28.09.2014 Views

Amargi Feminizm Tartışmaları 2012 - Heinrich Böll Stiftung Derneği

Amargi Feminizm Tartışmaları 2012 - Heinrich Böll Stiftung Derneği

Amargi Feminizm Tartışmaları 2012 - Heinrich Böll Stiftung Derneği

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul <strong>Amargi</strong> - <strong>Feminizm</strong> Tartışmaları<br />

Kürt Kadın Hareketi ve <strong>Feminizm</strong><br />

DÖKH’e giden yolda özgün kadın yapılanmaları<br />

Kürt Kadın Hareketi ve feminizm ilişkisine geçmeden önce Demokratik<br />

Özgür Kadın Hareketi’nin (DÖKH) nasıl oluştuğundan,<br />

neler yaşadığımızdan ya da neleri tartıştığımızdan bahsetmek<br />

istiyorum. Çünkü birbirimizi tanımak çok önemli… Bizler<br />

de Diyarbakır’dan sizleri ilgiyle takip ediyoruz. Eylemleri takip<br />

ediyoruz, örgütlenen 8 Mart mitingleri ya da kadın cinayetlerine<br />

karşı verilen refleksler bizi çok heyecanlandırıyor.<br />

Kadın hareketini, Kürt hareketinden bağımsız ele alamıyoruz.<br />

Kürt hareketi başlangıçta ulusal mücadele temelinde kurulan<br />

ve 1974’lere dayanan bir geçmişi olsa da esas olarak 1985<br />

yılında silahlı ve siyasal mücadelesiyle gündeme oturan bir harekettir.<br />

Kürt kadınları bu hareketin içinde kendi özgün yapılanmalarını<br />

oluşturdular ama tabii ki bu çok çabuk olmadı. Örneğin<br />

bize çeşitli olayları anlatırlar, kadınların gerillada komutan olması,<br />

çok ilericiyim diyen erkek gerillaları bile rahatsız etmiş dönem<br />

dönem. Çünkü bir kadının iyi silah kullanması, karar alması,<br />

öncülük yapması hemen kabullenilememiş. Özellikle 1988 sonrasında<br />

bu tür tartışmalar sık yaşanmış ama 90’lı yıllara gelindiğinde<br />

özgün kadın yapılanmasına gidilmiş. Neden gerillaları anlatıyorum<br />

çünkü oradaki gelişmeler Kürt toplumunun tabanını çok<br />

yakından ilgilendiriyor. Kürt halkı için böyle bir gerçeklik de var.<br />

Bunları birbirinden koparmak, birbirinden ayrı ele almak mümkün<br />

değil.<br />

Bu özgün örgütlenmenin etkisi siyasal alana ve çeşitli kurumlara<br />

da yansıdı. Örneğin DÖKH 2002 tarihinde kurulmuş<br />

olabilir ama öncesinde de kadın komisyonları şeklinde çalışılıyordu.<br />

Siyasal alanda bu yansımanın etkisi ortaya çıktığında da<br />

çok şaşırmıştık. “Özgün örgütlenme ne demekti?”, “Bu tür bir<br />

örgütlenmeye ihtiyaç var mı, yok mu?”, “Erkeklerle birlikte mücadele<br />

edilmesi yeterli değil mi?” ya da “Kadınların kurutuluşu<br />

mücadelesi devrimden sonraya ertelenebilir mi?” gibi tartışmaları<br />

çok yaptık. Ancak tüm alanlarda, siyasal alanda, kültür alanında,<br />

karma kurumlar dediğimiz sendikalarda ya da derneklerde<br />

şöyle bir sonuca gidildi: Karma kurum da olsa kadınlar kesinlikle<br />

özgün yapılanmalarını gerçekleştirecekler. Özgün ve özerk yapılanma<br />

demek: kadınların kendilerine ait olan tüm kararları kendi<br />

içlerinde almaları ve buna hiç kimsenin müdahale etmemesi.<br />

2002 sonrasında bu özgün kadın yapılanmaları hızla gelişti ve bu<br />

ilke haline geldi. Örneğin BDP kadın meclisi DÖKH bileşenidir.<br />

Oradaki kadın milletvekilleri, kadın meclisi, yerel yönetimlerdeki<br />

kadınlar kendi kararlarını kendileri alırlar. Kadına dair olan kararları<br />

alırlar ama genele dair olan kararlarda da kadın bakış açısının<br />

hâkim olup olmadığını takip ederler ve bu karar alma sürecine<br />

müdahil olurlar. DÖKH, hareketin bütün bileşenlerinin kadınlarının<br />

örgütlendiği bir çatı örgütüdür.<br />

Dediğim gibi özgün kadın yapılanması ilkesiyle hareket ediyoruz,<br />

tabii bunu gerçekleştirirken “Kadını nasıl tanımlıyoruz,<br />

kadın sorununu nasıl tanımlıyoruz, neden böyle bir şeye ihtiyaç<br />

duyduk?” üzerinden tartışma yürütebiliriz ama bu ortamda bu<br />

tartışmaya çok da ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum çünkü hepimiz<br />

zaten kadınların özgün örgütlenmesi gerektiğine inanan<br />

kadınlarız.<br />

Kadını iktidar olgusundan bağımsız ele almanın bizi çok<br />

dar bir noktada tutacağı inancını da taşıyorum. Bu yüzden kadının<br />

sömürülüş tarihini ele almak bizim için çok önemli. Özümsediğimiz<br />

bir söz var: “Tarih günümüzde gizli, biz de tarihin başlangıcında<br />

gizliyiz.” Dünyanın oluşumuna, Neolitik Çağ’a kadar<br />

gidiyoruz çünkü toplumsallaşmanın nasıl meydana geldiği ve<br />

kadının rolünün nasıl oluştuğu üzerine de kafa yoruyoruz. Kendi<br />

tarihimizi tanımadan, incelemeden, açığa çıkarmadan bugün<br />

yaşadığımız sorunları, statümüzün nasıl oluştuğunu anlamakta<br />

ve buna çözüm bulmada sıkıntılar yaşayacağımızı düşünüyoruz.<br />

Diyarbakır’da ve altı ilde daha kurulan kadın akademilerimiz var,<br />

bu kafa yormaları ve araştırmaları daha çok kadın akademisindeki<br />

arkadaşlarımız yapıyor. Hazırlıkları önce onlar yapıyorlar, tartışmaları<br />

olgunlaştırıyorlar, bizler de elimizden geldiği kadar bu<br />

tartışmalara katkı sunmaya çalışıyoruz.<br />

Neden jineoloji?<br />

Kadının tarihteki yerine bakarken neden jineoloji (kadın bilimi)<br />

diye bir bilim dalına ihtiyaç duyduğumuz sorusuna geliyoruz. Biz<br />

(tabii sizler de buna inanıyorsunuzdur) tarih yazımının tamamen<br />

egemenlerin tekeli altına girmiş, kadın aleyhine dönüştürülmüş<br />

olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla kadının sömürülüş tarihini ortaya<br />

çıkarmak hem kadın kimliğinin doğasını hem de toplumun<br />

kadınla olan ilişkilerini tanımlamak noktasında ön açıcı olacaktır.<br />

Bununla birlikte bilimi ve bilgiyi de tartışmak gerek diye düşünüyoruz,<br />

nasıl ki tarih egemenlerin tekeli altına girdiyse aynı şekilde<br />

bilim de bu tekelin içine girdi. Bilgi dediğimiz, insan yaşamı için<br />

gerekli olan o faaliyet zamanla kapitalistlerin tekeli altına girmiş<br />

durumda, dolayısıyla biz bilimin üretkenliğini, feminen ya da<br />

ekolojik yapısını, kadının aleyhine dönüştürülmüş halini deşifre<br />

etmek istiyoruz. Bugün bilimcilik ideolojisi “erkek tanrılar”ın<br />

50 51

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!