30.01.2015 Views

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

hilafetin-ilgasinin-arka-plani

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ancak Mustafa Sabri bu âyetlerin davetin henüz başlangıcında nazil olduğunu, o zaman<br />

ise Müslümanların çok az ve zayıf olduklarını bildirmektedir. Aynı zamanda bu âyetler<br />

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem için birer teselli mahiyetindeydi. Çünkü o, kavminin<br />

kendisini yalanlamasına çok üzülüyor, onlar iman etsin diye âdeta yüreğini pâreliyordu.<br />

"Ali Abdurrazık bize tarihle itiraz etmekte biz ise ona açık Kur'ân âyetleriyle itiraz<br />

etmekteyiz. Kur'ân-ı Kerîm'de teşvik edilen ve karşılığında ise Allah tarafından ücret olarak<br />

cennetin vaad edildiği cihad, din-dışı bir amel midir" (Mevkıf el-Akl ve'l-İIm (Mustafa Sabri)<br />

Şeyh Mustafa Sabri, tüm gücüyle Peygamber Efendimizin gazvelerini açıklamış;<br />

böylece Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in bir hükümeti olduğunu isbat etmiştir. Çünkü<br />

bu gazveler, geçmişte kâfirleri kahrettiği gibi, şimdi de söz konusu kitaptakilere benzer asılsız<br />

iddiaları kahretmektedir.<br />

İslâm ve Hüküm Usulü isimli kitabının yazarı Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in<br />

gözlerinin Arap yarımadasının ötesine uzandığını, ordusunu yeryüzünün uzak bölgelerine<br />

göndermeye hazırlandığını hatta batıdaki Roma devletiyle çarpışmalara girdiğini, doğudaki<br />

Fars ve Kisra'yı, Habeşli Necaşi'yi, Mısırlı Mukavkıs'ı dinine uymaya çağırdığını kabul ve itiraf<br />

etmektedir. (Mevkıf el-Akl ve'l-İIm (Mustafa Sabri)<br />

Tüm bunların kabulünden, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in<br />

savaşlarının liderliğini teyid anlamı ve bir olan Allah'a davet için gönderildiği insanlar<br />

üzerindeki yönetimini takviye için bunların yapıldığı sonucu çıkar. Bu bakımdan<br />

peygamberlerin yönetimlerinin, diğer yöneticilerin yönetiminden daha güçlü ve elzem olması<br />

kaçınılmazdır. İşte bunun kabulü, kitaptaki iddiaları temelden çürütmeye yeterlidir. (Mevkıf el-<br />

Akl ve'l-İIm (Mustafa Sabri)<br />

Konu cihaddan açılmışken bu münasebetle Mustafa Sabri, Ali Abdurrazık ve benzeri<br />

birçok Mısırlı yazar ve âlimin cihadı gerçek anlamından uzaklaştırmaya, başka yönlere<br />

çekmeye çalıştıklarına dikkat çekmekledir. Onlar cihadı olduğu gibi göstermekten<br />

kaçınıyorlardı. Batının Doğuyu dize getirici güçlen, onları komplekse sürüklemiş; dolayısıyla<br />

cihadı Batılılara hoş göstermeye çalışıyorlardı. Oysa yapılması gereken şey bu konuda<br />

gerçekleri gizlemek değil, Batıyı suçlamaktı. Çünkü Batılıların savaş anlayışı sömürmek,<br />

halkları, malları ve toprakları gaspetmekten ibaretti. Kendisini doyurup, başkalarını açlığa<br />

mahkum etmekten ve bu amaçla savaştan daha büyük ayıp var mıydı<br />

Alçak, basit ve şehvanî hedefler uğruna savaşmaktan daha büyük alçaklık var mıdır<br />

İ'lâ-yı kelimetullah için, insanların dünyâ ve âhirette kurtuluşa ve mutluluğa erişmelerinin<br />

önündeki engelleri kaldırmak için yapılan cihad nerede Batılıların hayvanı arzularını tatmin<br />

için yaptıkları savaşlar nerede<br />

O halde asıl utanması gereken biz değil, Batılılardır. Ayrıca Allah için savaşan bir<br />

savaşçı, Allah korkusundan dolayı, savaşta zulmetmez. Onun savaşta ve zaferde uyması<br />

gereken sınırlar vardır. Bugün galip devletlerin elinde oyuncak olan uluslararası savaş<br />

hukukunun esasını İslâm'ın koyduğu hukuk ve sınırlar çizmiştir; bugünkü hükümler kötü bir<br />

kopyadan ibarettir. (Mevkıf el-Akl ve'l-İIm (Mustafa Sabri)<br />

İslâm dini, akidesi, tarih ve medeniyetine düşman Batılıların İslâm cihadını<br />

sorgulamalarına ve suçlamalarına Şeyh Sabri aldırmamıştır. Batılıların maddî gücünden<br />

dolayı aşağılık kompleksine kapılıpta cihad âyetlerini sahih tefsire muhalif ve peygamberlerin<br />

Allah düşmanlarıyla cihadlarındaki rollerine aykırı bir tarzda tevil edenleri, bu psikolojik<br />

hastalıktan kurtulmaya çağırmıştır. Batının gücü karşısında psikolojik çöküntüye uğrayanların<br />

aksine, o Hakkı müdafaa için güç ve kuvvetin gerektiğini savunuyordu. Peygamberlerin<br />

sünneti de bunu gerektirmekteydi. Artık kolayca ispat edileceği gibi Ebu Bekr es-Sıddîk'ın<br />

yönetimi, dinî bir yönetim idi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!