18.11.2017 Views

GIDACI ::: Gıda Rehberi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

10 11<br />

yerde denetleme, inceleme ve araştırma yapmaya<br />

yetkilidir.<br />

(2) Bu Kanun kapsamına giren hususlarda, yetkili ve görevli<br />

kişi veya kuruluşlara her türlü bilgi ve belgenin doğru<br />

olarak gösterilmesi veya istenmesi hâlinde belgelerin<br />

aslının veya onaylı kopyalarının verilmesi zorunludur.<br />

Tüketici Ürünü ve Hizmet Denetimi<br />

MADDE 76 : (1) Tüketici ürünü; hizmet sektöründe<br />

kullanılanlar dâhil olmak üzere tüketicilerin kullanması için<br />

tasarlanan veya makul koşullarda tüketiciler tarafından<br />

kullanılması öngörülen, gerek ticari faaliyetler sonucunda<br />

gerekse başka yollarla tedarik edilen veya kullanılabilir<br />

hâle getirilen yeni, kullanılmış veya ıslah edilmiş her türlü<br />

üründür.”<br />

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu<br />

Bakımından Düzenlemeler<br />

Tüketici Kanununda yer alan düzenlemelerin yanı sıra Türk<br />

Borçlar Kanunu da sorumluluklara ilişkin maddeler<br />

içermektedir. Bu doğrultuda, Tüketici Kanununa göre<br />

tüketici sayılanlar dilerse Türk Borçlar Kanunu<br />

hükümlerine dayalı olarak hukuki yollara başvurabilir.<br />

Konu ile ilgili yer alan düzenlemeler şu şekildedir.<br />

6098 Türk Borçlar Kanunu<br />

Kişilik Hakkının Zedelenmesi<br />

MADDE 58 : Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören,<br />

uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı<br />

altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.<br />

Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim<br />

biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir;<br />

özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın<br />

yayımlanmasına hükmedebilir.<br />

MADDE 112 : Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse<br />

borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat<br />

etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle<br />

yükümlüdür.”<br />

Davalarda genel kural davacının iddiasını ispat<br />

etmesidir. Ancak bu tür davalarda kanun koyucu bu<br />

yükümlülüğü tersine çevirmiş ve ispat yükünü tersine<br />

çevirmiştir. Burada satıcı üretici vs. satılan malın<br />

ayıplı olmadığını ve/veya kusuru bulunmadığını ispat<br />

ile yükümlü tutulmuştur. Manevi zarar, Yargıtay<br />

tarafından "kişilik değerlerinde oluşan objektif<br />

eksilme" olarak tanımlanmaktadır. Manevi tazminata<br />

hükmedilebilmesi için bir zararın oluşması bunun belli<br />

bir haksızlık ve adaletsizlik içerisinde meydana<br />

gelmesi hatta olaya göre bir süre devam etmesi ve<br />

ikisi arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir.<br />

Ayıplı ürün davacı (tüketici) tarafından<br />

açıldıysa, tüketildiyse, yabancı cismin mamul<br />

içine sonradan konması mümkün değilse ve<br />

mamul orijinal olduğu tespit edilebiliyorsa<br />

tüketici lehine (varsa) maddi zararlarının<br />

yanında manevi zararlarının da tazminine<br />

karar verilmektedir.<br />

Ürün açılmamış ve tüketilmemiş ise manevi<br />

tazminat davaları yönünde tüketicinin<br />

muhataplarına karşı davayı kazanma ihtimali<br />

zayıflamaktadır.<br />

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu<br />

Bakımından Düzenlemeler<br />

Tüketicinin yapmış olduğu işlemlere ilişkin hukuki<br />

sorumlulukların yanı sıra, bu işlemlerden doğacak<br />

zararlara ilişkin cezai sorumluluklar 5237 sayılı Türk<br />

Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmektedir.<br />

Tüketicinin en sık karşılaştığı durumlardan biri olan<br />

gıda suçları ile ilgili de TCK’nın ilgili maddelerinde<br />

düzenlemeler yapılmıştır. Bir gıda mamulü nedeniyle<br />

tüketicinin herhangi bir cismani / fiziksel bir zararı ile<br />

birlikte şikâyeti söz konusu ise, üretici firma yetkilisi,<br />

şikâyet üzerine yapılacak soruşturma ile birlikte,<br />

TCK’nun 89. maddesinde düzenlenen taksirle<br />

yaralama suçunu işlediği iddiası ile<br />

yargılanabilecektir.<br />

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu<br />

Taksirle Yaralama<br />

MADDE 89 : Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya<br />

sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden<br />

olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para<br />

cezası ile cezalandırılır.<br />

(Değişik 5. fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.5) (5) Taksirle<br />

yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması<br />

şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren<br />

yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde<br />

şikâyet aranmaz.<br />

Zarar sonucu ölüm meydana gelmiş ise; üretici firmanın<br />

yetkilisi, TCK’nun 85. maddesinde düzenlenen taksirle<br />

ölüme neden olma suçunu işlediği iddiası ile<br />

yargılanabilecektir.<br />

Taksirle Öldürme<br />

MADDE 85 : (1) Taksirle bir insanın ölümüne<br />

neden olan kişi, (Değişik ibare: 5328 - 31.3.2005 / m.3)<br />

"iki yıldan" altı yıla kadar hapis cezası ile<br />

cezalandırılır.<br />

(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden<br />

fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin<br />

yaralanmasına neden olmuş ise, kişi (Değişik ibare: 5328 -<br />

31.3.2005 / m.3) "iki yıldan" onbeş yıla kadar hapis cezası<br />

ile cezalandırılır.<br />

Bozulmuş ve değiştirilmiş <strong>Gıda</strong>ların ticareti<br />

TCK 186 maddesinde düzenlenmiştir.<br />

Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti<br />

MADDE 186 : (1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye<br />

sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her tür yenilecek<br />

veya içilecek şeyleri veya ilaçları satan, tedarik eden,<br />

bulunduran kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve<br />

binbeşyüz güne kadar adlî para cezası verilir.<br />

(2) Bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek<br />

ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde, verilecek<br />

ceza üçte bir oranında artırılır.<br />

Bu suçla mahkumiyet halinde mahkeme hükmün<br />

açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir.<br />

MADDE 231 : (1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede<br />

belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen<br />

hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.<br />

(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (5) Sanığa yüklenen<br />

suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan<br />

ceza, (Değişik ibare: 5728 - 23.1.2008 / m.562) "iki yıl"<br />

veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise;<br />

mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına<br />

karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır.<br />

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün<br />

sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade<br />

eder.<br />

(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (6) Hükmün<br />

açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;<br />

1. a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olmamış bulunması,<br />

2. b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile<br />

duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği<br />

hususunda kanaate varılması,<br />

3. c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun<br />

uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale<br />

getirme veya tazmin suretiyle tamamen<br />

giderilmesi,<br />

gerekir.(Ek cümle: 6008 - 22.7.2010 / m.7) “Sanığın kabul<br />

etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri<br />

bırakılmasına karar verilmez.”<br />

(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.7) (7) Açıklanmasının geri<br />

bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkum olunan<br />

hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde<br />

seçenek yaptırımlara çevrilemez.<br />

(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (8) Hükmün<br />

açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde<br />

sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Bu süre<br />

içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin<br />

belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri<br />

olarak;<br />

1. a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde,<br />

meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak<br />

amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,<br />

2. b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir<br />

kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek<br />

veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi<br />

altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,<br />

Bursa <strong>Gıda</strong> <strong>Rehberi</strong> – 2017 www.gidaci.org Bursa <strong>Gıda</strong> <strong>Rehberi</strong> – 2017 www.gidaci.org

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!