30.01.2015 Views

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Eğer Allah insanlardan bir kısmını diğerleri ile savıp hizaya getirmeseydi elbette<br />

yeryüzünde nizam bozulurdu. Lakin Allah bütün insanlığa lütuf ve keremi ile muamele<br />

etmiştir." (Bakara, 251)<br />

Yani Cenab-ı Hak eğer Tâlût ve Davud'un savaş ve cesaretiyle İsrailoğullarını<br />

korumasaydı onlar helak olurdu. Allah bir kavmi diğer bir kavim ile defeder.<br />

"Eğer Allah bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defetmeseydi mutlak surette<br />

içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır<br />

giderdi" (Hacc, 40) (Tefsiru İbn Kesir)<br />

Böyle bir bakış açısı ilmî ve İslâmî olarak bizi hilafete taraflı ve kinci bakış açısıyla<br />

yaklaşan müsteşriklerin görüşlerine meyletmekten kurtarır. Onların hilafete bu şekilde<br />

bakmalarının sebebi atalarından miras aldıkları Osmanlı ve İslâm düşmanlığıdır. Çünkü<br />

Osmanlı Avrupa tarihinde büyük rol oynamış ve Viyana kapılarına kadar dayanmıştı.<br />

Müsteşriklerin başka bir hatası da, Osmanlı'yı emperyalist devletler safında görmeleri veya o<br />

devletlere benzetmeleridir.<br />

Araştırmacının mutlak surette kendini müsteşriklerin teori ve görüşlerinden kurtarması<br />

gerekmektedir. Çünkü onlar her ne kadar araştırmalarında tarafsızlık iddiasında iseler de<br />

ruhlarındaki kin ve düşmanlık izleri eserlerine yansımaktadır<br />

O halde araştırmacı İslâmî kaynaklara yönelmelidir. İslâm düşüncesinde hilafet, muhtelif<br />

ırk, renk ve dillere sahip ümmet unsurlarını tek bir potada kaynaştırıp birleştiren, dinî-siyasî<br />

bir bağ ve yönetim düzenidir. Ayrıca hilafet düzeni, ümmeti oluşturan halklar arasında<br />

meydana gelebilecek çıkar çatışmaları ve görüş ayrılıklarına rağmen, ümmet bilinç ve<br />

niteliğini ön plana çıkaran ve bu unsurlar arasında dayanışma ruhunu sağlayan bir nizamdır.<br />

Aynı metodla Bağdat'ın düşmesi sonucu (H. 656) Abbasî hilafet birliğinin bozulması,<br />

varlığını ancak eyalet ve beylikler halinde devam ettirmesi ve hilafet adını muhafaza etmeleri<br />

incelenmeli ve araştırılmalıdır.<br />

Hilafet daha sonra Fatih Sultan Mehmed eliyle Doğu Roma İmparatorluğunun başkenti<br />

olan Konstantiniyye'yi fetheden Osmanlı Türkleri vasıtasıyla yeniden sağlam ve güçlü<br />

temeller üzerine oturtulmuştur.<br />

Ayrıca Sultan Abdülhamid'in hilafeti düşmanlarına karşı koruyabilmek için verdiği<br />

mücadele unutulmamalıdır.<br />

Doktor er-Reyyis (Allah rahmet eylesin) şöyle diyor:<br />

"Temsil edildiği devletlerle beraber İslâm hilafet tarihi şeref ve zafer halkaları ile<br />

doludur."<br />

Yermük, Kadisiye, Nihavend, Ecnadin, Babilyan, Kayrevan ve daha başkaları... sonra<br />

Hıttîn, Ayn Celut, Mansura ve benzeri vak'alar...<br />

Keşke biz bugün İslâm <strong>hilafetin</strong>in ve onu temsil eden İslâm devletlerinin sahip oldukları<br />

şeref ve güçten bir parçaya sahip olsak! (Prof. Muhammed Dıyauddin er-Reyyis (el-İslâm<br />

ve'l-Hilâfe fi'l Asr i'l-Hâdis.)<br />

Tarih bize, ilk Osmanlı sultan veya halifelerinin İslâm temeli üzerine kurulan devletlerini<br />

ve İslâm sancağını yükseltmek için büyük gayretler sarfettiklerini göstermektedir. 15 ve 16.<br />

yüzyıllarda İslâm'ı temsil eden Osmanlı İslâm devleti dünya siyasetinde söz ve etki sahibiydi.<br />

Osmanlı, Avrupa'nın, belki de dünyanın en güçlü devletiydi. (Prof. Muhammed Dıyauddin er-<br />

Reyyis (el-İslâm ve'l-Hilâfe fi'l Asr i'l-Hâdis.)<br />

Çöküş belirtileri ise İttihat ve Terakki üyelerinin askeri darbeyle yönetimi ele geçirmeleri<br />

üzerine görülmeye başlamış ve çok geçmeden düşüş gerçekleşmişti.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!