Yapılan araştırmalara göre, Türk aile yapısı Batı’ya göre daha kuvvetliolduğundan, boşanma oranı en düşük düzeyde. Dünyada en yüksekboşanma oranı İngiltere’de. Evliliği kurtarmak için seminerlerler düzenleyenLaura, ABD’de yeni evlenenlerin %50’sinin ayrıldığını, geriye kalan%50’nin ise huzursuz bir şekilde evliliğin devamlını için kendilerinizorladıklarını bildirmektedir..İngiltere’de, yakın bir gelecekte aile mefhumunun kalmayacağıgörüşünden hareketle, yeni kanunlar hazırlanıyor. Boşanma oranınınvehametini gören İngiliz hükümeti, giderek çöken aile kurumunu korumaaltına alma gayretinde...İngiltere’de, evlilik dışı çocuk oranı yüzde 35’leri aşmış durumda.Yeni düzenlemelerle, evlilik konusuna daha sıcak bakan eski kuşaklardanda evliliklerin korunması için daha fazla destek sağlanması hedefleniyor.Büyükanne ile büyükbabaların hem evlilik, hem de bu evlilikten doğançocukların üzerindeki etkilerinin artırılması için, aile büyüklerininçocuklarına yakın yerlerde yaşamaları teşvik edilmekte...Ne hazindir ki, Batı’nın hali bu durumdayken, onlar aileyi kurtarmakiçin yeni arayışlar içindeyken, bizler olup bitenden ders almıyor, sonu belliolan bu yanlış yolda hızla ilerlemeye çalışıyoruz. Batı, geri dönemeyecekmesafede yol aldığı, geri dönüşü olmayan yola girdiği için, bir şeyyapamıyor. Biz, onlara göre daha avantajlıyız. Ne yazık ki, basiretimizbağlanmış, bunu değerlendirecek durumda da değiliz. Manevi değerlerimizibirer birer peşkeş çekmeye devam ediyoruz. Sıra ailede artık;aileyiyıkmadıkça kendilerine tamamen benzetemeyeceklerini Batılılar çokiyi biliyorlar.Milleti çökertmede ailenin rolü 31.3.<strong>2001</strong>Dün, Medeni Kanun’da yapılması düşünülen değişikliklerle aileninbaşına örülmek istenen çoraptan bahsetmiştim. Bu gün de, aileningeçmişinden, tarihinden bir kesit sunmak istiyorum. Geçmişini bilmeyeningeleceği olmaz çünkü.İnsanlık tarihi boyunca, aile, insanların doğup büyüdüğü, yetişipgeliştiği ve terbiye gördüğü eğitim merkezidir aynı zamanda. Bu, topluluğunküçük - büyük fertlerinin olgunlaştığı, bir hayat okuludur. Aile içerisinde herferd birbirinin bilgi ve tecrübesinden faydalanır. Bu faydalanma bir ömürboyu devam eder.İnsanlık aile ile başlar. Yüce kitabımız Kur’an-ı kerimde bildirildiği gibiailenin esası, bir erkek ile bir kadından ibaretdir. Hucûrat suresi on üçüncüayet-i kerimesinde mealen: “Ey insanlar! Biz sizleri bir erkek ile birkadından yarattık. Birbirinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelereayırdık.” buyrulmaktadır.İlk insan ve ilk peygamber hazret-i Adem ile eşi hazret-i Havvayeryüzünde bulunan ve ilahi vahiy ile terbiye edilmiş olan ilk ailedir. İnsan
nesli onlardan çoğalmıştır. İnsanlık, ne Th. Habbes’in dediği gibi , vahşi veegoist bir canavar olan fertler ve ne de E. Durkheim'in dediği gibi özelhayata ve şahsiyete imkan ve fırsat tanımayan insan sürüleri demek olanilkel klan ile başlamıştır.Eski ve köklü bir müessese olan aile, değişik yer ve zamanlardadeğişik görünüşler kazanmasına rağmen daima var olmuştur. İslamiyet,toplumun huzuru ve insan neslinin sağlıklı bir şekilde devamı için, aileningerekli olduğunu bildirmiştir. Bu sebeple nikahı helal kılarak, zinayı vezinaya yol açan serbest ilişkileri yasaklamıştır. Kadına hiç bir dinin, hiç birsistemin vermediği değeri vermiştir.Peygamber efendimizin Veda hutbesindeki nasihatlerinden biri:“Kadınlarınıza eziyet etmeyiniz! Onlar, Allahü tealanın sizlereemanetidir. Onlara yumuşak davranınız, iyilik ediniz.” olmuştur. Başkabir hadis-i şeriflerinde de; “Cennet anaların ayakları altındadır.”buyurarak, kadını korumada eşsiz bir hassasiyet göstermiştir.Ancak erkekler “ailenin reisi” olmak bakımından kadınlar üzerindedaha üstün bir dereceye sahiptirler. Bununla beraber, erkeklerin meşrusurette kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da onlar üzerindehakları vardır. O devirde kadınların kadınların hiçbir hakkı yoktu. İslamiyet,ailenin mutluluğu ve sosyal hayatın huzuru, aileyi meydana getiren kadınve erkeğin, vazife ve sorumluluklarını bilip, uygulamasına bağlı olduğunubildirmiştir.Aile içinde kadın ve erkeğin birbirlerini anlayıp hoşgörü sahibiolmaları, aile saadeti için şarttır. Karşılıklı saygı ve vazifelerin ne olduğununbilinmesi, yuvanın huzurlu olması için önemli hususlardır. Ailede disiplinibaba sağlar. Baba adaletli davranırsa, ailede huzur olur.Benliğinden, milli ve ahlaki faziletlerinden, örf ve an’anelerindenuzaklaşarak, ruhsuz, köksüz ve inançsız yetişen nesiller, aşağılıkkompleksi içinde sapık fikir ve yabancı ideolojilerin esiri olmayamahkumdurlar. Sağlam temellere dayanmayan aileler ve topluluklar, enküçük bir zorlama karşısında dağılırlar. Türk milletinin tarihi boyunca hersahada kazandığı zafer ve başarılarda, Türk aile yapısının çok büyükpayı olduğunu unutmayalım!.İslamiyet, ahlak ve ilme en büyük kıymeti verip, cahilliği ve ahlaksızlığıreddeder. Onun için her anne ve baba, çocuğuna ilmi, ahlaki ve dinigörevlerini öğretmeye mecburdur. Öğretmezlerse mes’ul olurlar. Çünkü,her çocuk sevmeyi, sevilmeyi, saygıyı burada öğrenir. Disiplin ve düzenlihayata burada alışır. Allahü teâlâya inanmayı, Peygamber sevgisini, vatanmilletaşkını, gelenek ve göreneklerine saygıyı hep burada öğrenir.Aile, ne kadar sağlam olursa, toplum o derece güçlü temeller üzerinekurulmuş olur. Bir milleti yıkmak isteyen iç ve dış düşmanlar, ilktahribatlarına aileden başlarlar. Osmanlının son zamanlarında, elittabakanın evlerine giren yabancı mürebbiyeler, Batı kültürünüaşıladılar; her türlü ahlaksızlığı, fuhuşu da bu yolla yaydılar, 14 asırlıkaile yapısını sarstılar. Şimdi yapılmak istenen sarsılan aileyi tamamençökertmek... Aile sıcaklığından uzak bir otel odasına çevirmek...
- Page 2 and 3: görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5: İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7: sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9: aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11: Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13: Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15: Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17: kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19: Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21: Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23: yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25: sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27: İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29: tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31: gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33: Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35: Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37: “Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 40 and 41: Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43: "Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45: da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47: Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49: Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51: esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53: kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55: kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57: Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59: Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61: Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63: Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65: Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67: sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69: gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71: “Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73: Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75: ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77: Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79: Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81: Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83: ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85: O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87: İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89:
koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91:
Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93:
vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95:
Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97:
“Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99:
Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101:
asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103:
de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105:
Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107:
kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109:
Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111:
Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113:
Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115:
herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117:
Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119:
Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121:
gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123:
Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125:
de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127:
yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129:
alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131:
çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133:
öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135:
Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137:
olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139:
çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141:
Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143:
Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145:
ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147:
da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149:
şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151:
yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153:
artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155:
idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157:
Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159:
Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160:
Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk