11.09.2014 Views

Pilonidal Sinus Cerrahisinde Selektif Segmental Epidural ... - TARD

Pilonidal Sinus Cerrahisinde Selektif Segmental Epidural ... - TARD

Pilonidal Sinus Cerrahisinde Selektif Segmental Epidural ... - TARD

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TÜRK ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON DERNEĞİ<br />

Türk Anest Rean Der Dergisi 2010; 38(3):190-200<br />

Klinik Araştırma<br />

<strong>Pilonidal</strong> <strong>Sinus</strong> <strong>Cerrahisinde</strong> <strong>Selektif</strong> <strong>Segmental</strong> <strong>Epidural</strong><br />

Anestezi Uygulaması<br />

Yaşar Pala*, Selçuk Okur**, Vildan Taşpınar***, Dilşen Örnek***, Ferah Dönmez***,<br />

Semiha Barçın****, Bayazit Dikmen***<br />

*Çerkezköy Özel Optimed Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, **Karabük Doğum Hastanesi Anesteziyoloji<br />

ve Reanimasyon Kliniği, ***Ankara Numune Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, ****Tunceli Devlet<br />

Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği<br />

ÖZET<br />

Amaç: Çalışmamızda; pilonidal sinus cerrahisinde küçük doz lokal anestezikle gerçekleştirilen segmental epidural anestezi<br />

ile konvansiyonel epidural anestezi uygulamasının blok karakteristikleri, ilk analjezik gereksinimi, anestezi sonrası derlenme<br />

ünitesinden (PACU) ayrılma, ilk miksiyon ve taburculuk kriterlerine ulaşma zamanını karşılaştırmayı amaçladık.<br />

Gereç ve Yöntem: Etik kurul onayı ve bilgilendirilmiş onamı alınan, ASA I, 40 erişkin hasta çalışmaya alındı. Monitörizasyondan<br />

sonra olgular rasgele seçilerek 2 gruba ayrıldı; Grup I’de (n=20) konvansiyonel epidural anestezi yöntemi ile bupivakain<br />

(% 0,5) 75 mg, Grup II de (n=20) ise, düşük doz epidural anestezi yöntemiyle bupivakain (% 0,5) 30 mg uygulandı. Duyu<br />

bloğu ilaç enjeksiyon zamanı 0. dk. olarak kabul edilerek 5 dk.’lık aralıklarla pinprick testi ile değerlendirildi. Maksimum duyu<br />

bloğu düzeyi, duyu bloğunun tamamen kaybolma süresi, motor blok başlama zamanı ve maksimum motor blok düzeyi,<br />

PACU’dan çıkma, taburculuk, ilk miksiyon ve ilk analjezik gereksinim zamanları kaydedildi. İstatistiksel analiz, Mann-Whitney<br />

U ve Fisherin kesin ki-kare testi ile gerçekleştirildi.<br />

Bulgular: Bireysel veriler, hasta ve cerrah memnuniyeti açısından gruplar benzerdi. Duyu bloğu başlama zamanı Grup I’de<br />

kısa olmasına karşın, duyu bloğu kaybolma zaman, PACU’dan çıkış, taburculuk, ilk miksiyon, ilk analjezik gereksinim zamanları<br />

Grup II’de kısaydı. Maksimum motor blok düzeyi ve maksimum duyu bloğu düzeyi Grup II’de daha düşüktü. Sakral bölgelere<br />

yayılım Grup II’de sınırlı iken Grup I’de yaygındı. Sefale yayılım Grup I’de belirgindi.<br />

Tartışma: Sonuç olarak, primer dikiş ile cerrahi kapatma yapılan pilonidal sinus cerrahisinde düşük doz epidural anestezi ile<br />

yeterli duyusal blok oluşturulabildiğini, beraberinde motor blok gelişmeden erken dönemde taburculuk ölçütlerine ulaşılabildiğini<br />

gözlemledik.<br />

Anahtar kelimeler: <strong>Pilonidal</strong> sinus cerrahisi, epidural anestezi, günübirlik anestezi<br />

SUMMARY<br />

Selective <strong>Segmental</strong> <strong>Epidural</strong> Anesthesia in the <strong>Pilonidal</strong> <strong>Sinus</strong> Surgery<br />

Aim: We aimed to compare conventional epidural anesthesia with segmental epidural anesthesia which was achieved with<br />

small doses of local anesthetics in pilonidal sinus surgery with respect to epidural block characteristics, time to the first analgesic<br />

requirement, discharge time from post anesthetic care unit (PACU), time to the first urination and to achieve discharge criteria.<br />

Material and Method: After the approval of local ethics committee and informed consent was obtained from all participants,<br />

ASA I, 40 adult patients were enrolled into the study. Patients were randomly divided into 2 groups; in Group I (n=20)<br />

conventional epidural anesthesia technique with 75 mg bupivacaine (0.5 %), in Group II (n=20) low-dose epidural anesthesia<br />

technique with 30 mg bupivacaine (0.5 %) were performed. Drug injection time was considered as time 0 and sensory block<br />

was evaluated at 5 minute intervals with the pinprick test. Maximum sensory block level, complete loss of sensory block,<br />

motor block onset time, maximum motor block level, discharge time from PACU, time to the first miction and analgesic requirement<br />

were recorded. Statistical analyses were performed using Mann-Whitney U and Fishers’s exact test.<br />

Results: Demographic data, patient and surgeon satisfaction were similar in two groups. Although sensory block onset<br />

time was shorter in Group I, sensory block offset time, discharge time from PACU, time to the first urination and analgesic<br />

requirement was shorter in Group II. Maximum sensory and motor block levels were lower in Group II. Sacral spread was<br />

limited in Group II but apparent in Group I. Cephalic spread was apparent in Group I.<br />

Conclusion: In conclusion, in the pilonidal sinus surgery closed with primary suturation low-dose epidural anesthesia<br />

induces adequate sensorial block and because motor block did not develop, discharge criteria were achieved in the early<br />

postoperative period.<br />

Key words: <strong>Pilonidal</strong> sinus surgery, epidural anesthesia, day-care anesthesia<br />

J Turk Anaesth Int Care 2010; 38(3):190-200<br />

Alındığı Tarih: 22.07.2009<br />

Kabul Tarihi: 26.09.2009<br />

Yazışma adresi: Dr. Dilşen Örnek, Ankara Numune Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Ankara<br />

e-posta: dilsenpinar@yahoo.com<br />

190


Y. Pala ve ark., <strong>Selektif</strong> <strong>Segmental</strong> <strong>Epidural</strong> Anestezi<br />

GİRİŞ<br />

<strong>Pilonidal</strong> sinus, toplumda sık karşılaşılan<br />

anorektal bölge patolojisidir. Cerrahi<br />

tedavisinde flep kaydırma ya da primer<br />

kapatma yöntemleri kullanılmaktadır. (1)<br />

Anestezi yöntemi olarak lokal, rejyonal<br />

veya genel anestezi yöntemlerinden biri<br />

seçilebilir. (2-4)<br />

Günümüzde rejyonal anestezi yöntemleri<br />

uygulanırken, intraoperatif dönemde<br />

yeterli anestezi, postoperatif dönemde<br />

de hızlı derlenme ve erken mobilizasyon<br />

sağlanması istenilen özelliklerdir. <strong>Epidural</strong><br />

anestezi ile daha az motor blok oluşurken,<br />

segmental blok da gelişmekte,<br />

böylece hızlı derlenme sağlanabilmektedir.<br />

(1) İstenen özellikleri sağlamak için<br />

lokal anesteziklerin uygulama dozu da<br />

azaltılmaya çalışılmaktadır. Düşük doz lokal<br />

anestezik ile gerçekleştirilen rejyonal<br />

anestezi uygulamaları ise yetersiz blok<br />

nedeniyle tartışmalıdır. (4)<br />

Bu nedenlerle çalışmamızda, pilonidal sinus<br />

cerrahisinde düşük doz lokal anestezik<br />

kullanarak gerçekleştirmeye çalıştığımız<br />

segmental epidural anestezi ile konvansiyonel<br />

epidural anestezi uygulamalarının<br />

blok karakteristiklerini, ilk analjezik gereksinim,<br />

anestezi sonrası derlenme ünitesinden<br />

(PACU) ayrılma, ilk miksiyon ve<br />

taburculuk kriterlerine ulaşma zamanlarını<br />

karşılaştırmayı amaçladık.<br />

GEREÇ ve YÖNTEM<br />

Etik kurul onayı ve bilgilendirilmiş hasta<br />

onamı alındıktan sonra, prospektif, randomize<br />

ve çift kör planlanan çalışmaya<br />

ASA I, 18-36 yaşlarında ve pilonidal sinus<br />

cerrahisi geçirecek 40 hasta alındı. Kardiyovasküler,<br />

renal, solunumsal, hepatik<br />

ve metabolik hastalığı ile lokal anestezik<br />

alerjisi olanlar ve daha önce çalışmaya alınanlar<br />

çalışma dışı bırakıldı.<br />

Çalışma öncesinde etki büyüklüğü d (Effect<br />

size) 0,85, a=0,05, teorik power (1-b)<br />

= 0,70 alınarak ve Gpower paket programı<br />

yardımı ile n1=n2=20 olmak üzere toplam<br />

40 denek ile çalışma yürütüldü. Çalışma<br />

sonrasında elde edilen veriler ışığında etki<br />

büyüklüğünün 0,82 ve gerçekleşen power<br />

değerinin (1-b) =0,71 olarak gerçekleştiği<br />

gözlendi.<br />

Operasyon odasına alınan olgulara kalp<br />

atım hızı, non-invaziv kan basıncı, solunum<br />

sayısı, pulse oksimetre ile oksijen<br />

satürasyonu, EKG (PM 8060 Vitara, Almanya)<br />

monitörizasyonu yapılarak, blok<br />

öncesi değerler kaydedildi ve 10 mL kg -1<br />

sıvı replasmanı yapıldı. Olgulara oturur<br />

pozisyonda L 5<br />

-S 1<br />

aralığından cilt ve ciltaltına<br />

lokal anestezik infiltrasyonundan<br />

sonra Tuohy epidural iğne açıklığı kaudale<br />

bakacak şekilde girildi. Olgular tek sayılar<br />

Grup I, çift sayılar Grup II’yi oluşturacak<br />

şekilde rasgele 2 gruba ayrıldı. Grup I’de<br />

konvansiyonel epidural anestezi yöntemi<br />

uygulanarak 15 mL volümde 75 mg bupivakain,<br />

Grup II’de ise 6 mL volümde 30 mg<br />

bupivakain 3 dk. süre içerisinde yavaş olarak<br />

enjekte edildi, epidural kateter yerleştirildi<br />

ve hasta yüzüstü yatırıldı.<br />

Duyusal bloğu saptamak için 22 gauge<br />

iğne ucu ile pin-prik testi, motor bloğun<br />

değerlendirilmesi için Bromage skoru<br />

kullanıldı. Bromage Skorlaması; 0: Motor<br />

blok yok, 1:Dizini büker, ayağını oynatır,<br />

bacağını kaldıramaz, 2:Yalnızca ayağını<br />

oynatabilir, 3:Ayak ve diz hareket ettirilemez<br />

olarak değerlendirildi.<br />

Duyu bloğu operasyon başlamadan önce<br />

ilaç enjeksiyon zamanı 0. dk. olarak kabul<br />

edilerek, 5 dk.’lık aralıklarla pin-prik testi<br />

191


Türk Anest Rean Der Dergisi 2010; 38(3):190-200<br />

ile değerlendirilip, bloke olan dermatomlar<br />

ve duyu bloğu başlama zamanı (DBBZ)<br />

kaydedildi. S4 segmentinin tutulması ile<br />

tüm olgularda cerrahi girişimin başlamasına<br />

izin verildi. Cerrahi girişim başladıktan<br />

sonra ağrı duyduğunu bildiren olgularda<br />

duyu bloğunun yetersiz olduğu düşünülerek<br />

40 mg lidokain (% 2) ek dozları uygulandı<br />

ve yeterli duyu bloğu oluşunca operasyonun<br />

sürdürülmesine izin verildi.<br />

Hemodinamik parametre olarak; sistolik<br />

kan basıncı (SKB), diyastolik kan basıncı<br />

(DKB), ortalama kan basıncı (OKB), kalp<br />

atım hızı (KAH) ve periferik oksijen satürasyonu<br />

(SpO 2<br />

); hastanın operasyon odasına<br />

alındığı andan başlayarak operasyon<br />

süresince (0., 5., 10., 15., 20., 30., 45., 60.,<br />

75., 90., 105., 120. dk.’larda) kaydedildi.<br />

Başlangıç sistolik kan basıncının % 25<br />

oranında azalması hipotansiyon olarak<br />

kabul edildi, 250 mL iv ringer laktatın 5<br />

dk. infüzyonundan sonra düzelme olmazsa<br />

5 mg intravenöz (iv) efedrin uygulandı.<br />

Kalp atım hızı 50 atım dk -1 altında ise 0,5<br />

mg iv atropin yapıldı. Total kullanılan atropin<br />

ve efedrin miktarları kaydedildi.<br />

Hastaya ait bireysel veriler yaş (yıl), ağırlık<br />

(kg), boy (cm), operasyon süresi (OS;<br />

dk.), cinsiyet (K/E), ASA-I kaydedildi. Spinal<br />

blok uygulandıktan sonra ulaşılan<br />

maksimum duyu bloğu düzeyi (MDBS),<br />

duyu bloğunun tamamen kaybolması için<br />

geçen süre (DBKZ), motor blok başlama<br />

zaman (MBBZ) ve maksimum motor blok<br />

düzeyi (MMBS) değerlendirildi. Olguların<br />

uyum ve kooperasyonları tam, vital bulgular<br />

stabil, motor blok Bromage skalasına<br />

göre 0 ve sensoryal blok S 3<br />

dermatomuna<br />

gerilediğinde servislerine gönderildi. Bu<br />

süre PACU’dan Çıkartma Zaman (PÇZ) olarak<br />

kaydedildi.<br />

Olguların postoperatif dönemde ilk analjezik<br />

gereksinim zamanları (İAGZ) saptandı<br />

ve 2 mg morfin sülfat 4 mL volümle<br />

epidural kataterden verildi. Olgular ilk<br />

miksiyon zamanı (İMZ) ve bulantı, kusma,<br />

kaşıntı, hipotansiyon, idrar retansiyonu<br />

gibi komplikasyonlar açısından izlendi.<br />

İlk miksiyonunu yapan ve komplikasyonu<br />

olmayan olgular taburculuğa hazır<br />

olarak kabul edildi ve bu süre taburculuk<br />

süresi (TS) olarak kaydedildi. Operasyon<br />

bitiminde anestezi kalitesi, hasta memnuniyeti,<br />

cerrah memnuniyeti “Çok iyi=1,<br />

İyi=2, Kötü=3” olarak kabul edilerek değerlendirildi.<br />

Çalışmada elde edilen veriler SPSS 11.5<br />

paket programı yardımı ile değerlendirdi.<br />

Elde edilen verilerin normallik analizlerine<br />

Shapiro-Wilk testi ile bakıldı. Normallik<br />

analizi sonucunda normal dağılım<br />

gösteren veriler için bağımsız gruplarda<br />

Bağımsız gruplarda t testi, normal dağılım<br />

göstermeyen verilerde ise Mann-Whitney<br />

U testi kullanıldı. Kategorik düzeyde ölçülen<br />

değişkenler için ise ki-kare bağımlılık<br />

testi kullanıldı. Anlamlılık düzeyi olarak<br />

0,05 kullanılmış olup, p


Y. Pala ve ark., <strong>Selektif</strong> <strong>Segmental</strong> <strong>Epidural</strong> Anestezi<br />

Tablo I. Bireysel veriler (Ortanca, En küçük-En büyük).<br />

Grup I (n=20)<br />

Grup II (n=20)<br />

Yaş (yıl)<br />

25 (18-36) 25,5 (18-35)<br />

Ağırlık (kg)<br />

75 (63-95) 76 (50-122)<br />

Boy (cm) 173 (165-185) 178 (160-185)<br />

OS (dk.) 45 (15-90) 30 (12-58)<br />

p (Mann-Whitney U testi)<br />

0.874<br />

0.767<br />

0.544<br />

0.004*<br />

*p0,05, Fisherin Kesin<br />

testi).<br />

ASA skorlarının her iki grupta da ASA I oldukları görülmektedir.<br />

Tablo II. PACU’dan çıkış süresi, taburculuk süresi, ilk miksiyon zamanı (Ortanca, En küçük-En büyük).<br />

Grup I (n=20)<br />

Grup II (n=20)<br />

PÇS (dk.)<br />

127 (75-300) 52 (30-135)<br />

TS (dk.)<br />

420 (210-765) 200 (120-330)<br />

İMZ (dk.) 397 (210-585) 190 (105-330)<br />

p (Mann-Whitney U testi)<br />

0.001*<br />

0.001*<br />

0.001*<br />

*p


Türk Anest Rean Der Dergisi 2010; 38(3):190-200<br />

Tablo IV. Grup I ve Grup II’de zamana göre hastaların sakral dermatom tutulumları.<br />

S5 S4 S3 S2 S1<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

5. dk.<br />

0<br />

10. dk 2 (10)<br />

15. dk. 20 (100)<br />

20. dk. 20 (100)<br />

45. dk. 3 (15)<br />

60. dk. 8 (40)<br />

75. dk. 12 (60)<br />

90. dk. 16 (80)<br />

105. dk. 18 (90)<br />

120. dk. 19 (95)<br />

0<br />

0<br />

6 (30)<br />

19 (95)<br />

8 (40)<br />

17 (85)<br />

16 (80)<br />

12 (60)<br />

11 (55)<br />

4 (20)<br />

0<br />

2 (10)<br />

20 (100)<br />

20 (100)<br />

3 (15)<br />

8 (40)<br />

12 (60)<br />

16 (80)<br />

18 (90)<br />

19 (95)<br />

0<br />

0<br />

5 (25)<br />

19 (95)<br />

8 (40)<br />

17 (85)<br />

16 (80)<br />

10 (50)<br />

7 (35)<br />

1 (5)<br />

0<br />

0<br />

20 (100)<br />

20 (100)<br />

4 (20)<br />

8 (40)<br />

12 (60)<br />

16 (80)<br />

17 (85)<br />

14 (70)<br />

0<br />

0<br />

1 (5)<br />

6 (30)<br />

2 (10)<br />

4 (20)<br />

5 (25)<br />

2 (10)<br />

1 (5)<br />

0<br />

0<br />

1 (5)<br />

15 (75)<br />

20 (100)<br />

3 (15)<br />

8 (40)<br />

11 (55)<br />

15 (75)<br />

18 (90)<br />

6 (30)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

1 (5)<br />

1 (5)<br />

1 (5)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

15 (75)<br />

20 (100)<br />

3 (15)<br />

8 (40)<br />

11 (55)<br />

12 (60)<br />

12 (60)<br />

5 (25)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

1 (5)<br />

1 (5)<br />

0<br />

0<br />

Tablo V. Grup I ve Grup II’de zamana göre hastaların lumbal dermatom tutulumları.<br />

L5 L4 L3 L2 L1<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

Grup I<br />

n (%)<br />

Grup II<br />

n (%)<br />

5. dk.<br />

0<br />

10. dk 0<br />

15. dk. 11 (55)<br />

20. dk. 16 (80)<br />

45. dk. 2 (10)<br />

60. dk. 7 (35)<br />

75. dk. 11 (55)<br />

90. dk. 12 (60)<br />

105. dk. 8 (40)<br />

120. dk. 5 (25)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

1 (5)<br />

1 (5)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

8 (40)<br />

12 (60)<br />

1 (5)<br />

6 (30)<br />

8 (40)<br />

8 (40)<br />

5 (25)<br />

3 (15)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

6 (30)<br />

10 (50)<br />

1 (5)<br />

4 (20)<br />

5 (25)<br />

5 (25)<br />

3 (15)<br />

3 (15)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

2 (10)<br />

3 (15)<br />

0<br />

2 (10)<br />

2 (10)<br />

2 (10)<br />

2 (10)<br />

2 (10)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

1 (5)<br />

0<br />

1 (5)<br />

1 (5)<br />

1 (5)<br />

1 (5)<br />

1 (5)<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

Tablo VI. Kalp atım hızları (atım dk -1 ) (Ortalama±Standart Sapma).<br />

Grup I<br />

Grup II<br />

KAH0<br />

82,25±7,68 82,55±13,16<br />

KAH5<br />

84,00±9,86 85,05±14,18<br />

KAH10 83,35±7,95 83,30±14,14<br />

KAH15 82,40±7,68 83,15±14,76<br />

KAH20<br />

80,95±7,10 83,20±13,73<br />

KAH30<br />

78,50±8,89 81,50±14,12<br />

KAH45 79,10±8,60 81,15±14,37<br />

KAH60 78,60±8,01 81,15±10,56<br />

KAH75<br />

78,25±8,57 79,45±11,03<br />

KAH90<br />

77,80±7,47 80,45±10,40<br />

KAH105 78,40±7,72 81,55±11,37<br />

p (Bağımsız Gruplarda t testi)<br />

0.930<br />

0.787<br />

0.989<br />

0.842<br />

0.520<br />

0.426<br />

0.587<br />

0.395<br />

0.703<br />

0.361<br />

0.312<br />

KAH: Kalp atım hızı, (p>0,05; Bağımsız gruplarda t testi).<br />

194


Y. Pala ve ark., <strong>Selektif</strong> <strong>Segmental</strong> <strong>Epidural</strong> Anestezi<br />

Tablo VII. Sistolik arter basıncı değerleri (mmHg) (Ortalama±Standart Sapma).<br />

Grup I<br />

Grup II<br />

p (Bağımsız Gruplarda t testi)<br />

SAB0<br />

131,00±11,90 133,00±11,07<br />

0.585<br />

SAB5<br />

133,15±13,76 135,40±13,71<br />

0.608<br />

SAB10 133,30±11,12 130,50±13,18<br />

0.472<br />

SAB15 128,05±11,90 127,60±15,55<br />

0.919<br />

SAB20<br />

124,15±11,32 130,65±13,16<br />

0.102<br />

SAB30<br />

120,20±10,58 126,55±13,87<br />

0.112<br />

SAB45 121,75±11,03 121,45±10,65<br />

0.931<br />

SAB60 118,40±9,90 118,40±15,24<br />

1.000<br />

SAB75<br />

119,00±12,25 117,60±14,70<br />

0.745<br />

SAB90<br />

115,80±12,39 119,50±13,22<br />

0.367<br />

SAB105 112,05±26,65 120,25±11,86<br />

0.216<br />

SAB120 115,50±11,75 121,30±9,90 0.099<br />

SAB: Sistolik arter basıncı (p>0,05; Bağımsız gruplarda t testi).<br />

Tablo VIII. Diyastolik arter basıncı değerleri (mmHg) (Ortalama±Standart Sapma).<br />

Grup I<br />

Grup II<br />

p (Bağımsız Gruplarda t testi)<br />

DAB0<br />

77,50±7,03 75,20±8,50<br />

0.357<br />

DAB5<br />

77,60±7,80 72,85±10,80<br />

0.119<br />

DAB10 77,70±8,93 76,05±12,81<br />

0.639<br />

DAB15 73,65±8,48 74,25±10,21<br />

0.841<br />

DAB20<br />

71,55±8,00 71,95±13,16<br />

0.908<br />

DAB30<br />

70,50±8,06 72,50±9,63<br />

0.481<br />

DAB45 68,90±9,65 71,45±9,26<br />

0.399<br />

DAB60 70,05±12,34 68,25±10,88<br />

0.628<br />

DAB75<br />

67,80±9,11 68,30±10,05<br />

0.870<br />

DAB90<br />

63,25±13,21 65,65±9,53<br />

0.514<br />

DAB105 64,15±10,13 67,70±8,30<br />

0.233<br />

DAB120 64,55±9,64 68,95±8,86 0.141<br />

DAB: Sistolik arter basıncı (p>0,05; Bağımsız gruplarda t testi).<br />

gerçekleşti ve ortanca değeri Bromage I<br />

(0-3) idi. Grup I’deki olgularda hem sakral<br />

hem de lumbal dermatom tutulumu daha<br />

yaygın olmasına karşın, Grup II’de dermatom<br />

tutulumları tüm zaman dilimlerinde<br />

daha sınırlı idi (Tablo IV,V).<br />

Hemodinamik parametreler açısından incelendiğinde;<br />

gruplar arasında KAH (Tablo<br />

VI), SAB (Tablo VII), DAB (Tablo VIII),<br />

OAB (Tablo IX) ve SpO 2<br />

(Tablo X) değerleri<br />

açısından izlem zamanlarında anlamlı<br />

farklılık saptanmadı.<br />

Yan etkiler açısından epidural anestezi<br />

uygulaması sırasında Grup I’de 3 ve Grup<br />

II’de 2 olguda bradikardi ve hipotansiyon<br />

gelişti. Her iki grupta operasyon sırasında<br />

1’er olguda hipotansiyon gözlendi. Grup<br />

I’de 3 olguda Grup II’de 2 olguda bulantı<br />

yakınması olmasına karşın olguların hiçbirinde<br />

kusma oluşmadı. Bradikardi gelişen<br />

olgularda, tedavi olarak atropin (0,015<br />

mg kg -1 i.v.) uygulandı. İntraoperatif bu-<br />

195


Türk Anest Rean Der Dergisi 2010; 38(3):190-200<br />

Tablo IX. Ortalama arter basıncı değerleri (mmHg) (Ortalama±Standart Sapma).<br />

Grup I<br />

Grup II<br />

p (Bağımsız Gruplarda t testi)<br />

OAB0<br />

95,10±7,52 94,10±7,89<br />

0.684<br />

OAB5<br />

92,25±7,73 95,10±12,07<br />

0.379<br />

OAB10 95,60±10,35 94,45±11,28<br />

0.739<br />

OAB15 90,50±6,45 90,60±9,29<br />

0.969<br />

OAB20<br />

89,20±10,87 91,25±10,90<br />

0.555<br />

OAB30<br />

87,55±7,31 89,10±9,32<br />

0.562<br />

OAB45 85,95±9,23 87,05±9,06<br />

0.706<br />

OAB60 85,95±11,42 85,80±10,01<br />

0.965<br />

OAB75<br />

85,15±6,84 84,50±10,76<br />

0.821<br />

OAB90<br />

82,10±9,07 81,55±11,54<br />

0.868<br />

OAB105 82,20±11,75 83,85±11,72<br />

0.659<br />

OAB120 82,85±10,60 87,00±8,91 0.188<br />

OAB: Ortalama arter basıncı, (p>0,05; Bağımsız gruplarda t testi).<br />

Tablo X. Oksijen satürasyonu değerleri (%) (Ortalama±Standart Sapma).<br />

Grup I<br />

Grup II<br />

p (Bağımsız Gruplarda t testi)<br />

SpO 2<br />

0<br />

96,85±1,46 96,95±1,67<br />

0.841<br />

SpO 2<br />

5<br />

96,85±1,60 96,50±1,96<br />

0.540<br />

SpO 2<br />

10 96,95±1,76 96,70±2,03<br />

0.680<br />

SpO 2<br />

15 96,70±1,78 96,70±1,72<br />

1.000<br />

SpO 2<br />

20<br />

97,20±1,79 96,40±1,90<br />

0.179<br />

SpO 2<br />

30<br />

97,05±1,54 96,40±2,14<br />

0.277<br />

SpO 2<br />

45 97,35±1,35 96,50±1,82<br />

0.102<br />

SpO 2<br />

60 97,55±1,57 96,30±2,00<br />

0.034*<br />

SpO 2<br />

75<br />

97,40±1,47 96,40±1,85<br />

0.065<br />

SpO 2<br />

90<br />

97,35±1,73 96,50±1,50<br />

0.105<br />

SpO 2<br />

105 97,30±1,49 96,30±1,96<br />

0.104<br />

SpO 2<br />

120 97,35±1,42 96,55±1,57 0.100<br />

SpO 2<br />

: Oksijen satürasyonu, (p>0,05; Bağımsız gruplarda t testi), (*p


Y. Pala ve ark., <strong>Selektif</strong> <strong>Segmental</strong> <strong>Epidural</strong> Anestezi<br />

<strong>Epidural</strong> anestezide etki mekanizmalarından<br />

en önemlisi epidural mesafedeki sinir<br />

köklerine lokal anesteziklerin doğrudan<br />

etkisidir. Bu sinir köklerinde motor lifler<br />

içte, diğer lifler periferik yerleşimlidir. (6)<br />

Duyu ve ısıyı taşıyan A-delta ve C lifleri en<br />

ince liflerdir ve daha düşük konsantrasyonlarda<br />

lokal anestezik ile bloke olabilirler.<br />

Motor ve basınç duyularını taşıyan<br />

lifler A-alfa ve beta lifleridir. Bu lifler hem<br />

daha kalın hem de myelinlidir. Bu nedenle<br />

daha yüksek konsantrasyonda ve daha<br />

yüksek doz lokal anestezikler ile bloke<br />

olabilirler. (6) Gissen ve ark.’nın (7) yaptıkları<br />

hayvan çalışmasında, bupivakainin düşük<br />

konsantrasyonlarda ağrı liflerinde iletimi<br />

durdurduğu, ancak motor lifleri etkilemediği<br />

gösterilmiştir. Obstetrikte de epidural<br />

analjezinin temeli buna dayanır ve diferansiyel<br />

blok olarak adlandırılır. (8)<br />

Operasyon amaçlı düşük doz segmental<br />

epidural anestezi uygulamaları servikal<br />

ve yüksek torakal düzeyde gerçekleştirilmiştir.<br />

(9-15) Bu çalışmalarda ortalama<br />

5-10 mL lokal anestezik uygulaması ile<br />

4-6 segment aralığında epidural anestezi<br />

oluşturmuştur. Sundberg ve ark. (12) yüksek<br />

torakal epidural anestezinin solunumsal<br />

fonksiyonlara etkisini incelemek amacıyla<br />

T4 düzeyinden 5 mL % 0,5 bupivakain uygulayarak<br />

5 segmentlik blokaj elde etmişlerdir.<br />

Hopf ve ark. (11) yaptıkları çalışmada,<br />

4,2 mL, % 0,75’lik bupivakain ile yüksek<br />

torakal segmental epidural anestezi gerçekleştirmiştir.<br />

Meme cerrahisinde Nesmith<br />

ve ark. (15) tarafından 12 mL % 2’lik<br />

lidokain kullanarak yüksek torasik epidural<br />

anestezi uygulamış ağrı, bulantı ve hipotansiyon<br />

gibi yan etkilere karşın sonuçlar<br />

yeterli bulunmuştur. Groben ve ark. (10)<br />

yaptıkları çalışmada, meme cerrahisi için<br />

yüksek torakal düzeyde (T1-4) düşük doz,<br />

yüksek konsantrasyonda bupivakain ve ropivakain<br />

ile epidural anestezi uygulamışlardır.<br />

Bu çalışmada ortalama bupivakain<br />

dozu 6,6±0,5 mg ve bloke olan segment<br />

aralığı C1-T4 olarak değerlendirilmiştir.<br />

Primer dikiş ile kapatma yapılan pilonidal<br />

sinus cerrahisinde operasyon alanı distal<br />

sakral dermatom alanları ile sınırlıdır.<br />

Çalışmamızda bu nedenle kullandığımız<br />

bupivakainin dozunu, yukarıda bildirilen<br />

çalışmalarda seçilen dozları göz önüne<br />

alarak 30 mg (% 0,5) olarak belirledik.<br />

Bununla birlikte Tuohy iğne açıklığını<br />

kaudale yönlendirdik ve ilaç enjeksiyonunu<br />

yavaş gerçekleştirerek distal sakral<br />

köklerin daha fazla lokal anestezik ile temasını<br />

sağlamayı amaçladık. Elde ettiğimiz<br />

sonuçlar Grup II’de seçtiğimiz dozun<br />

yeterli olduğunu göstermektedir. Ancak,<br />

operasyon sahasının genişletilmek zorunda<br />

kalındığı olgularda bu doz yeterli olmayabilir.<br />

Çalışmamızda da Grup II’deki<br />

olgularımızdan birinde bu nedenlerle 30<br />

mg bupivakain (% 0,5) yeterli olmamıştır.<br />

Bu olguda epidural kateterden 40 mg lidokain<br />

(% 0,2) ek dozu 2 kez uygulamak<br />

suretiyle operasyon tamamlanabilmiştir.<br />

<strong>Pilonidal</strong> sinus cerrahisinde erken mobilizasyon<br />

ve taburculuk özellikle istenen kriterlerdir.<br />

Bu nedenle operasyon için infiltrasyon<br />

anestezisi ve sedasyonun birlikte<br />

uygulanması motor blok oluşumuna neden<br />

olan spinal anestezi ve diğer rejyonal<br />

anestezi yöntemlerine seçilmektedir. (4,5)<br />

Naja ve ark. (5) çalışmalarında, pilonidal sinus<br />

cerrahisinde lokal anestezi yönteminin<br />

genel anestezi yöntemine göre hastanede<br />

kalış süresini kısalttığı, daha az ağrı<br />

ve daha az opiyoid analjezik gereksinimi<br />

olduğunu bildirmiştir. <strong>Pilonidal</strong> sinus cerrahisinde<br />

operasyonun prone pozisyonunda<br />

yapılmasından kaynaklanan; pulmoner<br />

kompliyans azalması, kardiyovasküler instabilite<br />

ve hava yolu sorunlarına ek olarak<br />

197


Türk Anest Rean Der Dergisi 2010; 38(3):190-200<br />

genel anesteziden kaynaklanan komplikasyonlar<br />

da söz konusudur ve hastanın<br />

morbiditesini artırmaktadır. (16) Bu nedenlerden<br />

dolayı genel anesteziye alternatif<br />

yöntemlerin üzerinde durulmaktadır.<br />

Günübirlik cerrahi için uygulanan spinal<br />

anestezinin hastanede kalış süresini azalttığı<br />

belirtilmekle birlikte, hematom, yara<br />

enfeksiyonu ve hastaların % 8’inde yara<br />

iyileşmemesi, geçici radiküler irritasyon,<br />

üriner retansiyon ve dural delinmeye bağlı<br />

baş ağrısı gibi komplikasyonlara neden<br />

olması nedeniyle popülaritesi azalmıştır.<br />

(5,17)<br />

Sungurtekin ve ark. (4) günübirlik pilonidal<br />

sinus cerrahisinde spinal anestezi ile<br />

lokal anestezi+midazolam sedasyonunu<br />

karşılaştırılmış ve lokal anestezi uygulamasının<br />

hastanede kalış süresi, maliyet ve<br />

yan etki açısından daha avantajlı olduğu<br />

belirtmişlerdir.<br />

Sürekli epidural anestezi, kateter yerleşimi<br />

nedeniyle bloğun yoğunluğu ve<br />

uzunluğunda esneklik oluşturabildiği için<br />

cerrahi, obstetrik ve analjezi için seçilen<br />

bir yöntemdir. <strong>Epidural</strong> bloğun başarısı<br />

cerrahinin yeri, lokal anestezik ilacın verilme<br />

yönü ve hızı, anestezik ajanın tipi ve<br />

volümü, sinir kökünün kalınlığı ve hastanın<br />

pozisyonu gibi birçok faktöre bağlıdır.<br />

Farklı sinir kökü kalınlığı nedeniyle, epidural<br />

anesteziğin yayılımı S 1<br />

köküne ulaşsa<br />

bile S 1<br />

dermatomunda analjezi oluşması<br />

S 2-3<br />

dermatomlarından daha uzun süre<br />

alacaktır. (18,19) Bazı araştırıcılar yeterli analjezik<br />

etkinin sakral ve lumbal dermatomların<br />

anestezisinde epidural kataterin kaudale<br />

yönlendirilmesi ile sağlanabileceğini<br />

belirtmiştir. (18,20,21) Asato ve ark. (22) kaudale<br />

yönlendirilmiş epidural iğne ucundan lokal<br />

anestezik solüsyonun verilmesinin<br />

sakral bölgenin tümünde daha fazla yayılımla<br />

sonuçlandığını bildirmiştir. Chung<br />

ve ark. (20) alt lumbal aralıklardan kaudale<br />

yönlendirilmiş kateterle sürekli epidural<br />

anestezinin anal ve vaginal işlemler için<br />

yöntemi ve klinik etkileri nedeniyle uygulanabilir<br />

olduğunu belirtmiştir.<br />

Biz de bu nedenlerle pilonidal sinus cerrahisinde<br />

kaudale yönlendirilmiş kateter ve<br />

iğne ucuyla, farklı volümlerle yapılan epidural<br />

anestezinin anestezi kalitesi, hasta<br />

ve cerrah memnuniyeti ve ilk analjezik<br />

gereksinim zamanına etkilerini araştırdık.<br />

<strong>Segmental</strong> olarak uyguladığımız epidural<br />

anestezinin, L 5<br />

-S 1<br />

aralığından uygulamamıza<br />

karşın, özellikle S 4<br />

ve S 5<br />

dermatomlarında<br />

istenilen düzeyde anestezi oluşturduğunu,<br />

sefalik yayılımının hemen hemen<br />

hiç olmadığını gözlemledik. Bu, Asato ve<br />

ark.’nın (22) gözlemleriyle uyumlu idi. Hastalarımıza<br />

epidural anestezinin oturur<br />

pozisyonda yapılması, lokal anesteziğin 3<br />

dk. süre içerisinde yavaş olarak verilmesi,<br />

lokal anesteziğin sakral alt segmentlerde<br />

göllendiğini düşündürmektedir. Geçiş yolunda<br />

olmasına karşın S 1<br />

dermatomunda<br />

anestezi oluşmaması S 1<br />

sinir kökünün kalınlığından<br />

kaynaklanabilir. S 3<br />

segmentinin<br />

L 2<br />

segmenti kadar hızlı bloke olduğu<br />

Arakawa ve ark. (23) tarafından gösterilmiş<br />

olmasına karşın, hem S 2<br />

hem de S 3<br />

segment<br />

tutulumu segmental anestezi grubunda<br />

oldukça sınırlıydı. Kullandığımız volümün<br />

yalnızca alt sakral segmentler düzeyinde<br />

epidural aralığı doldurduğuna inanmaktayız.<br />

Kim ve ark. (24) epidural aralığın enjeksiyon<br />

sırasında bir Starling rezistansı<br />

(“Starling rezistansı” gibi mekanizmalar<br />

ile olay açıklanmaya çalışılmıştır) gibi davrandığını<br />

göstermiştir. Bu artmış yayılım<br />

volümlerinde enjekte edilen solüsyonun<br />

epidural aralıktan dışarı çıkmasının artacağını<br />

gösterir. Anatomik olarak epidural<br />

aralığın kapasitesi farklı spinal segment<br />

ve hastalara göre önemli derecede değişir.<br />

(25) Burn ve ark. (26) herhangi bir olguda<br />

epidural aralığa verilen solüsyonun hangi<br />

düzeye kadar yükseleceğinin doğru ola-<br />

198


Y. Pala ve ark., <strong>Selektif</strong> <strong>Segmental</strong> <strong>Epidural</strong> Anestezi<br />

rak tahmin edilemeyeceğini vurgulamıştır.<br />

Kaudal ve sefale verilen anesteziklerin kıyaslanmasında<br />

maksimum sefale yayılımın<br />

benzer olduğu bildirilmesine karşın; (22) çalışmamızda<br />

bulduğumuz sonuçlar bunun<br />

yüksek volümler için geçerli olduğunu<br />

düşündürmektedir. Sungurtekin ve ark. (4)<br />

çalışmalarında, PACU’da bekleme süresi<br />

spinal anestezi grubunda 45±20 dk., lokal<br />

anestezi+midazolam grubunda 0,0 olarak<br />

bildirilmiştir. Çalışmamızda ise düşük doz<br />

grubunda tüm olgular operasyon tamamlandığında<br />

PACU çıkış kriterlerini taşıyordu<br />

ve bu grupta PÇS’yi 52 (30-135) dk.<br />

olarak saptadık. Diğer grupta ise 127 (75-<br />

300) dk. olarak saptadık. Çalışmamızda<br />

PÇS, ilaç enjeksiyon anından başlatılarak<br />

hesaplanmıştır. Ortalama operasyon süresi,<br />

cerrahi için beklenen 20 dk. başlangıç<br />

dikkate alındığında, Grup II’de saptadığımız<br />

PÇS’nin diğer çalışmalardakine göre<br />

çok da uzun olmadığı görülmektedir. (4)<br />

Çalışmamızda TS’ni Grup I’de 420 (210-<br />

765) dk., Grup II’de ise 200 (120-330) dk.<br />

olarak bulduk ve bu istatistiksel açıdan<br />

ileri derecede anlamlı olarak değerlendirildi.<br />

Grup II’de ulaştığımız sonuç Sungurtekin<br />

ve ark.’nın (4) çalışmalarındaki spinal<br />

anestezi uygulanan gruptaki toplam hastane<br />

kalış süresinden (290±89 dk.) kısaydı.<br />

Günübirlik cerrahi girişimlerde taburculuk<br />

kriterleri açısından, hastanın ambulasyonu<br />

ve idrar retansiyonu olmaması<br />

gerekmektedir. (27) Çalışmamızda olgularımızın<br />

hiçbirinde postoperatif üriner kateterizasyon<br />

gereksinimi olmadı. İlk miksiyon<br />

zamanı Grup II’deki olgularımızda<br />

anlamlı düzeyde kısaydı. Bununla birlikte<br />

Grup II’deki olgularımızdan biri hariç diğerlerinde<br />

motor blok gelişmedi. Motor<br />

blok gelişen olgumuzda da operasyon bitiminde<br />

motor blok gerilemişti.<br />

Günübirlik cerrahide bupivakain ile gerçekleştirilen<br />

spinal anestezide motor bloğun<br />

ortadan kalkmasında gecikme, bunun<br />

yanında ilk miksiyon zamanında uzama<br />

hastanın taburculuğunu geciktirmektedir.<br />

(28)<br />

Çalışmamızda Grup II olgularda ilk analjezik<br />

gereksinim zamanı 540 (120-1440)<br />

dk. olarak, Grup II’de ise 382,5 (165-795)<br />

dk. olarak saptadık (p


Türk Anest Rean Der Dergisi 2010; 38(3):190-200<br />

10. Groben H, Schwalen A, Irsfeld S, Tarnow J, Lipfert<br />

P, Hopf HB. High thoracic epidural anesthesia<br />

does not alter airway resistance and attenuates<br />

the response to an inhalational provocation<br />

test in patients with bronchial hyperreactivity.<br />

Anesthesiology 1994;81:868-74.<br />

11. Hopf HB, Weibach B, Peters J. High thoracic segmental<br />

epidural anesthesia diminishes sympathetic<br />

outflow to the legs, despite restriction of<br />

sensory blockade to the upper thorax. Anesthesiology<br />

1990;73:882-9.<br />

12. Sundberg A, Wattwil M, Arvill A. Respiratory effect<br />

of high thoracic epidural anaesthesia. Acta<br />

Anaesthesiol Scand 1986;30:215-7.<br />

13. CadevilaX, Biboulet P, Rubenovitch J, et al. The<br />

effects of cervical epidural anesthesia with bupivacaine<br />

on pulmoner function in conscious<br />

patients. Anesth Analg 1998;86:1033-8.<br />

14. Takeshima R, Dohi S. Cervical epidural anesthesia<br />

and surgical blood loss in radical mastectomy.<br />

Reg Anesth Pain Med 1986;11:171-5.<br />

15. Nesmith RL, Herring SH, Marks MW, et al. Early<br />

experience with high thoracic epidural anesthesia<br />

in outpatient submuscular breast augmentation.<br />

Ann Plast Surg 1990;24:299-302.<br />

16. Brodsky JB, Oldroyd M. Morbid obesity and the<br />

prone position. J Clin Anesth 2001;13:138-40.<br />

17. Senapati A, Cripps NP, Thompson MR. Bascom’s<br />

operation in the day-surgical management<br />

of symptomatic pilonidal sinus. Br J Surg<br />

2000;87:1067-70.<br />

18. Chou Y,Cheng T,Yang C. Anesthetic effect of<br />

epidural anesthesia with cephaled or caudate<br />

catheterization for ankle surgery or hemorrhoidectomy.<br />

Acta Anaesthesiol Scand 2005;49:406-<br />

10.<br />

19. Galindo A, Hernandez J, Benavides O. Quality<br />

of spinal extradural anaesthesia: the influence<br />

of spinal nerve root diameter. Br J Anaesth<br />

1975;47:41-7.<br />

20. Chung YT, Lin CH, Pang WW. An alternative<br />

continuous caudal block with caudad catheterization<br />

via lower lumbar interspace in adult<br />

patients. Acta Anaesthesiol 1998;36:221-7.<br />

21. Tiso RL, Thomas PS, Macadaeg K. <strong>Epidural</strong> catheter<br />

direction and local anesthetic doses. Reg<br />

Anesth 1993;18:308-11.<br />

22. Asato F, Hirakawa N, Araki K, et al. A technique<br />

for obtaining successful sacral spread with<br />

continuous lumbar epidural anesthesia. Anesth<br />

Analg 1990;70:662-4.<br />

23. Arakawa M, Aoyama Y, Ohe Y. Block of the sacral<br />

segments in lumbar epidural anaesthesia. Br<br />

J Anaesth 2003;90(2):173-8.<br />

24. Kim YC, Lim YJ, Lee SC. Spreading pattern of<br />

epidurally administered contrast medium in rabbits.<br />

Acta Anaesthesiol Scand 1998;42:1092-5.<br />

25. Cheng PA. The anatomical and clinical aspects of<br />

epidural anesthesia. Anesth Analg 1963;42:398-<br />

406.<br />

26. Burn JM, Guyer PB, Langdon L. The spread of<br />

solutions injected into the epidural space. Br J<br />

Anaesth 1973;45:338-45.<br />

27. Marshall SI, Chung F. Discharge criteria and<br />

complications after ambulatory surgery. Anesth<br />

Analg 1999;88:508-17.<br />

28. Ben-David B, Levin H, Solomon E, Admoni H,<br />

Vaida S. Spinal bupivacaine in ambulatory surgery:<br />

the effect of saline dilution. Anesth Analg<br />

1996;83:716-20.<br />

200

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!