Dünya derin bir deryâdır 3.2.<strong>2001</strong>Dün dünyaya tamah etmenin, hakkına razı olmamanın insanı nasılhelak ettiğini; dünyasını ve ahiretini nasıl kararttığını anlatan bir kıssanakletmiştim. Bugün de insanı bu hale düşüren dünyanın ne olduğuüzerinde durmak istiyorum:Ölümden önce olan herşeye dünya denir. Bunlardan ölümden sonrafaydası olanlar, dünyadan sayılmaz. Âhiretten sayılırlar. Çünkü dünyaâhiret için tarladır; sonsuz Cennet hayatı burada kazanılır. Zararlı olan,kişinin dünyasına ve Âhiretine bir faydası olmayan dünyalıklardır. İştezararından bahsedeceğim dünya budur.Muhammed aleyhisselâm Peygamber olarak gönderildiği zaman,şeytanlar İblis’in başına toplanarak, üzüntülerini bildirdiler. Bunun üzerineİblis onlara sordu:” Bunlar dünyayı severler mi?” “ Evet, dünyayı severler.” “Öyleyse üzülecek birşey yok. Onlara birçok haksız kazanç, sağlatırım.Lüzumsuz masraf yaptırırım. Ve lüzumlu yere para harcatmam. Zaten herkötülük bu üç şeyden meydana gelir.”Îsâ aleyhisselâma havariler dünyayı sorduklarında onlara şöyle cevapverdi: “Dünyayı kendinize efendi edinirseniz, o da sizi kendisine köle eder.""Ey havârilerim, sizin için ben dünyayı sırt üstü yere vurdum. Sakın bendensonra onu ayağa kaldırmayın. Çünkü o habistir. Onu seven Allaha isyaneder. Âhiret ancak onu terk etmekle elde edilir."Cebrâil aleyhisselâm, hazret-i Nûh'a sordu:” Sen peygamberlerin enuzun ömürlüsüsün, (950 sene yaşadığı rivayet edilir) dünyayı nasılbuldun?” “ Birinden girip diğerinden çıktığım iki kapılı bir han gibi.” cevabınıverdi.Süleyman aleyhisselâm başkalarına çeşitli yemekler yedirir, fakatkendisi kuru ekmekle kifâyet ederdi. Var olana sabır, yok olana sabırdandaha kıymetlidir. Bunun için Allahü teâlâ Resûl aleyhisselama dünyayıbazan genişletti. Bazan da daralttı. Zaman gelir bolluk içinde olur, zamangelir açlıktan karnı üzerine taş basarlardı.Hazret-i Ali'ye dünyayı sorduklarında,”Dünya helâline hesap,haramına azâb olan bir yerdir” buyurdu. Lokman aleyhisselâm oğlunanasihatında buyurdu ki:"Oğlum, dünya derin bir deryâdır. Çok kimse burada boğulmuştur. Buderyada boğulmamak için senin gemin îmân, yatağın takvâ, yelkenin Allahatevekkül olsun ki batmadan kurtulasın."Fudayl bin Îyâd hazretleri, “Dünya altından olsa, elbet geçicidir. Âhirettopraktan bir çömlek olsa, akıllı olanlara, devamlı olan çömleği geçici olanaltından çok sevmek lâzım olurdu. Nerede kaldı ki, çabuk kırılan çömlekdünya ve devamlı olan altın âhirettir.” buyurdu.İbni Mes'ud hazretleri de, “Dünyada herkes misâfirdir. Yanındakişeyler emânettir. Misâfirin gitmekten, emânetin ise geri alınmaktan başkaçâresi yoktur.” buyurdu.Hadis-i şeriflerde de dünyayı şöyle bildirildi:
“Arzûsu âhiret olup, âhiret için çalışana, Allahü teâlâ dünyayı hizmetçiyapar. Yalnız dünya için çalışana,sadece kaderinde olan kadar gelir. İşlerikarışık üzüntüsü çok olur.”“Dünya sizin için yaratıldı. Siz de âhiret için yaratıldınız. Âhirette ise,Cennetten ve Cehennemden başka yer yoktur.”“Sizlerin fakir olacağınızı düşünmüyor, bunun için üzülmüyorum.Sizden önce gelmiş olanlara olduğu gibi, dünyanın elinize bol bol geçerekAllahü teâlâya âsi ve birbirinize düşman olmanızdan korkuyorum.”Kuran-ı kerimde de dünyanın ne olduğu şöyle ifade buyurulmaktadır:“Dünya hayatı, ancak oyun, boş şeyle meşgûl olmaktır. Âhiret veni'metleri dâimi olduğundan, daha hayırlıdır. Bunların farkını anlamazmısınız?” (En'am-32)“Dünyalıklardan sizin yanınızda olanlar fâni, lakin Allahü teâlâ katındaolan, hazîne ve rahmetler dâimidir.”(Nahl-96)“Belki siz, dünyayı âhirete tercih edersiniz. Hâlbuki, âhiret hayırlı olup,ni'metleri dâimidir.” (A'lâ-16-17)Dinimiz malı kötülememiştir; kötü maksatlarla kullanmayıyasaklamıştır. Çünkü, iyilik, kötülük malda değildir; malı kullanandadır.Dünyalıklar meşru şekilde kullanılırsa, âhirette faydalı olurlar, hem dünyalezzetine hem de âhiret nimetlerine kavuşulur.Eğer insan aczini bilirse... 9.2.<strong>2001</strong>Bugün insanoğlunun en büyük yanlışı; insan olduğunu, belli gaye ilebelli bir süre için dünyaya gönderildiğini unutması... Hatta daha da ileri gidipyaratılmayı kabullenmeyip, yaratıcılığa kalkışması. İşte insanı perişan edenbu haddi aşma cüreti... Haddi aşma, cahillikten kaynaklanmaktadır. Çünkü,gerçek ilim, insana aczini, eksikliğini ve Rabbinin büyüklüğünü,üstünlüğünü bildirir. Yaratanına karşı korkusunu ve mahluklara karşıiyiliğini artırırİnsan kendisini aciz, çaresiz bir varlık olduğunu kabul etse; buçemberin dışına çıkmak için kendini zorlamasa, hiçbir sıkıntısı olmayacak.Ruhen rahatlık içinde olacak. Her türlü olumsuzlukta bir teselli, kurtuluşyolu bulacak. Çünkü, sıkıntılar, çaresizlikler; acizliğin, kul olmanın gereğidir.Eğer insan, acizliğini kabul edip Yaratanına sığınırsa, her sıkıntısındaAllahü teâlâ imdanına yetişir. Yeter ki can-ı gönülden, kırık kalplesığınmasını bilsin. Bununla ilgili ibretli bir kıssa anlatayım sizlere:Kibirli, gururlu bir zengin, atı ile yolculuğa çıkar. Yolda eski püsküelbiseli garip birini görür, haline acır: “ Bu ormanlıkta yaya olarak yalnızbaşına nasıl gidiyorsun, kendine bir zarar gelmesinden korkmuyor musun?”diye sorar. O da, “ Başka çarem yok, gitmem gerekiyor, Allah’a sığınıpgidiyorum.” der. Atlı merhamet edip bunu atının terkisine alır.Bir müddet yolculuktan sonra ıssız bir yerde eşkiyalar bunları çevirir.Garip kimseye bakarlar üzerinde işe yarar birşey yok. Bunun için zenginkimseye gözlerini dikerler. Bu arada garip kimse, beklenmedik bir yoltutarak, eşkiyaların yanında yer alır. “Bu zengin biridir, ceplerine bakınaltın olabilir” der. Eşkiyalar ceplerindeki altınları alırlar. Sonra, “ Kaftanı
- Page 2 and 3: görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5: İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7: sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9: aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11: Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13: Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 16 and 17: kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19: Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21: Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23: yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25: sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27: İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29: tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31: gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33: Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35: Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37: “Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39: Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41: Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43: "Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45: da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47: Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49: Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51: esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53: kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55: kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57: Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59: Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61: Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63: Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65:
Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67:
sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69:
gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71:
“Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73:
Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75:
ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77:
Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79:
Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81:
Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83:
ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85:
O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87:
İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89:
koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91:
Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93:
vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95:
Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97:
“Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99:
Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101:
asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103:
de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105:
Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107:
kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109:
Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111:
Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113:
Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115:
herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117:
Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119:
Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121:
gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123:
Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125:
de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127:
yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129:
alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131:
çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133:
öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135:
Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137:
olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139:
çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141:
Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143:
Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145:
ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147:
da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149:
şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151:
yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153:
artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155:
idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157:
Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159:
Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160:
Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk