30.01.2015 Views

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaptığı görüşmede Türkiye'nin bağımsızlığına gölge düşürmesi, muhtemel temaslar ve<br />

teklifler içinde muhatap taraf olması.<br />

Ayrıca İttihatçılar ile Kemalistlerin önemli bir kısmının Doğu Mason locasının birer<br />

üyeleri olmaları.<br />

Bunun yanısıra o dönemdeki birçok yazar ve gazetecinin dünyanın çeşitli yörelerindeki<br />

gizli cemiyetlerce kiralanmış birer ajan olmaları.<br />

Mecliste Tokat mebusu olarak bulunduğu yıllarda bu gerçekleri ispat edici şöyle bir olay<br />

olmuştur:<br />

İtalyanların Trablus'u (Libya) işgalleri üzerine oradan gelen, ikiyüz meclis üyesinin<br />

dinlediği, okuyan şahsın da gözyaşları içinde okuduğu mektupta şöyle yazıyordu:<br />

"Hür masonlar ve sosyalistler dışında tüm İtalya partileri Libya'nın işgali<br />

konusunda-müttefiktirler."<br />

Hür masonlar işgale karşı çıkmalarına şu gerekçeyi gösteriyorlardı:<br />

"Mevcut Türk hükümeti Hür masonlardan oluşmaktadır. Bu nedenle<br />

<strong>arka</strong>daşlarımızı zor durumda bırakmak istemiyoruz."<br />

Şeyh Sabri'nin döneminde yaşadığı ve izlediği olaylardan çıkardığı önemli bir sonuç da<br />

şudur:<br />

Yahudilerden başka hiç kimse İttihatçıların ve Kemalistlerin baskıcı politikalarından<br />

kurtulamamışlardır. Türk, Arap, Arnavut, Kürt, Rum, Çerkez tüm bu gruplar sıkıntı ve<br />

baskılara maruz kalmışlardır. Dolayısıyla Mustafa Sabri, yöneticileri Müslüman ve Hıristiyan<br />

vatandaşlar arasında düşmanlığı körüklemekle suçluyordu. Oysa Cenab-ı Hak şöyle<br />

buyurmaktaydı:<br />

"İnsanların iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetlisini, Yahudiler ile<br />

müşrikleri bulacaksın." (Maide, 82)<br />

Yahudilerin, Raşid Halifeler döneminden bu yana İslâm âleminde çıkardıkları fitnelerden<br />

ders alınması gerektiğini belirten, Şeyh Sabri şu öneride bulunuyordu:<br />

"Okullarımızda yabancıların tarihinden önce İslâm tarihi okutulmalı ve tarihî olaylar<br />

iyice tahlil edilerek gerekli sonuçlar çıkarılmalıdır. Peygamberimiz'in hayatı ve Hulafâ-i<br />

Raşidîn dönemi, İslâm'ın ilk altın çağı öğrenci ve gençlere öğretilmeli ve böylece onları<br />

İslâm terbiyesi ile yetiştirmeye çalışmalıyız."<br />

Şeyh'in, önünden perdeyi çektiği en önemli ve ilginç sırlardan biri de, Birinci Dünya<br />

Savaşının galibi devletlerin her nasılsa Mustafa Kemal'e yenilmeleri hususudur. Bu<br />

devletlerin İzmir'de Mustafa Kemal'e yenilmeleri akledilir bir şey değildir. O sırada galip<br />

devletler istediklerini yapabilecek konumdaydılar. Ancak ona göre, İngilizler dahice bir plan<br />

tasarlayarak Mustafa Kemalle anlaşıp İzmir'den çekildiler. Böylece güya ona yenilmiş ve<br />

çekilmek zorunda kalmışlardı. Mustafa Kemal muzaffer komutan ilan edilmişti. İngilizler ise<br />

bunun karşılığında birçok büyük kazançlar sağladılar. Meselâ Hilafetin ilgası gibi...<br />

Şeyh, İngiliz ve Fransızların İstanbul'dan Mustafa Kemal'den korktukları için çekildikleri<br />

gibi bir düşüncenin hatalı ve yanlış olduğunu bildirmektedir.<br />

Şeyh'in açıkladığı önemli gerçeklerden biri de kan dökücü Cemal Paşa'nın aslında<br />

sadece Araplara değil, Türklere karşı da, aynı ölçüde alçakça baskı ve zulüm örnekleri<br />

sergilediği bu hususta, Türk-Arap ayrımı yapmadığıdır. Bu konunun araştırmacılar ve<br />

tarihçiler tarafından gerektiği gibi değerlendirileceğini ümit ederiz.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!