12.07.2015 Views

Eylül 2007 - Sayı: 136 (1840 KB) - İzmir

Eylül 2007 - Sayı: 136 (1840 KB) - İzmir

Eylül 2007 - Sayı: 136 (1840 KB) - İzmir

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

BaşyazıBAŞYAZIDEPREMİ YAŞAYAN BİLİRProf. Dr. Ömer Zafer ALKUİMO İzmir Şube Başkanı17 Ağustos 1999 Körfez Depreminin üzerinden sekizyıl geçti. 1999 yılında aldığımız deprem dersi acabaaklımızı başımıza getirdi mi? Deprem korkusuteslimiyetçilik anlayışımızı, mantalitemizi değiştirdi mi?O günkü felaket gözlerimin önüne geldi ve bu sorularısordum kendi kendime. Bu nedenle bültenimizin busayısında yine deprem konusunda yazmakistedim.Size önce yaşamış olduğum üç olayı aktarmakistiyorum.Birinci olay 1999 Körfez depreminden. 17 Ağustos1999 depreminden sonra Körfez bölgesinde gerekliincelemeleri yaptıktan sonra İstanbul'a geçtim.Ataköy'de konaklayacağım apartmana gittim. Hemen“14. katta çatlak var, bakar mısın” dediler. 14. kataçıktık. Yönetici zili çaldı. Kapı açıldı. Karşımızda birbayan. İçeri girdik. Evde bir gariplik var. Neredeyse evinbütün eşyaları yerde. Telaşlı ve çok heyecanlı bayan ilearamızda şu diyalog geçti:- Bu eşyalar depremde mi yere düştü?- Hayır, hayır… Ben taşınıyorum.- Ama bu çatlağın hiç önemi yok, çatlak ikincil birelemanda ve önemsiz.- Hayır, taşınıyorum, gideceğim bu evden.- Gideceğiniz ev bundan sağlam mı? Biliyormusunuz?- Gideceğim, gideceğim, gideceğim.Artık konuşulacak hiçbir şey kalmamıştı,diyaloğumuz bitti. Konaklayacağım 8. kata indik. 14.kattaki bayanın korkusunu orada anladım. Saten boyalıbir duvarda alüminyum çerçeveli bir tablo asılı. Metalçerçevenin bir köşesinde çapak kalmış. Sallantısırasında bu tablo da sallanarak saten boyayı çizmiş.Çiziğin uzunluğu tam 14 cm. Bu 14 cm. çiziği gördüktensonra acaba bu binanın 14. katı depremde sağa ve soladoğru kaç santimetre yer değiştirdi diye düşündüm. 14.kattaki bayanın korkusunu, psikolojisini o an anladım.İkinci olay 2003 Seferihisar depreminden. Hasarlıbinaları görmek için dolaşıyorum. Binaları az veya çokçatlamış veya çatlamamış birçok aile evine yakın boşalanlara çadır kurmuş. Çadırda yaşıyor. İlçede dolaştığımsırada bir artçı deprem oldu. Çadır içinde bulunan biri,telaş ve korku ile dışarı fırladı. Bu kişinin yüzü korkununta kendisiydi. Bu refleksi ancak depremi yaşamış biriyapabilir. Bu kişinin o anda çadırın yıkılmayacağınıdüşünmesi mümkün değildir. Zaten çadır yıkılsa ne olur?Bu korkunun insanımızı sağlam, depreme dayanıklı yapıyaptırmaya veya konut satın alırken depreme dayanıklıolup olmadığını araştırmaya hala niyeyönlendiremediğini anlayamıyorum.Üçüncü olay yine Körfez depreminden. Sakarya'daAnadoludan göç dolayısı ile kırk yıl kadar önce oluşmuşbir mahallede dört katlı evi tamamen yıkılan ve evindeneşya kurtarmaya çalışan bir bey ile sohbete başlıyorum.- Geçmiş olsun.- Sağolun.- Eviniz yıkılmış, tekrar geçmiş olsun.- Canımız sağ, yaralımız yok, tesellimiz bu.- Ne yapacaksınız, memleketinize midöneceksiniz?- Hayır, evimi yeniden yapacağım. 1967depreminde yıkılmıştı. Gecekonduydu. Yenidenyaptım, şimdi tekrar yaparım.- Bu binanın ruhsatı var mıydı?- Hayır, yoktu.- Bir mühendisten neden yardım istemedin?- Mühendise vereceğim parayla evimin temeliniyaptım.Konuşmamız epey sürdü. Yeni yapacağı bina için birinşaat mühendisinden hizmet satın almaya kendisiniikna edebildim mi bilmiyorum.Bu olaylar depremi yaşamayanın depremin nasıl birolay olduğunu bilemeyeceğini veya duyarsızlığınıgöstermektedir. Depremi yaşayanlar bile bir müddetsonra duyarsızlaşıyorlar. Konutunun depreme dayanıklıolduğundan şüphe duyarak veya bilerek hiçbirgüçlendirme işlemi yapmadan konutlarında oturanbirçok aile var. İnsanımız depremden bu kadarkorkmasına rağmen niye hala sağlam ve depremedayanıklı konut arayışında değil? Niye halavurdumduymaz?Son onbeş yılda Türkiye'de meydana gelendepremlerin insani ve ekonomik faturası çok büyük.Sadece Körfez Depreminde maddi kayıp 15 milyar dolarcivarındadır. Öyleyse niye hala Yapı Denetim Yasasınınaksayan yönleri değiştirilmiyor? Türkiye'nin neredeysetamamı deprem bölgesinde olmasına rağmen niye halaondokuz ilimiz Yapı Denetimi kapsamında? Niyealtmışbir ilimiz yapı denetimi kapsamı haricinde? Niyekamu inşaatları yapı denetimi kapsamı dışında? Bizkendimizi bizden birine denetlettirmek istemiyoruz. Amabir gün yabancıların bizi denetlemesine izin vereceğiz.Sağlam ve depreme dayanıklı bina yapmak çokzor birşey değil. Binanın mutlaka bir mimari, statik-betonarmeprojesi yapılmalı ve inşaat yapılırken her safhası birinşaat mühendisi tarafından denetlenmelidir. Bu işlerinbedeli toplam inşaat maliyetinin % 4-5'i kadartutmaktadır. Bu bedeli ödemekten kaçarak insanlar herşeylerini kaybedebiliyorlar. Önce halkımızıbilinçlendirmemiz ve mantalitesini değiştirmemizgerekiyor. Bu konuda biz inşaat mühendislerine çok işdüştüğünü ve çok büyük sorumluluk altında olduğumuzubir kez daha hatırlatmakistiyorum.2 İMO İzmir Şubesi Bülteni - Eylül <strong>2007</strong> - Sayı: <strong>136</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!