düz bütün işim gücüm bu oldu.” diyen yumurtaoyma ustası, yaptığı işe olan tutkusunu şu sözlerledile getiriyor: “Emekli olmadan önce işe giderkensabah saat 10.00’da kalkardım, şimdi <strong>ise</strong>6.00’da kalkıyorum. Çok sevdim bu işi.”Fanuslar Su Bardağından, Cam VazodanMotiflendirdiği yumurta kabuklarını, hem kırılmalarınıönlemek hem de işlevsel hale getirmekiçin abajura dönüştürmüş Yusuf Eygören. “Baktımki, yumurta kabuklarını tek başına muhafazaetmek zor, hemen kırılıyor. Camfanus içerisine almayı denedim.” diyenEygören, daha estetik olmasıiçin fanusun altına ahşaptanbir kaide ve üzerine de kaideile uyumlu yine ahşaptankubbeler yapmış.Oyularak estetik bir form kazandırılan yumurta kabuklarını,içlerine led ışık düzenekleri yerleştirerek aydınlatıyormuşEygören. Yumurta oyma ustasınınbelirttiğine göre led lamba ısınmadığıiçin yumurta kabuğuna zarar vermiyorve böylece kabuğun renginideğiştirmiyormuş.Yusuf Eygören, ışıklandırılmışyumurta kabuklarını oturttuğuahşap platformları da, atölyeninbirinci katında gördüğümüzmarangoz tornasında kendisi yapıyor.Ahşap platformun altında,gerektiğinde lambanın değiştirilebilmesiiçin küçük bir açıklık bırakılıyor.İnce ince işlenip desenlendirilenyumurta kabuklarını cambir fanusun içinde korumayaaldığını söylemiştikEygören’in. İştebu cam fanus, kimi zamanbir su bardağı, kimi zaman bir kadeh,kimi zaman da şık bir vazo olabiliyor. Ama tamamlanmışbir kompozisyonda bu cam fanusun bir bardakveya vazodan bozma bir koruyucu olduğunu anlamakpek mümkün değil. Bu da işin ustasının maharetini gösteriyorbize.Yumurta kabuğun uzun yıllar dayanabilmesi için üzerineherhangi bir koruyucu cila sürüp sürmediğini merak ediyoruz.Eygören, gördüğümüzün, bildiğimiz yumurta kabuğuolduğunu, üzerine hiçbir koruyucu madde sürmediğiniifade ediyor.
Hat <strong>Sanat</strong>ını Yumurtaya UyguladıYusuf Eygören, emeklilik hayatını renklendirmek için giriştiği yumurtaoyma sanatıyla üç yılı aşkın bir süredir ilgileniyor. Türkiye’de bu sanatı ilkdefa kendisinin başlattığını söyleyen Eygören, son dönemde yeni yeniustalar yetiştiğini ifade ediyor. Ancak kendisini diğer ustalardan ayıranbir fark olduğunu belirten Eygören, “Bizim en büyük farkımız yumurtakabuklarına hat motifleri uygulamamız. Dünyada şimdiye kadar hiçbiryumurta oyma ustasının hat motifi kullandığını görmedim.” diyor.İşin ustasına, tümüyle bitmiş, fişe takılmaya hazır, yumurtakabuğundan bir abajurun ne kadar süredetamamlandığını soruyoruz. Ahşabı, lambasıve fanus yapacağı cam malzeme hazırsaeğer, yumurtayı desenlendiripoyma işlemini yaparak tamamenhazır hale getirmenin, iki-üç günsürebildiğini belirtiyor Eygören.İncecik, hemen kırılıvermeye pek müsait bir malzemeyle çalışıyor Yusuf Eygören. Bu faktörde göz önünde tutulduğunda çok kısa bir süreymiş gibi geliyor bize bu iki-üç gün.Fakat anlattığına göre, yaptığı işe duyduğu sevgi, sabah erken saatlerde atölyeye sürüklüyoryumurta oyma ustasını. Eygören, sabahtan akşama kadar şevkle ve titizlikle çalışıptamamlıyor her bir abajuru.Söyleşimiz sürerken gözlerimiz bir yandan da yapımı devam eden veya tamamlanmışobjelere takılıyor. “Bugüne kadar kaç tane yapmıştır acaba?” diye aklımızdan geçiriyoruz.Yaklaşık 500 kadar yumurta üzerinde çalışıp, her birini birer aydınlatma objesihaline getirdiğini öğreniyoruz. Ama atölyede bulunanların sınırlı sayıda olduğunuhatırlatınca, açıklama ihtiyacı hissediyor Yusuf Eygören. “Yaptıklarımı elimdetutmam ben; eşe, dosta, burada görüp beğenenlere hediye etmeyi seviyorum.Burada gördüklerinizin çoğu yapım aşamasında zaten. Şimdiye dek hiç satmadımdesem yalan olmaz. Kermeslere de bağışladığım oldu. Kısacası yaptıklarımı hediyeetmekten mutluluk duyuyorum.” diye konuşuyor.Çok severek sürdürdüğü bu uğraşı geliştirmek için çalıştığını ve bunun için internettençok faydalandığını anlatan Eygören, “Keşke bu işe çok daha öncebaşlasaydım dediğim zamanlar oluyor.” diyor ve hemen ekliyor sonrada: “Ama o zaman da diyorum ki 15-20 sene önce başlamışolsaydım imkânsızlıklarla karşılaşacaktım. Mesela led ışık,internet yoktu o zamanlarda. Bu kadar güzel olmayacaktıyaptıklarım belki de.”Yusuf Eygören’e son olarak, yumurta oymasanatında varmak istediği noktayı soruyoruz.En büyük hedefinin, ürettiklerini birsergide sanatseverlerin beğenisine sunmakolduğunu belirten Eygören, “Esmaü-lHüsna’yı yani Allah’ın 99 ismini yumurta kabuklarıüzerine işlemek istiyorum. Yanı sıra çiçek,hat gibi motiflerle süslediklerimi de dahil edip 300 kadar eserle birsergi açmayı planlıyorum. Bugüne kadar hiç sergi açmadım, bu ilk olacak. Belirttiğimgibi yaptıklarımı hediye ediyorum, elimde sergi açacak kadar malzemeyok şu anda.” diyor ve sergiden elde edilen geliri de hayır kurumlarına bağışlayacağınıhatırlatıyor. Eygören, bu sanatın gelecekte de yaşatılması için öğrenmekisteyenlere kapısının her zaman açık olduğunu da sözlerine ekliyor.
- Page 1:
Hünkârın Estetik Mührü: Tuğra
- Page 14:
II. Mahmut'un Tuğrası
- Page 18 and 19:
Söyleşimiz; ömrünü güzeli, en
- Page 21:
larıma yük bindirdi. Hedefimizde
- Page 26 and 27:
Sergide ayrıca işlemelerin yoğun
- Page 33:
“Burada gaye, ebru sanatıyla bir
- Page 36 and 37:
dan hareketle, onda daima bir tevaz
- Page 38:
Boğaziçi Ressamlarıve Oryantaliz
- Page 41 and 42:
Jean Baptiste van Mour, 1699’da g
- Page 43 and 44:
Batı ülkelerinde doğup gelişen
- Page 46 and 47:
Gümüş,Ateşle Buluşunca...Fatma
- Page 50 and 51:
Nusret Çolpan,Cennet’te Sergi A
- Page 52 and 53:
Bir gün, dayısı Ali Öztaylan, y
- Page 54 and 55:
klasik Türk İslam sanatı bakış
- Page 56 and 57:
Her Düğümünde Bir Anlam Gizliİ
- Page 58 and 59:
Osmanlı dönemi kadınlarının ze
- Page 61 and 62:
özgün tasarımlarda, gündelikya
- Page 63 and 64:
"Hattatların Pîri" olarak kabul e
- Page 65:
ı ile zenginleştirerek anlatırd
- Page 68 and 69:
Emin Barın'da TâlimDoç. Dr. Sava
- Page 72:
Ali Alparslan'da TâlimHüseyin Hü
- Page 75:
Bursa Muradiye Mahallesi Şair Ahme
- Page 78 and 79:
Osmanlı Erkeğinin Kıyafeti de Fi
- Page 80 and 81:
Aşk-ı Nebîve Zikir TaneleriAhmet
- Page 83 and 84:
Beyazıt’tan Yola Çıkan Hat Kol
- Page 85 and 86:
Klasik Hilyenin 17. yüzyıldan ber
- Page 87 and 88:
Piri Reis’inMeşhurDünya Haritas
- Page 89 and 90:
yandan gemi reisliği ve filo komut
- Page 91 and 92:
Kitab-ı Bahriye’de Neler Var?1 v
- Page 93 and 94:
Fatoş ÇAKIRDeniz Mutlu ERDOĞANDe
- Page 96 and 97:
Fantastik Realizmin DâhiAma Küsk
- Page 98 and 99: Erol Deneç, tam bir İstanbul beye
- Page 102: şinin sebebi, paltosunun olmayış
- Page 106 and 107: Hakikat PerdesiDalgalanınca…Öme
- Page 108 and 109: adlı ebru sergisi, sanatseverler t
- Page 111 and 112: Tabiat her mevsim renkten renge bü
- Page 113 and 114: Antika halı tamiri, onu yapan usta
- Page 115 and 116: miş ve 25 yıldır da profesyonel
- Page 119 and 120: Müdevver sülüs - nesih - minyat
- Page 121 and 122: Ardından bir anma etkinliği düze
- Page 123 and 124: leneksel usül ve uygulamada bu anl
- Page 125 and 126: "İslam el yazmalarında, formalar
- Page 127 and 128: 3) Gizli kolon: (resim 4-5-6) İşa
- Page 129 and 130: Günümüzde Japon seramiktekniği
- Page 132: HattatMustafa RâkımEfendi Vakfiye
- Page 135 and 136: ve vakfiye sonunda isimleri yazıl
- Page 137: kılar. Bundan dolayı bu vakıftan
- Page 140 and 141: komşularımızdan öğreniyorduk.
- Page 142 and 143: Dünyanın Dört Bir YanındaBu Zil
- Page 144 and 145: na kadar 40 sene onun yanında çal
- Page 146 and 147: Sanatın En Kırılgan HaliMutia SO
- Page 150 and 151: Gaziantep’in"Yaşayan" MüzesiEmi
- Page 152 and 153: derisinden, yüzü keçi derisinden
- Page 154 and 155: Şair Hayâlî Çeşmesi (İki Lül
- Page 156 and 157: Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Çeş
- Page 158 and 159: maları çeşme-yimezkurenin inşat
- Page 160 and 161: Bu SaatteBir Terslik Var!Dilek DOĞ
- Page 162 and 163: Tersine çalışan saat fikrini Nas