Çağırıp durumunu sorar. O da olup biteni anlatır. Çocuğa helvanın parasınıfazlasıyla verir.Sonra olayın aslını öğrenmek için adamın evine gider. Adam, valiyeiyi niyetle yaptıklarını anlatır. Sonra da, “ Ödeyecek durumda değildim,borçlu olarak da ölmek istemedim. Bu durumda, bir mazlumun kırık kalpledua edilmesi gerekiyordu. Çocuğun helvalarını bunun için aldım, der.Bunun üzerine vali bütün borçlarını öder. Daha önce haberi olmadığıiçin de kendisinden özür diler. Kırık kalple yapılan bir dua, hem çocuğuhem de borçlu kimseyi sıkıntıdan kurtarır. Şair ne demiş: Binlerce top vetüfek, yapamaz aslâ,/Gözyaşının seher vakti yaptığını,/Düşman kaçıransüngüleri, çok defa,/Toz gibi yapar, bir müminin duâsı.“Evet, ben bir hırsızım!” 16.2.<strong>2001</strong>Önce geçenlerde yayınlanan bir yazımdan etkilenip, mail geçen birvatandaşımızın sözlerine yer verip sonra da, bununla ilgili düşüncelerimiaktarmak istiyorum bugün:“Mereba, sizin Türkiye Gazetesi’ndeki “Üç altın yığını,üç ceset”yazınızı okudum ve çok etkilendim. Size önce kendimi tanıtmak istiyorum:Ben 25 yaşındayım, mesleğimi soracak olursanız, söyleyeyim: Mesleğimhırsızlık. Evet ben bir hırsızım. Her ne kadar işim yazınıza ters de düşseitiraf edeyim ki, yazınızı tamamıyla doğru. Yazınızda çalışmadan, alın teridökmeden elde edilen paranın hayır etmeyeceğini belirtiyordunuz. Aynenöyle... Şimdiye kadar bunu anlayamamıştım. Yazınızı okuyunca iyianladım. Çünkü tecrübe ile sabit. İnanın 15 yaşımdan beri hep çalıyorum.Ama neyim var, bir bakıyorum da, hiç...Affedersiniz üzerimdeki donu bile birbalkondaki çamaşır ipinden çaldım. Ama bizim hayatımız böyle. Günlükyaşıyoruz. Bugün bulup bugün yiyoruz. Şu ana kadar hep çaldım hepçaldım, fakat hiç bir şeye ulaşamadım. Bazen oldu çaldığım milyarları dabuldu. Fakat hiç bir faydası olmadı. On yıldır elime milyarlar geçti fakathepsi öyle veya böyle elimden çıktı. Hiç kalmadı.Size bu maili yollamamın sebebi bana bir akıl hocası olmanızıistemdir. Diyeceksiniz ki, neden yapıyorsun bu hırsızlığı? Nedeninisöyleyeyim, yokluk... Bütün arkadaşlarım zengin her şeyleri var; arabalarıvar, evleri var, paraları var... Yani anlayacağınız benim hiç bir şeyimolmadı. Olması için de ben hep çaldım. Fakat yine olmadı. Şimdi kararverdim artık çalmayacağım. Ama bu, ne kadar sürer bilemiyorum tabii ki.Sizin yazınız beni bir hayli etkiledi. Şimdi size sorarım ben bu hırsızlığıtamamen bırakmak için ne yapmalıyım ?”Evet, ne yapmalı? Psikiyatride davranış bozukluğu, dinimizde kötühuy diye adlandırılan; çalma, yalan söyleme, para, makam hırsı, dedi-kodugibi hastalıklar dinimizde de toplumda da tasvip edilmeyen antisosyaldavranışlardır.Bu tür davranışların temeli daha küçük yaşlarda iken atılır: Ailegeçimsizlikleri, sevgi ve saygı eksikliği, ilgisizlik, aşırı ve yerli yersizcezalandırmalar sebebiyle bu bozukluklar gelişir ve çocuk büyünce böyle
davranış bozuklukları ortaya çıkar. Bundan kurtulmak için bir psikiyatristedanışmakta fayda var.Ayrıca şehir hayatındaki ekonomik dengesizlikler de bu davranışlarıkörüklemektedir. Çünkü yapılan bir araştırmaya göre, bu tür davranışbozukluğu gösteren çocukların yüzde 93’ü şehirde, yüzde 3’ü köydeyaşıyor. Bu bozukluklarda en büyük pay da hırsızlık...Şimdi gelelim bundan kurtulmanın çarelerine. Önce tevbe edip, kararlıbir şekilde bu işlerden uzak kalmak ve dinimizin emirlerini öğrenip bunlarauygun bir iş yapmak, helal kazançla yaşamaya çalışmak. Öncelikle denamaz kılmak. Bunları yapan kötülük yapamaz. Kul hakkının ne olduğunubilir. Çünkü, cenab-ı Hak, “ Kul hakkı ile karşıma gelmeyin!” buyuruyor.“Diğerlerini affederim, fakat kul hakkını affetmem” buyuruyor. Dineuygun yaşamak ta, ancak iyi bir çevreyle olur. Bunun için de, önce güzel birçevre edinmeli, mevcut çevreden hemen uzaklaşmalıdır. İnsanınbulunduğu çevreye çabuk uyum sağlama eğilimi vardır. İnsanın iyi veyakötü olmasında arkadaşın, çevrenin rolü büyüktür.Dinimize göre insanı kötü yola sevkeden üç büyük düşman vardır.Bunlar; şeytan, nefis ve kötü çevre, kötü arkadaş. Bunların içinde entehlikesi kötü arkadaştır. Şeytan ve nefis insana kötü arkadaş vasıtası ilegünah işletir, yoldan çıkartır. Kötü arkadaş, insanın dünyasını da, ahiretinide yıkar. Nitekim Peygamberimiz, “Kişinin dini arkadaşının dini gibidir.Şu hâlde kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin!” buyuruyor.Kur'an-ı kerimde de, “Benim yolumda gidenlere uy!” buyuruluyor.(Lokman 15) Allahü teâlânın yolunda gidenler de; kul hakkına dikkat eden,kimsenin malına göz dikmeyen, dinimizin bildirdiği şekilde yaşayankimselerdir.Allahü teâlâ Hz.Davüde vahyetti ki: “Beni sevmeyenlerle arkadaşlıketme! Bunlar senin düşmanındır. Kalbini karartır ve seni bendenuzaklaştırır.”Şu hadis-i şerifler arkadaşın ne kadar önemli olduğu açık şekildebildirmektedir:“Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce arkadaş edinin!”“İyi arkadaş güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese bile,yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.”“Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateşkıvılcımları seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder.”Pis koku, farkında olmayarak elbiseye siner. Kötünün kötülüğü defarkında olmayarak kolaylıkla insanın kalbine girer.Ben kendimi korurum kötünün bana ne zararı dokunur? demek çokyanlıştır. Çürük bir meyve, bütün meyvelerin çürümesine sebep olur.İnsana en büyük zarar, kötü arkadaştan gelir. Kötü arkadaşlarla düşüpkalkan, kılavuzu karga olan nasıl her zaman temiz olabilir?İyi insanlarla beraber olan kimse, bir müddet onlar gibi yapmasa bile,en azından onların yanında kötülükten uzak kalır.
- Page 2 and 3: görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5: İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7: sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9: aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11: Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13: Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15: Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17: kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 20 and 21: Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23: yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25: sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27: İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29: tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31: gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33: Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35: Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37: “Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39: Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41: Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43: "Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45: da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47: Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49: Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51: esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53: kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55: kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57: Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59: Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61: Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63: Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65: Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67: sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69:
gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71:
“Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73:
Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75:
ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77:
Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79:
Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81:
Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83:
ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85:
O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87:
İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89:
koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91:
Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93:
vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95:
Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97:
“Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99:
Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101:
asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103:
de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105:
Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107:
kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109:
Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111:
Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113:
Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115:
herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117:
Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119:
Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121:
gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123:
Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125:
de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127:
yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129:
alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131:
çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133:
öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135:
Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137:
olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139:
çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141:
Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143:
Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145:
ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147:
da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149:
şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151:
yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153:
artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155:
idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157:
Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159:
Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160:
Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk