28.09.2014 Views

Amargi Feminizm Tartışmaları 2012 - Heinrich Böll Stiftung Derneği

Amargi Feminizm Tartışmaları 2012 - Heinrich Böll Stiftung Derneği

Amargi Feminizm Tartışmaları 2012 - Heinrich Böll Stiftung Derneği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul <strong>Amargi</strong> - <strong>Feminizm</strong> Tartışmaları<br />

Kürt Kadın Hareketi ve <strong>Feminizm</strong><br />

olan bilimi eleştirmek zaten. Metinde ben çok daha detaylı açıklandığını<br />

düşünüyorum, bilginin tanımı ve bilginin nasıl tekele<br />

alındığı hususunda oldukça geniş kapsamlı açıklamalar var.<br />

Bilimi erkekten geri almak, özüne indirgemek için uğraşıyoruz.<br />

Bilimin tanımı feminen olmalıdır diyoruz, ekolojik olmalıdır diyoruz,<br />

demokratik olmalıdır diyoruz. Bilimi reddetmek bana çok<br />

garip geliyor. Bilim iktidarla bağlantılı oluyor, örgütlülük iktidarla<br />

bağlantılı oluyor, hep böyle bir hegemonya kaygısı var ama karşımızda<br />

da muazzam bir düşman var. Siz erkek egemen zihniyet<br />

deyin, ben AKP diyeyim, biri devlet desin, biri kapitalistler desin<br />

ama muazzam, büyük bir düşman var ve her yerimize saldırıyor.<br />

Kadın olarak benim kimliğime, bedenime saldırıyor, Kürt olarak<br />

kimliğime saldırıyor, emekçi olarak emeğime saldırıyor, doğama<br />

saldırıyor, toprağıma saldırıyor, dolayısıyla bizim bir araya gelmemiz<br />

gerekiyor. Bu da tek bir düşünce üzerinden değil bütün<br />

düşüncelerin bir araya gelip tartışabileceği jineoloji üzerinden<br />

olabilir.<br />

Feminist hareketin sisteme yönelik eleştirilerini ve verdiği<br />

mücadelenin sistem içinde radikal olduğu inancını taşıyoruz ama<br />

bunun çok geniş olmadığını ve bu mücadelenin bir bütün olarak<br />

alternatif, yeni bir sistemi nasıl yaratabiliriz üzerinde yoğunlaşmadığını<br />

düşünüyoruz. Nasıl bir toplum istediğimizin üzerinden<br />

gitmek çok önemli çünkü yaşamın sürdürülebilir olmasında benim<br />

bir kadın olarak bakış açımın her alanda önemli olduğunu<br />

düşünüyorum. Ütopya denebilir belki ama biz ütopyamızı inanın<br />

Diyarbakır’da gerçekleştirmeye başladık bile. Birçok kesim mahallelerde<br />

bir araya geliyor, kendi önerilerini sunuyor, kararlar alıyorlar.<br />

Cinsel yönelim konusunda bakış açısında ciddi sıkıntılarımız<br />

var, toplum olarak çok kapalı bir toplumuz. Bu konuya kendi<br />

içimizde bile yoğunlaşma düzeyimiz çok zayıf çünkü hep uzak<br />

tutmuşuz, tıpkı eskiden feminizmi tuttuğumuz gibi. Eskiden feminizme<br />

olduğu gibi aynı şekilde cinsel yönelime karşı da önyargılarımız<br />

var. Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum, cinsel<br />

yönelimleri biz düşünce özgürlüğü, kendini ifade etme özgürlüğü<br />

temelinde ele almak istiyoruz. Birey nasıl yaşamak istediğine<br />

kendisi karar vermelidir ve onun nasıl yaşamak istediğine kimse<br />

karışamaz. Bir başkasının yaşam hakkını ya da bir başkasının yaşam<br />

biçimini engellemeden, rencide etmeden bu yaşanmalıdır.<br />

Cinsel yönelimlerin ahlaki boyutunun toplumda olumsuz olarak<br />

işlenmesinin önüne geçmek gerekiyor. Örneğin Kürt toplumunda<br />

genelde sapkınlık olarak ele alınır eşcinsellik ama Kürt hareketinde<br />

de birlikte mücadele eden, destek veren, güç veren, birlikte<br />

yürüyen birçok insanın bir noktadan sonra gey ya da lezbiyen<br />

olduğunu öğreniyoruz. Örneğin Rotinda’yı bileniniz var mı bilmiyorum,<br />

bir sanatçıdır Rotinda, Roj TV’de çok çıkardı. Mesela o<br />

cinsel yönelimini açık açık söyler. Hâlâ Kürt hareketi içersindedir.<br />

Hatta ona “Senin bu mücadeleye katılış biçimin çok önemli, katılış<br />

kimliğin çok önemli, gerisi seni ilgilendiren bir durum, biz<br />

seni böyle kabul ediyoruz,” demişler. Dolayısıyla cinsel yönelim<br />

konusunda toplumun kapalı olmasından kaynaklanan, bize de<br />

yansıyan tedirgin, temkinli yaklaşımlarımız var ama onlara yönelik<br />

saldırılara şiddetle karşı çıkıyoruz. Bunu her seferinde BDP<br />

siyaseti üzerinden de dile getiriyoruz. Mecliste LGBT’lere yönelik<br />

saldırılara ve cinayetlere, karakolda işkencelere, hortumla dövülmelere<br />

karşı söz söyleyen BDP’dir.<br />

8 Mart’ların birinde LGBT arkadaşlar geldiler, “Biz sizinle<br />

yürümek istiyoruz,” dediler. Birkaç yıl önceydi. “Ama siz erkeksiniz,”<br />

dedik, “Biz erkek değiliz,” dediler. “Yok ama tipiniz erkek,”<br />

dedik espriyle karışık. (Gülüşmeler) “Ama biz erkekliği reddettik,<br />

erkek değiliz, biz onlara karşıyız,” dediler. Ya kafa yoruyorsun, ne<br />

yapacaksın? 8 Mart’a erkeklerin katılmasını istemiyoruz, “Sadece<br />

kadınlar olacak,” diyoruz, bu arkadaşların tipi erkek, nerede yürüyecekler?<br />

Gittik, “Ne olur siz de bize anlayış gösterin, şimdi sizi<br />

nereye koyacağız? (Gülüşmeler) Bari kenardan yürüyün.” “Biz de<br />

yurt severiz, sizinle mücadele ediyoruz, size inanıyoruz, siz niye<br />

böyle yapıyorsunuz?” dediler. Çok ciddi, değerli tartışmalar yaşadık.<br />

Katılımcı (a): Trans erkekler mi söz konusu ben anlamadım?<br />

Katılımcı (b): Trans kadınlar herhalde.<br />

Figen: Biz Kürt toplumuna göre “normal” erkekleri bile yürütmüyoruz.<br />

Sonra bir baktık, arkamızdan pankartla geliyorlar, kimse<br />

de bir şey demedi mesela, analar da bir şey demedi.<br />

Corinna: Bu analar var ya ben artık her şeyi bekliyorum onlardan.<br />

(Gülüşmeler) Ciddi söylüyorum. Analar diyoruz ya çok ilginç,<br />

çok tatlı. Birisi bir gün çıkıp, ben de hoşlanıyorum artık<br />

kadınlardan diyecek, bir gün bunu da yaşayacağız herhalde değil<br />

mi? (Kahkahalar)<br />

Ama çok değerli bir süreçle karşı karşıyayız diye düşünü-yorum.<br />

Hayal kuruyorum en azından. Gerçekten ben kişisel olarak<br />

harekette benden daha büyük kadınların, çok önemli ve en ikna<br />

edici unsur olduğunu düşünüyorum. O yüzden o po-tansiyeli<br />

hem anlayamıyorum, hem de dediğim gibi ne çıkacak belli değil.<br />

(Kahkahalar) Eğer gerçekten bir gün birbirlerinden hoşlanmaya<br />

başlarlarsa, o zaman bizden farklı bir şekilde ortaya koyacaklar.<br />

Figen: Çok küçük bir örnek verebilir miyim? 2000 yılında<br />

İstanbul’da bir kadın mitingine geldik. Sahneye kadın kıyafetle-<br />

72 73

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!