SERMAYE P?YASASI KURULU - Sermaye Piyasas? Kurulu
SERMAYE P?YASASI KURULU - Sermaye Piyasas? Kurulu
SERMAYE P?YASASI KURULU - Sermaye Piyasas? Kurulu
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
pozisyonlardan beklenen kârda bir önceki döneme göre artıĢ yaĢanmıĢtır. TP pozisyondan<br />
beklenen kâr ve zararda ise senaryo 1, 6 ve 8 için bir önceki döneme göre azalma olurken,<br />
senaryo 3, 5, 7 ve 10 için bir önceki döneme göre artıĢ yaĢanmıĢtır.<br />
Likidite Riski<br />
Mart 2011 itibarıyla, bankacılık sektöründe birinci vade dilimine iliĢkin toplam likidite<br />
yeterlilik oranı, 2010 yıl sonuna kıyasla düĢüĢ göstermiĢtir. Orandaki düĢüĢte, bankaların<br />
vadesi yaklaĢan menkul değerler portföyündeki azalıĢ ve repo yoluyla sağlanan fonlardaki<br />
artıĢ etkili olmuĢtur. Genel olarak son dönemlerde azalıĢ eğilimi sergileyen söz konusu oran,<br />
yasal sınırın oldukça üzerinde seyretmeye devam etmektedir.<br />
Fonksiyonel banka grupları bazında yabancı para ve toplam likidite yeterlilik oranları<br />
incelendiğinde, her üç gruba iliĢkin oranların yılın ilk çeyreğinde yasal sınırların üzerinde<br />
olduğu görülmektedir. Mart 2011 itibarıyla toplam likidite yeterlilik oranı, 2010 yıl sonu ile<br />
karĢılaĢtırıldığında mevduat bankaları için %207‟den %194‟e, kalkınma ve yatırım bankaları<br />
için %342‟den %235‟e gerilerken, katılım bankaları için %163‟ten %172‟ye yükselmiĢtir.<br />
Varlık tarafında nakit değerlerin artması, yükümlülük tarafında ise katılım hesaplarında vadesi<br />
yaklaĢan fonların azalması, katılım bankaları için söz konusu oranın artmasında rol<br />
oynamıĢtır. Yabancı para likidite yeterlilik oranı ise, mevduat ve katılım bankaları için<br />
artarken, kalkınma ve yatırım bankaları için azalmıĢtır.<br />
2011 yılı birinci çeyreği itibarıyla bankacılık sektöründe ikinci vade dilimine iliĢkin toplam<br />
likidite yeterlilik oranı, Aralık 2010 dönemine göre azalarak %130,1‟e düĢmüĢtür. Vadesi<br />
yaklaĢan menkul değerlerdeki ve alacaklar kalemindeki azalıĢlar, oranın gerilemesine en fazla<br />
etki eden unsurlardır. Söz konusu vade dilimine iliĢkin diğer likidite bileĢenleri<br />
incelendiğinde, varlık tarafında nakit değerler ile türev iĢlemlerin arttığı, bankalara yapılan<br />
plasmanların azaldığı görülmektedir. Kaynak tarafında ise, ağırlığını repo iĢlemlerinden<br />
sağlanan fonların oluĢturduğu diğer kaynaklar kalemi hariç diğer bütün bileĢenlerin arttığı<br />
dikkati çekmektedir. YP likidite yeterlilik oranı ise, 2010 yılı sonuna göre önemli bir değiĢim<br />
göstermemiĢtir.<br />
Bankaların varlıkları ve yükümlülükleri arasındaki likidite dengesinin izlenmesi ve<br />
değerlendirilmesi amacıyla hesaplanan ve uzun süredir yatay seyreden Stok Değer Likidite<br />
Oranı, TCMB‟nin zorunlu karĢılıkları artırmasının etkisiyle 2011 yılı birinci çeyreğinde<br />
artmıĢ ve Mart 2011 itibarıyla %12,7 olarak gerçekleĢmiĢtir. Oranın hesabında kullanılan<br />
nakit değerler ve TCMB kalemi, 2010 yıl sonuna göre %21, son bir yılda ise yaklaĢık %120<br />
oranında artıĢ göstermiĢtir.<br />
Mart 2011 itibarıyla 359,9 milyar TL olan iç borç stokunun alacaklılara göre dağılımında<br />
bankaların payı 2010 yılı sonuna göre azalmıĢtır. Bu azalıĢ, bankaların menkul kıymetler<br />
portföyünde 2011 yılı ilk çeyreğindeki azalıĢı da yansıtmaktadır. Aralık 2010 itibarıyla<br />
bankaların Hazine‟den alacağı 218,5 milyar TL iken bu rakam Mart 2011‟de 214,5 milyar<br />
TL‟ye gerilemiĢtir. Bankacılık kesimi içinde özel bankaların iç borçlanmadaki payı<br />
%30,7‟den %28,2‟ye düĢmüĢtür. Bankacılık dıĢı kesimin iç borcun alacaklılara göre<br />
dağılımındaki payı artarken, yurtdıĢı yerleĢiklerin payının son dönemlerdeki en yüksek<br />
düzeye çıkması dikkat çekmektedir.<br />
Bankaların en önemli fon kaynağı olan mevduatın vade yapısı incelendiğinde, kısa vadeli<br />
mevduatın ağırlığını devam ettirdiği görülmektedir. Bununla birlikte TCMB‟nin aldığı<br />
zorunlu karĢılıklara iliĢkin kararların 2011 yılı ilk çeyreğinde etkisini göstermeye baĢladığı<br />
39