Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Humarın dadısına Ağcakız (Ağkız) denildiğini vurgular. Ayrıca, bazı rivayetlere göre, XVIII yy. kadar<br />
Tiflis'te Hristiyan Türkler`in ve onların kiliselerinin olması, Rus çarının emri ile 1733 yılında Hristiyan-<br />
Türk kiliselerinin Gürcü kilisesine birleştirilmesinden de bahsedir. Bundan sonra (kiliseler birleştirildikten<br />
sonra) bazı Türkler Hristiyanlığı kabul ederek, yavaş-yavaş Gürcüleşmiş, bazı Hristiyan Türklerse<br />
Müslüman olmuşlar (Mehdioglu, 2016).<br />
Gürcistan ile yakından ilişkisi olan İ. Mehdioğlu hatta Senan sokağının tarifini verir: Senan sokak,<br />
Senan Dağı’ndan başlıyordu. Baş aşağı gelip Kür`ün kıyısında, Şah Abbas Konağının yanında Gence<br />
yoluna birleşiyordu. 1956 yılında Hamamlar mahallesinde, şimdiki camiden yaklaşık 100-150 metre<br />
aşağıda yaşayan Tehle Asker`in konuğu oldum. O zaman Asker dediğim kişinin yaklaşık 80-85 yaşı olurdu,<br />
Onun sohbetinden duyduklarımı kaleme alıyorum. Dedi ki: "En eskilerden Tiflis'te Senanlar soyunda asil<br />
kalem olmuştur. Senan Dağı'nın eteklerinde bulunan koru yerleri ve Senan Dağı'nın arkasında Gocer`e<br />
taraf olan ormanlık da Senan soyunun mülkü olmuştur. Sokak o zamandan Onların adları ile anılır. Şimdi<br />
caddenin adı David Caddesidir, ama herkes hala Senan caddesi diyor. Şah Abbas'ın konuk yeri de Senan<br />
caddesinde idi. Senan aslen Tiflisli, ilk İslam’ı kabul eden soydandı. Bağdat’ta ve Halep'te okuyup, Şeyhlik<br />
adını alıp, bir şeyh gibi vatanına dönümüştür. Halkın deyimine göre, Humarın babası ‘kâfir keşiş’ de bu<br />
mahalledendir. 1935-38 yıllarında Senan caddesinde bulunan Müslümanların bazılarını İran'a, bazılarını<br />
da Orta Asya'ya sürdüler. Onların evlerine Gürcü`leri doldurdular. 1956 yılında Şeyh-i Senan`ın mezarını<br />
ziyaret ettim. Onun mezarı üstünde türbe görmedim. Sadece mezarın etrafında dağınık taşların olmasından<br />
tahmin etmek oluyordu ki, ne vakitse burada türbe olmuştur. Mezarın taşları dağılmış haldeydi. Böyle bir<br />
ün sahibinin mezarının bu kadar bakımsız olması beni üzdü. Türbenin o zamanki haline bakıp bir gaside<br />
de yazdım. 1960'larda Botanik bağını genişletmek amacıyla Senan yatan mekân bağın topraklarına katıldı.<br />
Böylece, Şeyh-i Senan`ın izi kayboldu. Yani Tiflis'in en eski soylarından olan Senan`ın izi amaçlı olarak<br />
yok edildi (Mehdioglu, 2016).<br />
Anlaşılan, olay gerçekten yaşanmış bir faciadır ve "Tiflis'te Senan`ın izi kasıtlı olarak kaybedilmişti.<br />
Yaşanan sergüzeştten yaklaşık üç yüz yıl sonra kaleme alınmış hikâyede "Şeyh olduğu için onu<br />
Araplaştırmışlar”, fakat “O, belki de İslam dünyasının ilk Türk şeyhi olmuştur" diye fikrini özetleyen İ.<br />
Mehdioğlu araştırmacılara açık kapı bırakıyor. Onun, "Senan Şeyh olduğu için onu Araplaştırmışlar" fikri<br />
makuldür. Çünkü İslam yeni yayıldığından Türklerde Şeyhlik meselesi henüz pek yayılmamıştı.<br />
Kafkasya'dan bilimsel eğitim için Arabistan'a, İran'a gidenlerin döndükten sonra isimlerinin önüne konulan<br />
"Şeyh" sözü bu kişinin milliyetinden çok, eğitimi ile ilgilidir. Bu bakımdan, halen Gürcistan'da hafızalarda<br />
yaşayan destanın, Şeyh-i Senan`a ait yerlerin olması bir sevgi öyküsü ile ilişkili olduğunu değil, bu sevgi<br />
öyküsünün burada-Gürcistan'da yaşayan, burası ile bağlantılı olan iki kişinin arasında gerçekleştiği<br />
ihtimalini de güçlendiriyor (tıpkı "Aşık Garib" destanı gibi).<br />
Gürcistan'da Senan Dağı'nın kutsal sayılması Onun bir Türk Şeyhi olma ihtimalini güçlendiriyor. "Şeyh-i<br />
Senan Dağı kutsal bir dağdır. Efsanesi ünlüdür. Uzaktan gelip geçenler bu dağa baş eğer, onu selamlarlar.<br />
Dağın efsanesinin kadim Türklerle ilgili kolu da vardır. Ulu mezarlarının uzaktan da olsa selamlandıklarını<br />
İran ve Türkiye`den de biliyoruz. Ulu dağlara mevsiminde ziyaret için gidildiği zaman bu dağlara yalın<br />
ayak tırmanıldığı inancı Türkiye`de de vardır (Eski Tiflis'in eski çizgileri- Kutsal David dağı). Dağa selam<br />
vermek, hatta dağdan yaşmanmak meselesi Dede Korkut destanında da var. Az önce bahsedildiği gibi,<br />
Tiflis'teki Senan soyundan "Aşık Garip" destanında bahsedilmesi, "Senan Hoca" olarak adlandırılması<br />
Şahsenemin babasının da Senan soyundan olması, destan kahramanlarının her ikisinin; Şeyh-i Senan ve<br />
Aşık Garib`in yüzyıllardır Tiflis'te yaşamış Senan soyundan olması düşüncesini yaratıyor. Senan<br />
efsanesinin Borçalı kolunda Şahsenemin yanında dadı olan Ağcakız isminin olması da rastgele değil.<br />
"Humar`ın dayesine de Ağcakız (Ağkız) denir). S. Mammadli`nin geldiği sonuca göre,"