<br />

0<br />

1751-200<br />

0<br />

0,001** 0,026* 0,011* 0,008** 0,005**<br />

0,001** 0,832 0,063 0,015* 0,001**<br />

0,001** 0,788 0,136 0,193 0,002**<br />

* p


Tablo 14 : Bebek Ağırlıklarına Göre Diastolik Değerlendirmeler<br />

E<br />

Dalgası<br />

A<br />

Dalgası<br />

E/A<br />

Dalgası<br />

IVRT<br />

T<br />

Süresi<br />

E<br />

Süresi<br />

A<br />

Süresi<br />

Ağırlık (gr)<br />

2001<br />

Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD<br />

0,47±0,15<br />

(0,37-0,57)<br />

0,48±0,10<br />

(0,41-0,55)<br />

0,95±0,17<br />

(0,83-1,06)<br />

23,82±4,69<br />

(20,67-26,98)<br />

260,70±36,85<br />

(235,95-285,<br />

46)<br />

69,99±18,61<br />

(57,48-82,49)<br />

62,91±9,07<br />

(56,82-69,01)<br />

0,48±0,09<br />

(0,43-0,52)<br />

0,45±0,08<br />

(0,41-0,49)<br />

1,06±0,21<br />

(0,95-1,16)<br />

23,05±4,71<br />

(20,78-25,33)<br />

297,10±73,65<br />

(261,60-332,<br />

59)<br />

74,27±21,79<br />

(63,76-84,77)<br />

66,80±11,79<br />

(61,11-72,48)<br />

0,48±0,12<br />

(0,43-0,52)<br />

0,47±0,08<br />

(0,43±0,50)<br />

1,02±0,23<br />

(0,93-1,11)<br />

22,22±3,84<br />

(20,73-23,71)<br />

289,13±52,90<br />

(268,62-309,<br />

65)<br />

72,36±17,78<br />

(65,46-79,26)<br />

62,72±10,83<br />

(58,52-66,92)<br />

101<br />

0,46±0,08<br />

(0,41-0,51)<br />

0,46±0,08<br />

(0,41-0,51)<br />

1,02±0,18<br />

(0,91-1,12)<br />

24,34±4,10<br />

(22,07-26,62)<br />

302,28±50,28<br />

(274,43-330,<br />

13)<br />

77,95±17,98<br />

(67,99-87,91)<br />

64,86±8,47<br />

(60,16-69,55)<br />

0,52±0,11<br />

(0,48-0,56)<br />

0,50±0,11<br />

(0,46-0,54)<br />

1,03±0,15<br />

(0,98-1,08)<br />

22,64±4,12<br />

(21,18-24,10)<br />

318,08±59,50<br />

(296,98-339,<br />

18)<br />

76,90±16,41<br />

(71,08-82,72)<br />

64,99±11,20<br />

(61,02-68,96)<br />

p<br />

0,41<br />

0<br />

0,36<br />

2<br />

0,66<br />

0<br />

0,54<br />

1<br />

0,06<br />

0<br />

0,70<br />

8<br />

0,73<br />

8


DES<br />

Süresi<br />

21,58±3,88<br />

(18,97-24,19)<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

** p0.05). Bebeklerin<br />

ağırlıklarına göre E/A dalga oranları arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık<br />

bulunmamaktadır (p>0.05)<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre IVRT ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre T süresi ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre E süresi ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre A süresi ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre Des süresi ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Tablo 15: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi Diastolik Değerlendirmesi<br />

Ağırlık E A E/A IVRT T E A DES<br />

102<br />

0,81<br />

6


≤1250<br />

1251-<br />

1500<br />

1501-<br />

1750<br />

1751-<br />

2000<br />

≥2001<br />

Dalga<br />

sı<br />

Dalgas<br />

ı<br />

Dalgas<br />

ı<br />

Süresi Süresi Süresi Süresi<br />

1251-1500 0,999 0,907 0,560 0,989 0,459 0,972 0,872 0,944<br />

1501-1750 1,000 0,987 0,842 0,823 0,638 0,996 1,000 0,884<br />

1751-2000 1,000 0,970 0,892 0,998 0,369 0,807 0,991 0,742<br />

≤1250 0,999 0,907 0,560 0,989 0,459 0,972 0,872 0,944<br />

1501-1750 1,000 0,986 0,958 0,964 0,990 0,997 0,701 1,000<br />

1751-2000 0,995 0,999 0,974 0,902 0,999 0,977 0,985 0,978<br />

≥2001 0,716 0,373 0,992 0,997 0,714 0,987 0,977 1,000<br />

≤1250 1,000 0,987 0,842 0,823 0,638 0,996 1,000 0,884<br />

1251-1500 1,000 0,986 0,958 0,964 0,990 0,997 0,701 1,000<br />

1751-2000 0,995 0,999 1,000 0,520 0,953 0,874 0,971 0,990<br />

≥2001 0,587 0,606 0,998 0,995 0,296 0,869 0,921 0,999<br />

≤1250 1,000 0,970 0,892 0,998 0,369 0,807 0,991 0,742<br />

1251-1500 0,995 0,999 0,974 0,902 0,999 0,977 0,985 0,978<br />

1501-1750 0,995 0,999 1,000 0,520 0,953 0,874 0,971 0,990<br />

≥2001 0,499 0,617 0,999 0,696 0,904 1,000 1,000 0,954<br />

≤1250 0,700 0,982 0,708 0,929 0,140 0,813 0,981 0,944<br />

1251-1500 0,716 0,373 0,992 0,997 0,714 0,987 0,977 1,000<br />

1501-1750 0,587 0,606 0,998 0,995 0,296 0,869 0,921 0,999<br />

1751-2000 0,499 0,617 0,999 0,696 0,904 1,000 1,000 0,954<br />

103


Tablo 16: Bebek Ağırlıklarına Göre Elektrokardiyografik Değerlendirmeler<br />

KTA<br />

KTA 2 -<br />

PR<br />

Mesafesi<br />

QRS<br />

Süresi<br />

QT<br />

Süresi<br />

QTC<br />

Süresi<br />

RV5/ SV<br />

1<br />

Ağırlık<br />

2001<br />

Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD<br />

138,54±12,96<br />

(129,83-147,<br />

25)<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

RV5+SV1 -<br />

139,10±13,09<br />

(132,79-145,<br />

41)<br />

163,75±16,78<br />

(137,04-190,<br />

45)<br />

102,50±20,61<br />

(69,69-135,3<br />

0)<br />

55,50±5,97<br />

(45,99-65,00)<br />

304,50±32,42<br />

(252,89-356,<br />

10)<br />

385,25±28,65<br />

(339,65-430,<br />

84)<br />

5,67±4,80<br />

(-1,97-13,32)<br />

1,33±0,23<br />

(0,96-1,70)<br />

143,75±10,14<br />

(140,09-147,4<br />

0)<br />

160,25±24,01<br />

(144,99-175,5<br />

0)<br />

110,83±14,07<br />

(101,88-119,7<br />

7)<br />

57,16±4,70<br />

(54,17±60,15)<br />

303,50±21,64<br />

(289,74-317,2<br />

5)<br />

391,00±22,81<br />

(376,50-405,4<br />

9)<br />

2,98±1,64<br />

(1,93-4,02)<br />

1,32±0,31<br />

(1,12-1,53)<br />

141,37±10,82<br />

(135,60-147,<br />

14)<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

142,81±10,56<br />

(139,93-145,<br />

69)<br />

176,15±23,36<br />

(164,89-187,<br />

42)<br />

103,15±14,48<br />

(96,17-110,1<br />

4)<br />

61,89±10,12<br />

(57,01-66,77)<br />

299,36±38,85<br />

(280,64-318,<br />

09)<br />

393,63±37,35<br />

(375,62-411,<br />

63)<br />

4,60±2,03<br />

(3,62-5,58)<br />

1,11±0,26<br />

(0,98-1,24)<br />

p<br />

0,48<br />

1<br />

0,16<br />

9<br />

0,35<br />

8<br />

0,19<br />

2<br />

0,92<br />

6<br />

0,89<br />

0<br />

0,08<br />

1<br />

0,09<br />

7


QRS Aksı -<br />

T Aksı -<br />

100,00±16,30<br />

(74,04-125,9<br />

5)<br />

69,25±19,92<br />

(37,54-100,9<br />

5)<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

112,33±44,93<br />

(83,78-140,88<br />

)<br />

34,66±35,09<br />

(12,37-56,96)<br />

-<br />

-<br />

136,94±62,54<br />

(106,80-167,<br />

09)<br />

30,42±40,14<br />

(11,07-49,76)<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre KTA <strong>ve</strong> KTA 2 ortalamaları arasında istatistiksel<br />

olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre PR mesafeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı<br />

bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre QRS süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı<br />

bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre QT süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir<br />

farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre QTC süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı<br />

bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre RV5/SV1 ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre RV5+SV1 ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre QRS aksı ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre T aksı ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

105<br />

0,30<br />

9<br />

0,17<br />

5


Tablo 17: Bebek Ağırlıklarına Göre Grup İçi Elektrokardiyografik Değerlendirmeler<br />

Ağırlık<br />

≤1250<br />

1251-<br />

1500<br />

1501-<br />

1750<br />

1751-<br />

2000<br />

KTA KTA2 PR<br />

Mesafesi<br />

QRS<br />

Süresi<br />

QT<br />

Süresi<br />

QTC<br />

Süresi<br />

RV5/SV1 RV5+SV1 QR<br />

1,000 - - - - - - - -<br />

0,665 - - - - - - - -<br />

0,966 - - - - - - - -<br />

≥2001 0,772 - - - - - - - -<br />

106<br />

Ak


1251-<br />

1500<br />

1501-<br />

1750<br />

1751-<br />

2000<br />

≥2001<br />

≤1250 1,000 - - - - - - - -<br />

1501-<br />

1750<br />

1751-<br />

2000<br />

0,600 0,963 0,607 0,935 0,999 0,949 0,129 0,999 0,9<br />

0,974 - - - - - - - -<br />

≥2001 0,720 0,596 0,997 0,351 0,958 0,885 0,687 0,343 0,4<br />

≤1250 0,665 - - - - - - - -<br />

1251-<br />

1500<br />

1751-<br />

2000<br />

0,600 0,963 0,607 0,935 0,999 0,949 0,129 0,999 0,9<br />

0,956 - - - - - - - -<br />

≥2001 0,996 0,164 0,361 0,282 0,940 0,973 0,158 0,118 0,4<br />

≤1250 0,966 - - - - - - - -<br />

1251-<br />

1500<br />

1501-<br />

1750<br />

0,974 - - - - - - - -<br />

0,956 - - - - - - - -<br />

≥2001 0,991 - - - - - - - -<br />

≤1250 0,772 - - - - - - - -<br />

1251-<br />

1500<br />

1501-<br />

1750<br />

1751-<br />

2000<br />

0,720 0,596 0,997 0,351 0,958 0,885 0,687 0,343 0,4<br />

0,996 - - - - - - - -<br />

0,991 0,164 0,361 0,282 0,940 0,973 0,158 0,118 0,4<br />

Tablo 18: Gestasyon Haftasına Göre LV Değerlendirmeler<br />

107


IVS Sistolik<br />

IVS Diastolik<br />

LVPW<br />

Sistolik<br />

LVPW<br />

Diastolik<br />

LVD Sistolik<br />

LVD Diastolik<br />

Gestasyon Haftası<br />

≤31 32-33 34-35 ≥ 36<br />

Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD<br />

0,27±0,04<br />

(0,25-0,30)<br />

0,25±0,05<br />

(0,21-0,28)<br />

0,48±0,10<br />

(0,42-0,54)<br />

0,26±0,04<br />

(0,23-0,28)<br />

0,83±0,09<br />

(0,77-0,89)<br />

1,28±0,09<br />

(1,23-1,34)<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

* p


Gestasyon haftasına göre IVS diastolik ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


hafta <strong>ve</strong> üzerinde (p:0.001; p


0,45<br />

0,40<br />

0,35<br />

0,30<br />

0,25<br />

0,20<br />

0,15<br />

IVS Diastolik<br />

29<br />

30<br />

31<br />

Gestasyon haftası<br />

Şekil 34: Gestasyon haftasına göre IVS diastolik arter düzeyleri dağılımı<br />

32<br />

111<br />

33<br />

34<br />

35<br />

36


0,70<br />

0,60<br />

0,50<br />

0,40<br />

0,30<br />

LVPW Sistolik<br />

29<br />

30<br />

31<br />

Şekil 35: Gestasyon haftasına göre LVPW sistolik arter düzeyleri dağılımı<br />

32<br />

112<br />

33<br />

34<br />

Gestasyon haftası<br />

35<br />

36


0,50<br />

0,40<br />

0,30<br />

0,20<br />

0,10<br />

LVPW Diastolik<br />

29<br />

30<br />

31<br />

32<br />

Gestasyon haftası<br />

Şekil 36: Gestasyon haftasına göre LVPW diastolik arter düzeyleri dağılımı<br />

113<br />

33<br />

34<br />

35<br />

36


1,40<br />

1,20<br />

1,00<br />

0,80<br />

0,60<br />

0,40<br />

LVD Sistolik<br />

29<br />

30<br />

31<br />

Gestasyon haftası<br />

Şekil 37: Gestasyon haftasına göre LVD sistolik arter düzeyleri dağılımı<br />

32<br />

114<br />

33<br />

34<br />

35<br />

36


LVD Diastolik<br />

2,20<br />

2,00<br />

1,80<br />

1,60<br />

1,40<br />

1,20<br />

1,00<br />

0,80<br />

29<br />

30<br />

31<br />

Gestasyon haftası<br />

Şekil 38: Gestasyon haftasına göre LVD diastolik arter düzeyleri dağılımı<br />

32<br />

115<br />

33<br />

34<br />

35<br />

36


Tablo 19: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi LV Değerlendirmesi<br />

Gestasyon<br />

Haftası<br />

≤31<br />

32-33<br />

34-35<br />

≥36<br />

IVS<br />

Sistolik<br />

IVS<br />

Diastolik<br />

LVPW<br />

Sistolik<br />

LVPW<br />

Diastolik<br />

LVD<br />

Sistolik<br />

LVD<br />

Diastolik<br />

32-33 0,931 0,829 0,633 1,000 0,033* 0,106<br />

34-35 0,272 0,495 0,620 0,898 0,044* 0,004**<br />

≥36 0,001** 0,006** 0,750 0,035* 0,002** 0,001**<br />

≤31 0,931 0,829 0,633 1,000 0,033* 0,106<br />

34-35 0,330 0,869 1,000 0,684 0,995 0,395<br />

≥36 0,001** 0,005** 0,023* 0,001** 0,476 0,002**<br />

≤31 0,272 0,495 0,620 0,898 0,044* 0,004**<br />

32-33 0,330 0,869 1,000 0,684 0,995 0,395<br />

≥36 0,002** 0,029* 0,018* 0,023* 0,323 0,108<br />

≤31 0,001** 0,006** 0,750 0,035* 0,002** 0,001**<br />

32-33 0,001** 0,005** 0,023* 0,001** 0,476 0,002**<br />

34-35 0,002** 0,029* 0,018* 0,023* 0,323 0,108<br />

* p


EF<br />

SF<br />

Gestasyon Haftası<br />

≤31 32-33 34-35 ≥ 36<br />

Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD<br />

73,00±8,14<br />

(68,29-77,70)<br />

36,21±6,89<br />

(32,23-40,19)<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

** p


≤31<br />

32-33<br />

34-35<br />

≥36<br />

32-33 0,222 0,168<br />

34-35 0,997 1,000<br />

≥36 0,945 0,990<br />

≤31 0,222 0,168<br />

34-35 0,014* 0,025*<br />

≥36 0,008** 0,012*<br />

≤31 0,997 1,000<br />

32-33 0,014* 0,025*<br />

≥36 0,958 0,947<br />

≤31 0,945 0,990<br />

32-33 0,008** 0,012*<br />

34-35 0,958 0,947<br />

* p


LV Mass<br />

Sol Atrium<br />

Aortik Çap<br />

Aortik Çap<br />

Kısa<br />

Pulmoner<br />

Arter<br />

3,84±1,03<br />

(3,24-4,44)<br />

0,82±0,17<br />

(0,72-0,92)<br />

0,67±0,12<br />

(0,60-0,74)<br />

0,71±0,12<br />

(0,63-0,78)<br />

0,62±0,08<br />

(0,57-0,67)<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

** p


aortik çap ortalamaları, 31 hafta <strong>ve</strong> altında (p:0.001; p


LVMASS<br />

10,00<br />

8,00<br />

6,00<br />

4,00<br />

2,00<br />

30,00<br />

32,00<br />

Gestasyon haftası<br />

Şekil 39: Gestasyon haftasına göre LV Mass düzeyleri dağılımı<br />

121<br />

34,00<br />

36,00


SOL.ATRİYUM<br />

1,40<br />

1,20<br />

1,00<br />

0,80<br />

0,60<br />

0,40<br />

29<br />

30<br />

31<br />

Şekil 40: Gestasyon haftasına göre sol atriyum düzeyleri dağılımı<br />

32<br />

122<br />

33<br />

34<br />

Gestayon haftası<br />

35<br />

36


1,10<br />

1,00<br />

0,90<br />

0,80<br />

0,70<br />

0,60<br />

0,50<br />

AORTİK ÇAP<br />

29<br />

30<br />

31<br />

Gestasyon haftası<br />

Şekil 41: Gestasyon haftasına göre Aortik çap düzeyleri dağılımı<br />

32<br />

123<br />

33<br />

34<br />

35<br />

36


1,00<br />

0,80<br />

0,60<br />

0,40<br />

Aortik çap kısa<br />

29<br />

30<br />

31<br />

Gestasyon haftası<br />

Şekil 42: Gestasyon haftasına göre Aortik çap kısa düzeyleri dağılımı<br />

32<br />

124<br />

33<br />

34<br />

35<br />

36


1,00<br />

0,90<br />

0,80<br />

0,70<br />

0,60<br />

0,50<br />

0,40<br />

Pulmoner arter<br />

29<br />

30<br />

31<br />

Gestasyon haftası<br />

Şekil 43: Gestasyon haftasına göre pulmoner arter düzeyleri dağılımı<br />

32<br />

125<br />

33<br />

34<br />

35<br />

36


Tablo 23: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi Sistolik Değerlendirmesi<br />

Gestasyon<br />

Haftası<br />

≤31<br />

32-3<br />

3<br />

34-3<br />

5<br />

≥36<br />

LV Mass Sol Atrium Aortik Çap Aortik Çap<br />

Kısa<br />

Pulmoner<br />

Arter<br />

32-33 0,582 0,645 1,000 0,948 0,739<br />

34-35 0,071 0,207 0,453 0,704 0,913<br />

≥36 0,001** 0,009** 0,001** 0,005** 0,131<br />

≤31 0,582 0,645 1,000 0,948 0,739<br />

34-35 0,354 0,698 0,213 0,883 0,952<br />

≥36 0,001** 0,032* 0,001** 0,001** 0,001**<br />

≤31 0,071 0,207 0,453 0,704 0,913<br />

32-33 0,354 0,698 0,213 0,883 0,952<br />

≥36 0,001** 0,247 0,005** 0,007** 0,002**<br />

≤31 0,001** 0,009** 0,001** 0,005** 0,131<br />

32-33 0,001** 0,032* 0,001** 0,001** 0,001**<br />

34-35 0,001** 0,247 0,005** 0,007** 0,002**<br />

* p


E Dalgası<br />

A Dalgası<br />

E/A<br />

Dalgası<br />

IVRT<br />

T Süresi<br />

E Süresi<br />

A Süresi<br />

DES<br />

Süresi<br />

Gestasyon Haftası<br />

≤31 32-33 34-35 ≥ 36<br />

Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD<br />

0,49±0,13<br />

(0,41-0,56)<br />

0,47±0,08<br />

(0,42-0,52)<br />

1,01±0,19<br />

(0,90-1,12)<br />

23,70±3,93<br />

(21,42-25,97)<br />

285,56±71,63<br />

(244,20-326,9<br />

2)<br />

68,17±19,52<br />

(56,89-79,44)<br />

62,07±10,12<br />

(56,23-67,92)<br />

22,47±5,13<br />

(19,50-25,43)<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

0,48±0,11<br />

(0,44-0,52)<br />

0,47±0,09<br />

(0,44-0,50)<br />

1,01±0,23<br />

(0,94-1,09)<br />

22,59±4,76<br />

(20,98-24,20)<br />

281,82±54,80<br />

(263,28-300,<br />

36)<br />

73,31±20,41<br />

(66,41-80,22)<br />

63,83±11,76<br />

(59,85-67,81)<br />

22,69±4,51<br />

(21,16-24,21)<br />

0,48±0,10<br />

(0,45-0,52)<br />

0,47±0,09<br />

(0,44-0,50)<br />

1,04±0,16<br />

(0,98-1,09)<br />

23,01±3,50<br />

(21,90-24,12)<br />

311,43±54,81<br />

(294,13-328,73<br />

)<br />

77,78±16,00<br />

(72,72-82,83)<br />

65,79±9,44<br />

(62,81-68,77)<br />

23,34±4,46<br />

(21,93-24,75)<br />

0,51±0,12<br />

(0,45-0,58)<br />

0,51±0,12<br />

(0,44-0,58)<br />

1,01±0,17<br />

(0,91-1,010)<br />

23,08±5,02<br />

(20,29-25,86)<br />

315,14±60,46<br />

(281,65-348,<br />

62)<br />

75,43±16,00<br />

(66,57-84,29)<br />

64,71±11,43<br />

(58,38-71,04)<br />

22,68±4,79<br />

(20,02-25,33)<br />

p<br />

0,784<br />

0,472<br />

0,932<br />

0,871<br />

0,080<br />

0,360<br />

0,688<br />

0,894<br />

Gestasyon haftasına göre E dalgası <strong>ve</strong> A dalgası ortalamaları arasında<br />

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05). Gestasyon haftasına<br />

göre E/A dalgası oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık<br />

bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

127


Gestasyon haftasına göre IVRT ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı<br />

bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05<br />

Gestasyon haftasına göre T süreleri istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık<br />

bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre E süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir<br />

farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre A süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir<br />

farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre Des süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir<br />

farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Tablo 25: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi Diastolik Değerlendirmesi<br />

Gestasyon<br />

Haftası<br />

E<br />

Dalgası<br />

A<br />

Dalgası<br />

E/A<br />

Oranı<br />

IVRT T<br />

128<br />

Süresi<br />

E<br />

Süresi<br />

A<br />

Süresi<br />

DES<br />

Süresi


≤31<br />

32-<br />

33<br />

34-<br />

35<br />

≥36<br />

32-3<br />

3<br />

34-3<br />

5<br />

0,997 1,000 1,00 0,842 0,997 0,803 0,954 0,999<br />

1,000 0,997 0,970 0,954 0,477 0,321 0,674 0,928<br />

≥36 0,909 0,692 1,00 0,979 0,520 0,702 0,910 0,999<br />

≤31 0,997 1,000 1,00 0,842 0,997 0,803 0,954 0,999<br />

34-3<br />

5<br />

0,997 0,995 0,955 0,973 0,121 0,703 0,851 0,925<br />

≥36 0,743 0,538 1,00 0,982 0,248 0,981 0,993 1,000<br />

≤31 1,000 0,997 0,970 0,954 0,477 0,321 0,674 0,928<br />

32-3<br />

3<br />

0,997 0,995 0,955 0,973 0,121 0,703 0,851 0,925<br />

≥36 0,815 0,409 0,959 1,000 0,997 0,973 0,987 0,964<br />

≤31 0,909 0,692 1,00 0,979 0,520 0,702 0,910 0,999<br />

32-3<br />

3<br />

34-3<br />

5<br />

0,743 0,538 1,00 0,982 0,248 0,981 0,993 1,000<br />

0,815 0,409 0,959 1,000 0,997 0,973 0,987 0,964<br />

129


Tablo 26: Gestasyon Haftasına Göre Elektrokardiyografik Değerlendirmeler<br />

KTA<br />

KTA 2<br />

PR<br />

Mesafesi<br />

QRS<br />

Süresi<br />

QT Süresi<br />

QTC<br />

Süresi<br />

RV5/ SV<br />

1<br />

RV5+SV1<br />

Gestasyon Haftası<br />

≤31 32-33 34-35 ≥ 36<br />

Ort±SD Ort±SD Ort±SD Ort±SD<br />

145,57±12,89<br />

(138,12-153,0<br />

1)<br />

158,33±15,69<br />

(119,34-197,3<br />

2)<br />

100,00±17,32<br />

(56,97-143,02)<br />

56,66±6,42<br />

(40,69-72,63)<br />

299,33±17,24<br />

(256,49-342,1<br />

6)<br />

375,33±5,03<br />

(362,83-387,8<br />

3)<br />

3,74±0,95<br />

(1,38-6,10)<br />

1,17±0,05<br />

(1,03-1,31)<br />

141,55±11,55<br />

(137,85-145,<br />

24)<br />

158,18±25,93<br />

(140,75-175,<br />

60)<br />

113,63±12,41<br />

(105,29-121,<br />

98)<br />

56,00±4,38<br />

(53,05-58,94)<br />

311,63±26,43<br />

(293,87-329,<br />

39)<br />

398,18±24,79<br />

(381,52-414,<br />

83)<br />

3,94±2,03<br />

(2,58-5,31)<br />

1,24±0,29<br />

(1,03-1,44)<br />

139,89±10,95<br />

(136,67-143,1<br />

0)<br />

173,00±19,14<br />

(160,83-185,1<br />

6)<br />

103,50±14,45<br />

(94,31-112,68)<br />

59,66±4,81<br />

(56,60-62,72)<br />

303,83±21,39<br />

(290,23-317,4<br />

2)<br />

398,25±25,17<br />

(382,25-414,2<br />

4)<br />

4,09±3,45<br />

(1,89-6,28)<br />

1,22±0,39<br />

(0,97-1,47)<br />

144,06±9,40<br />

(140,61-147,5<br />

1)<br />

181,55±23,79<br />

(163,26-199,8<br />

4)<br />

100,88±16,64<br />

(88,09-113,68<br />

)<br />

64,66±13,71<br />

(54,12-75,20)<br />

286,22±49,65<br />

(248,05-324,3<br />

8)<br />

380,77±46,80<br />

(344,79-416,7<br />

5)<br />

4,69±1,77<br />

(3,32-6,06)<br />

1,18±0,18<br />

(1,04-1,32)<br />

p<br />

0,232<br />

0,118<br />

0,200<br />

0,130<br />

0,381<br />

0,424<br />

0,904<br />

0,973<br />

QRS Aksı 109,00±11,53 98,36±14,71 125,75±53,27 159,11±77,34 0,086<br />

130


T Aksı<br />

(80,35-137,64)<br />

42,33±22,54<br />

(-13,67-98,34)<br />

Oneway ANOVA Test kullanıldı<br />

(88,47-108,2<br />

4)<br />

43,36±38,61<br />

(17,42-69,30)<br />

(91,89-159,60) (99,66-218,56<br />

37,25±34,42<br />

(15,37-59,12)<br />

)<br />

24,44±47,26<br />

(-11,88-60,77<br />

)<br />

0,735<br />

Gestasyon haftasına göre KTA <strong>ve</strong> KTA 2 ortalamaları arasında istatistiksel<br />

olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre PR mesafeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir<br />

farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre QRS süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir<br />

farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre QT süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir<br />

farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre QTC süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir<br />

farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre RV5/SV1 ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre RV5+SV1 ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre QRS aksı ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre T aksı ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı<br />

bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

131


Tablo 27: Gestasyon Haftasına Göre Grup İçi Elektrokardiyografik Değerlendirmesi<br />

Gestasyon<br />

Haftası<br />

≤3<br />

1<br />

32<br />

-3<br />

3<br />

34<br />

-3<br />

5<br />

32-33 0,64<br />

KTA KT<br />

3<br />

34-35 0,33<br />

2<br />

≥36 0,97<br />

4<br />

≤31 0,64<br />

3<br />

34-35 0,89<br />

7<br />

≥36 0,77<br />

6<br />

≤31 0,33<br />

2<br />

32-33 0,89<br />

7<br />

≥36 0,36<br />

2<br />

A2<br />

1,0<br />

00<br />

0,7<br />

46<br />

0,4<br />

25<br />

1,0<br />

00<br />

0,4<br />

08<br />

0,1<br />

19<br />

0,7<br />

46<br />

0,4<br />

08<br />

0,8<br />

25<br />

PR<br />

Mesaf<br />

esi<br />

QRS<br />

Süre<br />

si<br />

0,492 0,99<br />

9<br />

0,982 0,93<br />

9<br />

1,000 0,46<br />

0<br />

0,492 0,99<br />

9<br />

0,363 0,70<br />

1<br />

0,234 0,10<br />

2<br />

0,982 0,93<br />

9<br />

0,363 0,70<br />

1<br />

0,977 0,50<br />

9<br />

QT<br />

Süre<br />

si<br />

0,93<br />

6<br />

0,99<br />

6<br />

0,92<br />

8<br />

0,93<br />

6<br />

0,93<br />

8<br />

0,31<br />

6<br />

0,99<br />

6<br />

0,93<br />

8<br />

0,60<br />

9<br />

132<br />

QTC<br />

Süre<br />

si<br />

0,68<br />

3<br />

0,67<br />

5<br />

0,99<br />

4<br />

0,68<br />

3<br />

1,00<br />

0<br />

0,61<br />

3<br />

0,67<br />

5<br />

1,00<br />

0<br />

0,59<br />

5<br />

RV5<br />

/<br />

SV1<br />

0,99<br />

9<br />

0,99<br />

7<br />

0,94<br />

3<br />

0,99<br />

9<br />

0,99<br />

9<br />

0,91<br />

3<br />

0,99<br />

7<br />

0,99<br />

9<br />

0,94<br />

9<br />

RV5<br />

+<br />

SV1<br />

0,98<br />

9<br />

0,99<br />

5<br />

1,00<br />

0<br />

0,98<br />

9<br />

0,99<br />

9<br />

0,97<br />

7<br />

0,99<br />

5<br />

0,99<br />

9<br />

0,99<br />

1<br />

QRS<br />

Aksı<br />

0,98<br />

9<br />

0,95<br />

7<br />

0,47<br />

0<br />

0,98<br />

9<br />

0,58<br />

2<br />

0,15<br />

9<br />

0,95<br />

7<br />

0,58<br />

2<br />

0,46<br />

4<br />

T<br />

Aksı<br />

1,00<br />

0<br />

0,99<br />

7<br />

0,90<br />

0<br />

1,00<br />

0<br />

0,98<br />

1<br />

0,70<br />

2<br />

0,99<br />

7<br />

0,98<br />

1<br />

0,87<br />

7


≥3<br />

6<br />

≤31 0,97<br />

4<br />

32-33 0,77<br />

6<br />

34-35 0,36<br />

2<br />

0,4<br />

25<br />

0,1<br />

19<br />

0,8<br />

25<br />

5. TARTIŞMA<br />

1,000 0,46<br />

0<br />

0,234 0,10<br />

2<br />

0,977 0,50<br />

9<br />

0,92<br />

8<br />

0,31<br />

6<br />

0,60<br />

9<br />

0,99<br />

4<br />

0,61<br />

3<br />

0,59<br />

5<br />

0,94<br />

3<br />

0,91<br />

3<br />

0,94<br />

9<br />

1,00<br />

0<br />

0,97<br />

7<br />

0,99<br />

1<br />

0,47<br />

0<br />

0,15<br />

9<br />

0,90<br />

0<br />

0,90<br />

0<br />

0,70<br />

2<br />

0,87<br />

Preterm doğum, gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere tüm dünyada neonatal<br />

mortalite <strong>ve</strong> morbiditenin en sık sebebidir 1 . Her yıl erken doğan bebeklerin toplam<br />

133<br />

7


sayısının giderek artması, erken doğumun getirdiği, hem yenidoğan dönemine özgü<br />

olan, hem de çocuk, aile <strong>ve</strong> toplum açısından uzun dönemde yaşanan sorunlar nedeniyle<br />

prematürite, önemli bir halk sağlığı sorunudur. 2<br />

Son yıllarda erişkin, çocuklar <strong>ve</strong> term infantlar için kardiyak ölçümlerin referans<br />

aralıkları belirlenmiştir 6,7 . Ancak sağlıklı prematüre infantlar açısından bu<br />

değerlendirmeler hem prematüreliğe bağlı morbitiditelerin fazla olması hem de ölçüm<br />

zorlukları gibi nedenlerden dolayı yeterli oranda gerçekleştirilememektedir. Yoğun<br />

bakım ünitelerinin gelişmesi, özellikle çok düşük doğum ağırlıklı prematüre infantların<br />

sağ kalım oranlarının artması ile birlikte preterm kardiyak fonksiyon <strong>ve</strong> değişimlerinin<br />

ölçümü de daha kolay hale gelmiştir.<br />

<strong>Prematüre</strong> infantlarda kalp boyutlarının referans aralıkları <strong>ve</strong> kan akım hızlarının<br />

ekokardiyografik tespiti <strong>ve</strong> elektrokardiyografik değerlerinin saptanması konusunda<br />

ülkemizde yapılmış bir çalışma olmayıp, hastanemizde prematüre servisinin <strong>ve</strong> yeterli<br />

sayıda prematüre infant bulunması nedenleriyle çalışmamızın ülkemiz prematüre<br />

bebeklerinin kardiyak ölçümlerine referans oluşturabilmesi açısından önemli bir<br />

araştırma olacağını düşünmekteyiz. Çalışmamızda prematüreler gestasyonel haftalarına<br />

<strong>ve</strong> kilolarına göre ayrıldılar, kardiyak ölçümleri, sistolik <strong>ve</strong> diastolik fonksiyonları<br />

değerlendirildi.<br />

Fetal yaş arttıkça sistolik <strong>ve</strong> diastolik işlev matürasyonu artar. Prematür<br />

yenidoğanın işlevleri terme oranla geri, matürasyon geçtir. İmmatür yenidoğanın<br />

işlevleri daha geri, matürasyon daha geçtir. Gestasyon boyunca fetal miyokardın total<br />

kollajen/total protein oranı yüksek, kontraktil/non kontraktil protein oranı az, kontraktil<br />

proteinler disorganize dizilmiştir. Myokard relaksasyon <strong>ve</strong> kompliyansı düşüktür.<br />

Myokard miyofibril içeriği düşüktür <strong>ve</strong> miyofibril içeriği yaşla birlikte artar. Postnatal<br />

dönemde disorganizasyon düzelir, Sarkoplazmik retikulum içeriği artar, kontraktil/non<br />

kontraktil protein oranı artar. Sonuçta myokard relaksasyon <strong>ve</strong> kompliyansı<br />

matürasyona uğrar 8,9 . Yapılan çalışmalarda gestasyonel hafta arttıkça kardiyak matürite<br />

de artacağından sistolik fonksiyonlarda da artış beklenir. Bizim çalışmamızda da<br />

gestasyon haftasına göre EF değerleri arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı<br />

farklılık bulunmaktadır (p


ebeklerin EF değerleri, 34-35 hafta arasında (p:0.014; p


Gestasyon haftasına göre IVS sistolik ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


Gestasyon haftasına göre LVPW diastolik ortalamaları arasında istatistiksel<br />

olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


ir fiber yalnızca % 10 kadar kısalmasına rağmen normal sol <strong>ve</strong>ntrikül diastol sonu<br />

hacminin 2/3’ünü pompalar. İnter<strong>ve</strong>ntriküler septal fiberler LV serbest duvarının<br />

devamıdır <strong>ve</strong> aynı oryantasyona sahiptir. Bunun sonucunda septum LV devamı gibi<br />

davranır; kontraksiyon sırasında yüzeyi LV merkezine doğru simetrik bir hareket yapar.<br />

Bu yüzden septumun kontraksiyonu kalbin sistolik fonksiyonlarında önemlidir.<br />

Prematür infantın kilosu ile septumun kalınlığının artması sistolik <strong>ve</strong> diastolik<br />

fonksiyonların gelişiminde önemlidir. Çalışmamızda inter<strong>ve</strong>ntriküler septum <strong>ve</strong> LVPW<br />

kalınlıkları prematür bebeklerde kiloya göre artış gösterirken 2001 gr <strong>ve</strong> üzerindeki<br />

terme yakın olan bu kilo grubuyla anlamlı farklılık göstermesi preterm ile term<br />

arasındaki sistolik <strong>ve</strong> diastolik fonksiyonların farklılığını göstermesi bakımından<br />

önemlidir. Gestasyonel yaş arttıkça inter<strong>ve</strong>ntriküler septum kalınlığının artması <strong>ve</strong> bu<br />

artışın 2001 gr. <strong>ve</strong> üzerindeki <strong>ve</strong>ya 36 hf. <strong>ve</strong> üzerindeki terme yakın grupta anlamlı<br />

olması sistolik <strong>ve</strong> diastolik fonksiyonların terme doğru artışını göstermektedir.<br />

Bebeklerin ağırlıklarına göre LVD sistolik değerleri arasında istatistiksel olarak<br />

ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


ebeklerin LVD sistolik ortalamaları, 32-33 hafta arasında (p:0.033; p


ebeklerin sol atrium ortalamaları, ağırlığı 2001 gr <strong>ve</strong> üzerinde olan bebeklerden<br />

anlamlı düzeyde düşüktür (p:0.026; p0.05).<br />

Gestasyon haftasına göre sol atrium ortalamaları arasında istatistiksel olarak ileri<br />

düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


Gestasyon haftasına göre kısa aortik çap ortalamaları arasında istatistiksel olarak<br />

ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p


Çalışmamızda sol <strong>ve</strong>ntrikül diastolik fonksiyonları prematüre infantların<br />

gestasyonel haftalarına <strong>ve</strong> prematürelerin kilolarına göre değerlendirilmiştir.<br />

Çalışmamızdaki diastolik parametreler terme göre düşük bulunmuştur. Gestasyonel yaş<br />

arttıkça <strong>ve</strong> kiloları arttıkça E dalgalarında <strong>ve</strong> A dalgalarında artma saptanmıştır, ancak<br />

gruplar arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Fetal dönemdeki diastolik<br />

fonksiyondaki matürasyon artışı gestasyonel sürenin artması <strong>ve</strong> kilo artışı ile artmakla<br />

beraber anlamlı bir artış saptanamamıştır. E/A dalga oranları terme göre term infantlara<br />

göre düşük <strong>ve</strong> diastolik dolum paterni A dalgası lehine artmıştır. Kronolojik yaşla<br />

beraber hızlı dolum paternini gösteren E dalgası artacak <strong>ve</strong> E/A oranı E lehine artış<br />

gösterecektir. Sol <strong>ve</strong>ntrikül diastolik fonksiyonlarında anlamlı matürasyon artışı ile<br />

postnatal yaşamda karşılaşıyoruz.<br />

Gestasyon haftasına <strong>ve</strong> kilolarına göre ayrı ayrı değerlendirildiğinde KTA <strong>ve</strong><br />

KTA 2 ortalamaları, EKG’de PR mesafeleri, QRS süreleri, QT süreleri, QTC süreleri,<br />

RV5/SV1 ortalamaları, RV5+SV1 ortalamaları, QRS aksı ortalamaları T aksı<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).<br />

Çalışmamızda EKG’nin prematür infantların kilo <strong>ve</strong>ya gestasyonel haftalarına göre ayrı<br />

ayrı değerlendirilmesinde <strong>ve</strong> artan matürasyonu göstermesinde yardımcı olmadığını<br />

saptadık.<br />

6, KAYNAKLAR<br />

142


1. Fanaroff AA., Stoll BJ., Wright LL., Waldemar AC., Ehrenkranz RA., Stark<br />

AR., Bauer CR., Donovan EF., Korones SB., Laptook AR., Lemons JA., Oh<br />

W., Papile LA., Shankaran S., Ste<strong>ve</strong>nson DK., Tyson JE., Poole WK.<br />

NICHD Neonatal Research Network. (2007). Trends in neonatal morbidity<br />

and mortality for <strong>ve</strong>ry low birthweight infants. Am J Obstet Gynecol, 196:<br />

147.e1-147.e8.<br />

2. Oppenheimer GM. (1996). Prematurity as a public health problem: US<br />

policy from the 1920s to the 1960s. Am J Public Health, 86(6): 870-8.<br />

3. AGENCY FOR HEALTHCARE RESEARCH AND QUALITY<br />

PUBLICATION-AHRQ-. (2002). Criteria for determining disability in<br />

infants and children: Low birth weight 70:1-136.<br />

4. Korkmaz A. <strong>Prematüre</strong> bebeklerde uzun süreli izlemin temel ilkeleri. Katkı<br />

Pediatri Dergisi, 2005; 27 (5): 455-62.<br />

5. Murphy D.J:Doppler Echocardiography. IN: Bricker G, McNamara DG<br />

(eds) The Science and Practice of Pediatric Cardiology. Philadelphia: Lea<br />

and Febiger, 1990: 784-805<br />

6. Solinger R, Elbl F, Minhas K. Echocardiography in the normal neonate.<br />

Circulation 1973;47:108-117.<br />

7. Lange L, Fabecic-Sabadi V, Bein G. Echokardiographische Normalwerte bei<br />

Fruh und neugeborenen. Z Kardiol 1978;67:534-539.<br />

8. Commack DH: Essential Histology, Philadelphia, JB Lippincott, 1993.<br />

9. Wessels A, Vermealen JL, Viragh S, et al: Spatial distribution of ‘tissue-<br />

specific’ antigens in the de<strong>ve</strong>loping heart and skeletal muscle. 11. An<br />

immunohistochemical analysis of myosin heavy chain isoform expression<br />

patterns in the embryonic heart. Anat Rec 229:335, 1991.<br />

10. World Health Organization. Mental Health Atlas 2005.<br />

www.who.int/entity/mental_health/evidence/atlas/profiles_countries_t_z.pdf<br />

11. Mercer BM, Goldenberg RL, Das A, Moawad AH, Iams JD, Meis PJ,<br />

Copper RL, Johnson F, Thom E, McNellis D, Miodovnik M, Menard MK,<br />

Caritis SN, Thurnau GR,Bottoms SF, Roberts J. The preterm prediction<br />

143


study: a clinical risk assessment system. Am J Obstet Gynecol,<br />

1996;17:1885-93.<br />

12. Ergenekon E. Küçük <strong>ve</strong> erken yenidoğana yaklaşım. In: Temel Yenidoğan<br />

Sağlığı. Arsan S ed. 2. baskı, Ankara. 2005: 63-9.<br />

13. Ewald U. (2006). The low birth weight infant. Quality Impro<strong>ve</strong>ment in<br />

Perinatal Care.<br />

14. Türkiye Nüfus <strong>ve</strong> Sağlık Araştırması-2003 (2004) Hacettepe Uni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Nufus Etütleri Enstitusu.<br />

15. Viscardi RM, Muhumuza CK, Rodriguez A. Inflammatory markers in<br />

intrauterine and fetal blood and cerebrospinal fluid compartments are<br />

associated with ad<strong>ve</strong>rse pulmonary and neurologic outcomes in preterm<br />

infants. Pediatr Res 2004; 55(6):1009-17.<br />

16. Goldenberg RL, Hauth JC, Andrews WW. Intrauterine infection and preterm<br />

deli<strong>ve</strong>ry. N Engl J Med 2000;342:1500-07.<br />

17. Copper RL, Goldenberg RL, Creasy RK, et al: A multicenter study of<br />

preterm birth weight and gestational age-specific neonatal mortality. Am J<br />

Obstet Gynecol 168, 78, 1993.<br />

18. Goldenberg RL. The management of preterm labor. Obstet Gynecol, 2002;<br />

100: 1020-37.<br />

19. Joseph KS,Marcoux S, Ohlesson A, Liu S, Allen AC, Kramer MS, et al.<br />

Change in stillbirth and infant morality associated with increase in preterm<br />

birth among twins. Fetal and infant Health Study Group of the Canadian<br />

Perinatal Sur<strong>ve</strong>illance System Pediatrics, 2001; 108: 1055-61.<br />

20. Türk Neonatoloji Derneği Bülteni (2006). Türkiye’de Yenidoğan Bakım<br />

Ünitelerinde Mortalite-2005. 4: 10-14.<br />

21. National Institute of Health. (1995). Consensus De<strong>ve</strong>lopmental Panel on the<br />

Effect of Corticosteroids for Fetal Maturation on Perinatal Outcomes.<br />

JAMA, 273: 413-418.<br />

22. Jobe AH. (1993). Pulmonary surfactant therapy. N Engl J Med, 328:<br />

861-868.<br />

144


23. Halliday HL, Ehrenkrantz RA. (2000). Early postnatal corticosteroids for<br />

pre<strong>ve</strong>nting chronic lung disease in preterm infants. Cochrane Database Syst<br />

Rev, 2: CD001146.<br />

24. Greenough A., Milner AD, Dimitriou G. (2000). Synchronized mechanical<br />

<strong>ve</strong>ntilation for respiratory support in newborn infants. Cochrane Database<br />

Syst Rev, 2:CD000456.<br />

25. Henderson-Smart DJ., Bhutta T., Cools F., Offringa M. (2000). Electi<strong>ve</strong> high<br />

frequency oscillatory <strong>ve</strong>ntilation for acute pulmonary dysfunction in preterm<br />

infants. Cochrane Database Syst Rev, 2: CD000104.<br />

26. Wen SW, Smith G, Yang Q, Walker M. Epidemiology of preterm birth and<br />

neonatal outcome. Seminars in Neonatology, 2004; 1-7.<br />

27. Dammann O, Leviton A, Gappa M, Dammann CEL. Lung and brain damage<br />

in preterm newborns , and their association with gestational age,prematurity<br />

subgroup, infection / inflammation and long term outcome. BJOG 2005;<br />

112,s1: 4-9.<br />

28. Magowan BA, Bain M, Juszczak E, Mcinneny K. Neonatal mortality<br />

amongst Scottish preterm singleton births (1985-1994). Br J Obstet<br />

Gynaecol 1998; 105:1005-10.<br />

29. Wington TR, Tamura RK, Wickstrom E, Atkins V, Deddish R, Socol ML.<br />

Neonatal morbidity after preterm deli<strong>ve</strong>ry in the presence of documented<br />

lung maturity. Am J Obstet Gynecol 1993; 169: 951-5.<br />

30. Copper RL, Goldenberg RL, Creasy RK, Du Bard MB, Davis RO, Entman<br />

SS, et al. A multicenter study of preterm birth weight and gestational age-<br />

spesific neonatal mortality. Am J Obstet Gynecol 1993; 168: 78-84.<br />

31. Simchen MJ, Beiner ME, Strauss-Liviathan N, Dulitzky M, Kuint J,<br />

Mashiach S, et al.<br />

Neonatal outcome in growth restricted <strong>ve</strong>rsus appropriately grown preterm<br />

infants. Am J Perinatol 2000; 17: 187-92.<br />

32. Reıss I, Landmann E, Heckmann M, Misselwitz B, Gortner L. Increased risk<br />

of bronchopulmonary dysplasia and increased mortality in <strong>ve</strong>ry preterm<br />

infants being small for gestational age. Arch Gynecol Obstet 2003 Apr 8;<br />

269: 40-4.<br />

145


33. Rettwitz-Volk W, Tran TM, Veldman A. Cerebral morbidity in preterm<br />

twins. J Matern Fetal Neonatal Med 2003; 13: 218-23.<br />

34. Friedman SA, Schiff E, Kao L, Sibai BM. Neonatal outcome after preterm<br />

deli<strong>ve</strong>ry for preeclampsia. Am J Obstet Gynecol 1995; 172: 1785-8<br />

35. Gürakan B. Riskli gebelik, riskli yenidoğan. In: Arsan S (eds). Temel<br />

Yenidoğan Sağlığı, 2.Baskı. Ankara: Çocuk Sağlığı <strong>ve</strong> Araştırmaları Vakfı,<br />

2005: 42-47.<br />

36. Polzin WJ, Brady K. Mechanical factors in the etiology of premature rupture<br />

of the membranes. Clin Obstet Gynecol, 1991 ;34:702-14.<br />

37. <strong>Kan</strong>ayama M, Terao T, Kawashima Y. Collagen types in normal and<br />

prematurely ruptured amniotic membranes. Am J Obstet Gynecol, 1985;153;<br />

899-904.<br />

38. William J P, Kım Brady. The etiology of premature rupture of membranes.<br />

Clin. Obstet. And Gynecol, 1998; 41; 4: 810-816.<br />

39. Ho PC, Haynes WDG, Ing RMY, Jones WR. Histological, ultrastructural,<br />

and immunoflourescense studies on the amniochorionic membrane. Placenta,<br />

1982; 3:109-126.<br />

40. Furman B, Shoham Vardi I, Bashiri A, et al. Preterm premature rupture of<br />

membranes is not an independent risk factor for neonatal morbidity. J<br />

Matern Fetal Med 2001;10: 107-11.<br />

41. Kurkinen-Raty M, Koivisto M, Joippila P. Perinatal and neonatal outcome<br />

and late pulmonary sequelae in infants born after preterm premature rupture<br />

of membranes. Obstet Gynecol 1998; 92: 408-15.<br />

42. Demissie K, Rhoads GG, Ananth CV, Allexander GR, Kramer MS, Kogan<br />

MD, et al. Trends in preterm birth and neonatal mortality among blacks and<br />

whites in the United States from 1989 to 1997. Am J Epidemiol 2001; 154:<br />

307-15.<br />

43. Petrova A, Mehta R, Anwar M, Hiatt M, Hegyi T. Impact of race and<br />

ethnicity on the outcome of preterm infants below 32 weeks gestation.<br />

Journal of Perinatology 2003; 23: 404-8.<br />

44. Arıncı K, Elhan A: Anatomi Cilt 2. İkinci Baskı, 1-15, Güneş Kitabevi,<br />

Ankara, 1997.<br />

146


45. Moore K.L: Clinically Oriented Anatomy. Third Edition, 87-106, Williams<br />

& Wilkins A Wa<strong>ve</strong>rly Company. Baltimore. 1992.<br />

46. Sancak B, Cumhur M: Fonksiyonel Anatomi, 159-174, METU Press,<br />

Ankara, 1999<br />

47. Snell R: Clinical Anatomy for Medical Students. Fourth Edition, 345-359,<br />

Little Brown and Company, Boston, 1992.<br />

48. Carlson BM: Human Embryology and De<strong>ve</strong>lopmental Biology. St Louis,<br />

Mosby, 1994.<br />

49. Har<strong>ve</strong>y RP: NK-2 homeobox genes and heart de<strong>ve</strong>lopment. Dev Biol<br />

178:203, 1996.<br />

50. Olson EN, Srivastava D: Molecular pathways controlling heart de<strong>ve</strong>lopment,<br />

Science 272:671, 1985.<br />

51. Lin Q, Schwarz J, Bucana C, Olson EN: Control of mouse cardiac<br />

morphogenesis and myogenesis by transcription factor MEF2C. Science<br />

276:1404, 1997.<br />

52. Moore KL: Clinically Oriented Anatomy, 3rd ed. Baltimore,<br />

Williams&Wilkins, 1992.<br />

53. Srivastava D, Cserjesi P, Olson EN: A subclass of 6HLH proteins reqıired<br />

for cardiac morphogenesis. Science 270:1995, 1995.<br />

54. Anderson PAW: The heart and de<strong>ve</strong>lopment. Semin Permatol 20:482, 1996.<br />

55. Jones WK, Sanchez A, Robbins J: Murine pulmonary myocardium:<br />

de<strong>ve</strong>lopmental analysis of cardiac gene analysis. Dev Dyn 200:117.<br />

56. Kirby ML, Gale TF, Stewart DE: Neural crest cells contribute to normal<br />

aorticopulmonary septation. Science 220:1059, 1983.<br />

57. Clark EB: Cardiac embryology. Its relevance to congenital heart disease. Am<br />

J Dis Child 140:41, 1986.<br />

147


58. Yu IT, Hutchins GM: Truncus arteriosus malformation: a de<strong>ve</strong>lopmental<br />

arrest at Carnegie stage 14. Teratology 53:31, 1996.<br />

59. Bernstein E: The cardiovasculer system. In Behrman RE, Kliegman RM,<br />

Arvin AM (eds): Nelson Texbook of Pediatrics, 15th ed. Philadelphia, WB<br />

Saunders, 1996.<br />

60. Tikkanen J, Heinonen OP: Risks factor for coarctation of the aorta.<br />

Teratolgy 47:565, 1993.<br />

61. Brueckner M, D'Eustachio P, Horwich AL. Linkage mapping of a mouse gene,<br />

iv, that controls left-right asymmetry of the heart and viscera. Froc Natl Acad<br />

Sci USA 1989; 86:5035-5038.<br />

62. Yokoyama T, Copeland NG, Jenkins NA, et al. Re<strong>ve</strong>rsal of left-right<br />

asymmetry: A situs in<strong>ve</strong>rsus mutation. Science 1993; 260:679-682.<br />

63. Akam M, Dawson I, Tear G. Homeotic genes and the control of segment<br />

di<strong>ve</strong>rsity. De<strong>ve</strong>lopment 1988; 104:123-168.<br />

64. Hunt P. Krumlauf R. HOX codes and positional specification in<strong>ve</strong>rtebrate<br />

embryonic axes. Annu Rev Cell Biol 1992; 8:227-256.<br />

65. Lamers WH, Wessels A, Verbeek FJ, et al. New findings concerning <strong>ve</strong>ntricular<br />

septation in the human heart: Implications for malde<strong>ve</strong>lopment. Circulation<br />

1992; 86:1194-1205.<br />

66. Osmond MK, Butler AJ, Voon FCT, Bellairs R. The effects of retinoic acid<br />

on heart formation in the early chick embryo. De<strong>ve</strong>lopment 1991;<br />

113:1405-1417.<br />

67. Davis RL, Weintraub H, Lassar AB. Expression of a single transfected cDNA<br />

con<strong>ve</strong>rts fibroblasts to myoblasts. Cell 1987; 51:987-1000.<br />

68. Edmondson DG, Olson EN. A gene with homology to the myc similarity region<br />

of MyoDl is expressed during myogenesis and is sufficient to activate the<br />

muscle differentiation program. Genes Dev 1989; 3:628-640.<br />

69. Wright WE, Sassoon DA, On VK. Myogenin, a factor regulating myogenesis,<br />

has a domain homologous to Myo D. Cell 1989; 56:607-617.<br />

148


70. Braun T, Buschhausen-Denker G, Bober E, et al. A no<strong>ve</strong>l human muscle factor<br />

related to but distinct from MyoDl induces myogenic con<strong>ve</strong>rsion in 10T1/2<br />

fibroblasts. EMBO J 1989; 8:701-709.<br />

71. Rhodes SJ, Konieczny SF. Identification of MRF4: A new member of the<br />

muscle regulatory factor gene family. Genes Dev 1989;3:2050-2061.<br />

72. Miner JH, Wold B. Herculin, a fourth member of the MyoD family of<br />

myogenic regulatory genes. Proc Natl Acad Sci USA 1990; 87:1089-1093.<br />

73. Braun T, Bober E. Winter B, et al. Myf-6, a new member of the human gene<br />

family of myogenic determination factors: Evidence for a gene cluster on<br />

chromosome 12. EMBO J 1990; 9:821-831.<br />

74. Murre C, McCaw PS, Baltimore D. A new DNA binding and dimerization<br />

motif in immunoglobulin enhancer binding, daugh-terless, MyoD, and myc<br />

proteins. Cell 1989; 56:777-783.<br />

75. Sasson D, Lyons G, Wright WE, et al. Expression of two myogenic regulatory<br />

factors myogenin and MyoDl during mouse embryogenesis. Nature 1989;<br />

41:303-307.<br />

76. Srivastava D. Segmental regulation of cardiac de<strong>ve</strong>lopment by the basic<br />

Helix-Loop-Helix transcription factors dHAND and eHAND. In: Har<strong>ve</strong>y<br />

RP, Rosenthal N, eds. Heart De<strong>ve</strong>lopment San Diego: Academic Press;<br />

1999:143.<br />

77. Srivastava D, Thomas T, Lin Q, et al. Regulation of cardiac mesodermal and<br />

neural crest de<strong>ve</strong>lopment by the bHLH transcription factor, dHAND. Nat<br />

Genet 1997; 16:154-160.<br />

78. Riley P, Anson-Cartwright L, Cross JC. The Handl bHLH transcription<br />

factor is essential for placentation and cardiac morphogenesis. Nat Genet<br />

1998; 18:271-275.<br />

79. Lin Q, Schwarz J, Bucana C, Olson EN. Control of mouse cardiac<br />

morphogenesis and myogenesis by transcription factor MEF2C. Science<br />

1997; 276:1404-1407.<br />

80. Thomas T, Yamagishi H, O<strong>ve</strong>rbeek PA, et al. The bHLH factors. dHAND<br />

and eHAND, specify pulmonary and systemic cardiac <strong>ve</strong>ntricles independent<br />

of left-right sidedness. Dev Biol 1998;15; 196:228-236.<br />

149


81. Morgan MJ. The asymmetrical genetic determination of laterality: Flatfish,<br />

frogs and human handedness. In: Biological Asymmetry and Handedness. Wiley<br />

Chichester Ciba Foundation Symposium 162, 1991:234.<br />

82. Schneider A, Mijalski T, Schlange T, et al. The homeobox gene NKX3.2 is a<br />

target of left-right signaling and is expressed on opposite sides in chick and<br />

mouse embryos. Curr Biol 1999; 9:911-914.<br />

83. Mikawa T, Borisov A, Brown AM, Fischman DA. Clonal analysis of cardiac<br />

morphogenesis in the chicken embryo using a replication-defecti<strong>ve</strong><br />

retrovirus: I. Formation of the <strong>ve</strong>ntricular myocardium. Dev Dyn 1992;<br />

193:11-23.<br />

84. Mikawa T, Cohen-Gould L, Fischman DA. Clonal analysis of cardiac<br />

morphogenesis in the chicken embryo using a replication-defecti<strong>ve</strong><br />

retrovirus: III. Polyclonal origin of adjacent <strong>ve</strong>ntricular myocytes. Dev<br />

Dyn 1992; 195:133-141.<br />

85. Sugi Y, Sasse J, Lough J. Inhibition of precardiac mesoderm cell proliferation by<br />

antisense oligodeoxynucleotide complementary to fibroblast growth factor-2<br />

(FGF-2). Dev Biol 1993; 157:28-37.<br />

86. Kirby ML, Waldo KL. Role of neural crest in congenital heart disease.<br />

Circulation 1990; 82:332-340.<br />

87. Chisaka O, Capecchi MR. Regionally restricted de<strong>ve</strong>lopmental defects<br />

resulting from targeted disruption of the mouse homeo-box gene Hox-1.5.<br />

Nature 1991; 350:473-474.<br />

88. Clark EB, Hu N, Dummett JL, et al. Ventricular function and morphology<br />

in the chick embryo stage 18 to 29. Am J Physiol 1986:250:H407-H413.<br />

89. Taber LA, Keller BB, Clark EB. Cardiac mechanics in the stage 16 chick<br />

embryo. J Biomech Eng 1992; 114:427-434.<br />

90. Peter M, Herskowitz I. Joining the complex: Cyclin dependent kinase<br />

inhibitory proteins and the cell cycle. Cell 1994; 79: 181-184.<br />

91. Field U. Atrial natriuretic f actor-SV40 T antigen transgenes produce tumors<br />

and cardiac arrhythmias in mice. Science 1988; 239:1029-1033.<br />

92. Davis CL. Description of a human embryo having 20 paired somites. Contrib<br />

Embryol 1923; 15:1-52.<br />

150


93. Van Mierop LHS. Embryology of the heart. In: Netter FH, ed. The CIBA<br />

Collection of Medical Illustrations, vol 5, part 1. Summit, NJ: CIBA; 1969:112.<br />

94. Markwald RR, Trusk T, Gittenberger-de Groot AC, Poelman R. Cardiac<br />

morphogenesis: Formation and septation of the primary heart tube. In:<br />

Kavlock R, Datson G, eds. Handbook of Experimental Pharmacology. Vol 124.<br />

Berlin: Springer Verlag; 1998:11.<br />

95. Van Mierop LHS, Alley RD, Kausel HW, Stranahan A. Pathogenesis of transposition<br />

complexes: I. Embryology of the <strong>ve</strong>ntricles and great arteries. Am J Cardiol<br />

1963; 12:216-225.<br />

96. Streeter DD Jr. Gross morphology and fiber geometry of the heart. In: Berne<br />

RM, Sperelakis N, eds. Handbook of Physiology, Sec 2: The Cardiovascular System,<br />

Vol 1: The Heart. Bethesda, MD: American Physiological Society; 1979:61.<br />

97. Buchalter MB, Weiss JL, Rogers WJ, et al. Noninvasi<strong>ve</strong> quantification of left<br />

<strong>ve</strong>ntricular rotational deformation in normal humans using magnetic resonance<br />

myocardial tagging. Circulation 1990; 81:1236.<br />

98. Arts T, Veenstra PC, Reneman RS. Epicardial deformation and LV wall<br />

mechanics during ejection in the dog. Am J Physiol 1982; 243:H379.<br />

99. Rademakers FE, Buchalter MB, Rogers WL, et al. Dissociation between LV<br />

untwisting and filling. Circulation 1992; 85:1572.<br />

100.Raines RA, Le Winter MM, Co<strong>ve</strong>ll JW. Regional shortening patterns of canine<br />

right <strong>ve</strong>ntricle. Am J Physiol 1976; 231:1395.<br />

101.Yaku H, Slinker BK, Bell SP, LeWinter MM. Effects of free wall ischemia and<br />

bundle branch on systolic <strong>ve</strong>ntricular interaction in dog hearts. Am J Physiol<br />

1994; 266:H1087-H1094.<br />

102.Robinson TF, Cohen-Gould L, Factor SM. Skeletal framework of mammalian<br />

heart muscle: Arrangements of inter- and pericellular connecti<strong>ve</strong> tissue structures.<br />

Lab In<strong>ve</strong>st 1983; 49:482.<br />

103.Robinson RF, Cohen-Gould L, Remily R, et al. Extracellular structures in<br />

heart muscle. In: Harris P, Poole-Wilson PA, eds. Advances in<br />

Myocardiology, Vol 5. New York: Plenum Press; 1985:243.<br />

151


104.Weber KT. Cardiac interstitium: Extracellular space of the myocardium. In:<br />

Fozzard HA, Haber E, Jennings RB, Katz AM, Morgan HE, eds. The Heart and<br />

Cardiovascular System, 2d ed. New York: Ra<strong>ve</strong>n Press; 1991:1465<br />

105.Fozzard HA, Arnsdorf MF. Cardiac electrophysiology. In: Fozzard HA,<br />

Haber E, Jennings RB, Katz AM, Morgan HE, eds. The Heart and<br />

Cardiovascular System, 2d ed. New York: Ra<strong>ve</strong>n Press; 1991:63.<br />

106.Fozzard HA, Hanck DA: Na channels. In: Fozzard HA, Haber E, Jennings<br />

RB, Katz AM, Morgan HE, eds. The Heart and Cardiovascular System, 2d ed.<br />

New York, Ra<strong>ve</strong>n Press; 1991:1091.<br />

107.Pelzer D, Pelzer S, McDonald TF. Ca channels in heart. In: Fozzard HA,<br />

Haber E, Jennings RB, Katz AM, Morgan HE, eds. The Heart and<br />

Cardiovascular System, 2d ed. New York: Ra<strong>ve</strong>n Press; 1991:1049.<br />

108.Gibbons WR, Zygrmrat AC. ECC in the heart. In: Fozzard HA, Haber E,<br />

Jennings RB, Katz AM, Morgan HE, eds. The Heart and Cardiovascular<br />

System, 2d ed. New York: Ra<strong>ve</strong>n Press; 1991:1249.<br />

109.Williams AJ. The functions of two species of Ca channel in cardiac muscle ECC.<br />

Eur Heart J 1997; 18(suppl A):A27.<br />

110.Yao A, Su Z, Nonaka A, et al. Effects of o<strong>ve</strong>rexpression of the Na + -Ca 2+<br />

exchanger on [Ca 2+ 1 transients in murine <strong>ve</strong>ntricular myocytes. Circ Res 1998;<br />

82:657.<br />

111.Sipido KR, Maes M, Van de Werf F. Low efficiency of Ca 2+ entry through the Na<br />

+ -Ca 2+ exchanger as trigger for Ca 2+ release from the SR. Circ Res 1997; 81:1034.<br />

112.Sommer JR, Jennings RB. Ultrastructure of cardiac musci*. In: Fozzard HA,<br />

Haber E, Jennings RB, Katz AM, Morgan HE, eds. The Heart and<br />

Cardiovascular System, 2d ed. New York: Ra<strong>ve</strong>n Press; 1991:3.<br />

113.Lytton J, MacLennan DH Sr. In: Fozzard HA, Haber E, Jennings RB, Katz<br />

AM, Morgan HE, eds. The Heart and Cardiovascular System, 2d ed. New York:<br />

Ra<strong>ve</strong>n Press; 1991:1203.<br />

114.Stern MD. Theory of ECC in cardiac muscle. Biophys J 1992; 63:497.<br />

115.Wier WG, ter Keurs HEDJ, Marban E, et al. Ca 2+ "sparks" and wa<strong>ve</strong>s in<br />

intact <strong>ve</strong>ntricular muscle resol<strong>ve</strong>d by confocal imaging. Circ Res 1997;<br />

81:462.<br />

152


116.Carl SL, Felix K, Caswell AH, et al. Immunolocalization of sarcolemmal<br />

dihydropyridine receptor and SR triadin and RyR in rabbit <strong>ve</strong>ntricle and<br />

atrium. J Cell Biol 1995; 129:673<br />

117.Anderson K, Lai FA, Liu Q-Y, et al. Structure and functional characterization of<br />

the purified cardiac RyR-Ca 2+ release channel complex. / Biol Chem 1989;<br />

264:1329.<br />

118.Sitsapesan R, Williams AJ. Regulation of the gating of the sheep cardiac SR Ca 2+ -<br />

release channel by luminal Ca 2+ . Membr Biol 1994; 266:1114.<br />

119.Schatzmann HJ. The Ga pump at the surface membrane and at the SR. Annu Rev<br />

Physiol 1989; 51:473.<br />

120.Huxley AF. Muscle structure and theories of contraction. Prog Biophys<br />

Biophys Chem 1957; 7:255.<br />

121.Spudich JA. How molecular motors work. Nature 1994; 372:515.<br />

122.McNally EM, Kraft R, Bravo-Zehnder M, et aL Full-length rat alpha and beta<br />

cardiac myosin HC sequences. J Mol Biol 1989-210:665.<br />

123.Rayment L, Holden H, Whittaker M, et al. Structure of the actin-myosin<br />

complex and its implications for muscle contraction. Science 1993; 261:58.<br />

124.Winegrad S. How actin-myosin interactions differ with different isoforms of<br />

myosin. Circ Res 1998; 82:1109.<br />

125.Labeit S, Kolmer B. Titins: Giant proteins in charge of muscle ultrastructure<br />

and elasticity. Science 1995; 270:293.<br />

126.Helmes M, Trombitas K, Granzier H. Titin de<strong>ve</strong>lops restoring force in rat<br />

cardiac myocytes. Circ Res 1996; 79:619.<br />

127.Winegrad S. Cardiac myosin binding protein C. Circ Res 1999; 84:1117.<br />

128.Holmes KC, Popp D, Gebhard W, Kabsch W. Atomic model of the actin<br />

filament. Nature 1995; 347:44.<br />

153


129.Tobacman LS. Thin filament-mediated regulation of cardiac contraction. Annu<br />

Rev Physiol 1996; 58:447.<br />

130.Solaro RJ, Rarick HM. Tn and Tm: Proteins that switch on and tune in the<br />

activity of cardiac myofilaments. Circ Res 1998; 83:471.<br />

131.Weisberg A, Windegrad S. Relation between crossbridge structure and<br />

actomyosin ATPase activity in rat heart. Circ Res 1998; 83:60.<br />

132.Kress M, Huxley HE, Faruqi R, Hendrix J. Structural changes during<br />

activation of frog muscle studied by time resol<strong>ve</strong>d x-ray diffraction. J Mol<br />

Biol 1986; 188:325.<br />

133.Lakatta EG. Starling's law of the heart is explained by an intimate interaction<br />

of muscle length and myofilament Ca activation. / Am Coll Cardiol 1987;<br />

10:1157.<br />

134.Lakatta EG. Length modulation of cardiac performance: Frank-Starling<br />

law of the heart. In: Fozzard HA, Haber E, Jennings RB, Katz AM, Morgan<br />

HE, eds. The Heart and Cardiovascular System, 2d ed. New York: Ra<strong>ve</strong>n<br />

Press; 1991:1325.<br />

135.Apstein CS, Morgan JP. Cellular mechanisms underlying LV diastolic<br />

dysfunction. In: Gaasch WH, LeWinter MM, eds. LV Diastolic Dysfunction<br />

and Heart Failure. Philadelphia: Lea & Febiger, 1994:3.<br />

136.Gillebert TC, Sys SU. Physiologic control of relaxation in isolated cardiac<br />

muscle and intact LV. In: Gaasch WH, Le Winter MM, eds. LV Diastolic<br />

Dysfunction and Heart Failure. Philadelphia: Lea & Febiger; 1994:25.<br />

137.Mitsui T. Induced potential model of muscular contraction mechanism and<br />

myosin molecular structure. Adv Biophys 1999; 36:107-158.<br />

138.Honda H, Nakamoto T, Sakai R, hirai H. P130(cas), an assembling<br />

molecule of actine filaments, promotes cell mo<strong>ve</strong>ment, cell migration, and<br />

cell spreading in fibroblasts. Biochem Biophys Res Commun 1999;<br />

262:25-30.<br />

154


139.Macfarlane PW, Lawrie TDV, eds. Comprehensi<strong>ve</strong> Electrocardiology:<br />

Theory and Practice in Healt and Disease. New York: Pergamon Press;<br />

1989.<br />

140.Myerburg RJ, Castellanos A. Resolution of nonspecific repolarization<br />

patterns from body surface signals: A new horizon of clinical<br />

electrocardiography. J Am Coll Cardiol 1989; 14:703-704.<br />

141.Task Force Report of the American Collage of Cardiology and the<br />

American Heart Association. ACC/AHA Guidelines for<br />

Electrocardiography. Circulation 1992; 19:473-481.<br />

142.Cantez, T., Tanman, B., Ertugrul, T.Y.: Kardiyovasküler sistemin<br />

degerlendirilmesi. In: Neyzi, O., Ertugrul, T. (Eds). Pediatri Cilt II.<br />

İstanbul, Nobel Tıp Kitabevi; s: 919 – 943, 2002.<br />

143.Park MK. Physical examination. In Pediatric Cardiology in Practitioners,<br />

4.th ed., St.Louis, Mosby Co, 2002: 372-396.<br />

144.Bernstein D: The Cardiovascular system. In: Behrman RE, Kliegman RM,<br />

Arvin AM, Nelson WE (eds): 16Th edition. Nelson Textbook of pediatrics,<br />

WB Saunders Co, Phladelphia, pp.1337-1455, 1996.<br />

145.Cantez, T., Tanman, B., Ertuğrul, T.Y.: Kardiyovasküler sistemin<br />

değerlendirilmesi. In: Neyzi, O., Ertugrul, T. (Eds). Pediatri Cilt II.<br />

İstanbul, Nobel Tıp Kitabevi; s: 919- 943, 2002 .<br />

146.Freigenbaum H. Echocardiography. 5th Ed., Philadelphia, Lee-Febiger<br />

Co. 1994;1-54.<br />

147.Sanders SP. Echocardiography. In: Fyler DC (Ed.) Pediatric Cardiology<br />

Nadas, Philadelphia, hanley and Belfus Inc. 1992; 159-186.<br />

148.Feingenbaum H. Evaluation of Systolic and Diastolic Function of the Left<br />

Ventricule. Sixth edition. Echocardiyography. Williams-Wilkin 2005 p:<br />

138-180.<br />

149.DeMaria AN, Blanchard DG. Ekokardiyografi: In Fuster V, Alexander<br />

RW, O’Rourke RA. Hurst’ s The Heart. Türkçe 1. Baskı. 2002, pp.<br />

343-460.<br />

150.Cheitilin, et al. ACC/AHA/ASE Guidline Update for the Clinical<br />

Application of Echocardiography 2003.<br />

155


151.Murphy D.J. Doppler Echocardiography. IN: Bricker G, McNamara DG<br />

(eds) The Science and Practice of Pediatric Cardiology. Philadelphia: Lea<br />

and Febiger, 1990: 784-805.<br />

152.Nishimura Ra , Abel MD , Hatle LK ,Tajik AJ .Assesment of diastolic<br />

function of tehheart : background and current applications of doppler<br />

echocardiography.2.climical studies. Mayo clin. Proc. 1989 ; 64: 181 -204.<br />

153.European Study Group on Diastolic Heart Failure: How to diagnose<br />

diastolic heart failure. Eur Heart J. 1998;19:990–1003.<br />

154.Pai RG,Gill KS.Amplitudes,durations,and timings of apically directed left<br />

<strong>ve</strong>ntricular myocardial <strong>ve</strong>locites:I.Their normal patter and coupling to<br />

<strong>ve</strong>ntricular filling and ejection.J Am Soc Echocardiogr.1998 Feb;11(2):<br />

105-11,<br />

155.Trambaiolo P, Tonti G, Salustri A, Fedele F, Sutherland G. New insights<br />

into regional systolic and diastolic left <strong>ve</strong>ntricular function with tissue<br />

Doppler echocardiography: from qualitati<strong>ve</strong> analysis to a quantitati<strong>ve</strong><br />

approach. J Am Soc Echocardiogr 2001; 14(2): 85-96.<br />

156.Zamorano J, Wallbridge DR, Ge J, Drozd J, Nesser J, Erbel R.<br />

Noninvasi<strong>ve</strong> assessment of cardiac physiology by tissue Doppler<br />

echocardiography: a comparison with invasi<strong>ve</strong> hemodynamics. Eur Heart J<br />

1997; 18(2): 330-9.<br />

157.Pai RG,Gill KS.Amplitudes,durations and timings of apically directed left<br />

<strong>ve</strong>ntricular myocardial <strong>ve</strong>locites:II.Systolic and diastolic a synchrony in<br />

patients with left <strong>ve</strong>ntricular hypertrophy.J Am Soc Echocardiogr.<br />

1998;11:112-8.<br />

158.Isaaz K,Romerol LMD,Lee E,Schiller NB.Quantitation of the motion of<br />

the cardiac base in normal subject by Doppler echocardiography.J Am Soc<br />

Echocardiogr 1993;6:166-76.<br />

159.Dağdeviren B. Diastolik fonksiyonların belirlenmesinde yeni<br />

ekokardiyografik yöntemler. Tezel T. Ed. Diastolik fonksiyonların<br />

değerlendirilmesi. İstanbul. A Ajans Ltd. Şti. 2000. S: 53-68.<br />

160.Oki T, Tabata T, Mishiro Y, Yamada H, Abe M, Onose Y, Wakatsuki<br />

T,Iuchi A, Ito S. Pulsed tissue doppler imaging of left <strong>ve</strong>ntricular systolic<br />

156


and diastolic wall motion <strong>ve</strong>locities to evaluate differences between long<br />

and short axes in healthy subjects. J Am Soc Echocardiogr 1999 May;<br />

12(5): 308-13.<br />

161.Dağdeviren B, Bolca O, Eren M, Terzi S, Gürlertop Y, Tezel T. Görünürde<br />

sağlıklı bireylerde <strong>ve</strong> koroner arter hastalarında nabızlı doku Doppler ile sol<br />

<strong>ve</strong>ntrikül fonksiyonlarının bölgesel analizi. Türk Kardiyol Dern Arş 1998;<br />

26; 469-74.<br />

162.Tekten T, Onbasili A, Ceyhan C, Unal S, Discigil B. No<strong>ve</strong>l Approach to<br />

Measure Myocardial performance index: Pulsed-Wa<strong>ve</strong> Tissue Doppler<br />

Echocardiography. Echocardiography 2003; 20(6): 503-10.<br />

163.Greenbaum RA, Ho SY,Gibson DG,Becker AE,Anderson RH.Left<br />

<strong>ve</strong>ntricular fiber architecture in man.Br Heart J.1981 Mar;45(3):248-63.<br />

164.Grand PR. Special Article, notes on the muscular architecture of the left<br />

<strong>ve</strong>ntricle.Circulation;1965,32:301-305.<br />

165.Henein MY, Gibson DG.Editorial,normal long axis function.Heart<br />

1999;81:111-113.<br />

166.Galiuto L,Igone G,De Maria AN.Contraction and relaxation <strong>ve</strong>locities of<br />

the normal left <strong>ve</strong>ntricule using pulsed-wa<strong>ve</strong> tissue Doppler<br />

echocardiography.Am J Cardiol 1998;81:609-14.<br />

167.Feingenbaum H. Evaluation of Systolic and Diastolic Function of the Left<br />

Ventricule. Sixth edition. Echocardiyography. Williams-Wilkin 2005 p:<br />

138-180.<br />

168.Gaibazzi N, Petrucci N, Ziacchi V. Left <strong>ve</strong>ntricle myocardial performance<br />

index deri<strong>ve</strong>d either by con<strong>ve</strong>ntional method or mitral annulus tissue-<br />

Doppler: a comparison study in healthy subjects and subjects with heart<br />

failure. J Am Soc Echocardiogr 2005 ;18:1270-6.<br />

169.Cannesson M, Jacques D, Pinsky MR, Gorcsan J 3rd. Effects of<br />

modulation of left <strong>ve</strong>ntricular contractile state and loading conditions on<br />

tissue Doppler myocardial performance index. Am J Physiol Heart Circ<br />

Physiol 2006 ;290:H1952-9.<br />

157


170.Poulsen SH, Nielsen JC, Andersen HR. The influence of heart rate on the<br />

Dopplerderi<strong>ve</strong>d myocardial performance index. J Am Soc Echocardiogr<br />

2000 ;13:379-84.<br />

171.Dursunoglu D, Evrengul H, Tanri<strong>ve</strong>rdi H et al. Do female patients with<br />

metabolic syndrome ha<strong>ve</strong> masked left <strong>ve</strong>ntricular dysfunction? Anadolu<br />

Kardiyol Derg 2005;5:283-8.<br />

172.Tezel T. Sol Ventrikül Diastolik Fonksiyonlarının Belirlenmesinde<br />

Ekokardiyografi. Kardiyoloji Derlemeleri1/Diastolik Fonksiyonların<br />

Degerlendirilmesi. Arset Matbaacılık San. <strong>ve</strong> Tic. A.S.2000. p 31-51.<br />

173.Küçükoglu SM, Ökçün B. Diastolik kalp yetersizligi. Erol Ç, Kozan Ö,<br />

Sansoy V. Klinik kardiyoloji Ankara, MN medikal&Nobel Ltd, 2004 ; pp.<br />

333-346.<br />

174.Nagueh SF, Middleton KJ, Kopelen HA, Zoghbi WA, Quinones MA.<br />

Doppler tissue imaging: a noninvasi<strong>ve</strong> technique for evaluation of left<br />

<strong>ve</strong>ntricular relaxation and estimation of filling pressures. J Am Coll Cardiol<br />

1997 ;30:1527-33.<br />

175.Nishimure E, Abel MD, Hattle LK, Tajik AJ. Assessment of diastolic<br />

function of the heart, background and current applications of Doppler<br />

echocardiography. Part I, Physiologic and pathophysiology features, May<br />

Clin Proc 1989; 64:71-81.<br />

176.Harizi RC, Bianco JA, Alpert JS. Diastolic function of the heart in clinical<br />

cardiology. Arch Intern Med 1988; 148:99-109.<br />

177.Granadier E, Lima CD, Allen HD. Et al. Normal intracardiac and great<br />

<strong>ve</strong>ssel Doppler flow <strong>ve</strong>locities in infants and children . J Am Coll Cardiol<br />

1984; 4(2): 343-350.<br />

178.Appleton CP, Jensel HL, Hatle LK, Oh JK. Doppler evaluation of left and<br />

right <strong>ve</strong>ntricular diastolic function: A technical guide for obtaining optimal<br />

flow <strong>ve</strong>locity recordings. J Am Sos Echocardio 1997; 10:271-292.<br />

179.Quinonos MA. Doppler assesment of left <strong>ve</strong>ntricular diastolic function. In:<br />

Nanda NC(Ed) Doppler Echocardiography (2. Ed) Philadelphia, London ,<br />

Lea-Febiger Co. 1993; 197-215<br />

158

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!