30.01.2015 Views

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Çağdaşlık, modernlik gibi sloganların ardına saklanan sapkınlara karşı ilk Müslümanların<br />

inancını savunmuştur.<br />

İslâm'a yönelik saldırılara göğsünü germiş, Batı medeniyeti karşısında komplekse<br />

kapılarak İslâm! esasları inkar veya tevil edenleri kendi kültürlerinden sapmış, münharifler<br />

olarak ilan etmiştir.<br />

Bu konuda şöyle demektedir:<br />

"Zamanımızdaki okur-yazar takımı inançlarını, okudukları materyalist ve modern<br />

bilgilerden alıyorlar. Bu bilgilere Allah'ın kitabına ve Resulünün sünnetine imanın üstünde bir<br />

imanla bağlıdırlar. Onun için peygamberlerin mucizelerle karşılaştıklarında bunu ya inkar<br />

veya tevil yoluna gidiyorlar."<br />

Mustafa Sabri Efendi, haddi aşkın ve ölçüsüz tevillere karşı çıkıyor, bunun İslâm<br />

esaslarını ve özellikle gayb inancını inkara vesile olmasından endişe duyuyordu.<br />

El-Camia dergisi kurucusu Ferh Anton ile Şeyh Muhammed Abduh arasında geçen<br />

tartışmaları bu yüzden çok yakından takip etmiş ve Anton'un bazı iddiaları onu konuyla ilgili<br />

bir kitap yazmaya itmiştir.<br />

Anton'un görüşü: "Din görülmeyen Yaratıcıya, görülmeyen âhirete, mucizeye, vahye,<br />

peygamberliğe, dirilişe, haşre, sorguya, hesaba, sevaba, cennet ve cehenneme inanmaktır.<br />

Bu saydıklarımızın hissedilmesi ve akılca idrak edilmesi mümkün değildir. Onun için birçok<br />

filozof ve değişik inançlara mensup din adamları, aklın din sahasından uzaklaştırılması<br />

gerektiğini söylemişlerdir." şeklindeydi. Onun bu görüşleri, Mustafa Sabri'nin "Âkil, ilim ve<br />

Âlimin, Âlemlerin Rabbi ve Elçilerine Karşısındaki Konumu" isimli kitabı yazmasında<br />

önemli bir etken olmuştur.<br />

Bir kısım görüşlerini eleştirdiği âlimlerin isimlerini gördüğümüzde, onun üstlendiği ağır ilmî<br />

sorumluluğu daha iyi anlamış oluruz. Ferit Vecdi, Şeyh Muhammed Abduh, Şeyh Reşit<br />

Rıza, Kasım Emin, Muhammed Hüseyin Heykel, Akkad, Zeki Mübarek, Şeyh el-Meraği,<br />

Şeyh Abdulaziz el-Bişrî, Üstad Ahmed Emin, Şeyh Şeltut bunlar arasındaydı.<br />

Bunun yanısıra Mustafa Sabri'yi ve görüşlerini destekleyen, Şeyh Muhammed el-Hıdr<br />

Hüseyin, Şeyh Muhammed Zehran, Şeyh Muhammed Yasin, Hindistanlı Mevlânâ Şibli<br />

en-Nu'manî gibi âlimler de vardı.<br />

Mustafa Sabri Efendi sünnet-i seniyyeye son derece bağlı bir zattı. Çağdaşlarının hadis<br />

kitaplarına yeterince önem vermediklerini görüyor ve Kur'ân-ı Kerîm'in buyruğu gereği<br />

sünnete ittibanın zorunlu olduğunu savunuyordu.<br />

İslâm'ın temel kaynakları hususunda şüphe uyandırmanın insanı Kur'ân'dan şüphe<br />

etmeye kadar sürükleyebileceğini söylüyordu.<br />

Batıda pozitif ve deneye dayalı modern ilimler, Hıristiyanlık dinine galip gelmişti. Çünkü<br />

muharref Hıristiyanlık dini birçok hurafeye dayandırılmıştı. Batıdaki bu ilim-din savaşı yarı<br />

aydınlar tarafından İslâm âlemine taşınmaya çalışılmıştır. Oysa ilim ve Hıristiyanlığın ilme<br />

bakış açıları ve ilmî tasavvurları çok farklıydı. Ancak bu gerçekleri pek hesaba katmıyorlardı.<br />

Sonuçta kendilerini ve birçok kimseyi ilim ile fitneye düşürmüşlerdir.<br />

Şeyh Sabri bunları görmüş ve kendini bu fitneden sakındırmıştı.<br />

Ancak günümüzde din, bilim fitnesine galip gelmiş, birçok bilim adamı ilimleri gereği dine<br />

yönelmişlerdir.<br />

O, her zaman, İslâm inancından şeref ve izzet duyarak, başını dik tutmuştur. Şüphecilerle<br />

ve onların şüpheye dayalı ilim anlayışlarıyla mücadele etmiştir. Abduh'un başlattığı "ihya-yı<br />

din" hareketini, düşman karşısında geriye dönüş olarak yorumlamış ve eleştirmiştir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!