30.01.2015 Views

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sonra, Abdülmecid'ten kaynaklanan herhangi bir sebep olmaksızın, Kemalistler daha bir<br />

yıl önce saygı ve hoşnutlukla tayin ettikleri halifeyi küçük düşürmeye, alaya almaya ve<br />

aşağılamaya başladılar.<br />

Tüm bunlar, Müslümanların gözü önünde cereyan eden herkesçe malum gerçeklerdir.<br />

İnsanlar bu garip hadise üzerine, kabul ve red cephesine ayrıldılar. Fakat çelişkiliymiş gibi<br />

görünen bu olayların sebebine inen, sebepleri üzerinde düşünen pek olmadı.<br />

Kemalistlerin İki Hedefi Vardı<br />

1 - Yönetimi Osmanoğullarından alıp, Mustafa Kemal'e nakletmek.<br />

Hilafetin hükümetten soyutlanması ve görünüşte Millet Meclisi'ne geçmesi, aslında<br />

hedeflerini gizlemek için tezgahladıkları bir oyundu.<br />

2 - Hilafet müessesesini tedricî olarak kaldırıp, böylece ülkeyi İslâmî yönetimden<br />

uzaklaştırarak laik bir sistem oluşturmak.<br />

Akıl sahibi bir şahıs veya kuruluştan sâdır olan her eylemde mutlaka dinî veya dünyevî<br />

bir maslahat gözetilir. Kemalistlerin hilafet ve hükümeti ayırmalarını savunanlar veya tevil<br />

edenler ise bu meselede ne gibi dinî veya dünyevi bir maslahat sağlanmıştır, bunu<br />

gösteremezler.<br />

Olsa olsa, akıllarından geçirdikleri gibi gayridinî bir maslahat olabilir. Fakat dünyevî<br />

maslahat ile, gayridinî maslahat birbirlerinin aynısı değildir. Aralarında fark vardır.<br />

Birincisinde meselenin dinî tarafına bakmamak, ikincisinde ise sadece laikliği göz önünde<br />

tutmak söz konusudur.<br />

İşte halifenin hükümet yetkisinden soyutlanmasının tek izah tarzı, bu laik<br />

maslahattır.<br />

Kemalistler İttihatçılardan Gayrileri Değildir<br />

Konuyu biraz açıklayalım:<br />

Aralarındaki ittifak ve memleket evlatları arasında kendi fikirlerine uyup uymamalarına<br />

göre ayrım yaparak bir kısmına hiddet edip, diğer kısmını sevmelerinden de anlaşıldığı gibi,<br />

Kemalistler, İttihatçılardan gayrileri değildir. Hâlâ daha önce ilan edilen anayasa ile İslâm<br />

şeriatını bağdaştıramıyorlar. Avrupalıların bu meşrutî İslâm devletine güven<br />

duyabileceğinden de emin olamıyorlar. Mutlak hürriyet ile mukayyed dinin arasının<br />

bulunmasının mümkün olmadığını anlayamıyorlar.<br />

Dinî hükümlerin, laik Avrupa yönetimi biçimlerine aykırılığı ve memleket içindeki heva ve<br />

zulümlerine engel teşkil etmesi nedeniyle, dini omuzlarından atılması gerekli ağır ve sıkıntı<br />

verici bir yük olarak görüyorlar.<br />

Dini, hep omuzlarından atılması zorunlu bir yük olarak görüyorlardı. Meşrutiyetin getirdiği<br />

mutlak hürriyet gereği birçok eylemlere kalkışıyorlar ancak karşılarında dini buluyorlardı.<br />

Çünkü onların hürriyet ve medeniyeti Avrupa'da gördükleri her şeyi, iyisiyle-kötüsüyle, adım<br />

adım izlemekti. Ayrıca ülke içindeki tuğyan ve zulümlerin karşısına da gene din dikiliyor,<br />

onların mutlak hürriyet ve istibdatlarını engelliyordu.<br />

İşte çoktandır, Türk başkentinde dinin konumu böyle...<br />

Kendi vatanında ve Avrupa eğitimi görmüş evlatları arasında garip!<br />

Bunların siyasî bir parti haline gelmeleri ve zahirlerinin İttihatçı, bâtınlarının ise Mason<br />

olarak tecelli etmesinden sonra durum daha vahim boyutlara varmıştır.<br />

(Masonluk, Yahudi amaçlarını gerçekleştirmek amacıyla kurulmuş gizli bir cemiyettir.<br />

Amaçları doğrultusunda ülke liderlerini masonlaştırarak hedefleri doğrultusunda bir maşa

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!